Mevcudatın varlığının kökeni problemi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Prens Ernak tarafından oluşturulan Mevcudatın varlığının kökeni problemi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 29,127 kez görüntülenmiş, 188 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Mevcudatın varlığının kökeni problemi
Konbuyu başlatan Prens Ernak
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Aynen öyle...Dün "Ruh ve Bilinç" başlığında bahsettiğim "Yarasa olmak nasıl bir şeydir?" makalesi de zihin felsefesi açısından bu sorulara yanıt arıyor. Yarasa değilim onun gözünde dünya nasıl bir yerdir asla bilemeyeceğim gibi bu soruya sağlıklı cevap verebilmem için her yarasanın da ayrı ayrı yerine geçmem gerekiyor. Tanrının gözünden bakmadığım için "sonsuzluk nedir?" sorusuna kendi bilinç yapımla cevap veriyorum. O anlamı biz yükledik, tanrının yorumu değil.

Bu sınırlı bilinç ile tanrı kavramı anlaşılamaz, bilinç kapasitesi artsa bile tanrının yerine geçemeyeceğimiz için yine yetersiz kalacaktır.

Tanrı için kavram diye bişide olmamaz zaten. Tanrı herşeydir kavramla ne işi olur:) Doğayı,insanı yaşamı ve tabikide Tanrıyı bilmek istiyoruz...gayet insani biz böyleyiz:) ve bunları bilmek isterken hurafe üretiyoruz haliyle. hayal gücümüz var madem hayal kuralım demi:) (bu satırlarda tekamüle bir gönderme vardır:) )
 

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
[MENTION=6345]xmatrix[/MENTION];

ilim-bilgi deyince herkes saygı duyuyor ama bir yaratıcı varsa ve sonsuz ilim sahibiyse bundan bize ne dostum ! bu bizi doğrudan ilgilenmiyor. zulm,acı,vahşet,şiddet dolu bi dünya burası. insan denilen de yırtıcı bir hayvandan farksız. bizi önce bunlar ilgilendiriyor..öğretmen tanrı,sonsuz ilim sahibi tanrı anlayışı ile yıllarca bende oyalandım. dogmaları artık aşmalıyız. insanoğlu tarihten bu yana tanrılar inançlar üretti. büyük tek tanrılı dinlerle de bu dinler çağı bitti. şu dünyaya bakınız!? bu tanrı anlayışları ile açıklanamaz bunlarla apaçık çelişik bir dünya var karşımızda. yeni bir yaratıcı veya yaratan anlayışı geliştirmeliyiz sanki..



İnsan dünyayı tatil köyü olarak görmeyi çok sever.. Ama çalışmadan , kazanmadan yazın tatile gidemezsin.. Önce hak etmen gerekiyor.. Bu dünya sınav dünyası , eğitim dünyası.. Burada zorlu şartlarda ruhların olgunlaşması gerekir.. Tıpkı hamurun sıcak fırına girdiğinde mis gibi kokan ekmeğe dönüşmesi gibi.. Yoksa yatıp , yuvarlanmak için dünyanın var olmasının pek bir anlamı yok gibi. Zaten insan fıtratındada bir şeyler için çabalamak vardır. Yoksa ne anlam kalırdı ki. Haaa dünyada çokmu kötü şeyler oluyor. Yüzeysel bakış ile her şeyi çözüp anlayamayız. Kur-an'da geçen HIZIR hikayesi buna bir örnektir..

İnsan oğlu bildikleri denizde bir damla . Buna rağmen denizi yargılamaktanda geri kalmıyor. Basit düz mantığı ile her şeyi anladığını sanıyor. Kelebeğin kanadının hareketi ile afrikada çıkacak fırtınanın tetiklenmesi gibi bir kaosu anlamadan sistemi yargılayabiliyoruz.

Eğer akılsal ve ilimin desteği ile bir yaratıcıya ulaşabiliyorsan (daha önceki yazılarımda geçiyor) . Bu sonsuz ilim karşısında mütevazi olmamız en doğrusu. Bu kadar sonsuz ilimi fark edebiliyorsak eğer.. Buradan kötü bir sonuca ulaşmamız mantıklı olmaz . Olsa olsa bilmediğimiz çok şeyin olduğu sonucuna ulaşabiliriz....
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
İnsan dünyayı tatil köyü olarak görmeyi çok sever.. Ama çalışmadan , kazanmadan yazın tatile gidemezsin.. Önce hak etmen gerekiyor.. Bu dünya sınav dünyası , eğitim dünyası.. Burada zorlu şartlarda ruhların olgunlaşması gerekir.. Tıpkı hamurun sıcak fırına girdiğinde mis gibi kokan ekmeğe dönüşmesi gibi.. Yoksa yatıp , yuvarlanmak için dünyanın var olmasının pek bir anlamı yok gibi. Zaten insan fıtratındada bir şeyler için çabalamak vardır. Yoksa ne anlam kalırdı ki. Haaa dünyada çokmu kötü şeyler oluyor. Yüzeysel bakış ile her şeyi çözüp anlayamayız. Kur-an'da geçen HIZIR hikayesi buna bir örnektir..

Din mantalitesi veya din aklı ile söylediklerinizi anlıyor ve anlamlı buluyorum. Eğer bir söz Tanrının sözü olarak kabul edilmişse tabiki üzerine derin düşünce gerekir,anlaşılmaya çalışılır . (hikmet aranır). ancak ruhumuzu teslim ettiğimiz bu sözler gerçekten tanrının sözü müdür? herşeyi değiştirecek olan soru budur dostum.. hızır hikayesini biliyorum, keşke tanrı tüm kötüleri çocukken öldürseydi diyorum. yaşayan kötüler neden cocukken öldürülmedi? çoğu büyüdüler ve dünyayı bu hale getirdiler..

İnsan oğlu bildikleri denizde bir damla . Buna rağmen denizi yargılamaktanda geri kalmıyor. Basit düz mantığı ile her şeyi anladığını sanıyor. Kelebeğin kanadının hareketi ile afrikada çıkacak fırtınanın tetiklenmesi gibi bir kaosu anlamadan sistemi yargılayabiliyoruz.

Bu dediklerinize inanıyorsanız doğru düşünceden (iddiasından) bahsedemezsiniz...bu durumda her olayı ,her düşünceyi bilinmeze ve geleceğe atıflayarak yok edebilirsiniz..
Eğer akılsal ve ilimin desteği ile bir yaratıcıya ulaşabiliyorsan (daha önceki yazılarımda geçiyor) . Bu sonsuz ilim karşısında mütevazi olmamız en doğrusu. Bu kadar sonsuz ilimi fark edebiliyorsak eğer.. Buradan kötü bir sonuca ulaşmamız mantıklı olmaz . Olsa olsa bilmediğimiz çok şeyin olduğu sonucuna ulaşabiliriz....

herşeyin yaratıcısı olan bir Tanrı ilimden falan bahsetmez dostum. o zaten herşeydir. hem yaratıcısınız ,hem tek gerçek varlıksınız,hem herşeyin nüvesinde varsınız hemde diyorsunuz ki ben sonsuz ilim sahibiyim ! Tanrı gerçekten konuşsaydı ilimden falan bahsetmezdi. bilginin yüceltilmesi,öğrenmenin temel varoluş nedeni sayılması insanların Tanrılar adına konuşurken buldukları birşeydir. filozoflar bilgiyi yüceltti peygamberlerde kutsadı ve Tanrısallaştırdı işte.. artık böyle düşünüyorum... bilgi,ögrenme vs adına bu dünyadaki vahseti,zulmu ,kötülüğü meşru kılma veya mantığa bürüme düşüncelerini reddediyorum. bunlar insani düşüncelerdir..tanrısal olabileceğini sanmıyorum..
 
Son düzenleme:

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
İnsan oğlu bildikleri denizde bir damla . Buna rağmen denizi yargılamaktanda geri kalmıyor. Basit düz mantığı ile her şeyi anladığını sanıyor. Kelebeğin kanadının hareketi ile afrikada çıkacak fırtınanın tetiklenmesi gibi bir kaosu anlamadan sistemi yargılayabiliyoruz.


Bu durumda, siz -denizleri ve düz mantığı aşarak-, bu “bilgiye” mi ulaştınız:

Bu dünya sınav dünyası , eğitim dünyası..

?
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
bilgi,ögrenme vs adına bu dünyadaki vahseti,zulmu ,kötülüğü meşru kılma veya mantığa bürüme düşüncelerini reddediyorum. bunlar insani düşüncelerdir..tanrısal olabileceğini sanmıyorum..

claps.gif


Ekleme: Biz insanların da bu yaşam kurulmadan önce rızası alınanlardan olduğu dolayısıyla bizim de bu konsensüsün içerisinde olduğumuz noktasında ümitvarım.
 

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Din mantalitesi veya din aklı ile söylediklerinizi anlıyor ve anlamlı buluyorum. Eğer bir söz Tanrının sözü olarak kabul edilmişse tabiki üzerine derin düşünce gerekir,anlaşılmaya çalışılır . (hikmet aranır). ancak ruhumuzu teslim ettiğimiz bu sözler gerçekten tanrının sözü müdür? herşeyi değiştirecek olan soru budur dostum..


insana verilen akıl gücü çok önemli ve etkili bir güçtür. Sence bu gücü başı boş bırakması mümkün mü. Bu gücü yönlendirmek için yaratıcı kendi dilinde konuşmaz. Çünkü bizim algılarımız dünya kaynaklı ve sınırlı. Bizim anlayacağımız şekilde bize aktaracaktır.



hızır hikayesini biliyorum, keşke tanrı tüm kötüleri çocukken öldürseydi diyorum. yaşayan kötüler neden cocukken öldürülmedi? çoğu büyüdüler ve dünyayı bu hale getirdiler..

kötüler olmasa fırının ateşini , sıcaklığını nasıl elde edeceğiz. Bu durumda iyiler nasıl imtahan verecekler. İşte o dediğin cennette olacak.. Burada iyi kötü savaşı hep olacak. Ayrıca Allah istemedikçe kimsenin kötülüğü kendisinden başkasına zarar veremez. Senin imtahanında bu kötülüğe maruz kalman gerekiyorsa sana bu kötülük isabet eder.

Bu dediklerinize inanıyorsanız doğru düşünceden (iddiasından) bahsedemezsiniz...bu durumda her olayı ,her düşünceyi bilinmeze ve geleceğe atıflayarak yok edebilirsiniz..

her düşünceyi olmasada gerçekten bilmiyorsak bilmiyoruz diyebilmeliyiz. Basit bir mantıkla sonuca hemen ulaşamayız. Altarnatif çözümlerin olabileceğini göz ardı edemeyiz.


herşeyin yaratıcısı olan bir Tanrı ilimden falan bahsetmez dostum. o zaten herşeydir. hem yaratıcısınız ,hem tek gerçek varlıksınız,hem herşeyin nüvesinde varsınız hemde diyorsunuz ki ben sonsuz ilim sahibiyim ! Tanrı gerçekten konuşsaydı ilimden falan bahsetmezdi. bilginin yüceltilmesi,öğrenmenin temel varoluş nedeni sayılması insanların Tanrılar adına konuşurken buldukları birşeydir. filozoflar bilgiyi yüceltti peygamberlerde kutsadı ve Tanrısallaştırdı işte.. artık böyle düşünüyorum... bilgi,ögrenme vs adına bu dünyadaki vahseti,zulmu ,kötülüğü meşru kılma veya mantığa bürüme düşüncelerini reddediyorum. bunlar insani düşüncelerdir..tanrısal olabileceğini sanmıyorum..

İlmi biz onu anlayalım diye bahsediyor. Yani bize kendini kendi diliyle anlatmaz. Bizim dünya algılarına ve sınırlı algılarımıza uygun bir şekilde bize aktarır.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
claps.gif


Ekleme: Biz insanların da bu yaşam kurulmadan önce rızası alınanlardan olduğu dolayısıyla bizim de bu konsensüsün içerisinde olduğumuz noktasında ümitvarım.

İnsanlar !? tek tek bireysel olarak mı rızamız alındı ,topluca mı alındı yoksa insanlığı temsil eden birilerinden mi?


insana verilen akıl gücü çok önemli ve etkili bir güçtür. Sence bu gücü başı boş bırakması mümkün mü. Bu gücü yönlendirmek için yaratıcı kendi dilinde konuşmaz. Çünkü bizim algılarımız dünya kaynaklı ve sınırlı. Bizim anlayacağımız şekilde bize aktaracaktır.

Ne yapacak insan akıl gücü ile sadece doğaya karşı mücadele verebiliyoruz. Tanrı akıl gücünü serbest bırakırsa kendine karşı bir tehdit mi oluşacak sanki. gerçekliği değiştirme şansımız yok bizler bağımlı yaratıklarız varlığı veya yaratıcıyı tehdit etme şansımız yoktur.



kötüler olmasa fırının ateşini , sıcaklığını nasıl elde edeceğiz. Bu durumda iyiler nasıl imtahan verecekler. İşte o dediğin cennette olacak.. Burada iyi kötü savaşı hep olacak.

iyiliği anlayabilmek için kötülük olmak zorundadır.
insanın tekamülü-öğrenmesi vs içindir.
sınav dünyası.

bunlar inançlardan sana hediye fikirler dostum. sonsuz ilim sahibi yaratıcı başka bir yolda bulabilirdi. zorunluluk ve herşeye gücü yeten nasıl biraraya gelebiliyor.

ayrıca insan sadece rasyonel bir yaratık mı da öğrenmesi- tekamülü falan bu kadar öne çıkarılıyor. bizler duygusal yaratıklarız. bir şairin dediği gibi bu dünyadaki kötülükler ruhumuzu delik deşik ediyor. birşeyleri öğrenmemiz bu kadar önemli ise tanrı bizi salt akılla yaratsaymış ..böylece mükemmel öğrenciler olurduk...



her düşünceyi olmasada gerçekten bilmiyorsak bilmiyoruz diyebilmeliyiz. Basit bir mantıkla sonuca hemen ulaşamayız. Altarnatif çözümlerin olabileceğini göz ardı edemeyiz.

Bilmiyorsam bilmiyorum diyorum zaten.. amacım ne Tanrıya saygısızlık nede inançlara..


İlmi biz onu anlayalım diye bahsediyor. Yani bize kendini kendi diliyle anlatmaz. Bizim dünya algılarına ve sınırlı algılarımıza uygun bir şekilde bize aktarır.

Tanrı sözü dediğiniz metinlerde net biçimde dünya bilgimizle çelişen sözler vardır. ya dünya bilginizi reddediniz yada bu metinlerin tanrı sözü olduğunu..veya fideist olunuz..başka alternatif varsa söyleyiniz? akılla bu metinleri savunmak mümkün görünmüyor..
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
İnsanlar !? tek tek bireysel olarak mı rızamız alındı ,topluca mı alındı yoksa insanlığı temsil eden birilerinden mi?

Hayatımızdaki bu komplekslik, ince işleme bir konsensüs olmaksızın gerçekten başarılması çok zor bir iş ve doğa yasalarından insan mekanizmasına kadar herşeyde çok büyük bir anlaşma, uyum olduğu gözüküyor, bu şartlar altında biz insanların dünyaya zorla gönderildiklerini düşünmek gerçekten mantık sınırlarımı çok zorluyor, onun için bizlerin tek tek rızasının alınmış olabileceği noktasında ümitvarım.
 

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Ne yapacak insan akıl gücü ile sadece doğaya karşı mücadele verebiliyoruz. Tanrı akıl gücünü serbest bırakırsa kendine karşı bir tehdit mi oluşacak sanki. gerçekliği değiştirme şansımız yok bizler bağımlı yaratıklarız varlığı veya yaratıcıyı tehdit etme şansımız yoktur.


Yaratılış bir amaç içindir.. Akıl gücüde bu amaca ulaşmak içindir. Yaratıcının bu gücü verip sonrada saldım çayıra mevlam kayıra gibi bir sebeble insanı yaratacağını düşünmüyorsun umarım.. Bu amacın dışında akıl seninde bildiğin gibi her türlü kötülük için kullanılıyor. Aynı çocuklarını hayata hazırlayan aileler gibi.. Allah'ta seni yönlendiriyor.. Tabi seçim senin özgür iraden var değil mi.. Hãl böyle iken insanlar şaşırmış durumda. Öbür türlüsünü düşünemiyorum bile. İyilik diye bir şey kalmazdı sanırım.





iyiliği anlayabilmek için kötülük olmak zorundadır.
insanın tekamülü-öğrenmesi vs içindir.
sınav dünyası.

bunlar inançlardan sana hediye fikirler dostum. sonsuz ilim sahibi yaratıcı başka bir yolda bulabilirdi. zorunluluk ve herşeye gücü yeten nasıl biraraya gelebiliyor.

ayrıca insan sadece rasyonel bir yaratık mı da öğrenmesi- tekamülü falan bu kadar öne çıkarılıyor. bizler duygusal yaratıklarız. bir şairin dediği gibi bu dünyadaki kötülükler ruhumuzu delik deşik ediyor. birşeyleri öğrenmemiz bu kadar önemli ise tanrı bizi salt akılla yaratsaymış ..böylece mükemmel öğrenciler olurduk...


Özgür irade demişken bu forumda geçen bir başlığı aktarıyorum..

*"Eğer Özgür irade yoksa Tanrı en büyük zalimdir"

İşte yaratıcı onun için özgür irade verdi. Yaptıklarımızdan tam sorumlu olmaz isek cennet , cehennemin bir anlamı kalırmı. Senin kötülüklerine izin vermez ise özgür iradenin ne anlamı kalır.. Tabi bu durumda iyilerin ne suçu var değil mi.. İşte en büyük ilim burada saklı.. Allah bu kötülükleri farklı şekillerde bertaraf ederse. Mesela kötülükler sadece hak edenlere veya imtahınında olması gerekenlere isabet ettirilirse sorun çözülmüş olur değil mi.. Bu kadar insanın yaptıklarını ve bu kaosun böyle bir ayarla işlediğini bir düşün.. İşte yaratıcının çözümü böyle muazzam olur. Zaten bu evrenin işleyişide böyle değil mi. Muazzam kaosun arkasındaki muazzam düzen. İşte her şeyin sahibi yaratıcıdan ancak böyle muazzam bir düzen ve işleyiş beklenebilir.

İnsan sadece duygusal değildir. Akıl,nefis,duygu gibi unsurları bünyesinde taşır. Sadece akıl verseydi bilgisayardan ne farkımız kalırdı ki. Programı yükle çalıştır. Dünya yaratmaya ne gerek var..

Duygular su gibidir. Kontrol edilebilirse hayat verir. Kontrolden çıkarsa sel olup yıkıp yok eder.
İşte... duyguların yegane kontrol mekanizmasıda akıldır. Akıl hem duygularımızın hemde nefsimizin kontrol mekanizmasıdır. Bir çobana verilen 2 yaramaz oğlak gibi. Çoban ustalaştıkça oğlakları kontrol etmesi kolaylaşacaktır. İşte anlam arıyorsan bu yeterli değil mi. Daha başka ne diyebilirimki. Özgür irade senin değil mi. O zaman seçimde senin.

Burada sevdiğim bir çin ata sözünü aktarmadan geçemeyeceğim.
"Midesi ile gören aklı ile göremez , aklı ile gören kalbi ile göremez , kalbi ile gören hiç bir şey göremez."
Denge önemli..:)







Tanrı sözü dediğiniz metinlerde net biçimde dünya bilgimizle çelişen sözler vardır. ya dünya bilginizi reddediniz yada bu metinlerin tanrı sözü olduğunu..veya fideist olunuz..başka alternatif varsa söyleyiniz? akılla bu metinleri savunmak mümkün görünmüyor..


Kur-an konusunda yeterince bilgili değilim. Ama cımbızla çekip anlamları bulandırıp insanları şaşırtmaya çalışanları çok gördüm. Bu konuda kaynak internette çok , araştırıp doğru sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Allah bazan gizemli konuşabilir.. Burada bize demek istediği sana verdiğim aklı kullan , ilmini geliştir beni anlayacaksın yönünde olduğunu düşünüyorum.
 

M3CSL

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2016
Mesajlar
258
Tepkime puanı
30
Puanları
28
Yaratılış bir amaç içindir.. Akıl gücüde bu amaca ulaşmak içindir. Yaratıcının bu gücü verip sonrada saldım çayıra mevlam kayıra gibi bir sebeble insanı yaratacağını düşünmüyorsun umarım.. Bu amacın dışında akıl seninde bildiğin gibi her türlü kötülük için kullanılıyor. Aynı çocuklarını hayata hazırlayan aileler gibi.. Allah'ta seni yönlendiriyor.. Tabi seçim senin özgür iraden var değil mi.. Hãl böyle iken insanlar şaşırmış durumda. Öbür türlüsünü düşünemiyorum bile. İyilik diye bir şey kalmazdı sanırım.








Özgür irade demişken bu forumda geçen bir başlığı aktarıyorum..

*"Eğer Özgür irade yoksa Tanrı en büyük zalimdir"

İşte yaratıcı onun için özgür irade verdi. Yaptıklarımızdan tam sorumlu olmaz isek cennet , cehennemin bir anlamı kalırmı. Senin kötülüklerine izin vermez ise özgür iradenin ne anlamı kalır.. Tabi bu durumda iyilerin ne suçu var değil mi.. İşte en büyük ilim burada saklı.. Allah bu kötülükleri farklı şekillerde bertaraf ederse. Mesela kötülükler sadece hak edenlere veya imtahınında olması gerekenlere isabet ettirilirse sorun çözülmüş olur değil mi.. Bu kadar insanın yaptıklarını ve bu kaosun böyle bir ayarla işlediğini bir düşün.. İşte yaratıcının çözümü böyle muazzam olur. Zaten bu evrenin işleyişide böyle değil mi. Muazzam kaosun arkasındaki muazzam düzen. İşte her şeyin sahibi yaratıcıdan ancak böyle muazzam bir düzen ve işleyiş beklenebilir.

İnsan sadece duygusal değildir. Akıl,nefis,duygu gibi unsurları bünyesinde taşır. Sadece akıl verseydi bilgisayardan ne farkımız kalırdı ki. Programı yükle çalıştır. Dünya yaratmaya ne gerek var..

Duygular su gibidir. Kontrol edilebilirse hayat verir. Kontrolden çıkarsa sel olup yıkıp yok eder.
İşte... duyguların yegane kontrol mekanizmasıda akıldır. Akıl hem duygularımızın hemde nefsimizin kontrol mekanizmasıdır. Bir çobana verilen 2 yaramaz oğlak gibi. Çoban ustalaştıkça oğlakları kontrol etmesi kolaylaşacaktır. İşte anlam arıyorsan bu yeterli değil mi. Daha başka ne diyebilirimki. Özgür irade senin değil mi. O zaman seçimde senin.

Burada sevdiğim bir çin ata sözünü aktarmadan geçemeyeceğim.
"Midesi ile gören aklı ile göremez , aklı ile gören kalbi ile göremez , kalbi ile gören hiç bir şey göremez."
Denge önemli..:)










Kur-an konusunda yeterince bilgili değilim. Ama cımbızla çekip anlamları bulandırıp insanları şaşırtmaya çalışanları çok gördüm. Bu konuda kaynak internette çok , araştırıp doğru sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Allah bazan gizemli konuşabilir.. Burada bize demek istediği sana verdiğim aklı kullan , ilmini geliştir beni anlayacaksın yönünde olduğunu düşünüyorum.

Yorumlar çok güzel,
Evrende her şey denge üzerine kurulu, tek başına hiçbirşey tamamen doğru değil.
Kalp ile akıl dengesi, yerçekimi merkezkaç dengesi, atomların dengesi, zıtlıklar üzerinden durum anlaşılır. sarkaç gibi denge bozulmaz ama sağa sola hareket eder.(iyiliğe yada kötülüğe) Ying yang prensibi gibi.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Yaratılış bir amaç içindir..

Bu demektir ki tanrı düşünerek yarattı. bir amaç belirledi ve ona uygun yarattı!?

Tanrının bir amaç belirlemesi !? yaratılan herşeyi kukla yapar mı yapmaz mı? bu paradoksu nasıl aşacaksınız?

Allah ol der ve o hemen oluverir.

amaç!? Tanrı düşünmez yaratır mı? düşünerek mi yaratır? madem amaç var diyorsun seni bu paradoksu aşmaya çalışmaya davet ediyorum.



İşte yaratıcı onun için özgür irade verdi. Yaptıklarımızdan tam sorumlu olmaz isek cennet , cehennemin bir anlamı kalırmı.

Tam sorumlu!? dostum bizler yaratılmış,biçimlendirilmiş varlıklarız. bağlı ve bağımlıyız. nasıl tam sorumlu oluruz?


Senin kötülüklerine izin vermez ise özgür iradenin ne anlamı kalır..

Özgürluk aynı Tanrı gibi aşkın bir kavram. özgür iradede haliyle çok tartışmaya açık. bu yüzden bu soruyu ve cevabını düşüncelerimize alt düzeyde referans alalım derim..:)



Tabi bu durumda iyilerin ne suçu var değil mi.. İşte en büyük ilim burada saklı.. Allah bu kötülükleri farklı şekillerde bertaraf ederse. Mesela kötülükler sadece hak edenlere veya imtahınında olması gerekenlere isabet ettirilirse sorun çözülmüş olur değil mi..
Bu kadar insanın yaptıklarını ve bu kaosun böyle bir ayarla işlediğini bir düşün.. İşte yaratıcının çözümü böyle muazzam olur. Zaten bu evrenin işleyişide böyle değil mi. Muazzam kaosun arkasındaki muazzam düzen. İşte her şeyin sahibi yaratıcıdan ancak böyle muazzam bir düzen ve işleyiş beklenebilir.

kötülüklerin veya adaletsizliklerin arkasında dediğiniz gibi muaazzam bir adalet var diyelim. bunu biz bilmiyoruz ama Tanrı bilir diyelim. diyorsunuz. dostum bunu biz bilmedikten sonra ne anlamı var? bu geleceğe ve bilinmeze atıf yaparak düşüncelerine ve inançlarınıza dayanak aramaktan başka bişi değildir. ve haliyle saf inançtır bu. Bir şaman gibi inancımı tartışmam derseniz eyvallah derim. ancak inancım akılcıl temellere sahiptir derseniz ki diyorsunuz bu hiçbirşey ifade etmiyor. ilahiyat fakülteleri niye var dostum? inancı akılla yapılandırmak için. ama camide saf inanç vardır..sizin bu söyleminiz cami cemaati içindir yani..

İnsan sadece duygusal değildir. Akıl,nefis,duygu gibi unsurları bünyesinde taşır. Sadece akıl verseydi bilgisayardan ne farkımız kalırdı ki. Programı yükle çalıştır. Dünya yaratmaya ne gerek var..

Duygular su gibidir. Kontrol edilebilirse hayat verir. Kontrolden çıkarsa sel olup yıkıp yok eder.
İşte... duyguların yegane kontrol mekanizmasıda akıldır. Akıl hem duygularımızın hemde nefsimizin kontrol mekanizmasıdır. Bir çobana verilen 2 yaramaz oğlak gibi. Çoban ustalaştıkça oğlakları kontrol etmesi kolaylaşacaktır. İşte anlam arıyorsan bu yeterli değil mi. Daha başka ne diyebilirimki.
Burada sevdiğim bir çin ata sözünü aktarmadan geçemeyeceğim.
"Midesi ile gören aklı ile göremez , aklı ile gören kalbi ile göremez , kalbi ile gören hiç bir şey göremez."
Denge önemli..:)

eyvallah. dengeden kastınızı anladım. o zaman ne yapalım Tanrının bir bildiği vardır deyip geçelim mi? yukarda dediğim gibi bu bir cevap değil inançtır. doğru düşündüğümüzden nasıl emin olacağız? doğru düşünüp düşünmediğimizin ayrımını yapabileceğimiz -dediğiniz yönde- dengeyi azda olsa bozabilecek bir argümanınız var mı?


Kur-an konusunda yeterince bilgili değilim. Ama cımbızla çekip anlamları bulandırıp insanları şaşırtmaya çalışanları çok gördüm. Bu konuda kaynak internette çok , araştırıp doğru sonuçlara ulaşabilirsiniz.
Ayrıca Allah bazan gizemli konuşabilir.. Burada bize demek istediği sana verdiğim aklı kullan , ilmini geliştir beni anlayacaksın yönünde olduğunu düşünüyorum.

İnternetteki tartışmalardan tabiki faydalandım ve faydalanıyorum.Tanrı, din ve vahiy üzerine kısmı değil olabildiğince -etraflıca- düşündüğümü söyleyebilirim.. ve bu uzun yıllar aldı. bunu samimiyetle söylüyorum. itibar edip etmemek tabiki size kalmış..
 
Son düzenleme:

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Bu demektir ki tanrı düşünerek yarattı. bir amaç belirledi ve ona uygun yarattı!?

Tanrının bir amaç belirlemesi !? yaratılan herşeyi kukla yapar mı yapmaz mı? bu paradoksu nasıl aşacaksınız?

Allah ol der ve o hemen oluverir.

amaç!? Tanrı düşünmez yaratır mı? düşünerek mi yaratır? madem amaç var diyorsun seni bu paradoksu aşmaya çalışmaya davet ediyorum.


Bu amaca bağlı.. Amaç herkese sabit görevler verilmesi ise kukla olur. Yok özgür irade işin içindeyse , amaç imtahan ise bundan bahsedilemez. Allah'ın her şeyi bilmesi ayrı bir konudur.. Allah bizim gibi zaman kısıtlaması olmayan bir durumda olduğu için .. Nasıl düşünüp düşünmediği hakkında bir mantık yürütmek zor.




Tam sorumlu!? dostum bizler yaratılmış,biçimlendirilmiş varlıklarız. bağlı ve bağımlıyız. nasıl tam sorumlu oluruz?

Özgürluk aynı Tanrı gibi aşkın bir kavram. özgür iradede haliyle çok tartışmaya açık. bu yüzden bu soruyu ve cevabını düşüncelerimize alt düzeyde referans alalım derim..:)


Her şey Allah'a bağlıdır. Özgürlükler sınırlı olabilir. Bu herşeyin sonu değil. Toplumlarda bile topluma karşı sorumlulukların noktasında özgürlükler sınırlıdır. Bu sınır var diye özgür olmadığımızı göstermez. Hayatımızı yönlendirmek bizim elimizde. Buda imtahan için yeterli sanırım..


kötülüklerin veya adaletsizliklerin arkasında dediğiniz gibi muaazzam bir adalet var diyelim. bunu biz bilmiyoruz ama Tanrı bilir diyelim. diyorsunuz. dostum bunu biz bilmedikten sonra ne anlamı var? bu geleceğe ve bilinmeze atıf yaparak düşüncelerine ve inançlarınıza dayanak aramaktan başka bişi değildir. ve haliyle saf inançtır bu. Bir şaman gibi inancımı tartışmam derseniz eyvallah derim. ancak inancım akılcıl temellere sahiptir derseniz ki diyorsunuz bu hiçbirşey ifade etmiyor. ilahiyat fakülteleri niye var dostum? inancı akılla yapılandırmak için. ama camide saf inanç vardır..sizin bu söyleminiz cami cemaati içindir yani..


Aaah hojam aaah. Bilinmeze atmıyoruz Allah sana dayanak veriyor zaten. HIZIR hikayesi size neyi anlatıyor düşündünüzmü hiç. Gördüklerinle her şeyi değerlendiremezsin altında bir hikmet vardır diyor. Allah daha ne desin benim işlerimi yüzeysel bakışlarla değerlendirme demiyormu. Her şeyin altındaki nedeni biz bilemeyiz. Bilsek ne işe yarayacakki , anlamı ne olacak. Diyelimki başımıza bir musibet geldi. Altındaki hikmeti bilmiyoruz. Allah'a güvenip sabır edersek kazanacağız. İşte sınav bu değil mi. Yoksa kopya alıp sorunu çözersek. Sınavın anlamı kalırmı.. Her şey açık ve seçik anlaşılırsa inanan , inanmayan nasıl ayırt edilecek.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Aaah hojam aaah. Bilinmeze atmıyoruz Allah sana dayanak veriyor zaten. HIZIR hikayesi size neyi anlatıyor düşündünüzmü hiç. Gördüklerinle her şeyi değerlendiremezsin altında bir hikmet vardır diyor. Allah daha ne desin benim işlerimi yüzeysel bakışlarla değerlendirme demiyormu. Her şeyin altındaki nedeni biz bilemeyiz. Bilsek ne işe yarayacakki , anlamı ne olacak. Diyelimki başımıza bir musibet geldi. Altındaki hikmeti bilmiyoruz. Allah'a güvenip sabır edersek kazanacağız. İşte sınav bu değil mi. Yoksa kopya alıp sorunu çözersek. Sınavın anlamı kalırmı.. Her şey açık ve seçik anlaşılırsa inanan , inanmayan nasıl ayırt edilecek.

Mevlana demiştir ki; "Görünüşe aldanma çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir."

Hızır ya da Hızır sıfatında görevli varlıklar bu dünyaya gelip, Rab Planı'nın temsilcisi olarak çeşitli yardımlarda bulunmuşlardır ve bulunmaya da devam ediyorlar. Onların gördüğü açıdan bakamadığımız için çocuğun öldürülmesi tıpkı Hz. Musa gibi, bizleri de ürkütüyor oysaki arkasında başka bir sebep varmış. Bu sebepleri bilemediğimiz için her şerden bir hayır çıktığının da farkına varamıyoruz. İnanmayanlar açısından kötülük olmadan da dünyada yaşanabilirdi fakat kıyas bilgisi olmadan, kaldı ki beyin bile kıyas ile çalışıyorken nasıl olacak da iyiliğin değeri anlaşılacaktı! Örneğin @Is2 gelsin bana aşk acısının nasıl bir durum olduğunu anlatsın, ben şayet o duyguyu yaşamamışsam ne anlatırsa anlatsın, nasılsa idrak etmem mümkün olmayacaktır. İşte dünyada yaşadıklarımız da çok zor gibi görünse de tekamül için şart ayrıca dünya bir oyun yeri olduğuna göre aslında yaşadığımızı sandıklarımız bile gerçek olmayabilir. Kişi kendini bilmedikçe de hiçbir sırra ulaşamaz, yine Mevlana'nın dediği gibi "Herşeyin sırrı kendi içinde gizlidir."
 

M3CSL

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2016
Mesajlar
258
Tepkime puanı
30
Puanları
28
Bu amaca bağlı.. Amaç herkese sabit görevler verilmesi ise



Aaah hojam aaah. Bilinmeze atmıyoruz Allah sana dayanak veriyor zaten. HIZIR hikayesi size neyi anlatıyor düşündünüzmü hiç. Gördüklerinle her şeyi değerlendiremezsin altında bir hikmet vardır diyor. Allah daha ne desin benim işlerimi yüzeysel bakışlarla değerlendirme demiyormu. Her şeyin altındaki nedeni biz bilemeyiz. Bilsek ne işe yarayacakki , anlamı ne olacak. Diyelimki başımıza bir musibet geldi. Altındaki hikmeti bilmiyoruz. Allah'a güvenip sabır edersek kazanacağız. İşte sınav bu değil mi. Yoksa kopya alıp sorunu çözersek. Sınavın anlamı kalırmı.. Her şey açık ve seçik anlaşılırsa inanan , inanmayan nasıl ayırt edilecek.

İnsan aceleci ve kolaycı olduğu için, sabretmek istemediği için bu tip sorunlar oluyor,kendi dışında gelişen olaylarda müdahele etmek istiyor, yapamayınca daha çok stres,sinir, insanlara zarar verme gibi reaksiyonlar gelişiyor.
Sonuçta "İnsan kendini yeterli gördüğü için azar"
 

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Mevlana demiştir ki; "Görünüşe aldanma çünkü hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Bugün hayat veren su, yarın sizi boğabilir."

Hızır ya da Hızır sıfatında görevli varlıklar bu dünyaya gelip, Rab Planı'nın temsilcisi olarak çeşitli yardımlarda bulunmuşlardır ve bulunmaya da devam ediyorlar. Onların gördüğü açıdan bakamadığımız için çocuğun öldürülmesi tıpkı Hz. Musa gibi, bizleri de ürkütüyor oysaki arkasında başka bir sebep varmış. Bu sebepleri bilemediğimiz için her şerden bir hayır çıktığının da farkına varamıyoruz.

dijital, bir şeyi merak ettim

eğer senin ya da (farâzi olarak) canından çok sevdiğin evladının hayatına kast edip “her şey göründüğü gibi değil, hikmet gereği” dersem, sen nasıl bir tepki verirsin?

Bu tür hikâyelerin toplumda ne tür bir fantazma alanı yarattıklarının, ve kimlerin işine geldiklerinin iyice farkında olduğunu düşünüyo musun?
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
dijital, bir şeyi merak ettim

eğer senin ya da (farâzi olarak) canından çok sevdiğin evladının hayatına kast edip “her şey göründüğü gibi değil, hikmet gereği” dersem, sen nasıl bir tepki verirsin?

Bu tür hikâyelerin toplumda ne tür bir fantazma alanı yarattıklarının, ve kimlerin işine geldiklerinin iyice farkında olduğunu düşünüyo musun?

Bu yazılanlardan birilerinin birilerini öldürmeye hakkı olduğu gibi anlamsız bir sonuç çıkmasın. Bu anlatım bir hikaye değil Kur'an'da Kehf Suresi'nde geçen bir kıssadır yani ibret ve öğüt vermek amaçlı inmiş bir ayettir. Her zaman söylediğim gibi aslında Kur'an'ın dili semboliktir ve Hızır bu ayette Hz. Musa'nın peygamberlik görevi süresinde, idrak kapasitesini genişletmeye çalışan görevli bir varlıktır. Ayette de görüleceği üzere sembolik bir dil kullanılmıştır. "Unutulan balık" ve Hz. Musa'nın "bizim de aradığımız buydu" ifadesi semboldür. Burada anlatılmak istenen ise özetle; insanın peygamber bile olsa sahip olduğu bilginin her zaman bir üst bilgisi vardır ve hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Bu sembolik anlatımda bu ifadeler de mecazidir. Uyanmış insan ile uykuda insan arasındaki farkı anlatır. Öldürülen genç ise bilemediğimiz sebeple öldürülmüş olabileceği gibi sadece bir anlatım tekniği de olabilir çünkü mitolojilerde de "babayı öldürmek" vardır, bu kahramanların babalarını öldürdüğü anlamına gelmez; "eski realiteyi terk edip, bir üstüne çıkabilmeyi" anlatır. Hızır, Ledün İlmi'ne sahip olduğu için sembolik bir anlatım olma olasılığı da yüksektir.

Bu sitede sakal ile bu konuyu tartışmıştık ve öldürülen Sarai Sierra'nın arkasından annesi Laz Ziya'ya mektup yollamıştı, yazanlar ise; "Rabbimize ve İsa Mesihe güveniyoruz. O bağışlayıcıdır. O'nun merhameti ve sevgisi sayesinde sana "seni bağışlıyoruz" diyebilmekteyiz. Adalet yerini bulacak ve Sarai'ye karşı işlediğin suçun cezasını çekeceksin." Mektup da göreceğiniz üzere bazı insanlar bu teslimiyet duygusunu ne kadar acı çekerse çeksin, ifade edebiliyor. Bu bilinç durumu ya da farkındalık ile alakalıdır yani ne yaparsak yapalım bu dünyaya bir geliş amacımız var ve gitmesi gereken geride kalanlara ne kadar üzüntü verirse versin, bir şekilde gidiyor. Bu demek değildir ki cinayet haktır ya da ölüme koşalım, asla bu anlama gelmiyor. Örneğin; bir trafik kazasında ters dönmüş bir aracın içindeki insana gidip de "bu senin tekamül yolun, demek ki vaktin gelmiş hadi sana hayırlı yolculuklar" diyemeyiz. Her insan bu dünyada en iyi şekilde yaşamak için vardır.

İki yıl önce bir haber çıkmıştı. Bir baba, iki aylık ömrü kalan kanser hastası oğlunu çok acı çektiği gerekçesi ile öldürmüştü. Bu babanın savunması "oğlum çok acı çekiyor ve benden yardım istiyordu, ya beni kurtar ya da öldür, ben de kurtaramadığım için öldürdüm, Allah ve oğlum beni affetsin" olmuştu. Bu babanın çaresizliği ve içine düştüğü travma herkesin vicdanını parçaladı ancak hiç kimse ona evlat katili diyemedi çünkü nasıl bir çıkmaza düştüğünü anlayabildiler fakat hakimler ceza vermek zorundaydı çünkü başka insanlar bu gerekçe ile yakınlarını öldürmeye kalkabilirdi ancak yine de herkesin vicdanında, o baba asla bir evlat katili değildi. Bu çok korkunç bir yaşam planı fakat arkasındaki sebepleri bilmiyoruz, hangi sebeple bu yükün altına girdiler ve bu acıyı yaşamak zorunda kaldılar, bilemiyoruz. Bu tablo önceki yaşam yükleri ile alakalı olabileceği gibi görevli olmakla da ilgili olabilir.

Yaşamda hepimizin başına benzer durumlar gelebilir, aşması çok zor sınavlara maruz kalabiliriz fakat bu demek değildir ki ölümleri haklı bulalım ya da cinayetleri kabullenelim, asla böyle bir görüş savunmuyorum. Her insanın yaşamak hakkıdır ve bu hakkı başkası elinden alamaz, IŞİD benzeri teröristlerin savunduğu gibi cihat adı altında insanlar öldürülemez. Canı veren Allah'dır, vakti gelince de alır. Can almak çok ağır bir yüktür, bedeli kolay kolay ödenemez şayet insanlar bunun farkında olabilselerdi değil insan öldürmek bir karıncayı bile incitemezlerdi. Kur'an'ın indiği dönem ile bugün kıyaslanamaz. O dönemde herkes birilerini öldürüyordu ve düzene girmesi çok zor bir toplum vardı.

Tekamül planı ile ilgili olarak genç yaşına rağmen iyi bir araştırmacı olan ve bir dergide yazıları çıkan Efe Elmas'ın makalesi de okunabilir.





 
Son düzenleme:

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
dijital, bir şeyi merak ettim

eğer senin ya da (farâzi olarak) canından çok sevdiğin evladının hayatına kast edip “her şey göründüğü gibi değil, hikmet gereği” dersem, sen nasıl bir tepki verirsin?

Bu tür hikâyelerin toplumda ne tür bir fantazma alanı yarattıklarının, ve kimlerin işine geldiklerinin iyice farkında olduğunu düşünüyo musun?


İşte en büyük proplem bu dini tam bilmeden yapılan yorumlar. Din sana kötülükler isabet ettiğinde elin armut toplasın demiyor. savunma serbest. Kötülüklerle savaşı da destekliyor din. Kötülük yapanlara ceza sistemide var.
Buradaki ince çizgi şudur. Sana kötülük isabet etti . Sen elinden gelen her şeyi yaptın. Yapacak hiç bir şey kalmadı . Bu durumda Allah'a havale edeceksin. İnanmayan biri ne yapacak içindeki nefreti dindirmek için yanlış yollara girmesi ihtimali artmaz mı.
 
Son düzenleme:

epoché

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Eki 2016
Mesajlar
134
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Bu yazılanlardan birilerinin birilerini öldürmeye hakkı olduğu gibi anlamsız bir sonuç çıkmasın. Bu anlatım bir hikaye değil Kur'an'da Kehf Suresi'nde geçen bir kıssadır yani ibret ve öğüt vermek amaçlı inmiş bir ayettir. Her zaman söylediğim gibi aslında Kur'an'ın dili semboliktir ve Hızır bu ayette Hz. Musa'nın peygamberlik görevi süresinde, idrak kapasitesini genişletmeye çalışan görevli bir varlıktır. Ayette de görüleceği üzere sembolik bir dil kullanılmıştır. "Unutulan balık" ve Hz. Musa'nın "bizim de aradığımız buydu" ifadesi semboldür.

Kuran hikâye değil mi?

Peki sence ne kadar insan bu hikâyelerin neyi sembolize ettiğini anlamaya kâdir? Sence ne kadar insan kendilerine enjekte edilen bu kavramlara tutunup hayata doğru değeri biçebiliyor? Sence ne kadar “şehit” üretiyor bu türev metafizik?

Kuran dediğin metinden “ibret ve öğüt” almış nesillerin oluşturdukları toplumsal yapılara birer örnek verebilir misin?
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Kuran hikâye değil mi?

Peki sence ne kadar insan bu hikâyelerin neyi sembolize ettiğini anlamaya kâdir? Sence ne kadar insan kendilerine enjekte edilen bu kavramlara tutunup hayata doğru değeri biçebiliyor? Sence ne kadar “şehit” üretiyor bu türev metafizik?

Kuran dediğin metinden “ibret ve öğüt” almış nesillerin oluşturdukları toplumsal yapılara birer örnek verebilir misin?

Tabii ki hikaye değil. Çoğu insan dinlerin ya da Kur'an'ın gerçek anlamını bilmiyor fakat bu öğrenemeyecekleri anlamına gelmez tabii önce bu yanlış durumun farkına varmaları gerekiyor. Yaşatılan İslam ile gerçek İslam arasındaki farkı ancak kişiler kendileri öğrenebilirler ve maalesef çoğu bu durumun farkında değil bu sebeple de itirazlarınızı anlayabiliyorum. IŞİD tarzı örgütler sanki İslam'ı temsil ediyormuş gibi yanlış bir algı var. Kötü niyetli birileri dini kendine kılıf ediyor diye samimi inançlıları da aynı kefeye koyamayız. Organ nakli yapan cerrah hayat kurtarırken, organ çalan cerrah da var. Bu tüm organ nakli yapan doktorları kötü mü yapar ya da organ nakli kötü bir şey midir? Bakış açınız kendi pencerenizden maalesef.
 
Son düzenleme:

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Kuran hikâye değil mi?

Peki sence ne kadar insan bu hikâyelerin neyi sembolize ettiğini anlamaya kâdir? Sence ne kadar insan kendilerine enjekte edilen bu kavramlara tutunup hayata doğru değeri biçebiliyor? Sence ne kadar “şehit” üretiyor bu türev metafizik?

Kuran dediğin metinden “ibret ve öğüt” almış nesillerin oluşturdukları toplumsal yapılara birer örnek verebilir misin?

Anlamasa da güvendiği kaynaklardan sorup öğrenebiliyorsunuz. Camiler , hocalar boşa olmuyor. Vaazlar boşa verilmiyor. Günümüzde isteyen için kaynak daha fazla.
Tabi Survivor'dan vakit kalırsa..:)

Toplumları genelleyemiyoruz. Kişisel bazda kurtuluşa ulaşanlar olacaktır. Öğrenci iken bile sınıfta her zaman bir şişman bir kısa yani farklı insanlar olurdu. Toplumlarda öyle bir kalem toplum olmuyor ne yazıkki. Zaten seri üretim insan olmadığı için buda mümkün değil.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst