Düşlüyorum -Düşyüzü- Kendimce

bazen anlayacak gibi oluyorum
-
insanın ne istediğini bilmesi/takılmaması tuhaf/güzel hastalık
sahip olma yüzyılları

-
bazı sahip olduklarına sahip olamazsın ve bazı sahip olduklarını da kaybedersin

sıkışmış bir yaşamdaki sıkışıklık

Önce düşlerimiz döküldü
Sonra arlarımız
Sonra varlarımız
Birdenbire bir bire hep carlarımız

Önce hiçlerimiz döküldü sonra sonra varlarımız carlarımız
Zamanlarımız döküldü
Olurlarımız
Varlıklarımız söküldü

Önce insanlığımız döküldü
Sonra nemenemliğimiz
Sonra sanlarımız/zanlarımız
Hep bire hiçbire çözümsüzlüğümüz çaresizliğimiz doluştu

Önce sanlarımız döküldü
Benlerimiz vuruldu
Vuruldukça vuruldu
Yaralı yavgın bene düştü

Önce hanlarımız döküldü brlki sonra sanlarımız
Ardından birer birer in_sanlarımız , masallarımız umurlarımız, dumurlarımız
Şu canım dünyanın cıscıblak cascavlak içinde ve hiçinde yetim ve yesyetim hissediyoruz
Yetimsizlik içindeyim
Varın en dibinde ,ha hiçinde ha içinde
Kırılmış dökülmüş arımız varımız
Savsavlak dımdızlak anlamsızlık kuşanmışız
Ne yöne bilemem kuşanmışız
Hiçin içinde var ya da yer edinmişiz. yetmiyor

Duylarımız vuruştu.duylarımız vuruştu....
Hiçlikten varlık kuşanmışız kendinden darlık kuşanmışız
Asgaride bir giderayak yetmeyen olagan düş kuşanmışız
Varda var

Önce hiçlerimiz döküldü brlki sonra hepler dökülecek
Bilinmeyen ahkamlar kesilecek
Türlü temayüller ve dedi-dediler...
Desinler desinler
Desinler bakalım desinler
Ne diyecekler onlar da desinler......

Önce varlarımız......

Bilgi karanlığı bir taşla delinemez..

Gece, Dolaşmalar ve Variations

Gece bin yalnızlık yılında
Gece bin yaşından daha yaşlı

Öyküsüz akşamlar, boğuk söyleşiler
Kendini kaybetmiş insanlar
Paramparça sessizlik
Titreşen uğultular,

Yalnızlık yaşıyorum
Yalnızlık yaşıyoruz
Çoğalan yalnızlıklar
Esinsizlik

Yazıncına duvar arayan
Sosyal karanlığına ve kayıplığına ıs arıyordu..

Siyaset ancak endemik bir tür olarak değerlidir

Yalınlıktan aforoz edilmiş hengame bekçileri

Canı sıkılan yalnızlık ve canı sıkılan akşamlar ve can sıkıcı akşamlar, hepsi bir arada
Kayıp çocuklar ve kayıp öyküler
Dinleyip kiminin seslerine kulak tutacağız..

Yalnız ve yorgunca geçiyordum hayattan
Bir tür pesettim
Havlumu attım ve gardımı bıraktım/indirdim
Yaşam beni çuvallayabilir, kovalayabilir ya da sereserpe yere serebilir artık

Düş sözcükleri aranmıyorlar
Sözcük binaları kirli yapılar
Düşsellik kayıp ezgilerden ve uzak seslerden yana
Uzak öyküler ve yalın yankılar

İçine metodoloji kaçmış/düşmüş bir sanat
buhran

Üretkenlik belki de yaratkanlıktır

Düş sözcüklerini saklıyorum
Çocuklar uçmayı (uçurumlardan) düşerek öğrenmeliler

Sessiz bir senfoni ve kulaklarımda uğultular
İçimde kendinden çalan düşünce sesleri
Doğayı dinlemeliydim, doğayı dinlemeliyim

Gece ve karanlıklar
Şarkı söyleme zamanı
Tellerim paslı
ve sesler ve sözcükler yaralanmış

Buraya uğrayanlar ya da bana ve bize yolu düşenler
Yolların düştüğü yerler
Yollarda duraklamalar izleri
Duraksama telaşları

Hangi şarkının çaldığı bir düş eğlencelidir
Düşler rengarenk boyalardan yapılmalı
Bilinçaltı üstüne çevrilmelidir
Bilinç nadasları ve ekinsiz seyyareler

Emrediyorlar
emrediyorlar
ve bir daha
demek ki emir alıyorlar
demek ki kararlılar
ah bu kararsız kararlılar
yağmuru nere sakladılar

bir tutuncun getireceği yağmur sanat getirmez
yıkım ve kaos getirmeyen rüzgarlar sanat sanılıyor, fel-sefe sanılıyor
oyunsuz düş
ah bu şarkı
durgun dans ve dalgın düş felsefe sanılıyor

ağırdan aksayan sanat düşleri
ölümüm kaç bin yüzyıla sığar

felsefe melodisi caza ve hi-caz'a saklandı
felsefe endemiktir...
felsefe saklambaçtır
felsefe dolambaçtır
yetişkin felsefe ya da yetişkinlerin felsefesi evcilik oyununa benzemiyordu..

yerişkinlik? yetişmekle alakalı
yetişmek?se yetişmemekle alakalı değil!di..
yetişiyorsan yetişiyorsundur
durakalka geride kalmak bir bekleme çeşididir

erişkinlik; ellerinin erişmesi, kollarının erişmesi ve düşlerinin erişimi/erişmesi gibi sınıflanır
erişmeler sınıf sınıftır, biir hayli sınıftır
düşlerinin (ve umutlarının ve belki de taze endemik düşüncelerin, sana ait seslerin) uzandığı yerde/yerlerde gerçek/gerçeklik saklıdır....

yol boyu..
sessizlik....

Gün denilen oluş biçimi
Uykuyla kesintiye uğratılıyor yeniden/her gün
Ve uykudan sonra kalkıp yeniden ben oluyorum..

Günü yaşamak denilen var ve zaman bir ağırlık.
Bir şeyleri bekliyoruz.
Akşamı bekliyoruz
Boşluğu bekliyoruz
Sevişmeyi ve savaşmayı
Bekliyoruz
Bir çatışmayı bile bekleyip özlüyoruz.
Sosyal bir çatışma bile insanı varediyor.
Diğerleri yoksa yoksun..

Üretemiyorsan?
İnsan olmayı, varolmayı ya da elle tutulur işe yarar/sayılır bir şeyleri üretemiyorsan,
Kendi varlığını saydıramıyorsan ya da üretemiyorsan
ya da hür-özgür ve sayılmış değilsen
Kendible barışık değilsen yani
İşlerle katışık değilsen
Bir çatışmayı üretmek bile bir iştir.
Bir "sen" üretir. Bir "sen" biçimi

Evet bitir (sosyal) çatışma bile, "Seni" sosyal olarak (yeniden) vareder.
Psikolojik bir ağırlık duyumsatır...

----

Gün yorgun
Nasıl yaşanacağını bilmemek
Ne yapılacağını
Tüm bunlara karar vermemek
Akşam olmadını bekleme
Yeniden ölmeyü bekeme
gibi
Bedenin içinde beklemek ve düşüncelere yön vermek gibi sorunlar var..
Boğuluyorum
Bazen boğuluyorum
İnsan olmaktan boğuluyorum
İnsan yalnız kalmamalı...

Meryeme Selam

Schubert - Ave Maria

Sabahlar her gün yeniden varolmak gibi
Apağır sabah-lar

İşe koşmak gibi dertler var
İşin insan olmaksa bunun nasıl yapılacağı/üretileceği bilinmiyor
İnsanlar ve insanlık (insan oluş) fabrikalarda yönergeler ve talimatlarla üretilmez
Eylemler bir düzene konulmamıştır
Sosyal sürtünme/yuvarlanma ve çekimler insanı oluşturuyor / küreleştiriyor
İnsan bir süreliğine başıboş taşlar gibi yanan ateşli ve ışıklı taşlar gibi gezebiliyor...
Sonra bir düzene ve bir kalıba/şekle girmelisin
İnsan olmaya uymalısın
Kendine benzeyen bir gruba ve onun biçimine benzemelisin

İnsanın biçimi yalnızlıktır/yalnızlık mıdır?

olan olmakta-/zaman
kendi
ney
...
durum//
--
çatal
-
paradoks
-zaman
..imge
düş
--
"öylece olanın olduğu gibi olması"

tanımsız belirsiz ya da ikilemli-tepişik bir nelik

yönge; -/dar -/zor

Yerleyen yer ; gökleyen gök ; güce çağrıyorum
Bilinmez güce, yapım azmine ve değişim gücüne, inancına; azme çağrışıyorum
Doluşan bu destanlar, pervaneler ve yitip gitmeler
Senfonilere çağrıyorum
Eğilmez başa, dimdik güne, olmayana ,değişime, çağrıyorum
Bozuk yargılı ve kötü hissetmek bıkkınlığı ve benzerleri içinde tuhaf gün yer; istemsiz istem
istemsiz istem körlüğü/darlığı
zoru yönetememe- zoru kuşatamama;

Zorlar, darlar ve olağan hayat koşuşturmaları, -sönükleri- içinde tükenik- gün bit umutsuz
Atlatma ve koşuşturma -zorlanma ve darlanma
Ne yöne git doluyum -ne yap doluyum
Esaretim ,türlü tuhaf denklemim
Yaşam gülüşmez mi? Yaşam parlamaz mı?
Onur, erdem güş sevinç ve olağan katkınlık kıvancı vermez mi?

Çözdüğüm tüm denklemler ve çözemediğim , takılıp durduğum bu pervane ,
öğrenme isteği ya da zevk alma, keyif kuyma paradoksları arasına sıkışık idameler edememe günü, anı ve kendi
Kaybolmalar yitmeler tuhaf istekler ve hayatını yapamama- olamama eksik/tuhaf/yanlış hissetmeler ve boğukluk düşünceleri ve boğulganlıkları ile tuhaf uyuşuk günlerde çürümeli esaret dolu
ve geberme
Bunu istemiyorum- düşün azmi bana yön ver -erdem ver!

Yıkan ve olan ve yapan ve değiştiren bir değişim gücü ve inancı bedenimi ve aklımı kuşatmalı, sokakların erdemi ve güruhu, ışınların ışını;
oysa oysa zihnim engizisyon- zihnim takıntı ;zihnim kuşanık
Zihnim pişmanlık/karmaşa/yolsuzluk yönsüzlük -yönünü neyini bilememe -amaçsızlık- itkisizlik ve isteksizlik, atılıp kakılma -itilip çekilme vb leri dolu;
Uyuşuk -bir- --ben;
Tuhaf yaşamayışlar doluyum-her günüm kayıp
Bir halinden memnun olmama ya da ne yöne gideceğini bilmeme

Öyle bir zaman gelecek ki; yazdığın içeriği yapay zeka çeviremiyorsa, deşifre edemiyorsa, filozofsun

Akıllı ya da normal taklidi yapıp duruyorum
İnsanlara ne söylenmesi gerektiğini düşünüp hesaplayıp duruyorum
Ben hiç ben oldum mu?
Belki çok az zaman
İnsanların diğer bir adı varsa: "Yargıçlar" "Sınırlayıcılar" "İnciticiler" vs vs
Bu kendi türüm mü?
Sanmıyorum
Siz kimsiniz...
Neden böyle saçmasapan insanlarsınız

İnsan olmak!
Bulunmamak -tanınmamak- için saklamak gibi

İnsan taklidi yapmak
Ortalama, normal, vasat dedikleriniz

Bedenim yere doğru (ağlayarak-sı) çözülen bir eriyik gibi damlamak ve dökülmek istiyor
Kendilik ağırlığı gibi bir yorgunlukla
Bu olduğumdan bitmek istiyorum

Böyle bir yer olmayan bir yere gitmek istiyorum

Boş boşlukla doludur

Bosbunya da yokgunluk ve yokganlar

"Toslama"

Biri sen diyor öbürü ben diyor
On yıldır ne yazsam öbürüne tosluyor

Biri din diyor
Biri inanç diyor
On yıldır ne yazsam öbürüne tosluyor

Biri bilim diyor
Biri evrim diyor
On yıldır ne yazsam öbürüne tosluyor
biri ahkam öbürü ego diğeri ukala diyor
on yıldır ne yazsam -zorlama- yazdığım gibi okunmuyor

-Gizli ya da açık- hakareti dilinizden kerpetenle sökmek isterdim
Resmi saldırı haklarını, kurumsal otoriter arkalplanlarla kalabalıklara dayanan meşru saldırı gücünüzü herhangibir içsellik bombası/gücü durudarabilir miydi?
Aradığım cevaplardan biri de bu sanırım
Dil meşru bir iletişim aracı değil
Kişi duymak istediğini duyduğunda dil hiç bir araç değil
Yazın kaydetmekten bir şeyi kayıt altına alma becersinden öte bir şey değil gibi
Sanırım refleks iletişim istencini bırakıp bu oldurulmalı

Kendinden bıkmanın nirvanası ve yalnızlıkta gezindim

Her neysem o, olmanın doruklarında gezindim
Her kimsem o olmayı denemeye yakın bir yerlerde turladım
En azından öyle bir yer var mı diye bir baktım aradım

Çok şey susakalırken ne yazsam diye düşüne ve yaza çala kalsam
Kafamda devinen düşünce yumakları/yığınları
Seçip aldrımak/vermek isterdim
ama sadece orada doğal devinenlerden
herkes istediğini alsın
orada beni susturma hakkı devinmiyor
beni okumama hakkına saygı eminim orada deviniyordur ama bakmalısın var mı?_
görmezden gelme hakkı senin kafanda yazıyor ve eminim deviniyorsa deviniyor
beni yargılama hakkını kimseye vermedim
ya da kurduğu yargı sistemi kimin/neyin yargısı?
hiç kimseye -tek taraflı- kendi yargı sistemine beni sokma hakkı vermedim

Resmi bilgi sistemine inanç ve kişisel gerçeğini dillendirmeye resmi saldırı meşru
Otoriter saldırı meşru
Kendinden güç ve dayanak alanları saymıyorum
Kendi duyguları ya da öğrenimini savunma eminim iyi bir şeydir

Örneğin uzaylıllardan sözedersen sana kaçık denmesi meşru
Savunma araçların meşru değil ve dil bir iletişim aracı olarak tanım görmüyor
Kimliğinin ötekilenmesi küçültülmesi ve saldırma hakları meşru
Bilginin denetenmesi meşru
Babylon'dan sözetmek yasak ya da engelli
Kimse resmi otoriteye/bilişe dayanarak arka sırt yaslayarak beni ..

" Gerçek ", " ben "ya da " bilgi " aradığını söyleyen yalancılar ordusu
Sahtesiniz.
Sahteliğiniz meşru

Mutlulukla mutsuzluğun arasında bir yerdeyim

Mutlu muyum?
Mutsuz muyum?
Bunu seçemiyorum

Mutluluk ve mutsuzluk tam bir dengede

Hayatıma olaylar değişimler bekleyip durdum
Herkes eylem vaazı keser
Fare Pan'ın labirentinden ya da ismi anılmayanın panoptikonundan kaçmaya çıkmaya çalışan tek ben miyim?
Buradan kaçılamayacağını savunmak meşru
Aleyhine konuşanı sustıurmak görmezden gelmek ötekileştirmek meşru

İnsan teki bu kadar yalın/yalnız hissetmmeeli
Hiç bir şeyim kendime ait değil
Anonim mülkiyet ölümlü benlik
İstencim gelgitlerle dolu
istemekle istememek dengede

burada eylem diye bir şey yok
inanç

-bağsız-

yüklü yığından boşalmış
dili yargı dolu
kuklacı!

gizlem! töhmet ve yargı bulutları!

şimşek çağrısı...

engizisyon aşığı kuklacı!

yargılamaların bitti mi?

ıssız yağmur yeğin bir şiddette yağıyor

yüreğin hiç gerçekler için çarptı mı?

hiç duygularına, kendinden saklamadıklarına ya da içinde gizlediklerine dokunulmasına izin verdin mi?
içinin odalarında konaklayanlar

hiç, kendini saklamadan düşüne yaza ve ola kaldın mı?
sabahlarından ve akşamlarından yalan haber vermeyenlerin duygu ve düşlerinden okuya duya kaldın mı?

bir-leş-me

eksik tanıklık yanlış tanıklık değildir
tanık dürüstlüğü ölçme söylem boyu ölçme değil
doğru ölçme yanlış ölçüt kuşanmaz
yanlış ölçüt doğru ölçme yapamaz

kara çalışın kara tutar aynana
yalan yığılı önüne ve ardına yalan yığma

duyuş; denişin dengi değilse iletişim zorbalıktır
denişin denkliği sorgulanıyorsa kişinin içsel odalarına empati konukluğu yapıldı mı?
ve yargılama ondan önce miydi sonra mıydı?

boy ölçme telaşı ölçüsüz antiuzayda ölçüsüz
dört köşegeni olmayan kürenin kenarlarını ölçerek boyunu ya da alanını hesaplayamzdın

ne yapmaya çalıştığına bak

antiboyu boyla ölçemezsin
antiölçmeyi ölçümle sınırlayamazsın

ölçme ya da sınama başarıszlığı tanık dürüstlüğünün bozgunu ise hiç değil

antisınırlama boysa, boyu ölçme bir sınırlamadır ve antiiölçme ölçmedir
ölçme sınırlamaysa sınırlama olanın tanıtlaması iletişimin doğru yönelimi olacaktı

bıkkın yaza yazmaya geçişmiş gün ve gece zorlantıları

yalan ya da yanlış haberin ve bilginin ölçütü küresel otoriteler,çokluk ya da diğerleri değil
ben, edim ve evrensellik arasına ne ve kim koyduğuna vak

inandıkları zorlandığı için felsefe arenasında çatışan ya da çelişlenler eski ya da sahte persona bozgun sevmediği için zorlanıyor

mask ve antipersona empati için bir arpa boyu yol yürümez
iletişim iletişim kurmayan personayla kurulamıyor
mask yüzü saklıyor

duyguduyuş ya da onun aktarımı içten dışa doğal çağlayıp akan bir suyun tadımı gibi olduğuna iletişim berraktır
persona ve mask'ın su rengi boyamakla ve iletişim ölçmekle bilgi boyu ölçmekle kaynak köken çelişkisiyle boğduğu antiiletişiminde iletişim olmayışı iletişim taşıyanın çağlar akar suyunu bulanık addetme hakkı vermiyor

duyuşszuluk söylenmemişlik değil
tanıtsızlık antiözneninn antibilişi değil

(boşlukların dolulugunu kurdugum bir dönemde bir etkileşimle yazdığım serbest karamaları bir gözden geçirme)

uzun zamandır yazılamamış duvara gece hiçlemeleri

///gezintiler//arayışlar////çağrışlar

kelimelerin ipini serbest bırakmak için boş çağrıltı yazımları, düşeyazımlar

doğaçlama düşeyimler/düşeğimler

anlamsıztı yazımları ve anlamlı yazmaya çalışmamak yazımları

kelimeler
anlamlar
bağını koparmış anlamlar

bulmak için kelimeleri aradım zihnimde
hangi anlamı hangi kelimeye yapıştırmalıydım

ve kelimelerle matematik yaparken
ve anlamları kurgularken
dans eden bir şekil verme ne demekti?

şiir ritmik bir düşünce sesi mi?
yoksa yalnızlık bir börtü böcek mi?

yalnızlık derken aklımda ne oluyor?
neden o kelimeyi seçiyorum?

boş gece ıssız
yalnızlık şarkı

hiç caz hızında ve ritminde yazdın mı?
hiç bir şarkıyı dinlediğinde onun içtenliğini alıp kopyaladın mı? (*1)
sokaklarda koştum diye başlayabilirsin ve aynı an da koşarken düşün
o sokak boş ve hayali her istediğini yapabilir ve söyleyebilirsin
hayali bir insanın suratına bağırırken birden özgürlük

-imge- doğum-

şiirel senfoni, şiir doğurtma ve dölleyiş;

şiir nefesleri derin boş sesleri

boşluk sesini dinlemek

imge ve renk şarkısı

boş kalan duvarıma armağanlar

şarkıltı
geçişsel ezgi

'kendini kendileyiş ustası'

'bölümlemelerin bölümlemeleri üzerine düşünültü'

'kenarları kırılmış kelimeler düşünmek'
'yeni şarkılar düşünmek'
'zihninde daha önce çalmamış şarkının zihnin de çalması'

"üretmesel üretmesellik 'bölünmemiş bölümsüzlük'

değişim

yabancı değildi zorluk

düşünceler akıp gider
zaman bir dolambaç
olmak tantanası

sesler

bütünüyle olmamak varolmadığı ya da olmamak olmadığı için var gibiyim

ve ben bu kimi kim olacağım
ne yapacağım
onu bilmiyor gibiyken
tüm bunlar oldu
yeni olanları ben oldurmak isterdim
istenen, içinde neşe olan, zamanın çatışkısız bir akış olduğu bir gelecek

olmak zamanı
şu an bekliyorum gibi bir yaşamak oluyor

kelimeleri hiç kıpırdatmadan düşünmek isterdim
bazen bu oluyor gibi olsa da
sonra onlara yeniden dokunuyoruz

bir savaşçı kendinden gizlenebili mi
bir düşçü düşlerinden saklanabilir mi

olmanın yollarını denedim

burada he şey beklemek, geçip gitmesini izlemek gibi
ve tüm bunların yani bu varoluş biçiminin bitmesin beklemek gibi
beklerken diğer bekleyenlerle bekliyorum
sonra düşüncele çarpışır mı bilmiyorum
düşünüşler bakışır mı bilmiyorum
tüm bunlar mesela bakışmalar birleşir mi bilmiyorum

içim dışım yalnızlık dolu

gece ve gün bitecek diğe gün ve geceleri sayıyor

gece
bir yılgınlık/yalnızlık yortusu
umutların delişmenliği
eskimiş

boşluğa yürüyen bir yalnızlık ordusu
insanlık

şafaklar
bekleyenlerinin

uzaklara yönelmiş gözleyiş
kendinden kaçınmayan yolculuk
aranan yol arkadaşlıkları
bezmeden umutla varma umudu
düşlenene

zaman
kelebeğin uçmalarının içinde olduğu gibi
bir yer olduğunda
...

Bulutlar ıslanabilir mi?

Düşler,, hep düş kalmalı..

İnsan,, hep bir yanını umutsu tutmalı...

İktidar özne/özneler için en büyük, en yüce ve en korkunç kötülüktür. Başka bir kötü ve kötülük aramaya gerek olacağını sanmam. Kötülerin en kötüsü iktidardır ve kötülüklerin en canavarcası iktidarlardır.
Öznenin çatışkısı iktidar ya da otorite-ler-dir. Her türden otorite. Bireyi ya da egemenliği, kendine erkinliği sınırlayan tüm güçler. Düşmanlar. Birey kendinin düşmanı değil ya da diğer bireyler de.

Çoğulculuk ya da özne temelli genişletilmiş (konvansiyonel) çoğullculuk insan yavrusu için şimdilik hayal gibi. Tanrılar ve diğer sorunları var. İnsançocuğu özerkliğin ,en azından doğaya karşı genişletilmiş bir çoğulcu bireysel özerkliğin anlamını ve nüvesini onun nasıl olabileceğini kavrayabilmiş değil. Bunu tahayyülde edemiyor. Bunu ya olumsuzluk ya zorluk olarak addeder. Özünde bu sorun doğa, geçmiş, kültür ve birikim kopuklukları işaretler.
İnsan iktidarı üretmeden üretebileceği çoğulculukları ve bunun potansiyel coşkunluğunu, aslında doğal varoluşları henüz geniş ölçekte farkedebilmiş değil

İnsan; kabaca sembiyotik bir tür. İktidar üzerinden kendini emen, alt sınıfları zayıfları emerek ve sömürerek beslenir yani bir üst sınıfı besler. Orta sınıfı kısmen besler. Yan iinsaı nkaba tanımı. Altı ezerek çıkardığı nektarı üst sınıfa vererek yükselen ana yükselmeyen bir tür. İnsan kabaca karikatürize etseydik böyle. Kabaca. Yan ibir duvar ve duvarı narkasında ne olduğunu anlamak için birbirinin sırtına biniyor ama sırtına bindiklerinin neden sırtına bindiğini aslıdna işbirliği yaptığını unutuyor .
İnsan kendinin asalağı. Yitmiş bir a-salak.