Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Din Eleştirileri

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Dini bu kadar tartıştırtıp duran ne acaba insancıklara? Yok sayanlar bile bu konuda kelam etme gereği duymuş. Dinler eleştirilemez! Ancak insanların uygulamaları eleştirilir. Dini eleştirecekseniz, yok saymakla işe başlayabilir ve bu konuda suskunluğunuzu koruyabilirsiniz. Yok illa yorum yapayım derseniz, bu manasız bir uğraş olur. Konşmakla dinler ortadan kalkmaz. Dinler bir ihtiyacı karşılar. Din eleştirileri başlığı yanlıştır. Dindar gözüküp dinlerde tahrifat yapan insanların eleştirileri olsa idi daha mantıklı ve makul olurdu. Hiç bir kuvvet tek bir yarartıcı fikrini insanların genelinin aklından ve gönlünden söküp atamaz. İçimizdeki vicdan bunu adeta haykırır bize. Akıl ancak bir tasdikçidir.

“Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı beğendim.” buyuruyor. (Maide: 3)

“Kim İslâm dininden başka bir din ararsa, onunki katiyyen kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır.” (Âl-i imran: 85)

“Allah katında din İslâm’dır.” (Âl-i imran:19)
 

fides

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,694
5
38
Arkadaşlar, ısrarla defalarca belirtmeme rağmen aynı şey sürekli tekrarlanıyor. Ayetleri buraya kopyalamayınız. İslamı aynen doğru şekilde önerecekseniz Kur'an-ı Kerim'i orijinal şekilde okumalarını önerin. Ayetleri bire bir buraya yazmak hoş olmuyor. Eğer içinde kendi yorumunuz varsa bunu ayetlere dayanarak açıklarsanız bu paylaşım olarak daha açıklayıcı ve katkı sağlayıcı olacaktır. Bu tarz yaklaşımlar düşünce alışverişi sağlar ama diğerleri içerik olarak boş aktarılmış oluyor.Böyle kişisel görüşe dayanmayan, içerik olarak boş ; sadece ayet belirtilen mesajlar silinecektir.
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Arkadaşlar, ısrarla defalarca belirtmeme rağmen aynı şey sürekli tekrarlanıyor. Ayetleri buraya kopyalamayınız. İslamı aynen doğru şekilde önerecekseniz Kur'an-ı Kerim'i orijinal şekilde okumalarını önerin. Ayetleri bire bir buraya yazmak hoş olmuyor. Eğer içinde kendi yorumunuz varsa bunu ayetlere dayanarak açıklarsanız bu paylaşım olarak daha açıklayıcı ve katkı sağlayıcı olacaktır. Bu tarz yaklaşımlar düşünce alışverişi sağlar ama diğerleri içerik olarak boş aktarılmış oluyor.Böyle kişisel görüşe dayanmayan, içerik olarak boş ; sadece ayet belirtilen mesajlar silinecektir.

Kimi ve neyi kastettiğinizi bilmiyorum ancak tartışmanın seyrine ve başlığa bakarsanız, hareketin tam yerinde olduğunu görürsünüz. Ayetlere dayanan kendi yorumlarımız meselesine gelince. Verdiğimiz ayetler gün gibi açıktır ve yoruma dahi ihtiyaçları yoktur. Ayrıca ayetlere dayalı yorum yapacak etkinlikte de değiliz. iŞİN UZMANLARI YAPMIŞLAR. Bu başlığı sorgulayın önce.
 

fides

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,694
5
38
Kimi ve neyi kastettiğinizi bilmiyorum ancak tartışmanın seyrine ve başlığa bakarsanız, hareketin tam yerinde olduğunu görürsünüz. Ayetlere dayanan kendi yorumlarımız meselesine gelince. Verdiğimiz ayetler gün gibi açıktır ve yoruma dahi ihtiyaçları yoktur. Ayrıca ayetlere dayalı yorum yapacak etkinlikte de değiliz. iŞİN UZMANLARI YAPMIŞLAR. Bu başlığı sorgulayın önce.


Daha önceden de sadece ayet paylaşılan mesajlar var. Yani sırf ayet paylaşılacaksa ben neden o kişinin yazısını okuma gereği duyayım ki açarım Kur'an-ı okurum. Yoruma açık değilse ayetler neden paylaşıyorsunuz? Ben de yoruma açık bir şeyler yazın ki okuma gereği ve yorum yapma gereği duyalım diyorum. Bilmem anlatabildim mi?
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Daha önceden de sadece ayet paylaşılan mesajlar var. Yani sırf ayet paylaşılacaksa ben neden o kişinin yazısını okuma gereği duyayım ki açarım Kur'an-ı okurum. Yoruma açık değilse ayetler neden paylaşıyorsunuz? Ben de yoruma açık bir şeyler yazın ki okuma gereği ve yorum yapma gereği duyalım diyorum. Bilmem anlatabildim mi?

Her yazdığımız neden illa yoruma açık olmalı yada münazaranın neden illa sürüp gitmeli. Acaba ben anlatabildim mi?
 

fides

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,694
5
38
Kimi ve neyi kastettiğinizi bilmiyorum ancak tartışmanın seyrine ve başlığa bakarsanız, hareketin tam yerinde olduğunu görürsünüz. Ayetlere dayanan kendi yorumlarımız meselesine gelince. Verdiğimiz ayetler gün gibi açıktır ve yoruma dahi ihtiyaçları yoktur. Ayrıca ayetlere dayalı yorum yapacak etkinlikte de değiliz. iŞİN UZMANLARI YAPMIŞLAR. Bu başlığı sorgulayın önce.

Her yazdığımız neden illa yoruma açık olmalı yada münazaranın neden illa sürüp gitmeli. Acaba ben anlatabildim mi?


Forumun mantığı nedir? Ya peki felsefenin mantığı nedir? Yoruma açık olmayan şey dogmadır. Felsefe de dogmayı reddeder. Yoruma açık olmayan şey kilitlenmiş konu gibidir. Kilitli yazılar yazmanın anlamı nedir peki? Bir birimize bir şeyler katmayacaksak neden forum ortamında tartışılmayacacak konuları tartışmaya açalım?
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
13 May 2008
1,906
174
63
toz zerresi kuran ayetleri oyle iclerinden tek tek secilip konunun gerigine cevap olarak gosterilip sonrada ayet tartisilamaz Allah buyurmus demek sacmadir. Bakara 191. ayet gordugunuz her yerde oldurun diyor simdi biz islam dinine mensup olmayan herkesi oldurmeli miyiz? Ayetler hadislerle aciklanir kaldi ki indirildigi zaman yer ve durumda ayetin sebebine isiktir. Bu sebeple islam tarihide iyi bilinmelidir ki ayetleri yorumlayabilelim. Bu yuzden de biz ayetlerin tek tek gosterilip cevap niteligi seklinde aciklanmasini istemiyoruz.
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
toz zerresi kuran ayetleri oyle iclerinden tek tek secilip konunun gerigine cevap olarak gosterilip sonrada ayet tartisilamaz Allah buyurmus demek sacmadir. Bakara 191. ayet gordugunuz her yerde oldurun diyor simdi biz islam dinine mensup olmayan herkesi oldurmeli miyiz? Ayetler hadislerle aciklanir kaldi ki indirildigi zaman yer ve durumda ayetin sebebine isiktir. Bu sebeple islam tarihide iyi bilinmelidir ki ayetleri yorumlayabilelim. Bu yuzden de biz ayetlerin tek tek gosterilip cevap niteligi seklinde aciklanmasini istemiyoruz.

Madem din dogmatik bir konu bu başlığı neden açtırtıyorsunuz? Başlık zaten başlı başına dogmatik bir konunun eleştirisi (güya). Ayetleri nasıl seçeceğimi gayet iyi bilirim. Ayetlerin kronolojisi ve arkalarındaki tarihi vakalarla da ilgili çok şükür az çok bilgi nasip etmiş Allah.

Siz dini tartıştırtın. Ancak O dinin bu konulara bakışını buraya yansıttırmayın. Bence sizin bu tutumunuz dogmatik. Dini eleştirtmeyin madem. Din adına yapılanları eleştirtin. Sözümüz yok.

Artı felsefenin ilgi alanına girmeyen bir konuyu buraya koydurtup tarıştırtmayın bence.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
13 May 2008
1,906
174
63
Dinin dogmatik olup olmadigini Fides ile tartisabilirsiniz. Benim boyle bir iddiam yok. Din konusunun felsefe ile alakali olmadigini soylemenizde beni cok uzdu. Islam felsefesinde bir cok konunun sentezi yapilmistir. Kaldi ki din felsefe ile hep ic ice olmustur cunku felsefenin her alaninda din karsisina cikmistir. Benim sizin dini inanciniza bir sey dedigim yok. Savundugunuz seylere de karsi cikmiyorum. Fakat bu savunma seklinin dogru olmadigini dusunuyorum. Kuran'dan ayetler gostererek bu boyledir baska birsey olamaz demek yanlis. Cunku yorumlar kisilere gore degisir. Ben bir ayeti okudugumda farkli birsey anlarim siz farkli birsey.Zaten bu yuzden dinler var bu yuzden mezhepler var ayriliklar var...
 

fides

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,694
5
38
Madem din dogmatik bir konu bu başlığı neden açtırtıyorsunuz? Başlık zaten başlı başına dogmatik bir konunun eleştirisi (güya). Ayetleri nasıl seçeceğimi gayet iyi bilirim. Ayetlerin kronolojisi ve arkalarındaki tarihi vakalarla da ilgili çok şükür az çok bilgi nasip etmiş Allah.

Siz dini tartıştırtın. Ancak O dinin bu konulara bakışını buraya yansıttırmayın. Bence sizin bu tutumunuz dogmatik. Dini eleştirtmeyin madem. Din adına yapılanları eleştirtin. Sözümüz yok.

Artı felsefenin ilgi alanına girmeyen bir konuyu buraya koydurtup tarıştırtmayın bence.


Ben sizi gayet mantıklı şekilde uyardım. Burada bireysel olarak egomu tatmin etmeye çalışmıyorum. Siz muhalefet olmaya çalışırken bile kendi kendinizi çürütüyorsunuz. Bu konuda benim açıklamama yapmama gerek yok sizin dışınızda okuyanlar bunun farkına varacaktır ama ben sizin için özel olarak açıklama yapacağım ki siz durumu daha iyi anlayın. Açılan konunun kaynağı belirtilmemiş ama yazı "Afak Adalı'ya" aittir. Ve sitede orijinal hali "Din Eleştirisi" başlığında yayımlanmıştır.



İlk olarak “Din felsefesi” vardır. Din, inanan kişiler tarafından eleştirilmez dogmadır iman esaslıdır çünkü. Felsefenin özü eleştirmek olduğu için dogmaları kabul etmez. Ben gene de hem felsefenin hem de dinin genel anlamda özelliklerini aktaracağım.


“Din felsefesi, dinin felsefe olarak ele alınması, dinin üzerinde düşünme ve tartışmalarda bulunmadır” Fakat ortada felsefenin kendi yapısından kaynaklanan bir sorun vardır. Her filozof kendine göre bir düşünce yapısına sahiptir. Felsefeyi tanımlamak ne denli zorsa felsefenin alt dalı olan din felsefesini de tanımlamak bir anlamda o kadar zordur. Ama bir çok filozofun belli konular üzerinde oluşturduğu belli bir disiplin göz önünde bulundurularak; din felsefesi yapmak, dinin temel iddiaları hakkında rasyonel, objektif, geniş kapsamlı ve tutarlı bir tarzda düşünmek ve konuşmaktır diyebiliriz.
http://www.felsefe.net/felsefe-akimlari/209-din-felsefesi.html


b)Felsefe–Din

Felsefe ne din içindir ne de karşıdır.felsefe için din sadece araştırılacak konulardan bir tanesidir.Evren nasıl oluşmuştur?insan nereden nasıl türemiştir?insanın varlık amacı nedir?sorularına cevap aranması gelişmiş dinlerde de vardır.Nitekim Tevrat ta, İncil de, Kur’ an da bu soruların cevaplarını buluruz .Ancak Felsefe ile din bu soruları akla ,mantığa,ve gerçeğe dayanarak çözmek ister :Kuşku duyarak cevap arar. Oysa dinde esas olan imandır. İnsanların kuşku duyma yetkileri yoktur. Dinin kaynağı ilahi iken ,felsefeninki beşerdir.
http://www.felsefe.net/felsefeye-giris/22-felsefeye-giris.html

Felsefenin genel anlamda bazı özelliklerinden bahsetmek gerekirse ki bu tarz yazılar Felsefe.NET’te de var sizin de okumanızı tavsiye ederim.


[FONT=&quot]Felsefenin Özellikleri
[/FONT]
*Felsefe inançlardan bağımsızdır
*Felsefede önyargı yoktur
*Felsefe eleştirel ve sorgulayıcı olmayı gerektirir
*Felsefe sorduğu sorular bakımından evrensel, görüşler bakımından özneldir
*Felsefe ortaya çıktığı çağın ve toplumun özelliklerini yansıtır
*eski bilgilerin birbirine eklenmesiyle büyüdüğü için birikimsel (yığılan, kümülatif) bir bilgidir.
*filozofların mantığa dayalı ve tutarlı düşüncelerinin bir ürünü olarak sistemli ve düzenlidir.
*genişleme ve zenginleşme özelliğine sahiptir, genellikle ilerleme özelli-ğine sahip değildir.
*filozoflardan ve kültürlerden bağımsız değildir, bu sebeple de subjektif (öznel) bir bilgidir.
* subjektif olduğu için de doğruluğu ya da yanlışlığı gözlenebilir olgulara bağlı olarak test edilemez.
*varlık ve bilgiyi bir bütün olarak ele aldığı için bütünleştiricidir.
*var olan bilgiler üzerine tekrar dönüp eleştirel bir tarzda ele aldığı için refleksif bir bilgidir.
*varlığı, hayatı, insanı bir bütün olarak açıklama amacını taşıdığından dolayı evrenseldir.
*konusu itibariyle bir teknolojisi yoktur.




Din ise aşağıda belirttim:

d) Dini Bilgi : Tanrının insanlara peygamberler aracılığıyla, vahiy yoluyla bazı emir ve yasaklar bildirmesi şeklindeki bilgidir. Kutsal olanla bunun karşısındaki insanın konumunu ifade eder. Dinsel bilgiye kesin iman ile inanılır, eleştirisi yapılamaz. Mutlak gerçekliği inceler.

Özellikleri :

1. Doğmatiktir.
2. Sonuçları kesindir.
3. Vahye dayanır
4. Sistemli düzenlidir
5. Evrenseldir
6. Akıl ötesi aydınlatır
7.Bireyi ve toplumu ilgilendiren kurallara dayanır.
8. İbadet biçimleri ve ahlak kurallarını içerir
Türkiye’de yaşıyorsanız liseden başlayarak bu temellendirmelir size öğretilir zaten.(Tabi liseyi okuyanları kastediyorum.) Benim uydurduğum bir şey yok felsefenin ne olduğunu bilen kişi bunları zaten bilir.Ayetleri biliyorsunuz ama felsefenin özünü bilmiyorsunuz.Karşı çıkışınız bile kendinizi çüretmek için. Ben bu konunun yeterince/hatta fazlasıyla açıklandığını düşünüyorum.
 

rainbow64

Yeni Üye
6 Şub 2010
331
1
0
37
Yorumun tartışmaya açık olup olmaması sana bağlı sonuçta eğer sen ayetleri tarışmaya açık olarak kabul edersen o zaman tarışmayacak bir şey yok ortada.
Daha önceden de sadece ayet paylaşılan mesajlar var. Yani sırf ayet paylaşılacaksa ben neden o kişinin yazısını okuma gereği duyayım ki açarım Kur'an-ı okurum. Yoruma açık değilse ayetler neden paylaşıyorsunuz? Ben de yoruma açık bir şeyler yazın ki okuma gereği ve yorum yapma gereği duyalım diyorum. Bilmem anlatabildim mi?
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Felsefeye giriş dersinden sonra, bir soruya ap-açık bir cevap rica ediyorum. Dini eleştiriye açan bu başlıkla ilgili düşünceniz nedir?

Fides isimli yönetici arkadaşa sualler?

Bir mevzu tartışalabilir olmalı diyorsunuz ve din dogmatiktir diyorsunuz. Peki bu başlığı neden açtırtıyorsunuz?

Burada sorgulanan şeyler varoluş vesaire değil, eğer mevzuyu baştan beri takip ediyorsanız. Burada ap-açık dine bir saldırı var. Bu sizi hiç rahatsız etmiyor da, bizim verdiğimiz bir iki ayet mi rahatsız ediyor?

Buradaki amacın din üzerinde fikir yürütmek olmadığını görebiliyor musunuz?

Kaldıkı burada gördüğünüz gibi ne taoizm ne de başka bir din üzerine konuşuluyor. Din eleştirisi başlığının kapsamının islam üzerine bina edildiğini bilmem fark edebildiniz mi? Yoksa sizin din felsefeniz islama karşı savlar yürütmek şeklinde mi?

İslam bir dindir evet. Müslümanlarda bu dinin getirdiklerini kayıtsız şartsız kabul eden insanlardır. Uygulamalarda, yani pratikte tarihte sorunlar olmuş olabilir ki bu insanın söz konusu olduğu yerlerde olağandır. Bunları konuşsa idik anlayabilirdim. Ama biraz sonra vereceğim alıntılara ne diyeceksiniz merak ediyorum?

Bakın bu ayetleri veren kim? Turan DURSUN'dan alıp buraya bunları bir mesele olarak taşıyan kim? Bence Fides siz değil, nefsiniz konuştu.

Evet bunları buraya alıp taşıyan genç bir arkadaşımız. Biliyorum ki hatay yöresinden ve biliyorum ki dini farklı yorumlayan bir kesimden gelen bir arkadaşımız. Başımız gözümüz üstüne. Onun çabası kendi inancını yüceltmek değil bilakis islamı hor ve hakir görmek ve göstermek. Ki bu kimsenin haddine değildir. Ne taoizm ne hinduizm ne de nusayrilik hor ve hakir görülebilir. Saygı duyup herkesin inancını özgürce yaşamasına müsade etmek görevimizdir. Bu ders size bir ömür yetecektir fides.

Din Eleştirileri
Kuran'daki Allah tasavvuruna yakışmayan ayetler – Beddua eden, hakaret ve küfreden, yemin eden bir Tanrı?



Hani bazı insanlar, kızdıkları kişilere “Allah seni şöyle yapsın, böyle yapsın” şeklinde beddua/intizar eder, lanet okurlar. Peki herşeyi yaratan, herşeyi önceden bilen, herşeye gücü yeten bir Tanrı neden kendi yarattığı kullarına beddua etsin?



“Biz zalimleri şöyle cezalandıracağız” şeklindeki ayetler bir noktaya kadar (Kuran’ın kendi mantığı içerisinde) anlaşılabilir belki, çünkü burada yapılan beddua değil, olacak şeylerin önceden bildirilmesidir. Ama Allah’ın bizzat kendisinin, “Allah sizi şöyle yapsın”, “şöyle olasınız inşaallah” şeklinde beddua etmesi hiç akla sığar mı?


  • Yahudiler, “Üzeyr Allah’ın oğludur” dediler; Hıristiyanlar, “Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu, daha önce inkar edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri sözdür. Allah onları yok etsin, nasıl da uyduruyorlar!



  • Onlara baktığın zaman cüsseleri hoşuna gider; konuşurlarsa sözlerini dinlersin; tıpkı, sıralanmış kof kütük gibidirler; her çığlığı kendi aleyhlerine sayarlar; onlar düşmandır, onlardan çekin; Allah canlarını alsın, nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar.



  • Canı çıkasıca, ne biçim ölçtü biçti!



  • Canı çıksın o insanın, o ne nankördür!



  • Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lânete uğrasınlar!



  • Ebû Leheb’in elleri kurusun. Zaten kurudu.




  • Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar.



  • İçinizden cumartesi günü azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: Aşağılık maymunlar olun! dediklerimizi elbette bilmektesiniz.



  • De ki: Allah katında yeri bundan daha kötü olanı size haber vereyim mi? Allah’ın lanetlediği ve gazap ettiği, aralarından maymunlar, domuzlar ve tağuta tapanlar çıkardığı kimseler. İşte bunlar, yeri (durumu) daha kötü olan ve doğru yoldan daha ziyade sapmış bulunanlardır.



  • Kafirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.



  • Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin durumu gibidir.



  • Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.



  • Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.



  • Dileseydik, onu ayetlerimizle üstün kılardık; fakat o, dünyaya meyletti ve hevesine uydu. Durumu, üstüne varsan da, kendi haline bıraksan da, dilini sarkıtıp soluyan köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi yalan sayan kimselerin hali böyledir.



  • Onlar sanki arslandan kaçan yaban eşekleridirler.



  • Doğrusu Allah, inanıp yararlı işler işleyenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Durakları ateş olduğu halde kafirler, zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler.



  • İnsanların beyinsizleri, “Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?” diyecekler; de ki: “Doğu ve batı Allah’ındır. O, dilediğini doğru yola eriştirir”.



  • Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme. Âyetlerimiz kendisine okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.


İnsanlar, sözlerinin doğruluğunu vurgulamak, dinleyenleri inandırmak için kendilerinden daha yüce/üstün gördükleri şeyler üzerine yemin eder, ant içerler.
Peki herşeyi yaratan, herşeyi bilen, herşeye gücü yeten, zaman ve mekândan münezzeh bir Tanrı, hitap ettiği kullarını inandırmak için yemin eder mi?


Allah, ALLAH üzerine yemin ediyor (!)


  • Rabbine and olsun ki Biz onları mutlaka uydukları şeytanlarla beraber haşredeceğiz. Sonra cehennemin yanında diz çöktürerek hazır bulunduracağız.

  • Kendilerine verdiğimiz rızıktan, onların ne olduğunu bilmeyen putlara pay ayırırlar. Allah’a and olsun ki, uydurup durduğunuz şeylerden elbette sorguya çekileceksiniz.



  • Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki
Allah KURAN üzerine yemin ediyor
hikmetli Kuran’a => ;

zikir dolu Kuran’a => ;

şerefli Kuran’a => ;

apaçık Kitaba => ;

satır satır yazılmış Kitab’a =>


Allah olur olmaz HERŞEY üzerine yemin ediyor


Sadece birkaç örnek:


İncire, zeytine =>


Yayılmış ince deri üzerine =>


Kaleme ve yazdıklarına =>


Herşeyin çiftine de, tekine de and olsun =>


bu kente (Mekke’ye) =>


Zilhicce ayının ilk on gecesine =>


İkindi vaktine (asra, çağa)=>


Kuşluk vaktine =>


Şafak vaktine =>


geceye =>


gündüze =>


Batmakta olan yıldıza =>


dolunay halindeki aya =>


(kafirlerin ruhlarını) şiddetle çekip çıkaranlara. =>


(mü’minlerin ruhlarını) kolaylıkla alanlara =>


Art arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara =>


Kıyamet gününe =>


İslam alimleri, Allah’ın kendi üzerine veya yarattığı şeyler üzerine yemin etmesini kısaca şöyle açıklar: Arapça’da deyim veya anlatım kalıpları olarak bu gibi yeminler çok yaygındır. Bu sebeple Kuran’da da bunlar yer almıştır. => Fakat bu açıklama, Kuran’ın herşeyin üstünde olan bir Tanrı sözü olduğuna mı işaret eder, yoksa daha çok insan sözü olduğuna mı?

Alimler bunun yanı sıra, hayâl güçlerini zorlayarak birçok farklı yorum da bulmuşlar. Örneğin: Allah bu ayetlerde üzerine yemin ettiği şeylerin kutsallığına, ayrıcalığına işaret ediyor. => Peki ama neden zeytinle incir diğer yemişlerden daha kutsal olsun ki? Neden günün herhangi bir vakti diğer vakitlerden daha mübarek olsun ki? Hem zaten üzerine yemin edilmeyen herhangi bir vakit de kalmamış ki?


Kuran’ın bu gibi “eften püften” şeylerden bahsetmesini, hatta bunlar üzerine yenim etmesini Muhammed zamanında da oldukça tuhaf bulanlar olmuş ki, şu ‘ayet’le cevap verme gereği hissedilmiş:


  • Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, “Allah, örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?” derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır.
 

fides

Yeni Üye
15 Şub 2008
1,694
5
38
Ben son açıklamamda konuyu yeterince topladım ve açıklık getirdim. Sonraki yazılarınız benimle kişisel polemik değeri taşıyor.Cevap hakkımı kullanacağım. Sizde sonraki yazılarınızı bana değil konuya odaklı şekilde paylaşınız

Kaldıkı burada gördüğünüz gibi ne taoizm ne de başka bir din üzerine konuşuluyor. Din eleştirisi başlığının kapsamının islam üzerine bina edildiğini bilmem fark edebildiniz mi? Yoksa sizin din felsefeniz islama karşı savlar yürütmek şeklinde mi?
.Öncelikle şu sorunuzun cevabını vereyim:

daha arşivim var, en yakınımızdaki dinden başlamak istedim :))

Eğer siz de en az benim kadar konuya hakim olsaydınız buradaki ayrıntıyı fark edip islam dışında diğer dinlerle ilgili eleştirilerin geleceğini anlardınız. Yayımlanmamıştır çünkü; üye pek foruma gelmemiştir. Gelmemesi benim bu eleştiriyi ve diğer eleştirilerinde var olduğundan bihaber olduğumun anlamına gelmez. İslam dışında diğer dinlerin de eleştirileri var. Hatta Turan Dursun’un sitesinde de var.
Turan Dursun'a ait yazılar hoşunuza gitmemiş ama eminim Harun Yahya'ya ait yazılar olsaydı alkış tutardınız. Ayetlerden rahatsızlık duyduğum çarpıtması ile linç kampanyası yapmaya çalıştığınızı zaten biliyorum. Ama bana mahalle baskısı uygulamaya çalışmayın! Çok ucuz kaçıyor.Gayet bilimsel şekilde dinin ve felsefenin özelliklerinin farklılıklarını dile getirdim. Bunun aksini söyleyemiyorsunuz.Zaten siz de dogmaya bir örnek vermişsiniz:
İslam bir dindir evet. Müslümanlarda bu dinin getirdiklerini kayıtsız şartsız kabul eden insanlardır.
Bana gerek yok aslında siz zaten kendi yazılarınızda kendinizi çürütüyorsunuz.
Hadi siz benim yazılarımı çürütün?: Şimdi din dogma mıdır değil midir? Bunu inanan kişi neden eleştirsin? Olduğu gibi kabul etmez mi? Şimdi siz islamın şartlarına yeni bir madde getirebiliyor musunuz? Peki sorar mısınız İslamın şartı neden 5 tanedir, neden 10 değil? Hiç sordunuz mu bunu kendinize?Diyebiliyor musunuz peki: “ Kadının Cuma namazı kılması farzdır …vs” gibilerinden bir şeyler? Demek ki kabul ettiğiniz bir kaynak var. Bunu da Kur’ana dayanarak söylersiniz.O zaman neye karşı çıkıyorsun?Eleştirmeden kabul etmedin mi?O zaman dogma değil midir?Olmayan, bilinmeyen bir şeyi mi dile getirmişim?Hangi liseyi okumuş biri bunu bilmez ki? (Lise diyorum çünkü bu ayırdın temeli liseden itibaren verilir.)
Bilmem anlamanız için kaç baskı yapmak gerekir. Din, iman esaslıdır.İnanan ve inanmayan farklıdır.Bunu eleştirmeyen ve eleştiriye açan insanın olduğu gibi.Din felsefesi de farklıdır:

“Din felsefesi, dinin felsefe olarak ele alınması, dinin üzerinde düşünme ve tartışmalarda bulunmadır” Fakat ortada felsefenin kendi yapısından kaynaklanan bir sorun vardır. Her filozof kendine göre bir düşünce yapısına sahiptir. Felsefeyi tanımlamak ne denli zorsa felsefenin alt dalı olan din felsefesini de tanımlamak bir anlamda o kadar zordur. Ama bir çok filozofun belli konular üzerinde oluşturduğu belli bir disiplin göz önünde bulundurularak; din felsefesi yapmak, dinin temel iddiaları hakkında rasyonel, objektif, geniş kapsamlı ve tutarlı bir tarzda düşünmek ve konuşmaktır diyebiliriz.
b)Felsefe–Din

Felsefe ne din içindir ne de karşıdır.felsefe için din sadece araştırılacak konulardan bir tanesidir.Evren nasıl oluşmuştur?insan nereden nasıl türemiştir?insanın varlık amacı nedir?sorularına cevap aranması gelişmiş dinlerde de vardır.Nitekim Tevrat ta, İncil de, Kur’ an da bu soruların cevaplarını buluruz .Ancak Felsefe ile din bu soruları akla ,mantığa,ve gerçeğe dayanarak çözmek ister :Kuşku duyarak cevap arar. Oysa dinde esas olan imandır. İnsanların kuşku duyma yetkileri yoktur. Dinin kaynağı ilahi iken ,felsefeninki beşerdir.
[FONT="]Felsefenin Özellikleri
[/FONT]
*Felsefe inançlardan bağımsızdır
*Felsefede önyargı yoktur
*Felsefe eleştirel ve sorgulayıcı olmayı gerektirir
*Felsefe sorduğu sorular bakımından evrensel, görüşler bakımından özneldir
*Felsefe ortaya çıktığı çağın ve toplumun özelliklerini yansıtır
*eski bilgilerin birbirine eklenmesiyle büyüdüğü için birikimsel (yığılan, kümülatif) bir bilgidir.
*filozofların mantığa dayalı ve tutarlı düşüncelerinin bir ürünü olarak sistemli ve düzenlidir.
*genişleme ve zenginleşme özelliğine sahiptir, genellikle ilerleme özelli-ğine sahip değildir.
*filozoflardan ve kültürlerden bağımsız değildir, bu sebeple de subjektif (öznel) bir bilgidir.
* subjektif olduğu için de doğruluğu ya da yanlışlığı gözlenebilir olgulara bağlı olarak test edilemez.
*varlık ve bilgiyi bir bütün olarak ele aldığı için bütünleştiricidir.
*var olan bilgiler üzerine tekrar dönüp eleştirel bir tarzda ele aldığı için refleksif bir bilgidir.
*varlığı, hayatı, insanı bir bütün olarak açıklama amacını taşıdığından dolayı evrenseldir.
*konusu itibariyle bir teknolojisi yoktur.

d) Dini Bilgi : Tanrının insanlara peygamberler aracılığıyla, vahiy yoluyla bazı emir ve yasaklar bildirmesi şeklindeki bilgidir. Kutsal olanla bunun karşısındaki insanın konumunu ifade eder. Dinsel bilgiye kesin iman ile inanılır, eleştirisi yapılamaz. Mutlak gerçekliği inceler.

Özellikleri :

1. Doğmatiktir.
2. Sonuçları kesindir.
3. Vahye dayanır
4. Sistemli düzenlidir
5. Evrenseldir
6. Akıl ötesi aydınlatır
7.Bireyi ve toplumu ilgilendiren kurallara dayanır.
8. İbadet biçimleri ve ahlak kurallarını içerir

Lütfen iki üç makale ya da komşu çocuklarının lise felsefe kitabını karıştırın dediklerimden farklı bir şey mi yakalayacaksınız? Ben mi kendi kendime teori üretiyorum? Ben Arapça bilmem ama Türkçeye çevrilirken insiyatif esaslı değişimlere uğradığını biliyorum. En azından iki üç Türkçe çevirili yazıyı karşılaştırma yapabilirim. Ortaya sadece ayetler atıp kaçıyorsunuz. Amacınız ne ?Siz ne düşünüyorsunuz belirtmiyorsunuz.Vur kaç taktiği yani. Ayetlerin öncesi yok sonrası yok.Bütünlük yok. Kaynak gösterilen makalede hoşunuza gitmese de kişisel yorum getirilmiş. Siz eklediğiniz ayetlerde neye açıklık getirmişsiniz? Kime ne katmışsınız? Ayrıca benim nefsim hakkımda ne kadar bilgiye sahipsiniz? Lütfen kişisel etiketlemelerinizi kendinize saklayınız.
Konu başlığında bir karşı çıkış var. Yazarın kendisi zaten eleştirmiş.Olduğu gibi kabul etseydi böyle bir yazıdan haberimiz olmazdı değil mi?Demek ki dogma olarak kabul etmemiş. Siz inanan ve inanmayan ayırdını bilmiyorsunuz. Ve bu forumda inananlar kadar inanmayanlara da açığız.
Ayrıca, “yönetici” kelimesini özellikle vurgulamışsınız.Daha önceden de dediğim gibi ego tatmini yapmak gibi bir amacım yok. Uyarılarımı yönetici olarak yapabilirim ama paylaşımlarım kişisel görüşüme dayanır. Bu forumda da özellikle din konusunda mahalle baskısı yapmaya çalışanlardan bir çok üyemiz rahatsız. Herkes istediğine inanır ve ya inanmaz bu konuda daha nezaket içeren paylaşımlar yapılmasını umuyorum.
Lütfen benimle polemiğe girmeyiniz.Konu içeriğinden uzaklaşmasın.
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Şaşırmadım.

Bu konuyu baştan sona okuyacak herkese sesleniyorum. Başlıktaki ayetlerin ne önü ne de ardı verilmemiştir. Amaç insan icraatlarını eleştirmek değil bilakis direkt olarak bir dini yermek. Bahsedilen ayetlerin hepsinin ap-açık izahı çok basit bir şekilde verilmiştir. Bu başlık altında buna dahi müsade etmemek gibi gayr-ı demokratik bir yol izlenmeye çalışılmaktadır. Herkesin dini kendisine göre değerli ve kutsaldır. Dil uzatılamaz. Dil uzatmanın yegane amacı hakaret ve küçük düşürme amacı olabilir. İnanmayanın inançsızlığı kendine, inananın inancı ise yine kendinedir. İsteyen herkese hepsinin izahını çok kolayca yapabilirim. Çok büyük bir saptırma var ve bu iftiralara yıllarca önce cevaplar verilmiştir. Konu ısıtılıp tekrar insanların önüne konmuştur. Dini dogma kabul edenler üzerinde tartışmalara girmiştir. Kafirun suresi yeterince açıktır. Sizin dininiz size bizim dinimiz bize. Kim neye istiyorsa ona inansın. Kimse kimseyi rahatsız etmesin. Hakaret içeren başlıkların tekrar açılmaması ümidi ile. Biz kalkıp da kimsenin inancı için şöyledir böyledir demiyoruz. Saygı gösteriyoruz. Herkesten de bu saygıyı bekliyoruz.
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Yemin meselesi

Allah önemli bir olaya dikkat çekmeye çalışıyor ve öncesinde önemini vurgulamak için yemin ediyor. Arap dilinde inandırmak için yemin, kullanılagelen ve hatta başka toplumlarda dahi kullanılagelen bir vurgu ve kefalet sözüdür yemin. Allah kendi makamından bize söz indirirken elbette seviyemize iniyor ve vurgular yapıyor. Farkındalık yaratıyor. Bu çok basit bir mesele. Çocuklar dahi cevap verir.

Kullarına küfür etmesi ve azalaması

Azarlarda, azap da eder. İrade onundur. Resulune ve dinine isyan bayrağını çekenlere kızması ve azarlaması gayet doğal değil mi? SBizler bunu yapıyoruz. Bizde de onun sıfatlarından kısıtlı da olsa var. Oyunun kurallarını belirleyen yaratanın, insanların asi olanlarına ve hatta asilikte haddi aşanlara kızması ve onları azarlaması neden şaşırtıyor ki bizleri. Mutlak irade diler ve yapar. Bu ufacık algılama kapasitelerimizle onun iradesine ket mi vurmaya kalkıyoruz ki. Neyi sorguluyoruz biz. Nefsimize (egomuza) mı tapar olduk da mutlak irade ile münakaşalara girmeye başladık. Rablık mı taslıyoruz yoksa? Üzüm tanesini yapacak gücü mü bulduk kendimizde yoksa? Bir tane elma yaratıldı da bizim mi haberimiz olmadı. Neden küfredemesin ki kullarının asilerine.

Artı ben asi olanları cehennemin dibinde yakacağına dahi inanmışım yaradanın, beddua edip azarlamasına mı ihtimal vermeyeceğim. Geçiniz efendim.

Kuranda tam 1000 ayet müjde ile ilgilidir unutmayınız. Allahın rahmeti gazabını geçmiştir. Zulüm edenlere alkış tutmasını beklemek nasıl bir hümanizmadır? Boş ve malayani konular bunlar. Akılsız insanların dine taaruzları. Nefsini ilah edinip putlaştıranların işleri. Nefis, para, kadın, şöhret vesaire günümüz putlarıdır. Unutmayın ki birer hiçsiniz. Daha dün meniydiniz. Bugün kalkmış kendi organlarınıza bile hakim değilken (kendi kendilerine icraatlarını sürdürürken) rablık taslıyorsunuz. Bu ap-açık bir sapıklıktır. Günahkar iseniz tevbe edin ve ona sığının. Korkmayın. O affedicidir. Günahlarınız rabbinizle aranızda bir set oluşturmasın. Allah tevbeleri bağışlar. Yaptığınız bütün kötülükleri affeder. Yeter ki onu kabul edip ondan af isteyin.
 

Vicdan

Yeni Üye
18 Ocak 2011
21
0
0
34
Eğer okumak isterseniz, burada sorunuzun cevabından daha fazlası var:
Ben kısaca bir kaç alıntı yapacağım dikkat çekmek için:

"Yeryüzünde 1 milyar Müslüman…

Mağripten maşrika saraylar, hanlar, hamamlar…

Mavi göğe yükselen minareler…

Susmayan ezanlar, inmeyen bayraklar…

Namazlar, cumalar, bayramlar, kurbanlar…

Kabirler, türbeler, fatihalar, yasinler…

Bütün bunlar İslam’ın yeryüzünde gürül gürül yaşandığı, dimdik ayakta durduğu anlamına mı geliyor?..."


"Denizleri yaran Musa, ölüleri dirilten İsa, ateşte yanmayan İbrahim, kayadan deve çıkaran Salih, üçyüz yıl uykuya dalan Ashab-ı Kehf, karıncayla konuşan Süleyman ve göğe çıkan İsa vs. vaazlarıyla uyuşan kitleler, “Bunlar bugün niye olmuyor? Filistinli çocuklara, Iraklı annelere neden mucize inmiyor?, Kuşlar, karıncalar şimdi neden bizimle konuşmuyor? Yaşayan el-Kitap’da bunlar niye yok?” sorularıyla karşılaşınca şüphe vadilerinde dolanmaya başladılar. Ya da “vardır bir hikmeti, töbe töbe” diyerek içlerine attılar.

Halbuki bunları eski dünya dinlerinin etkisinden kurtularak, zaten Kur’an’da geçmeyen ve asla bir Kur’an kavramı olmayan “mucize” kelimesine başvurulmadan açıklamak gayet kolaydır, anlaşılabilirdir, apaçıktır. Biraz karşılaştırmalı dinler tarihi, biraz eski uygarlıklar, Kur’an’ın işaret ettiği gibi biraz yol kenarlarında duran eski çağlara ait kanıtlar, biraz arkeolojik kazılar, biraz tabiat tarihi, biraz bu formda gelen ve bütün kutsal kitaplarda görülen sembolik dil üzerinde çalışılsa gayet güzel anlaşılacak.

Fakat mucizeleştirmeler bütün bunları yok ediyor.

Müslüman zihni tarihe, hayata ve tabiata yabancılaştırıyor.

Kafa konforu rahat, insanlık acısı ve varoluş sancısı çekmeyen, beyninde hiç merak uyanmayan, soru sormayan, sormayı şeytan işi sayan, teslimiyetin sorular sordukça değil; sormadıkça gerçekleşeceğini sanan, akletmeyi, deneyi, gözlemi kör itikatla örten, gayet kolay olup bitenleri, başına “Allah”, ortasına “Kadir-i Mutlak”, sonuna “mucize” getirerek açıklayıveren bir zihnin oluşmasına neden oluyor."
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Eğer okumak isterseniz, burada sorunuzun cevabından daha fazlası var:
Ben kısaca bir kaç alıntı yapacağım dikkat çekmek için:

"Yeryüzünde 1 milyar Müslüman…

Mağripten maşrika saraylar, hanlar, hamamlar…

Mavi göğe yükselen minareler…

Susmayan ezanlar, inmeyen bayraklar…

Namazlar, cumalar, bayramlar, kurbanlar…

Kabirler, türbeler, fatihalar, yasinler…

Bütün bunlar İslam’ın yeryüzünde gürül gürül yaşandığı, dimdik ayakta durduğu anlamına mı geliyor?..."


"Denizleri yaran Musa, ölüleri dirilten İsa, ateşte yanmayan İbrahim, kayadan deve çıkaran Salih, üçyüz yıl uykuya dalan Ashab-ı Kehf, karıncayla konuşan Süleyman ve göğe çıkan İsa vs. vaazlarıyla uyuşan kitleler, “Bunlar bugün niye olmuyor? Filistinli çocuklara, Iraklı annelere neden mucize inmiyor?, Kuşlar, karıncalar şimdi neden bizimle konuşmuyor? Yaşayan el-Kitap’da bunlar niye yok?” sorularıyla karşılaşınca şüphe vadilerinde dolanmaya başladılar. Ya da “vardır bir hikmeti, töbe töbe” diyerek içlerine attılar.

Halbuki bunları eski dünya dinlerinin etkisinden kurtularak, zaten Kur’an’da geçmeyen ve asla bir Kur’an kavramı olmayan “mucize” kelimesine başvurulmadan açıklamak gayet kolaydır, anlaşılabilirdir, apaçıktır. Biraz karşılaştırmalı dinler tarihi, biraz eski uygarlıklar, Kur’an’ın işaret ettiği gibi biraz yol kenarlarında duran eski çağlara ait kanıtlar, biraz arkeolojik kazılar, biraz tabiat tarihi, biraz bu formda gelen ve bütün kutsal kitaplarda görülen sembolik dil üzerinde çalışılsa gayet güzel anlaşılacak.

Fakat mucizeleştirmeler bütün bunları yok ediyor.

Müslüman zihni tarihe, hayata ve tabiata yabancılaştırıyor.

Kafa konforu rahat, insanlık acısı ve varoluş sancısı çekmeyen, beyninde hiç merak uyanmayan, soru sormayan, sormayı şeytan işi sayan, teslimiyetin sorular sordukça değil; sormadıkça gerçekleşeceğini sanan, akletmeyi, deneyi, gözlemi kör itikatla örten, gayet kolay olup bitenleri, başına “Allah”, ortasına “Kadir-i Mutlak”, sonuna “mucize” getirerek açıklayıveren bir zihnin oluşmasına neden oluyor."

ALLAH'mı emretmiş filistine girmeyi israile?

Cihan harpleri, kosova, balkan harpleri, haçlı seferleri, amerika kıtasında yerlilere yapılanlar, avustralyada ve yeni zelandada yerlilere yapılanlar, Afrikalıları köleleştirenler... Sömürenler, kan dökenler... Bunlar ALLAH emri midir?

ALLAH imtihan sırrı olarak herşeyi bir sebep sonuç kozalitesinde yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. Ne olacaktı? Bizim pisliğimizi gelip bizzat temizleyecek miydi sürekli?

Geçmişte mucizeler gerçekleşmiştir evet. Peygamberlerin bir nişanıdır onlar. Tasdikçisidirler. Zaten bütün bu kainat başlı başına bir mucize. Bugün fen bu kadar ilerlemiş iken hala mucize bekleyenler mi var yoksa?

Vallahi de gök yarılsa da için melekler yeryüzüne akın etse yine iman etmezdi onlar. Sihir der geçerlerdi. İnanmazlardı vesselam.

Cehaletle suçladığımız müslümanlar bir miktar bu suçlamayı şu an hak ediyor evet. Ama zalimlikte batının , çıkara ve korkuya dayalı zihniyet ve aksiyonuna abdest suyu dahi dökemezler.

Çıkara ve korkuya dayalı aksiyon dünyada eninde sonunda zafer getirir. Ama bazen kan üzerine kurulan bu saadet sarayları yıkılıverir gün gelir.

Allah mı emrediyor kan akıtmayı? Allah mı emrediyor bozgunculuğu? Yok sorgulamaymış, yok bilmem neymiş. Sorgulayana laf eden yok. Adam hakaret ediyor, adam saldırıyor. Amacı hakikati ortaya çıkarmak değil ki. İyi niyet yok işin içinde. Kılıcını çekmiş saldırıyor. Tefekkürün ehemmiyeti gayet açıktır dinlerde.
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Anlayabiliyorum. Zor bir dönemin ürünleriyiz. Ruhunu islam kalıbına dökmek zor geliyor bizlere. Dünyanın lezzetleri peşinde koşmak bu kadar empoze edilmişken bize hele... Ölümü dahi hatrımıza getirmek istemiyoruz. Maddecilik sanırım dünya tarihinde hiç bu kadar yaygın olmamıştır. En son ne zaman bir kelebeği seyrettik bir ormanın huzurlu neşesinde? Komşular toplaşıp ne zaman beraber ekmekler pişirdiler? En son ne zaman bir ihtiyarın anılarını dinledik? Ne zaman bir namazı hakkıyla kıldık? Ne zaman içimizde ebediyetin huzurunu hissettik en son? Size telkin edilen maddiyatın peşinde koşmak. Hakkettiğinizi söylüyorlar size. Nefsinizi tanrılşatırıyorlar. Ve sizler de buna inanıyorsunuz. Hiçsiniz. Hiçiz. Yoktuk. Var edildik. İmtihan bitecek. Defterler verilecek. Şimdi size bütün dünyaya bir tokat niteliğinde olan bir araştırmayı göstereyim.

Araştırmayı Gallup şirketi 53 ülkede yapmış. Ve dünyanın en umutlu ve mutlu ülkeleri tesbit edilmiş. Alın size batının sahte medeniyetine ve maddeciliğe en büyük tokat.

DÜNYANIN EN MUTSUZ VE UMUTSUZ 5 ÜLKESİ.

1.FRANSA
2.İZLANDA
3.ROMANYA
4.SIRBİSTAN
5.İNGİLTERE

DÜNYANIN EN MUTLU VE UMUTLU İNSANLARININ YAŞADIĞI ÜLKELER

1.NİJERİA
2.VİETNAM
3.BRAZİLYA
4.ÇİN
5.KOSOVA

AFGANİSTAN VE IRAK DA ÇOK ÜST SIRALARDA YER ALIYOR MUTLULUKTA. ARAŞTIRMAYI ANALİZ ETMEYECEĞİM. SİZE BIRAKIYORUM.
 

Vicdan

Yeni Üye
18 Ocak 2011
21
0
0
34
ALLAH'mı emretmiş filistine girmeyi israile?

Cihan harpleri, kosova, balkan harpleri, haçlı seferleri, amerika kıtasında yerlilere yapılanlar, avustralyada ve yeni zelandada yerlilere yapılanlar, Afrikalıları köleleştirenler... Sömürenler, kan dökenler... Bunlar ALLAH emri midir?

ALLAH imtihan sırrı olarak herşeyi bir sebep sonuç kozalitesinde yaratmıştır ve yaratmaya devam etmektedir. Ne olacaktı? Bizim pisliğimizi gelip bizzat temizleyecek miydi sürekli?

Geçmişte mucizeler gerçekleşmiştir evet. Peygamberlerin bir nişanıdır onlar. Tasdikçisidirler. Zaten bütün bu kainat başlı başına bir mucize. Bugün fen bu kadar ilerlemiş iken hala mucize bekleyenler mi var yoksa?

Vallahi de gök yarılsa da için melekler yeryüzüne akın etse yine iman etmezdi onlar. Sihir der geçerlerdi. İnanmazlardı vesselam.

Cehaletle suçladığımız müslümanlar bir miktar bu suçlamayı şu an hak ediyor evet. Ama zalimlikte batının , çıkara ve korkuya dayalı zihniyet ve aksiyonuna abdest suyu dahi dökemezler.

Çıkara ve korkuya dayalı aksiyon dünyada eninde sonunda zafer getirir. Ama bazen kan üzerine kurulan bu saadet sarayları yıkılıverir gün gelir.

Allah mı emrediyor kan akıtmayı? Allah mı emrediyor bozgunculuğu? Yok sorgulamaymış, yok bilmem neymiş. Sorgulayana laf eden yok. Adam hakaret ediyor, adam saldırıyor. Amacı hakikati ortaya çıkarmak değil ki. İyi niyet yok işin içinde. Kılıcını çekmiş saldırıyor. Tefekkürün ehemmiyeti gayet açıktır dinlerde.

Sanırım "Allah'mı emretmiş" kalıbıyla başlayan laflarınız, benim link verdiğim yazıyı okumadığınız, anlayamadığınız manasını taşıyor. Bu makalede aksine bunların İslam'ın asıl gerçeğinden uzaklaştığının göstergesidir denilmekte. Ricam makaleyi sonuna kadar okuyunuz. Hatta Recep İhsan Eliaçık ismini iyi araştırın derim, sitesi var ve tüm yazdıklarını orada paylaşıyor. Eğer İslam'ın duymazlıktan gelinen yüzünün sesini duymak isterseniz.
 

toz_zerresi

Yeni Üye
22 Şub 2010
184
0
0
48
Sanırım "Allah'mı emretmiş" kalıbıyla başlayan laflarınız, benim link verdiğim yazıyı okumadığınız, anlayamadığınız manasını taşıyor. Bu makalede aksine bunların İslam'ın asıl gerçeğinden uzaklaştığının göstergesidir denilmekte. Ricam makaleyi sonuna kadar okuyunuz. Hatta Recep İhsan Eliaçık ismini iyi araştırın derim, sitesi var ve tüm yazdıklarını orada paylaşıyor. Eğer İslam'ın duymazlıktan gelinen yüzünün sesini duymak isterseniz.

Ben size hitaben yazmadım sadece bu yazıyı. Sizin üzerinize alınıp, konuyu şahsileştrmenize gerek yok.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst