- Katılım
- 8 Ocak 2011
- Mesajlar
- 641
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 16
- Yaş
- 38
kader e bircok tanım getirmişsiniz ama ben hepsini okumadan bildigimi yazacagım konuya dahil olmak amacını güderek..cok sacma bi giriş oldu..
kader bir ilim türünden değerlendirilmelidir.bu ilimde uzman olan birinin fikrini isim vermeden verecegim ki okuyan sartlı okumasın merak edene ismi mesaj olarak verecegim
Esas itibarıyla, insan irâdesiyle kader arasında bir zıddiyet ve münâfât yoktur. İnsan irâdesiyle kader, omuz omuzadır. İnsanlar işledikleri sevaplarla cennete, günahlarla da cehenneme gitmeleri bir vak'a ise, bunların kader dilinde, Cenâb-ı Hak tarafından tasdik edilmesi, bir bakıma irâdelerinin teyit edilmesidir. Demek insanda, onu hayra, sevaba ve cennete sevk eden veya tamamen tersine, kötüye, günaha ve cehenneme yuvarlanmasına sebep olan bir güç var ki, takdire esas teşkil ediyor. İşte bu güç irâdedir. Ve bu irâdenin var olması Allah'ın takdirine mâni değildir.
Esasen bütün fiillerimiz için de böyle düşünebiliriz. Meselâ, elimizi kaldırmak istediğimizde, fizikî bir ârıza söz konusu değilse, elimizi kaldırabilir; konuşmak istediğimizde de konuşabiliriz. Bu fiilleri işlemeye muktedir oluşumuz bize birşeyi, yani bizde bir irâdenin oluşunu isbat eder. İster buna irâde, ister cüz'i ihtiyarî, isterse meşîet veya dileme deyin, netice değişmeyecektir. Mahiyetini bilmediğimiz bu şeyin varlığı her türlü isbat gayretinin üstünde, gün gibi ayândır.
İlâhî takdirin mânâsına gelince; sanki Cenâb-ı Hak, insana şöyle demektedir: 'Ben, şu zamanda, iradeni şu istikamette kullanacağını biliyorum. Onun için de senin hakkında bu işi o şekilde takdir buyuruyorum.' İşte bu, iradeyi teyit etmek demektir
Evet, eşyayı yaratan Allah'tır. Ancak insan iradesinin söz konusu olduğu yerde, yapılan takdirde, insan iradesinin hangi tarafa sarf edileceği Cenâb-ı Hak tarafından bilinmekte ve takdir ona göre yapılmaktadır. Öyle ise kader, insan iradesini teyit ediyor, iptal etmiyor. Yani, bir bakıma kader, insan iradesini de içine alıp kuşatıyor, ihata ediyor. Bu ise iradeyi teyit etmek demektir; iptal etmek, nefyetmek değildir...
daha önce baska bir münasebetle verdigim bir örnek ki bu da alıntıdır o orneği tekrar edelim
biz ankara dan istanbul a trenle gideceğiz .bunun icin gişeye gidip bir seyahat planı ya da seyahat hakkında bilgiler iceren bir broşur alıp inceliyoruz.brosurde yazan seyler icinden bizi ilgilendiren kısmına bakalım.trenimiz ankaradan istanbul a su kadar saatte su kadar duraga ugrayıp varacaktır .şimdi başlangıcta bu brosur neye göre hazırlanmıstır....
1-ya brosur yazılmıs sonra tren bu brosure uymaya zorlanmıs..ki bu pek makul değil yani brosurde tren istanbula 3 saatte varacak yazsa idi ve tren bu kabiliyete sahip degilse bunun mümkün olmayacagı acıktr o halde planı yazan ahmak olmalı
2-tren standartları biliniyordur ve ona göre bir plan cıkarılmıstır..iste hızlı trense su kadar saatte su hızda vs eski tren ise brosur de ona gore yazılacak ve trenin kapasitesi ,kabiliyetleri deger kazanmıs olacak yani tren zorlanmaya tabi degil
kader de burada 2.şık gibi düşünülürse dogru tanıma kavusur..insanın yapacaklarını zamandan mekandan ayrı olan Allah bilir ve bilgisi sınırsızdır bu sayede insanın secimleri ,kapasitesi, ilmi , herseyi ile yapacagı seyler bliniyor ve bu bir yere yazılıyor işte bu kader denen muamma..
kader bir ilim türünden değerlendirilmelidir.bu ilimde uzman olan birinin fikrini isim vermeden verecegim ki okuyan sartlı okumasın merak edene ismi mesaj olarak verecegim
Esas itibarıyla, insan irâdesiyle kader arasında bir zıddiyet ve münâfât yoktur. İnsan irâdesiyle kader, omuz omuzadır. İnsanlar işledikleri sevaplarla cennete, günahlarla da cehenneme gitmeleri bir vak'a ise, bunların kader dilinde, Cenâb-ı Hak tarafından tasdik edilmesi, bir bakıma irâdelerinin teyit edilmesidir. Demek insanda, onu hayra, sevaba ve cennete sevk eden veya tamamen tersine, kötüye, günaha ve cehenneme yuvarlanmasına sebep olan bir güç var ki, takdire esas teşkil ediyor. İşte bu güç irâdedir. Ve bu irâdenin var olması Allah'ın takdirine mâni değildir.
Esasen bütün fiillerimiz için de böyle düşünebiliriz. Meselâ, elimizi kaldırmak istediğimizde, fizikî bir ârıza söz konusu değilse, elimizi kaldırabilir; konuşmak istediğimizde de konuşabiliriz. Bu fiilleri işlemeye muktedir oluşumuz bize birşeyi, yani bizde bir irâdenin oluşunu isbat eder. İster buna irâde, ister cüz'i ihtiyarî, isterse meşîet veya dileme deyin, netice değişmeyecektir. Mahiyetini bilmediğimiz bu şeyin varlığı her türlü isbat gayretinin üstünde, gün gibi ayândır.
İlâhî takdirin mânâsına gelince; sanki Cenâb-ı Hak, insana şöyle demektedir: 'Ben, şu zamanda, iradeni şu istikamette kullanacağını biliyorum. Onun için de senin hakkında bu işi o şekilde takdir buyuruyorum.' İşte bu, iradeyi teyit etmek demektir
Evet, eşyayı yaratan Allah'tır. Ancak insan iradesinin söz konusu olduğu yerde, yapılan takdirde, insan iradesinin hangi tarafa sarf edileceği Cenâb-ı Hak tarafından bilinmekte ve takdir ona göre yapılmaktadır. Öyle ise kader, insan iradesini teyit ediyor, iptal etmiyor. Yani, bir bakıma kader, insan iradesini de içine alıp kuşatıyor, ihata ediyor. Bu ise iradeyi teyit etmek demektir; iptal etmek, nefyetmek değildir...
daha önce baska bir münasebetle verdigim bir örnek ki bu da alıntıdır o orneği tekrar edelim
biz ankara dan istanbul a trenle gideceğiz .bunun icin gişeye gidip bir seyahat planı ya da seyahat hakkında bilgiler iceren bir broşur alıp inceliyoruz.brosurde yazan seyler icinden bizi ilgilendiren kısmına bakalım.trenimiz ankaradan istanbul a su kadar saatte su kadar duraga ugrayıp varacaktır .şimdi başlangıcta bu brosur neye göre hazırlanmıstır....
1-ya brosur yazılmıs sonra tren bu brosure uymaya zorlanmıs..ki bu pek makul değil yani brosurde tren istanbula 3 saatte varacak yazsa idi ve tren bu kabiliyete sahip degilse bunun mümkün olmayacagı acıktr o halde planı yazan ahmak olmalı
2-tren standartları biliniyordur ve ona göre bir plan cıkarılmıstır..iste hızlı trense su kadar saatte su hızda vs eski tren ise brosur de ona gore yazılacak ve trenin kapasitesi ,kabiliyetleri deger kazanmıs olacak yani tren zorlanmaya tabi degil
kader de burada 2.şık gibi düşünülürse dogru tanıma kavusur..insanın yapacaklarını zamandan mekandan ayrı olan Allah bilir ve bilgisi sınırsızdır bu sayede insanın secimleri ,kapasitesi, ilmi , herseyi ile yapacagı seyler bliniyor ve bu bir yere yazılıyor işte bu kader denen muamma..