Aşk var mı ve Mümkün mü?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Düzyazı kategorisinde zenon tarafından oluşturulan Aşk var mı ve Mümkün mü? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 17,042 kez görüntülenmiş, 90 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Düzyazı
Konu Başlığı Aşk var mı ve Mümkün mü?
Konbuyu başlatan zenon
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ask algiyayan icin vardir, algilayamayan icin yoktur. Askin ozdeslesmis olmasi ona anlam kadar. Yani bir sahsa duyulan ask, o sahsin duyana karsi duymadigi bir hisse, askin bir anlami yoktur.

Bu temeldeki ask, sevginin cinsel birliktelik arzusudur.

Ya da genelde kisinin baska bir seye duydugu her turlu asiri tutku, ilgi ve onemdir. Bir yerde, felsefenin ilk on eki phillis gibi.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Schopenhauer'e göre , üremeyi teşvik için doğanın sunduğu kandırmaca imiş aşk...?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Schopenhauer'e göre , üremeyi teşvik için doğanın sunduğu kandırmaca imiş aşk...?

Doga bunu nasil "sunuyormus?" Doganin numenal yetisi mi varmis, ya da bir teleolojik icerigi?

Sorunun muhatapi aslinda Schopenhauer'de eger onun adina bir cevap biliyorsan, ya da kendi gorusunce yanitliyabilirsin.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Kendim cevaplayayım.Burada konu edilen aşk, kadın-erkek arasındaki aşk.Üremenin tek koşulu (doğal yollardan)kadın ve erkeği ortak üretime, çoğalmaya ikna etmek..Aşkın kimyasında, aslında aşıkların birbirlerini " farkında olmadan" uyumlu genlerden seçtiklerini izlemiştim.Yani rastlantıdan çok doğal bir seçicilik var.Uyum dedikleri bu olsa gerek..Sc....er haklı olabilir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Kendim cevaplayayım.Burada konu edilen aşk, kadın-erkek arasındaki aşk.Üremenin tek koşulu (doğal yollardan)kadın ve erkeği ortak üretime, çoğalmaya ikna etmek..Aşkın kimyasında, aslında aşıkların birbirlerini " farkında olmadan" uyumlu genlerden seçtiklerini izlemiştim.Yani rastlantıdan çok doğal bir seçicilik var.Uyum dedikleri bu olsa gerek..Sc....er haklı olabilir.

Neden aski, sadece uretime bagli kiliyorsunuz?

Ya da uremek icin yapilan cinsel birlikteligi aska bagli kiliyorsunuz?

Uretimsiz olan, ustelik hemcins olan asklari ne yapacagiz?

Uretimsiz olarak yapilan cinsel birlikteligi, cinsel hazi v.s. ne yapacagiz?

Ask bir eylem (cinsel birliktelik) den ziyade, bir algi ve histir.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Neden aski, sadece uretime bagli kiliyorsunuz?

Ya da uremek icin yapilan cinsel birlikteligi aska bagli kiliyorsunuz?

Üreme faaliyetini asla aşka bağlamıyorum..Ama aşkın çoğunlukla üreme faaliyetiyle tamamlandığını biliyoruz.Aşk, üretken kılar insanı...İlle de çocuk üretmek şart değil ki..Sanat üretirsiniz, kavga üretirsiniz....vs.Üstelik aşk ille de insana dönük olmak zorunda da değildir.Ör:Felsefenin ilk sözcüğündeki gibi...(örnek sizin ve güzel bir örnek)
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Üreme faaliyetini asla aşka bağlamıyorum..Ama aşkın çoğunlukla üreme faaliyetiyle tamamlandığını biliyoruz.Aşk, üretken kılar insanı...İlle de çocuk üretmek şart değil ki..Sanat üretirsiniz, kavga üretirsiniz....vs.Üstelik aşk ille de insana dönük olmak zorunda da değildir.Ör:Felsefenin ilk sözcüğündeki gibi...(örnek sizin ve güzel bir örnek)

Ask, yansisi yansiyi gozlemleyence algilayan ve tek tarafli olarak anlam ve iceriklendirilen bir kavramdir.

Eski turk filmlerini hatirlarsan, bilhassa erkek tarafli yerine gelmeyen asklarin, cinayetle ve insanlikdisilikla son buldugunu gozlemlersin.

Oyuzden askin neyi uretecegi, o ask hissini alanin bu algidan ne uretecegine ve aska verdigi anlam ve icerige baglidir.

Sonucta her zaman uretim olmaz, bazan de tuketim olur.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Ask, yansisi yansiyi gozlemleyence algilayan ve tek tarafli olarak anlam ve iceriklendirilen bir kavramdir.

Eski turk filmlerini hatirlarsan, bilhassa erkek tarafli yerine gelmeyen asklarin, cinayetle ve insanlikdisilikla son buldugunu gozlemlersin.

Oyuzden askin neyi uretecegi, o ask hissini alanin bu algidan ne uretecegine ve aska verdigi anlam ve icerige baglidir.

Sonucta her zaman uretim olmaz, bazan de tuketim olur.
Haklısınız, aşk, şiddet ve cinayeti de, yani şiddeti de "üretir".böylece ,aşkı gerekçe /haklı neden/mazeret gösteren insanın ve
onun insanlığının tüketilmişliğine de tanık oluruz.,"çok seviyodum, öldürdüm...."
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Haklısınız, aşk, şiddet ve cinayeti de, yani şiddeti de "üretir".böylece ,aşkı gerekçe /haklı neden/mazeret gösteren insanın ve
onun insanlığının tüketilmişliğine de tanık oluruz.,"çok seviyodum, öldürdüm...."

Buradaki bir sorunda, askin bir yerde kisinin bilincine cikmamis kendi varliginin ve yasamin onune gecmesidir. Zaten dogal zihniyetin tum amaci, kisiye ait olacak olan bir tek yasamini da onun elinden almak ve onun yasamasina izin vermek yerine, onu her turlu degerlerle yasatmaktir. Bunlarin basinda, olum icin yasamin dini uygulamalari ve inanclari gelir. Ayrica burada ideolojiler ve etik degerler de, mesela toreler; buyuk rol oynar.

Insanoglu herhangibir nedenden dolayi yasaminin onune baska bir deger koyuyorsa, bu deger ne olursa olsun; degeri koyan kisinin kendi varliginin bilincinde ve farkinda olmadigini gosterir. Yani birey bilinc ve farkindaligi yoktur.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Insanoglu herhangibir nedenden dolayi yasaminin onune baska bir deger koyuyorsa, bu deger ne olursa olsun; degeri koyan kisinin kendi varliginin bilincinde ve farkinda olmadigini gosterir. Yani birey bilinc ve farkindaligi yoktur.

Öldürerek "sahiplenme/sahip olma" güdüsü...Ölünün , yaşadığı takdirde varsayılan/ muhtemel tüm edimlerini ortadan kaldırarak, eylemsizleştirerek kontrol altında tutmak..Burada pekala bir "mülkiyet" bilincinden (ya da bilince çıkarılmayan mı demeliydim?)sözedilebilir.Ya da mülkiyet tutkusu altbilince ait, töre bunu meşru kılmakla bilince taşınmasına yardımcı oluyor..Namus cinayetleri övünç kaynağı olabiliyorsa, birey bunun "farkında"lığıyla eyleme geçerken daha rahat olmuyor mu?Bu denli soyutlamalara girersek, katilin yaptıklarının sonucuna katlanmasını, cezalandırılmasını nasıl talep ederiz? Hukuk "bilinç ve farkındalık" kavramlarına felsefeciler kadar karmaşık/çok boyutlu baksa idi ne olurdu acep?Not:töre cinayetlerinde ceza indirimi yapan bir hukukçu olayı nasıl değerlendiriyor gerçekten merak ettim şimdi...Ortak töre bilinci algısına saygısından mı, bilinç ve farkındalığı gelişmemiş ilkel bir varlığa acıdığından mı?(kümese dadanmış tilkiye bakar ve ceza keser.. miş gibi mi?Hukukçuya göre değişir demeyin hemen..Öyle bile olsa karar vermek göründüğü kadar kolay değil..
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Öldürerek "sahiplenme/sahip olma" güdüsü...Ölünün , yaşadığı takdirde varsayılan/ muhtemel tüm edimlerini ortadan kaldırarak, eylemsizleştirerek kontrol altında tutmak..Burada pekala bir "mülkiyet" bilincinden (ya da bilince çıkarılmayan mı demeliydim?)sözedilebilir.Ya da mülkiyet tutkusu altbilince ait, töre bunu meşru kılmakla bilince taşınmasına yardımcı oluyor..Namus cinayetleri övünç kaynağı olabiliyorsa, birey bunun "farkında"lığıyla eyleme geçerken daha rahat olmuyor mu?Bu denli soyutlamalara girersek, katilin yaptıklarının sonucuna katlanmasını, cezalandırılmasını nasıl talep ederiz? Hukuk "bilinç ve farkındalık" kavramlarına felsefeciler kadar karmaşık/çok boyutlu baksa idi ne olurdu acep?Not:töre cinayetlerinde ceza indirimi yapan bir hukukçu olayı nasıl değerlendiriyor gerçekten merak ettim şimdi...Ortak töre bilinci algısına saygısından mı, bilinç ve farkındalığı gelişmemiş ilkel bir varlığa acıdığından mı?(kümese dadanmış tilkiye bakar ve ceza keser.. miş gibi mi?Hukukçuya göre değişir demeyin hemen..Öyle bile olsa karar vermek göründüğü kadar kolay değil..

Simdi, bir kac olum siralayalim. Intihar eden bir kisi dusun, evladini arabanin altindan kurtarmak isterken olen bir anneyi dusun, bir intihar bombacisini dusun, idam kalemini kiran hakimi dusun, idami gerceklestiren cellati dusun, savasta olmemek icin olduren askeri dusun, birini iskence ile oldureni dusun, parali katili dusun ve serial katili dusun.

Bir de bunlarin disinda bunlari savunan bir savciyi, avukati dusun. Iste bu avukat ve savci olaya disaridan bakmali ve notr olmalidir, yani olaya hic bir subjektivizmini duygusal olarak katmamalidir.

Bir kisinin nerede nasil ve neden oyle davrandigi,onun beyninin kendisini o davranisa inandirmasi ile paraleldir. Iste bu beynin, beyinde olanlara teslimiyetidir. Ortada sadece uygulama vardir, dusunce ve sorgulama yoktur. Bunun olmamasinin tek nedeni de olay ne olursa olsun, o olayi uygulayanin kendi aklini yapilanin dogru olduguna ideolojik/inancsal inandirmis olmasidir. Iste bir savci olayi boyle degerlendirmelidir ki, kisiyi kendi subjektivizmiyle yargilamasin, ya da degerlendirmesin.
 

Mutlu Fakir

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Eyl 2011
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Aşk var Aşk'ım yok..
Aşk'ım nerde benim?..
Adalet nerde?..
Nerde hükümet?..
Bari Aşk hususunda demokrasi gelsin..
Abd uyuyor mu?
Sayın Barack, wallstreeti bırack,
Tepeme aşk bombaları bırak
Aşk istiyorum naklen..
Aşk bakanlığı kurulsun..
Başka şeye bakmasın ama.
Teşekkürler.

Heyecanımın mazur görülmesi ricasıyla tamamlıyorum;

"Aşk vardır ve mümkün değildir."
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
ozan ne diyor? ; "dünyayı güzellik kurtaracak/bir insanı sevmekle başlayacak herşey" ....sevgi/aşk...var ve mümkün. R.Dawkins diyor ki; "mutasyon rastgele olabilir ama seçilim kesinlikle değildir"...aşk bir seçilimdir.
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Efendim, aşkı aramak/bulmak için burnumuzu klavyeden çıkarmamız şart...Çünkü, koku duyusu, yani burnumuz işbaşında imiş aşık olurken...Görsellik, tensel uyum vs. hikaye imiş...Burnumuz seçimin sorumlusu...Şşşşt Herşeye burnunu sokma bakiiimm...(Aşkın kimyasından aklımda kalanlar)
 

BayChinaski

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Kas 2011
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Bir önyargı biçimidir aşk. İhtiyaç duyduğun şeyi seversin, sana iyi bir duygu veren şeyi, işine geleni. Dünyada tanıyabilsen daha çok seveceğin on kişi varken birine aşık olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Ama asla tanımayacaksın o insanları. Charles Bukowski

Aslında aşk hiç var olmadı
 

yabanci

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
22 Ocak 2012
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
26
Aşk depresyonun gelişmiş bir halidir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
aşk, yalnızca olanaklı değil, ama aynı zamanda vardır da... insanın kendini gerçekleştirip varolma sürecinde -zaten olan kendisinden yola çıkıp, hedef kendini kazanma sürecinde- kendisine sunulmuş, kendi sınırlarını zorlayıp geliştirme şansı veren bir olanak, bir fırsattır... aşk, hiçbir zaman sevenden tümüyle kopuk ve uzak bir nesneye yönelemez (örneğin günümüz gençlerinden kimse, kleopatra'ya aşık olmaz)... ama tümüyle sevenin kendisine ait olan bir nesneye de yönelemez (yine kimse kendi pankreasına aşık olamaz)... öyleyse aşkın nesnesi,aslında potansiyel olarak sevene ait olan, yani sevenle bir bütün olursa onu 'hedef kendisine' yakınlaştıracak olan, ama eylemli olarak henüz kendisine aiy olmamış olan bir nesne olacaktır.. yani aşkın nesnesi, ara yerde bir şey olmak zorundadır ; aşkın nesnesi, potansiyel olarak sevene ait olan, eylemli olarak sevene ait olmamış olandır...fakat, insan kendisine ait olmayan her nesneyi aşkının nesnesi kılmaz..aşkın nesnesi olabilmek için, sevenin bilincindeki 'iyi' imgesine uygun olmak ve fakat sevenin kendisinde bulunmamak, zorunlu koşuldur...buradan aşk süreci,devindirici ve devrimci, giderek geliştirici ve dönüştürücü, dinamik bir süreçtir...seven, sevdiğiyle bütünleşebilmek için harcadığı çabayla, aslında zihnini ve fiziksel enerjisini tüketmez,tam tersine geliştirir...sevdiğine ulaşma ve onu kazanma çabasını, 'hedef kendine' ilerleyişinin bir olanağı olarak kullanır...ve aslında bireyin aşkı,aşkının nesnesi üzerinden ve aşkının nesnesi dolayısıyla, kendini gerçekleştirme mücadelesinin yoğunluk ve şiddet kazanarak doruğa çıkma sürecinden başka bir şey değildir...sevmek demek, yüzde yüz vermek demektir ; derken bile, verdiklerimizle ve verdiklerimiz dolayısıyla -zaman,enerji,para ve gereğinde can...gibi çılgınca özveriler- aslında 'hedef kendimizi' alıyoruz/kazanıyoruzdur.....
 

yazar yazamaz

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
23 Nis 2011
Mesajlar
57
Tepkime puanı
1
Puanları
6
aynılıkda ayrılıktır aşk
ne muhteşem yaradış
ne gülşen yaradır
YaRabbi
 

iyilikmeleği

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Şub 2012
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Aşk, mizahtır.
Aşk, tutkudur.
Aşk, aptallıktır.
Aşk, mutluluktur.
Aşk bir hediyedir.
Aşk vardır, mümkündür.. İnanın yeter..
 

faşist

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
25 Kas 2011
Mesajlar
286
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
İnsanlar yeryüzünde ki varoluşları iki türlüdür.Biri fiziksel diğeri düşünsel.Fiziksel varlıklarıyla insanoğlu türü olarak genelleştirilebilecek özelliklere sahiptirler.Çünkü bu görgül bir hakikattır,ne inkarı mümkündür ne de saptırılması.Bilimsel yaklaşımda bunun birçok kanıtını sağlamalarıyla ortaya koymuştur.Oysa düşünce fiziksel varlıktan bağımsız olarak her bireyde farklı doğar ve gelişir.Her fiziksel doğuşta aynı zamanda yeni bir akıl,zeka,algı doğmuştur.Bilinenin aksine fizik düşünceden değil,düşünce fizikten doğmuştur.Yani madde tinden değil,tin maddeden doğmuştur.

Aşk ise görgülün tine taşınmasıdır.Yeryüzünde ki mükemmeliklerin düşünce tarafından kavranmasıdır.Bu mükemmellik sadece karşı cins olarak algılanmamalı.Tüm görgüller düşünceyle aşka taşınabilir.Ama yeryüzünde varlığı reddeden sadece düşünce üzerine kurulu ilginç bir aşk kavrayışı vardır.Maddeyi kötüleyen,sadece düşünce üzerine kurulu bir anlayış...Bu anlayıştan dolayı kimseyi yargılayamam ama benim anlayamadığım bir anlayıştır.Görgül güzellik yaratmayan bir şeye nasıl aşk duyabilirim ?

Aşk deyince akla gelen ise cinsi aşktır.Yani burada ki cinsi aşk kavrayışı cinsel istekten duyulan şehvettir.Ve bu aşk değildir.Aşk,cinsel istekten arındırılmış sanatsal bir güzelliğe duyulan istem olmalıdır.Peki şehvette olmamalı mı ? Olmalıdır,ancak sanatsal güzelliğinin önüne geçmeden.Çünkü sanat aşkındır,çünkü sanat sadece onu hissedenindir,fakat şehvet ağzını gererek ortalıkta gezinen ayak takımı tarafından bile hissedilebir.Yani ancak sanatı kavrayabilen ince ruhlular aşkı hissedebilir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst