Mevcudatın varlığının kökeni problemi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Prens Ernak tarafından oluşturulan Mevcudatın varlığının kökeni problemi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 28,725 kez görüntülenmiş, 188 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Mevcudatın varlığının kökeni problemi
Konbuyu başlatan Prens Ernak
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
"Varoluş"a dair mülahazalarım...

Arkadaşlar bu konumda bahsetmeye çalıştıklarıma farklı iki başlık altında devam ediyorum, ama bu başlık altında farklı bilgilerin olduğu mesajlarda atıldı, illaki bu konuya da göz atacaksanız son mesajlardan okumaya başlayın bence.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
tam anlamadım ama hoşgeldiniz;
yazılarımız var ama bizce-karmaşık delice ve duygu değişken bu yüzden kısa bi açıklama bizden

köken; bi şeyin dibidir köküdür ya da neyidir ama kendidir ve kendinin gerçek unsurudur
ve eğer başka bi şey onun sebebi ise o kökendir ve o köken /(kendinin) kendidir ve kendinin unsurudur- bu zincir sürer ve kopmaz

enerji ise bitmez omalı-bi tanımlama ve bi kavram gibi gerçel köken
üretilmez olmalı çünkü üretilirse biter söner ve enerji kaynağına-üretece ve üretime bağımlıdır ; ki o da tekrar kaynağa ve kaynağına
enerji bi unsur-nitelik ve temel bileşkedir - yansıma- öze dair açıklama içinde beliren

varlığın kendinden ayrılan/gayrılan bi köken köksüz ağaç ya da ağaçsız dal- dalsız budak görmek gibi bizce ve böyle ikilikler yok
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Söylediklerinize katılıyorum, beyinlerimiz böyle algılamaya programlandığı için masayı masa ya da suyu su olarak algılıyoruz kodlar kaldırılsa sizin de belirttiğiniz gibi herşeyi enerji olarak algılayacağız. Canlı- cansız diye bir ayrım da yok aslında ve eskilerin eşyanın mahiyetini bilmek dedikleri de bu duruma işaret ediyordu.
 
Son düzenleme:

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
[MENTION=4865]true blue[/MENTION]

Söylediklerinize katılıyorum, beyinlerimiz böyle algılamaya programlandığı için masayı masa ya da suyu su olarak algılıyoruz kodlar kaldırılsa sizin de belirttiğiniz gibi herşeyi enerji olarak algılayacağız. Canlı- cansız diye bir ayrım da yok aslında ve eskilerin eşyanın mahiyetini bilmek dedikleri de bu duruma işaret ediyordu.

Sizin kod dediklerinize enerjiye giydirilen kılıf diyelim, bunlara ben atomlara-elementlere- niteliğini veren algılar diyorum.
Bir elementi-atomu- diğer elementten-atomdan- ayıran atomlarında bulunan proton(proton bir enerjidir) sayılarının farklılığıdır, demir atomunun sahip olduğu 26 proton ona demir keyfiyetini(özelliğini) kazandırmışken, altın atomunun sahip olduğu 79 proton ona altın keyfiyetini kazandırmıştır,demekki sahip olunan proton sayılarına göre hayatı oluşturan atomlara(elementlere) birer keyfiyet(nitelik) taksimatı yapılmış ki bu taksim edilen niteliklerin aslında canlı olduğunu düşünüyorum ki evrenimizdeki çeşitlilik kadar bu taksim edilen keyfiyetlerden var, mikroskop olmadığı zaman altın keyfiyeti ile muhatap olan bilim adamı mikroskop ile daha detaya indiği zaman enerji keyfiyeti ile muhatap oluyor, demekki mikroskop ile detaya inmek ona enerji keyfiyetinin penceresini açıyor,demekki enerjide bizim algıladığımız bir candan,algıdan ibaret. Yukarıda dediğim gibi atomların cansız olmasının bu dünyaya has bir durum olduğunu düşünüyorum, eğer atomlar-enerji- cansız olsaydı bu atomlar evrendeki, hayattaki,pozisyonlarını, görevlerini nasıl alacaklardı.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
İlahi Nizam ve Kainat kitabını şayet okuduysanız sizin bu anlattıklarınızı doğrular bilgiler içeriyor. Kod olduğunu düşünmemim sebebi aynı maddeleri farklı gözlemliyor olmamız yani mesala bir odada aynı boyutta 2 masa var ve biri siyah biri kırmızı bu farklılığı görebilme sebebimizin beyindeki kodlamalarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Ölümden sonra yaşamı kabul eden biri olduğum için de ruh bedenden ayrıldığı zaman kodlar da ortadan kalkacağı için herşeyi enerji olarak göreceği kanaatindeyim.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
İlahi Nizam ve Kainat kitabını şayet okuduysanız sizin bu anlattıklarınızı doğrular bilgiler içeriyor. Kod olduğunu düşünmemim sebebi aynı maddeleri farklı gözlemliyor olmamız yani mesala bir odada aynı boyutta 2 masa var ve biri siyah biri kırmızı bu farklılığı görebilme sebebimizin beyindeki kodlamalarla ilgili olduğunu düşünüyorum. Ölümden sonra yaşamı kabul eden biri olduğum için de ruh bedenden ayrıldığı zaman kodlar da ortadan kalkacağı için herşeyi enerji olarak göreceği kanaatindeyim.

Anladım, maddeleri farklı algılamamazın sebebi beyindeki kodlamalardır diyorsunuz,bence beyin mevcudattaki, algıladığımız çeşitliliği oluşturacak güce sahip değil, sonuçta beyinde madde yani enerji yumağı, ben evrendeki çeşitlilik kadar canlı olduğunu ve bu canlıların bizatihi algılarımızın kendisi olduğunu ve bu algılardan da(nitelikler) de bütün algıladığımız evrenin oluştuğunu düşünüyorum, hayatımız,evrenimiz bu algıların-canlarıın- ruhumuza yaptığı tesirden oluşuyor, eğer bu algılar-canlar- çekilirse kalkarsa biz enerji algısı -canı- ile muhatab olacağız, yani enerji penceresi bize açılmış olacak.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Anladım, maddeleri farklı algılamamazın sebebi beyindeki kodlamalardır diyorsunuz,bence beyin mevcudattaki, algıladığımız çeşitliliği oluşturacak güce sahip değil, sonuçta beyinde madde yani enerji yumağı, ben evrendeki çeşitlilik kadar canlı olduğunu ve bu canlıların bizatihi algılarımızın kendisi olduğunu ve bu algılardan da(nitelikler) de bütün algıladığımız evrenin oluştuğunu düşünüyorum, hayatımız,evrenimiz bu algıların-canlarıın- ruhumuza yaptığı tesirden oluşuyor, eğer bu algılar-canlar- çekilirse kalkarsa biz enerji algısı -canı- ile muhatab olacağız, yani enerji penceresi bize açılmış olacak.

Aslında beynin çok kapsamlı olduğunu söylemeye çalışmıyorum, ruhun kendi özü değişmez fakat her kullandığı bedende ya da araç diyelim o kullandığı aracın kapasitesine göre davranmak zorunda kalıyor. Bazı insanlar çok zekidir veya birisi bir konuya yetenekli diğeri başka bir konuya v.s. ya da bitkiler, hayvanlar, eşya hepsinde ruh kendi gücünün kapasitesini kaybetmeden sadece ortama uyum sağlıyor diye düşünüyorum.

Enerji penceresi bize açılacak derken ne demek istediniz tam anlayamadım zaten ruh enerjini azalttıkça canlılıktan cansızlığa doğru bir görünüm oluşuyor.

Örnek verebilirseniz daha net anlayacağım.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Aslında beynin çok kapsamlı olduğunu söylemeye çalışmıyorum, ruhun kendi özü değişmez fakat her kullandığı bedende ya da araç diyelim o kullandığı aracın kapasitesine göre davranmak zorunda kalıyor. Bazı insanlar çok zekidir veya birisi bir konuya yetenekli diğeri başka bir konuya v.s. ya da bitkiler, hayvanlar, eşya hepsinde ruh kendi gücünün kapasitesini kaybetmeden sadece ortama uyum sağlıyor diye düşünüyorum.

Enerji penceresi bize açılacak derken ne demek istediniz tam anlayamadım zaten ruh enerjini azalttıkça canlılıktan cansızlığa doğru bir görünüm oluşuyor.

Örnek verebilirseniz daha net anlayacağım.

Biz bütün çözümlemeleri yapanın, bağlantıları kuranın beynimiz olduğunu düşünüyoruz, ama beynimizin geri planında çalışan akıl, zeka vs. gibi metafizik unsurların olduğunu biliyoruz, ruh meselesine gelince enerjinin ve ona giydirilen algıların canlı olduğunu düşündüğüm için hayvanların ve bitkilerin ruhlarının olmadığını düşünüyorum,bir bilim adamı mikroskop olmadığında altın algısı ile muhatap iken mikroskop ile detaya indiği zaman enerji algısı(nötron,element,proton yani enerji parçaları) ile muhatap oluyor demekki altın algısının penceresi kapanırken enerji algısının penceresi açılıyor.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Biz bütün çözümlemeleri yapanın, bağlantıları kuranın beynimiz olduğunu düşünüyoruz, ama beynimizin geri planında çalışan akıl, zeka vs. gibi metafizik unsurların olduğunu biliyoruz, ruh meselesine gelince enerjinin ve ona giydirilen algıların canlı olduğunu düşündüğüm için hayvanların ve bitkilerin ruhlarının olmadığını düşünüyorum,bir bilim adamı mikroskop olmadığında altın algısı ile muhatap iken mikroskop ile detaya indiği zaman enerji algısı ile muhatap oluyor demekki altın algısının penceresi kapanırken enerji algısının penceresi açılıyor.

Bence ruh olmadan canlılık ya da cansızlık mümkün değildir. Ruhları var fakat tuhaf gelecek ama eşyanın bile ruhu var ancak bizim bildiğimiz anlamda değil yani ruh aşağılara doğru inerken enerjisini azaltıyor bu sebeple biz eşyayı cansız algılıyoruz veya bitkinin ruhu yokmuş gibi geliyor oysa ki ruh girdiği beden ya da nesnede sadece şekil değiştiriyor.

Ruh çünkü evreni var eden temel yapı taşlarından birisi fakat bu evrene mi ait yoksa evren üstü bir oluşum mu onu tam bilemiyorum.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Bence ruh olmadan canlılık ya da cansızlık mümkün değildir. Ruhları var fakat tuhaf gelecek ama eşyanın bile ruhu var ancak bizim bildiğimiz anlamda değil yani ruh aşağılara doğru inerken enerjisini azaltıyor bu sebeple biz eşyayı cansız algılıyoruz veya bitkinin ruhu yokmuş gibi geliyor oysa ki ruh girdiği beden ya da nesnede sadece şekil değiştiriyor.

Ruh çünkü evreni var eden temel yapı taşlarından birisi fakat bu evrene mi ait yoksa evren üstü bir oluşum mu onu tam bilemiyorum.

Aynı benim maddenin cansız olmasının bu dünyaya has olduğunu, cansız olsaydı, maddenin mevcudattaki pozisyonlarını,görevlerini alamayacaklarını düşünmem gibi. Ayrıca ben cinsiyetlerimizin bizati ruhun özünde var olduğunu düşünüyorum.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Aynı benim maddenin cansız olmasının bu bu dünyaya has olduğunu, cansız olsaydı maddenin mevcudattaki pozisyonlarını,görevlerini alamayacaklarını düşünmem gibi. Ayrıca ben cinsiyetlerimizin bizati ruhun özünde var olduğunu düşünüyorum.

Evet aslında iyilik ve kötülük de bu dünyaya has bir durum daha üst boyutlarda böyle bir ayrım yok yani dünya gerçekten zor bir okul ve geçebilenler için kötülük diye birşey kalmıyor. Cennet de bu okulun sonu olarak gösterilmiyor mu zaten...Ruh hakkında yeterli bilgiye ulaşamıyoruz maalesef şayet ulaşabilseydik bir çok sorunun cevabını bulabilirdik. Asıl sorun ülkemizde de bu konuya yeterli önemin verilmiyor olmasıdır, yurtdışında ciddi araştırmalar var ülkemizde ise araştırmayı bırakın araştıranlara tuhaf gözüyle bakıyorlar.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
İlk mesajda bazı düzenlemeler yaptım.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Evet, yeni düzenleme ile yazdıklarınızın tümüne katılıyorum. Kuran'da bahsi geçen dünya bir oyun yeri ya da birçok alimin dile getidiği "görünüşe / görünene" aldanma bir bakıma bu yazdıklarınızı ifade ediyor.

Diğer taraftaki tartışmayı da uygun bir zamanımda okuyacağım.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 12:58 ----------

keysshet

Bu durumda evren sonsuz olmalı o zaman ki o sinerji canlıyı oluştursun ve dünyaya getirsin bu ise imkansızdır termodinamigin 3. Kanuna göre entropi yayılımından dolayı da evren sonsuz olamaz bi başı ve sonu vardır bası ve sonu olan herseyde yaratılmıştır.

Ayrıca Bi ressam bi insan resmi çizse ve ne kadar insana benzerse o kadar güzel olmuş deriz bu çizilen resmin bile bi yapıcısı varken ondan bin kat daha sanatlı olan bi insanın nasıl yaratıcısı olmasın... yani her sanatın bir sanatçısı olduğu gibi bu sanatlı evren in de bir yaratıcısı vardır.

Crimson
ezber cümlelerle konuşuyorsunuz. bilim böyle yapılmaz, böyle tartışılmaz.

evren gibi henüz kavranamamış bir kavramı tuvaldeki bir resime, evrenin başlangıcı gibi daha da karmaşık bir olguyu ise yaşını almış bir ressama benzetemezsiniz.

bu şeftali çekirdeği ile atom çekirdeğini karşılaştırmaya eşdeğer.

"şeftali çekirdeğini yararsanız içinden yemişi çıkar. şeftali çekirdeğini yardığımızda düzenli bir yapıyla karşılaşıyorsak, atom çekirdeğini yardığımızda da düzenli bir yapıyla, ikinci bir çekirdekle karşılaşmamız gerekir. o halde atom çekirdeği kum tanesi gibi ikinci bir yapı içeren düzenli yapıda bir maddeden ibarettir. "

bilimsel oldu mu? olmadı. çünkü bu şekilde bilim yapılmaz. bu şekilde ancak kendinizi kandırırsınız.
********************************************
Gördüğüm kadarı ile 2 adet yorum gelmiş. Birinci arkadaşın evren sonsuz değildir yorumuna katılmıyorum. Evren sonsuzdur çünkü Yaradan sonsuzdur ve doğal olarak yarattıkları da sonsuzdur. Buradaki sonsuzluk kavramını insan aklının alması mümkün değildir.

Sonlu olan insanın bedenidir ruhu değil. Dünyanın ya da galaksilerin de bir sonu vardır ta ki yenisi yaratılana kadar.

İkinci arkadaşımız ise konu hakkında değil de diğer arkadaşın yorumuna yorum yapmış ona bir ekleme yapmayacağım.

Size bahsetmiş olduğum kitabın sadeleştirilmiş Türkçe'sini de aldım fakat henüz okumaya fırsat bulamadım. Okudukça bu başlık altından o kitaptan anladıklarımı da paylaşmaya çalışacağım.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Daha anlaşılabilir olacağını düşünerek yazıyı tekrar düzenledim.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
felsefe yapmak, demek; kendince saçmalamak, bilimin verilerini umursamadan (tıpkı edebiyat gibi, keyfine göre kurgu yaparak) atıp tutmak, demek değildir... felsefi düşünce, ortaya çıktığından bugüne kadar, bilimlerden bağımsız olmadı; tersine, bilimlerden beslenerek ve bilimlerin önünü aydınlatarak var oldu... ('felsefe tarihi' başlıklı, herhangi bir kitap okuyunuz...) ... daha giriş mesajı, doğada cansız bir şeyin olmadığını ileri sürüyor... kimi arkadaşlar da, canlı olanla, olmayan arasında bir ayrım gözetmeden, varolan herşeyi 'canlı' kabul etmeye hazırmış gibi görünüyor... aklınızı mı yitirdiniz... size göre, otomobil lastiği canlı mıdır...?... eğer öyleyse, canlılığı neyle (yani ilgili nesnenin hangi özelliğiyle belirliyor) tanımlıyorsunuz... eğer felsefenin temel sorununu (yani madde ile ruh arasındaki ilişkiyi) tartışmak istiyorsanız; ve bu ilişkide, birincil rolü ruha vermek, ''maddeyi yaratan, belirleyen ruhtur'' filan demek istiyorsanız; bunu, açıkça ve 'adam gibi' savunun... enerjiymiş... eşyanın ruhu varmış... akıl, zeka metafizik unsurlarmış... pööhhh... kardeşler, bu dünyada (ve gözlenebilir evrenin, yani bizim evrenimizin içinde, nitelikçe farklı iki temel varoluş biçimi sözkonusudur: madde ve ruh ( yani bilinç, yani tin, yani geist, yani nous, yani idea... vs...) şimdi ana sorun şudur: bu iki varoluş biçiminden hangisi esas, (birincil, diğerinden önce gelen ve diğeririnin ortaya çıkmasına dayanak olan, asli, temel unsurdur) ve hangisi, türev (yani ikincil, diğerine dayanarak ortaya çıkan, dolayısıyla tali ve tarihsel olarak geçici) bir unsurdur... işte problemin aslı budur... hem de i.ö. 576'dan beri budur... tartışmak istediğiniz konuyu öğrenmek için, gerekli ''enerjiyi'' harcamaya hazır, ''ruhlar'' olmalısınız...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
felsefe yapmak, demek; kendince saçmalamak, bilimin verilerini umursamadan (tıpkı edebiyat gibi, keyfine göre kurgu yaparak) atıp tutmak, demek değildir... felsefi düşünce, ortaya çıktığından bugüne kadar, bilimlerden bağımsız olmadı; tersine, bilimlerden beslenerek ve bilimlerin önünü aydınlatarak var oldu... ('felsefe tarihi' başlıklı, herhangi bir kitap okuyunuz...) ... daha giriş mesajı, doğada cansız bir şeyin olmadığını ileri sürüyor... kimi arkadaşlar da, canlı olanla, olmayan arasında bir ayrım gözetmeden, varolan herşeyi 'canlı' kabul etmeye hazırmış gibi görünüyor... aklınızı mı yitirdiniz... size göre, otomobil lastiği canlı mıdır...?... eğer öyleyse, canlılığı neyle (yani ilgili nesnenin hangi özelliğiyle belirliyor) tanımlıyorsunuz... eğer felsefenin temel sorununu (yani madde ile ruh arasındaki ilişkiyi) tartışmak istiyorsanız; ve bu ilişkide, birincil rolü ruha vermek, ''maddeyi yaratan, belirleyen ruhtur'' filan demek istiyorsanız; bunu, açıkça ve 'adam gibi' savunun... enerjiymiş... eşyanın ruhu varmış... akıl, zeka metafizik unsurlarmış... pööhhh... kardeşler, bu dünyada (ve gözlenebilir evrenin, yani bizim evrenimizin içinde, nitelikçe farklı iki temel varoluş biçimi sözkonusudur: madde ve ruh ( yani bilinç, yani tin, yani geist, yani nous, yani idea... vs...) şimdi ana sorun şudur: bu iki varoluş biçiminden hangisi esas, (birincil, diğerinden önce gelen ve diğeririnin ortaya çıkmasına dayanak olan, asli, temel unsurdur) ve hangisi, türev (yani ikincil, diğerine dayanarak ortaya çıkan, dolayısıyla tali ve tarihsel olarak geçici) bir unsurdur... işte problemin aslı budur... hem de i.ö. 576'dan beri budur... tartışmak istediğiniz konuyu öğrenmek için, gerekli ''enerjiyi'' harcamaya hazır, ''ruhlar'' olmalısınız...

Hoşgeldiniz birazdahaderimavi:)

Evet, kendi adıma herşey canlıdır, diyorum. İnsan bedenini oluşturan atomlarla masayı oluşturan atom arasındaki fark nedir? Var mı böyle bir fark? Masayı var eden de ruhsal enerji, insan bedenini var edip, yöneten de...Bu yoktan varediş değil tabii ki.

Eşyanın tabiatını bilmek diye Tasavvufcular tarafından ifade edilen işte bu gerçektir; cansız görünen tüm nesneler, canlıdır daha doğrusu canlı-cansız bu dünyaya özgü bir yanılsamadır.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
sizin iddianız, tasavvuftan da, hz. muhammed'den de çok daha eskilere dayandığı için; bu iddiayı öne sürerek, benden daha çok ve daha itibarlı bir müslüman olmuş, olmuyorsunuz... anlayışınıza felsefe tarihinde 'animizm' deniyor... buradan anlaşılacağı gibi, konunun islamın tanrısıyla bir ilgisi yok... yani özgürce tartışabiliriz... öyleyse buyrun, ayakkabılarınızın tabanı canlı mı, değil mi... ? neden...?...
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
sizin iddianız, tasavvuftan da, hz. muhammed'den de çok daha eskilere dayandığı için; bu iddiayı öne sürerek, benden daha çok ve daha itibarlı bir müslüman olmuş, olmuyorsunuz... anlayışınıza felsefe tarihinde 'animizm' deniyor... buradan anlaşılacağı gibi, konunun islamın tanrısıyla bir ilgisi yok... yani özgürce tartışabiliriz... öyleyse buyrun, ayakkabılarınızın tabanı canlı mı, değil mi... ? neden...?...

Neden cansız olduğunu düşünüyorsunuz? İnsan-hayvan-bitki ile aynı atomlardan oluşan bir ayakkabı veya tabanına cansızlık yakıştırması yapan bizim algımız sadece.

İslam tanrısı ile ilgisi var demedim, Tasavvuf'dan örnek verdim.:)
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
animist anlayışlar, henüz insan bilgisinin sistematize edilemediği, 'peri natura'lar yazılmaya başlanmış olsa bile, fiziğin ortaya çıkmadığı, helenistik bile değil, daha önceki helenik dönemlere ve çok daha öncelere aittir... canlı olanla, canlı olmayanın atomlarının aynı olması; canlı ile cansızın aynı olması anlamına gelmez... çünkü, canlılık, canlı olanın içerdiği (yahut taşıdığı) atomlar tarafından değil, o atomların kurduğu ilişkiler tarafından belirlenir... organik kimya (ya da karbon kimyası) bilir misiniz, bilmiyorum... şöyle anlatmayı deneyeceğim, ben size bir avuç dolusu hidrojen ve karbon atomu verebilirim; ve bu verdiğim kitle canlı değildir; örneğin bir kürek kömür... ama başka bir avuç dolusu hidrojen ve karbon atomu versem; canlı olabilir: örneğin bir kadının memesi... yani canlılık (yahut hayat) atomların kendilerinde değil, birbirleriyle kurdukları ilişkilerdedir... tıpkı ahlak gibi... özgürlük gibi...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
yani canlılık (yahut hayat) atomların kendilerinde değil, birbirleriyle kurdukları ilişkilerdedir... tıpkı ahlak gibi... özgürlük gibi...

Böyle deyince canlılığı açıklamış mı oldunuz? canlılığın nedeni hakkında bilinen bişi yok benim bildiğim. yani canlı bir hücre ile ölü bir hücre arasında bilinen bir fark yok.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst