Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Nefret değil fakat olumsuz enerji yayan ve sürekli sorun çıkarmaya çalışan insanlarla aynı ortamda bulunmayı sevmiyorum, kasıntı insanlara da çok zor katlanıyorum.
Acelem olduğu zamanlarda beni gereksiz yere lafa tutan insanlara nazik davranmakta çok zorlanıyorum. Belli etmeme rağmen konuşmaya devam etmelerine hiç anlam veremiyorum.
savunmasız insanlara karşı uygulanan şiddet, yalan, haksızlık, daha ışık sarıdayken basılan kornalar, ben bir mesaj yazarken başka bir kelime atan telefonum..
Nefret duygusu daha önce de ifade ettiğim gibi bana pek uymuyor yani kim olursa olsun karşı tarafa nefret beslemek, o insanı ya da olayı önemsemek anlamına geliyor.
Hayvan sevgisi taşımayan insanlardan uzak duruyor ve sonradan fark ettiğim zaman da, mutlaka araya mesafe koyuyorum.
İhtiyaç duymadığım bir ürünün zorla tanıtımın yapılması veya almaya karar verdiğim başka bir ürünün, prim almak uğruna diğer marka temsilcisi tarafından kötülenmesi.
İnsanların gerçek olmayan samimiyetliklerinden ve birbirleri ile öpüşmelerinden nefret etmiyorum, ama onların bu hallerine içimden tebessüm ediyorum ve aslında onları da seviyorum. Halbuki onlara sorsan onun için cennetinden vazgeçer miydin diye, vazgeçmem der. Aslında bizler bencilliğin üzerine erdemli bir hayatı kurmaya çalışıyoruz.
Hep söylediğim gibi nefret kavramı bana pek uymuyor fakat mutsuzluğu ve hayata olumsuz bakış açısı ile etrafı zehirlemeye çalışan insanları pek sevemiyorum. Bu tip insanlar ne yazık ki belli şeylere duydukları nefret ile hem kendini hem başkalarını yok etmeye çalışıyorlar. Sahip olamadıkları iç huzurun yarattığı eksikliğinin bedelini, başkalarına fatura etmeye çalışıyorlar.
Jung bu konuya "Gölge Arketipi" kapsamında bir açıklık getiriyor aslında ve birilerine nefret duyan kişilerin, mutlaka kendisine bakması gerektiğini söylüyor çünkü başkasında nefret duymamıza sebep olduğunu düşündüğümüz özelliğe, bizzat kendimizin sahip olduğunu ve bu gerçeği kabullenememe sonucunda yaşadığımız çelişkinin nefret olarak yansıdığını ifade ediyor.
Not: Jung, bu açıklamayı yaparken koşullara duyulan nefreti değil, insanın başka bir insana ya da insan topluluğuna duyduğu nefreti anlatmaya çalışıyor.