Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde telrunya tarafından oluşturulan Karalama Defteri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 207,255 kez görüntülenmiş, 1,750 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Karalama Defteri
Konbuyu başlatan telrunya
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan velevki

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
-serbest karalamalar-definler/
kelimelerim cesetler olmalı hiç bi işe yaramazlar -bazen

ötanazi
yaşamından umut kesilen, öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın, acısını bir an önce dindirmek amacıyla ve hastanın isteği üzerine, yaşamına bir hekimce son verilmesi biçiminde gerçekleşen ölüm.

Ötenazi/ötanazi de sorgulanan ölüm hakkı mı? Fikri mi? Serbest bir ölüm mü?
Ölümün bilinmezliği üzerine/içine atlayış fikri_Ölümü ötelemek_ ölümü çağırmak

İntiharsı bir fikir-düşünce ve bunun benzerinin seçimi olarak, bilinmezlikli intiharımsı (olgusu) olarak genişletilmiş ölüş hakkı ve ölüş sonu benzeri kavram çağrışımlamaları üzerine;

yaşamı aşamamak üzerine, bilinmezliğe atlamak üzerine, ölüm ve ölüş düşüncesi
/çıkış kapası, umut kapısı ve korkutan mutlak ikilemin (umulmadıkla çaresizliğin) dansı

--
burada okuduğum bir yazım(post) bana şunu çağrıştırdı. Ölüm fikri içinden ya da yakınından geçilirken buna giydirilmiş intiharımsı hakkın bilinmezliği ve belirlenmesi ve kökenlenmesi
bu bilinmezliği ve belirsizliği ölümle kapatırken, bunu/ölüşü haklı bir nedene yaslamak ve dayandırmak ama
şunu düşündüm ben.

hastalık olarak belirtileni, düşüncesel ve yaşamsal çaresizlik ve çıkmazlar ve acılar olarakta genişletmek ve uyarlamak fikriydi.
yani salt intiharında, intiharın kendininde, içinden çıkılamaz bir yaşam zorluğu ve acısı ya da travması sonucu oluşundaki zorluk'u, hastalık benzeri figürleyerek intiharın da bir ötanazi benzeri oluşunu yorumlamayı denedim.

beklenmeyen yaşam sorunlarını aşmada ölüm hakkı gibi yorumladım
yani bunu hastalığa ve aşmaz'a, fiziksel acıya dayandırınca adı ötanazi oluyor.
benim belki yaşamım zor-hastalık kadar ve acılarla dolu ve her gün bunu çekerek yaşıyorum/yaşıyorsam..

-kaderin içine zorluklu bir denklem atlayışı
/denklem çözmek ve bulmaca çözmek

ötanazi
yaşamından umut kesilen, öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın, acısını bir an önce dindirmek amacıyla ve hastanın isteği üzerine, yaşamına bir hekimce son verilmesi biçiminde gerçekleşen ölüm.

yani yaşamı bi an önce dindirmek
ama belirlikli dindirmek ya da pesediş ya da vazgeçme üzerine bilinmezler var

tanımdaki birinci sorunum hekimce gerçekleştirilmesidir

hastanın isteği üzerine ancak hastanın isteği ve eylemi kısmen dolaylanmıştır..
bir kişi bu seçimi yapabilecek istence sahipse ve kendi elleri tutuyorsa, aklı tutuyorsa bunu kendi elleriyle mi yapmalı? eğer elleri işliyorsa
öncelikle

ölümünü bilinmez ve beklenmez bi kapı olarak tutulmasında ve kullanılmasındaki sorun burda-
aktif bilinci yokediyor-sayıyor ya da benzeri anlatamadım..

arkada beklenmezlik yumakları bırakmakta ki,,

--
-hiç bir heyet ve kimse ölümü kararlaştıramaz,
yaşam ölümü kararlaştırmıştır/karalaştırdı mı demek istiyorsun-

bilinmezlik bilinmezliği çağırdı ve karalaştırdı

-bir karar verirsin ve ölüm yerinde durur
edebi cümlelere gerek yok
neyle savaşıyoruz biz
kimiz

ölüm üzerine cevaplar aradık -ikilemler- hiç bir cevabımız yok- özgür istenç -özgür irade bölgesi- yapayalnız kalış ölüm fikriyle-çırılçıplak

ölüm bir -kişiye göredir- kişiye göre bilinmezdir- ve öyle de kalmalı sanırım.
değil
hiç öyle değil ben biliyorum
siz korkuyorsunuz sadece şimdilik

başkalarının ölüm fikirlerini ya da bana ölümümün haklılığı -haksızlılığı ya da gerekliliği ve gereksizliği hakkında söyleyeceklerini de umursamam -sanmıyorum
ben seçimi mi yapmışsam ölürüm kimse karışamaz-kaldıramaz

-anlaşamadık ve anlatamadık...
bende başka fikirler doğdu ve oluştu
ölümdeki suçluluğu ya da belirsizliği yüklenmek -yüklenmemek ama başkalarının ölüm hakkında ve seçimine saygı duymamak üzerine zorla yaşatmaya kalkmak gibi şeylerdi..

belirsizlik tüm kararları ya da kararlar tüm belirsizlikleri aşar ve ortadan kaldırır mı?

-başka birini zorla ve bağım/lı ya da bağım/sız yaşatma üzerine bir hikaye var içimde sanki zorla saplanan ve sarpa saran..

özgür seçimler yapmak ihanet ve nankörlük müdür?
saklanmak ve gizlenmek nedir? eşyumaklılık -bilgilenmemek nedir? bilgi vermemek

insanlar kendilerini bazen zorla (bağımlı yada bağımcıl) yaşatıyorlar ve aslında bunu seçiyorlar mı?, sürükleniyorlar mı?
bunu anlatıyorum ya da anlıyorum
sen buna ölüm diyorsun sanırım

bu zaten mutlak ölüm. bu yokoluş ve iradesini ,kapamak, teslim etmek ya da kölesi olunan istemin,durumun bağımın ve bağımlılığın içinde kalış ve dışarı çıkmamak ve bunun peşinde kapılış gdiş ve yitiştir. bunun ürünü olarak ölmek-beklemek

bağımlılıktan ,kendini kaybetmekten doğan ölüm ve bağımlanmak ya da buna mı ölüm diyor-uz? diyeceğiz?

----------------
---------------------


hiç bilmiyorum bu sorguda bir yere varamadım
kendine verdiysen haktır
kendini haklı görüyor ve ikileme düşmüyorsan -belirli bir seçim ise haktır
haklılar ve haklılıklar arıyorsan
kalakalırsın yolda yalnızlıklarla

bu ne tükürülecek yalnızlık ama?

bitkisel yaşamda olup ta yaşamsal fonksiyonlarını sürdüremeyecek durumda olan bireyin kendi yaşamına son verecek gücünün bulunmaması karşısında bunu başkalarının yapmasını istemeye hakkı olabilir mi?

hiç bilmiyorum çünkü bunu ölüme haklı neden bulmak ve ölümünü başkaları üzerinden değerlendirmek ve tamamlamak ve gerçekleştirmek noktasına taşıdım. ve bu bana/ben de, irade'sinin temsilini ve yükünü de, gücünü de belki teslim etmek ve başkasından beklemek ve acınasılık temelli zorunlu başka iç-çatışmalar dayattı ve üretti

ben yapamıyorum sen yap ..ve sen karar ver benim yerime değil ama bunun gibi de..
defacto?

bana haklı olduğumu söyle göster doğa de başka zorunluluğum yoktu...

kavraş kavraş saran salınan gök_kubbeler adına _gökyüzü çağrıyorum

bitkisel yaşamdakiler bitkilere dönüşmeli ve onları yemeliyiz-acınmadan

bu yaşamı aydınlayan bir açılım-çatışma

[/QUOTE]

ve diğerleri bunu yapmak zorundalar olabilirler mi?/zorundalar mıdır?
bunu mutlak bir işbirliği yada uyum gerektirmesi gibi..

yasalaşmak,yasalaştırmak ve buna uymak, bunu uygulamak fikri uyandı bende.
yani bu konuda bir yasa aramamak ve yasa oluşturup ona uymak fikirleri hep..

fişi çekerdim-kendime uygulanmasını istediğimi ya da açık zamanlı makul fikirlerimi değerlendirirdim..

ötenazi yaşamın kendine karşı başkalalarınca korunmasına dayalı bir değer midir?

ben yukarıda karar kıldım-yasalaştırma ve mantıklaştırma
ve yükü genişletme

ben sadece karar verirdim yani acı çeken bir atı vuruyorsam karar verirdim- onun yerine acı çekmezdim ona da sormazdım

yaşamı korumakla kararlı iradeye a adı takalım
ölüyoruz ölülerle
savaşlarda vebalarda ve salgınlarda hiç acınmadan yittik biz
özgür eğleştik ve tepindik kin ve öfke kustuk

kim kararlar veriyor
güçlüler


karar vermek olabilir ya da saygı duyma ama yarı bilinç ve istememe fikri kafamı karıştırdı benim hep
-tam bir karar arıyorum .ben karar ışığının vicdanını görmek

kararın ve kararın gerçekleştiğine dair net bir tanı benim aradığım ve buna inanırsan kesin olarak inanırsam ben yapardım örneğin .sanırım at örneği benzeri ..
yani bu karara dair mutlak bir gereksinim ve uyum ve istenç yakalarsam ve sezersem sanırım hiç tereddüt etmezdim

-çelişkililik, ağlamalılık, acınasılık-sulugözlülük ve istençsizlik-erdemsizlik
bunlar beni boğan

açık kararlara uyardım ve saygı gösterirdim ve sen beni öldür bir karardır gerekirse. eğer o kadar açıksa ben bunu görürdüm öyle düşünüyorum
ya da ben onu öldürmeliyim bu kadar açıksa ona ben kendim uyardım yani

sapanla ya da saçmayla vurduğumuz kuşların kafasını koparırdık-kopararırız..

dürüst açık ve net kesin/belirli -vicdan olarak tartışmasız -yüklenmiş- özlenmiş- kararlar seçimler arıyorum
ve net, oyalamayan-ikilemeyen irade ve vicdan arıyorum sadece bunu gördüm

------------

Bu konuda acik soylemeliyim
Korkak ve cekinceli irade, tereddetlu vicdan koretilmeli ya da ikilemler boğucudur mu? gerçek aramak ve doğruya yaslanmak ve onu arama kkaçamak mıdır? ,iradenin gücünü yadsımak mıdır
aramak ve vicdan nedir ama?
ve ikilemli irade beni bogdu
Acik ve belirlilik ariyorum
Netlik ve kesinlik
Yazdigim her sey tamam sacma olsun ve ama korkagin teki olabilirim ve baskalarina dayanabilir-siginabilir ya da yardım isteyebilirim gibi hissettim

kendi kararlarımı verme alam noktasında bana dayatılan nedir?
bunun adı bağımlılık
vicdanına uygun karalar aramak bağımlılık mıdır? yaşam ilkesini belirleyen nedir? özgür seçimler mi? birliktelik nedir? birleşem uyumlaşam nerde sağlancaktır

mutlaka ya da güce -otoriteye ya da tanrıya göreye sığınan değil ortakalaşaya bir iradeye vicdana dayanak _nisbi hür_ kararlar ve seçimler arıyordum

toplaşık bireylerin ortak hukuk uve vicdanını ne temsil eder? kararlarının birliğini ya da uyumluluğunu ve ortaklaşılığının hürlüğünü ne temsil eder

bağımsız kararlar özgür yataklarda alınır
özgür vicdanlarda

-------------

ben kendi kişisel iççatışmalarımı karalama olarak buraya çatışmış olabilir-d-im

nankörlükten tutunda saçmalığa kadar korkaklığa ve belirsizliğe sığınmaya kadar suçlanmalar arkada
bunları ne çözecek?

korkulu bir kararla korkusuz bir karar ve vicdan arasında kalmak

açık bir kararı bize kimse iletmeyecek-biz karar veriyoruz

kararların iyiliğini doğruluğunu kimse ölçmeyecek ve yadırgamayacak
öyle olduğunu ve oalcağını kimse ölçmeyecek
dibine dal ve atla

---------- Mesajlar Birleştirildi at 10:39 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:27 ----------

(altta birey suçlanıyor? olacak .kendini bu duruma getiren/düşüren yetke olarak birey e yüklem. gibi geldi bana_ .Çünkü kızılderili ikilemi gibi özgür ve doğal bi hayatı/yapıyı -acısızlığı- seçmek, dik yaşamak ve düşmemek ve gereğinde ölmek ve ya da hasta olmamak ve gerekirse genç ölmek gibi ikilemler var. ve iradenin bunu seçebilirliği/doğurabilirliği de belirleniyor. düşkün yaşamaya karşı diklik ve uyum. bunda uyuşamıyoruz bizler. doğa karşısında tutsak sanılıyoruz. ölümün tanrısı doğadır ve doğa ile irade arasında arka da gizli bir bir uyum/bileşke bulunmalı.. ) )
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"misafir ve misyoner" - "ruhyonya"

mis-yonerlik enstitüsü/okulu
milyoner/misyoner

-çokyoner azyoner
,
çokgezer-azgezer

-
miss yön
-miss yon ()
miss-i i-on
missi i o nere ?
missiyonya
misyonya missyonya

missyonyadan missyonare
milyonyadan milyonare


"misyonya.ned /misyonya.net /misyonya.com"

hisyonya.com
varyonya-çokyonya;azyonya;hiçyonya ;hiçyoner

miss-afr

misafir
musafir
mü_safir (safir-sefer-safar eden -seferli-k /li) "seferli"

misafir ve hiçyoner

;missyönsüz;

seferyoner -sefertoner,

ertetoner

"barkınsız-kuncaksız"
-barkınsız day

"şakıyangil"

terstengil ve verigil

dir_dengil

"hiçyoner ve hiçyoncu hiç-yöncü"

"çokyoner" -hepyoner -heryöner -dem -er ...çokiyonya

hiç-iyon=takiyon /gereksiz

takyon-ya -takıyyonya

takiyyonya (takıyonya takıyyayınya ;takıyyeyoyna -takıyyayonya)

hiçyopya ve takyopya ama kapyopoya

takiyy_opaiapo_ yyikat

takiyyopya
erteyopya
kandopya

--------------

"hiç-yönül-lü <> çok gönüllü"

-------------------

"tersyoner" -tepinik

tersyonerlik /dersyonerlik /bildirimciliklilik
mestyonerlik

-----------

erteyoner

----------------

dikyopya/dipyoner
dikyopya/dikyoner (.... önüne bak ...)

seferyoner/sefertoner
........................................ ~ S ~
dikyoner dikyoner ( ~~ (~(~( S )~)~)~~)
......................................... ~ S ~

︵ ︶ ︷ ︸
"dikyonya"
︵ ︶ ︷ ︸

dikyonya aynoykid

-
hicyonyadan hilyon hillion
hillionare hichyion hichon hich ih hcih (hicci hicci - iccih iccih)
i-hich-i

veryonyadan alyon
olmayondan vermeyon
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"size eylemsizlik, yerinde sayma, geride durma ve mücadele etmeme -araştırmama-sorgulamama- kendiniz dışında güç ve (otorite-mutlak otorite fikri aşılayan),yaşamı üçkuruşla keşfeden ve yaşatan sakızlaşmış popüler zırvalıklardan benzer bilgelik tutan şeylerden -zırva- vazgeçin ve bu tip öğütleyenlerden uzak durun lütfen -

direnmeme ve savaşmama (araştırmayıp gerçeği hoş görme ve iki ilkeyle sıkışma yaşama) ne zaman pazarlama konusu oldu!

-şımarmış ve şımartılmış şarlatanlar ormanında yürüdüm!

sahte ve sanal sevgi (ya da ilgi) pazarlayanlar ucuz sevgi düşmanları
ışıkçılar cinnetçiler huhucular ve diğerleri
peşinizdeyiz

gerçek bir yaşam ve gerçek bir rüyaya bağlanan gerçek bir adam ve sahte bir öğreti pazarlanıyor ve bu gerçek gerçeğimin içinde duruyor

sahte gerçek pazarlayıcıları artık günyüzüne
eylemsiz bir sevgi?
siz ancak rüyalarınızda görürsünüz -savaşmasız-kanmayın aldanmayın direnin! savaşın

sınırlayan sınırlar
-büyüye cezbolma ve kendini iyi hissetme bi şeyler bulmuş hissetme
bir büyüye göz yumma, bir hikayeye cezbolma ve gerçek peşinden gitmeme hikayesi
bu sözler sana ne anlatıyor-
,

siz çantanızda akıl taşırsınız -yüzünüzdeki pudralar gibi bu şeyler!
kimsenin sokma akla ihtiyacı yok!
kimsenin çantasında öğreti taşımaya ve kimsenin aklında bilgelik ve öğüt taşımaya bunların hiçbiri aklında kalmaz

ne istiyorsan onu yap bu güzel bi felsefe-
sınırlama -kendini ve hiçbi şeyi de-
bu güzel
ne istiyorsan onu yap 1/4 anlaşma
-canın ne istiyorsa ona karar ver hiç bölü yok anlaşma

özgürlük sınırlamamaktır -kendini koru ve güven

özgürlük sınırlamamaktan ve kural koymamaktan geçer başlar
özgürlük mevcut sınırları yıkmakla başlar ya da gelişir
zihne sınır koymak niye?


ben sana bi hikaye anlatayım ... Jiddu yu bulurlar ve mahfeder onları başlarına yıkar tavanı
sahte mutluluğu reddeder ve sahte tavanı da ....
Jiddu ... senin hikayen olmalı

---------

[/COLOR]
şimdi siz özgür olmayı öğrenip sınırlar içindemi gezeceksiniz?

bi şey özgür olmayı içerip anlatıp sonra sınırlar içerir mi?
siz sınırlarla ve öğretilerle mi özgür olucaksınız
wake up!

özgürleştiren fikir her an özgürleştirir

-----------

affedin affedin emir buyurdunuz biz oturduğumuz yerden affederiz
affetmek incinmeyi gerektirebilir oldukça

bende bu rüyadayım ..... şimdi gerçeğe girdim! neyde girip neye çıktığımı kimse bilmiyor-taharet musluğu yok buranın ....

bende gerçeği çarpık hissediyorum ....
boğuk ve bozuk bazen yok gibi
seni gerçeğin içine mi dışınamı çekiyor-dünyayı daha mı yaşanılır kılıyor

---------------

bi piramidin tepesinde oturan bi adam bize akıl veriyor- dört şey yapın vazgeçin aman ne hoş ........ bumm! bum sesleri

---------------

piramidin tepesinde oturan ben değilim .... bende sana kendin olmanı söylüyorum ve kendi gücünle ayağa kalkmayı (....) ve el vermeden ve bir öğreti sunmadan hatta karşına bile çıkmadan .....

-------------

ben sana hiç bi şey söylemeyerek söylüyorum ..... -özgürlüğün sesi ve sessiz bir zihin istemiyor muydun içine öğretiler doldurulmamış ve sınırlamalar ve neyi nasıl yapacağını söyleyen sesler olmadan yaşamak ............

--------------

piramidin tepesinde oturan melon şapkalı adam taktım ... taktım filmine ve hayat hikayene ...bence yardıma ihtiyacın var- ilaçları bırak hemen kullanıyorsan olura okursun ilaçları kaldır at hemen bu seni özgürleştiyor mu bir bak ve dene istersen
ilaçları at .........
piramidin tepesinde oturmayan adam bildiriyor

-------------

piramidin tepesinde oturan adam herkesi mutlu ediyor taktım ...... diyemiyorum derdimi -kapıyı çarpıp yüzüne gidesim var .......
piramidini tepesine çalsın

------------

piramidin tepesinde oturan adam ya da melon şapkalı kumarbaz-lar farketmez ya da diğerleri ve arka perdesi ya da diğerleri ve farketmez görülecek hesabımız var hesap günü yaklaşıyor .......... uyan

kızmadık ........ seni seviyoruz biz biliyorsun değil mi?

allah baba vefat ettiğinden beri -saçmalamış tanıklar ormanında yürüdüm

asla bir eleştiri yok burda ........... sen kendi yolunsun


melon şapkalı adamla değil değil derdim ... bir derin bir uzak


piramidin tepesinde oturan adamlara kılım ben ..... -oturtulanlara


burdan giriniz?
konuya
http://www.felsefe.net/diger-konu-disi-basliklar/75659-guvenmek-ne-demek-emin-olmak-mi.html

-
bu adamı mesihleştirdiler bak ve bunu söyledi sonunda
örgütünü ve onların öğretisini yıkıp yokedip gerçeği başlarına çaldıktan sonra hemen şunları söyledi

dört anlaşmayı çöpe at ve anlaşmamaya karar ver biz yanındayız

---------------

Tanrısal bir sevgi görme yaklaşımı
Bozuk ve çarpık tanrı fikirleri
Baba yaklaşımı
Saymamı istiyor musun ....
-
Tanrısal ya da tanrısallaştırılmış yüksel yüksek yücel varlıktan ilgi görme yaklaşımı (tüm insanlığın hastalığı bu!
–sözde tırnak içinde) ve baba –figürü- yoksunluğu –baba fikri üzerinde dur ve çalış

Tanrısal ya da tanrısallaştırılmış varlıktan ilgi görme bireysel ilgi görme yaklaşamı teması üzerinde ...
Erkek figürü yetersizliği ve erkeğin yetkeliği

--

[/COLOR]fazla sevecen baba ...

bu sana özgürlük getiriyor ama

otoriter ama dengeli bir varlık arayışı?? herkesin kaderi bu mu? sevecen ama şiddetsiz bi otorite ya da

------

.. benim rüyalarım pembe değil ve düşsel mekanlar olmadığı gibi hatırlamaya da korkuyorum sanırım

[/COLOR]Erkekler kadınlarda arıyor ...
-anne kadın tanrı tanrıça hem de seks yapan şeyden bi arada üçü ya da ikisi

--------
kadın erkektir ve tanrı dişidir oldu mu_?

bizim anlaşmalar karmaşık

gerçek bir yaşam yolu arıyorsan kadın-erkek ya da çocuk her ikisi bireysel ilgiye yönelik yaklaşım
erkekleri keşfet durma
ve ne kadar zayıf olduklarını gör hala görmediysen? tüm insanlar
seni yönetmeye çalışan fikirler saçma beni yönetmeye çalışan fikirler saçma ve bizi kuşatmaya çalışan fikirler hep saçma -fikir sunanlar ve satanlar daha saçma -gerçekliğin nasıl bir balon olduğunu görüyor musun?
yakında göreceksin

-----------

İnsanlar tanrısal bir varlıkla iletişim /bilgi/ kurmak için can atıyor
Ve insanlar gerçek sevgi ya da tanrısal bi ilgi için can atıyor
Yükseltiyor ve öykündürüyor
Tüm otoriteler sana vermezse –insanlar vermezse ve yetmezse
Sana tanrının olduğu öğretildi ya da benzeri
İnsanlarda bulamadığını tanrıda ararsın
Dünyada aradığın yüksek bir makam –insanlarda gerçek yoksa kimde ararsın
İnsanlar ya da kimse de gerçek sevginin (ya da ilginin) ne olduğunu bilmiyor
Ve insanların (kadın erkek farketmez )erkek ve kadın arayışlarındaki öykündürmeler baba ve anne ya da tanrı öykündürmeleri de, arayışları da var –tamamlanma senfonileri de

-iyi bakarsan göreceksin ki –
Birden çok kişiye ilgi dağıtan ya da sevgi dağıtan ve hoşgörü bilgi-bilgelik ya da naziklik öğreten zararsız ya da hoş bi adam –işte yeryüzünde bi tanrı imajı ya da gölgesi gibi bi şey –bu gerçekliği tamamlıyor –ilgi gören cezbeder;çekim ;
Bir gezegen değil bir güneş aramak.. sekiz gezegeni var /olan

Kayıp bir tanrı aranıyor ? aloo ;tanrı cevap vermedi ve düşmedi- bi daha arayalım

----------

erkeğin şiddet fikri tanrı fikriyle uyuşmuyor- çoğu zaman tanrı imajını zedeler

eğer çocuğa duygusal olarak fazla kolay bi ortam hazırlarsanız?

-----------------

bu toprağın bilgeleri yok mu canım? insanlar için can vermiş ozanları ve bilgi ve gerçek peşinde koşmuş kişileri acı çekmiş -şizofren olmuş adı sayılmamış kemik kalmamış -kurda kuşa yemken "ben hakkım/gerçeğim" -"biz hakkız gerçeğiz-varlığız-varoluşuz tamamıyız (eksiği gediği yok) kendisiyiz" bunun bu şeyin ve devincenin -dönencenin kendisi ve "tanrı bir biziz demiş" ozanları ve büyükleri mesela yok mu?

Daha o dönen Rumi sen tanrısın der çırağına! uşağına! 36 saat dönün bakalım neler oluyor-tolteke benziyor mu?
,
ki her toprağın ; ki acı çekmiş ya da çekmemiş;

sözleşme vermemiş anlaşma vermemiş; Toltek bilgeliğiymiş -Anadolu bilgeliği sıcaklığı doğu bilgeliği ne güne duruyor-Sıcak Anadolu ailesi- Büyük aile ve aile büyükleri ile iç içe yaşam ve yaşam koruması ve çocuk sevgisi, köreltilen toplumlar ve düşürülen toplumlar
hiç Anadolu ya geldiniz mi- az kaldı
kır köyleri
ve yinede köylülük ya da toprak doğa bilinci topluluk bilinci neşeli insanlar

Tek bir kişiden ve merkezden sevgi umanlar ne bulacak!
vermeyenler

tanrı tek kişilik değildir tanrı neden tek kişi salt -tekkişilikli salt- tanrı sonsuz kişiliktir
tekse bile değilse bile-
Tanrının içinde tanrı bin tanedir ya da bir diğeri
içinde bin tane adam var ve en az iki bin tane kadın var birlikte çırpınıyor
Tanrının içinde binbeşyüz çocuk yoksa ben hiç bi şey bilmiyorum

Eski aileleri hatırlayan bilen var mı? Bi arada yaşayan büyük kabileler gibi şeyler-İnsanların yargılanmadığı çağları ve anne ve babaların çocukları eğitimle kırbaçlamadığı çok çocuklu ve kalabalık gruplarla bir arada oynayan buluşan çocuklar;
gruplara ne oldu? grup kültürü- soruyoruz şimdi

sevgiyi/ilgi yi ki insanların sevgi dediği yontulmuş bi ilgidir canım,, grupta arayın daha baştan ve ilgiyi
bi gruba yönelmemiş ve ortaklaşaya ve aileye örneğin tek merkeze dağılan giderler ve tek merkezden bekleyen sendromlar ne bulacak -tek kişilik bölüşümler.. bu çeperi

genişletmezse -çocuk yap çocuk yap nereye kadar- başkasını ara ve aldat ya da bırak ve yık yenisini kur-yeni sevgi

biçimleri ve toplumsal sevgi ve hoşgörülere ihtiyacımız var artık -gruplara dağılabilen
,

erkeğe kadın ve kadına da erkek ilgisi dayatılıyor-aşılanıyor
ve büyümemiş ve büyümüş çocuklar birlikte evcilik oynarken; çocuk kalmış büyükler ve çocuk bedenindeki çocuklar (yitik ya da yetik) anne babalarını -ilgi sevgi, şefkat duygularını- (ve ailelerini) karı ve kocalarına öykündürür ve onlarda ararken aynı zamanda birbirine eş ve hayat yoldaşı olmaya girişiyorlar
- masum sevgi beklentisi ile seksi birbirine karıştırıp gidiyorlar bu bulamaçtan biz çıkıyoruz ortaya

sonuçta birbirini sömüren/arayan bir nesil ayakta tutunmaya çalışıyor-
herkes akşamı iple çekiyor iyi bir yoldaşı kocası yada karısı varsa eve koşuyor yoksa ne yapacak -iş bir para kazanma biçimi

biraz hır gür ve de yozlaşmış çocuklar ormanı
ve sokrat gibi iyiyse mutlu, kötüyse filozof olursun canım

ikrar var kültürde ancak yozlaşmış anlamı sanırım ;kavramın bozulduğunu ve aslını koruyamadığını düşündüğümüz için ya da bir dine topluluğa ya da daha mezhep vb. ne mal edildiği -uygun görüldüğü için sunamıyoruz
Kavramsal olarak anlamlı bir kavram -mesela bir anlaşma için hayatla ya da kendinle

toltekte sevgi arıyor -biri de çıkıp toltekten konya makamında huzur sevgi buluyor -bu ne değiş tokuşlu lahana turşusu -bu şeyler masal ve rüyalara girer masallar

insanların bir yer ve kişi arama ya da benzeri arama öykündürmeleri devam ediyor

insan kaçar korkar huzur bulamaz-barış bulamaz -başedemez ve huzuru bir yerde arar
yeni kişilerde arar- yeni yerlerde arar- yeni eylemlerde arar- bir amaca bağlanmada yokolmada arar- arar da arar ve

yeni kadınlarda arar-eski erkeklerde arar- yeni erkeklerde arar- dinlerde arar-minlerde arar-zorlanır yapamaz korkar yuvada arar -barkta arar- savaşta arar- barışta arar-düşte arar-
... buldum sanır ama bulamaz- bir yanılgıya saplanır -rüyalar gerçek değil- Gerçek olsa bile gerçekte de bulunanlar bi anlam ifade etmiyor

-Bi aşk bi yere kadar- bi bulunma bi yerde sönene kadar-

--

[/COLOR]Eğer Anadolu da bir köyde doğmuş ya da yaşamış olsaydınız daha dik ve sert yaşama direnen ve dayanan özellikle erkek ve kadın figürleri ki özellikle yaşlılar ve büyükler ki onları (ailesini ve çevresini ayakta tutarken ve birleştirirken ) anne ve babalarınızı aşağılarken hatta çocuk gibi ve azarlarken ve küçümserken güçsüzlükleriyle ve işleriyle tutumlarıyla da alay ederken de görürdünüz
yaşam güçlerine şaşardınız- yaptığı işlere

Gerçekten yetişmiş ergin bi kaç toprak ve doğa insanı figürüne ihtiyacınız var belki (yaşama tutunmuş kaya gibi) hiç bi şeyi umursamıyan bu oluşu ve işlerini

-en az sekiz miguel (ya da x) eder hiç kitap yazmamış dik ölür adamlar ve kadınlar da tanırım ben bu modern çağın arayışları

eskiden dedeler felan vardı büyükanneler gözlem alanında
büyümüş ergimiş kimseler ve güçlü kimseler aile büyükleri
-modern yaşama sıkışmamış, yaşam ağrısı ve zorluğu çekmiş, ergimiş,,
yaşamdan hiçbir çekincesi olmayan insanlar işte..
öyle çevresine bir direnç gülüş ya da yaşam mutluluğu ve sevgisi yayabilen torun torba bilinci olan
-modern kurumlar bunları sağlayamaz ne yapıyor -aile bilinci- ve yerini neyle takaslıyor ;

"Dede üzerinden alınan sevgiyi -ya da sunulan ilgiyi -bin toplum takaslayamaz ya da üretemez bunu göreceksiniz"

siz gözlerinzle hemde kendi gözlerinizle -yakınlık bağının bunca yakın olduğu ilgiler ve gerçek ilgiler üzerinden yüklenmiş beslenmiş -taşımış- bizler konuşuyoruz şimdi

......nı- başlarına çalsınlar gelsin doğuya çadır kursunlar

gerçek insan ilgisi eşdeğeri yaklaşımlar arıyorsanız- aile ve grup bilinci ve teması geliştirmelisiniz -yayılan kollarla geleceğe;

Tanımadığınız insanlar gördüm ve tanıdım ; Güleç yüzlü gür güleçli
Yüzleri yüz metreden gülen sizi görünce hiç bir şüpheye mahal vermeyen -Yanına insan ya da çocuk geldiğinde uçan adamlar gördüm- Bunlardan mı olmak istiyorsunuz?- Sahte gülümsemeler gülücükler değil bunlar dom dom kurşunu
bahar açtıran türden yaklaşımlar-
Anadolu içinde bu kültürde, meşakkatte yaşandı. yoğruldu bunlar... bu insanlar zorlukla ve hünerle de ve geçmişte kazılı izleri... ruhta -
Düşlere konu değil ya da masallara

dokunduğunu iyi edenler vardı bir yalanla -inançla -inandırmayla -öyle olacağına kandırmayla iknayla güven duygusuyla
-şimdi sanal sahte güvenler çamlık ormanında

kızdıkça sataşan adam yazdı stop

Limonata güzel filmdi stop


kırılır zamanımın direncesi dönencesi
körülüğümün bilencesi
hürlüğümün istencisi
yalnızlığımın salıncası

zaman salatalıktır-doğra ye geçer...

saçmasapan yaşadım ve yaşadım
ve hala
kendimi bilmiyorum
sabahları ben bu neyim... neye kalkar, neye yürürlü hallerde ,,yürüyorum hala yaşam içinde tekez tökez ne yapacağını bilmeden ya da kimi neyi nasıl olacağını da
ne yapacağını...
nasıl olacağını...
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
İçimdeki katibimi mi öldürdüm acaba ya da deliriyor muyum? Her defasında göz göre göre zaaflarına saldırılması ne kadar alçaklık ola ki? Seni karşına alıp kaç kalibrelik kurşunla iki kaşının ortasından vuruyorlar? Ne demek istiyor bu insanlar,Tayvanca mı konuşuyorsunuz lan? Djarium içip,sırtına Bershka tişörtünden aşağı giyemeyen adamın;kuruyemiş olarak bir avuç fıstığa parasının yetmesi ne demek peki? Beyni Küçük Prensin önsözünü okumaya yetmeyen kızın tam bir Elif Şafak aficionadosu olması da nedir?

Sormayın bunları hocam.Cevaplayan yok.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
serbest, dürüst, geniş, yaşam-durum- çözümlemesi /bağımsız/.. istiyoruz... gerçek.. istiyorum
zor durumdayız
çatışmalarımı çözmek ve aşmak istiyorum
yaşam sınıktımı/sıkıntılarımı aşmak gidermek istiyorum -
yaşama sıkıştım--
yaşam çatışmalarımı

bir duruma düşersin ve bilmezsin
hayat öyle ya da böyledir ve bilmezsin ..elinde bir yaşam yoktur
kurban ya da kontrolsüz ya da tutsak hissedersin-bu en zoru
olaylar senin kontrolün dışında
en zorlarından biri bu
bir duruma düşürülmek? hissi bu en zoru

durum hiç çözümsüz ve çakılmadır-çakışmadır-bunu istemezsin-istemezdin-
yaşamak istemezdin
yaşamı sen yapsan/kursan istemezdin
kontrolün elinde olsa istemezdin ya da yapmazdın ve olmasına izin vermezdin -kabul ya da boyun bükemezsin bu oluşmaz- kontrolü vermek istemezdin
böyle
bu boğuşma sürer
bunu kabul edemezsin
durum çıkmazdır-çıkmazlıdır
sürüklenip gitmiş seni başkaları yapmış/yaşamış yönetmiş yönetmiş ve durmu başkları yaşamış gibi zorlanmış baskılanmış gibi hissedersin
bu hissi defetmek için elinden ne gelirse yaparsın
(biz her gün başklarına, bu ışınları, düşünce parçalarını/birimlerini düşünce ayırdı ve mesajı yayımlıyoruz ve iletiyoru şimdi -çünkü gözlemimiz bu- bizde de var aynısı)

neyi çözümleyeceğimi bilmiyorum
yazdıklarım benim olması
bunu hissediyorum
yaptıklarımın özgülüğü

sonuçlara ve cevaplara güvenmezsin bilemeszin
en sakin en iyi kararı arar durursun-doğruyu
ne yapıalcağını bilmezsin- bu yaşa mboğu-l-ş-ması sürer
taze saf aydın gerçeği istersin, bilmek istersin çözüm istersin
hakem istersin
bazen ne yapılacağının kararını başklarının bildirmesini bir güvenli hakemin yada bir tarafsız sıfır tutumlu bilicinin gerçek bilicinin sana sunmasını/bildirmesini
senin adıan çözüm üretmesini isterdin
bir durumla başbaşa kalmışsındır
öteyi beriyi ileriyi bilemezsin

neyi nerden yapacağaını bilemzsin ve gerçek bir cevaba yada yardıma ihtiyacın vardır
ve gerçek bir düzlemin matematiksel sonucun ve rehberliğini ararsın ay da kabul edersin

an gelir-sehpa da pir sultan ölü-ne yapılacağını-yapacağını bilmezsin
ben yaşayamıyorum
durumları durumlara değişip seçip tamah oluşturup duru makrar seçemiyorum-yapamıyorum oldum
istemiyorum ve seçemiyorum
ve üst üste binmiyor-zemine inmiyor oldum

ben bu haldeyim bir matematiğe -matematiksel varlığa ve çözem ihtiyaç duydun
ama bir güç varlığına güç bağışlamak çözüm için bazı güçler feda etmek bu çözüm değilken
yani bir büyüğe dövdürmek havale etmek ama koruma duymak ister herkes
güven ve güç duymak ister-çözümeldik bol bol bunları da
diğerleri
bazıları güç dileniyor aman dileniyor
ya da durum çözümü için farklı çözümler ve enerjiler üretiyor
babadan ya da arkadaştan yardım almak-dövdürmek için örn...

kurban gibi tutsak gibi hissedersiniz elinizde yaşam yoktur ya da kalmamıştır
akıp sürülme ve sürünceme burda nere tutacağım,bilemezsin
ağdaki balık-
yaşam nedir? ne yapılır bunla

yaşam bi çok alanda deviniyor-bi şeyler yapabilirdik

bu alanlarda felah ve ferah arayanlarla çözüm -üretim ve işbirliği yapmak ve geliştirmek istiyoruz
felsefi çatışmaların taa ben yaşayamıyorum

iyi bir yönelimi olan dostlar -kardeşlikler herkes arar
ben ihtiyaç duydum
böyle yazdım

---------- Mesajlar Birleştirildi at 07:36 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:15 ----------

seçimlerini yönetememe ya da geçmişini-senin olmaması hissi
eskiden karasızlık kuşku ve prensip olarak pişmanlık yılgınlık pek duymazdık-yıkılmaz belizmezdik
yolumuza bakardık-ileri öte ve devrilmez evrilmez durumu değiştirirdik -yeni yollar ve ilerlerdik ve koşardık
sıkı tutunurduk
başkalarıyla bakışmak, yaşamak ve yalnızlık öte ya da uyum içe yaşam zordu
ikili iradenini uyumu adında başkaları adına karar vermek zor
başkalarının yaşamlarını belirleyen parçalayan değişitiren eylemlere girişemiyorum -sonuç ve karar nerdeyse mutlak olarak üretemiyorum ve üretmek istemiyorum
başklarına süreçlere zorunluyum ve ikili irade uyuşmaları
mutlak bir ikileme düştüm
karar verme süreçlerim zorlaşıyor
hiç bir sorumluluk geliştiremiyorum
eskiden umursamazdım
herkes yoluna bakar derdim-acımazdım-acınmazdım
özgür yollar var derdim acımazdım -sızlamazdım
yaşamın yolları geniştir -kuşku yok
bu diz boyu- çatışkı boyu aştı
başkalarının hür kaderleri üzerine hüküm değişim giremem -irade belirsizliği- sonuç oluşturmak istemiyorum
seçimlerin eşitlenmesi gibi bir uyumum/uyum arayışım var- mutlak olarak eşit olmayan arkada irade saklayan uyumlaşma doğurmayacak seçimlerin zorantısını yaşamak
yalan bir zamanı yaşamak gibi şeyler var
ve bilinç baskılanan gerçeğini ifade edemeyen zorunlu/sıkılgan yaşayışlar -ertlemeler başka yer kaçmalar hisleri
kader seçimlerini arkada özgür olmaması (gerçeği yırtacağım hissi buna eşlik eder) var- bana dayatılan hiç bir şeyi ben yıkmadan?
kendi eylemsizliğim ya da eylemim diğeri çatışkı
eskiden bunları çözümleyip birleştirip aşabileceğimi düşünürdüm bi arada tutar ve dengelerdim -öyle sanırdım kendime inanırdım -bilirdim
dengeleri kuramadığın durumlar var başkalarının seçimleri (seçimleri değilken) sınırları ya da sınırlamları
seni boğuyor -üzerine yürüyor

-eylem sunamam -çatıştım boyu aştı dizi aştı -bilir yardım istiyoruz

bir çocuğu mutsuz etmek bir ikilemdir
başka ikilemlerde var;
---
sonsuz ikilem; dürüst arıyorum-denge arıyorum
,sonuç
,
yargılamazdık ya da azca çokça öyle sanırdık-yargılara yergilere bulandık
yaşam çıkmazlarla dolu -ben ben değilim
üzerimde sabit stabil kendi kişim yok-kendi durumumu ve kendiliğimi kendi kişiliğimi taşımıyorum hissi
ben en saçmalıyorum
bunlar?
bu durumu neden değiştiremiyorum
kim bana sızlanmamı söylüyor neden durmuyorum

---------- Mesajlar Birleştirildi at 07:37 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:36 ----------

neden sorunlar sayıyorum ve (ve sorunlar bildiriyorum kime neye ve ) neden yapmıyorum
neden yoluma bakmıyorum
neden sürekli -zırzır- sorun çözmeliymişim gibi ve benim bir sorunum var benim bir sorunum var /bahanem var/zırzır ekomomisi içindeyim

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:43 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:37 ----------

azınlık gibi hissediyorum-diğerleri olmayan bu berbat
minitory report
bi işlere yapmaya gelmiş bitirip gidecek gibi
hep aceleci suaikastçi -assasins (vur kaç defet)
zaman hissi hep yarım yamalak aslı kamalak-asılı kalmak
neden hep başak bir düşüncedeyim

azınlık gibi olmak sanki gerçeği yaşayan ve birinci elden paylaşanlar var gibi
-dışarda-altta- başka frekansta-değinde vb. olmak hissi-
devrilmiş dışında dışındalanmış
tek başına çok yalnızlık-çok kendilik _herkes sana karşı gibi
birilerini dışlandığı başkalandığı kastlaşmalar hissetmek ya da gerçeğin içine oturamamak hissi-bu berbat

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:49 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:43 ----------

neden müdür gibi davranıyorum
neden birilerine ayar veriyorum ve neden bunu yapıp duruyorum ki
tamam kendimin müdürü ama neden başka işlerin müdürü benim

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:12 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:49 ----------

azınlık gibi hissetmek evet bu berbat
gerçeğin sahipleri var seçkinleri var ve onların yaşam hakkı var gibi
bu dinamikler arasındaki çatışma yer çekişmesi ve yukarı tırmanma karstik geçişme ve çatışma-çarpışma
ki ya da para, güç, merkez sahibi, kolay yaşam sahibi iktidar ve otorite sahibi güç-erke-makam sahibi olmak kolay gerçek ve yaşam tüketme
ya da kaderine razı ve isyan ya da özgür hareket arama
çatışkılar bunlar
ahlak çatışkıları bunların hepsi deviniyor
ahlak tarfından ezilmek
istemlerien boğulmak
kirli düşüncelere sahip olmak-ahlak yargısı

gerçeğin sahibi var gibi berbat birileri kolay deviniyor-biz burda zor düşünceler içidneyiz
,ve birlerini yaşam gerçek paylaşma hakkı var gibi ya da kolay yaşam
izin sınır tanımıyor
ve birilerine izin veriliyor tanınıyor gibi- yabancı- hissetmek berbat
yapamamak ve olamamak ama kendi gerçeğini yerini bulamamakta
eşit özgürlük özgüven hissetmemek ve bunun mekanize/merkezize çekimlik olması kastlaşması hisleri yoğun baskın
büyük ve olgun olmak-yetişkin olmak ve yetişkin olanlar üzerine ikilemler
boyu büyümek ama
rahat davranan insaların tavırları-gerçek sahibi olmaları ve kolay yaşamları?

kirli yeraltı gerçeği;
kaplumbağa gerçeği
yeraltındakiler ve yersütündekiler
kafalarını delikten uzatanlar ve tüneller tırmananlar ve her gün ezilenler

sanırım giyojene ilgi alacağız-alınıyor
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"tutankamon'nun laneti" -felsefenin laneti ve ya da acaba sn. evrensel-insanın laneti olabilir mi?
kötü anlaşılmasın ve yanlış umarım ama

iyiniyet ve iyiniyet-i kal'a nın iade-i itibar-ı ve
"iade-i itibar" , "hakkını teslim etme" ve "hakkını serbest bırakma" ve teslim etme ve gerektiğinde sessiz kalma -ses istendiğinde çağrısız kalım üzerine serbest düşüm ve düşünsel denklemler ve enerji girdilenmeleri-girdapları ve kaosları karmaşaları

bazı şeyleri hiç anlayamayacak gibi hissediyorum-oysa yarı sezin bir türkü kulağıma eşlik ediyor...

başkalarının çabalarını/yollarını yürüyor ya da aynı yerde bulunuyor farketmemiş olmak'ın türkçesi
ve benzer olanın aynı sanılmamasının bir başkası;

ve onurlamak- onurlandırmak üzerine;
başkalarının iyiniyetli çabalarını ve bilgi çabalarını ve yaptıklarını /görmezden ya da duymazdan gelmek
ve birlikte sesi duymamak ya da koroya eşlik etmemek türküsünde duyarsız kalmak
ya da -araya başka ses, özen, ve solo sokmak yobazı (gençlikten olur -duyarsızlıktan değil ama)
kötülemek-iyilemek; anlamak - anlamamak ama; amaç bağlarla ilgili amaç-sonuç olgunlamak ve onurlamak üzerine denklemler girdisi ve sadesi;

bir ruhun sadesi-albay'ın hayaleti
 

telrunya

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
18 Kas 2009
Mesajlar
531
Tepkime puanı
2
Puanları
18
Yaş
33
-'pirincin içindeki taş gibi hissediyorum' dedi aleksi pavloviç;
'beni arıyorlar ama dışlamak için.'
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
burası benim eski alanım- Burası benim en sevdiğim -bağımsız- yer..

....... Kökeni ve Psikodinamiği Üzerine Denemeler ve Düşünceler
Bireyin kim ve ne olduğu/olacağı sorusu- 2

-lanet dünyanızda üşüyorum ve boğuluyorum bana yardım edin!--

--

Genel de kişi bir anomaliyle doğduğunda ve varolduğunda bu işin üzerinde suçluluk ve yargı bulutları var
ve başka bulutlar var..
Örneğin sakat olarak dünyaya gelmiş yada sonradan sakat olup böyle yaşayan biri tüm yaşam boyu diğer zorluklar yanında bunun çökkünlüğünü ve içgeçirmesini de duyabilir. Bizim duygularımız var. hiç kimse bir sakatı mutlu bir insan gibi ayağa kaldıramaz. bu onu kendi içinde başarmalıdır. İyi de bu onun içi neresi. bu toplumun bağrı değil mi? içi nerde bu adamın?

Boktan bir kaderi ya da tanrıyı, diğer insanları ve toplumsal sevgisizliği ve ilgisizliği suçlayabiliriz. Çünkü bireysel kaderimizle barışamayabiliriz ve onun üstesinden gelemiyoruz bazen. İstenmeyen bir durum hatta bireyin kendininde bunun olmasını istemeyeceği bir sorun oluştuğunda yine de bireye dönüp bu senin sorunun çıkmazın ve bunu sen çözmeli ve üstlenmelisin deniyor. Bunda bir tuhaflık var.
Tamamen senin sorunun.

Ben bu lanet gerçeğin içinde oluşmadım mı? parçası değil miyim? Kendimin mi parçasıyım ve şeyiyim. Tek başıma mı varlığım ben. Kendimi mi varettim. Tüm diğer şeylere bağlıyım ve onlarla biraradayım. Bu saçmasapan dünyayı ve onun tüm sorunlarımı ben mi kurdum?
Kendimin sorunlarını kendi içime ben mi yaptım?
Ne yani bu sorunların sorumlusu ben miyim?

Daniel Blake'in öyküsünü bu yüzden alıntıladım. Buna yakın bir iç-çekiş/serzeniş ve farkındalık sunuyordu..
Anlatmak istediğimi anlatamamış olabilirim. Kendimle barışabilirim bu yetmiyor. Başkalarıyla barışamıyorum asıl sorun burda. Yargı bağımsızlığı kazanamıyorum ya da başkalarının benle çatışmasını isteyeceğim düzeyde aşamıyorum bu benim mücadelem .Gerekirse hepinizi alt edeceğim...

Boktan bir dünyaya boktan bir kaderle doğmak benim sorunumdur. Benim sorunum mu? Bu benim bireysel yüküm ve vicdanım mı tam olarak bunu soruyorum. Bu kaderi ben mi sırtlamışım. annem babam mı vermiş bana. Ben kimim yahu. Ben bir toplumsal olguyum ve taşım sadece. Beni bu toplumsal olgu çörekleri ve gerçeklik iç yapısı dinamikleri yaptı. Anne babamın örneğin onlarında seçimleri ellerinde değildi belki ve olaylar aktı gitti. Ve belki onlarında anne babası..

Sanki olaylar başka bir gökyüzünde olmuşçasına, başka bir yerlerde ben tutup kendimi yarattım ve bu gerçeğin içine sizin yanınınza gelip oturdum ve kendimi buraya kattım-ekledim ve kendimi buraya dışarıdan soktum. Ve içime de bir sorun ekledim..

Beni bu boktan dünya oluşturdu...Beni tüm diğer şeylerle birlikte aslında sizde oluşturuyor ve oluyorsunuz. Bunu size anlatabilirdim...Ve olayları oraya götürebilirdim...

Buna bir tür kader diyoruz. Kaderciliği bir yana bırakırsak, doğasal bir zorunluluk olarak herhangi bir şeyin elinde olmayan bir ilkeye dayanarak varolmasına biz kader diyoruz. Ben diye bulduğumuz bir şeyi oluyoruz ve yaşıyoruz. Yani olmanın kendisine bağlı olarak olan kendi dinamiklerine kader denir...Zorunlu olarak varız dediğimiz-de bu kaderdir. Kadercilik dediğimiz ise bir şeylerin bizim elimizde olmadığına inanmaktır. Hareket ediyoruz. Kadercilik dediğimiz bunu yadsımak gibi. Bu yorumu yeterince sunamadım ve karıştırdım ancak ne demek istediğimi anlıyorsunuz sanıyorum

Kızgınım-çok kızgınım .Tüm bu tuhaf olaylara ve durumlara şu an çok ama çok kızgınım.. anlatamıyordum

Neden ben?
Neden ben ne demek bilmiyorum neden o değil demek mi?
O halde şunu mu demeliyiz neden bu dünya var, bu gerçeklik var ve neden sakatlanma yaralanma var ve neden acı var ve neden ben kaldıramıyorum mu demekteyim ve neden bunun gibi olgu ve çarpıklıkları var
Ama dünyayı seviyoruz
Ve birilerimiz acı çekiyor oysa.. her hangi türden acılar.

Hristiyanlık ekolünü izleyebilirsiniz ve bir katil, seri tecavüzcüyü yargı bağımsızılığına kavuştumaya ,sözde affetmeye ve içyargıdan ve toplum yargısından arındırıp kurtarmaya çalışan bir hristiyanlık ekolünü görebilirsiniz ve var. Günah dökme ekolü.
Birey ya da biri günahkar mıdır? Bu kavramı kim icad etti ki?
Bu kavramları kim hafızamıza kazıdı. Ne yapabiliriz?

Erken çocukluk döneminde bireysel suçluluklar yargılar ikilemler ve yaşam çatışmalarıyla doluyuz. Yaşam enerjimiz ve günümüz sömürülüyor ve çalınıyor.
Bir çoğumuz yaşamı zor yaşadık ve zor aşabiliyor ve kabullenebiliyoruz. Burda dünyada yaşam acılı ve çalkantılı, kaos dolu ve yalkın. Hala bunun eğlence olarak görebilenlerimiz var. Güçlü olmalıyız her zaman ve öğrenip yola devam etmeliyiz-aşmalıyız. Takılırsak hemen düşüyoruz ya da geride kalıyoruz. Hemen ayağa kalkmalıyız ve günü kaçırmamak kendimizi ve başkalarını, olayları ve işleri yapmak etmek için mücadele vermeliyiz. ya da kendimizin ve başkalarının mesihi olmalıyız. ne olmalıyız ulan ben ne yapıyorum ve yapacağım. ben şimdi bunu yapmıyor muyum daha ne yapayım siz söyleyin...

Bu dünyaya ve olaylara karşı ben kendi içimde bir dinginlik-barış ve yargısızlık/umursamazlık kazanabilirdim oysa bu diğerlerini yenmiyor. Toplumsal yadırgama ve bilgisizlik ürüyor. iç barış denileni alın gözünüze sokun. Toplumda bir bağımsızlık kazanmalıyım, mücadele etmeliyim çünkü ben elimden geleni yaptım bunu biliyorum ve lanet daha fazlasını yapacağım gerekirse en çoğunu ben yapacağım
bunu yapmadığımı söyleyecek olan varsa gelsin benimle yüzleşsin ve yaptığı güzel çirkin şeyleri bana göstersin. lanet durumumu kurtarmıyor. ve yargılaşsın onu yargılayacağım bütün gücümle. beni yargılayanları şimdi ve yarın ben yargılayacağım.

Bu hayata bu boktan hayata direnmek,tutunmak ve onun içinde güçlüce mutluca varolmak için elimden geleni ve elimden gelenin en iyisini yaptım ben
Boktan bir dünya var bütün sorun bu. Tüm bunlar sanki benim sorunlarım. Kötü hatta bombok bir toplumsal organizasyonun ve aslında organizasyonsuzluğun sanki tüm sorumlusu birebir benmişçesine ve kendi benimmişçesine kendime yüklenmemi istiyorlar ve söylüyorlar. Size direniyorum bu yönden bana değil. Sizde varsınız ve bunlardan hepimiz sorumlu olmalıyız ya da birileri ama kim? tanrı mı? onu kabul ediyormuyuz?. onu bana getirin.ona çıkalım o halde soralım nedir bu işler. Size yükleneceğim ben artık. ve dünyanın suçları ve sorunları benim sorunlarım gibi algılanıyor ve bana yükleniyor neden? bunu soruyorum
Her şey sanki benim sorunum
lanet algılarınız..

Birey diye bir şey kendinden menkul olarak var mı?
Yani birey kendini türetmiş ve yaratmış varlık mıdır?
Yani tüm buradaki doğa koşullarının içine bir çocuk doğurduğunuz da o bir katili başbakan, akıl hastası olabilir. Tüm bunlar gerçeğin olanaklarıdır
Yukarıda ki değerlendirme anlamında bireyin kendinden ve tüm sapmalarından sorumlu olması ne anlama gelmektedir? Bu bireye yüklenme suçlanma neden? birey tanrı mı? kendinin birebir tanrısı mı? oluşturucusu mu? bir tanrı vardı hani onu suçlayın
Ahlak ve iyilik, iyi kötü olan nedir? Kim ne belirler

Bireyin birey olması nedir?
Toplumsal organizasyon ve doğa nedir?

Günümüzde bireyin taşıdığı ve bireye indirgenmiş herhangi bir çarpıklık ve sapma; toplumsal doğasal ya da olgusal çarpıklık olarak doğanın ve toplumsal yapının bağrında var ve gelişmiş olmasına rağmen birincil elden bireyin sorunu olarak görülmektedir ve bireyin sırtına yüklenmektedir. Daniel Blake'in bize anlattığı budur..

Yani birey denilen dediğimiz kendi sorunları çözmelidir. Bireyin sorunu değil ki toplumsal çarpıklığın ürünü. Bireyin kucağına ve sırtına bunu kim atıyor ve yapıştırıyor. Bireyin kendi sorunları denilen birincil elden gerçekliğin içindeki birden çok bireye ve aslında toplumsal yapıya bir paradigmadır aslında. Toplumsal organizasyonun sorunu..
Bunu anlamanızı istiyorum..

Nasıl kanser olmak, sakat olmak ya da fiziksel bir anomaliyle doğmak tüm topluma genellenebiliyorsa ve gerçeklik böylesi unsurları barındırdığı için kimi bireyler bunu taşıyorsa ve ister istemez birlerine olacaksa ve birileri bu yaşamları taşıyacaksa fetişizmi ya da herhangi başka bir olguyu da toplumsal bir olgu olarak ele almayı deneyeceğiz. Anlatamadıysam derdimi bir daha ki sefere daha güçlü ve iyi yazacağım-deneyeceğim..

Şeker diyabet yaptığı için diyabet olan adam diyabet olmuştur ve bu onun sorunudur. anlıyor musunuz?
şeker yemek ve şeker yemesi onun sorunudur..
bilgi nedir? kör sağırlık mı?

"lanet dünyanızda üşüyorum ve boğuluyorum bana yardım edin-"
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
-Herkesi A-Teist Yapmayan ve Tanrı Bıraktırmayan Tanrısal Çelişmeler-


Tanrının Yapamayacakları/ İmkansızlıkları Olanaksızları
Tanrının Yapamayacağı İşler


Öncelikle tanrı kendini varedemez, ve Tanrı kendini varetmemiştir
Tanrı varlığını varetmemiştir...
Tarı kendini yoktan varetmemiştir...

O başka şeylerin eylemcisidir
Mantıksal bir argümanda Tanrı kendini yaratmaya ve Tanrı yaratmaya muktedir değildir.
O olgusal küçük yaratıkcıklar ya da evrenler yaratır.,

Tanrı kendini yokedemez ve varlığına son veremez...
Varlığına son vermeye muktedir değildir.

Tanrı kendini yaratamaz /Tanrı tanrı yaratamaz

Tanrı başka bir tanrı yaratmaya muktedir değildir.
O gücünü tanrı olmaynlar ve tanrı olmayan şeyler yaratarak kullanır..

Tanrı kendine eş denk ve varlık yoldaşı eşi yaratamaz. O yalnızdır....
Kendi varlığını yalnız deneyimlemek zorundadır..ve tüm bu iş oluşların sorunlarıyla ilgilenmek zorundadır...

Tanrı kendine eş denk benzer yaratmaya muktedir değildir.

Tanrı imkansızlık doludur. Tanrının sınırları vardır .ve öyle.istediği her şeyi yapamaz...

Herşeye gücü yeten tanrının kendi gibisine gücü yetmez ve kendine denk güç oldurmaya ve varetmeye ya da kendi denginden akrana/varlığa gelince gücü belirsizdir.
Onunu gücü yarattıkları/yaratıkcıkları üzerinde bir güçtür

Tanrı kendine muktedir ve iktidar değildir
kendiliğibelirsizdir
o kendiliği yeratıkcıkları üzerinden alır

Tanrı yaratıklar yaratmakla sınırlanmış bir varlıktır
Ya da tanrı yaratıtıklarının sorunlarını dinlemek ve izlemekle sınırlanmış, yaratım sorunlarını çözmekle mesul

Tanrı değişimsizdir.
Tanrı kendinin değişimine muktedir değildir.
kendini başka bir türlü tanrı (ya da artık tanrı olmayan) olarak olduramaz ve değiştiremez

---
sürecek;

ol'dan önceki tanrı
ol'dan önce ve tanrı yaratmadan önce belirtmelerindeki zaman kipinin ve tanrının tanrısallık imajının henüz oluşmaması bağlamında incelenmesi


-karalamasal-

sürecek;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:10 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:58 ----------

Tanrnın Yaratma ve oluşturma Kipinin Zamanla İmlenemeyeceği, Başlayamayacağı ve bağdaşıp bağlanmayacağı ya da bu yapılırsa tanrı zaman münezzehliği olarak imlenenin kurumsal olarak reddedileceği Sorunsalı

Sanırım doğurmamış kadına ne kadar anne denirse henüz oldurmamış'a yani ol'dan önceki belirlenimsize (ve yaratmamış'a) o kadar tanrı denecek çünkü ol'dan önce denen bu zaman belirtmesinde ki iş ve oluşturmaları henüz başlamamış ve zamandan münnezeh imlenmeyen tutulmayan belirsiz bir eylemci olan tanrı adayından sözedilmiş olur...

Tanrı ve yaratım işi ve eylemi ile zaman bağı, baş ve başlama/başlatma bağı kurulduğunda ;
mekandan ve henüz işlerden de oluşlardan da ve yaratma işinden münezzeh/bağımsız bir tanrı ön-durumu ve belirsizliği tanımlanmakta ve tanıtlanmakta ve imlenmektedir.

-sürdü---

Tanrılığı sonradan ve yaratma işini gerçekleştirdikten sonra edinecek ve kazanacak bir tekilliğin ve yada somut soyut bilincin kendine ve diğer herşeye de göre teklik/saltılık içinde bulunduğu bir zaman öneli imlenmektedir....

Sıfat olarak tanrılık sıfatının belirsizliği bu imde vardır.
Belirtilen bu imde tanrının henüz tanrısızlık imi ve sıfatı vardır
ve onun tanrı olma sıfatı zamana ve sonradan yapacağı işlere ve yarattıktan sonra tanrı olmaya ve tanrı sıfatı kazanmaya da bağımlı kılınmıştır..

Tanrı olacağın tanrılık sıfatını kazanma edimi zaman ve yaratma işini gerçekleştirmeye bağımlı kılınmıştır

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:33 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:10 ----------

Felsefe didaktikusu
Tanrı Ontiği Üzerine , Düşünülecek ve Tartışılacak Konu Başlıkları ve Problemler

Ele Alınan/Alınacak Olan Diğer Başlıklar

Tanrının tanrılığını tanrısal bir gözlemciye tanıtlayabilme-kanıtlayabilme ve gözlemletebilme/gösterebilme öyküsü ve paradoksu

Tanrının Tanrısal Bir Gözlemciye Tanıt Sağlama (Kendini Bildirme) Yoksunluğu

tanrının kendini tanıtabilme, gösterebilme ve görebilme durumu ve özgülüğü, doğası ve fiziksel varlığı olup olmaması sorunları

tanrının varlığının fiziksel olarak nasıl soyutlanıp-somutlanıp bilineceği ve görüleceği ve bunu kimin bileceği sorunsalı

Tanrının varlığını, yokluğunu ve yetisini varlıksal denk özneye gösterebilme ve denk özne tarafından kabul ve onay görme geri tanrılık bildirilme ve onaylanma sorunsalı

Tanrının tanrılıkı deneyimletebilme ya da kanıtlayabilme paradoksları

-Kul/köle tarafından verilen tanrılık ve efendilik sıfatı ve yakıştırmlarının ve niteliğinin yetkinsizliği ve düşüklüğü problematiği

Tanrının varlığının bilinmesi paradoksu
Tanrıyı bilenin kim olması gerektiği ve olacağı ve tanrının varılğının nasıl (ve kim tarafından) gözlemleneceği ve gözlemin ve gözlemcinin kimliği ve niteliği sorunsalları

Tanrının başka bir varlık tarafından ne kadar bilinebileceği ve tanrının tanrı olmayan bir varlık tarafından bilinip bilinemeyeceği ve tanrı adlandırılıp adlandırılmayacağı sorunsalı

Tanrının bilinmesi ve nitelenmesi -tanrı adlandırması- problemindeki gözlemcinin tanrıya göre konumu ve yaratığın tanrıya tanrı nitelemesi sağlayıp sağlayamayacağı

ve tanrıya tanrılık yükleyen gözlemcinin eş gözlemci ve eş-tanrı olmaması

tanrının tanrı cinsinden bilinememesi ve bildirilememesi

Tanrı olmayan bir varlık tarafından tanrıya tanrı yakıştırması yapılmasının ya da tanrının kendi denginden yoksun olarak kendine de kendi tanrılığını belirtme ve tanıtlaması sorunsalları

Tanrının (kendi cinsinden yoksun olarak teklik bilinci içinde) kendini ve niteliğini- yetenek ve potansiyelini bilmesi-bilememesi ve ortaya koyması-koyamaması sorunsalları
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18

Tanrının Yapamayacakları/ İmkansızlıkları Olanaksızları
Tanrının Yapamayacağı İşler


Öncelikle tanrı kendini varedemez, ve Tanrı kendini varetmemiştir
Tanrı varlığını varetmemiştir...
Tarı kendini yoktan varetmemiştir...

O başka şeylerin eylemcisidir
Mantıksal bir argümanda Tanrı kendini yaratmaya ve Tanrı yaratmaya muktedir değildir.
O olgusal küçük yaratıkcıklar ya da evrenler yaratır.,

Tanrı kendini yokedemez ve varlığına son veremez...
Varlığına son vermeye muktedir değildir.

Tanrı kendini yaratamaz /Tanrı tanrı yaratamaz

Tanrı başka bir tanrı yaratmaya muktedir değildir.
O gücünü tanrı olmaynlar ve tanrı olmayan şeyler yaratarak kullanır..

Tanrı kendine eş denk ve varlık yoldaşı eşi yaratamaz. O yalnızdır....
Kendi varlığını yalnız deneyimlemek zorundadır..ve tüm bu iş oluşların sorunlarıyla ilgilenmek zorundadır...

Tanrı kendine eş denk benzer yaratmaya muktedir değildir.

Tanrı imkansızlık doludur. Tanrının sınırları vardır .ve öyle.istediği her şeyi yapamaz...

Herşeye gücü yeten tanrının kendi gibisine gücü yetmez ve kendine denk güç oldurmaya ve varetmeye ya da kendi denginden akrana/varlığa gelince gücü belirsizdir.
Onunu gücü yarattıkları/yaratıkcıkları üzerinde bir güçtür

Tanrı kendine muktedir ve iktidar değildir
kendiliğibelirsizdir
o kendiliği yeratıkcıkları üzerinden alır

Tanrı yaratıklar yaratmakla sınırlanmış bir varlıktır
Ya da tanrı yaratıtıklarının sorunlarını dinlemek ve izlemekle sınırlanmış, yaratım sorunlarını çözmekle mesul

Tanrı değişimsizdir.
Tanrı kendinin değişimine muktedir değildir.
kendini başka bir türlü tanrı (ya da artık tanrı olmayan) olarak olduramaz ve değiştiremez

---
sürecek;

ol'dan önceki tanrı
ol'dan önce ve tanrı yaratmadan önce belirtmelerindeki zaman kipinin ve tanrının tanrısallık imajının henüz oluşmaması bağlamında incelenmesi


-karalamasal-

sürecek;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:10 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:58 ----------

Tanrnın Yaratma ve oluşturma Kipinin Zamanla İmlenemeyeceği, Başlayamayacağı ve bağdaşıp bağlanmayacağı ya da bu yapılırsa tanrı zaman münezzehliği olarak imlenenin kurumsal olarak reddedileceği Sorunsalı

Sanırım doğurmamış kadına ne kadar anne denirse henüz oldurmamış'a yani ol'dan önceki belirlenimsize (ve yaratmamış'a) o kadar tanrı denecek çünkü ol'dan önce denen bu zaman belirtmesinde ki iş ve oluşturmaları henüz başlamamış ve zamandan münnezeh imlenmeyen tutulmayan belirsiz bir eylemci olan tanrı adayından sözedilmiş olur...

Tanrı ve yaratım işi ve eylemi ile zaman bağı, baş ve başlama/başlatma bağı kurulduğunda ;
mekandan ve henüz işlerden de oluşlardan da ve yaratma işinden münezzeh/bağımsız bir tanrı ön-durumu ve belirsizliği tanımlanmakta ve tanıtlanmakta ve imlenmektedir.

-sürdü---

Tanrılığı sonradan ve yaratma işini gerçekleştirdikten sonra edinecek ve kazanacak bir tekilliğin ve yada somut soyut bilincin kendine ve diğer herşeye de göre teklik/saltılık içinde bulunduğu bir zaman öneli imlenmektedir....

Sıfat olarak tanrılık sıfatının belirsizliği bu imde vardır.
Belirtilen bu imde tanrının henüz tanrısızlık imi ve sıfatı vardır
ve onun tanrı olma sıfatı zamana ve sonradan yapacağı işlere ve yarattıktan sonra tanrı olmaya ve tanrı sıfatı kazanmaya da bağımlı kılınmıştır..

Tanrı olacağın tanrılık sıfatını kazanma edimi zaman ve yaratma işini gerçekleştirmeye bağımlı kılınmıştır

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:33 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:10 ----------

Felsefe didaktikusu
Tanrı Ontiği Üzerine , Düşünülecek ve Tartışılacak Konu Başlıkları ve Problemler

Ele Alınan/Alınacak Olan Diğer Başlıklar

Tanrının tanrılığını tanrısal bir gözlemciye tanıtlayabilme-kanıtlayabilme ve gözlemletebilme/gösterebilme öyküsü ve paradoksu

Tanrının Tanrısal Bir Gözlemciye Tanıt Sağlama (Kendini Bildirme) Yoksunluğu

tanrının kendini tanıtabilme, gösterebilme ve görebilme durumu ve özgülüğü, doğası ve fiziksel varlığı olup olmaması sorunları

tanrının varlığının fiziksel olarak nasıl soyutlanıp-somutlanıp bilineceği ve görüleceği ve bunu kimin bileceği sorunsalı

Tanrının varlığını, yokluğunu ve yetisini varlıksal denk özneye gösterebilme ve denk özne tarafından kabul ve onay görme geri tanrılık bildirilme ve onaylanma sorunsalı

Tanrının tanrılıkı deneyimletebilme ya da kanıtlayabilme paradoksları

-Kul/köle tarafından verilen tanrılık ve efendilik sıfatı ve yakıştırmlarının ve niteliğinin yetkinsizliği ve düşüklüğü problematiği

Tanrının varlığının bilinmesi paradoksu
Tanrıyı bilenin kim olması gerektiği ve olacağı ve tanrının varılğının nasıl (ve kim tarafından) gözlemleneceği ve gözlemin ve gözlemcinin kimliği ve niteliği sorunsalları

Tanrının başka bir varlık tarafından ne kadar bilinebileceği ve tanrının tanrı olmayan bir varlık tarafından bilinip bilinemeyeceği ve tanrı adlandırılıp adlandırılmayacağı sorunsalı

Tanrının bilinmesi ve nitelenmesi -tanrı adlandırması- problemindeki gözlemcinin tanrıya göre konumu ve yaratığın tanrıya tanrı nitelemesi sağlayıp sağlayamayacağı

ve tanrıya tanrılık yükleyen gözlemcinin eş gözlemci ve eş-tanrı olmaması

tanrının tanrı cinsinden bilinememesi ve bildirilememesi

Tanrı olmayan bir varlık tarafından tanrıya tanrı yakıştırması yapılmasının ya da tanrının kendi denginden yoksun olarak kendine de kendi tanrılığını belirtme ve tanıtlaması sorunsalları

Tanrının (kendi cinsinden yoksun olarak teklik bilinci içinde) kendini ve niteliğini- yetenek ve potansiyelini bilmesi-bilememesi ve ortaya koyması-koyamaması sorunsalları


Farkında ol ya da olma Vahdet-i Şühut tanımı yapıyorsun.

Kısaca Tanrıyı zaman zaman kalıplara sokuyor;zaman zaman münezzeh kabul ediyorsun.



Tanrı kendi kendini olduramaz.Kendi kendini oluşturmak içkin bir davranıştır,form değişimidir.

Kendi kendini oluşturma ise çelişkidir.



Kendi kendini oluşturmak determinist açıklanırsa söz konusu birey/kişi/varlık aynı kalır,olaylar gelişim gösterir ve nihai hedefe varılır.



Materyal/İdeal eksende açıklanırsa ilk etapta birey/kişi/varlık değişir ancak sonrasında da entropinin(düzensizliğin) ne yönde ilerlediği açıklanmalıdır.

Ve yine kendi kendini oluşturma bir entalpi değişimi doğurur bu kabule göre.Nihayetinde burada da ısı ve ışık değişimi ile entalpi içe ya da dışarı yönelmemiştir.Son tahlilde Tanrı kendini oluştururken(senin kabulüne göre) ısı ve ışık yayması beklenemez.Tanrı,tanrıdır.Tanrı ne salt bir enerji kütlesi,ne de ideal bir düzendir.Bir kez daha söylüyorum:

Tanrı,tanrıdır.



Ve ikinci bir Tanrı yaratımı boyutlar arası düzen gereği imkansızdır.

Tek ve iki boyutta sınırsızlık düzen,üçüncü ve üstü boyutlarda kaos yaratır.



Uzay,şu anki kabule göre 4 boyutlu iken sınırsız bir Tanrı'nın söz konusu yerde var olması "Tanrının tanrılığına" ters düşer.Tanrı vardır ve kaos karşıtıdır.

4.ncü boyutta yer bulduğunu kabul edemediğimiz Tanrı,ancak ve ancak "boyutsuzluk"da var olabilir.

Tanrı da zaten şu an boyutsuzluktadır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Farkında ol ya da olma Vahdet-i Şühut tanımı yapıyorsun.

Kısaca Tanrıyı zaman zaman kalıplara sokuyor;zaman zaman münezzeh kabul ediyorsun.

Tanrı kendi kendini olduramaz.Kendi kendini oluşturmak içkin bir davranıştır,form değişimidir.

Kendi kendini oluşturma ise çelişkidir.

Kendi kendini oluşturmak determinist açıklanırsa söz konusu birey/kişi/varlık aynı kalır,olaylar gelişim gösterir ve nihai hedefe varılır.

Materyal/İdeal eksende açıklanırsa ilk etapta birey/kişi/varlık değişir ancak sonrasında da entropinin(düzensizliğin) ne yönde ilerlediği açıklanmalıdır.

Ve yine kendi kendini oluşturma bir entalpi değişimi doğurur bu kabule göre.Nihayetinde burada da ısı ve ışık değişimi ile entalpi içe ya da dışarı yönelmemiştir.Son tahlilde Tanrı kendini oluştururken(senin kabulüne göre) ısı ve ışık yayması beklenemez.Tanrı,tanrıdır.Tanrı ne salt bir enerji kütlesi,ne de ideal bir düzendir.Bir kez daha söylüyorum:

Tanrı,tanrıdır.

Ve ikinci bir Tanrı yaratımı boyutlar arası düzen gereği imkansızdır.

Tek ve iki boyutta sınırsızlık düzen,üçüncü ve üstü boyutlarda kaos yaratır.

Uzay,şu anki kabule göre 4 boyutlu iken sınırsız bir Tanrı'nın söz konusu yerde var olması "Tanrının tanrılığına" ters düşer.Tanrı vardır ve kaos karşıtıdır.

4.ncü boyutta yer bulduğunu kabul edemediğimiz Tanrı,ancak ve ancak "boyutsuzluk"da var olabilir.

Tanrı da zaten şu an boyutsuzluktadır.

farkında ol ya da olma bi şeyler yapıyosun ama neyaptığını bildirecek değilim
söz sahibi
ya kendi gelsin
ya kendine gelsin
ya da kendini temsil ediyorsa ve edebiliyorsa ve eğer sözünün ve sözlerinin erdemlice arkasındaysa ve arkasındaki de kendiyse benim ne yapıp yazdığımı değerlendirmeyi geleceğine ve gelecek öğrenmesine bırakmasını umardım
ya da bir kaç soruma cevap verebilmeli ve ne yapıp yapmadığımla yüzleşebilmeli

yargılar ve genellemeler kurmuşsunuz. bunları size kim ve ne sağlıyor ve neye danayarak bunları öngörüyor ve biliyorsunuz? ve bu bilişiniz yargı mutlaklığında öne sürerken bu cümleler neden bana karşı yağdırılıyor... ne dediğimi -henüz- anladığınızı mı düşünüyorsunuz?

tanrı diye bir şeyin olanak ve imkan olmadığını ve olamayacağını ya da var ve mümkün olmadığını ve olmayacağını yeterince çözümlemiş-özümlemiş ve bilebilecek yaşta ve düşüncedeyim ben. onun için denk ve akran bir toy tutun kendinize ve....bu meseleleri -benimle- güreşmek için şimdilik.. erkensiniz....

Yapışılmış tanrı düşüncenizden kurtulmamak için ya da yüzleşmemek için üretimleriniz bunlar sadece ...
farkında ol ay da olma...
ve bana karşı yağdırmak ve yazmak zorunda değilsin...

oluşturumun kendi sorunsalından ya da empatisinden dem vurmayan bir algı yapıyla şimdilik boğuşamam...

http://www.felsefe.net/149091-post91.html
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
farkında ol ya da olma bi şeyler yapıyosun ama neyaptığını bildirecek değilim
söz sahibi
ya kendi gelsin
ya kendine gelsin
ya da kendini temsil ediyorsa ve edebiliyorsa ve eğer sözünün ve sözlerinin erdemlice arkasındaysa ve arkasındaki de kendiyse benim ne yapıp yazdığımı değerlendirmeyi geleceğine ve gelecek öğrenmesine bırakmasını umardım
ya da bir kaç soruma cevap verebilmeli ve ne yapıp yapmadığımla yüzleşebilmeli

yargılar ve genellemeler kurmuşsunuz. bunları size kim ve ne sağlıyor ve neye danayarak bunları öngörüyor ve biliyorsunuz? ve bu bilişiniz yargı mutlaklığında öne sürerken bu cümleler neden bana karşı yağdırılıyor... ne dediğimi -henüz- anladığınızı mı düşünüyorsunuz?

tanrı diye bir şeyin olanak ve imkan olmadığını ve olamayacağını ya da var ve mümkün olmadığını ve olmayacağını yeterince çözümlemiş-özümlemiş ve bilebilecek yaşta ve düşüncedeyim ben. onun için denk ve akran bir toy tutun kendinize ve....bu meseleleri -benimle- güreşmek için şimdilik.. erkensiniz....

Yapışılmış tanrı düşüncenizden kurtulmamak için ya da yüzleşmemek için üretimleriniz bunlar sadece ...
farkında ol ay da olma...
ve bana karşı yağdırmak ve yazmak zorunda değilsin...

oluşturumun kendi sorunsalından ya da empatisinden dem vurmayan bir algı yapıyla şimdilik boğuşamam...

http://www.felsefe.net/149091-post91.html


Yazık.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
http://www.felsefe.net/149111-post92.html
Yukarıdaki linkleme de yaptığım açıklamalarla birlikte gereksiz ve lüzumsuz karalamalar olarak gördüğüm aşağıdaki içerik bu alana taşınmıştır..

Ama yine de şunu belirtmek isterim ki burada yazmaya kalktığımızda özellikle ,"Kasyopya" ve "Tanrı" gibi ifadeler kullandığımızda aldığımızı düşündüğümüz bir otonom bir karşılık ve tepki var.
Bu sanki yazdırmama istemi ,bunu bypasss etme ve resmi olarak burada temsilini istememe, görmeme -uzaklaştırma isteği gibi şeyleri ve duyguları da yansıtıyor gibi bize.. Sonuç olarak zorla bir şeyler yazmak ve diyebilmek noktasında kızışırsak ve birlikte tepkileşirsek te karşı tepkici en son "ee yaz bari" noktasına geliyor. bunu da sevmiyoruz...
Sevgili ihaveanieda ya da sevgili Lefty ya da digital farketmez
Biz/ben doğal dürüst serbest biçimde yazacaklarımızın sanki burada istenmeyeceği, görülmek istenmeyeceği gibi bir izlenime kapılmak istemezdim. Tanrı ile ilgili bana yazılabilecek bütün karşı cümleleri, argümanları az-çok aşağı-yukarı ben biliyorum. Eski bir tanrıtanır ve teistim ben. bilmeyen var mı? bilmediğim bir şey söyleyecek olan var mı? yeni bir şey? akıl keyfiyet buyurmaya gerek var mı?. Kaldı ki ben Tanrı yolculuğu mu yapmışım ve serbest tanrı düşüncesi de tutmuş barındırmışım geçmişte

Burada bazılarımız biliyoruz. Daha önce örneğin sn. evrensle-insan'a neredeyse post astırılmazdı. Yazımı A dan bahsederken altına B den bahseden şeyler yazılır. Asılmış bir yazımın altına ,kişiyi hedef alan şeyler saptırmalar yazılırdı kişi çileden çıkarılırdı. Bunun bir benzerini tam olarak burada istenememe ya da belirli durumda, belirli yazma ve belirli bir biçimde yazışma üslubu örgüsü altında onaylanma durumu olarak ben de yakın olarak hissediyorum.. Ki gelen ya da gelecek olduğunu umduğum açık ya da örtülü tepkiyi de böyle aldım zaten..
Bu tip bezdiriciliği ,onamazlığı ve yaptırmazcılığı ve ettirmezciliği ya da onun sırası var ve şimdi sırasıdeğilciliği ve bunun refleksini ve nedenlerini de anlıyoruz. İçerik yazan ve veren kişinin de kusurları olabilir. Empati yoksunluğu olabilir-duymazdan gelebilir. Kendi durumuna ve söyleyeceğine kapılmış ve takılmış olabilir. Kendini çok biliyor-oluyor felan sanabilir. Bunlar insana dair öyküler. Dürüst tutarlı moderasyona açığız. Ama biliyoruz ki tanrı hakkında vurduğumuz-vuracağımız sert sözler ve kuracağımız bek cümleler biraz can acıtacak. Bırakın kendi haline diyoruz herkesi. Orda moderasyon var silebiliriz yanlışlar yazarsak. Ben kendi adıma herhangi duygu ve düşünce durumda ne yazmış olursam olayım ertesi günlerde özrü ile birlikte kimseyi kırmayacak bir düzene onu sokmaya çabalardım.

ve ama tanrı düşüncesine karşı sert argümanlar ve sarsıcı cümleler ve imgeler kurmak dostluktur! tanrıcılık değil! tanrı bizimcilik ve aman bir tanrımız olsunculuk değil!
hem ne yazarsak yazalım bu dille üretilmiş bir felsefedir ve esindir bu dilin ve milliyetin de bir mirasıdır!

Karşı tanrıcı veriler yazılınca altına bir tanrı bildirimi vermek ve tanrı öyledir böyledir yok şöyledir geçek bir olumsuzluk. bunu umursamıyor olabilirsiniz. yok ben aslında onu yapmamıştım ve sen kırıl diye yazmamıştım demek önemli değil.. bu kişinin damarına basmak, yapmayacağını yaptırmak daha fazlasını yaptırmak ve diretmek anlamı taşır. bu güç gövde gösteri mi? kim kanıt indirebilir? dürüst yürüdük! bu bir bilgi savaşı mı? kirletmesi mi ? Çoğumuzu diğerlerimizi kurtaracak mesihler gibi yazarız. Bunlardan biri de ben olabilirim. Bu anlamda topladığım tepki ve irritasyonun da bir oranda ve ölçüde farkındayım ama sevginin de, saygının da ama doğal serbest varolmak, varoluşmak ve yadırganmamak, isteyeceği gibi yazmak..

tanrıya ve o imgeye kızgın olabiliriz burası bir felsefe sitesi değil mi?
ne tip üye argümanı ve bekleşimi var burda?
Kendini ve kendimi t-aşan yazımlar yazıyor olabilirim bırakın tarih açıklasın, Beşinci senfoniyi Beethoven evrenden duydu ne anlatıyorsunuz siz nota ve müzik mi icad etti?

Evet ben insanların verili tanrı düşüncesini sarsmak istiyordum. bu bence bir kardeşlik ve dostluk düsturudur-öyle işaretledim. saldırganlık değil...
buna ihaveanieda da dahil çok tanrı seven Lefty de dahil. (ki buna tanrı düşüncesi diyorum -inanç değil ve ki buna ona verili diyorum onun sahip olduğu ve kendinden barındırıdığı anlamında değil bakın dikkat edin. toplum ve gerçeğin verileri ve algılatma ve yanılgılatmaları ve ilüzyonları)

ve ben yazarsam evet onların sert ve yalkın yenilmez-yıkılmaz ve değişmez sanacakları ve gerçek olacağını sanıyor olacakları tanrı düşünceleri de bilişim altında bir kuşatmaya uğrayabilirdi..
burdaki herhangi bir üyenin de .çünkü bilgileşmek denilen eylem bunu içerir
ve başlangıçta şimdi sevgili ihaveanieda-nın 4 arşın 8 boyutlu tanrı düşüncesi de benim gözlemim ve umursamam ve kardeşliğim altında,
bu mesihsi sözleri ben sevmiyorum ve mesihe felan dönüşmek istemiyorum ..ben sanalmanik'im. delinin zırdelisi olan

Tüm bunları çözmek istiyorum çünkü "tanrı" ve diğer şeyler hakkında diyeceklerim olduğunu ve olacağını düşünyordum ve bunu deme yolunu da arıyorum ve arıyor olmaya da devam edeceğim.. Ama bu alandaki kulak açma-açmama, kulak kabartma kabartmama ve bunları isteme istememe gibi bir ikileme takılıyoruz gibi hissediyoruz.

ve olmadı
Bu ve bunlar bizim kişisel özgün paranoyalarımız da olabilir...

----
http://www.felsefe.net/serbest-kursu/75946-sinirsiz-bir-dunyanin-ve-ozgurlugun-soylesimi.html
alanından yazdıklarımdır ve saçma ve bağsız ya da fazla kişisel ve gereksiz de bulunarak taşınmıştır

bu tanrı olgusu, bugünlerde dürüst ve serbest araştımacılara ve sorguculara erişmeye ve varlık bağı -bilgi bağı kurmaya çalışanları sınırlayan ya da dostça erişimi zorlaştıran ve tıkayan ya da alan sınırlayan ve hatta özgürce söyleşenlere saldıran, tanrı olduğunu olacağını bunun mutlak olacağını saldırıcı,saldırgan ve ısrarcı bir tavırla karşı yazıcıların gözüne sokacakların ödevi olacak gelecekte..

er ya da geç bilgi tümsekleri herkesin ayağını kaydırır ya da bir ayağına dolanır...

eğer cennette/cinnette orda-burda , dünya ve insanlık onuru ve dürüst serbest biçimde varlık araştırması yapmak ve yaşamak dışında ödev ve ada, arsa-parsel ve varlık/varlıklılık satın alınmamışsa ve aramıyorsak özgür-serbest yazımcılar ve yazımlar ve buralardaki buluşmalar desteklenmeli idi...
eğer bilgi edinme kaftanı/-hırkası dışında bir şey giyinilmemişse?
ne amaçla? ne amaçla ben ve sen? ne amaçla?
kime ve neye hizmet ediyorsunuz?
kendi hür varlığıma, bilgime ve özgürlüğüme

bu kadar alan karartması ve tahakkümü ve tekseslilik içinden mi?

bugünün çok tanrı bildirenleri ya da bildiğini sananları kendi yaşam tıkanmalarını izleyebilirler ve bilgi tıkanmaları ile gelecekte bunu yapıyor olacaklar. Eğer çok cafcaflı ve çok satın alınmış ruhları yoksa bunu yapacaklar ve yapıyor olacaklar.. kendi kuşatmalarını ve kendi iletişim kuşatmalarını ve zorlanmalarını görmeliler..,

tanrı yok derken göğe savurduğumuz şiar özgürlük ve mutluluk ,dostluk ve kaynaşma arayışından başkası değildir. İnsan, dost, varlık ,bilgi saygısından başkası ve ötesi değildir..
Tanrı yokçulukla birlikte kendi özgürlüğümüzü, özgür bilgiyi ve iletişimi dostluğu ve gerçeği/gerçekliği ve felsefeyi savlıyoruz. ya da varlığımızı ve bilgi-bilişimizi de serbestleştirmeyi ve geliştirmeyi-ilerletmeyi de imliyoruzdur..
Tanrı ile bezenen ve süslenen anlayış ve saptırma bunun ve bunların önündeki en güçlü fundamentallerden biridir...
bunu, bu çabaları ve özgür bilişimi karartaranlar ve şimdilik örseleyenler ya da kulak açamayarak susturma girişimine açık kapalı girişenler imgesi, umarım onların ödevleri/dersleri olsun bunları düzeltmek,

gölge bir felsefe sitesi mi?

tanrının olmayacağı olgusu ile yüzleşmeme ya da dahası yüzleşenleri bezdirme, caydırma, markajlama özgür seslere kulak açmama ve tanık olmama söylenenleri saptırma ve duymazdan gelme, belirli türden üye toplama...
.. bir cehennem ya da bir delik ya da kendince bir kovuk? hangisi yaşadığınız

Başlık için denemesel öntaslak ve ön karalama denemesi

--
Yine aynı yukarıdaki nedenlerle
http://www.felsefe.net/diger-konu-disi-basliklar/75775-giyojenin-ficisi-sustuklarimiz-ficisi-10.html
alanından taşınmıştır..

Arkadaşlar Merhabalar;

Bu foruma karalanmış binlerce saçma post gömenlerden biri de benim.. Ne yazacağımı da inanın bilmiyorum. Tüm yazdıklarımı toparlamak isterdim...

Bu forumu kısmen bıraktığımda ve uzaklaştığımda başka forum alanlarında da bulundum ve kendimi denedim..

Buraya tanrı hakkında ve tanrı sorgulaması hakkında bir didaktik yapı bırakmak yazmak istiyoruz
Burada tanrı tersi didaktik üretmek ,üretmenlik denemek ve yapmak istiyoruz
ya da önceki yazdıklarımızı aşmak ve yenilemek ,doğal doğaç olan

Çünkü -bir gün- tanrının yokluğuna (ve kendi varlığımıza) ihtiyacımız olacağını biliyoruz
Çünkü tanrının yokluğunda da birbirimize ,diğerlerimize ihtiyacımız olacağını er-geç görüyor biliyor olacağız...

bu tanrı araştırmacılığı ve soruşturmacılığı benimde yaşamımın bir parçası idi.. ve herkes gibi, bir çoğumuz gibi ben de bu yola sırtımda bir tanrı düşüncesi ve ağırlığı ile çıkmıştım
İnternetin yeni yaygınlaştığı dönemlerde, çok eskiden yazdığım forum alanlarında, ben de buradaki bir çok arkadaş gibi kendi tanrı düşüncemden sözeden, tanrı anlayışına ılımlı yaklaşan yazımlarımı ya da bu konu hakkındaki bilgisizliğimi buluyorum

.. ile ilgili olarak yaşamaboyu biz de bir şeyler yaptık. Üzülerek söylüyoruz ki ne yazık ki bildiriyoruz ki o yok, Benim bizim için öldü ve gömdük onu. Başımız sağolsun, başın sağolsun, düşüncen, onurun-erdemin ve yeni kimliğin özgürlüğün/özgürlüğümüz ve bizbize varlıklılığımız sağolsun diyenleri diyebilenlerimizi ve bunu göğüsleyebilenlerimizi ve bizi dinleyen, dinleme zahmeti gösteren ve kulak açan dostları şimdi dost bilip yürüyeceğiz..

Bence şimdi olmamış ve hiç varolmamış bir tanrıdan sözediyoruz.. bunu dostluktan söylüyoruz ve gelecekleri, insan ıssızlığını, başsızlığını ve insanın kendi kendine yetmesi ve kendine sahip çıkması/olması gereğini de bilip umursamaktan söylüyoruz, ateistlikten değil...
bunlar saçma laflar...
size ateistlik diye yutturulan şeyi biliyoruz ve görüyoruz. burda ortaya çıkarılan çatışmayı ve bilgi kirletmesini de
insanlık kendi kurumsal özgün değerlerini yapılandırmalı
iki dünya arasına sıkışmış bir yaşam ve bilinmezcilik mi yaşayacaksınız?
iki kutup saçmaca çarpışıp duracak mısınız? bilgi kirliliği

Empati büyük ve güçlü bir varlıktır ve belki bir tanrıdan bir ilerisi ve daha güçlüdür. İnsanın birbirine olan güveni, bağlılığı, sarılması ve saygısı ,sevgisi gibi büyük erdemler ve tanrıcalar var ve bunlar büyük tanrı adlarından büyük var olmalı..

İnsanın tanrı yerine koyacağı tanrıdan büyük adlar ve erdemler ve sevgiler-saygılar/değerler olmalı bu gökyüzünde
yoksanmış tanrı ve tanrısızlığı, tanrısız başsız varlıklılığı ve özgür sahipsiz doğayı görmezden gelmek ve kendi varlığınızın reddi ve olmayan bir başa sığınmak sizi ve toplumunuzu, çocuklarınızı nereye ve ne yöne götürecek, dahası hangi gerçeğe ve erdeme, erdirecek?
yalanların kutsal hazinesi ve sığınağı mı? yalanların ve yanlışların birliği -bilgisi- ve öğretisi mi? yalanların kutsal bilgisi anlıyorum...
yer toprağına doğru tapıp duran bir nesil ve insan ırkı var.. bilgi diyoruz ve
tanrı denileni aşmamak ve sorgulamamak bilgi ve bilgilenme ışığnda kendinize saygısızlığınız kendinizi bilmezliğiniz değil mi? tanrı bilmek bildirmek kendin bilmezlik değil midir?

herşeyi isteyeceği biçime kılığa sokmak isteyen ve alanı kendi isteyeceği moderasyon biçimde tutmak, kişileri kontrolünde tutmak ve ılımlı yazıcılığa ve zararsız tuzaklara ve aracılara sığınan akımcılar var
keskin dilli ve gerçekliliği istemeyenler sanırım..

Bu tanrı denilen büyük bir aldatmacaydı, tarihsel bir fiyasko. Bütün nedenlerini onu ortaya çıkaran koşulları görüp izliyoruz ve çözüyoruz...
Tarihi, siyasi-sosyal ve politik bir aldatmacaydı, bunu bulmuş ve anlamış, çözmüş bulunuyoruz,
varlık, ıssız yapımsız (kendinden) kendi kendine deveran, (kendinden) öylece hep var yapı
ne zaman ne mekan hiç bir şey bölünemiyor ve başlatılamıyor...varlık içine dışardan tanrı diye bir kudret sokamazsınız. getirip icat edip onu bulamazsınız. varlık başlama ve oluşma gibi bir duruma ihtiyaç duymuyor ve de bu nedenle başlamak ve oluşmak için de bir güce ihtiyaç duymuyor.. başlama ve oluşma diye bir durum sözkonusu değil çünkü.. hep var ya da sonsuzluk ve öncesizlik ezeli varlık bu demektir..

"öncesizlik ve ezeliyeti bölmeden ve delmeden bir tanrı icad edemezdiniz.."
-yokluk ve belirsilizlikler belirsizliği ya da geçmiş durumlar karmaşası ve belirsizliği (bilinmezciliği) gibi "varlık"ı zaman'ın gerisinde bir
bilinmeze hapseden durumlar ve kuramlar öne sürmeden bir tanrı getiremez ve bulamazdınız..

başlama ve oluşma (yapma-yapılmaya ihtiyaç duyma) gibi süreçler yapaydır. varlık tüm hareketi ve devimi ile sonsuz (her zaman ve heryerde) ve hep (öylece) vardır-öylecedir...

varlık hiç bir zamanda ve yerde kendinden eksik ya da değişik ve başka ve yapılmaya muhtaç, ihitiyaçlı, değildir ve tüm zamanlar sonsuzdur
varlık doğurulmaya, başlatılmaya ve oluşturulmaya ve yapıma ihtiyaç içeren muhtaç değildir-kendinden vardır
varlık zamanın gerisi kuramına muhtaç değildir.
zamanı evveli ve ezeli denilen de aslında zaman bulunamaz
ileri ve geri giderek bir son ve baş bulamazdınız. ne zamanın ileri sonu ne de geri başı tanrıyı sokacaktınız? ve nerden sokacaktınız?
ezeliyet ve ebediyeti delmeden bir tanrı icad edemezsiniz?

varlık tüm hareketi ve devimi ve tüm enerjisiyle birlikte (her zaman ve heryerde ve yerinde) vardır..
tüm hareketi ve tüm enerjisi ve tüm oluşu onun tüm zamanlarında eksiksizce vardır.
varlık bir yerinde ve zamanında eksik -hiç- yok- ve gelişmemiş oluşmamış ya da başlamamış felan değildi ki olsun-oldurulsun ve oluşturulsun...
işin aslı oluşturulma ve yapılma gibi düzleme ve gereksinime varlık'ı ihtiyaçlı kılan anlayış bize dayatılıyor. hem bilim hem din cephesinden. bunun bir ak biri kara değil... oluşmak için ne evrime ne de oluşturulmaya ihtiyaç var. varlık heptir/herdir eksiksizdir-aynıdır-. Her yer ve zamanında aynıdır...her yerinde ve zamanında vardır-aynıdır.
bu kuramları ya da gerçekleri bölemezsiniz-özvarlığınız er-geçyüzleşecek...

varlığın oluşması ya da yoktan varoluşması ve ortaya gelmesi gibi bir süreç ve zaman anlatımı ezeliyet ve ebediyet ilkeleriyle birlikte ortaya konulamaz. tanrı da ...
süreçsel bağımlılıkla ezeliyet/ebediyet birbirine ilinemez. birinden vazgeçmelisiniz. ancak herhangi türden hakikat (ya da arayışı) sizi tanrısızlığa ve kendi varlığınızı ve özvarlığı -doğayı kucaklamaya itecektir. yalancı saftalığa ve sahte bilgeliğe ve bilginliğe ve üst mertebeye değil...

varlığın oluşması ya da yoktan varoluşması ve ortaya gelmesi gibi bir süreç ortaya konulamaz
ve bu (süreç demek-zaman demek) bizi ne tanrıya götürür ne de evrimciliğe...sonsuz aynı şey...
ne başı var ne sonu ki bir ucunu tutasın da, dıştan onu bölüp içine giresin de oraya evrim ya da tanrı ekleyesin-sokasın... ikisini de ilemezsin.
bunu yapamazdın..
ne dışardan kudret ekelenebilir ne de oluşma diye bir süreç ve evrim ..ve böylesi bir duruma gebelik ve ihtiyaçlılık mantığı

"tanrı varlık'a dışardan getirilen, tayin ve icad edilen bir kudrettir ve zamansızlığı ve yapıyı/mekanı başlama ve oluşma-oluşturulma diye böler"
hareketin yokken oluşmassı oluşturulması ve başlaması ya da varlığın hiçyokken yokluktan ve belirsizlikten önellenmesi anlamsızlığıdır tanrı denilen...

-"zamanı ve mekanı bölmeden ve başlatmadan onu/tanrıyı bu işin içine içine sokamazdınız.. sonsuz ve öncesi/başı olmayan bir varlık tanımlamasında ve düşünmesinde tanrı denilen düşünceyi varoluşa atfedemezdiniz.." onu bölmeli -durdurmalı ve kesmelisiniz ancak.. ve bunun için başladı, oldu, oluştu diyorlar ve demeye getiriyorlar. yalanlar fiyaskosu..
ve bunun düşünsel ve kavrayışsal izleri ve gelişimi ve değerlendirmesi ile sizler de tabi ki bunu ve bu dediğimizi er ya da geç göreceksiniz ve gözlemleyeceksiniz ve farekedip kavrıyor olacaksınız...

"Daha tanrı dediğiniz anda varoluşun olmadığı gibi olduğunu, onun bir sebebi, sahibi ve başı sorumlusu olduğunu, ve yokluktan oluşmaya ihtiyaç duyacağını, yokluğa muhtaç olacağını, birinin onu tutup yokluktan getirip icad edip yapıp bulduğunu ve bulması gerektiğini saçmaca söylüyor olurdunuz.."


tanrı adlandırması hiç bir tarafına mantığına girmiyor uymuyor, sığmıyor ve yapılanmıyor
işin aslı tanrı sıp-sığ bir düşüncedir ve iyi satılmış/pazarlanmış bir yalan ve fiyaskodur...,.varlığınızı onurlandırın ve gerçeğe koşun

Deniliyor ki bunu nasıl bu kadar iddialı söyleyebilliyor ve ortaya koyabiliyorsunuz? ne görüyorsunuz siz ya da neyin kafasını yaşıyorsunuz?
bizde ki bu inanç denilen saf kandırmaca, bilmeme ya da çocukluk mu?
yani bu bir aldatmaca mı? uyuşturmaca mı ? çocukluk mu?

tanrı inancım ve düşüncem çocukça olamaz. Sen bir ateistsin
Eğer biri bana bunu derse paçama yapışmış ağlayan mızmızlanan ve hayata açılmaya korkan bir çocuk görüyorum. Kendi geçmişimi görüyorum sadece
Eğer bunu diyorsan sende kendi geçmişimi görüyorum
ve bu satırları on yıl sonra belki anlayacak...elinde sadece dürüstlüğüm ve dostluğum olur ateistliğim felan değil...

ya da bu düşüncelerin sorumlu muhafızları var. onlar çobana köpeği gibiler
bazıları iyiniyetli

buraya karşı ayetler mi bindireyim dürüstçe kendimden mi sözedeyim
Buraya düşünce ve cümle şovlarımı yapayım

ben adı burada sanalmanik olan bu gökyüzünde yaşadım ve tanrıyı yok buldum, kendi dünyamdan kovdum ve evet onu yokluklara kovdum. yine ordan getirdiğimiz biçimiyle

İsterseniz size yokluklardan -geri- bir tanrı getirelim...
Eğer kendinize gelmezseniz..

Bana sorulursa kafamın içinde parlanmamış tek bir damar/atardamar ,uğranmamış tek düşünce topağı ve tomurcuğu ve düşüncemde çarpılmamış tek bir yamaç, durak ve kıyı yoktur bu arayışta
Ben hala sana çarpmamış mıyım iyi bak!

Bir Azizin parçalanması ve hidayet yordamıyla tanrı ve kurtuluş-özgürlük aradım ben bayım. Kendi göğümde beni karalayanlar ve tanrı adlarını ad tutup bana yordamcılık buyuran ve öğretenler

Dürüst bir özlemdi o göğümde göçmeden önce
bu başlığı dürüst bir sözetme ve yol bulma umuduyla öylesine açtım ve sürdürüyorum. Hala ve henüz, bu başlığı kurup kurmama, gönderip göndermeme düşüncesinde yazılarda oluşanlara bir bakıyorum ve bu gitmek kurmak istediğim çıta ve yazım biçimi değildi

ve belki bir karalama defterine alanına ya da kendi giyojen fıçıma atacağım onu
dürüst bir başlık kursam iki günde onlarca sayfa yazabilirdim bunu biliyorsun
tanrınla yüzleşmeye hazır mısın?

Buraya tanrının varlığı yokluğu ile ilgili kendi dürüst argümanlarımı ve yeni nesinlerimi, çözümlemelerimi dürüstçe ortaklaşa yazabilirdim (eğer ilgilenen olsaydı değil mi?) karşımantıkcılık ve kovuculuk ya da aksini söylercilik ve bilmeden atarcılık burda popüler olmasaydı
ve tanrının na-manstıksalığından dem yeni bir izlem yazım kurabilirim bunu biliyorum .kapayan kapacılar olmasa...zorunlu kurumsallar ve bekçileri olmasa. özgür esin ve iç saygı görse... bu onların ödevidir...
buna saldıracak na-mantıksallar ve karşı saldırıcılarla şimdilik bu arenada ve düzende/düzeyde burda işim yok ve olmayacak bi daha
bu sadece kelimesel düzen açıklığını engeller ve kelimelerimi yolumu-yordamımı tıkar
yapmadıklarına bir baksınalr ve yapamaycaklarına ve olmayacaklara
özgür engellerle bile dost desteği olmadan istediğim doğaç dürüstlükte ve esinde yazamam
neyi güdemeyeceklerini öğrenmeliler -özgürlüğün sesini ordan oraya götüremezsin ve o ve bu biçime sokamazdın..

sıfırdan başlayabilirim ve tanrı düşüncesini yüreklere vura vura ele alabilirim bunu biliyorum....
seslemlerimin vurduğu sözcüler tanrılarını kayalıklardan itecek
----


Tanrının varlığını ortaya koyan nedir?
Vahiy
Bir insanın iddiası,
Tarihin toplumun ve insan gerçeğinin topluca bir iddiası
Dinsel metinler ve Mitler
Peygamberler olarak tanrıyı duyduğu söylenen insanlar ve onların yazdığı ya da onlara tanrı varlığının yazdırmış olabileceği söylenen kitap ve metinler

-Kökensel Olgu Çözümlemesi-

onu ben ortaya koymadım. bana toplum verdi. bu düşünceyi toplumumdan emdim...

Yaralar çiziklerse kolayca iyileşebililyor. Derin yaralarla ve yarıklarla yaşamaya alışmış olanlarımız ya da geç iyileşebileceklerimiz daha fazlasını sentezlemesini yazacak..

Tanrı varlığı dolaylı olarak vahiy ve diğerlerinin, toplumun bir iddiası ve öyle demesi ve kabul ettiği olgusu üzerinden sunuluyor ve ortaya konuyor. Yani aslında bireysel bir tanrı varlığı inancı ortaya koymuyoruz. Toplum tarafından yapılan bir aşılamayı, empoze ve kitlesel bir kafakarışıklığı ve maipülasyonu bireysel düzeyde dillendiriyoruz

-İnceleme-

Tanrı İle İlgili Araştırmalar-Düşünmeler
Tanrı ile İlgili Felsefi Düşünsel, Mantıksal Sorgulamalar
Ve Dinsel Tanrıdan denilen Kitapların İncelenmesi

Kitapların incelenmesi bir kere kendi içinde çelişik bir durum.
Eğer o kitapları tanrı yazdırmamışsa? Kitapları yazdıranın tanrı olmadığını bularak sanırım kişisel bir tanrı varlığını kolayca reddedemezdik. Bunun için felsefi, düşünsel ve mantıksal ya da bilimsel-bilgisel argümanlar kullanmalıydık

Muhammed yazıyoruz ve önüne hazret ekleniyor. o hazreti biz yazmadık
Ben Muhammed-in önüne hazret yazmadım
ben kendimin ya da bir başkasının önüne de hazret mazret yazmadım

--
Giyojen kadar susabilirim
ya da söylediklerimi öyle değil de böyle ve sizin işinize geleceği gibi söylememi istiyorsanız bunu yapmayacağım...

Bu yüzden ya içerik doğal-dürüst kendini oluşturacak ve akacak ve bu dürüst bir yazım yönü arayacak ve sürdürecek. Eğer bu olamazsa bu foruma artan küskünlüğüm ve yazma sancım ve sizlere ve tüm dostlara ulaşma sancım ya da burda toparlayamadığım geçmiş adım ve yazcılığım arasında bir seçim yapacağım ve bu küskünlüğü yaratanlar ödevlensinler...

Ben serbest bir doğaç yazımcı ve esinciyim. çalakalem tutarım ve aklıma bakarım hislerime bakarım... sesi ve suskunluğu dinlerim ve öyle yazarım...

yüzden bu alanın bir giyojen gibi, karalama kutusu gibi doğal serbest alan görülerek oldukça serbest bırakılması dileğim ve umuduyla. isterseniz bunları oraya taşıyabilirim ve adı yok bir boşluğa düşünmeme sessizliğinde imleyebilirim..

Bu yazım -eğer yazarsak ve açılırsak- tanrı düşüncenizi ve inancınızı bir kımıldatmayı ve sancılatmayı ve onun biçimselliğini size göstermeyi hatta tarının yücesini, yenisini ve aşkınını doğurmatayı hedeflemektedir bu yüzden hiç ...

Sert bir didaktiğe girişmek istemiyoruz! Her türden söylem yolculuğunda biz yürüdük ve yazmak istediklerimizi mutlaka yazıp asmak istediklerimizi mutlaka astık ve her yer de ilgillilerin gözüne soktuk. Bunu burada ya da bu yüzyılda yapamazsak adı sanalmanik olmayanlar (başka yer ve zamanlarda ya da herhangi bir her yerde) yapacaktır..

Herhangi tür tersinden, tersten, saldırıdan ve saldırgandan ya da tanrıdan ve tanrısal varlıktan da bıkıp usanmıyor olacağız. Yeni şafaklarda bu sözlemlerin iyisi doğrulana kadar biz kendi sancımızdan doğurucağız ve vereceğiz...

tanrı-lar öldü-ler...

-didkatik us tutmadı

(Kesilmez-bozulmaz ve akışına bırakılırsa ya da doğal-dürüst katılım sunulursa ve tersi saçmalama ile anlamadan-dinlemeden bölünüp saptırılma uğraşına girilmezse ki bu yapılmazsa biliniz ki ellerinizden tanrılarınız kayıp gidebilecektir isterseniz bunu yapın
Siz değilse nesillerinizin çoraklığı sizi geleceklerde fasit düşünceliler olarak anacaklar..

buraya ritüelik bir anlamın ve karşısavcılık'ın bayrağı dikilmezse ve ille de tersi söylenmezse ve söylenmek için çırpınılmazsa ve tersisavcılık yeğin görülüp tutulup ille de bilmeyeceğimiz bir şeymiş gibi karşısavcılık kavgacılığıyla birlikte zaten biliyor olduklarımız gözümüze sokulursa ters irritasyonların yolu ve yöndemi aranırsa yazmadıklarımızın ve yazmadıklarımızın hesabını iç-dinamiğinizdeki bizi kovan ve kovalayanlara ve sözde özgürce deyip sonra yazdırmayanlara sorun

Kendi ses ve düşünce biçimlerinin burada esmesini isteyenler kuzey rüzgarına ve diğer rüzgarlara-rüzgarcılara esme imi savurmasınlar...

Bu post oluşmamış olursa bilin ki şimdiden onların/bunların yordamcılığı ve karşı savcılığı-saldırıcılığı ya da henüz bizi anlamazcılıkları ve paylaşmaz benimsemezcilikleri de işin içindedir

kurt gibi bu alanı bekleyenler
dalaşmış ve dalaşacak bir kurt gibi-bunu görüyoruz
kendilerine bir hırlasınlar!,

Duymadığınız söz günceleri var
İki şiir kitabı değil bu
İki şiir kitabı değil dilim ben/bendim...
dilimi her ortam da, kavga da budadım da geldim
al aşağı edemeyenler eristik savunmalarda ve kötü kovunçlarda...
Dilime keskinliğin özgüvencini ve yalkın ve perçin imini kuzey yorgunluğunda beledim ve çaktım
Dilimi özvatanımda doğurttum
Tanrısal esinlerden özgüvençli ve özgörkemli esinler ve meseller doğurduk (başka göklerde ve yerlerde..)
iç anlamlarda rüzgarlar savurduk-esmedi mi?
Bunların bir anlamı yok-insan kendine nesnedir/şeydir/nedendir...
biriyle yarışmak ya da bir şeyi geçmek gibi saçmalıklar?
biz birleşiyoruz

dilimi keskinleştirdim yamadım sıvadım da yüreklerden yeni yağmurlar topladım da geldim -gelcek için umarım...
Boş günlerimde her yerde ya da herhangibir yerde esincilik-yazımcılık tutabilirim

Ağır esinçlerden nurhan topladım geldim-sözetmeye geldim-kendim olan ve sen olandan
biz olandan sözetmeye geldik geliştik
varıştık.burdayız...

Hala bize karalama tahtası biçenler var. meydan seyrola

saptırılmazsa oldukça uzun ve sancılı ,dürüst yazılması umulan bir başlangıç için,
Biz bunu yapanları ve yapacak olanları ,çelmecileri ve onların çelmeciliğini bu işlerle ödevlendirdik..
postumu saptıracak saldırı ve müdahaleleriniz başka alanlardan sürdürün ve alıntılayıp taşıyın .Lütfen bağ ve ilinti kurmayan empati bağı taşımayan yargılamalarınızı biraz sonraya erteleyin ya da forumda başka bir alana alın. Eğer beni çöp çukuruna çekmek karalama alanına taşımak isteserniz ya da giyojene...giyojenin uykusu kadar sessiz olabilirim...
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
http://www.felsefe.net/149111-post92.html
Yukarıdaki linkleme de yaptığım açıklamalarla birlikte gereksiz ve lüzumsuz karalamalar olarak gördüğüm aşağıdaki içerik bu alana taşınmıştır..

Ama yine de şunu belirtmek isterim ki burada yazmaya kalktığımızda özellikle ,"Kasyopya" ve "Tanrı" gibi ifadeler kullandığımızda aldığımızı düşündüğümüz bir otonom bir karşılık ve tepki var.
Bu sanki yazdırmama istemi ,bunu bypasss etme ve resmi olarak burada temsilini istememe, görmeme -uzaklaştırma isteği gibi şeyleri ve duyguları da yansıtıyor gibi bize.. Sonuç olarak zorla bir şeyler yazmak ve diyebilmek noktasında kızışırsak ve birlikte tepkileşirsek te karşı tepkici en son "ee yaz bari" noktasına geliyor bunu da sevmiyoruz...
Sevgili ihaveanieda ya da sevgili Lefty ya da digital farketmez
Biz doğal dürüst serbest biçimde yazacaklarımızın sanki burada istenmeyceği, görülmek istenmeyeceği gibi bir izlenime kapılmak istemezdim. Tanrı ile ilgili bana yazılabilecek bütün karşı cümleleri, argümanları az-çok aşağı-yukarı ben biliyorum. Eski bir tanrıtanır ve teistim ben. bilmeyen var mı? bilmediğim bir şey söyleyecek olan var mı? yeni bir şey? akıl keyfiyet buyurmaya gerek var mı?. Kaldı ki ben Tanrı yolculuğu mu yapmışım ve serbest tanrı düşüncesi tutmuş barındırmışım geçmişte

Burada bazılarımız biliyoruz. Daha önce örneğin sn. evrensle-insan'a neredeyse post astırılmazdı. Yazımı A dan bahsederken altına B den bahseden şeyler yazılır. Asılmış bir yazımın altına ,kişiyi hedef alan şeyler saptırmalar yazılırdı kişi çileden çıkarılırdı. Bunun bir benzerini tam olaraka burada istenememe ya da belirli durumda belirli yazma ve belirli bir bir biçimde yazışma üzlubu örgüsü altında onaylanma durumu olarak ben de yakın olarak hissediyorum.. Ki gelen ya da gelecek olduğunu umduğum açık ay da örtülü tepkiyi de böyle aldım zaten..
Bu tip bezdiriciliği ve yaptırmazcılığ ıve ettirmezciliği onun refleksini ve nednelerini de anlıyoruz. İçerik yazan ve veren kişinin de kusurları olabilir. Empati yoksunluğu olabilir-duymazdan gelebilir. Kendi durumuna ve söyleyeceğine kapılmış ve takılmış olabilir. Kendini ç ok biliyor da sanabilir. Bırakın kendi haline diyoruz herkesi. Orda moderasyon var silebiliriz. Karşı tarnıcıc yazılnıca altıan bir tanrı bildirime vermek ve tanrı öyledir böyledir yok şöyledir geçek bir olumsuzluk. bu bir bilgi savaşı mı? kirletmesi mi ?Çoğumuzu diğerlerimizi kurtaracak mesihler gibi yazarız. Bunlardan biri de ben olabilirim. Bu anlamda topladığım tepki ve irritasyonun da bir oranda ve ölçüde farkındayım. ama doğal serbest varolmak-yadırganmamak, isteyeceği gibi yazmak..
Evet ben insanların verili tanrı düşüncesini sarsmak istiyordum. buna ihaveanieda da dahil çok tanrı seven Lefty de dahil. (ki buna tanrı düşüncesi diyorum -inanç değil ve ki buna ona verili diyorum onun sahip olduğu ve kendinden barındırıdığı anlamında değil bakın dikkat edin. toplum ve gerçeğin verileri ve algılatma ve yanılgılatmaları ve ilüzyonları)
ve ben yazarsam evet onların sert ve yalkın yenilmez-yıkılmaz ve değişmez sanacakları ve gerçek olacağını sanıyor olacakları tanrı düşünceleri de bilişim altında bir kuşatmaya uğrayabilirdi.. burdaki herhangi bir üyenin de .çünkü bilgileşmek denilen eylem bunu içerir ve başlangıçta şimdi sevgili ihaveanieda-nın arşın 8 boyutlu tanrı düşüncesi de benim gözlemim altında, ..

Tüm bunları çözmek istiyorum çünkü "tanrı" ve diğer şeyler hakkında diyeceklerim var ve bunu deme yolunu da arıyorum ve arıyor olmaya da devam edeceğim.. Ama bu alandaki kulak açma-açmama, kulak kabartma kabartmama ve bunlarır isteme istememe gibi bir ikileme takılıyoruz gibi hissediyoruz.

ve olması
Bu ve bunlar bizim kişisel özgün paranoyalarımız da olabilir...

Tuhaf olan şu ki bu sitede hiç kimsenin Tanrı ya da dinler aleyhinde yazdığı bir yazıya ya da eleştiriye karşı çıkmak adına saldırıda bulunmadım fakat ne yazarsam yazayım herkes alınganlık gösteriyor. Kendi görüşümü sunmaya çalışıyorum ama ya bağnazlıkla ya da yobazlıkla suçlanıyorum. Komik geliyor bu ifadeler çünkü yaşam tarzımda hiç böyle şeylere yer yok, insanların inançsız olmalarını bile anlayış ile karşılarım çünkü daha önce yazmıştım tekrar yazayım benim abim ve babam da bir atesit ve çoğu arkadaşım da öyle.

Sana tepki verdiğim konu ise Yunus Emre hakkında yazdığın cinsel içerikli ve anlamsız yorumlardı çünkü o yola çıkan için kadın ya da cinsellik bir anlam ifade etmez. Yunus Emre ve sevenlerine selam gönderme anlamında başlık açınca, girip iki cümle yazmak istemiştim fakat okuduklarım karşısında dehşete düşüp tabii ki çok ağır tepki verdim, kabul diyorum. Bu sitede bir de Mevlana'ya böyle saldırı olmuştu ve yine tepki vermiştim sonuçta sevmemek ayrı eleştirmek ayrı fakat ağır hakaret içeren cümleler kurmak çok ayrı.

http://www.felsefe.net/serbest-kursu/74218-sevene-gonule-yurege-saygi.html

Kasyopya hakkında yazdıklarını da kabul etmiyorum diye sen bana tepki vermiş hatta beni Kasyopya'nın yayılmasına engel olmaya çalışan bir görevli olmakla itham etmiştin.

Sonuç olarak ne istiyorsan yaz, karışmıyor ve tepki vermiyorum ama bir görüş yazınca da ortalığı birbirine katmayı bırakın artık, farklı görüşlere saygı duyun. Kısa ve anlaşılır yazılar yazmadığın için iyi hoş okuma şansım da olmuyor ama denk gelirsem ve varsa bir itirazım yazarım.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tuhaf olan şu ki bu sitede hiç kimsenin Tanrı ya da dinler aleyhinde yazdığı bir yazıya ya da eleştiriye karşı çıkmak adına saldırıda bulunmadım fakat ne yazarsam yazayım herkes alınganlık gösteriyor. Kendi görüşümü sunmaya çalışıyorum ama ya bağnazlıkla ya da yobazlıkla suçlanıyorum. Komik geliyor bu ifadeler çünkü yaşam tarzımda hiç böyle şeylere yer yok, insanların inançsız olmalarını bile anlayış ile karşılarım çünkü daha önce yazmıştım tekrar yazayım benim abim ve babam da bir atesit ve çoğu arkadaşım da öyle.

Sana tepki verdiğim konu ise Yunus Emre hakkında yazdığın cinsel içerikli ve anlamsız yorumlardı çünkü o yola çıkan için kadın ya da cinsellik bir anlam ifade etmez. Yunus Emre ve sevenlerine selam gönderme anlamında başlık açınca, girip iki cümle yazmak istemiştim fakat okuduklarım karşısında dehşete düşüp tabii ki çok ağır tepki verdim, kabul diyorum. Bu sitede bir de Mevlana'ya böyle saldırı olmuştu ve yine tepki vermiştim sonuçta sevmemek ayrı eleştirmek ayrı fakat ağır hakaret içeren cümleler kurmak çok ayrı.

http://www.felsefe.net/serbest-kursu/74218-sevene-gonule-yurege-saygi.html

Kasyopya hakkında yazdıklarını da kabul etmiyorum diye sen bana tepki vermiş hatta beni Kasyopya'nın yayılmasına engel olmaya çalışan bir görevli olmakla itham etmiştin.

Sonuç olarak ne istiyorsan yaz, karışmıyor ve tepki vermiyorum ama bir görüş yazınca da ortalığı birbirine katmayı bırakın artık, farklı görüşlere saygı duyun. Kısa ve anlaşılır yazılar yazmadığın için iyi hoş okuma şansım da olmuyor ama denk gelirsem ve varsa bir itirazım yazarım.

sevgiler ve saygılar...
http://www.felsefe.net/149119-post56.html

---------- Mesajlar Birleştirildi at 12:41 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:00 ----------


Sana tepki verdiğim konu ise Yunus Emre hakkında yazdığın cinsel içerikli ve anlamsız yorumlardı çünkü o yola çıkan için kadın ya da cinsellik bir anlam ifade etmez. Yunus Emre ve sevenlerine selam gönderme anlamında başlık açınca, girip iki cümle yazmak istemiştim fakat okuduklarım karşısında dehşete düşüp tabii ki çok ağır tepki verdim, kabul diyorum. Bu sitede bir de Mevlana'ya böyle saldırı olmuştu ve yine tepki vermiştim sonuçta sevmemek ayrı eleştirmek ayrı fakat ağır hakaret içeren cümleler kurmak çok ayrı.

http://www.felsefe.net/serbest-kursu/74218-sevene-gonule-yurege-saygi.html
.

ben yanlış anlamış olabilirim her neyse ama ve ben herşeyi yanlış anlamış olabilirim

Yunus konusuna gelince tamam darmadağınık, saçmasapan birden gelen/gelişen bir düşünce izini takip ederek, biraz da üzerine batmak için tuz, mıh ekleyip bir şeyler de söylemiş olabilirim..

bu postu bölecek mi bu arkadaş-bu yapı? -postumu yapıştırmayın/bölmeyin!

Ama Rumi denilenle ilgili benzer yorumu yine yaptım başka yerde...

Bunu bir kovuk sendromu, ruhsal olarak cenine ve kovuğa geri dönme ve sığınma, anne ceninine geri dönme benzeri cennetsi çocuksu hal arayışı olarak psikanilte ettik... büyümeye alışamamak ya da büyüyüpte büyüyememek çocukluk fiskasyonları

Evet koca tasavuuf'u ve tasavuvuf'u naşk a rayışını anne kucağı-baba şefkati arayışı vb. ve ve cenin sendorumuna indirgedik ve çözümledik...

ve çocuksu sevgi olarak yorumladık

Tasavvuf denilenin yine de anne ilgisi (annecil ilgi sevgi) baba sevgisi (sevgicil baba -eren dost ve yaren kimliği ve baba öykünmesi) ve cinsel kimlik ve kucak aramaktan yönleniyor-bahsediyor olabileceğini de yorumlamıştık.!

aşkın ceninsel sentez ve aşkın bir bütünleşme arzusu, aşkın ve sembiyotik bir bütünleşme arzusu ,ceninsel sentez-doyum
tamamen cenini çağrıştırıyor
bu da bize şu yorumu veriyor
kendi ayakları üzerinde duramama
bebekken yürüyememe-yürüme zorlukları
bebekken kalma, çocukken kalma büyümeme ,ilerletilememe ve anne sembiyozu
ve çocuksul sevgi ilgi isteği...
küçük kalma... ve büyümeye başak türlü öykünme!

çocuksu bahar, çocuksu cennet halinin ya da bebeksi ferahın tekrar yakalanması/kavuşulması hisleri yoğun
ya da baba kişisinin katılığı da efendiliği ya da tersi anne karşısında sönüklüğü ikilemi de olaiblir ve er denilenin tek ebevyn özellikle anne tarafından büyütülmes ive işlenmesi ilgisiz-sevgisiz soğuk baba ve tanrı arayışı (anne sıcaklığı denilen) bir denklem olabilir mi?
bunları sorduk..

ve anaç cinsel ilginin keşfi-ilgisi zorluğu ya da şefkat denilen akımın, bebeğin aldığı ilginin ve çocukluk bebeklik izlerinin hislerinin burda izleri var olmalı
anaç cinsel ilgiden çekinme korkma -baba yerine koyamama- anne yerine koyamama
kendini geçekleştirememe ve cinsel kimlik/ergenlik oturtamama..
bunun çözüm difransiyelini de ele aldık/sunduk

o dergah denile nyerlerde kadınsızca oğlan ergen-genç toplumu ,genç oğlan toplumu ve feromonlar
hepsi bir aradalar
arılara bakın

kadın olmadan sevgiye ,ilgiye ulaşmaya çalışıyorlar, bunlar hep sembolizmalar
tanrı diye hayali bir özde ile bunu yapıyorlar ve bu tanrı oldukça kadınsı olmalı ve oldurulmalı çünkü
ya da kadına erişmek için tanrıya-kıza erişmek için tanrıyı, kullanıyorlar
tanrı babacıl da olabilir
sekse erişmek için büyüğe ..cinsel çekim öznesine cazip görünmek için_kadına erişememe..
aynı yola çıktık...

kendini suçlamadan cinselliğe erişmek ve isteyeceği ya da arzulayacağı ve arzuladığı cinsel özneye erişebilmek ya da çekici gelebilmek için tanrıyı kullanmak, bunun nasıl isteneceğini öğrenmek, ona erişmek için tanrıya erişmek, kendisini beğenip beğenmeyeceğini öğrenmek vb. hisler..
bir karşı cinse, kadına ve karşı cins eşey bireyine erişmek için
saplantılı çocukluk aşkları vb. ya da cins-eşey, kadınlık ve erkeklik kimliklerinin cinsel kimliklerin gelişimi sorunları

Yunus emre postuma bir bakıcağım ve açıksa düzen gireceğim gerekirse

Ve sanmıyorum ki hiç- kimse Rumi denilene de benim kadar -dostça- kadar giydirmemiştir...

Yunus'u seviyorum- çok seviyorum tarihsel bir kişilik olarak
ben Yunus'u yere göğe koyamam..

---------- Mesajlar Birleştirildi at 12:59 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 12:41 ----------

post yeniden düzenlenip işleneceği için hiç bir şeyi silmeme-kaybetmeme ve yitirmeme mantığı ile yinelenmiş ve buraya kopyalanmıştır...

Burdan taşınmıştır...
http://www.felsefe.net/144948-post3.html

....

- S: (L) Yani bu sadece bir döngü.
C: Hayır, asıl noktayı kaçırıyorsun. Evrimsel olarak alçalma diye birşey yoktur. Tüm deneyimler (öğreniler ve anlamalarla) dopdoludur. Sizin yoğunluğunuzdaki pek çoklarının bu "üstünlük / alçaklık" merakını aşması gerekiyor.

C: Sizin ortamınızdaki pek çoklarının, üst varlık/alt varlık-üstteki varlık aşağı varlık-varoluş vb. söylemlerini (öyle anlamayı) bırakması gerekiyor

Tekamül ve değişim anlayışını bir makamlaşma (yanlış anlaşılmış bir ilerileşme ve yukarılaşma) (yanlış anlaşılmış bir seçkinci makam yükselme-yükseliş) olarak görme ve seçkinlenmiş (sıralanmış yükselme ve yükseğe sırası gelmek-sıraya girmek vb.) olarak tanımlama-tanıtımlama görmeyi -biz- bıraktık..
-işçinin müdür olması-
işçi olmak cazip

bazı kavrayışlarımız berbat
bazen hiç eleştiri almıyoruz
mertebe mürtebe hepsi derttepe-zortepe

mertebeyi -kelimeyi düşünürken -etkin- şunu buldum
kelime bana merdiven ve meridyen gibi çağrışmalar sundu
bunu düşündüm

makam/kast anlayışlarımız dünyaya uygun ve sert -katı "varlık algımız" bu alamda biraz --
yani esnek şeylerde var aslında

sırası gelince baba olmanın söylemi daha bir mertebe (babalık mertebesi diye bir mertebeden sözedersek bu çok çelişik)
-(tekamül yükselme ve mertep-e olgunluktur eğer varsa)
olgunlukta ikilem bulunmaz pek _olgunluk sayılır

olganmak ve olgunmak -olgunlaşma ve olmak diye bir şey eğer varsa yatarak sirke ve üzüm
ya da elma gibi dalda duraraksa ya da yerde pişerekse her neyse
bu yüzden zamanı gelmek
biz zorr-ay-ı al'a mertebe bulamadık --düzlemde düz herkes aynı eşit yerde ,, varlığın düzlemi var
yörüngede yatay ölçersek herkes aynı düzeyde
aya gidenler yukarı ve yukarı gidenlerde yukarı çıkmadılar -

şöyle ki;
bizce, varlık ileri devinmiyor -*artık
ileri diye bir yere giderek varlık devinmiyor
ve ileri diye bir tümseğe tırmanarak ve çıkınarak varlık devinmiyor
varlık ileri ve tümsek aşmıyor;
varlık ileri öte devinmiyor
varlık yukarı diye bir yere tümseğe tırmanarak ilerlemiyor ve devinmiyor
-boşlukta yüzüyor dengeyle ve dönümlerle
varlık aşağıdan yukarı gitmiyor-yer böyle değil

varlık-kendi- -özgün- içinde yoğruluyor ...ileri ve yukarı çıkışlar bunun içinde batmalardır-çökmelerdir-doğmalardır-olmalardır.../dönmelerdir...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 13:21 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 12:46 ----------

makamı bir yörünge (dönelimli) -olarak- düşünmeye ne dersiniz?
diğer bir benzetmede ve örneklemde ise makam bir ses aralığı ses düzeni ve dizgesi olarak tanımlanır
makam/mugam musiki bir müzik törevidir- söyleşidir
bir işi düzenle dizgeyle yapma- arabesk tavır- (daha çok) tutumlu tavırlı söyleme ve davranış (dizgelenmiş-düzgelenmiş iş düzen-dizeyi) anlatır
özgür devinimler çapraz yıkımlara gebe
makamsız söyleyişlerde perde dar)))))
klasikte seviyoruz biz -bazen - ama

---------- Mesajlar Birleştirildi at 13:55 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 13:21 ----------

Yukarıdaki ifade "Ariflik" makamı içindir, bu mertebeye erişemeyenleri kapsamaz.

"Budur Çalab'ın buyruğu; tutun oruç, kılın namaz."
Yunus Emre Divanı - Mustafa Tatçı

Yunus Emre diye bilinen kişi aslında Taptuk Yunus'dur ve 13. yy'da yaşamıştır fakat hakkında çok az bilgi vardır çünkü "hiçlik" makamını temsilen, "sır" olmak istemiştir.
"Yunus" bir makamdır, oraya ulaşan her derviş "Yunus" diye anılır. Nefsini bilen değil silen bir derviştir, yokluk içinde yaşamıştır öyle ki Hacı Bektaş Veli'nin yanına giderken, saygısından eli boş gitmemek için yoldan topladığı alıçları götürmüştür. Tüm yaşamı zorluk içinde geçmiştir.

söyledikleriniz karmaşık -özellikli
"kişiye özel" ,kişinin ilgisine yönelik, anlatımına yönelik, duruyor

sır olmak, hiçlik makamı ,yunusun bir makam olması?
özneye ait-
---
Aslında anlatmak istenilen Yunus diye sayılanın ve sevilenin, hem iyiliğini/doğruluğunu ve bilgeliğini onaylamak, hem de onun dini söylemi esneten-gevşeten söylemleri için dine karşı toz kondurmamak
yani dini de zedelememek onarması adı altında yeni gelceklere feraset ve sevgi
içinde Yunus u dinden-bizden saymak bunu demiştir ama derkende bu şu anlama geliyor önermesi
Bu şu anlam geliyor. Biri bunu okuyup Yunus dinsiz diyebilir Yunus'u koruyorsunuz
İkincisi Yunus gibi bir bilge sayılan sevilen bunu dedi diye niyaz -bizden- oruç düşmez hem onun bildiği vardır- sevilen insandır demek istiyorsunuz -bunu demek istiyorsunuz
Yani biz Yunus'u sayıyoruz ama onu bildiğimiz gibi biliyoruz inanıyoruz

biz Yunus diye bir adamı seviyoruz .onaylıyoruz. o din hakkında ibadet hakkında aşka cezbeye gelip öyle okunduğu gibi anlama gelecek ya da gelmemesi gereken şeylerde söylemiş olabilir ama o öyle değil- şöyle demek istemiştir --o aşka gelmiş ,meşke gelmiş
ya da ileri gidenlerin özgürü vardır
dinde ileri gidenlerin
yani ariflik ya da fenafillah gibi bir makam sayılana gidersen/olursan sen zaten uçmuşsun-yanmışsın ve aşmışsın anmaz niyaza ihtiyacın kalmaz- gönlün kılar taat namaz

Yunus ta bizim dinde bizim diyorsunuz-bunu anlamayı deneyeceğim

Siz yunus adına günah çıkarıyorsunuz-tam mertebesi bu sonucun
yaptığınız şey tanrıya yunus'u bağışlaması/anlaması için aracılık

Yunus sevilen ve sayılan -ilgi görmüş- bir insandır bunu anlıyorum

Yunus'un vicdanının
Eğer Yunus kardeşiniz olsaydı ve tanrı diretmiş öfkeli bir baba olsaydı-Bi kaç tık vicdan yunus'u ona savunurdunuz ama baba yıkmazdınız
Ya da Yunusu eleştiren bir yakınınıza onu savunurdunuz

yunus babaya ataya büyüğe karşı gelmez/durmaz bi adam_ yunus saygılı ve sevgili_efendi adam
Yunus kendi yıkar incitmez bi adam- Yunus imgesi böyle sanıyorum

--
Yunus şöyle yapalım
Amerikan filmleri ,Çin gibi bir devam filmi
mütevazi bir adamken çocukları ve karısı öldürülünce Pers düşer -dağılır-hallacır
Sonra içindeki öfkesiz intikam almayı ve anlamayı bulur

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:08 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 13:55 ----------

Yunus.a cehennem kötü hayat biçmiyorsunuz öyle anlıyorum
Yunus sızdırırsa;

Yunus su pınarına durmuş su aşırıyor-niye bilgi onlarda?
Yunus sevginiz burdan geliyor

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:10 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:08 ----------

Yunus tanrıların evini -gerdeğini ve yatak odasını gizleyen bir çocuk
Yunus'a görev vermişsiniz annemle babam ne yapıyor kapı aralığından bak diye
bilgi kilitleri orda
Ya da Yunus ordaymış tesadüfen
Yunus sezgilenmiş
Yunus mistik*-Yunus maruz kalmış
Yunus'tan gizlenmiş Yunus adama sayılmamış -büyüğe sayılmamış-makam verilmemiş Yunus

niye bize bu yaşam maruz görüyorlar- niye bize bu kaderi
sevilgen çocuk baba arıyor;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:16 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:10 ----------

Bir kadının gerdeğine, girdeğine-gördeğine ve sevgisine (erkekliğine-erillikli) ve erdeğine (baba) girme fırsatı sırrı aranılan

rahiplenilmiş izlenim-anne sevgisi-çocuksu gözlenim ve izlenim
kadın sırları /cinsel doğa karmaşası;
hep burda yatıyor
bu enerji tokuşmasında;
erillik ışkını;

er'e sayılma ya da tersi
büyümemiş erkeklik/erillik yada erilsi dişilik ya da çocuksu kişilik; ikisi bir arada

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:19 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:16 ----------

"yunus'a tanrı cehennem önerse ne yapardınız?"

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:25 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:19 ----------

Yunus, korkak, çekinik-değersiz ve pısırık ve çekinik diye eleştirilse ve ahaliden kıymet görmese sözlemleri değer bulur mu?

Yunus kendini ispatlamak mı istiyor -kime? kendine mi?

Yunus kime sesleniyor-
kime? -yüz- dönelmiş-; kime ve neye

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:27 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:25 ----------

kadın/anne/özne/x-bilinemyen tarafında sevilmeme ya da oanylanmama yaşantısı-birinin ilgisini arıyor-
onay görme yaşantısı ve bülbül biri için ötüyor
bu tuhaf ve garip
Yunus bülbülünün şakıyışını biz hala duyuyoruz
duyan duydu mu bari

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:34 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:27 ----------

kadınlarında tabuları vardır-bu konu baştan aşağı eril dişil karmaşa -anlamsızlık/özellik-taşıyor
kapatalım/böyle anlıyoruz--

Yunus'u çekici bi tip olarak düşünmessin /Yani kadınlar Yunus' bayılmaz-derviştir adam
hırsızlar ve ayyaşlarla yatarlar ve gün ederler- Yunus bunu anlamaz
-ya da tersi zina ve seks -seksin ayıplanması -köşelenmesi ve kötülenmesi kadın parlaklığı ve -kadın konumlanması
kadına seks konduramama-incitme feraseti
zina izninin feraseti? birilerinini izin ve icazeti mi?
kadınların seçiciliğini /anne benliğinin ve kadın kimliğini niceliği
-
buram buram bunlar kokuyor yunus hikayesi -baştan aşağı; çocuk benlik -hür benlik

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:34 ----------

Yunus bir kadınla boğa gibi sevişmeliydi ve vuruşmalıydı öyle anlıyoruz ve tanrılar onu izlemiyor olacaklardı öyle anlıyoruz
yani değerlendirmiyor olacaklardı
yani makamlı seks değil düzeni bozuk vuruşuk seks öyle anlıyoruz bu hikaye

-
yunus bir adamla dövüşmeliydi
Yunus birine bağırmalıydı
içki içmeliydi;
Yunus birini incitmeliydi ve öfkesinin kanına tadına da bakmalıydı
innecil anneden alınmış yumuşak karın ya da belki benzeri yumuşaklık öyle anlıyoruz

Yunus Mozart değildi sonuçta ve Anadolu da köy oğlanı doğdu

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:42 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:40 ----------

yunus konusu fazla cinsel ve öznel çekim içeriyor
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
tam olarak 8 ayrı facebook grubundan paylaşım denenmiştir.. özgürlüké!!!!
------

S: (L) Daha açık, lütfen.
C: Sizin ölçümünüzle 7000 yıl önce sizler bir çölde yada büyük bir ormanda yaşıyorken, bu sürüngen
"ahbaplar" gümüşi nesneler içinde gökyüzünden inip binlerce yıl sonrasından teknoloji harikaları gösterip,
bir de tüm bunların üstüne, size kalkülüs, geometri ve astrofizik öğretseler, etkileyici olmaz mıydı?!?

S: (L) Aslında olan bu muydu?
C: Evet.

S: (L) Kertişler (bu sürüngen ahbaplar) gezegenimizin yönetimini devralmayı mı planlıyorlar?
C: Evet.

S: (L) Sodom ve Gomorra (Ad Kavmi) ve civardaki diğer şehirler nasıl yıkıldı? Ve kim tarafından?
C: Nükleer; EM etki. Kim olacak?
S: (L) Kertişler mi?
C: Evet.
S: (L) Neden?
C: Korku ve itaat aşılamak için.
S: (L) Sodom ve Gomorralılar gerçekte kötü değiller miydi?
C: Bu tarihin bir aldatmacası.

Kertişler ve sürüngen ahbaplar olarak bu metinde sözedilenler, din ve mitolojik kayıtlarda genellikle Rab olarak adı geçen varlıktır ve uygarlıktır...

-Kasyopya Deneyi Verileri-

Kasyopya Deneyi verileri eski Kutsal ,dini kitaplar benzeri olarak güncel bir veridir/toparlamadır ve kitaptır
Kasyopya Deneyi yeni yüzyılın güncel kutsal kitabı gibi, mitolojik verilerin güncel çözümlemesi gibi bir içeriktir
Tarihi çağın kutsal/dinsel/mitolojik/bilimsel/bilgisel yeni bilgilendirme kitabı ve yepyeni içeriği ve hatta dini olmaya aday olan bir içerik gibidir..

ve aşağıdaki linklerden okunup indirilebilmektedir.





---------- Mesajlar Birleştirildi at 10:57 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 10:55 ----------

sessiz kalmayacakalaré!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!1
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
internet macerası o kadar çatışmalı geliyor ki/öyle bir hal aldı ki; sanırım bırakacağım ya da ara vermeyi deneyip bir diyet yapacağım buna...
yorulduk ey benzerim unutma bizi!!!
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Kıyamet alameti sayabiliriz galiba...

63 yaşındaki kadın mürekkep balığından hamile kaldı
Güney Kore'de gelen bir haber tıp dünyasını şoke etti. Aralarında mürekkep balığının da bulunduğu çiğ deniz ürünlerini tüketen 63 yaşındaki kadının ağzında, mürekkep balığından salınan ve canlı kalan spermler döllendi.

DİLİNE VE DİŞ ETLERİNE YERLEŞMİŞLER

Yapılan tespitin ardından kadının, iç organlarını yeterince temizlemeden mürekkep balığını tükettiği anlaşıldı.

Kadının ağzında canlı kalan spermatoforların yerleşmek için yumuşak bir doku aradığı ve bu sebeple dil ve diş etine yerleştiği sonucuna ulaşıldı.

Tuhaf gebelik vakası Journal of Parasitology dergisinde de yayınlandı.



balik.jpg
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Muhteşem bir defile:)
Madem defilede manken yasak, o zaman moda haftası da yapmayın, elbiseleri Drone'lar taşıyor, böyle saçmalık mı olur?



 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Porsche ilk elektrikli arabasına Türk ismi vermiş, oldukça ilginç.


Porsche 70. yaşını kutlamaya devam ediyor. Son olarak marka, Mission E konsept adıyla ortaya çıkarttığı elektrikle çalışan otomobilinin adını “Taycan” olarak duyurdu. Taycan’nın anlamı ise “canlı ve genç at” olarak geçiyor. Gelecek yıl seri üretime geçecek olan otomobil Porsche’nin ilk elektrikli spor otomobili olma özelliğini taşıyacak!

-Alıntı-
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst