dinler ve kalkınma/gelişme sorunu...

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Bilimsel Araştırmalar kategorisinde birazdahaderinmavi tarafından oluşturulan dinler ve kalkınma\/gelişme sorunu... başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 16,658 kez görüntülenmiş, 145 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Bilimsel Araştırmalar
Konu Başlığı dinler ve kalkınma\/gelişme sorunu...
Konbuyu başlatan birazdahaderinmavi
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan sakal

Serdar Gülüm

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
anlamanız o kadar zor ki...
ben dünyada ne kadar din ve onu tebliğ eden peygamber ve getirdiği kitap varsa hepsine bağlıyım,
ben yahudiyim,ben hırıstiyanım ve ben müslümanım...

ben insanın kendini bilip rabbini tanıdığından beri var olana inanıyorum...

:)
Çok eğlencelisiniz.

bir buçuk tanrınız 3 kitabınız var deken şaka yapmıştım oysa.
 

Serdar Gülüm

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
Yukarıdaki tartışmalar da gösteriyor ki, Kur'an'ı Türkçe'ye, hatta günümüz Arapça'sına çevirmek neredeyse imkansızdır. Farklı anlamlar içeren yüzlerce Kur'an meali yazılabilir. Bu da Din'e verilebilecek en büyük zarardır.

Fazla söze gerek yok. Kur'an bunun cevabını en açık şekilde veriyor:

"Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. " Âl-i İmrân Sûresi-7

"İlimde derinleşmiş olanların" da, mealler, tefsirler yazıp, Din'i tartışmaya açmamış olmaları gerekir.

Bu durumda verdiğiniz ayette farklı anlama geliyor olamaz mı. Kur'an bunun cevabını en açık şekilde veremiyor da olabilir. O halde...
bir yere geldik te neresi olduğunu kestiremiyorum.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Bu durumda verdiğiniz ayette farklı anlama geliyor olamaz mı. Kur'an bunun cevabını en açık şekilde veremiyor da olabilir. O halde...
bir yere geldik te neresi olduğunu kestiremiyorum.


burada başka bir arkadaşa yazmıştım...

kuran senin aramice dediğin gibi (ayni kökler kullanılır...) kök harfler ile gelmiştir,
bu nedenle eskiler şöyle der; "kalem ve kelem KLM kökündendir,kalem okursan alim kelem okursan ........ olursun..." okumasını bilmiyorsan ne olacağına yorum yok...
 

Serdar Gülüm

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
60
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
46
burada başka bir arkadaşa yazmıştım...

kuran senin aramice dediğin gibi (ayni kökler kullanılır...) kök harfler ile gelmiştir,
bu nedenle eskiler şöyle der; "kalem ve kelem KLM kökündendir,kalem okursan alim kelem okursan ........ olursun..." okumasını bilmiyorsan ne olacağına yorum yok...

Orada asıl ben başka bir arkadaşa yazmış olmayayım sakın.
Vallahi kafam karıştı. :)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
1-şimdi bu anladığını söylediğinin ışığında islam dini hakkında ki düşüncelerini tekrar gözden geçir.
2- "ben okuyanlardan değilim" hakkında yazdıkların çıkarım açısından çok güzel ve sana islama bakışın açısından yeni bir açılım getirebilir,ama orada kast edilen o değildir.
ne olduğunu anlayabilmen açısından biraz yardımcı olmaya çalışacağım:

bu olay esnasında mevcut olan inanışların hiç birisine tabi olmadığını ve günün şartları açısından bunun ne demek olduğunu da değerlendirmen gerekir...

teşekkür ederim...

İslam dini ile ilgili bakış açımı değiştirebilmem için içerisinde yazılmış olan fantastik olayların orada olmaması gerekir..Bilinçli bir şekilde, bilerek oluşturulan bakış açısını değiştirmem için bir gerek görmüyorum..Ben bütününe bakarım.Salt bunu kabul edeceksiniz dendiği için baş eyip de kabul etmem.Okumanın ne kadar önemli bir faaliyet olduğunu söylüyor olması, içerisindeki diğer yazılanların vehametini ortadan kaldırmaz.

İkincisi hiç bir dine tabi olmadığını ifade eder çıkarımı çok yavan..Elbette değildi..Eğer burada kast edilen sadece buysa, kusura bakmayın kendi çıkarımımı daha derin buluyorum...
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
çok ön yargılısınız çok...

1-araştırma yapmadan hiç bir şey yazmam,kendimi bu kadar yeterli görmem :hem de hiç bir konuda...
sahip olduğum bilgiler son nokta değildir ve sizinde sahip olup kabul ettiğiniz bilim ve bilimsellik kapsamında değişkenlik gösteren bilgilerdir ve ben hiç zaman,hiç bir konuda hakikati ben biliyorum demedim...

Oysa profesörlerin hata yapacağından bahsederek onları küçümsemeye çalışmak gibi anlamsız bir girişiminiz olmuştu...İnsanın bir dediği diğeri ile tutmuyor ise düşünme işinde acemidir..

2-hele bu konuda "an"lık hiç bir şey yazıp-söylemem,yazıp-söylediğim şeyler benim ve benim gibi düşünen insanlar için yük olabilir,o nedenle araştırmalarımı bir kat daha dikkatli yaparım.
ayrıca "vakıf olmak" çok büyük bir iddia benim öyle bir iddiam hiç olmadı,ben sadece bilgi seviyeme uygun konuşurum,orijanilini bilmediğim hiç bir konu hakkında,hele hele kuran gibi dinsel metinler hakkında meal ve tefsiri esas alarak başkalarının aklı ile konuşmam,
böyle bir konuşmayı yapmak bana göre ya yanlılıktır,ya cahillik...

Burada Kuran'ın ilk ayetinden bahsediyoruz ve sizin bu ayeti artık adınız kadar iyi yorumlayabiliyor olmanız gerekir..ÇÜnkü bu ayet ile çok uzun zaman önceden haşır neşir olmuş olmanız , bunun üzerinde uzun süre kafa yormuş olmanız gibi bir gereklilik vardır..Bunu yapmış kişi kendini sağdan soldan onaylamak ihtiyacını duymaz..Çünkü zaten çok önceden bu onaylamayı yapmıştır..Ancak acemi olan kişiler, yolun henüz başında olan kişiler böyle bir onaylama ihtiyacı hissederler..Çünkü söyleyeceklerinden emin olamazlar ve hata yapmaktan çekinirler...Sizin her söyleminiz ve eyleminiz ki şimdiye kadar elle tutulur bir bilgi gelmedi sizden, sizin henüz ilgilendiğiniz konularda oldukça acemi olduğnuzu gösteriyor..ikincisi kullandığınız üslup içerik bakımından sahip olduğunuz eksikliğinizi kapatmaya yönelik motor bir harekettir ve tipiktir..Sen şunu yap yahu bunu et gibi bir söylem içerisindesiniz..Bana teslim etmiş olduğunuz insiyatifi geri almak için bilgi birikiminizin, mantık yürütmenizin yetersiz kaldığını gösteriyor..Bu sebeple işi şeklen üste çıkmaya çalışmak gibi sonuç getirmeyecek bir yönteme dökmüş durumdasınız..Hala daha Arapça mevzusuna dönüp gelmek zorunda kalıyorsunuz..Köşeye sıkıştırmak için sözde sorduğunuz o sorunun da oldukça yavan olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim..Böyle yavan sorular sormadığınız zaman belli bir seviyeye gelmiş olacaksınız..

3-genel hatalardan birisi de bu yaklaşımındır. "zira islam düşüncesi o kişinin hayat felsefesi olmuştur..." çok büyük bir söz,islamı kabul ederek müslüman-teslim olmuş tahkik iman sahibi hiç kimse bu tarz bir söz etmez,zira; tahkik iman sahibi,düşüncelerini islama göre arındırarak hayat felsefesini oluşturma peşindedir...
işte dinlerdeki en büyük devrimcilik-ilericilik budur...
peygamber,"iki günü denk olan bizden değildir..." demiştir... tahkik iman sahiplerinin iki günü denk olmaz,iki günü denk olan taklit iman sahipleridir ve ancak onlar var olan düşünceyi hayat tarzları yaparak sabitlenirler...

Zorlama hatalar bulmaya çalışmayın..Ben de onu diyorum zaten...Kimse mükemmel olamayacağından, İslamı tam anlamı ile hayat felsefeniz yapamazsınız yapmaya çalışırsınız. Bu durum sadece İslam için değil her türlü düşünce sistemi için geçerlidir..O yüzden belirtmek gereksizdir..

4-işte onun için,ben ve benim gibiler pat diye yazamazlar...
bizler aklımıza geleni dilimize indirmeden önce kalbimize indiririz... bizim için pat diye, cevap vermek için veya cevap veriyormuş olmak için yazmak söz konusu olamaz...
biz,aklın yönettiklerinden değil aklını kullananlardanız...

Her söylediğinizde sizi daha iyi tanıyorum teşekkür ederim..Bir kimse herhangi bir konuda gerçekten yoğun bir çalışma yapmış ise pat diye yazıverir.""bizler aklımıza geleni dilimize indirmeden önce kalbimize indiririz"" demişsiniz..İşte bunu o konunun arefesinde değil çok önceden yapmış olan kişi bilgilidir..Ve bu eylemi gerçekleştirmiş olan kişinin kendini emin olduğu konularda onaylamasına gerek yoktur..Ancak acemiler son ana bırakırlar işlerini..


5-iki günümüz denk olmasın diye neyi taramamız gerekirse onu tararız ve ilim çin de olsa peşindeyiz,bize bir kelime öğretebileceklerinde 4o yıl köle olmak için her zaman hazırız...

Seçim konuşması yapan bir siyasetçi kadar samimiyetsiz bir yorum...


6-onun için;okuduğumuz 3-5 kitap ile felsefeci olup ahkam kesmek yerine bildiklerimizi paylaşmayı seçtik.bunu yaparkende kimsenin inanışları ile bize dayatmadığı sürece dalga geçmeyiz...

Bu başlıkta şu ana kadar hiç bir bilgi paylaşmadınız..Biz deyip duruyorsunuz .. Siz kimsiniz? Ben şu an kimin temsilcisi ile konuşmaktayım?
Keşke böyle bir takım anlamsız şeyler yazacağınıza 3-5 kitap okumuş olsaydınız, genel geçer laflar etmeyecek bilgi düzeyine erişirdiniz.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
O kadar dindarımız var ancak içlerinden din ve kalkınma/gelişme sorunu ile ilgili elle tutulur, tatmin edici bir yazı yazabileni henüz çıkmadı...Şimdiye kadar benim arapça bilip bilmemem ile profların kariyerlerini, mealin orjinaline ne kadar yakın yahut uzak olduğunu konu edebildiler..
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
İslam Alemi, Osmanlı'nın, dünyayı sömürüp, tüm zenginliği İstanbul'a taşımadığı,serveti bir araya toplamadığı, tüm imparatorluğa yaydığı için güçsüzdür. Ve de, Müslümanların zenginleşmesine engel olduğu için, güçsüzlüğü bu güne dek devam etmiştir.

İslam aleminin karşısındaki güç, dünyanın tüm servetinin üstünde oturmakta ve bu gücüyle insanlığa zulmektedir. İşte Osmanlı'nın hatası, insanlığa bu zulmü yapmamış olmasıdır.

Şimdi birisi çıkıp "Osmanlı da savaşlarla dünyayı sömürmüştür" diyebilir. Savaşlarda elde edilen ganimet, çağımızdaki sömürünün yanında devede kulaktır.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
İslam Alemi, Osmanlı'nın, dünyayı sömürüp, tüm zenginliği İstanbul'a taşımadığı,serveti bir araya toplamadığı, tüm imparatorluğa yaydığı için güçsüzdür. Ve de, Müslümanların zenginleşmesine engel olduğu için, güçsüzlüğü bu güne dek devam etmiştir.

İslam aleminin karşısındaki güç, dünyanın tüm servetinin üstünde oturmakta ve bu gücüyle insanlığa zulmektedir. İşte Osmanlı'nın hatası, insanlığa bu zulmü yapmamış olmasıdır.

Şimdi birisi çıkıp "Osmanlı da savaşlarla dünyayı sömürmüştür" diyebilir. Savaşlarda elde edilen ganimet, çağımızdaki sömürünün yanında devede kulaktır.

Peki varsayalım Osmanlı imp. zulüm ederek farklı coğrafyaları Avrupa milletlerinin yaptığı gibi sömürmüş olsa idi, güçsüz bir konuma düşmeyecek miydi? Avrupalı milletler sırf zulüm ile mi bu ekonomik gücü elde etmişler ve değerini korudukları gibi de çoğaltabilmişlerdir de aksine Osmanlı böyle bir şey yapamamıştır?.Batının sömürüsü yadsınamaz elbette..Ancak konuyu salt zulüm edebilmeye indirmek eksiktir..Zulme uğrayan neden o zulme uğrama posizyonuna düşmüş ve karşı koyamamıştır? Salt iyi niyetinin kurbanı mı olmuştur? Savaşlar iyi niyetle kazanılmaz , topla, tüfekle, silah ile kazanılır.Misal bugün Azerbaycan zulmetmek için Rusya ile bir mücadeleye girse bu mücadelenin sonucu ne olur? Zulüm edebilmeniz için önce zulüm edebilecek bir güce erişmeniz gerekir.Sizin söylediğiniz belirli bir aşamadan sonra geçerli olan ve ancak işin belirli bir yönünü ifade eden yan bir unsurdur.Yoksa zulüm edebilme gücü yine zulm edilerek kazanılamaz..Bir tavşan normal şartlarda bir aslana zulüm edemez..Keza Azerbaycan da Rusya ile mücadele edecek güçte olmadığından zulüm edemez..Demek ki bu işin asli unsuru zulüm etmek değildir..Zulüm edebilecek güce nasıl kavuşulduğudur..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Sözü uzatmaya gerek yok..ortada bir imparatorlukta kalmadığına göre şöyle olsaydı böyle olurdu gibi laflar boş...O tarihlerde malı götüren götürmüş ve düzenini kurmuştur..Kimin sözü bilmiyorum ama şu söz '' Dinleri işimiz gibi,işleri dinimiz gibi '' tamda günümüz Türkiye'sindeki müslümanların genelini yansıtmaktadır.Gelinen durum budur.Elle tutulur tatmin edici bir yazı..... şimdiye kadar ki yazışmaların hiç birinden tatmin olmadınız ki hangi açıklama sizi tatmin eder bilemiyorum kendi adıma..
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Oysa profesörlerin hata yapacağından bahsederek onları küçümsemeye çalışmak gibi anlamsız bir girişiminiz olmuştu...İnsanın bir dediği diğeri ile tutmuyor ise düşünme işinde acemidir..

çok ön yargılısın çokkkkk...
ben sadece hata insanlar içindir dedim,bu küçümseme değildir ve "bir dediği bir dediğini tutmamak" konusunda hata yapmamak için suçladığın araştırmaları yaparım...

diğerlerini de yorumlayacaktım,bir den hissettiklerim beni bundan alıkoydu,
sen haklısın kardeşim,
sana söyleyecek başka bir şeyim yok...
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Kalkınma/gelişme denildiğinde ekonomik iyileşme ile beraber hak ve özgürlüklerin iyileşmesi kast edilir..Bugün dünya üzerinde gerek ekonomik,gerekse özgürlükler konusunda en çok aşama kaydetmiş toplumlar batı toplumlarıdır..Bu toplumlarının bu yolda ilerlerken geçirmiş oldukları aşamalar ortadadır..Bunlardan belki de en önemlisi ve dünya çapında etkili olanı Fransız ihtilali ile yaşanan burjuva demokratik devrimdir..Bu devrim ile beraber monarşik yapıdan, demokratik bir yapıya , halkın yönetimde görece söz sahip olduğu bir yönetim biçimine geçilmiştir..Devrimleri insan toplulukları, önderler vasıtası ile yaparlar ve bu devrimi gerçekleştiren önderler de burjuvazi mensubu kişileridir..Bu sınıf zaman içerisinde ticaretin gelişimine paralel olarak gelişmiştir.Sermaye bu sınıfın elinde toplanmaya başlamıştır. Sahip olduğu bu zenginlik karşısında yönetimde söz sahibi olamayan burjuva sınıfı, toplumun alt sınıflarının da desteğini alarak monarşik yapıyı zaman içerisinde değiştirmiştir vesaire..Bundan bahsettim zira Fransız devriminin sloganları her anlamda özgürlük,adalet,insan hakları vs.dir.Bugün sahip olunan bir çok kazanımın temelinde de bu ihtilal yatmaktadır.İnsanın özgürleştirilmesi (elbette geçmişe göre) gibi bir amaç gütmektedir ve bu ihtilal günümüzün batı dünyasının temellerinden birini oluşturmaktadır(diğerleri Rönesans,Reform,Antik Yunan düşünce ürünleri,Roma Hukukudur).Bu ihtilali gerçekleştiren Fransız burjuvazisidir , yani milli burjuvazidir. Bu sebeple yıllarca "Fransız ihtilali sonucu yayılan milliyetçilik" ifadesini şurada yahut burada okuduk.Ulus devletin ortaya çıktığı bir İhtilaldir..Kısacası Avrupa Fransız ihtilali ile elde ettiği kazanımları ulusçuluk ile elde etmiştir, ümmetçilik ile değil..Tarihin gerçeği budur..Bu gerçekleri göz önüne almazsanız, kendi yarattığınız hayal aleminin içerisinde, sadece kendinizi tatmin etmek için yarattığınız fantazilere boğulursunuz..Tarihe bakın gerçek orada durmaktadır.Yapmak gereken tek şey onu görebilecek emeği harcamaktır...Skolastik zamanın hristiyan ilahiyatçısı Thomas Aquinas şöyle söylemektedir: "Timeo hominem unius libri" yani "Tek kitaplı insandan sakınırım"
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Tek kitaplı insan...Kapital bir şey hatırlattı mı..?

Avrupa medeniyetini oluştururken sömürerek katlederek oluşturdu..Biz ne yaptık son dönemde ve cumhuriyet döneminde yeniçeri kaldırıp cicili bicili nizamı cedid ordusunu medeniyet sandık..harf inkılabı ile şapka inkılabı ile çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşacağımızı sandık..yani görüntüde kaldı..hoş onu bile beceremedik ya neyse..Neredeyse bir asırdır ümmetçilik yapan bir devlet yapısı yok..Şeriat düzeni de yok,milli şef dönemi bitene kadarda tam bir diktatörlükle bu çağdaş jönler yönetimi ellerinde bulunduruyorlardı...Kendi beceriksizliklerini bunca zulme rağmen kalkıp badem bıyıklılara yıkmak yalanın iftiranın danişkasıdır..
 
F

Fetâ

Ziyaretçi
Fransız İhtilali, burjuvanın, halkın gücünü kullanarak, krallığı yıkmasının adıdır. Tıpkı Rusya'da komünist partinin, çarlığı yıkmak için yaptığı gibi. Özgürlük-adalet-eşitlik sloganı, halkı aldatmak/uyutmak amacıyla ortaya atılmış bir morfindir. Bkz. Sion Protokolleri

Not: Karşı fikri olan arkadaşların, lütfen, aynen benim yaptığım gibi, şahsı hedef almadan, ortaya yazmalarını rica ederim.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Fransız ihtilali demokratik burjuva devrimdir, Rus devrimi ise sosyalist devrimdir..Aralarında ideolojik benzerlik yoktur.Benzeşen kısmı monarşik sistemi değiştirmiş olmalarıdır.Ancak sadece bu benzerlik bu iki devrimin birbirinin benzeri olduğu anlamı taşımaz.Bu basite indirgemektir.Fransız ihtilalinin sloganları burjuvanın halkı yanına çekmek için kullandığı bir şey olmakla beraber geçmişe nazaran hak ve özgürlüklerde ilerlemeler kaydedilmiş olduğu bir gerçektir.Burjuvanın bunu hangi niyet ile yapmış olduğu ayrı, hak ve özgürlüklerin gelişmiş olması ayrıdır..Bu bir niyet tartışması değildir..Neyin yapılıp yapılmadığı tartışmasıdır..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst