Neden Önemseriz?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan Neden Önemseriz? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 58,151 kez görüntülenmiş, 384 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Neden Önemseriz?
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
ama bu değer bireysel olarak ortaya çıkmaz, toplumsal diyalogların sonucudur. diyalogu sadece sözlü ve yazılı dil olarak daraltmamak gerekir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
ama bu değer bireysel olarak ortaya çıkmaz, toplumsal diyalogların sonucudur. diyalogu sadece sözlü ve yazılı dil olarak daraltmamak gerekir.

Her deger bireysel baslar ve sonradan toplumsallasir. Sorun da degerleri ortaya atanlarin yazarlarinin olmamasi ve degerin anonimlesmesidir. Derrida'nin dedigi gibi "Yazar olmustur (olmek) ortada olan yazidir.

Ayrica hic bir deger, yonlendirim ve yaptirim olmazsa, toplumsallasmaz. Bu da degerlerin emirsel, otoriter, guce dayanan dogal zihniyetin bir urunu oldugudur.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
toplumsal yapıda olduğu için bireyler emekleri ile değer yaratırlar. arkeolojik kazılarda bir fil iskeletinin yanında tonlarca çakmak-taşından yapılmış kesici ilk-el aletlerin bulunması bu durumu açıklamaya yeterlidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
toplumsal yapıda olduğu için bireyler emekleri ile değer yaratırlar. arkeolojik kazılarda bir fil iskeletinin yanında tonlarca çakmak-taşından yapılmış kesici ilk-el aletlerin bulunması bu durumu açıklamaya yeterlidir.

Tabi ki, ama bu bireyin deger yarattigi olgusunu ve bunun toplumsallasmasini degistirmez.

Politikadan ornek verelim. Karl Marx oturur bir etik ve metafizik toplumsallik ile ilgili bir akil ortaya surer. Sonra bu yayginlasir, takipcileri bunu yasama tasimak icin kendine Marxist diyenler cikar. Boylece Marxizm kuresel ve kitlesel bir bakis acisina ve mucadele cesidine donusur. Tabi herkes kendi beynince Marxizmdan ne algiladigi farkli bir konudur. Oyuzden kendine marxist diyen iki kisi bile marxizmlerini tartisir. Sonucta her sey bir algidir ve bu da algilayanin numenal yeti duzeyidir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bir üçgenin iç açılarının toplamı nedir diye sorulsa hemen 180 derece olduğu yanıtı verilecektir. ezber bu ya...sadece ezberler algı ile ilgilidir. nesnel gerçekler algıya gereksinim duymazlar ve fakat kendilerini iyi bir gözlemciye göstermekten de imtina etmezler. her şey/olgu/gerçeklik bir kişisel algıdan ibaret değildir. bu nedenledir ki uzay/zamanı ve eğrilmesinden dolayı üçgenin iç açıların toplamı 180 dereceden fazladır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bir üçgenin iç açılarının toplamı nedir diye sorulsa hemen 180 derece olduğu yanıtı verilecektir. ezber bu ya...sadece ezberler algı ile ilgilidir. nesnel gerçekler algıya gereksinim duymazlar ve fakat kendilerini iyi bir gözlemciye göstermekten de imtina etmezler. her şey/olgu/gerçeklik bir kişisel algıdan ibaret değildir. bu nedenledir ki uzay/zamanı ve eğrilmesinden dolayı üçgenin iç açıların toplamı 180 dereceden fazladır.

Iste asil onemli olan ve onemsenecek olan, olgularin da kalicilastirmamasi gerektigi, sabitlenmemesi ve mutlaklastirilmamasi gerektigidir. Zaten yanlislama olmasa, o zaman beyinler ezber de tikanir kalir. Klasik bilim boyle bir algida degerlendirilmistir. Gozlemin onemi ve notrlugu de bu sayede onem kazanmistir.

Ayrica unutmamak gerekir ki, olgu tanimlarinda genelde N.S.A eklemesi vardir. Mesela "dunya yuvarlaktir" olgusu, aslinda "dunya kuzey ve guney kutuplarindan basiktir ve tam yuvarlak degildir." seklindedir. Buradan da gozlemin teorisinin test edilebilirligi ortaya cikmaktadir.

Sonucta ister akilcilik ile bir teori ortaya atilsin, ister gozlem ile; teorilerinin test edilebilmesi onlari olgu yapar. Olgunun klasik sabitligi de yanlislanabilirlik ile onlenir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
devinimi algılamak, his-etmek; onunla devinebilmek, düşünmek ve yaşamak sürekliliğin önemsenmesidir. o zaman halkaya bir şey daha ekleyebiliriz. "süreklilik"
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
devinimi algılamak, his-etmek; onunla devinebilmek, düşünmek ve yaşamak sürekliliğin önemsenmesidir. o zaman halkaya bir şey daha ekleyebiliriz. "süreklilik"

Iste bu ekledigin algilanir ve bilince cikar ve de onemsenirse, realizmin kaliciligi, kesinligi, mutlakligi yerini relativizme birakir. Cunku realizm ayni seyin tekrari iken, relativizm olanin degisimi, yenilenimi ve yanlislanimini getirir. Bu da ancak epistemolojik algida gecerlidir. Ontolojik algida sadece sabitin degisimi, daha dogrusu degismez degiskenligin degisimi secim olarak sunulur. Halbuki epistemoloji de ontolojideki sabit te sorgulanir, gozlemlenir ve yanlislanabilir.

Bu iki degisim farki algilanma acisindan cok onemlidir. Biri sabitin sabitligi korunarak gelen degisim, digeri sabitin gozleminin sabiti degistirimidir.

Kisaca biri reform, digeri kokten degisimdir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
varlık-biliminde/ontolojide söylediğiniz rölativizm olduğu içindir ki bu algılanabilmektedir. atom-altı parçacıklar, kuantum fiziği bunu bize/insana - düşünceye/bilgiye göstermektedirler.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
varlık-biliminde/ontolojide söylediğiniz rölativizm olduğu içindir ki bu algılanabilmektedir. atom-altı parçacıklar, kuantum fiziği bunu bize/insana - düşünceye/bilgiye göstermektedirler.

Varlik biliminde relativizm olanakli degildir. Cunku metafizigin ontolojik/teolojik her turlu varlik ideolojisi akilci inancsal dogru olarak fenomene sabit bir icerik verir. Materyalizm madde der, idealizm dusunce der, pozitivizm dil der. Bunu da sirassiyla nesnelcilik, oznelcilik ve isimcilik ile dogrularlar. Herbirinin varlik gercekligi kendi ideolojisinin inancidir. Relativizm ilk kez, Einstein'in izafet teorisi ile ortaya cikmistir ve klasik bilim algisina darbeyi vuran bakis acilarindan biridir. Iste quantum, yanlislanabilirlik, metod karsitligi ve paradigma algilari bilimin bilimselligini relativizme kaydirmistir. Ontolojide bu yoktur. Ontolojinin ve teolojinin "benimki ilk, dogru, gercek" tartismasi yuzyillardir surer gider ve sonlanmasi dogrulanmasi/yanlislanmasi mumkun degildir.

Nedeni de gayet aciktir, modern bilim fenomenden degil;onun gozleminden yola cikar, verdigi bilgi de fenomene ait degil; insanogluna ait bir bilgidir, turevdir.

Oyuzden de olgu yapilandirmaci olmaktadir. Cunku insanoglu algisi olmadan yansiyan ve gozlem veren fenomeni ortaya koyan bir faktor henuz yoktur.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
gördüğüm kadarı ile ontolojiyi farklı anlamlarda kullanıyoruz. siz ontolojiyi teolojik/kendinden var olan/a-priori olan olarak değerlendiriyorsunuz. bunu gidermek için olgu/nesne/madde tanımını kullanacağım.

/
ve hemen ekleyeyim. madde olmadan düşünce olmaz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
gördüğüm kadarı ile ontolojiyi farklı anlamlarda kullanıyoruz. siz ontolojiyi teolojik/kendinden var olan/a-priori olan olarak değerlendiriyorsunuz. bunu gidermek için olgu/nesne/madde tanımını kullanacağım.

/
ve hemen ekleyeyim. madde olmadan düşünce olmaz.

Bilim buna bilimsel olarak goruntu ve yansi veren temelinde fenomen diyor ve fenomenin ne oldugu tartismasini metafizige birakiyor. Ister madde, ister dusunce, ister pozitive temelinde.

Bilimsellik bu tartismanin insanoglu yasam duzen iliski v.s. temelindeki gozleminin sorunlarini, cikarimlarini, analitigini ve kritigini yaparak akilci ya da gozlemsel bulgular ve teoriler ortaya atiyor.

Yapilandirmaci epistemoloji de her turlu bilginin, bu uc ontolojik temelin insanoglunda oldugunu (beyin, dusunce ve kavram) ve bunlar ile yansiyani ve gozlem vereni algiladigini, gozlemledigini ve bilgiye tasidigini soyluyor.

Yani bilgi ister nesnel, ister oznel, ister ozel, ister genel, ister gorunussel, ister ozsel, ister somut, ister soyut olsun insanoglu disinda var olamayacagini soyluyor. Bunun nedeninin de bilginin insanoglu urunu ve yansiyanin ve gozlem verenin bilgi eliyle turetilmesi.

Bu arada gozlem veren ve yansiyan fenomenin ayni zamanda insanoglu oldugunu da soyluyor.

Oyuzden kavram olmazsa, kavrami, maddeyi ve dusunceyi ortaya koyamazsin. Beyin (madde) olmazsa kavram ve dusunce olmaz, dusunce olmazsa kavram olmaz.

Kisaca ontoloji bir uclemdir ve biri digerini tamamlar. Ontolojinin sorunu indirgemecilik ve noktalama temelli zamansal ilk sorunu ve de kesinlestirme, mutlaklik sorunudur. Cunku fenomen insanoglu temelinde ne maddedir, ne dusuncedir, ne de kavramdir. Ucu birdendir ve biri digerini tamamlar.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
200 milyon yıl önce henüz hiç bir kavram -bu gün kullanılan- yoktu, ama evren vardı, elementler vardı; düşünce bu gün ona nüfuz edebiliyorsa soyutlama yapmayı insanlaşma ile gerçekleştirmesine borçludur; düşünce onların varlık nedeni değildir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
200 milyon yıl önce henüz hiç bir kavram -bu gün kullanılan- yoktu, ama evren vardı, elementler vardı; düşünce bu gün ona nüfuz edebiliyorsa soyutlama yapmayı insanlaşma ile gerçekleştirmesine borçludur; düşünce onların varlık nedeni değildir.

Kavramlarin degisimi ve ortaya cikimi, gozlem, algi, olgu, teknik ve bilgi temelindedir. Oyuzden de her yeni cag, kendi kavramsal yasamini, iliskisini, etigini, ideolojisini ve de inancini getirir. Mesela, akilli tasarimciligin bir yaratici inanci olarak cikisi, iste bu gelisimin inanci "yenileme" adina yarattigi bir akilciliktir.

Dusunce beynin bir fonksiyonudur. Dusunce; beyin yansi, gozlem verme/alma, algi, yansitma ile birlikte kavramin yaraticisidir ve fenomenin bilgi turevidir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
öyle değili midir ki beyin de bir maddedir. canlı-dokusal-biyolojik bir madde...
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Kavramlarin degisimi ve ortaya cikimi, gozlem, algi, olgu, teknik ve bilgi temelindedir. Oyuzden de her yeni cag, kendi kavramsal yasamini, iliskisini, etigini, ideolojisini ve de inancini getirir. Mesela, akilli tasarimciligin bir yaratici inanci olarak cikisi, iste bu gelisimin inanci "yenileme" adina yarattigi bir akilciliktir.

Dusunce beynin bir fonksiyonudur. Dusunce; beyin yansi, gozlem verme/alma, algi, yansitma ile birlikte kavramin yaraticisidir ve fenomenin bilgi turevidir.
Kavram-beyin-düşünce üçlemesinde aklın işlevi var mıdır/nedir?Akıl kavramının içeriği sizce nedir?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Kavram-beyin-düşünce üçlemesinde aklın işlevi var mıdır/nedir?Akıl kavramının içeriği sizce nedir?

Aklin akilciligi ve akilliligi farklidir. Akil dogal zihniyette sadece egosal tatmin numenidir. Bunu da kendi vucudunun pragmatizmini ya toplumsal kisilik, ya da bireycilik olarak yapar. Oyuzden akil inanc, ideoloji, degerler, veriler, tabular, dogrular ile sinirlanmistir. Bu sinirlar temelinde savunur ve kaybetmek istemez. Dolayisiyle kabul ettirmek ve karsi cikmak durumundadir. Iste aklin dogrulari bu sekilde mucadele eder. Akilcilik, soyuttan somuta gozlem somuttan soyuta gider. Akilcilik yarattigini somutlastirir, gozlem gordugunu soyutlastirir. Oyuzden akilciligin gozlemi sadece somutlayani inanc olarak kendine dogrulayan icin gecerlidir.

Asagidaki linkteki iki mesaji okuyabilirsin.

http://www.felsefe.net/psikoloji/5241-aklin-algi-quotcimazi-celiskisiquot.html
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bir şey daha eklemek gerekecek. insan maddeyi önemsediği için onun ne olduğunu anlamış ve değerlendirmiştir. madde temel belirleyen olmakla düşünceyi etkilemiş ve soyutlama ile düşüncenin gelişimini sürdürmüştür. düşünce bunla yetinmemiş maddeyi etkilemeyi, değiştirmeyi, şekillendirmeyi başarmıştır. öyle ise bir şey daha ilave edilmeli; düşünce başlı başına önem halkasına eklemlenen bir süreçtir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bir şey daha eklemek gerekecek. insan maddeyi önemsediği için onun ne olduğunu anlamış ve değerlendirmiştir. madde temel belirleyen olmakla düşünceyi etkilemiş ve soyutlama ile düşüncenin gelişimini sürdürmüştür. düşünce bunla yetinmemiş maddeyi etkilemeyi, değiştirmeyi, şekillendirmeyi başarmıştır. öyle ise bir şey daha ilave edilmeli; düşünce başlı başına önem halkasına eklemlenen bir süreçtir.

Ama ayni dusunce materyalizm temelinde kendi insanoglu varligini da maddelestirmistir, iste sorun da buradadir. Cunku dogal zihniyet fenomenal olarak bakar ve fenomenin arkasindaki yol gosterici, yonlendirici, yonetici v.s. akli gormez. Ya tanrisina verir, ya da maddeye (evrene, varolusa, dogaya, nesneye ve/veya aklin degerlendirerek soyutladigi kavramlarin somut uygulamali/yonlendirim ve yaptirimli duzen ve sistemine).
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst