Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Düşünen İnsan

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
düşünen insan, önemsediği olgulara, olay ve oluşlara ilgi duyacak ve onlarla öyle ya da böyle ilglenecektir. bu durum düşüncenin bir merkezden çekilmesi olarak değerlendirilemez. etkilenmeler elbette var olacaktır. düşünce insanlaşmanın kolektif bir ürünüdür ve sanıldığının tersine bireysel değil, kolektiftir. düşüncelerin evrilme süreci göz-ardı edilmeyecek olunursa önemsemelerinin, yönelimlerinin de bir/birden çok nedeninin olduğu görülecektir.
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Auguste Rodin geldi aklıma, "Düşünen Adam" heykelini yapan sanatçı...
Hugo Rheinhold da geldi sonra aklıma, o da "Düşünen Maymun" heykelinin sanatçısı...
Düşünce, düşünce, düşünce, düşünce, düşünce aynen merdiven basamağı gibi!
Merdivenler ya aşağı ya da yukarı çıkar, bu sorun değil ama düşünmek merdivende olmaktır.
Düşündükçe yükseliriz, yükseliriz ve öyle bir yükseliriz ki yükseklikten korkarız.
Düşündükçe alçalırız, alçalırız ve öyle bir alçalırız ki mezarlardan daha derine inmiş oluruz.
Düşünmek korkutur ama korkunun da korkacağı seviyelere gelene kadar!
Durmayın, düşünce merdivenlerin!!! Alçalın ya da yükselin ama sakın durmayın...
 

Beril

Yeni Üye
12 Eyl 2011
210
0
0
46
Slm

Auguste Rodin geldi aklıma, "Düşünen Adam" heykelini yapan sanatçı...
Hugo Rheinhold da geldi sonra aklıma, o da "Düşünen Maymun" heykelinin sanatçısı...
Düşünce, düşünce, düşünce, düşünce, düşünce aynen merdiven basamağı gibi!
Merdivenler ya aşağı ya da yukarı çıkar, bu sorun değil ama düşünmek merdivende olmaktır.
Düşündükçe yükseliriz, yükseliriz ve öyle bir yükseliriz ki yükseklikten korkarız.
Düşündükçe alçalırız, alçalırız ve öyle bir alçalırız ki mezarlardan daha derine inmiş oluruz.
Düşünmek korkutur ama korkunun da korkacağı seviyelere gelene kadar!
Durmayın, düşünce merdivenlerin!!! Alçalın ya da yükselin ama sakın durmayın...

Oldukça dinamik , hoş ,okunası yazınıza kardeşçe bir selam demek istedim.Sadece tek bir şey söylemek istiyorum.Düşünmekten Korkmamalı insan Çünkü hayatta kaybedebileceğimiz kendimizden daha mühim ve değerli hiçbir şey yok!
 

Beril

Yeni Üye
12 Eyl 2011
210
0
0
46
Bir Sualim var Ya Rab !
Sensin varım yokum,
Sensin derdim dertsizliğim,
Söyler misin bana
Yüreğimde alabildiğine doluyken
Nasıl bu denli güçsüz olabiliyorum?
 

Beril

Yeni Üye
12 Eyl 2011
210
0
0
46
Gönül der ki; Ey bilgi karşısında eyleme geçememiş aciz insan korkun ya da korkuların veyahutta korkularınız sadece farkına vardığının farkında olamamaktan kaynaklanır.Farkındalık acı verici ve bir o kadar sorumluluk yüklenmektir hayat karşında.Ve her durumda bu yükü taşıyabilmektir.Kürkudan -korkulardan kaçtıkça büyür.O yüzden sızlanmayı bırak ta hayata ak.Ve yürü üstüne üstüne ;ve elbette bu sessiz çırpınışların at başı koşturduğu patika birgün kendi düzleminde düzlüğe kavuşacaktır
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
düşünce, eylemin hammaddesidir; her pratik zenginlik bir düşünce materyali oluştururken yerine göre düşünce, ileriye doğru atılmış bir pratik zenginlik yaratır. düşüncenin kendisinin korkulan bir olgu olması bundandır.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
düşünce gökten zembille indirilmedi ve o milyonlarca yıllık toplumsal emeğin/kolektif emeğin bir ürünüdür. onu bu bağından kopartıp her şeyin yaratıcısı yapmak ne mümkün ne de çözümleyicidir. düşünceyi tanrılaştırmak onu metafizik bir alana hapsetmekten başka bir şeye yaramaz.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
düşünce gökten zembille indirilmedi ve o milyonlarca yıllık toplumsal emeğin/kolektif emeğin bir ürünüdür. onu bu bağından kopartıp her şeyin yaratıcısı yapmak ne mümkün ne de çözümleyicidir. düşünceyi tanrılaştırmak onu metafizik bir alana hapsetmekten başka bir şeye yaramaz.

Zaten dusunceye kendi basina bir varlik olarak bakar ve degerlendirirsen, bu idealizm olur. O yuzden de idealizm akilcilik olarak tanrili ve tanricidir.

Zaten varlik ideolojilerin sorunu da bu insanoglu bunyesindeki verileri teklestirme ve hangisi ilk ve digerini verir tartismasinin kisir dongusudur.

Temel insanogludur, onun dusuncesi, vucudu,kavrami v.s. ayrimi degil.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
tam da eleştidiğim konuya temas etmişsiniz. güzel bir örnek oduğunu düşünüyorum. mesele de bu ya; insanoğlu temel değildir, bunu fak etmelidir. insan tüm canlı/cansız doğa ile eş-düzeyde olduğunu, nirengi olmadığını öğrendikçe "doğaya dönüş" sürecini başlatmış olacaktır. gördüğünüz gibi konular bir diğerinden bağsız değiller.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
tam da eleştidiğim konuya temas etmişsiniz. güzel bir örnek oduğunu düşünüyorum. mesele de bu ya; insanoğlu temel değildir, bunu fak etmelidir. insan tüm canlı/cansız doğa ile eş-düzeyde olduğunu, nirengi olmadığını öğrendikçe "doğaya dönüş" sürecini başlatmış olacaktır. gördüğünüz gibi konular bir diğerinden bağsız değiller.

Hic bir sey hic bir seyden bagsiz degildir. Burada onemli olan ise seyin kendine yabancilasmasidir. Benim insanoglunu temel almam, varliksal olarak herhangibir ideolojiyi temel almamamdir. Cunku o ideolojilerin yaraticisi ve tartisicisi zaten insanogludur.

Insanoglu her algiladigi gibi kendi fenomenini de ortaya koyar. Bu anlam da da diger fenomenler ile bir butundur, ama; ortaya koyan olarak alternatifsizdir ve monologunu kullanir.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
insan denilen tür egosunu yendikçe "alternatifsiz" olmadığını görecek ve canlı-doğada, doğal yaşamını sürdürürken diğer türler gibi mutlu, sevinçli ve hayata bağlı olmayı başaracaktır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
insan denilen tür egosunu yendikçe "alternatifsiz" olmadığını görecek ve canlı-doğada, doğal yaşamını sürdürürken diğer türler gibi mutlu, sevinçli ve hayata bağlı olmayı başaracaktır.

Iste bu da ilk once kendisini bulmakla, kendi varliginin farkina ve bilincine varmakla baslar. Dogal zihniyet te bunun onunde egosal ve insandisi/insanlikdisi bir engeldir.

Dogan bir bebek dogumdan itibaren, insan ve insanligini kendisine verilenlerle kaybetmeye baslar.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
doğan her bebek kendine verilenlerden dolayı değil, kendisinden kısılanlardan dolayı kendine yabancılaşmaktadır. her canlı gibi insan da bebeğini çok önemsediğini düşünür ve öyle davranır ve fakat gerçekte bunu başardığını söylemek çok zor. çünkü o bebeğini kısıtladıkça onu ne kadar önemsemediğinin farkında bile değildir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
doğan her bebek kendine verilenlerden dolayı değil, kendisinden kısılanlardan dolayı kendine yabancılaşmaktadır. her canlı gibi insan da bebeğini çok önemsediğini düşünür ve öyle davranır ve fakat gerçekte bunu başardığını söylemek çok zor. çünkü o bebeğini kısıtladıkça onu ne kadar önemsemediğinin farkında bile değildir.

Iste tam da ego budur. Bebek rahat ve serbest yetismez. Sadece etrafinin verdikleriyle yetisir.

Cunku bir sey vermek demek, alinacak baska bir seyin kisitlanmasi demektir. Bu basta hak ve ozgurluktur.
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Iste tam da ego budur. Bebek rahat ve serbest yetismez. Sadece etrafinin verdikleriyle yetisir.

Cunku bir sey vermek demek, alinacak baska bir seyin kisitlanmasi demektir. Bu basta hak ve ozgurluktur.

Bebek yerine çocuk demeniz daha uygun olur..Bebek, "kısıtlanmak zorundadır" zaten..Pencereden boşluğa doğru sarkan bebeği "kısıtlarsınız"..Çocuğun kısıtlanması da her zaman "kötü" değildir..Bu kısıtlama, onun sınırsız egosunu da kısıtlar ve çocuk sosyalleşmeye başlar..Arkadaşlarına, çevresine, oyuncaklarına, hayvanlara, bitkilere ve kendisine zarar vermekten alakoyar..Başlangıçta bunu aile zoruyla yaparken, bilinçlendikçe bir "seçim/doğru" olarak benimser.. "herşeye /ve herşeyin" hakkı olmadığını" öğrenmeden/öğretilmeden yetişirse, başkalarının haklarına asla saygı duymayacak, hak etmeden talep edecek- ve bunu da hak gibi algılayacak-, hem kendisi hem çevresi için sorun yaratacaktır..
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
kısıtlamalar olmadan da sosyal yaşam/haklar/ödevler/yükümlülükler/üretim/paylaşım öğretilebilir. ancak bu oldukça zor olduğundan ve toplumsal ortaklaşmayı gerektiğinden bireysel olarak uygulanması neredeyse olanaksız gibidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
kısıtlamalar olmadan da sosyal yaşam/haklar/ödevler/yükümlülükler/üretim/paylaşım öğretilebilir. ancak bu oldukça zor olduğundan ve toplumsal ortaklaşmayı gerektiğinden bireysel olarak uygulanması neredeyse olanaksız gibidir.

Zaten ogretmek demek, olani iletmektir. Olan da dogal zihniyetin sorunudur.

Ayrica bir kisiye okumayi ogretmek baskadir,sadece kendi istedigini ona okutmak ve dayatmak icin okuma yazma ogretme baskadir. Iste her turlu etik yonlendirim ve yaptirim bu temelde mudaheleci, baskici ve emirseldir.

Toplumsal ortaklasma, pekala toplumu olusturan bireylerin ortak bireyselliginin toplumsalligi olabilir. Iste hak ve zgurlukler de boyledir. Bir birey kendi hak ve ozgurlugunu koruyabilmek ve destek alabilmek icin, baskalarinin da hak ve ozgurlugunu korumalidir. Boylece ortada hak ve ozgurluk ortakligi ve toplumsalligi olur, ama; bireysel duzeyde ve bireylerin birbirlerinin hak ve ozgurluklerine mudahele etmeme ve saygi gosterme temelinde.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bebek yerine çocuk demeniz daha uygun olur..Bebek, "kısıtlanmak zorundadır" zaten..Pencereden boşluğa doğru sarkan bebeği "kısıtlarsınız"..Çocuğun kısıtlanması da her zaman "kötü" değildir..Bu kısıtlama, onun sınırsız egosunu da kısıtlar ve çocuk sosyalleşmeye başlar..Arkadaşlarına, çevresine, oyuncaklarına, hayvanlara, bitkilere ve kendisine zarar vermekten alakoyar..Başlangıçta bunu aile zoruyla yaparken, bilinçlendikçe bir "seçim/doğru" olarak benimser.. "herşeye /ve herşeyin" hakkı olmadığını" öğrenmeden/öğretilmeden yetişirse, başkalarının haklarına asla saygı duymayacak, hak etmeden talep edecek- ve bunu da hak gibi algılayacak-, hem kendisi hem çevresi için sorun yaratacaktır..

Bizde bir atasozu vardir "Asagi tukursen sakal, yukari tukursen biyik" bu da zaten bize dogal zihniyet sorununun ic celiskisini aciklar. Hem cocugun hur egosunu onlersin, ama ayni zamanda egoizmi ogretirsin. Hem sosyallesmesini hem yalnizlasmasini, hem itaati,hem isyani, hem teslimiyeti hem bas kaldiriyi ogretirsin. Kisaca hem kendince "insan ol" dersin, hem de insanlik disina itersin.

Dogal zihniyet ayni N.Hoca'nin bindigi dali kesmesi gibidir. Ya dusecegini algilayamaz, ya da dussun diye keser.
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Bizde bir atasozu vardir "Asagi tukursen sakal, yukari tukursen biyik" bu da zaten bize dogal zihniyet sorununun ic celiskisini aciklar. Hem cocugun hur egosunu onlersin, ama ayni zamanda egoizmi ogretirsin. Hem sosyallesmesini hem yalnizlasmasini, hem itaati,hem isyani, hem teslimiyeti hem bas kaldiriyi ogretirsin. Kisaca hem kendince "insan ol" dersin, hem de insanlik disina itersin.

Dogal zihniyet ayni N.Hoca'nin bindigi dali kesmesi gibidir. Ya dusecegini algilayamaz, ya da dussun diye keser.
Evet öyle..İnsan "bu" .Öğrenilmiş/öğretilmiş çelişkilerini farkettiği anda, bunlarla savaşmaya ve yeni üretimlere yönlenir..Bu kez de kendi çocuklarına toplumdan aldıkları yerine, kendi geliştirdiği sistemi aktarır..Sonuçta, yeni kuşak, kendi doğrularının peşine düşene kadar "almak" durumundadır..Mevcutu beğenmeyip, yeni birşeyler önerebilirsiniz/uygulayabilirsiniz ama, çocuğunuz yine "yönlendirilmiş" olacaktır.Bu bağı koparamazsınız.İnsan toplumsal bir varlıktır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evet öyle..İnsan "bu" .Öğrenilmiş/öğretilmiş çelişkilerini farkettiği anda, bunlarla savaşmaya ve yeni üretimlere yönlenir..Bu kez de kendi çocuklarına toplumdan aldıkları yerine, kendi geliştirdiği sistemi aktarır..Sonuçta, yeni kuşak, kendi doğrularının peşine düşene kadar "almak" durumundadır..Mevcutu beğenmeyip, yeni birşeyler önerebilirsiniz/uygulayabilirsiniz ama, çocuğunuz yine "yönlendirilmiş" olacaktır.Bu bağı koparamazsınız.İnsan toplumsal bir varlıktır.

Iste tam da bu nedenden, kisinin birey bilinci almasi en azindan kendi kendini numenal yeti olarak olusturmasinin baslangicidir. Hem en azindan neyi niye savundugunu izah edebilir, hem de sahiplendigini savunabilecek bilgi ve birikime sahip olur.

Aksi toplumsal kisilik olarak sadece verileni ya alir uygular, ya da karsi cikar. Neye niye karsi ciktiginin ya da kabul ettiginin bilgisinde ve bilincinde degildir. Cunku sadece almis ve uygulamistir.

Mesela "bu namussuzluktur" der ve sen ona "namus nedir?" diye sordugunda da yanit veremez. Yani sadece kavrami aldigi ya da karsi ciktigi gibi ifade eder kavramin ne oldugunu neden oldugunu v.s. algilayamaz ve bilemez.

Bu hep boyledir, ifade etmek otomatik ve yerlesmis,ifade edilen kavrami sorgulamak ise bilinc ve farkindalik gerektirir. Bu da en azindan birey bilinci, kisinin kendi varliginin ve kendi yetilerinin bilinc ve farkindaligidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst