Islam Nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde I Harfinden Nedir? Başlıkları kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Islam Nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,780 kez görüntülenmiş, 65 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı I Harfinden Nedir? Başlıkları
Konu Başlığı Islam Nedir?
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan odun
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
beyinlerimiz farklı işlemiyor dostum,
sadece beyni işleten aklımız ve aklımızı kullanan zekamızın düzeyi farklı...

Fark, benim bir birey olarak beynimin isleyisine yon ve sorgulama uygulamam. Sonucta numenal yeti farkini ortaya cikaran, fenomen beyindir.

Eee, beyinler farkli olunca, farkli yonlendirilince; numenal yansimasi da farkli oluyor.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
beynin işleyişine yön ve sorgulama uygulayamazsın,
beynini sorgulama ile yönlendirdiğini sadece zannedersin...

"beyin" fenomen vs diye ifade edilemiyecek bir et parçasıdır,(aslında nöron denen özel yapıdan meydana gelmiş bir organdır,et parçası demek uygun düşmez...) fenomen olan beyin değil zeka dır ve zeka bir çok şekilde/seviyede adlandırılabilir,
yansımaların farklı olması beyinlerin farklı olmasından değil zekanın katsayısından kaynaklanır...

bilim insanı denilenler ile kahvehanelerde zaman öldürenlerin beyinleri arasında fark yoktur,
fark beyinleri işleten akıl ile onu kullanan zekadan kaynaklanır...

saygılar....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
beynin işleyişine yön ve sorgulama uygulayamazsın,
beynini sorgulama ile yönlendirdiğini sadece zannedersin...

"beyin" fenomen vs diye ifade edilemiyecek bir et parçasıdır,(aslında nöron denen özel yapıdan meydana gelmiş bir organdır,et parçası demek uygun düşmez...) fenomen olan beyin değil zeka dır ve zeka bir çok şekilde/seviyede adlandırılabilir,
yansımaların farklı olması beyinlerin farklı olmasından değil zekanın katsayısından kaynaklanır...

bilim insanı denilenler ile kahvehanelerde zaman öldürenlerin beyinleri arasında fark yoktur,
fark beyinleri işleten akıl ile onu kullanan zekadan kaynaklanır...

saygılar....

Bu konu disi son mesajin olsun, konu uzamasin diye yanit da vermiyorum.
 

leprechaun

Üye
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Verdigin bilgiler icin tesekkurler.

"Islamiyetin iddiasi" olarak en azindan basliga uymus. :)

Bahailik'in islam ile bir bagi yok mu?

Ayrica bu bahsettigin "sebetayizm" lideri, Osmanli tarafindan Selanik'e surulen, "gizli" yahudilik degil mi?
İslam ile bağı olsa bile bu onun bir din olduğu gerçeğini değiştirmez. İslamiyetin'in de Musevilik ile hatta ikisinin de Saabilikle bağı var. :)

Sebetayizm evet bahsettiğiniz tarih ve olay. ancak buna gizli Yahudilik demek imkansız. hatta kabala tarzında bile kabul edilemez. Sevi, kendini önce Mehdi ve resul sonra Tanrı ilan etmiş, Musa'nın on emiri gibi on sekiz emir yayınlamıştır.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Verdigin bilgiler icin tesekkurler.

"Islamiyetin iddiasi" olarak en azindan basliga uymus. :)

Bahailik'in islam ile bir bagi yok mu?

Ayrica bu bahsettigin "sebetayizm" lideri, Osmanli tarafindan Selanik'e surulen, "gizli" yahudilik degil mi?

Bahailik'in islam ile bir bagi yok mu?
islam ile ilgili hiç bir bağı yoktur...
Ayrica bu bahsettigin "sebetayizm" lideri, Osmanli tarafindan Selanik'e surulen, "gizli" yahudilik degil mi?
gizli yahudilik değil,müslümanların,müslüman görünen yahudiler eli ile yahudileştirilmesi çalışmasıdır...
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Benim anlamadigim sey her seyi bilimsel algilayan ve ideallerin dinlerin inanclarin yaraticinin bilimsel olmadigini soyleyen biri neden habire bu tur konulari acar ve uzerinde durmaya calisir? Tezatlik yok mu bu hususta? Bu birazda denizde yasayan bir baligi colde incelemek gibi olmuyor mu?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Benim anlamadigim sey her seyi bilimsel algilayan ve ideallerin dinlerin inanclarin yaraticinin bilimsel olmadigini soyleyen biri neden habire bu tur konulari acar ve uzerinde durmaya calisir? Tezatlik yok mu bu hususta? Bu birazda denizde yasayan bir baligi colde incelemek gibi olmuyor mu?

Konular kitleye aciliyor ve kitle olarak herkes insanoglunun en belirgin degerlerinden biri olan dini inanc konusunda da kendi dusunlerini dile getirerek, bu inancin daha detayli, ve genis anlamasini saglar.

Tabi burada konunun kisisel olarak alinmasi ve kisinin kendi ustune alinmasi boyle bir hassas konuda bilgi alisverisi yerine "inancima satasiliyor" algisini dogurabilir. Buradaki dusunce sorunu, inanci sahiplenmektir. Halbuki hic bir inanc kimsenin tekelinde degildir. Ortada bir onerilen inanc vardir, isteyen uygular isteyen uygulamaz. Ama bu inancin en azindan sorgulanmasi ve ne oldugu, neden ihtiyac duyuldugu v.s. konularinin ortaya konmasi; hem inanc hakkinda hem de bu inanc ile olan dusunce bagi hakkinda bilgi alis verisi olacaktir.

En azindan ben bu dusunce ile bu basligi actim.
 

öz/

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Ocak 2012
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konular kitleye aciliyor ve kitle olarak herkes insanoglunun en belirgin degerlerinden biri olan dini inanc konusunda da kendi dusunlerini dile getirerek, bu inancin daha detayli, ve genis anlamasini saglar.

bildiğiniz tek şey ile (sözde bilim ve metodu) her şeyi yargılamaya çalışamazsınız. alanınızda kalın diyeceğim ama kalamazsınız.kalabilseydiniz bende size bunları ve öncekileri yazmazdım.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bildiğiniz tek şey ile (sözde bilim ve metodu) her şeyi yargılamaya çalışamazsınız. alanınızda kalın diyeceğim ama kalamazsınız.kalabilseydiniz bende size bunları ve öncekileri yazmazdım.

Insanoglunun dusunce alani onemseme alani v.s. olabilse de, maalesef fenomen olarak tum alanlarla birlikte yasamak ve iliski kurmak durumundadir. Ayrica gelecek nesilleri de egitmek yetistirmek durumundadir.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Benim anlamadigim sey her seyi bilimsel algilayan ve ideallerin dinlerin inanclarin yaraticinin bilimsel olmadigini soyleyen biri neden habire bu tur konulari acar ve uzerinde durmaya calisir? Tezatlik yok mu bu hususta? Bu birazda denizde yasayan bir baligi colde incelemek gibi olmuyor mu?

"kuyruk acısı" deyişini dilimize katmış olan fıkrayı bilir misin?
hani yılan,insana demiş ya;"sen de evlat ben de kuyruk acısı var iken biz dost olamayız..." diye iş o misal...

Konular kitleye aciliyor ve kitle olarak herkes insanoglunun en belirgin degerlerinden biri olan dini inanc konusunda da kendi dusunlerini dile getirerek, bu inancin daha detayli, ve genis anlamasini saglar.

Tabi burada konunun kisisel olarak alinmasi ve kisinin kendi ustune alinmasi boyle bir hassas konuda bilgi alisverisi yerine "inancima satasiliyor" algisini dogurabilir. Buradaki dusunce sorunu, inanci sahiplenmektir. Halbuki hic bir inanc kimsenin tekelinde degildir. Ortada bir onerilen inanc vardir, isteyen uygular isteyen uygulamaz. Ama bu inancin en azindan sorgulanmasi ve ne oldugu, neden ihtiyac duyuldugu v.s. konularinin ortaya konmasi; hem inanc hakkinda hem de bu inanc ile olan dusunce bagi hakkinda bilgi alis verisi olacaktir.

En azindan ben bu dusunce ile bu basligi actim.

açtığın konuların ana fikri olan dinsel metinlerin orijinalleri hakkında tek kelime bilgi sahibi olmadan hemde...

Insanoglunun dusunce alani onemseme alani v.s. olabilse de, maalesef fenomen olarak tum alanlarla birlikte yasamak ve iliski kurmak durumundadir. Ayrica gelecek nesilleri de egitmek yetistirmek durumundadir.
dursun efendiler de bu amaçla bir sürü forum açıp senin gibileri eğitmeye çalıştılar ama yapabildikleri piyasa üç beş aklı evveli salmak oldu,
kendileri de forumları da yazdıkları kitaplarda silinip gittiler...
siz bırakın yeni nesilleri eğitmeye çalışmayı,bu sizlerin becerebileceği iş değil,
yeni nesilleri hayatı ışık hızından bile hızlı kavrıyorlar,
geçmişin abuk sabuk tanrı-din saplantıları ile yeni neslin ilgilendiği yok...
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Bakıyorum hiç kimse bu kelimenin tam olarak ne anlama geldiĝini açıklama gereĝi duymamış veya ben göremedim, halbuki kelimenin kendisi neyin ne olduĝunu haykırıyor adeta.

İslam kavramı, ilk etapta boyun eĝmek ve teslim olmayı ifade eder.
Peki, neye veya kime boyun eĝilecek?
Elbette kendinizden kat kat daha kudretli olduĝuna inanılan hayali bir varlıĝa.

Kaynak:
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Arapların kabilecilikten devletleşmeye geçen sürecinde emevi hanedanları gücü ele geçirir ve merkezi otoriteyi kurar. muaviye aynı alaadin keykubat gibi yada fatih sultan mehmet gibi devlet/imparatorluk geleneginin kurucusudur. iste arapların bu devletleşme diğer açıdan bakarsak bölgede hayatta kalma milli mücadelesinin ürünüdür kuran,hadis ve siyerler. yüzyıllar boyu roma ve sasani arasında biraraya gelip büyük devlet kuramadıklarından ezilmiştir bu halk. nihayet büyük devleti kurarlar arkasından abbasilerde bu büyük devleti devam ettirir. islam iste romanın hristiyanlğı derleyip topardığı ve kurumsal bir din haline getirdiği gibi emevi-abbasi hanedanlarınca kurumsallaştırılmış arabın milli efsaneleri ve töresidir..
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
@ls2
Evet, söylediklerine çoĝunlukla katılıyorum. Dinlerin, İslam için de aynısı geçerli, temel amacı kitleleri/toplumları kontrol altında tutmak ve onlara hükmetmektir. Bunda herhangi bir tanrının hiçbir payı yoktur, ne olmuşsa bizzat insanlar tarafından hayata geçirilmiş.
Ayrıça peygamber dedikleri insanların tanrıyla iletişime geçtiklerine inandırırsanız, o zaman bu insanlar otomatikman otoriter bir mevkiye geliyor. Onları hiçbir şekilde eleştiremezsiniz, çünkü peygamberlerin hata yapacaklarına ihtimal dahi vermiyorlar. Bu yöntemle insanlara her şeyi yaptırabilirsiniz aslında. İştem tam bu nedenden ötürü kitap yeterli gelmemiş, yüzbinlerce(!) hadis piyasaya sürülmüş.

Şunu da söylemekte fayda var. Okuyanlar bilir, Kur´an´daki Mekki pasajları hem kısadır hem de içerik bakımdan biraz ılımlıdır. Medine kökenli pasajlar için aynısını söylemek mümkün deĝil, çünkü neredeyse 180° bir deĝişim var. Yani Medine´de güçlenince tamamen otoriter, tarafgir ve zalim bir yapıya bürünmüştür. Kitabı tarafsız ve objektif bir şekilde okuduĝunuzda, bu durum hemen gözünüze çarpar.

Müslümanların dillerinden eksik etmedikleri "Senin dinin sana, benim ki bana" söylemi Mekki kökenlidir. Yani Muhammed bir hayli zayıfken piyasaya sürülmüş, çünkü ilk 10 senede topladıĝı müritlerin sayısı 100 (yüz) civarındadır. İlk 10 senesi çok başarısız geçmiştir; Medine´ye gitmesinin sebeplerinden birisi budur.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
@ls2
Evet, söylediklerine çoĝunlukla katılıyorum. Dinlerin, İslam için de aynısı geçerli, temel amacı kitleleri/toplumları kontrol altında tutmak ve onlara hükmetmektir. Bunda herhangi bir tanrının hiçbir payı yoktur, ne olmuşsa bizzat insanlar tarafından hayata geçirilmiş.
Ayrıça peygamber dedikleri insanların tanrıyla iletişime geçtiklerine inandırırsanız, o zaman bu insanlar otomatikman otoriter bir mevkiye geliyor. Onları hiçbir şekilde eleştiremezsiniz, çünkü peygamberlerin hata yapacaklarına ihtimal dahi vermiyorlar. Bu yöntemle insanlara her şeyi yaptırabilirsiniz aslında. İştem tam bu nedenden ötürü kitap yeterli gelmemiş, yüzbinlerce(!) hadis piyasaya sürülmüş.

Şunu da söylemekte fayda var. Okuyanlar bilir, Kur´an´daki Mekki pasajları hem kısadır hem de içerik bakımdan biraz ılımlıdır. Medine kökenli pasajlar için aynısını söylemek mümkün deĝil, çünkü neredeyse 180° bir deĝişim var. Yani Medine´de güçlenince tamamen otoriter, tarafgir ve zalim bir yapıya bürünmüştür. Kitabı tarafsız ve objektif bir şekilde okuduĝunuzda, bu durum hemen gözünüze çarpar.

Müslümanların dillerinden eksik etmedikleri "Senin dinin sana, benim ki bana" söylemi Mekki kökenlidir. Yani Muhammed bir hayli zayıfken piyasaya sürülmüş, çünkü ilk 10 senede topladıĝı müritlerin sayısı 100 (yüz) civarındadır. İlk 10 senesi çok başarısız geçmiştir; Medine´ye gitmesinin sebeplerinden birisi budur.

Eyvallah @odun kardeş.

Şahsen geldiğim son noktada,

-islamın kendi kendini anlatması ,
- başka kaynaklarla teyit edilebilecek bilgilerin çok az olması veya ulaşamamamız,
-mecburen kendi kaynaklarından yazanlara bakıp yorum yapmak zorunda kalınması

nedenleriyle,

gerek islamın ortaya çıkışı gerekse kuranı anlamamızın çok zor olduğu kanaatine vardım.

muhtemelen bizi kendi şablonlarına mahkum ediyorlar.. duru ve hayatın olağan akışına uygun düşünelim.. Bir adam çıkacak, sadece bir adam ve içinde bulunduğu toplumu sadece vahiy alıyorum söylemi ile düzenliyecek..sonra bu din görüldüğü gibi bayağı yayılacak..bu mümkün değil bu ancak masallarda olur..şimdi dindarlar çıkıp iste mucize diyecek buna, hak din olduğumuzun delili falan..bu da masala inananın beklenen tepkisidir elbet ama hayatın gerçekleri hiç öyle değil..

Emevi,abbasi ve tabiki en önemlisi Osmanlıdır islamı yayan..imparatorluk dini işte aynı hristiyanlık gibi..
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
-islamın kendi kendini anlatması ,
- başka kaynaklarla teyit edilebilecek bilgilerin çok az olması veya ulaşamamamız,
-mecburen kendi kaynaklarından yazanlara bakıp yorum yapmak zorunda kalınması
Evet. Bugün İslam hakkında bilinenlerin %95´i yine İslam kaynaklıdır ve bunların çoĝunluĝu aynı zamanda rivayet yöntemi ile aktarılmıştır. Yani insanlar sözlü olarak birbirlerine anlatmış. İnsanlar bir şeyi başkasına anlattıĝında, kim olursa olsun, ister istemez kendisinden de bir şeyler katar. Bu nedenle rivayet kültürü güvensizlik barındırır.

Bitmedi; İslam´ın ilk 100-150 senesi bir hayli karanlıktadır, çünkü hem Muhammedin biyoĝrafisi hem de hadis külliyatı Muhammed öldükten çok sonraları yazıya dökülmüştür. Kutsal kitap için de aynısı geçerli, çünkü %100 orijinal bir kitap (ilk nüsha) günümüze kadar ulaşamamıştır. Elimizde olanlar, kopyanın kopyanın kopyasıdır aslında.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
İslam ile ilgili bilgilerin temeli Muhammed´in ölümünden en azından 100-150 sene sonra yazılan kaynaklara dayanır. Yani İslam´ın şekillenmesi bir bakıma 9./10. yüzyılda başlar.
Bilmeyenler olabilir: Yine İslam kaynaklarına göre Muhammed, 8 Haziran 632 yılında Medine´de vefat etmiştir.

Biyoĝrafiler:
1. Es-Siret'ün-Nebeviyye (Muhammedin hayatı) : Ibn-Hišām (ölüm tarihi: 834), Ibn-Isḥāq´ın yazılarından esinlenir. Ki bu yazıların tümü kayıp.
2. Kitāb al-maġāzī (Muhammedin savaşları): Al-Wāqidī ( ölüm tarihi: 822)
3. Ṭabaqāt: Ibn-Saʿd (ölüm tarihi: 845)
4. Annales, Ta’rīh: Al-Ṭabarī (ölüm tarihi: 922)

İslam dünyasında genel kabul görmüş hadis yazarları:
1. Al- Buḫārī, (ölüm tarihi: 870)
2. Abū Muslim, (ölüm tarihi: 875)
3. Abū Dawūd (al-Siǧistānī), (ölüm tarihi: 888)
4. Al-Tirmiḏī, (ölüm tarihi: 892)
5. Al-Nasā’i, (ölüm tarihi: 915)
6. Ibn Māǧa, (ölüm tarihi: 886)

Hasılı bu veriler bize şunu söylüyor: İslam´ın ilk devri bir hayli karanlıktır, çünkü elimizdeki bilgiler olayların yaşandıĝı iddia edilen tarihlerden çok sonraları kayıt altına alınmıştır. Kayıt altına alanların hiçbiri Muhammed´i görmemiş ve onun zamanında yaşamamıştır. Haliyle bu yazıtlardaki bilgilerin doĝruluk payı bir hayli güvensizlik barındırıyor, çünkü bunları İslam´dan baĝımsız olarak teyit edecek kaynaklar yok denecek kadar az.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Ibn-Hišām´ın "es-Siret'ün-Nebeviyye" (Muhammedin Hayatı) eserinden küçük bir kesit. Buyrun kendiniz okuyun ve karar verin:

Yemenlilerin ileri sürdüklerine göre Yemen'de bir mesele üze-
rinde anlaşamadıkları zaman aralarını bulmak için hakem yaptıkları
bir ateş varmış . Bu ateş zalimi yakar mazluma tesir etmezmiş .
Tubba'ın milleti putları ile ve dinlerine göre putlar ına sundukları
kurbanhkları ile, iki yahudi haham ise kendi mukaddes kitapları bo-
yunlarına asılı olduğu halde çıktılar. Ateşin çıkacağı yerin karşısında
oturdular. Ateş çıkıp onlara doğru gelince ondan korkup önünden çe-
kildiler. Orada hazır bulunan halk onları teşvik edederek ateşe dayan-
malarını emrettiler. Bunun üzerine Yemenliler tahammül ettiler, ateş
onları sardı getirdikleri putları ile sundukları kurbanlıkları ve bunları
götüren Himyerlileri yaktı. İki haham ise boyunlarında kitapları ile
alınları terliyerek zararsız ziyansız ateşten çıktılar. O zaman bütün
Himyerliler Tubba'ın yeni dinine girdiler.

Yahudilik Yemen'e işte bu şekilde girmiştir.

İbn-i İshak der ki:
Birinin bana anlattığına göre iki yahudi hahamı ile Himyerliler,
ateşi çıktığı yere geri çevirmek hususunda iddiaya giriştiler ve hangisi
bu işi başarırsa onun dininin hak dini olduğu kabul edilecek dediler.
Bunun üzerine birkaç Himyerli, putları ile ateşe yaklaştı. Ateş onları
yakmak için fışkırdı
. Himyerliler korkup çekildiler; ateşi yerine geri çe-
viremediler. O zaman iki yahudi haham Tevrat'tan ayetler okuyarak
ateşe yaklaştılar. Onlar okudukça ateş geri gitti. Böylece hahamlar
onu çıktığı yere geri çevirmiş oldular; bunun üzerine bütün Himyer-
liler yahudi dinine girdiler. Bu iki rivayetten hangisinin vuku' buldu-
ğunu ancak Tanrı bilir.


Dipnot: Bu kitapta buna benzer akla ziyan çok hikaye mevcut.
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Aynı kitaptan akla ziyan ilginç bir bölüm daha.
Yaĝmur duasının temeli bakın nerede ve nasıl atılmış:

İbn-i Hişam diyor ki: Sözüne güvendiğim bir kimse bana şunları
anlattı :
Medine halkı kıtlık sıkıntısına düştüler. Bunu üzerine Tanrı
elçisinin (S.A.S.) katına gelip ona dert yandılar. Tanrı elçisi (S.A.S.)
mimbere çıkıp yağmur yağdırması için Tanrıya dua etti. Az sonra çok
yağmur yağdı
. O kadar ki etraf halkı Tanrı elçisine (S.A.S.) gelip sel
baskınlarından şikayet ettiler. Bunun üzerine Tanrı elçisi (S.A.S.):
"Ey Tanrım yağmuru Medinenin etrafına yağdır, üzerimize yağdırma"
diye dua etti. O zaman bulutlar Medinenin üzerinden sıyrılıp şehrin
etrafında, şehrin üzeri bulutsuz olmak üzere çepe çevre bir daire şeklinde
toplandılar.
Bunu gören Tanrı elçisi (S.A.S.) "Ebu Talib bugüne
kadar yaşayıp bu olayı görseydi sevinirdi" dedi. Sahabilerin bazıları
Tanrı elçisine "Ey Tanrı elçisi! Sen bu sözünle herhalde onun şu beyitine
telmihte bulunuyorsun" dediler: "Muhammed ak benizli olup onun
yüzü suyu hürmetine Tanrıdan yağmur dilenir. O öksüzlere bakar,
dulları korur." Tanrı elçisi (S.A.S.) onlara: "Evet öyledir" cevabını
verdi.

Dipnot:
Bu örnekler İslam´ın kaynaklarının içeriklerinin gerçekliĝi(!) ve güvenirliĝi(!) hakkında bir hayli ipucu vermektedir. Boşuna "Dinler, eskilerin masallarından ibaret" demiyoruz. Bu masallara sadece çocuklar insansa bir şey demem, ancak yetişkin dindarlar bile böyle saçmalıklara inanabiliyor.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63


yıl 2023 hala var:)

Allah dilerse olmaz mı? inançsal dayanağı ile her akıl veya fizik ötesi olayı inanç dairesi içinde tutarlı hale getirmek mümkündür..

Mucize kültü zaten insanlara kanıksatılmıştır..

evliya kültüde eski şaman inançlarımız üstüne yerleşmiş ve yine halkımız tarafından kanıksanmıştır..

Falcılık,medyumluk bizim kültürümüzde hala yaşıyor, türbe ve el alma kültümüzde eski inançlardan gelip islam ile sentezlenerek hala devam ediyor..

Sonuç; halkın dini /halkın inancı diye bir olgu vardır..bunun üzerinden saygınlık,para ve menfaat sağlayanlarda olmaya devam edecektir..
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Yazdıklarınıza cevap vermeyi düşünmüyordum ama verecek bir cevabımız olmadığı yanılgısına düşülmemesi için yazmaya karar verdim.

Ben biliyorum ki , size ne kadar ne anlatırsak anlatalım , akıl ve mantık sunalım siz hiç birini kabul etmeyeceksiniz.

İman etmiş olduğunuz yalanlar dünyasından çıkabilmeniz mümkün gözükmüyor. Gözlerinizi öyle kapamışsınız ki ne göstersek maalesef görmüyorsunuz.

Peygamber (S.A.V) ALLAH' ın izni inayetiyle Ay'ı ortadan ikiye böldüğünde O na " Sen büyü yaptın " demişlerdi....

Bu günkü durum da bundan farklı değil..

Fakat İSLAM a iman etmeyen insanlara baktığımda , onların içine düştükleri zulmetin karanlığına ışık tutan İSLAM ın ne kadar yüce ve mükemmel bir nizam olduğunu görerek İSLAM ile şereflenmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyorum...

Burada bir kaç önemli noktaya değinecek olsamda uzun uzadıya her söylenilene cevap vermek gereksiz...

Anlayacak olan az olandan çoğunu anlayacaktır....
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst