Materyalizm ve Aşk

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde tamara tarafından oluşturulan Materyalizm ve Aşk başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 15,267 kez görüntülenmiş, 90 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Materyalizm ve Aşk
Konbuyu başlatan tamara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Konumuz ask ve ben bunun uzerine yaziyorum cogito. Eger genellemeye dokeceksek isi baska bir baslik altinda materyalistleri tartisabiliriz. Kaldi ki konunun basinda materyalistler ve materyalizm hakkinda pek bilgiye sahip degilim dedim.

Sen aşık olduğunu sandığın kişiye bağlanıyorsun. Onsuz yapamam çok seviyorum diyorsun. Düşünmez misin onu sana sevdiren kim? Ben; seni bana sevdireni sevmişim.


Ben boyle diyerek sonsuz bir asktan bahsederim, sen maddeyi severek onun ölümlü oldugunu gordugun halde geciciligini ve inandirici olmadigini goremezsin. Ayrica bu husuta beni anlayabildigini dusunmuyorum.
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Örneğin Nazım Hikmet materyalist bir şairdir. Bir bakalım ne kadar duygusal, ne kadar aşık olabiliyor ve bunları nasıl ifade ediyor

AŞK MÖNÜSÜ

Sen sabahlar ve şafakalr kadar güzelsin
sen ülkemin yaz geceleri gibisin
saadetten haber getiren atlı, kapını çaldığında
beni unutma
ah! saklı gülüm
sen hem zor hem güzelsin
şiirlerimin ılıklığında açılmalısın
sana burada veriyorum hayata ayrılan buseyi
sen memleketim kadar güzelsin
ve güzel kal
NAZIM HİKMET
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konu konuyu açabilir. Ayrıca materyalizm ve aşk derken tutup ta Türkiyedeki ekonomik krizi konuşmuyoruz.birşeyler paylaştığımızı düşünüyordum amacım övmek ya da yermek değildi.Hoşçakalın.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Akil umutsizlik yolunu tutar mi hic?
Ask gerek ki o yana basini ayak etsinde kosup gitsin
Hic bir seye aldirmayan asktir akil degil
Akil, fayda elde edecegi seyi arar
Ask yilmaz, yanar, yakilir, utanma, sıkılma nedir, bilmez.
Degirmen tasinin altindaki bugday gibi
O da belalara duserde gik demez
Oyle pek yuzludur ki ardina donmez bile
Gonlundeki fayda arama istegini oldurmustur o

Mevlana

 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Konu konuyu açabilir. Ayrıca materyalizm ve aşk derken tutup ta Türkiyedeki ekonomik krizi konuşmuyoruz.birşeyler paylaştığımızı düşünüyordum amacım övmek ya da yermek değildi.Hoşçakalın.

Beni anlayamadigini zaten soylemistim. Sanirim yanilmamisim. Tesekkur ederim paylasim icin. Hoscakal.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Sevgili Monaliza, materyalist insan hayatında şan, şöhret , para gibi unsurları ön planda tutan insan demek değildir.Sadece düşüncelerinn de duyguların da hislerin de beyinden, sinir sisteminden vs. oluştuğunu öne sürerler.Mistik bir yapısı yoktur. Maddeden önce düşünce vardı diye düşünmezler.Düşünce tek başına yoktur maddelerden ve onlara verdiğimiz tepkilerden kaynaklanır bakış açısıyla yaklaşırlar.

Teşekkür ederim sevgili cotigo. "Materyalist insan" tarifini biliyorum elbette. Buranın bir felsefe sitesi olduğunu da biliyorum.Ancak,yapım itibariyle,fazla süslü püslü,cicili bicili yorum yapmayı sevmediğimden,neden-sonuç ilişkisi bağlamında, yaşamışlıklarımı da katarak, sade,örneksel ve kestirme yorumdan yana kullandım tercihimi. Zira klasik felsefeyi kitaplardan da (ve de bit tıkla bile:)) öğrenebiliyorum. Önemli olan yaşam felsefesine kendimizden de kattıklarımızla,daha anlaşılır olmak. Yaşam gösteriyor ki;gereken ve güzel olan bu. Felsefi içerikli yazıları da okumayı seviyorum ayrıca.

Sevgili Majör'ün örneklemesini çok beğendim örneğin,kendisini kutluyorum.

Sevgiler.
 

şehrin yabancısı

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2009
Mesajlar
426
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
Aşk ne kadar güçlü kelime imiş. Kimse işin içinden çıkamıyor. Çıktığına sananlar dahil. Herkes penceresinden bakmaya çalışıyor bulunduğu konum durumu ile. Kimi korkak kimi cesur davranıyor.öncelikle konuyu açan arkadaşımızın materyalizm den ve aşk kelimelerinden ne anladığı önemli. Ve sevgili tamara bunu belirtiniz.bizde ona göre yorumlayalım.bu konuda diğer yorum yapan arkadaşlar bakıyorum maneviyatla madde arasında sıkışmış.genel anlamda konuşmak ile bir insanın kendi ifadesi arasında çok farklıdır. Birde bunu yaşama dökmek oldukça farklı.cogito bu arada size katılıyorum doğru mantık ile hareket ediyorsunuz. Majör biraz korkak davranmış. Genel anlamda mı yoksa kişisel mi veya belki yaşama bakış açısı ile manevi yanı güçlü olduğu için biraz materyalizme ters duruyor gibi gözüküyor.ve de savunuyor.sevgili monoliza yürek işidir tabiî ki aşk ama nerden bilebilirsiniz ki bir materyalistin yüreğinin gücünü.burda biraz idalizm devreye girer. Kadına meta olarak bakmıyoruz merak etmeyin. Aşkın materyalleri daha önemlidir. Biliyorum ki değişik bakış açıları fikirler düşünceler ve örnekler herkesin kafasında zamanı da göze alarak değişecektir. Bence gerçek sorun bu materyalist ve aşk da diğer tarafın neyi ne kadar göze aldığı. Aslında bunu da bir önemi yok nasıl olsa bitecek ama kalandır güzel olan yaşanmışlıklar da . cogitonun nazım hikmet örneğindeki gibi yine ustanın dizeleri düştü birden yüreğime; evet kimde çok şey göze alabiliyor.

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.

O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliiiii
hanımeli
açan ev..
 

tamara

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim.
bir arkadaşımla bu konuyu konuştuk ve kendisininin cevabını size aktarmak istedim:
Aşk sevgi mutluluk gibi kavramlar materyalizmde ruh olarak geçer
Beyin ise maddedir
Materyalizmin kurallarından birisi de ruhun maddeyi oluşturmasıdır
Yani materyalizme göre aşkın kaynağı kalp değil beyindir
Buna göre daha çok işin hormonsal yani bilimsel tarafına bakarlar
Olağan üstü bir şey değildir yani
Metafiziğin dışında tutarlar
Kontrol edilebilecek bir şey olarak bakarlar
Materyalizm duyguları reddetmez
Metafizik unsurları reddeder
Duyguları yaşar ama bunun beyin tarafından olduğunu bilir
Yani ortada katı bir duygusuzluk yoktur...

Sanırım ilk başta aşkın tanımını 'kişinin kendi içinde' iyi yapması gerekiyor.
Bence aşkın genel bir tanımı yoktur tamamen kişisel tanımlarla kişi 'aşktan' anladığını tanımlayabilir.
Burda ki aşktan sadece ikili ilişkileri kastetmiyorum genel olarak kişi için aşk ne demekse aşk odur....
Bu özgürlükte olabilir annemiz de olabilir ya da çok sevdiğimiz bir eşyamız...
 

nidal

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
23 Ocak 2011
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Duygular, sinir sisteminin hormonlara verdiği emirler sonucu ortaya çıkar.Aşk da bir duygu olarak bu şekilde oluşur fakat diğer duygulardan biraz daha farklıdır.Aşkın en çok yaşandığı döneme baktığımızda ergenlik dönemi olduğunu görürüz çünkü hormonlarımız en çok o dönemde çalışırlar ve buna bağlı olarak da duygular daha derin yaşanır.Aşkın temelinin cinsellik olmasından yola çıkarak neden en çok ergenlik döneminde yaşandığını kolayca anlayabiliriz.Materyalist biri süreci aşağı yukarı bu şekilde görür.Duyguların bizlerden bağımsız olmadığını, sinir sistemi ve hormonların bir ürünü olduğunu söyler.Bu bakımda duygulara yer yer yön verebileceğinin bilincindedir.Bu sayede kendi sorunlarına daha gerçekçi çözümler üretebilir.Aşkı kesinlikle reddetmez.

Materyalistler aslıda tüm soyutlukları reddetmezler daha doğrusu şöyle söyleyeyim materyalizmin bir dalı olan "kaba materyalizm" tamamen her şeyi somut kabul ederken bir başka materyalist yaklaşım olan "diyalektik materyalizm" soyutlukları bir şartla kabul eder: maddi bir temeli olması şartıyla.Yani aşk soyut bir kavramdır ve bir soyutluk olarak vardır fakat temelini somut olan hormonlara ve sinir sistemine dayandırır.Var olan tüm soyutluklar maddi bir temele dayanır.Maddi temeli olmayan hiç bir soyutluk yoktur(cin, melek vb.). İşte materyalizm-ya da diyalektik materyalizm- diğer soyutluklara olduğu gibi aşka da bu şekilde yaklaşır.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Sanirim kurulmak istenen baglanti celiski kaynakli yani maddeyi kabul eden birinin manayi red etmesi geregi. Materyalizmi; akli, duyguyu, ruhu red eden bir dusunce oldugunu kabul eder isek, buna bagli olarak manevi bir duygu olan askida red ettigini dusunmemiz kacinilmazdir. Ama bir gun size biri cikip Askin Materyalizmi var derse?

gözlerime inanamıyorum...sn. phi , hangi materyalizm aklı,duyguyu,ruhu ne zaman reddetmiş...nereden çıkarıyorsunuz bunları...bir şaka olmalı....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
gözlerime inanamıyorum...sn. phi , hangi materyalizm aklı,duyguyu,ruhu ne zaman reddetmiş...nereden çıkarıyorsunuz bunları...bir şaka olmalı....

Red etmis degilde, "gale almamis" diyebiliriz. Oyle olmazsa, iktidari ele gecirmek icin, kisilerin bilinclenmesini beklemeden, toplumu bir kitle yigini olarak gorur muydu? Insanoglunu madde ile ozdeslestirir miydi? Diyalektigi, materyalizme indirger miydi?, beyinleri bilinclendirmek yerine sinif savasimi onerir miydi?
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
sn. evrensel; iktidarı almak filan -siz de bilirsiniz ki- çok farklı şeylerdir...siz bana içtenlikle ,materyalizmin aklı,duyguyu ve ruhu reddettiğini söyleyebilir misiniz....siz bana materyalizmin insanoğlunu madde ile özdeşleştirdiğini ,aynı anlama gelmek üzere insan bilincini hiçe saydığını - bir kum tanesiyle bir tuttuğunu- samimiyetle söyleyebilir misiniz.....gelelim diyalektiği materyalizme indirgemeye , bu söylediğiniz zaten olanaksızdır, çünkü diyalektik denilen şey hegel'de de marks ve engels'de de bir yöntemdir...sizin gibi bir arkadaşa yöntemin ,sisteme indirgenemezliğini anlatmaya kalksam ayıp olmaz mı...gelin, şaka yapmayın...size olan saygımı kaybetmek istemiyorum.....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
sn. evrensel; iktidarı almak filan -siz de bilirsiniz ki- çok farklı şeylerdir...siz bana içtenlikle ,materyalizmin aklı,duyguyu ve ruhu reddettiğini söyleyebilir misiniz....siz bana materyalizmin insanoğlunu madde ile özdeşleştirdiğini ,aynı anlama gelmek üzere insan bilincini hiçe saydığını - bir kum tanesiyle bir tuttuğunu- samimiyetle söyleyebilir misiniz.....gelelim diyalektiği materyalizme indirgemeye , bu söylediğiniz zaten olanaksızdır, çünkü diyalektik denilen şey hegel'de de marks ve engels'de de bir yöntemdir...sizin gibi bir arkadaşa yöntemin ,sisteme indirgenemezliğini anlatmaya kalksam ayıp olmaz mı...gelin, şaka yapmayın...size olan saygımı kaybetmek istemiyorum.....

Evet, dunyadaki olan herturlu olayi gozlemledigimde soyleyebilirim. Yani materyalist zihniyetin, insanoglunu da birmadde olarak gordugunu. Zaten insanoglunun turu bunyesindeki butun savasi, biribirine ustun gelme savasidir. Insanoglu disindaki her verilen etik deger, ideolojik inancsal dusunce ve davranis, daha onemsenir ve insanoglu kendisini ve yasamini bu degerler ugruna feda eder,m ya da baskasinin yasam hakkini elinden alir.

Indirgenmeseydi, marx hegel'i kabullenir di. Ikisinin de diyalektigi monizm uzerinedir. Biri idealizmi, digeri materyalizmi monist olarak savunur. Yani biri tanrilastirmayi, digeri maddelestirmeyi one cikarir.

Diyalektik yontem, diyalektigi vereni ortaya koyamaz. Sadece formel mantigin kesinligini, diyalektik monizm olarak saglar.

Ben "yontem, sisteme indirgenir" icerikli bir cumle kullanmadim. Burada indirgenen, monizm algisidir, ya da dualizmin ortak noktasinin algilanamamasidir.

Yani konu maddenin, ya da dusuncenin diyalektigi degildir. Kavramin, bu ikisini de karsitlik olarak indirgemeli kavramlastirmasidir. Buradaki indirgeme yontem degil; amac ve sonuctur. Bu da monizmdir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
hangi tartışma konusunda kime ne dediğimi bulmakta zorluk çekiyorum...konuya şimdi ulaşabildim,...'yöntem sisteme indirgenir' içerikli bir cümle kullanmadım diyorsunuz....ama az yukarda '...diyalektiği materyalizme indirgermiydi''...diye soruyorsunuz...her halde söylediğinizin içeriğinin farkında olmalısınız....yürüttüğünüz tartışmalardan anladığım kadarıyla konuyu kapsamı dışına taşımaya eğilimlisiniz...siz felsefe bilen/yapan yeterince olgun bir arkadaşımız olarak; materyalizmin;aklı,duyguyu,ruhu reddettiğini, ya da kendi deyişinizle 'gale' almadığını (sanırım ciddiye almadığı anlamında) dayanaklarıyla açıklayabilir misiniz...yalnız tek bir koşulum var: bana bu yönde tek bir özgün felsefe metni (üçüncü sınıf yorum istemiyorum) gösteriniz.....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
hangi tartışma konusunda kime ne dediğimi bulmakta zorluk çekiyorum...konuya şimdi ulaşabildim,...'yöntem sisteme indirgenir' içerikli bir cümle kullanmadım diyorsunuz....ama az yukarda '...diyalektiği materyalizme indirgermiydi''...diye soruyorsunuz...her halde söylediğinizin içeriğinin farkında olmalısınız....yürüttüğünüz tartışmalardan anladığım kadarıyla konuyu kapsamı dışına taşımaya eğilimlisiniz...siz felsefe bilen/yapan yeterince olgun bir arkadaşımız olarak; materyalizmin;aklı,duyguyu,ruhu reddettiğini, ya da kendi deyişinizle 'gale' almadığını (sanırım ciddiye almadığı anlamında) dayanaklarıyla açıklayabilir misiniz...yalnız tek bir koşulum var: bana bu yönde tek bir özgün felsefe metni (üçüncü sınıf yorum istemiyorum) gösteriniz.....

Anlasildive gordugum kadariyla karsi tarafi suclama egilimi de belirdi. Evet, madde/dusunce kavram uclusunden herhangibirini one cikarmak, indirgemeciliktir. Ne istediginizi algilamisdegilim. Hem konunun disina cikmayaegilimli diye sucluyorsunuz, hem siz konunun disina cikiyorsunuz.

Nei konusalim, materyalizmi mi, diyalektik materyalizmi mi, marxizmi mi, "bilimsel" tarihi sosyalizmi mi, Marx'i mi, Lenini mi, SSCB'ni mi? neyi konusalim. Size bir onceki mesajimda insanoglu bilinclenmeden, nasil ideoloji olarak savasa cekildigini izah ettim. Materyalizm de, insanoglunun madde disinda baska ne anlami vardir?
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Materyalizm de, insanoglunun madde disinda baska ne anlami vardir?

Materyalizmi Marx'a göre ifade edeceksek, söylediğiniz doğru..Ama şunu gözden kaçırıyorsunuz: Marx, madde dışındaki oluşumları(duygu, ilham, ruh vb..) reddetmez, her türlü oluşumun maddi çerçevede gözlem verdiğini ve somutlaştığını savunur.
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Marx, Aşkın diyalektiği hakkında ne düşündü gerçekte ne yaşadı.. acaba :) kimbilir



bireylerce aynı duygu dilinde anlık buluşmalar... (belki) konuşabilmek.. aşk'ın sek /saf hali.
HAY'ati öneme haiz ancak - İnsanın- HAY'ali!

AŞK'IN-AŞK...
ve bu çarpıcı saflığın kaynağı da ...daha en başından; çevresinden bağımsız/saf kalamayan! öz-veri ? ve bu da,.kendini kendinde silme yangın nihayeti... kül olsa gerek

İnsan için, özveri de... bir had var.. ki çevre/etkisi
...biyolojisi-psikolojisi ile, içinde yaşayıp-çoğaldıklarınca... ilişkide olduğu, sosyal toplum kural-kaidelerince vs. şekil dolayımlandığınca ..nihayet AŞK sulanıyor/ AŞKın saf hali kalamıyor
ancak öz/eminde olan insan tarafından aranıyor
- aranır da - kimi hayatın yaşamın gerçeğine erimin ! ciddiyetinde... *:) aşıktır (arar)
kimi oyun sayar..kimi de artı sulandırır(arar)
ve arayan bulur : ))

Aşk Hay al dedik ...ve/lâkin.. herkesin dünyasında aşkı bulduğunu, kendi meşrebince yaşayabildiğini.. söyleyebiliriz
***

ne aşkmış ya hu.. ömürler aşkı yazmak-çizmekle geçiyor ! en iyisi... uzak/yakın demeden HADdini BİLerek
'sevmeeeek ' ...değilse 'hayat sen ne çabuk harcadın beni' deyi damara bağlamak ofofofff : ))
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Materyalizmi Marx'a göre ifade edeceksek, söylediğiniz doğru..Ama şunu gözden kaçırıyorsunuz: Marx, madde dışındaki oluşumları(duygu, ilham, ruh vb..) reddetmez, her türlü oluşumun maddi çerçevede gözlem verdiğini ve somutlaştığını savunur.

Ben "reddeder" demiyorum. "Diyalektik olarak madde monizmine ve maddeye indirgemeye yonelir", diyorum. Yani madde disindaki olusumlari ilkleme ve indirgeme olarak ikincil yapar, yani maddeye baglar. Oyuzden insanoglunu da bir madde olarak algilar ve insanoglunun belirleyici, belirtici faktor oldugunu goz ardi ederek, kendince "insanogluna onem vermez" fenomenal olarak.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Sorumuz gayet aciktir.

Madde kime/neye gore vardir?

Madde kim/ne icin vardir?

Siklar.

Madde icin/ye gore
Doga, evren, dunya, varolus icin/e gore
Tanri icin/egore
Insanoglu disi baska bir guc icin/e gore
Insanoglu icin/e gore.

Bu sorularin cevabi, bunlardan hangisi ya da hangi ***? Varsa baska birsik, nedir ve neden odur?
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Duygu nedir? duygulu bir insan nasıl olur ya da olmalıdır?Bu tanımlamalara göre materyalist insan neden daha duygusuzdur?
materyalist bir insanın duygusuz olacağı sonucuna nasıl vardınız? yahut materyalist kavramı sizde maddici anlama gelen hatalı bir algıyımı anımsatıyor?

materyalist kişi duyguları reddetmez, duyguların kaynağının sizin savunduğunuz gibi tinsel varlıklarda(mesela ruh) olmadığını, temelinin özdeksele dayandığını söyler. aşk vücuttaki hormolsal ve elektriksel bir etkileşimdir materyalist birine göre. bu aşkı ve etkisini reddettiğini göstermez. :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst