Karalama Defteri

Sanalmanik, ozlemisiz seni azizim..

.@sanalmanik hoşgeldin )
Bazen; kavramsal düşünme ve bu yarıkontrollü serbest akışı ,ciddi ciddi her zihin aktiviten sonucunda yaptığını düşünüyorum da.Wooow diyesim geliyor..

gerçekten düşünüyorum ben nerelerdeydim ve nerelerdeyim ve nereler nere?
nereler nasıl ifade edilir ve olduğum-bulunduğum yer ve bir yerde olmak nedir? nasıl ifade edilir -bunu anlamak istiyorum
ve anlamlandırmak tabi ki

tabiki nerelerdeydin sorusu -fındık hasadımız var buralarda fındık mevsimi idi; bahçelerde idik;

-bi soru atarsınız ortaya ve herkes tekrar tekrar düşünmeye başlar
hani şu şey sorusu vardır?
adamın biri esnafa gitmiş ve 50 tl lik birşeyi sahte para ile almış ve üstede para almış; Esnafta da para yokmuş ve adamın esnafa verdiği -sahte- parayı da komşu da- komşu esnafta- bozdurmuş;
sonra ertesi gün -yarın- esnaf komşu gelmiş para sahte demiş
Buralarda neler oluyor kimin cebinden ne çıkmış gibi sorular?
şimdi düşünür düşünür tekrar düşünür işin içinden çıkamazsın ya da sonucu bulsan bile asla emin olamazsın? -herkes farklı bi cevap verir ve de ? matematik profesörleri bile hatta -emin olun -düşünmeyin bunu
öyle değil böyle miydi gibi

benim için nerelerdeydin sorusu -gibi sorular - böyle ??
sanırım -ben de bilmiyorum bunu -


1900 efsanesinden iki sahne-scene

-trust me!



and duel!



duel türkçe


---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:09 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 12:46 ----------

Parmenides' dönecek olursak; buradayım ve APOrmenides te de buradadaır

olduğum yerdeyim ve başka bir yer (de) olamam
olduğum yer kenidisidir ya da kendimdir; yer olarak yer ya da değil (yer olarak yer değil)
olduğum yer kendim olarak kendimdir ya da yer olarak yer

yer cinsinden yer yer olan bir başkalık mı? ve yer diye bir başkalık var mı?

-varlığın yer olması ve yerde olması üzerine düşünelim?
varlığın bir yerde olması üzerine bulunması; - kendinde bulunur ; kendi içindedir;
varlık varlık cinsinden olmayan başka bir şeyin içinde değilse?
kendi varlık alanı içindedir?
-bravo - eter derizcilere ; varlık eteri -kendisinin bu
yer bir alan mıdır? alan nedir?
kaplanılan alan
-neye göre? (başka bir alana göre olmayan alan ya da)
kaplanılan alan nedir?
kaplanılan yer -büyüklüğe göre ölçüm bu-kapalı uzaylar/alanlar için değil mi?
ya açık alansa ve sonsuzsa
başka bir büyüklüe ölçülemiyorsa ve kıyaslanamıyorsa ve başka bir alanla;
bingo -kendi içinde doğurmuştur ya da oluşturmuştur bunu -kavram/kavrama-kavramasal olarak-nitelik

"yer" bir nitelik-özyansıyım ya da dışyansıyım/dışayansıyım/belirtim-yansıtma,
belirtidir-
belirtmedir; tanıyım için

olduğum yer burasıdır ve ben buradan başka bir yere taşınanamam

-nature-

en azından şu hikayeyi ayrı yayımlamak istedim
bu yüzden affetmek-ten -affetmek başlığından taşıdım

--

Don Huan bir gün pazar'a gider -don huan bizim hikaye kahramanımız
hani şu on kitaplık, on serilik insan uzmanı-bilimci Castaneda'nın Kartal'ın Yolu kitabı serisinden

insan araya araya bulur
bir gün Castaneda isimli bu araştırmacı sanrı yapan bitkileri -mantarları- vb. merak eder ve düşer yollara bir araştıma-uzmanlaşma konusu için
ve hikayesini yazmaya başlar

hikayede başkahraman peyote isimli bir mantardır-mescalin içerir,
Sanrı yapan-türeten bu mantarın ve onun etkilerini peşindedir Castaneda
ve ona, (Castaneda'ya) bunu bilse bilse Don Huan bilir -anlatır derler. ona git
ve ona gider Castaneda ve (onu bulur) hikayemiz (buraya da taşınır) başlar

Don huan yaşlı bir Kızılderilirdir ya da yaşlı bir Kızılderili büyücüdür
-sürekli şarkı söyleyen ve gülen bu adam
-Don Huan da yıllarca-yıllardır çırağını/şakirtini aramaktadır/beklemektedir sanki
ve bir usta çırak (anlatıcı-öğretici-bekleyici-beklenen şakirt) ilişkisi-anlatısı kurulur aralarında
ve başlarız hikayeye
-koyulurlar yollara ve hikayemiz de burada başlar

aradan saatler-zamanlar, sayfalar ve hikayeler (ve konular) geçer ve akar
biz hikayemize ve asıl konuya dönelim

Bir gün Don Huan kendi hayat hikayesini anlatmaya başlar
bu affetmek -bu küçük tiran hikayesinde

Don Huan bi köle çalışmaktadır bir çiftlikte
don huan elleri terli ve affetmemiş
ve affetmemiş don huan bizimle

bir çiftlik ağası var-kahyası, gaddar mı gaddar
don huan ve diğerlerine ve tümüne yapmadığını etmediğini bırakmayan bu adam bir tiran olarak tanımlanır ve bir küçük tirandır o -öğretici
öğretir çünkü kibri kini
öğretir kibri ve kini nasıl yöneteceğini yoksa nerden bileceksin

bi gün artık ölesiye dövülen don huan (film olur bundan dikakt edin!)
öldü sanılarak -diye- bir çöplüğe atılır her yeri yara bere içinde kan
ve orada hayatının gurusu ve velinimeti-öğreticisi -öğretmeni ile tanışır o da
o da yaşlı bir kızılderilidir ve yardım eder ona ve iyileştirir onu
yaralarını sarar yaşlı kızılderili büyücü telkinleriyle

sonra ne mi olur? (filmin sonunu bekleyin)

öğrenir yaşlı adamdan don huan, kibrin ve kinin nasıl yenileceğini ve bir usta olur
yüreğinde acı kalmaz-ateş kalmaz ve kin dökmez olur artık unutmuştur
artık hepsini ve herşeyi de
ve üstesinden de gelmiştir -yeni bir hayat -başka
artık bi dağ başında yaşlı bi köyde don huan -umarsızca yaşamaktadır da

ve bir gün bir saat gelir ve affetmeye karar verir düşünür nasıl affedeceğini de karar verir bu olanlara ve olacaklara da
-kini ve kibri de silmiştim der-ben de bitmişti de
bu hikayede don huan

-çiftliğe gidecektir yeniden, yaşlanmıştır artık onu kimse tanımayacaktır ve yaşlı azman rakibini de orada bulacaktır ve görecektir de
böylede olur hemen çalışmaya ve yola da koyulur ve çiftliğe girer de
yaşlı azman bekçi ve kovucuda orada çalışamaktadır hala ve onu bulmuştur da
işçilere de eziyet etmektedir ve etmeye de devam etmektedir hala
iyi ve yaşlı bir adam don huan, iyi ve yaşlı bir aziz kılığında evin hanımına yaranıyor ve bir dindar rolü oynuyor ve çiftliğin hanımıyla iyi geçiniyor ( -ona yaklaşmak-yakınlaşmak için -plan bu!)
-ayinler düzenliyor ve ne denilirse altta alıyor ve yapıyor
Oraya çiftliğe bir dindarhane -aynihane kuruyor ve bekliyor tam fırsatını ve anını
ve her şey yolunda

ve bir gün!,
tam saatini bekliyor işte! olayların pişmesini
ve bir gün tam saati geldiğinde
çıkıyor karşına adamın- ve gaddarın karşısına geçilip -kadının da/evin hanımınnın da huzurunda- gerçek bir sesle ve duruşla karşı çıkıyor ona ve onu öfkeden deliye döndürüyor, döndürecek sözler ediyor
kisme beklemiyor bunu ondan
kimse beklemiyor o adamdan bunu
yaşlı bir moruk-dindar kafa eğreti /ne denilirse yapan bir sığınakçı -bir adam bu anlıyor musunuz?
mosmor oluyor adam! elleri ve gözleri titriyor/parlıyor öfkeden deliye dönüyor
küçük düşüyor o kalabalığın öünde ve otoritesi oysa

bekliyorda bunu don huan
istiyorda onun hata yapması için
tam zamanında herkesin önünde onu küçük düşürerek yapıyor bunu -tam saatinde

adam peşinden koşmaya başlıyor tabi/gelmeye
hazır buna don huan -nereye kaçacağına kadar belli her şey
hazırlamış ve planlamış, sakince işliyor bu olanları hiç fire vermeden ve duygusal hataya da kıl payı bırakmadan sakince
atların ahırına gidiyor/koşuyor ve azgın bir atın ve azgın atların tepincesine sürüklüyor onu peşinden
öfkeden deliye dönmüşçesine koşan gözü görmeyen bu adamı
atların altına seriyor onu çiğnetmeye ve çiğnenmeye
öylede oluyor ve yeniyor yaşlı rakibini
ve çekip gidiyor don huan

ve bu bir intikam değil
ben intikam almamıştım -yüreğimde hiç bir şey hissetmiyordum- diyor don huan
-hiç bir intikam hevesim ve hırsım yoktu ben ölmüştüm ve o yaşıyordu ve bunu başkalarına da yapabiliyordu ve yapmaya da devam ediyordu
-ben yapmam gerekeni yaptım
hiç öfke duymadan
ve hiç intikam hırsı ve kin duymadan duygusuzca da olsa gidip onu alt ettim ve affettim!

şimdi bu hikaye de ne oldu;
televizyonu göstermeyen adam oldu
yani bu adamın hikayesini biz bilmeycektik ve bize ulaşmayacaktı
bir olay örgüsü bizi ona-onu bize taşıdı ve bu hikayesini bizlere ulaştırdı
başka olay örgüleriyle!

yani don huan hikayesinin aktarımını sağladı
en azından bu hikaye gerçekse! gerçek bir hikaye işte -filmlere konu da olur! gerisi hikaye!

affetmek?
affetmek affetmektir!

her neyse karalama defterine taşıdım
ya da yanıtımı zaten beğenemdim ya da zaten orijinal bir karalama oldu kendis,
-karaladım sadece ve bu durumda bir eskiz çöpe ya da hiçe giderken buraya düştü sadece

Genişletmek için tıkla ...

aslında yazmayı kestim sanıyordum oysa/ama -en azından bu konu için- bana batıyor cümleler

dijital' Alıntı:

Vazifeliler, planlar saçmalık demişsiniz de insanın bu dünyada bir başına kaderine terk edildiğini mi zannediyorsunuz? /QUOTE]

kaderine terkedilmek nedir açıklar mısınız? siz bu dünyanın ortasında yapayalnız bırakılmış/yalıtılmış ve varedilmiş varlıklarsınız
ya da biz
bu cümlenin ana kökü
ve bizim yardıma ve korunmaya ihtiyacımız var
-tanrı borçlusu ya da sürgünü bizler -

siz bu dünyanın ortasında yapayalnız varlıklar mısınız daha baştan
-tanrı kökü ile düşünüyorsunuz? ya da size öğretilenler-bilgilendirlenler ile ve bunlar bir yere varmayacak -bir yerde - -yine de genel yazım-

ya da kurtarılmayı bilgilendirmeyi ve yardımı bekleyenler (misiniz ki siz?)
-neden kendiniz de bi şeyler yapmıyorsunuz ve çözmüyorsunuz bunları -bu sorunları ve planları üstesinden de gelmiyorsunuz bunların ve kendinizle -sizdeki kişi ile- de yetinmyiorsunuz -sığarcığınız ve dağarcığınız ile
-sığarcığınız ve dağarcığınız yetmiyor mu size- dışarıdan bilgilendirilmeli misiniz siz?

hiç bir kurtarılma-yardım ya da bilgilnedirme biçimine ihtiyacınız yok -olmamalı
ve hiç bir koruma ve kollama ya da
bunlar zaten kendiliğinden işliyor/oluyor olmalı değil mi?
nizam nedir?
-kendiliğindenlik ve kendiliğinden işlerlik nedir ya da?

-bilgileriniz kendi bilgileriniz mi? onlara inanıyor ve güveniyor musunuz? onları yığdınız oysa mutlu musunuz?
onları size öğrettiler ve tuttunuz;
bu tutu-yığı işi ile tutumlu ve yığlı/yığılı
mutlu musunuz-ergin?

-bana bilgilerinizin kendi bilgileriniz (ilk elden-sevimli ve mutlu edici ve tatminkar gerçekten ve de) olduğunu söyleyebilir misiniz?
inan-ç-lı ve (inanlı) güvenli /ya da güvenilir-inanlır ve ikna edici mesela bilgiler
birileri bi şeylere bi şeyler yazıyor diye onlar bi şeyler olamaz ve bi şeyleri de açıklamaz-ilk elden bilmek diye bi şey var- lütfen?

--

kaderine terkedilmek-

Genişletmek için tıkla ...

te- nedir?

daha bu anlayışın altında ne var; bizler dünyaya atılmışlar-terkedilmişler miyiz? biz böyle bir şey mi söyledik ve ilettik-belirttik ya da
varlık yoksunu ve atığı -ayrığı olmak -biz böyle bir anlayış taşıyormuyuz ve öne sürdük mü?
ya da bağımsızı-içreği-bütünü

insanın bu dünyada kaderine terkedilmemesi için planlar mı gerekiyor
hem planlarda nedir? -kim yapar?neden?
ve planlı görev yapıcılar mesela
hem kaderine terketmek nedir? -ne olur sonunda onu -da- cevaplayın
yani insanı kaderine terletmezse ve terkederse varlık-sistem ne olur ve ne olmaz lütfen yanıtlayın ve düşünün

insanın bu dünyada kaderine terkedilmemesi için planlar mı gerekiyor ve planlı görev yapıcılar mesela
ve evren kendi kendine işlemiyor mu? kuralları ve nizamları yok mu? yokmuydu yasaları ve işleyişi-düzeni ve ayakta durmuyor mu? devinmiyor mu? ve işlerini oluşlarını çözmüyor mu ve yapmıyormu ki

dijital' Alıntı:

O zaman ölüm bir yok oluş sizin için ki ötesine inanmak istemiyorsunuz.

Genişletmek için tıkla ...

ölümün yokoluş olduğunu düşündüğümü ya da öne sürdüğümü de diyelim nerden çıakrdınız ve bir ölçü de öyle -hem evet hem hayır ama bundan kime ne!

ölümün ötesi ve berisiyle -de ilgili- -de- çok konuştuk sanıyorum

-yanıt vermek zorunda değilsiniz -tartışmayı bir yöne taşımaycaksa ve sorulara ?

siz evren olsanız arada görevlilier mi seçerdiniz ya da (oluşturur ve) tanrı olsanız bu yolla mı bilgilendirirdiniz milleti
seçiciler!?!

Genişletmek için tıkla ...

imgelem? -canlı-
imgelem üzerine eskiden yazardım?
imgelem üzerine -eskiden olsa- yazardım;
imgelem -etkin- üzerine çok yazdım da;

imgelem üzerine yazabilirim?
imgelem üzerine yazabilirdim

imgelem?!?

Midene düşen kelebeklere alışamadan, içine oturan öküze alışıyorsun ya, bu büyük bir haksızlık ve aslında o öküzün hep orada olduğunu bildiğin halde kelebekleri yeniden uyandırıyorsun ya, bu daha da büyük bir haksızlık ama sana mı, öküze mi, kelebeğe mi daha çözemedim.

Kesinlikle mideye zulüm bu

Yukarıdaki "Felsefe" Tabelası üstine!

burada felsefecilik yapılır demek oluyor bu-bulunur ya da

en azından yukarıda felsefe adı var
ve bilgi arayışı -sorgulama -yaşam sorgusu ve varlık (sorgusu da) çağrıştırıyor
ifade ediyor bu kavram

evet kahvehane ve bar farklıdır
ve evet A-kahvesi ve B- kahvesi de farklıdır
adı kahve olan ya da "a" "b" olan bir yer de farklıdır
ve evet briçte oynanabilir-dir kahve de
ve evet felsefe de yapılabilir-idr
ve adı felsefe olan bir kahve de kahve içilebilir-dir

ben ne yazacağımı da bilmiyorum ama -anlaşılmak isterim -kısadan

66 oynamak briç kulübüne ya da adı briç kulübü olan yere mi gidersiniz?
ve bir kart destesi isteyip-alıp bu da aynı şey deyip başlar mıyız? oynamaya

bu adın ağırlığı ve serinliği altında!-"felsefe"

en azından burada felsefe adının ve ufkunun bir serinliği ve temsili olmasını umuyoruz;
-kişilerin küsmesi ve gitmesi için değil bu! ve bana göre değil-bize göre ;

ve kişiler ne olursa olsun düşünce sistemleri ve çatışmaları ne olursa olsun,
bu külüpte ya da ad'da (ortak istemde ve amaçta uyuşma) birleşme umardık;
yani içerde felsefe yapılmasını-tabeleya uygun-uyarlı arayış

ve diğer çatışmaları dışarıda bırakmak buraya çekmemek
ve içerde yapılan şeyi yapmak -aramak-denemek- ismin temsil ettiği şey;
spor salonuna gitmek'in spor salonu yapması gibi;
düşünce salonuna gelmak ve buradaki eylem-düşünce
-bi yerin bir yer olması bu ve bi şeyin bi şey olması;

yani bilgi arayan ya da bilgileşmek isteyen insanlar burada ise
ya da geliyor-gelecek ise?
felsefe arayan-bulan insanlar burada ise ve insanlar buraya felsefe hakkında konuşmak ya da benzeri için geliyorlarsa ve uğruyorlarsa; biz nereye gidiyoruz ve ne yapmaya çalışıyoruz sorusu

çatışmalar için başka yerler var ve olmalı da;
-kavga etmek için bile dışarı çıkar insanlar-
bir dövüş kulübü ve sokak arası
,
buraya yazmak kadar okumak içinde ve söyleşmek ya da izlemek içinde geliyoruz;

-

eğer bir yerin tabelası A ise ve o şey;
yani bir "üretim fabrikası" girişte bu ad yazıyor ve bu tabela var ve içerde bilmem ne?

felsefe adına arayışları olanlar ve yaşam sorgusu/bunalımı çekenler örneğin ve saf ve doğal bi biçimde varlık bilgisi arayanlar ve ilgili

(yani spor salonu yazan bir yere girdik ve ??)

tanrısal düşüncelerle ve diğer istençlerle buraya gelen insanlar ve arkadaşlar ,ve geçmişimizin paydaşlığı

örneğin valrığı sorgulayan biri ile ; tanrı ile çelişmeleri yaşayan biri ile, bozuşmadan-bölüşmeden ve bölünmeden -yargılanıp/ötekileştirilmeden -eleştirip-itilmeden de- konuşmak

ile konuşurken biri araya girip bunu yargıladığında bu konuşma bölündüğünde
/ötekileştiğinde
ve ayrıksı fikirler araya girdiğinde -(buranın yeri bura değil ve bunuın yeri bura! bence-bizce)
-mesajlaşma ve üyeleşme dinamiği sürmüyor - üye çekme de
ve felsefe batmış gemi!


tanrı var mı? diye google da arayan insanlar var ve sorgulatıp birleşmek-dertlşemek isteyenler mesela ve diğerleri ile
aynı ortak paydayı ya da geçmişi paylaşanlar/paylaştıklarımız ile biz ve yaşam sorgusu paydaşlığı adına biz yine
; biz yaşam sorguları ve geçmişi-arayışları benzer olanlar-olanlarımız ile birleşmek/kalpleşmek ve de buluşmak adına da burdayız;
ya da söyleşmek-içleşmek ve dertleşmek
ve ortak anlayışı sunmak üzere burdayız
-bunlar keliemelerde çatışamalar olsa da ve düşünsel ifadeler de öyle-farklılıkalr olsa da
, ifade sistemlerinde ayrışamalar olsa da öyle ve bize ayrılıklar sunsa da bunlar öyle

ve bu çatışmaları ortak doğru arayışını temsil etmiyoruz

susmuş seslerden yapılma sesler ve yazamayan insanlar ve burada hiç olmamış-bulunmamışta (hatta bulunmayacakta bu gidişle) insanlar adına -biraz-cık felsefe

yani bi şey anlatamadıysam siz anlatın ve sen anlat -sen söyle bana da;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:24 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:31 ----------

çözülecek her bir düğüm -önceden- atılmıştır;
önceden düğüm olarak
atılmıştır

ve düğümler bi şeyleri tutması-bi arada tutması- bi yerde-şeyde tutması için atılmıştır

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:24 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:24 ----------

7 tane adım görmek sıkıcı ve bu boşluğu ben oluşturmadım-doğurmadım-benim bir sorunum mu var?
ben bir hiperyazıcı ya da hipergraf olabilir-d-im de ancak bu değil-sıkıcı! bu!

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:24 ----------

yapışkan folyo halleder?
herşeyi kaplar ve örter,
biz insanlar herşeyin üzerini başka şeylerle örteriz-güzelleştiririz!
başka desenli şeylerle-güzel şeylerle ve renklerle;
duvar kalıntıları; uzak kalıntıları ve yalnızcıklar ormanın-da ses içi/hiçi


--kaplarız üstünü hiçbişeyle ya da öfkeyle-nefretle
yada herşeyle;
herşey renkli boyayla ve orman ve yalnız-düş

tüm bu yalnızlıkları boyayla kaplamak ve yer kaplamak-yer içinde -yer

ve renkle kaplamak
ve yalnızlık rengi bi duvar ve yalnızlık rengi boyayla kaplı orman-da -düş

başklarını diğerle kaplamak-bu esintiyi kullanmak ve binlerce sözü yazmak ve binlerce sözden -başka- binlerce ses ve söz doğrumak ve içiçe sökmek/bükmek/dikmek- kelimeler çağrışıyor ormanda sadece

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:42 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:40 ----------

saat sabahın geçi iyice gecelerce

MFO'den gelsin ;

İnsan olmak yetmez, yetmiyor zaten.. Supermen Supermen olmak lazim bazeen..

süpermen berbat bi şey unutun gitsin-sendromu bile var-ben-de- yazdım bunu-; psikoloji alanında bağımsız imgelem




başka süperman karalamalarım da var ama karalama defteri uzar bu hikaye

süperman olmak kötü bi şey sonuçta -sınırlı sınırlılık

dünyayı kurtaran adam yazması yapması gibi türklerin bu hikaye aslında iyi bakınca -düşününce de
nerden girdim ben buna konu bu değil ki

süpermen olmamak lazım;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 03:10 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 02:31 ----------

yazmadan geçemeyeceğim -yine de- (bu aşırılık ya da ertiklikle)

süpermen gelişmiş bi itfaiyeci türüdür; insanlık tarihine-olaylarına müdahale (edip durur da) etmesi- manipülasyon yapması yasak olan (ya da) desteklenmeyen bu tür aslında
her olayıyla ve her eylemiyle de müdahale etmektedir?
ikincisi hiçte süper değildir; clark kent'in ondan üstün -insan- olduğuna dair değerlendirmeler ve yorumlarda mevcuttur

kötüleri kapatmasını ; ve bir düzleme hapsedip uzaya salmasını -ise- hala düşünürüm
bu kötü bi davranış;

insanlara kedi kurtarması aşılanır -kurtarma eylimi;
sınırlı kurtarmalılık
bu şeye benzer şuna;
tasarruftan bahsederken herkes su ve elektiriği açık bırakmaktan bahseder;
öteye gidemez-varamaz da
bu kadar sınırlılık
tasarruf anlayışımız bu kadar-la sınırlıdır ve kurtarma anlayışımızda bilinçli olarak bununla sınırlanır ve yardım anlayışımızda;
bu hassas olduğumuz bir konu idi; (geçmişte artık nedense?)

başkasının işini yapmak onu atıllaştırır; sürperman gelişmiş bir robot bir anti robot çeşidi
avlaşmamak içgüdüleri köreltir-kaçma dürtüsü-korunma saklanma dürtüsü
bunlar gelişemez yoksa-aslan işini de yapar yani bu arada; Aslandan av kurtarılmaz-günün cümlesi de bu olsun- Bu kurtarma değildir; Kurtulma -hiç- , - iş i -değildir -Bunu yeniden düşünün ve kendinzie acımayın önemli bir not geliyor;
siz sizsiniz
bunlar dünyada var ve dünyanın gerçekleri -dünya devinme acılamları ve terslikleri-işleri bunlar fazıl-(fuuzzla-fuzzle)

örneğin süpermen -o sürperlikle- bi matematik teoremi yazamaz-dünyadaki sorunları-akılcı yollarla-çözemez (matematik bilim felan geliştirmez) felan bunu uzatmaya gerek yok-anlaştık; keliemleri büyütmek koyunu -pardon konuyu büyütmyecek;

pardon kitap olur bu hemen başlayabilirsiniz;

inceleme konusu ve doktora şezi-bezi -doktorlar-a konusu-tezi; psizkoloji ve fizyoloji (bizyoloji) içinde tabi ki sosyoloji canım fizyoloji değil
sizkoloji ve bizyoloji değil bu

süpermen gelişmiş bi itfaiyeci türüdür;

dağdan koyun ve çobandan kese kurtarıcılar adına ben kimim?

-oramandan kereste kurtaran adam yazdı bunları kim ayzıcak ki!

-fazlasını geniş zamanda karaladık zaten her yere -hüper yazımda aç ayazda ve zuzayda hep birlikte kardeşle,
-düşünün ve bulun artık yanıtlar nedir?

bunlar-birleş-tiril-meyecek değil mi?

--

bu arada yazmaktan çok okumak için girerdim "tabut"a
eski hali bile yayımlanmıyor şimdi
bi not bırakmışlar-isteyenler istesin gibi

yada kafa dağıtmak-hatırlamak için girerdim
kelimelerin başkalığı üzerine -insanların başkalığı ve hoşluğu da canım tabi ki
az yazardım ya da yazmazdım ki beni aşardı görürdüm ayrı bir ton
yani orda en azından şiir değil istenç yayınlamalı-eylem yayınlamalı ya da gidip bir beğen okuma ve bulunma gibi haller de işte bilirsiniz bu komşudan alışveriş yapmak gibidir ya da mahalle bakkalı kapanmasın diye ya da zincirden işte alma gibi
köylünden al gibi

(girerdim-in devamı yukarıyı araya girdim-girmişim)
dünyanın başkalığı üzerine
ve sözcüklerin niceliği ve başkalığı üzerine denemeler-düş dünyası idi benim için- aquaparkım ya da lunaparkım ya da her neysem işte nette kapalı olan yani
benim gitmesemde ora benim
o köy bizim gibi dir işte
ya da orda bir yer vardır mavi gibi bu
kirlenmiş bir deniz

FELSEFE ADINA DUYDUĞUM yakınlığı/içtenliği yanıtladım eğer bizim değilse de ortam
ve felsefe adına hissettiğim bizimliği di o!
şimdi burda lunapark görmeyebilirim (o insanları da) ama felsefe adında gördüğüm ya da aradığım üzerine bu
bu mahal ve bu bi çeşit buna oynamaya gelenler ve görenlerle ilgili
ne buldukları -bulacakları da ile ilgili ve devamı da tabi
yani mülteciler buraya ortaasyadan kaçıyor anlayın sizonu doğudur orası da
denizde boğuluyorlar ve karaya vurmuş cesetler ve umuda yolculuk gibi
felsefe adında bir yolculuk var mı? insan arıyorum insan-

kendi aygıtını kuran insan-kendi şiirini yani mühendislik işi bu anlarsınız ve dışardan alırsınız-türke yaptırmazsınız mesela burda anlam yoktur
şey için yazdım lunaparkı hep birileri tasarlamıştır aletleri ve tüm fabrikaları ekipmanları mühendislik çalışması yapan uzman bir firma gibi ama başka
genelde yurtdışıdır ve ağ yapı neden biz üretemiyoruzculuk kompleks te ağdır

bu neden oluyor?

her ne kadar anlatamadımsa da
yani orhan afacan fabrika kurmaz-lunapark kurmaz ve de ve lunaparkta oynar ve lunapark herkes içindir ve lunaparktada herkes oynayabilir ama ağ kurmaya kalkmaz işi bu anlattığım da yukarda belirmeyen anlatı bu

-burda anlam kaymaları ve yalnızlıklarla başbaşa benden-
-hatırat-

orhan afacanlarla değil sorunumuz kendimizle bunu biliyoruz

Dün hayatının baş köşesinde duran, bugün herhangi bir köşesine ittiğin insanlara sadık kal demiyorum ama ben insanların birbirini yok saymalarına da tahammül edemiyorum. Aklına gelen ilk şeyi paylaşabileceğin kadar yakınında tuttuğun insanlara, bir anda hiç tanımıyormuş gibi davranabilmek meziyet midir acaba? Yılları önce beraber, sonra ayrı ayrı devirmiş olmaları hep düşman mı etmek zorunda insanları? ''Onca yol gelmişsin, otur dinlen.'' diyemeyecek kadar kuruttuk mu kalplerimizi? Nasıl ki ekmeğini paylaşıyorsun bir insanla, içindeki sevginin ucundan kırmak da aynı şeydir benim gözümde. Belki simalar unutulur, yeri gelir isimler bile unutulur, en sevdiği şarkı unutulur ama o ucundan kırıp da yanında götürsün diye avcuna koyduğun sevginin, birbirinizin içinde bıraktığı güzellikler unutulur mu? Okuduğum andan beri her yere işlemek istediğim bir söz var, işlediğimde oldu birkaç kere, şöyle diyor Rilke: ''Anılara sonuna kadar sadığımdır; insanlara hiçbir zaman öyle olmayacağım.'' Oturup düşünüyorum, evet sadık olamıyorduk birbirimize ama anıları silebilecek o özel güçler de verilmemişti henüz. Bazen sadece bir anının hatrına ufak bir tebessüm edebilmek, ne korktuğun gibi bağışlayıcı kılar ne de geçmişe seni bağımlı kılar. İnsanlara sadık kalın demiyorum, insanlığa kalın.

bunu ben daha önce de yazmış olmalıyım;
Nihat GEnç'in bir sözü: "Kafama giden bir şey bulamıyorum artık"-
kafanın içine girmek gibi bu-kafanın sindirmesi ve doyması da sanki;

Nihat Genç söyleşileri vardı bi ara modaydı
yani protest ve muhalif konuşmacı bulunamıyordu ya da azalmıştı sanırım ve gazı verip konuşturuyolardı bu adamı o kalan bu kanal gezerken
muhalif çünkü çakabiliyordu iktidara, sulandırarakta-ballandırarakta
bu aralarda (bu söyleşilerin birinde) geçti bu söz ve sanırım gaste okuyorum ve içi boş anlamında idi
yani eskiden okuyorum-okuyordum ve bir içerik vardı anlamında belki de

kafama gitmeyen söz yanlış anlaşılmasın
-yani bir çocuğun sözüde olabilir -içten merakı-basit öğreten/öğrenen, sorgulayan/sorgulatan -meraksı ya da uyanık ve acaba dedirten bi düşündürten
karmaşık cümleler yapılandırmakla ilgili değil
kafaya gitmek yani bu soslu tavuk sossuz tavuk farketmez

şimdi kafama gidecek bir şey bulamıyorum-ya da bulamıyorsam bulamadığımda

"statik ve sabit devinmece" "aynı robotları" "aynıların daimi ve devirdaimi" içinde ben sıkanıklık-

bir çocuk dedim yenidir ve özgündür sadece ve bir çarkın dişlisi olmadan önce yani düşünülmüş
ezberlenmeden düşünülmüş
ya da içten düşünülmüş-inanılmış ya da ifade edilmiş
zoraki ezberletilmiş ya da öğretilmiş-öğrenilmiş değil-aidiyet değil
bir amaca bağlanmadan hizmetsice
bir yortuya hizmet vermeden erken/önce/hemen

günübirlik aynı yaşamlar
üçyıl yazıyor okuyo kişi/kafa aynı yerde
bir adım öte tık yok beri yok bu nasıl devinmece

-büyü kev-küçük ev
-çarkın dişlisi-

kişi değişmediğini gelişmediğini hissediyorsa aynı sabitlerle gelişiyorsa ve güçleniyorsa -ellerindeki savları daha da güçlendiriyorsa;
deyneğine sopasına dayanak arıyorsa, bir de üste çivi çakıyorsa?
çivili kazıklara -sopalara gelesin bi de;

bi şeyin etrafında dönen bi şeyler bi şeyin etrafında döner
boş keliemleri yer değiştirmekle ilgisi yok bunun; nasıl söylediğinde önemli değil
boş kelimeleri yer değiştirmenin-ileriletmenin bi anlamı yok-ileri gitmek ileri gitmektir-bakmaktır
ileriyi ileri kelimelerle anlatmakla da ilgili de değil bu

sıradan insan ya da oradan insan buradan insan diye yazmıyorum bunu
ve düşünen insan diye de
öylesine kafaya gider giden işte ve giden var gitmeyen de var
bununla ilgili benim felsefem ve felsefe diyeceğim dediğim şey başka

kişi öğrenmiyorsa bana ne anlattıklarından;
takıntı üzerine kurulmuş yaşamlar ve sabit evler ve sabit düşünme evlerinde değişen eşyalar, kelimeler ve renkler adına
tavanları göçesice ve tabanları da göçesiceler

yamaç kayışı yapıyor ve ben izliyorum-seviyorsam izliyorum sadece ama
bilmiyorum bu sözü toparlayamadım ve bi yere de bağlayamadım da
-başka bir dünyadan sözediyorduk!
-sözler istediğim yere gelmedi ve anlam belirtmedi de bana
şu sabit dönmekle ilgili aslında ve sabitleri de döndermekle de ilgili idi bu!
bu sanırım şöyle beş yıl önce örümcekten korkuyordu ve beş yıl sonra bulduğunda gördüğünde ve tanıdığında hala örümcekten korkacak ve hiçbi şey değişmeyecek ama örümceklerin korkulacak ve korkulması gereken varlıklar oldukların da anlaşmış mıydık?

Melodram' Alıntı:

Dün hayatının baş köşesinde duran, bugün herhangi bir köşesine ittiğin insanlara sadık kal demiyorum ama ben insanların birbirini yok saymalarına da tahammül edemiyorum. Aklına gelen ilk şeyi paylaşabileceğin kadar yakınında tuttuğun insanlara, bir anda hiç tanımıyormuş gibi davranabilmek meziyet midir acaba? Yılları önce beraber, sonra ayrı ayrı devirmiş olmaları hep düşman mı etmek zorunda insanları? ''Onca yol gelmişsin, otur dinlen.'' diyemeyecek kadar kuruttuk mu kalplerimizi? Nasıl ki ekmeğini paylaşıyorsun bir insanla, içindeki sevginin ucundan kırmak da aynı şeydir benim gözümde. Belki simalar unutulur, yeri gelir isimler bile unutulur, en sevdiği şarkı unutulur ama o ucundan kırıp da yanında götürsün diye avcuna koyduğun sevginin, birbirinizin içinde bıraktığı güzellikler unutulur mu? Okuduğum andan beri her yere işlemek istediğim bir söz var, işlediğimde oldu birkaç kere, şöyle diyor Rilke: ''Anılara sonuna kadar sadığımdır; insanlara hiçbir zaman öyle olmayacağım.'' Oturup düşünüyorum, evet sadık olamıyorduk birbirimize ama anıları silebilecek o özel güçler de verilmemişti henüz. Bazen sadece bir anının hatrına ufak bir tebessüm edebilmek, ne korktuğun gibi bağışlayıcı kılar ne de geçmişe seni bağımlı kılar. İnsanlara sadık kalın demiyorum, insanlığa kalın.

Genişletmek için tıkla ...

İnsanlar zamanla çok değişiyor, hayatta değer verdikleri de değişiyor önceden sohbet etmekten zevk aldığı dostlarını bile bir gün gelir aramaz oluyor. Öncelikler değişiyor veya araya kırgınlıklar giriyor v.s. derken ber de bakmışsın ki baş köşedeki kişi bir anda hiç tanınmayan birisine dönüşüyor...

eğer insanlar hayvanalra seslenbilseydi ve de vahiy gönderebilseydi-birbirinizi yemeyin-yemeyi kesin ve bitki yiyin-tüketin derlerdi; ve tüm hayvanlara birleşmesini emrederdi-Örneğin antilopara -aslanlara karşı -birleşmesini emrederlerdi

---------- Mesajlar Birleştirildi at 17:42 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:34 ----------

aslanlar ineklerini ahırda yetiştirmezler tüm sorunlar bundan kaynaklanıyor;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 17:51 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:42 ----------

++
güç?
bi kere güç kavramının oluşturulabilmesi için güçsüzlük- (güçsüzler ve güçlüler) kavramlarının (ve çatışkılarının) oluşturulması gerekir ya da zorunludur da;

aslan olmazsa bütün hayvanlar temembelleşir-uyur

kaçma-korunma ve saklanma güdüleri körelir?

antilopu güçlendirmenin yolu da aslan yaratmaktır_?

-aslan antilopu güçlendirir

bu yalnızca tehlike karşısında korunma değil-hayvanın evrilmesini (ya da bilinçlenmesini-hızlanmasını-gelişmesini) istiyor musunuz?

-aslan tembeldir oysa aslanın tembelliği? tüm diğerlerini zinde tutar?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 17:52 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:51 ----------

yağ tulumu olmuş antiloplar düşünün
tıpkı fokk gibi

---------- Mesajlar Birleştirildi at 17:52 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:52 ----------

bi an düşünün

---------- Mesajlar Birleştirildi at 18:05 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:52 ----------

artık insanla yaşayan köpekler ısırmıyor
ve artık insanla yaşayan köpeklerde/kedilerde avlanmıyor;

balıkları kekle besleyebilirsiniz oysa köpeklere kek vermeye başladık

insan evcilleştirilmiştir- tıpkı diğer türler gibi ...
örneğin insanlar yaşayan diğer hayvanlar ve etoburlar ot yemeye ve insan artıkları -yemeye- insan ne yerse -yemeye zorlanıyor ve yiyorda;

artık kuyruğuna basıldığında bile ısırmayan köpekler-köpeklerimiz var!
insan türü olarak vardığımız son nokta bu!
umarım-z kek yapmayı öğretebiliriz onlara da

forum sessiz
hayatımda (game over dı bir nisan'ın ) saçmalaması kadar saçmalama
saçmalaması kadar saçma saçmalama ve kafaya girmez ses/saçmalama az işittimdir

---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:02 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:00 ----------

gazetecilik onurlu meslekti-
r
"r" nin düşüşü -gaztecilik onurlu meslekti
kimde? geçmişte -di

i nin ve t nin de düşüşleri ile
gazetecelik onurlu meselek olacak -olur-du- böylecilikle

geçmiş zaman -du di meselesi,
gazetecielik onurlu meslek - geniş zaman -zamansızdır

i ve t düşserse?

düşüş gözlemeniyor-cek te bekleyin yakın

kurbağanın ısıtılışı
sessizlik çağı banka hesapları ve angajmanlar
patronlar ve muhalifler bağımsız sesler ülkesi ve ordusu

---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:03 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:02 ----------

kurbağa belgeseli gibi şeyler

kalkışmayan kalkışma

kalkınmayan kalkınsızlar ve kalknıçlar ve kalkınçsızlar
kalkınmaya kalkınmayan- kalkmaya kalkınmayan kalkınçsızlar
kalkınçsız
kalkınmasız kalkınlılar-kalkınsızlar

yerde kalkınılmaz-yerler de
ama kalkınmak içinde yerde olmak gerekir

yerden ayağa doğru bir eylemdir kalkınma
yerden

kalkınken ve kalkınıkken zaten kalkınık olan kalkınık

düşük/düşkün kalkınır; düşmemiş kalkmadı -kaldaydı -kalkda

-söz defteri

-düşmeyen kalkmaz!

ayağa kalkmaya-ayakta olan -zaten- kalmaz

ne hacet yatmağa

yatan kalkar -kalkınır

yatmayan hiç kalmadı

kalkını kalkını inkini inkini

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:48 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:43 ----------

kalkınmanın karşıtı düşkün ya da yatkın dır
-yatkınık-yatık-yatan
yatıkta
yatan

kalkın karşıtı yatkın ya da düşkün
düşkünük-düşükte düşen

düşkün kalkar yatkın kalkınır

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:53 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:48 ----------

yatakta bunlar olur -yatakta olur meyve ya da hamgınlaşır
fazlası yatıkta bekler

-
inikmiş kalkınır canım inikmiş

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:54 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:53 ----------

-inikmişler kalkınır kalkınsın_bahçesiz-@

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:58 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:54 ----------

ama öyle olmaz kalkınıklar inikir;inikler

tam tersi

yok tekrar kaynatmadan kolay kolay kalkınmaz

-çalkanmadan

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:00 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:58 ----------

düşüncenin adı kalkınca olmalı insaoğlu kalkınca düşünsün bunları da

Bazen dusunmeden edemiyorum insanlar neden boyle neden haykirislara karsi duyarsiz tepkisiz ve bi o kadar da kor var olan seyleri gormemek icin gozlerini kapatmiyorlar bile baskalari onlarin yerine bunu yapiyor sonra diyorum Tanri herkese kullanmasi icin akil vermis iyiyle kotuyu ayirt edebilsin diye bundan yoksun olanlarin sucu ne ? Bunlara tepkisiz kalanlar Tanri nin bahsettigi bu mukafattan yoksun yoksa bu bir mukafat degil mi yoksa bu ayrim yetenegine sahip olanlarinda cezasi bu mu ? Bilmek iyi bir sey mi ? Tepki veriyor olmak gormemezlikten daha mi kotu bir sey ? Para etrafinda sekillenen olaylarin ve toplumlarin kultur bilinc ve bi o kadar da sosyal bilimlerden yoksun olan bu insanlarin gorememeleri fark edememeleri onlarin cezasi mi mukafati mi ?

sorumlulukları üzerimizden atmadan ve insan olmanın sayılırsa ayrıcalığını yaratabilmek için önce insanın farklılaşması sürecini irdelemeliyiz...