dinler ve kalkınma/gelişme sorunu...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Araştırmalar kategorisinde birazdahaderinmavi tarafından oluşturulan dinler ve kalkınma\/gelişme sorunu... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 16,640 kez görüntülenmiş, 145 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Araştırmalar
Konu Başlığı dinler ve kalkınma\/gelişme sorunu...
Konbuyu başlatan birazdahaderinmavi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan sakal

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Sevgili sakalpoz şu verileri buldum ...Sayfanın sonunda nüfus dağılımından itibaren bakın...



Yazdıklarınız için teşekkür de ederim..İtirazlarım da yok değil...Ancak şimdi kesmek zorundayım..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Verdiğiniz linkte ateist dağılım ve antik yunandan itibaren bu akımın nasıl geliştiğine dair detaylı bilgiler var.Ve nüfus dağılımına göre ateist olan devletlerin çokluğu hristiyan toplumlardan oluşması bana göre dinlerinin bozukluğunu gösteriyor.Ben burada Arnavutluğu diğer avrupa devletlerinden ayırıyorum ve enver hoca yönetiminden sonra bile ülke nüfusunun %70 ine yakınının halen müslüman olması tarihteki tek ateist devlet olma özelliği taşıyan bir ülkeye göre sizcede fazla ve ilginç değil mi.?

Atatürk'ün '' Sağduyu - tanrısızlığın ilmihali '' kitabını hangi nedenden dolayı dilimize çevirtme gereği duyduğunu da ayrıca merak ettim.Diğer devletler de olduğu gibi bu kitabı okuyanların bu ateist akıma kapılacaklarını mı hesaplamıştı yoksa öylesine mi yayınlattı.Top barutuna benzetilen bu kitap ile hangi düşünce sistemlerinin parçalanması gayesi güdülmüştür...belki de ben buzağı arıyorumdur..hangisi..?
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
"""Bir AB araştırmasına göre ise AB nüfusunun %18’i herhangi bir Tanrı’ya inanmıyor. %27’si ruhani varlıkları onaylıyor. %52’si ise en az bir Tanrı’ya inanıyor. Bu oran, okulu 15 yaş civarında bırakanlar arasında %65’e çıkıyor.""

"""1998 tarihli Nature dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre ABD Ulusal Bilim Akademisi üyelerinin inançlılık oranı, %85’i inanan ABD halkına göre %7,0 ile o zamana kadarki en düşük seviyeye düşmüş durumdaydı.[62] Massachusetts Teknoloji Enstitüsünden Frank Sulloway ve California Devlet Üniversitesi’nden Michael Shermer’ın eğitim düzeyi ile inanç arasındaki dağılımı konu alan araştırmasında eğitim düzeyinin artmasına paralel olarak inanan insan oranının da azalmakta olduğu tespit edildi.[63]"""

Benim vurguladığım konu, linkini verdiğim sayfanın en altında yer alan yukarıdaki ifadelerde de görüldüğü üzere, eğitim seviyesi ile inançlılık arasındaki ters yönlü ilişki. Yoksa ateizmin şu ya da bu memleketteki yaygınlığı değil. Din ve bilim, bu iki kavram geniş anlamları ile alındığında birbirleri ile zıttırlar. Benim bu başlık dahilinde söylediklerim de bu temelden hareket ile söylenmiştir.
Şu ya da bu hangi devlet olursa olsun, insanların inancını mutlak anlamda yasaklayamaz. Bu yasak ancak kağıt üzerinde varolabilir ve kişilerin inançlarını ifade etmelerine mani olabilir, aksi mümkün değildir. Şu ya da bu dini yasaklamaya çalışmak, yasaklamaya çalışanın sığlığını gösterir. Uygulandığı yerlerde de bir başarı sağlanamamıştır. Bir yaratıcıya inanma ihtiyacı insanlığın belirli bir aşamasında ortaya çıkmıştır. Bu ortaya çıkışın nedenlerini ortadan kaldırmadan, insanların herhangi bir dine inanıyor olmaları durumunu da ortadan kaldıramazsınız. Esasında birilerinin birşeyleri ortadan kaldırması gerekmiyor. İnsanların bilimsel eğitim düzeyini arttırdığınızda, kişilerin kendileri çoğunluk ile inanmamayı seçiyor zaten. Yapılması gereken tek şey, eğitimi bilimsel ilkelere göre yapılandırmak ve bu eğitime ulaşılabilirliği kolaylaştırmaktır. Tabi bu hedefi gerçekleştirebilmek için de başka gereklilikler söz konusudur.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Atatürk miras olarak bir dogma değil bilimi bıraktığını ifade etmiştir. Sadece bu ifadesi dahi bakış açısını ortaya koymaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu ve ilk yılları, bu topraklarda yaşayanların aydınlanma hareketidir. Buradaki mesele, sadece bir toprak parçasının ve üzerindeki insanların bir düşmandan kurtuluşu değildir. Bu bakış dardır.Buradaki kurtuluş insanların, kendilerini tutsak eden her türlü maddi ve manevi araçtan kurtuluşudur. BU kurtuluş ise ancak mahkumiyetin farkındalığında mümkündür.Bu sebeple fikri gelişimi sağlayacak eserlerin dilimize çevrilmesi genel bir politikadır. Bu kitapla amaçlanan, dinin ortadan kaldırılması olsa idi, Atatürk kendi cebinden bedelini ödeyerek Kuran'ı dilimize çevirtmezdi. Bu ikisi tutarsızdır. Ancak dinin kendiliğinden sönüp gideceği, yahut gitmesi gerektiği gibi bir fikre Atatürk sahipmiydi derseniz, benim kendi kanaatime göre cevap evettir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Sizin vurguladığınız eğitim seviyesi artmasıyla inanç seviyesinin düşmesi istatistik yapılan ülkelerin baskın dinlerinin bozukluğundan kaynaklanıyor..Bizim ülkemizde ise bu sınıfa giren bilim insanlarının inançsızlıkları bana göre çoğu taklitçiliklerinden kaynaklanmaktadır..Bu tezatlık birçok bilim adamı yetiştirmiş İslam ülkelerinde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır..bilim varsa inanç yok,bence yanlış bir yaklaşım..Sadece belli bir alanda ihtisas yapmış bu inançsız bilim adamları binlerce cevaplanması beklenen soruların bilimsel bir izahını yapmadan nasıl tatmin olabiliyorlar bunu da sormak gerekir..Ya da tanrı yok demekle bu soruların çözümü ortaya çıkıyor mu.?Tüm bu bilinmeyenler inançlı insanların da araştırdıkları cevabını aradıkları şeyler..Varoluşun yada yaşamın nasıl başladığının kesin bir izahı yapılana kadar kimin haklı olduğunun bilinemeyeceği kanaatindeyim..Tabi ki bu bu sorunun cevabını da bilim adamları verecektir..Bu arada bu tartışmalar da yüzyıllarca olduğu gibi devam edip gidecektir..Ben şahsen varoluş sorununu önemli buluyorum ve sonun başlangıcı olarak görüyorum..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Ancak dinin kendiliğinden sönüp gideceği, yahut gitmesi gerektiği gibi bir fikre Atatürk sahipmiydi derseniz, benim kendi kanaatime göre cevap evettir.
bence de bu fikre sahipti.son zamanlarda bazı kaynaklardan edindiğim bilgiye göre Hamdi Yazır'a Kur'anı tefsir etmesini istediğinin bir yalan olduğu iddia ediliyor..Bunu da Atatürk'ü dinsiz gösterme çabalarına karşı uydurulmuş yalanlardan sadece biri olarak belirtiyorlar..bu yalanlardan biri de sözde peygamberin kabrinin yıkılması kararı alan Suud yönetimine bir ültimatom verdiği yalanı..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst