E
evrensel-insan
Ziyaretçi
İnsanlar yeryüzünde ki varoluşları iki türlüdür.Biri fiziksel diğeri düşünsel.Fiziksel varlıklarıyla insanoğlu türü olarak genelleştirilebilecek özelliklere sahiptirler.Çünkü bu görgül bir hakikattır,ne inkarı mümkündür ne de saptırılması.Bilimsel yaklaşımda bunun birçok kanıtını sağlamalarıyla ortaya koymuştur.Oysa düşünce fiziksel varlıktan bağımsız olarak her bireyde farklı doğar ve gelişir.Her fiziksel doğuşta aynı zamanda yeni bir akıl,zeka,algı doğmuştur.Bilinenin aksine fizik düşünceden değil,düşünce fizikten doğmuştur.Yani madde tinden değil,tin maddeden doğmuştur.
Aşk ise görgülün tine taşınmasıdır.Yeryüzünde ki mükemmeliklerin düşünce tarafından kavranmasıdır.Bu mükemmellik sadece karşı cins olarak algılanmamalı.Tüm görgüller düşünceyle aşka taşınabilir.Ama yeryüzünde varlığı reddeden sadece düşünce üzerine kurulu ilginç bir aşk kavrayışı vardır.Maddeyi kötüleyen,sadece düşünce üzerine kurulu bir anlayış...Bu anlayıştan dolayı kimseyi yargılayamam ama benim anlayamadığım bir anlayıştır.Görgül güzellik yaratmayan bir şeye nasıl aşk duyabilirim ?
Aşk deyince akla gelen ise cinsi aşktır.Yani burada ki cinsi aşk kavrayışı cinsel istekten duyulan şehvettir.Ve bu aşk değildir.Aşk,cinsel istekten arındırılmış sanatsal bir güzelliğe duyulan istem olmalıdır.Peki şehvette olmamalı mı ? Olmalıdır,ancak sanatsal güzelliğinin önüne geçmeden.Çünkü sanat aşkındır,çünkü sanat sadece onu hissedenindir,fakat şehvet ağzını gererek ortalıkta gezinen ayak takımı tarafından bile hissedilebir.Yani ancak sanatı kavrayabilen ince ruhlular aşkı hissedebilir.
O dedigin zaten mumkun degildir. Cunku dusunce varligi red etmez, sadece varligin dusunsel oldugunu ortaya koyar, yani idealizm. Ama unutmamak gerekir ki, bunu ortaya koyan yine bir insanogludur ve bunu ortaya koyabilmesi icin, koyan acisindan akil olarak kendine dogruladigi ve inandirdigi ve de somutlastirdigi bir taban vardir. Hic bir inanc tabansiz mumkun degildir. Ama, bu taban aklini inandiranin kendine dogruladigi bir tabandir.
O yuzden zihniyetin uruttigi butun soyutlarin, uretim acisindan ve inanan acisindan mutlaka kendine dogruladigi ve hatta gerceklestirdigi bir taban vardir. Iste sorun bu tabanin evrensel onay almis ve olgu haline gelmis bir taban olmadigidir.