Mutluluk tanımlanabilir mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan Mutluluk tanımlanabilir mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 16,001 kez görüntülenmiş, 160 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Mutluluk tanımlanabilir mi?
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
hangi savaşta yenenler mutlu olmuş? yenenler kitlesi yenilenlerin cesetleri üzerinde yürürken kendi ölümleri ile karşılaşmışlar ve bu tablo onları derinden üzmüştür; bir daha onu asla unutmamak üzere her yenginin bir yenilgi olduğu duygusu ile savrulmuşlardır. mutluluk salt bireysel olsa idi, tanımlanamazdı; mutluluk denilen kavram dahi olmazdı
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
hangi savaşta yenenler mutlu olmuş? yenenler kitlesi yenilenlerin cesetleri üzerinde yürürken kendi ölümleri ile karşılaşmışlar ve bu tablo onları derinden üzmüştür; bir daha onu asla unutmamak üzere her yenginin bir yenilgi olduğu duygusu ile savrulmuşlardır. mutluluk salt bireysel olsa idi, tanımlanamazdı; mutluluk denilen kavram dahi olmazdı

Iste tam da benim dile getirdigim, mutluluk/mutsuzluk ic ice. Ayni sekilde, bir baska celiski de; hem olduruyorsun, hem de hastahanede yarali tedavi ediyorsun.

Eger senin dedigin algilansaydi, insanoglu 21. yuzyilda birbiri ile hala savasiyor olmazdi. En son Libya ornergi. Mutluluk/mutsuzluk olarak degerlendir, istersen.

Ben mutlulugu/mutsuzlugu salt bireysel demedim, ama yasayan bolunmez en kucuk birim bireydir.

Mesela savasta iki birey kendi taraflarinin olulerine bakarken ve ayni duyguyu paylasirken, bunlardan biri olenler arasinda kendine daha yakin olan birini gorur ve ona karsi farkli bir duygu yasar.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
Kant'ın numenal yaklaşımına tam da uygun bir tarz sizinkisi. ayrıştığımız nokta ise Kant'ın yetersiz kaldığı, uçurum kenarından döndüğüdür.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Kant'ın numenal yaklaşımına tam da uygun bir tarz sizinkisi. ayrıştığımız nokta ise Kant'ın yetersiz kaldığı, uçurum kenarından döndüğüdür.

Tam aksine, Kant'in numeni tanridir, yani kendisinin nedeni. Benim numenal yeti dedigim ise, cognitive, bilissel science; bilimdir.

Bu konuda gayet aciklayici basliklarim var. Istersen link verebilirim.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bilim, görüngülerin iz-düşümü ile septikleşmez. demir cevherini tanımlar, demirin öz-üne iner.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Iste tam da benim dile getirdigim, mutluluk/mutsuzluk ic ice. Ayni sekilde, bir baska celiski de; hem olduruyorsun, hem de hastahanede yarali tedavi ediyorsun.

Eger senin dedigin algilansaydi, insanoglu 21. yuzyilda birbiri ile hala savasiyor olmazdi. En son Libya ornergi. Mutluluk/mutsuzluk olarak degerlendir, istersen.

Ben mutlulugu/mutsuzlugu salt bireysel demedim, ama yasayan bolunmez en kucuk birim bireydir.

Mesela savasta iki birey kendi taraflarinin olulerine bakarken ve ayni duyguyu paylasirken, bunlardan biri olenler arasinda kendine daha yakin olan birini gorur ve ona karsi farkli bir duygu yasar.

Her birey kendi mutluluğunu kendi algısal mutsuzluğuyla mukayeseli yaşar.Ya da tam tersini karşılaştırarak.Bu, tamamen öznel ve görecedir.Türdeşlerimizle yaşanan evrensel onay almış mutluluk doğum(yaşamın simgesidir), mutsuzluksa ölümdür(yaşamın sonlanması)..İster tekil isterse çoğulu içersin, bu iki olguya insantürünün tepkisi aynıdır.Savaşta ölmek, yani savaşa ölmeye veya öldürmeye gitmek de umulan "daha kalıcı, daha doyurucu vb" bir mutluluğun peşinden koşmaktan başka bir şey değildir.Amaç, zafer, ganimet,bağımsızlık şehadet vb..ne olursa olsun eylemin sonucundan mutluluk beklentisi çıkar.Eylem salt ödev/sorumluluk bilinciyle yapılıyor olsa bile, üstüne düşeni yapmış olmak adına bireyi mutlu edecektir.Mutluluğun bireysel veya toplumsal pragmatizmden ayrılamıyor olması gerçeği, en acı yanıdır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Her birey kendi mutluluğunu kendi algısal mutsuzluğuyla mukayeseli yaşar.Ya da tam tersini karşılaştırarak.Bu, tamamen öznel ve görecedir.Türdeşlerimizle yaşanan evrensel onay almış mutluluk doğum(yaşamın simgesidir), mutsuzluksa ölümdür(yaşamın sonlanması)..İster tekil isterse çoğulu içersin, bu iki olguya insantürünün tepkisi aynıdır.Savaşta ölmek, yani savaşa ölmeye veya öldürmeye gitmek de umulan "daha kalıcı, daha doyurucu vb" bir mutluluğun peşinden koşmaktan başka bir şey değildir.Amaç, zafer, ganimet,bağımsızlık şehadet vb..ne olursa olsun eylemin sonucundan mutluluk beklentisi çıkar.Eylem salt ödev/sorumluluk bilinciyle yapılıyor olsa bile, üstüne düşeni yapmış olmak adına bireyi mutlu edecektir.Mutluluğun bireysel veya toplumsal pragmatizmden ayrılamıyor olması gerçeği, en acı yanıdır.

Bu dedigine ters gozlem veren kabileler var. Yani dogumda agliyorlar, olumde seviniyorlar. Cunku dogumu cile, olumu kurtulus olarak algiliyorlar ve dunyaya gelenin cile cekecegi icin uzuluyorlar, olunce de kurtuldugu icin seviniyorlar. Oyuzden hic bir seyin algisi tek duze degildir. Burada da mut temelli bir sabit alginin ayni olayda birine mutluluk digerine mutsuzluk verecegi oldugudur. Iste etigin/estetigin sorunu da tam budur. Evrensel kavramlar her bir beyince, cografi, tarihi toplumca v.s. farkli anlam ve iceriklendirilebildiginin yaninda; ayni kavram tam olarak biribirine zit olarak ta (mesela namusun namuslu/namussuzu) ayni dusunce ve davranista ya da olayda degerlendirilebilir. Iste o yuzden goreceli ve degiskenligi sabit em pozitif temelindedir. (Yukaridaki namuslu/namussuzun em pozitifi evrensel olan namustur)

Ancak namus kavramindan ve verdigi dusunce ve davranistan beyinde yer etmislik anlaminda kurtulmak, namuslu/namussuz ifadesinden kurtulmaktir. Aksi namus em pozitifi sabitligindeki namus kavram tartismasi ve olumlu/olumsuz ifadesidir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
doğallık ve insan edimleri arasındaki düalist ayrım, insanın toplumsal kurallar ile varlık kazanabileceğine, bunun ötesi özgür istencin onun sonu olacağına dair Kantçı yaklaşım insandaki özün anlaşılmasını olanaksız kılar. bunun nedni ise, düalist bir yaklaşım sergilemektir. insan ve doğa ayrıştırıldığı için yanılgıya kapılır; özgürlük birey-eksenli olarak değerlendirildiğinden dolayı onu hapsetme gereksinimi duyumsar; oysa, özgürlüğü toplumsal olarak algılamış olsa idi onu hapsetmek yerine salıvermeyi uygun görecek ve prangaları kıracaktı. numenal yanılgı bu noktada olguya insan merkezli bakmasındadır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
doğallık ve insan edimleri arasındaki düalist ayrım, insanın toplumsal kurallar ile varlık kazanabileceğine, bunun ötesi özgür istencin onun sonu olacağına dair Kantçı yaklaşım insandaki özün anlaşılmasını olanaksız kılar. bunun nedni ise, düalist bir yaklaşım sergilemektir. insan ve doğa ayrıştırıldığı için yanılgıya kapılır; özgürlük birey-eksenli olarak değerlendirildiğinden dolayı onu hapsetme gereksinimi duyumsar; oysa, özgürlüğü toplumsal olarak algılamış olsa idi onu hapsetmek yerine salıvermeyi uygun görecek ve prangaları kıracaktı. numenal yanılgı bu noktada olguya insan merkezli bakmasındadır.

Konu dualist yaklasimdan ziyade o dualist yaklasimi veren kavramsal sabitin varligini goz ardi etmek ve farkina varamamaktir. Cunku, dogal zihniyetin isleyisi yapilanistaki uclemin dortlu (hem ikilem, hem karsitlik) yapisidir. Dualist yaklasim da bu yapinin isleyisindeki secim hakki ve teke indirgemeli dil yapisi.

Bunlari ben "evrensel-insan zihniyeti" basliginda acikladim. Buradaki numenal yanilgi, aklin sinirlarini kabullenmis olmak ve onlara teslim olmaktir. Bu sinirlar da inanc, ideoloji ve dogru sinirlaridir. Ustelik fenomenal merkezli bakmasi ve ya insanoglunu maddelestirmesi ya da numenini insanoglu disindaki baska bir guce (yaraticiya v.s.) vermesidir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insan sınırlı olduğunu bilmektedir. evrenin devasa büyüklüğü karşısında/sınırsızlığın algısı insanın algısında sınırlılık yaratmamaktadır ve fakat insan bunun sonunu göremediği, onu imleyemediği için - ki; sabitleme yöneliminden olsa gerek- sınrılı olduğu kanısına kapılmaktadır. oysa ki sınırsızlık insanın kendisindedir. imgelemeye buradan başlamalıdır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
insan sınırlı olduğunu bilmektedir. evrenin devasa büyüklüğü karşısında/sınırsızlığın algısı insanın algısında sınırlılık yaratmamaktadır ve fakat insan bunun sonunu göremediği, onu imleyemediği için - ki; sabitleme yöneliminden olsa gerek- sınrılı olduğu kanısına kapılmaktadır. oysa ki sınırsızlık insanın kendisindedir. imgelemeye buradan başlamalıdır.

Benim buradaki sinirdan kastim, numenal yetiyi sinirlayan determinist, indirgemeci, tartismali aklin inancsal/ideolojik ve dogrusal her turlu kavramsal degeri ve bu degerlerin ifadesel yonlendirim ve yaptirimlaridir. Yoksa evrimsel olarak hersey bir degisim, donusum, baskalasim ve olusum zinciridir. Siniri da bilim ve bilimsellik koymaz, sadece bilimsel sinira bilimsel olabilme adina anlik sadik kalir ve surekli suregelen bir surecte her turlu bilginin bu siniri genisletecegini bilir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
determinist sınırlamadan ziyade imgesel olarak sınırlandırılma ve sınırsızın çeperlerini zorlamaydı sözünü ettiğim. sen bu söylediğimi fark etmiş olmalısın. Kant'ın özgürlük anlayışı...Bunun bir yanılgı olduğuna temas etmek istemiştim.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
determinist sınırlamadan ziyade imgesel olarak sınırlandırılma ve sınırsızın çeperlerini zorlamaydı sözünü ettiğim. sen bu söylediğimi fark etmiş olmalısın. Kant'ın özgürlük anlayışı...Bunun bir yanılgı olduğuna temas etmek istemiştim.

Anlasildi, tamam Kant'in numenal siniri, tanrisidir; zaten. Fenomeni bilimin bilimselligine ve metafizigin ontolojik/varliksal tartismasina birakmasinin yaninda. Aslinda Kant'i algilayabilenler, obje ve subjenin varlik temelinde akilcilikta birlestigini gorebilirler.

Bunu ben zannedersem numen basliginda aciklamistim.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
mutluluk, gerçekleşmesi zor görülen, çeşitli şekillerde engellenen ve fakat gerçekleşmesi konusunda kişisel çabalar ile toplumsal dokunun değiştirilebileceğini görmek, yaşamak ve yaşatabilmektir. işte bunun resmi yapılabilir, işte bu durum tanımlanabilir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Mutluluk karsitinida bunyesinde tasiyan duygusal bir his ve sezgidir. Kimin neyden, niye, nasil ve neden mutlu/mutsuz olup olmadigi hem o kisiye hem de mutluluk/mutsuzluk veren olaya gore degisken ve gorecelidir.

Mesela, yagmur birisini bir neden ile mutlu kilarken, baska birisini baska bir nedenle mutsuz kilar. Daha baska birisi de mutlu/mutsuz temelli bir duyuma ve sezgiye gerek duymaz.

Kisaca ayni olay algi olarak uc turlu yansitilabilir. Olumlu, olumsuz ve notr.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
mutluluğun göreceli olması onun imgesel yapısını ortadan kaldırmaz. kendinden mutluluk tanımlanabilir değildir ve fakat o öznesinden/öznelerinden ayrışır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
mutluluğun göreceli olması onun imgesel yapısını ortadan kaldırmaz. kendinden mutluluk tanımlanabilir değildir ve fakat o öznesinden/öznelerinden ayrışır.

Zaten imgesel/kavramsaldir konu. Insanoglunun buradaki sorunu, bu kavrami kendi ortaya attiginin ve kendi kontrolunda oldugunun bilincine varmak yerine; bu kavrama kendisini teslim etmesi ve bu kavramin kendisini kontrol etmesine teslim olmasidir.

Sonucta bu imgesel/kavramsal degerin olumlu/olumsuz her iki yonunun pratige tasinmasini ve algisini, doyumunu, uygulanmasini, istemini v.s. her yonuyle yapilandiran ve isleve koyan insanoglu oznesidir. O yuzdenden de goreceli ve degiskendir. Cunku her beynin oznelligi kendi oznel duzey algisini, bilgisini, bilincini, toplum ve cografyasini etigini v.s. tasir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bilincin tarihsel bellek ile şekillenmesi ve bunun da kolektif emeğin ürünü olması karşısında öznellik yoplumsal tüm süreçlerden azade oluşan bir olgu değildir; imge ve kavramaştırılan fenomenler de buna dahildir. dolayısı ile, mutluluğun göreceli olması onun tanımlanamayacağı sonucunu doğurmaz. mutluluk tanımlanabilir ve fakat yer/zaman/kişi açısından farklı içerikte olacaktır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst