F
Fetâ
Ziyaretçi
Herhangi bir şeyin olmasını arzu edip istemek de duadır... Yani kimden istediğini bilmeden,düşünmeden...
her gün beş vakit el açıp dua ediyor islam alemi ve nedense bu zulümler vahşetler bir türlü eksik olmuyor başlarından,dua etmeyi mi bilmiyorlar yoksa duanın kabul olması için gereken şartları mı yerine getirmiyorlar...nerede yanlış yapılıyor bir bilen var mı?
milyonlarca hacı bir araya geliyor ve senin deyişine göre en büyük enerji halkasını oluşturuyor ama sınırın öte yanı hep aynı..demek ki bir samimiyet yok,kıyamet den bahsediyorsun bunu 1400 senedir bekliyor insanlar ha bugün ha yarın koptu kopacak diye bu bir kandırmaca..bekle gülüm yaz gelsin...senin tavsiye ettiklerini ben çoktan unuttum hepsi hikaye,kitabi bilgiler değildi sorduklarım..dua müminin silahı, aç avucunu bombalar yağsın ve yağıyor..bizim silahlar hep tutukluk yapıyor neden?
tüm insanlık için edilen duaların eylemlerle desteklenmesi gerekiyor. Demek ki eylemlerde yanlışlık var...
.yani karıştırmadan söyleyeyim dua nın kabul şartlarını taşıyor muyuz ki acaba..
eylem eksik, hep dillerde olan ama kalbe hiç inmeyen..
dağların taşımadığı yükü neden insanların yüklendiğini şimdi anlıyorum,az ilerde sırtımızdan atıyoruz da ondan..birde hak etmiş gibi neler diliyoruz..
Kabul şartlarını taşımak için ilk yapmamız gereken herkesin hayrına olanı dilemek ve beklemektir. Başkalarını görünen olaylara bakıp yargılamamak ve yanlış olanı gördüğümüzde bile Allah'ın iyiye doğruya sevk etmesini dilemektir.
Kendimiz için dua ederken de hem kendimize hem de başkasının hayrına olanı nasip etmesini dilemek en uygun dua şeklidir. Yaşam amacımıza uygun koşullar ve olaylar ile karşılaşıyoruz şayet duamız yaşam amacımıza uygun değilse bu dünyada karşılığını almasak bile öte alemde hayrını görürüz. Maddi taleplerde bulunmaktan çok içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreci en hayırlı şekli ile aşmayı dilemek gerekiyor. Allah kimseyi zora sokmaz insanlar kendi eylem ve seçimleri ile zorlukları yaratırlar fakat iyi niyetli dualar her zaman kişinin hayrınadır ve kötü olayları daha az zararla atlatmamızı sağlar. Bazen çok iyi insanlar da kötü olaylara mağruz kalabilir fakat bu durum hak etmeleri ile alakalı değil yaşam planlarına en uygun olayları yaşamayı seçmiş olmaları ile alakalıdır. Sonuç olarak dua etmekten asla vazgeçilmemeli ve istediğimiz an gerçekleşmedi diye umutsuzluğa düşmemek gerekir.
İslam Alemi olarak bu sıkıntılı süreci yaşama ortamını geçmişten günümüze inşaa ettik ve tüm insanlığın yaşadığı olumsuzluklardan İslam Dini'nin temsilcileri olarak hepimiz sorumluyuz. Bu sebeple daha önceki yazımda da belirttiğim gibi Şems-i Tebriz bu işin formülünü çok güzel özetlemiştir;
"Ebe bilir ki sancı çekilmeden doğum olmaz. Senden yepyeni bir "Sen" zuhur edebilmesi için zorluklara, sancılara hazır olman gerekir." 11. Kural
"Kusursuzdur ya Allah, O'nu sevmek kolaydir. Zor olan hatasıyla sevabıyla fani insanları sevmektir.Unutma ki kişi bir şeyi ancak sevdiği ölçüde bilebilir.Demek ki hakikaten kucaklamadan ötekini, Yaradan'dan ötürü yaradılanı sevmeden, ne layıkıyla bilebilir, ne de layıkıyla sevebilirsin." 16.Kural
"....Senin gönlün değişirse dünya degisir." 27.Kural'dan alıntı
Tabii konuyla alakası direk yok ama, şemsi Tebriz Hz ölmeden mevlanaya yazdığı ,mendiline yazdığı son notta",ölümümü gözlerinin önünde görmeni isterdim ki aşkı anla", bu söz beni çok duygulandırır..
not bu şiirmiş..
Başımı kesip kör kuyuya atsalar...
Şah damarımdan oluk oluk kan akıtsalar...
Dokuz yurda tenimi lime lime dağıtsalar...
Yedi çakal sürüsü vücuduma saldırsalar...
Kırmazdı acılar beni yorardı belki teni.
Özümsün özümle ararım Mevlana'm seni.
Yemin ederim ki ölümümün gözlerinin önünde olmasını isterdim.
Görki aşk için ölmek ne demekmiş.
o siteyi baştan aşağı taradım bu yazı yoktu,başka yerde buldum..yinede emin değilim araştıracağım..son iki satır çok sırıtyor sanki sonradan ekleme gibi.