Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Dua..

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
Dua ederken hep düşünürüm acaba istediğim şey cidden bana yararlı olan şey mi?

Genellikle beni kırmaz,verir.Ama vermediğinde de öyle yeri,göğü ayağa kaldırmam.İyi tamam derim.Ama sonra yine isterim.Verir.Bu sefer canım yanar,onu yanımdan uzaklaştırırım.Sonra bir daha isterim.Yine verir,yine canım yanar.

Dağınık seviyor demek ki.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Artık dua edilebilecek bir Tanrının varlığından şüpheliyim. ( bir yaratıcı olabilir. dinlerin tanrısından bahsediyorum. sonuçta dua edin öğretisi dinlerin iddiasıdır. dinlerse bana göre yalandır yaratıcı hiçbir zaman bizimle iletişime geçmemiştir)

ancak;

Duanın zihnimizde veya tüm bedenimizde birşeyleri düzenlediği kesindir. iyi geliyor yani. dinlere inanmıyorum ama hala dua ediyorum .

belki böyle alıştığım içindir.. belkide yaratıcı veya cosmos bize karşılık veriyordur..gizemli şeyler.. beynimizde, cosmosda gizemlerle dolu..böyle hissediyorum..
 
Son düzenleme:

M3CSL

Yeni Üye
30 Ağu 2016
258
30
28
Geçen biri demişti patatese bile inansanız pskolojiniz iyi olur, Uzakdoğu inançlarındada benzer mantık var.
İnsanda inanma güvenme ihtiyacı vardır, tersini iddia eden zaten kendini çıkmaza sokar, bitirir.
 
L

lamei

Ziyaretçi
Geçen biri demişti patatese bile inansanız pskolojiniz iyi olur, Uzakdoğu inançlarındada benzer mantık var.
İnsanda inanma güvenme ihtiyacı vardır, tersini iddia eden zaten kendini çıkmaza sokar, bitirir.

Biz ona inanç değil ,
kendini avutma diyoruz.

Ve değl psikolojinin düzelmesi
hem bu dünya da hem ahirette korkunç bi karanlık.
Biliyorum ,
denedim ben.
Tecrübe istersen dene.
Yok hayır deneme, karanlık ile aydınlık bir olmaz ki.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Bir ateistte dua edebilir..

Dua eden kişi tanrıyı değil kendini değiştirir. kierkegaard

Tanrının iradesi mutlak mı? ihtimal mi?

Kierkegaard tanrının iradesinin ihtimal olduğunu bu yüzden dua edilebileceğini söylüyor. ama çoğu teolog tanrının mutlak iradesinden bahseder. öyleyse niye dua ediyoruz? kierkegaard bu sorunu tanrının iradesi mutlak olabilirliktir diyerek çözmeye çalışır..(benim anladığım durum pekte çözülmüyor)

ama eğer mutlaksa..ateistlerde dua edebilir..çünkü tanrı zaten değişmeyecektir dua ile kişi kendini değiştirecektir..

not: birde bu açıdan düşünelim diye yazdım..
 

M3CSL

Yeni Üye
30 Ağu 2016
258
30
28
Kişinin kendi zayıflığının farkına varmasıda büyük erdemdir, çocukken nasıl anne babamıza güveniyoruz, Ergenlik sonrası işler değişiyor herşeye dikleniyoruz. sonra tekrar zayıflığımızı fark ediyoruz. inanma/güvenme ihtiyacıda başlıyor tekrar ama ailen yeterli gelmiyor, o zaman arayış devreye giriyor.
Kendini değiştirmeye başlayan ilk adını atmıştır zaten.
 

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
Kişinin kendi zayıflığının farkına varmasıda büyük erdemdir, çocukken nasıl anne babamıza güveniyoruz, Ergenlik sonrası işler değişiyor herşeye dikleniyoruz. sonra tekrar zayıflığımızı fark ediyoruz. inanma/güvenme ihtiyacıda başlıyor tekrar ama ailen yeterli gelmiyor, o zaman arayış devreye giriyor.
Kendini değiştirmeye başlayan ilk adını atmıştır zaten.

Yanlış düşünüyorsun.Tanrıya inanmak ihtiyaçtan değil gönülden gelir.Ne yani ateist birisinin yok mu inanma ihtiyacı? Bu söylev,dini ve Tanrıyı laçkalaştırmak ve bayağılaştırmak için atılmıştır,tehlikelidir.

Tanrı ve din sadece inanç alanında değerlendirilmelidir.Fazlası beklenemez ki beklense bile vermez zaten.

İnanç,bir ticarettir.Sen ibadet verirsin Allah da sana dilerse cenneti verir.Bunu kabullenmek lazım.
 

M3CSL

Yeni Üye
30 Ağu 2016
258
30
28
Yanlış düşünüyorsun.Tanrıya inanmak ihtiyaçtan değil gönülden gelir.Ne yani ateist birisinin yok mu inanma ihtiyacı? Bu söylev,dini ve Tanrıyı laçkalaştırmak ve bayağılaştırmak için atılmıştır,tehlikelidir.

Tanrı ve din sadece inanç alanında değerlendirilmelidir.Fazlası beklenemez ki beklense bile vermez zaten.

İnanç,bir ticarettir.Sen ibadet verirsin Allah da sana dilerse cenneti verir.Bunu kabullenmek lazım.
Hem gönüldür hemde mantıktır aslında, salt kalp işi değildir,akleden kalp olarak geçer Kuranda, mantığına yattığı içinde inanırsınz zaten.Hayatta bunu dengelemek üzerine kurulu.
Seni/evreni yarattığı için onu seversin, karşılığında insanlara iyilik yaparsın, oda karşılığında seni kötülüklerden korur. herşey zıtlık içinde yaratıldığı için bu şekilde olanı mantıklı oluyor zaten.
Eşini çocuğunu seviyorsun ama karşılıksız olmuyor oda.Çocuk kendisi sevildiği için seni sever, değer verildiğini bilir. vs
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Hem gönüldür hemde mantıktır aslında

Aslında özet işte bu kadar.

Gönül: hakikati içimizde aramak. (kendini bil,hakikat içimizde)
Mantık: hakikati cosmosta aramak.(madde-nesne)

tüm felsefeler bu iki temel üzerine kurulu. cosmosa/maddeye bakarak bulabileceğimiz birşey yoktur aslında belirsizliğin ve entropinin cocuklarıyızdır. bunu tercih etmeyenler hakikat içimizde derler ve yaratıcıyı seçerler,mutlaklığa koşarlar.

ha bunlar birbirine karma yapıyorlar elbet. bir taraf maddeye ruh ekliyor diğer tarafta bakın şu maddeye ruhsuz mu diyor.

ama sonuçta 2 bakış açısı var işte.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
İnanç ya da tanrı düşüncemi tam olarak yitirdikten sonra ;

ritüelik, yakarışçı ve güç bağışlayıcı olmayacak biçimde; güç toplama, enerji toplama ve iletme; istem yardımı ya da çağrış ve düşünce birleştirme/oluşturma; yardım artırma gibi anlarda belirli düşünce doğum ve çağrışımlarım oluyor

dua mı değil mi bilemem-dua nedir? bilemem

istencin odaklanması ya da (bir durumun aşımı ve çözümü için) belli odaklardan, düşünce biçimlerinden ya da kişi durum ve varlıklardan yardım istenmesi, davet gönderilmesi biçiminde gerçekleşen eylem diyeceğim;

Gökyüzüyle konuşurdum bir ara; Gökyüzü derdim içimden-gökyüzü diye başlayarak konuşurdum sonra işte neyse; Bi ara digit/dijit vardı -bi zaman insanı (matematik insan/canlı gibi bi şey bu)

Ama daha çok gelecekçi insanlara, düşüncelere, enerjilere sesleniyorum
-yeryüzü insanlarına da belirli kalıplarla sesleniyorum. Gelip geçmiş insanlar ve bugün yaşayanlar farketmez. ve gökyüzü insanları, gökyüzü yerleri,başka deneyim yerleri/insanları ve dünyaları ve evrenleri gerçekleri oluşturup onlara onlara seslenişim olur

"Yasası olan, özgürlük bilinci olan gruplara ve yerlere özellikle sesleniyorum-"..
Karşılıksız bilgi yardımı verebilecek gruplar.. Güç bağışlaması dilemeyen/istemeyen, güç açlığı çekmeyi bırakmış toplumlar ve istençlere seslenirim
kontrolsüz güç toplumları ve varlıkları içermeyen düşüncelere yardım ve sorgulama iletmeye çabalarım ve bu biçimleri oluştururum-denerim/sınarım...

kontrolümü alabilecek ya da isteyecek ya da bağımsızlığım üzerine herhangi tuzak/kumar kuracak hiç bi odağa-varlığa güvenemem ya da düşünce yöneltmem ben mesela
keskin blok...
.. ya da karşılığını bulacağına inanırım benden bana sataşırsa; öyle kendimi korurum hayali.. Öyle biri; birileri -öyle bi şeyler varsa tabi ...-hayali;
adı neyse kimse kim ; varlık ;bendeş-bizdeş/aynıdaş varlıkdaşıma seslenirim her yerde; her yerden;

toleranslı varlıklara -eğer varlarsa varlıkta . onlardan yardım isterim
Başka dünyalarda yaşayan ilginç tip ve toplumlar; farklı akışkan gerçekler düşünürüm. çağrışa çağrırım davete... gerçek birleştirmeye/bölüşmeye ve paylaşmaya...ben paylaşamaya /sormaya-istemeye yardımlaşmaya...
Yardım istediğim çok olmuştur. Aslında ben bütün yıldızlara, varoluşa seslenip durdum... bildiğim herşeye sonra

gökyüzüne zamansız uçan kütüphaneler/gemiler ya da müzik istasyonları kurardım-uçan seyyar seyyah şeyler.. Gece uyurken uçagidilirdi oraya ve dolunurdu orda bütün gece ve bu dünyaya dönülürdü sabah..
fabrikaları zamanın başka aktığı oyun parklarına ve gelecek lunaparklarına dönüştürdüm; Ordan tarih gezilirdi. Tarih seyyahlığı yapılırdı.- 3 yıllık akış zaman ve oyun orda dış dünyada beş dakka sürerdi bu yüzden hiç zaman kaybı olmazdı; yaşlanmazdım ama nerdeyse aylar yıllarca zaman yaşamış olurdun-Eğlence boşluk zamanı.. öğrenme eğlenme tarihi ve zamanı.
Bir lunaparktaki trenin gezmesinin; gerçek tarihin içinde dolaştığını düşünün. zaman tarihi içinde ve saydam şeffaf bir hatta nerdeyse görülmeyen bir dış boruyla dinozor zamanlarını gezmek gibi şeyler...

-------

Sonra sonra yazımlarımda ve genel düşüncelerimde; sıkıştıkça ya da bunaldıkça ya da iyi istek aradıkça; üretme çoğulu için şunları denedim-doğaçladık;

Yeryüzünde olmuş bitmiş en neşeli anın enerjisini kullanmak ve benzer yüksek duygulu-coşkulu anları birleştirip o anın enerjisini, gününü, yakalamak getirmek ve bunu çoğaltmak-birleştirmek gibi kalıplar;
kullandık

Yeryüzünde yazılmış en coşkun ya da en iyi şiirin üretim anını kullanmak-bulmak-paylaşmak.. Ordaki duyguyu, coşkuyu, an'ı ve matematiksel yapıyı, olguyu ve oluşumu kendin zihnine ve durumuna transfer etmek katmak düşüntüsü;
Direkt böylesi anların enerjilerinden, yardım, paydaşlık ortaklık çekmek gibi durumlardan bileşme, paylaşma-çoğalma yardımı istemek gibi düşünceler oluşturdum

Bazen (hayali olarak) tüm insanların kapılarını çaldığımı ve onlardan yardım istediğimi ve onlara bi şey anlattığımı düşünürüm
gerçeği değiştirmeye çağırırım hep-bilgi veririm kendimce;
bazen bi kalabalığa durup baktığımı direkt durumumu onlara ters empatiyle yansıttığımı; gözlettiğimi düşünürüm; Bildiklerimi yansıtırmış/yaşatırmış- veririmiş gibi

Bazen elimde bir dosyayı hayali olarak Cumhurbaşkanlığının masasına bırakırım

Yıldızlardan ışık birleştirir süzerim düşlerde; Tüm yıldızlarda-dünyalarda yaşayan tüm insanlar varlıklar ve canlılara ulaşmaya çabalarım
Her şeyden yardım/dostluk isterim
Çocukları toplarım kafamda-gülerken ya da şarkı söylerken ve dargınsız oyunda toplaştırırım; okulları dağıtırım ... okulları oyun parklarına çeviririm...
bazen anlatırım çocuklara- Onları toplaştırırım zihnimde-iç bilgi veririm onlara özgürlük için/üzerine....-geleceklerini kurmalarını için-aldanmamaları için;

Genel olarak az önce başımın üstünde duran çelik-metal merdivenle bile konuşuyordum insanlarla anlaşamıyorum mu diye?

Tüm varlıkla işbirliği/işbölümü yaptığımızı, yapacağımızı düşünmeyi yeğlerim genel olarak;.. yada deniyorum-bunları... bunu şimdi bunları deneyeceğim işte ondan yazdım;;
 
Son düzenleme:

M3CSL

Yeni Üye
30 Ağu 2016
258
30
28
Aslında özet işte bu kadar.

Gönül: hakikati içimizde aramak. (kendini bil,hakikat içimizde)
Mantık: hakikati cosmosta aramak.(madde-nesne)

tüm felsefeler bu iki temel üzerine kurulu. cosmosa/maddeye bakarak bulabileceğimiz birşey yoktur aslında belirsizliğin ve entropinin cocuklarıyızdır. bunu tercih etmeyenler hakikat içimizde derler ve yaratıcıyı seçerler,mutlaklığa koşarlar.

ha bunlar birbirine karma yapıyorlar elbet. bir taraf maddeye ruh ekliyor diğer tarafta bakın şu maddeye ruhsuz mu diyor.

ama sonuçta 2 bakış açısı var işte.
Yani dediğin gibi akıl kalbe ters değil, bunlar birbirini besler doğru orantılı gider.
Herşeyin özü sevgidir aslında yaratma eşini dostunu sevme, ama onu tanıdıkça daha çok seversinya hani eksiklerini gözün görmez her haliyle seversin, evreni tanıdıkça bilim yaptıkça yaratıcıya sevginde artıyor hep aynı..Tasavvufa giriş volüme 1:p
Kuantum fiziği ilerledikçe daha anlaşılmaya başlanıcak bu olaylar.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
yuvaryus'un duası/yeni nesil dua örneği

http://www.felsefe.net/145258-post85.html
dua -ve çağrım- denemesi; önermesi


umuda küsenlere çağrıyoruz; umuda küsmemelere

ve yaşayamama günlerine. hayatın zorluk yerlerine ve usanmalarımıza bakıyoruz
ve tekrar etmesini istemediğimizi biliyoruz bunun
inançlı umutlar olmalı göğsümüzde;

ve zorlukta alın terletmelere; güç anlarına; gücün doğduğu/belirdiği anlam yer anlarına-
taze doğumlara çağrıyoruz;

sanat ve bilim ve ateş ışkı yoğurma umudu ile
gün doğuma ve güne ve dünyaya esenç ve billimler, bilgiler sızması istencimin anlamı ile

taze günlerin anlam yerleri ışıklarına; aklın gürlediği günlere ve anlara-yerlere sesleniyorum;
ve gelecek yaşaması isteyen yürekler denklemine soruyorum
gün, inanç ve direncin; yapma azminin çınladığı günlere ve anlara, yerlere sesleniyoruz

Şiir, müzik, sanat, bilim üretmişler kimden ve neyden nasıl beslendiniz ve kendiniz nasıl eğittiniz

çocukların gözlerine baktığında adam/insan diken, (onurlu gelecek büyüğü-insanı diken büyük gözlere) ve yol sayan-saçan insanlara sesleniyoruz;
ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız

iyi umurlarla belenmiş, yürek yüreklenmiş ve anlam gün yaşamış, neşesi taze insanlara sesleniyoruz
yüreğim kapkaraysa günde ; bu nasıl geçer

burdayız ve şimdi umuttan bir esin günü ya da günümüzü değiştirecek bir velvele bekliyoruz sadece ;
bir yapma beceresi ya da tarih anlamı diliyoruz

umutsuz bu yönsüzlükte, güzel düşüncelerin çağrımlarına, düşünce anlığındaki gülüş ve mücadele istemlerine çağrışıyoruz; (çağrışıyoruz-bize yardım edin)
yüreklerinize/zi çağrıyoruz
ve çocuklara koşanlara

umutlu dik duruşun tazeliğinde dostlarla beraber (eski hesaplar -hiç umursanmayan) bir şafak yaşamak istiyorum

"güzel günlerin umuduna seleniyorum;
bu dünyada tüm insan bir, korkaksız ve çatınsız güzel yaşanmış bir günün düşünmesinki inandığımdan daha parlak -gerçeği olacak kadar anlam parlaklığına
ve o günlerin çocuk gülüşünün göğe çalınmasındaki baktığım ya da görmek istediğim anlam rüzgarına ve çınlatısına çağrıyorum"
binlerce çocuk gülüşüne ve binlerce çocuk gülüşünün birleşmesindenki gün enerjisine ve patlamasına
ve onun bugünkü yüreklerimize doğmasına/doğamasındaki kadar umuda çağrıyorum,

umut duası;yuvaryus'tan;
--
ve diğer du denemelerimiz düşyüzündedir- düşyüzü başlığında;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 10:46 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:43 ----------

Sanırım burda da yazdım. Bir gün ağlayarak, zırlayarak, duygusal baskı ve zorluklar çekerek ,bunları boşlatmak ve yüklerimi atmak istenciyle ve kendimi iyileştirmek, duygusal ve yaşamsal olarak iyi -mutlu- hissetme, sorunlarımı aşma ve sorunsuz hissetme ve güne dayanır özgün özgür bir ruh ve yürek duyma istemleri umarak; içimde bir tanrı adına/varlığına sesleniyordum.. onla konuşuyorduk... ki çocukluktan beri yaparız bunu...

ve sonra muhtemelen çok kendinden geçme; teslim/kendini bırakma ya da yük atma isteminin ağırlaşması /saflaşması sonucu her neyse bilemem... böyle oluşan bir oluşan duygusal akışta; (zihin ya da alında) sarı bir güneş ışıkla biliş çarpması-çarpışması (bileşme) olarak adlandırabileceğimiz tuhaf bir durum iç-izleme yaşadık ve deneyimledik;
-zihnim birden değişmişti ve bitişmişti sanki dışa doğru;;

ağır halüsinatif bir durum ;kaygan ya da dönen yer - zemin ve dönme kayma hissi yaşıyorum ve ayakta zor duruyorum
ve olduğun yerde döndükten sonra hani insanın başı döner de, yer kayganlaşır dışarısı döner ya; onun gibi ağır his durum eşlik ediyor buna...-hafif sarhoşsu
zor yürüyorum- ve işten güçten rapor almak zorunda kaldım;.... ertesinde altı aylık tam bir şizofrenik paradoks;

Bunu, bu durumu; gerçek bir tanrısal vurgun ve çarpışma gibi yorumlamsam da; bir tanrı ile yalvaraşıyorduk öncesinde ....

ve büyük bir vurgun yemiştim-mest yemiştim sanki
ve hallac-ı yunus'u, nesimi yi anladığımı sanıyor olmuştum

(bu iyi bi hal değil ama onu da anlatıyorum-anlatacağım; Asla bunu, iyi bi şey demeye ve bir özel deneyim kılığına sokmaya; bürümeye çabalamıyorum... tarih aydınlasın bunu/bunları da
Ama zihinsel gelişim oldu-; ötesi ve fazlası da;.. ama sanırım aşamalı yürünmesi gereken bir süreci ben birden yarattım -öne çektim .. Öyle yorumlayacağım sonra;
Ki o dua gecesinden önce de uzun süreç meditatif geceler ve akşamlar yatağa ve odaya kapanmalarım var; )

Sonuçta bu olduktan sonra; nerdeyse dışarı koşup ; ağaçların içine giresim, sızasım; onlara sarılacağım geliyor. Tuhaf bir; birlik bütünlük, özdeşlik ve nerdeyse herşeye yapışkanlık-bitişkenlik hissi -yoğun ama çok yoğun- buna eşlik ediyordu
insanlara dönüp çılgınlıklı tuhaf bi halde nerdeyse biz biriz-herşeyiz-aynıyız ; gibi söyleme durumu/hissi yaşıyorum/taşıyorum
---

her neyse bugünlerde bunu; yüksek bir duygu merkezi ya da bilişle çarpışma olarak sembolize ediyorum-
Tam anlamını, gerçek anlamını -çözümlemesini ise bilemem...
ya da bunu bir biligili varıkla sembolize çarpışma ya da bilgi merkeziyle,çarpışma olarak yorumladık...bilemeyiz de;
yada diğer (bilgili bir ruhla-istemle) çarpışma bileşme,etkileşim vb olarak yorumluyoruz ; böyle paradigmalıyoruz artık;
Fiziksel dışdünyasal izahını hiç bilemem sonuçta
o gece tanrı adı kullansakta; belki burdan dünaydan sıradan bir insandı o bilemem;.. belki böyle bi şey değil ve olguyu ben bilmiyorum...olabilir....

---
geçmişin çarpma-çarpılma dediği olgunun bir benzeri isi bu sanırım;
geçenlerde bir şarkıda evliya çarpması diye bir olgu duydum;
her neyse ben öyle yorumlamaycağım ama, şuna benzer duyum-algılar da yaşadım
--
aşırı bilgi temaslarında ve istemlerinde; birden oluşan aşırı objektivite direnci ile (ya da yardımlaşma istem ile) aşırı objektif ya da yardımkar bir varlık çekimsel özne ya da biliş ile karşılaşma
; ya da ileri gitmiş objektifsel bilgi tanık karşılaşması
daha görece kişiye göre fazla objekten tanığın dayatımı ve yüksek (yardım) bilgi gözetimi empatisi ışığı altında yoğun etkileşim .... benzerinin bu ya da benzer olgu çarpışmasının izlerini yorumladım
bu benzer temasın benzer bilgi çarppışmasını tetikleyebilceğini yorumladım...
-bir diyalekte de bunu yapacağız; ; ve bunu hala -tam- bilmiyoruz ama

bi şey demiyor ve saymıyorum
kendi çözümsel olasılıklarımı sıralamaktayım şu anda
ve bir yıl sorna değişiyor bu...-daha gelişik bir açıklama buluyoruz .. her seferinde de

belki de buralardan bir dosttu/dostlardı ya da alan etkileşimiydi...bilmiyorum

işte o yüzden tanrı dua ikiminde; anlatılması -anlaşılması gereken ikilemler var;
kiminle karşılacağınız;
içte nasıl bir enerji durum ve tanrı belirtildiği; kime duacı/neye duacı olduğunuz (kimden neyden yardım ve tanıklık istediğiniz-isteyeceğiniz) çok ama çok önemli;


iyi bir varlığa dua ediliyorsa; tanrı iyicil bir varlık olgusu olarak tutuluyorsa-biliniyorsa;
Sonuçta dua ve yakarış sonucu sizi bir ben tanrı ile karşılaştırmasa da; sizin düşüncenizde oluşturduğunuz gelişkin gerçek bir varlık ya da gerçek bir olgu ya da bir düşünce yumağı ve biliş yumağı ya da gerçekten dış evrende varolan herhangi bir bir gelişkin varlık ile de temas edebilir kanaatindeyim-

bu gerçek bir tanrı olmayacak olsa da herhangi bir bilgili varlık öznesi-özneleşmiş bilir varlık olabilir;
Yukardaki çözümlemelerden sonra;
ben bunu öneriyorum -düşünmeyi ve bakmayı bune üstüne;

ama bu yüzden iki önceki postumu kesin olarak öneriyorum arkadaş; dua anlayışı böyle düzenlenmeli; ve yeniden yapılanmalıdır....

post 70; http://www.felsefe.net/146056-post70.html

daha geniş
ve güç ve kudret değil ;yakarma ve bilgi bağışlama değil;
gerçek öğrenme ve varlık bilgisi öğrenme ve gelişme kuran temaslar için;
iyicillerle işbirliği düşüntüsü altında- arkadaşlaşma; alma verme dengeli iletişim; ve koordineli dostluk benzeri düşünce üretmek sonrası; bu merkezlere düşünce yöneltmek ve dua sorgulatmak oralara istem üretmek benzeri mutlaka (deneyimden süzülmüş bir bilişle) öneriliyor olacak..

saygılar bizden;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 12:36 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 10:46 ----------

Ornegin benim bir tanrim yoksa olgulara size yada toplumsal degisim inacina dua etmeliyim sanirim
gercek bir yardim alabilmek icin degil mi
Kimden yardim isteyebilecegim ben bir tanrim yoksa
Bir kamu kurumundan mi
Hastaneden mi

Herhangi toplumsal dayanismadan bilgi degisiminden yeni toplum tanri inanci degisiminden yarsim bekliyorum bekliyoruz bizi yasatmasi
Anlamasi icin ve iyilestirip gozetmesi icin...
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst