Aşk var mı ve Mümkün mü?

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

İnsan kendisi bencildir doğustan ve çoğu zaman kabul etmez.
Aşk insanlar arasındadır. Ve doğal olarak bencillikle doludur.
Birini sevmemizin sebebi onun yanındaki benliğimizi sevmemiz ve ya onu severken mutlu olmamızdır.Biri için üzülmek de aslında bizi mutlu eder. Çünkü üzülmek istiyoruzdur.
İnsan her şeyi bilerek kendisi yapar,ve kendisi için yapar.
Fedakarlık elbetteki olur. Ancak bunu fedakarlık yapmak istediği için yapar.

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

xserax ' Alıntı:

Biri için üzülmek de aslında bizi mutlu eder. Çünkü üzülmek istiyoruzdur.

Genişletmek için tıkla ...

Biri için üzülmek, herkesi mutlu etmez... Yaşadığı duygudur onu mutlu eden, üzülmeyi de göze almıştır... Aşkta bencillik konusunda görüş farklılığımız var... Zaten aşk bütün insanlara aynı renkte yansımaz...

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Evet bence de farklılığımız var.
Gerçi ben aşkı değil daha çok aşkın insana yansımasını kastetmiştim.

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

xserax ' Alıntı:

Gerçi ben aşkı değil daha çok aşkın insana yansımasını kastetmiştim.

Genişletmek için tıkla ...

aşkın insana yansıması ne demek?

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Aşk bence her insanın karşısına çıkabilecek bir düşünce yada hissetme,ne zaman ve nasıl olacağı bilinemez.Aşkta sadece kalpler ve gözler konuşur.

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

herkez nietzsche agladıgındayı anımsasın sanki herkes bir nietzsche olmuş............................

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Aşk birini kutsallaştırmak bence...Ona ihtiyacımızın olduğunu düşünmek..Bir tanrı gibi yani...Son zamanlarda bir çok kişiyi gözlemledim bu konuda...Aşk bir ihtiyaçtır, beynimiz de böyle düşündüğü için onu gördüğümüz zaman tüm bünyemizin tüm hücrelerinde tuhaf bir hareketlenme olur ve ortaya müthiş bir ilizyon çıkar...Bir sihirbazın en büyük gösterisini izler gibi ağzımız açık kalırız...Hayretler içinde kalırız ve tüm gerçekleri sileriz kaşamızdan...Onun bir insan değilde kusursuz melek olduğuna inanmaya başlarız...Ama tabiki aşk sadece romanlarda güzeldir...Gerçekde ise hep göz yaşı ve saçma umutlar kalır avucumuzda...Yani aşk sadece ilizyondur...Bu ilizyonun altında bastırılmış cinsellik ve ego gibi şeylerde vardır...

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

aşkın felsefi intiharı,cinselliğin toplumda var olan durumunda evliliğin sonu;

Aşk doğasal olarak sonu cinsel bir birleşim temasıyla biten iki bedenin birbirini keşfetmesiyle biten bir durumdur. Birleşmeyen bedenler her zaman aşk denilen duyguyla bugüne kadar gelmiştir. Leyla Mecnun aşkında cinsel bir birleşim olsaydı; bugüne kadar gelirmiy di.. Hayır hiç kimse onların isimlerini bile bilmezdi. Çünkü bedenler birbirini keşfetmedi hep keşfetme arzusuyla yandı durdu..Aşk bitti demek cinsel olarak artık iki bedenin birbirine ihtiyacı kalmadığındandır..
Evlilikten önce seks tabi ki etkilidir; Ama nasıl önceden erkek evlenmeden önce başka kadınlarla beraber olduysa., Evlendikten sonra bu duygu yoğunluğunu farklı şekillerde yaşamak isteyecektir. aaa.. Doğrumu yanlış mı onu yaşayanlara sorun kesinlikle yanlış cevap alacaksınız inkar edilecektir..! Kadın içinde aynı şey geçerli .. Varsayalım ne kadın nede erkek evlenmeden önce kimseyle bir cinsel birleşimde bulunmadı., O zamanda kültürel ve toplumsal durum ve yargılar sistem devreye girecek yine farklı bedenlerde arayışa girecektir..Bu doğasal bir durumdur .. Evlilik farklı bir paylaşım şeklidir.Aşkla başlayan evlilikler,cinsel haz ulaşımları artık aynı duyguyu yaşatmayınca yoksa artık birbirimizi sevmiyor muyuz saplantısı başlar..Evlilik iki bağımsız devletin birleşmesidir paylaşmaksa ödün vermektir, mutlu aşk yoktur evet olamazda.
İnsan doğası devamlı keşfetmek ister her şeye dokunmak ister, tatmak ister, yaşamsal heyecan ister, günümüz dünyasında kadının cinsel obje olarak ta kullanıldığını düşünürsek ,ve erkeğin en zayıf noktası olarak ta cinselliği ortaya koyduğumuzda çıkan sonuç budur...(ne kadar inkar etseler de toplumun her sınıfı için)
Aşk sürekli yaşanmak ister, cinsellikten ayrı düşünülemez. Varsa ayrı diyen yalan söyler...
Evlilik toplumsal bir durum .. Aşk bireysel.çelişkide burdan doğuyor.
Fazla ayrıntılara girmedim.Bunu felsefi,sosyoloji ve diğer nijilerle de ele alsak değişmez.
Evet ne kadar sonuca ulaşamıyacağınız olsanız bile ..
Konuyu biraz faklı bakış açıları getirip dağıtmamışımdır umarım. Yinede aşkı yaşamak güzeldir diyorum.

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

bilinen anlamiyla aşkin mümkün olmasi gibi bir durum söz konusu olamaz. aşk için, karşidaki bireyin ulaşilabilirliği çarpi toplumun ona sahip olmaya verdiği değerin maksimize edilmesi denebilir. bir öğretmene veya bir ünlüye aşik olmamiz platonik olarak nitelendirilir çünkü ulaşilabilirlik sifirdir. ayni zamanda bir fahişeye de aşik olabiliriz ancak onun da toplumun verdiği değeri sifirdir. bunu ortalama bir hizada tutma dürtüsü ise aşk oluyor. tabi bunu etkileyen birçok sebep daha mevcut. anneye karşi cinsel isteğin aktarilma isteği, salt cinsel dürtüler ve tutulma denebilecek saplantili sevme hali gibi

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Aşk vardır ve mümkündür bence.Aşk beklentidir.Duygusal,düşünsel ve cinsel beklentilerimizi,hayallerimizi karşıdaki insanda bulduğumuz sürece ona aşığızdır.Zamanla başka şekle dönüşür sevgi olur adı.Beklentilerimiz gerçekleştiği sürece sevgi,ulaşamadığımız yada kaybettiğimizi sandığımız anda adı aşk olur.Gerçekleşmesi zorda olsa mümkündür.Bazen adı umuttur

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Aşk gerçektir..
Gerçektir ki çünkü gerçekliğine inanılmayan hiçbişey tartışma konusu olamaz..

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Bir düşünür:
"Aşk şiddetli sevgidir" diyor.
Sevgi ise bağlılık.
Kısaca şiddetli bağlılık

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Aşk var mı? sorusuna evet diyerek cevap verebilirim.
peki aşk nedir ve neden böyle bir his yaşanır? yorumumu sadece insanın insana aşık olması konusunda yapacağımı bildirmek isterim.
genelde kişinin kişiye aşık olması onu elde etmek istemesinden kaynaklanıyor. çünkü elde etmek istediği kişi kendisi için gerekli olan gereksinimlerini tamamlıyor ve tatmin ediyor. aslında bir insanın başka bir insana aşık olması sadece gereksinimlerini karşıladığı için meydana geliyor. mesela bir erkek bir kıza ya da tam tersi gereksinimlerini verdikleri için onlara bağlanıyorlar. diğer sevgilerde aynı. bir arkdasınızı ancak size istediğiniz şeyleri verdiği için seversiniz. karşı cinse duyulan sevgi daha şiddetli olmaktadır. çünkü karşıladığı şeyler herkesin verebileceği şeyler değildir.ya da kişi böyle olduğunu zanneder. "sen olmazsan ben ölürüm" anlamı senin şimdiye kadar bana verdiklerin artık olmazsa ben ölürüm anlamındadır. yani insanlar sadece kendileri için severler... kendilerini sevdikleri için ve kendi gereksinimlerini karşılamak için. gereksinimden kastım sadece cinsellik değil. sevmek sevilmekte bir gereksinimdir. aslında bu her zaman böyle değildir. bu konuda istisnalarda mevcuttur. ama şimdiye kadar bahsettiğim konunun bir diğer ismi; koşullu sevgidir.

koşulsuz sevgide vardır. bu durumda sevilen kişi ne olursa olsun size karşı ne yaparsa yapsın seversiniz. bu sevginiz belli bir koşula bağlı değildir. sadece "o" olduğu için seversiniz. "seni sadece sen olduğun için seviyorum." koşulsuz sevginin bir ifadesidir. bu konuya örnek olarak bir annenin çocuğuna duyduğu sevgi gösgerilebilir. annelerde koşulsuz sever ama asıl sebebi annelik duygularının tatminidir. tabi bütün annelerde koşulsuz sevmezler..

aslında bu koşullu sevgi kişinin kendisine olan sevgisinden kaynaklanıyor. kendisini o kadar seviyorki ya da o kadar çok sevmek istiyorki çok sevilmek istiyor. koşullu da olsa koşullsuzda olsa sevginin temel amacı tatmindir..

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Askin varligi su goturmez bir gercek. Mesajlardan anlasilan cogumuz bunu yasamis ve neye ugradigimizi sasirmisiz. Ben burada filozofik tanimlara veya acilimalara girmek istemiyorum. Deginmek istedigim 2 nokta var.

Birincisi, asik olmak aslinda nedir? Yani bir araci calistirir gaza basar ve harekete gecersiniz, ama kaputun altinda aslinda neler oluyor.

"Beyinde romantizm hafif delilige veya obsessive compulsive bozukluga benzer etkiler gosterir. Calismalarin gosterdigine gore ilk asik oldugunuz anda serotonin oranlari dibe vuruyor, beyindeki odul merkezleri (reward centers) dopamine ile doluyor. Bu etkinin aynisi bagimlilik yaratan uyusturucularin kullanilmasinda goruluyor. Beynimizde zevk ile ilgi duydugumuz obje arasinda guclu bag olusmasina sebebiyet veriyor. Sonuc olarak asik oldugumuzdan bir doz daha alabilmek icin kivraniyoruz.

Oxytocin ve vasopressin ise uzun sureli iliskinin gorulmesi icin onemli hormonlar. Uzun sureli iliski icerisindeki kisilerde beyinin bu hormonlar ile etkilesimi, partnerleinin fotograflarini gorduklerinde dahi yukselmeye basliyor. Partnerlerin cinsel eylemleri sirasinda uretilen bu hormon aradaki bagliligi artiran en buyuk etken.

Beyin taramalari "Askin gozu kordur" sozunu dogrularcasina, ask sirasinda dopamine odul merkezleri uyarilirken olumsuz dusunce ve sosyal deger yargilari merkezlerinin kapandigini gozler onune seriyor."



Deginmek istedigim ikinci nokta ise nereden geliyor ask? Bu mekanizmanin bunyemizde bulunmasinin anlami ne olabilir?

Iste bu noktada evrim devreye giriyor.

"Ortamdaki butun bireylerin cekici olmamasi (super-ciftlerin-George Clooney'ler ve Angelina Jolie'ler- azligi) askin evrilmesine sebebiyet vermistir. Eger ask duygusu evrilmemis olsaydi, topluluklardaki yonelimler super-ciftlerde toplanarak ureme ve genel olarak yasam yonunden cok verimsiz bir ortam olusturacakti. Bu yuzden ask duygusu evrilmis ve insanlarin partnerleri ile baglar kurmalarini saglamis, cocuk buyutmede yardimci olmus ve ayni zamanda partner seciminde zaman ve enerji tasarrufu saglayarak secimi kolaylastirmis, verimliligi optimize etmistir. Insanlar, super-ciftler pesinde kosmaktansa kendi duzeylerine uygun ciftler bulmayi ve yasamdaki verimliliklerini artirmayi bu evrimsel surec sayesinde saglamislardir."



Asik olunacak esin secimi konusunda ise yine bircok arastirma mevcut ancak konunun biraz disinda kaliyor bu durum sanirim. Koku, yuz hatlari, vucut hatlari.... bircok etkenle ilgili bircok arastirma bize es secimindeki onemli ipuclarini veriyor.

Sonuc olarak asik oluyoruz cunku

• Genlerimizin uremeye karsi dayanilmaz bir acligi var
• Uremenin verimli olabilmesi topluluk icerisinde dagilimli es seciminin gerceklesmesi ile mumkun oluyor
• Secim yapmak zaman ve enerji yonunden verimsizlige sebep oluyor, ask bu durumu ortadan kaldiriyor (burada bahsi gecen "secim yapmak" sadece es seciminde degil insanin tum yasantisinda da rol oynuyor. En basitinden secenekler artinca bocalayan insan giyimi icin modaya ihtiyac duyuyor)

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

günümüzde aşk metalaşmıştır.sistemler de değişken yaşam tarzları oluşup aşkın anlamı kalmamıştır. herşey de olduğu gibi oda tüketilip anlamını yitirmiştir.bugün burda düşüncelerini ortaya koyanlar toplumsal bir yansımanın sonucunda söyledikleri ile sınırlıdır. herkesin bir aşk yaşamışlığı vardır. ama karşılık bularak veya bulmayarak. mümkün olma devamlılığı sürekliliği bağlamında ise mümkün değildir. geçici hislerin en üst seviyeye çıkması ve ulaşıldıktan (karşılık bulması anlamında) sona erer. iki farklı cinsin birleşmesi en üst seviyedir. ve artık bedenler birbirini keşfettikten sonra yavaş yavaş anlamını yitirir.az kalsın unutuyordum,artık birde günümüde kadınların kadına veya erkeklerin erkeğe aşkı da vardır.adına eşçinsellki denilen. bunlardan başka dine inancı olanlarda tanrı aşkı vardır.hiç bir zaman ulaşılamadığı içinde sürekli aşk devam eder.insanlar kendi aşkını bulmazlar yaşamda oluşan düşüncenin breyin kendine aldığı pay oranında sürüklenir. tamamen etkilenme toplumun onu etkilediği oranda var olur. aşkımız için neleri göze alabiliriz. değeride o aldığmız oranla ölçülüdür. var oluş noktası güzel olsa bile bitişi hayal kırıklığıdır.

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Allah aski gercekten ask midir? Adlandirmada bir hata yapiyor olmayalim?

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

"Aşk" ın şiddetli sevgi ,yani şiddetli bağlılık olduğundan yukarıda bahsetmiştim.(Katılırsınız veya katılmazsınız).
Eğer aşkın anlamı buysa "Allah aşkı" elbette var olabilir,vardırda.
Aşk ın tanımı konusunda çelişkilere düşülmesinin sebebi bence aşk ile aşk' ın hissettirdikleinin birbirine karıştırılmasıdır....
Aslında aşk insanın kendisinde eksik bulunan parçasına ya da kendisinin eksik bulunduğu bütününe olan özlemidir.
İşte aşk'ın kadın ile erkek arasında gelişmesinin sebebi de budur..
Burada erkek bütünü ,kadın ise parçayı temsil eder(Erkekte hem X hem y kromozomu,kadında ise sadece Y kromozomu bulunur).
Bir zamanlar her nasılsa bu bütün iki parçaya ayrılmış,bütünden ayrılan parça kadını oluşturmuş erkek ise bütün durumunda kalmıştır..

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

ilginç bir değerlendirme doğrusu!!!toplumun yargılarından sıyrılarak tartışmassak nasıl düşünce üreteceğiz??birbirine aşık olan kadınlar olduğu gibi erkeklede vardır..bu durumda bahsettiğiniz X ler Y ler çok da geçerli dayanak noktaları olmasa gerek.

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

''erkek bütünü kadınsa parçayı temsil eder''öyle mi adem bey??ya erkek ya da kadın diye bişey yoksa,,

Ynt: Aşk var mı ve Mümkün mü?

Geçenlerde bir amerikan araştırması dikkatimi çekti.Sonuçlara göre aşkın süresi 2-4 yıl oluyor.Aşk hissin akıldan öne geçmesi bence.Aşık olan biri kendini başkasının varlığında buluyor,ama sevgi hak edilir;o yüzden aşk sevgi ile sonuçlanmayıp bitebiliyor.Olgunlaşmış insanlar çok az aşık olabiliyorlar.Neden biliyormusunuz?çünkü hislerini idare edebiliyorlar.