Allaha Inanmayan Biri Aslında Neyi Inkar(!) Eder?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde ls2 tarafından oluşturulan Allaha Inanmayan Biri Aslında Neyi Inkar(!) Eder? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 3,412 kez görüntülenmiş, 89 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Allaha Inanmayan Biri Aslında Neyi Inkar(!) Eder?
Konbuyu başlatan ls2
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan NuriKara

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Peki Ls2 ,

Sana desem ki :

" Sen yalan sölüyorsun , madem bilinemezcisin , bilinemezci olduğunu nereden biliyorsun ? "

Bilinemez olanın , bilinemez olduğunu nerden biliyorsun ?🤔
Hala bu sorunun cevabı yok
Tabii bu senin seçimin , buna saygı duyarım...

Ama sen bilinemezciliği bırakıp en azından , bilim , akıl , mantık , gözlem sonuçlarını kabul etmediğin sürece seninle herhangi bir sonuca ulaşmamız imkansız.

Gerçekten merak ediyorum , bir bilinemezci demin sölediğim paradoksu nasıl yaşamaz ve nasıl bunalıma girmeden hayatını sürdürebilir ki ?

Sen bir KAOS la yaşıyorsun demektir bu...

Sence ?
Bununda
Sen benim birçok soruma cevap vermedin
Hangi soruna cevap vermedim ?
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
dinler ve inançlar hem cosmosun nerden geldiğini bilir, hem burda neden bulunduğumuzu hemde ölüm sonrasını..herşeyi bildigi için huzur vericidir ve doğası gereği herşeye anlam vermeyi seven insanların çogu bir dine veya inanca bağlıdır

Evet senin inancında , belirsizlik , kaos , bilinmezcilik Ls2. Bilinmezciliğe öyle iman etmişsin ki , ne desek boş 😗

Daha önceki yazılarımda bilinmezciliğin tamamen boş anlamsız olmadığını ve İSLAM ın bilinmezciliğin ana argümanının gerçekten var olduğunu söylediğini açıklamıstım.

Şöyleki ,

İslamda ALLAH ' ın (C.C.) zatı BİLİNEMEZ dir. Yani O aklı yaratan olarak akıldan aşkın varlığı ile aklın sınırları dışındadır.

Yani bilinmezciler aslında yine İSLAM ın bildirdiği bu hakikati görüyorlar.

Peki nerede yanılıp MÜSLÜMAN olmuyorlar ?

Eğer varlığı gerçekten BİLİNEMEZ yönüyle görüyorsanız , ki bu mümkün değildir , bilinemezin de bilinemez olması gerekirdiki bu SIRF yokluktur.

Bu durumda akıl susar , hiç bir şey konuşulamaz , düşünülemez tüm var olanlar YOK olur ve yalnızca BİLİNEMEZ bilinmeyen bir mahiyette kalır.

Yani bilinemezciler , gerçeği söyledikleri gibi görselerdi yok olmaları hiç bir şey düşünmemeleri gerekirdi.

Oysa onlar , bilinemez dedikleri şeylerin bilinemez olduğunu bildiklerini söylerken kendi kendileri ile çelişiyorlar.

Bu mantık hatası , onların kendilerini , EL MUDİLL ismi ile yanılttıklarını , ve daha dünyadayken yaşadıkları belirsizlik ve KAOS içinde CEHENNEME girerek EL MUAZZİP ismiyle azab ettiklerini ap açık göstermektedir.

Bu anlatılanlar bile İSLAM hakikatinin , daha öbür dünyaya gitmeden ne kadar açık olduğunu anlamamıza yeter...

Tabii anlayana...
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
@Prens Ernak @Adem ,

Muhtemelen üçümüzünde içinden bir ses ; ne kadar doğru ve mantıklı yazıyorum ama adam anlamıyor! diyor. bunun nedeni neler olabilir,

Bence beynimizin çalışma sisteminde birçok hata ve defolar var, mesela pire için yorgan yakarız.
birbirimiz anlamama sebebine gelince ayrı raylar üzerinde gidiyor gibiyiz ,makas değiştirip aynı raya gelmediğimiz sürecede birbirimizi anlayamayacağız. işte ben yıllar önce makas değiştirdim, eskiden düşündüklerimin bir çogunun tersini düşünüyorum artık.

peki bu nasıl olabilir?

Beynimiz muhtemelen; güdüler, duygular,koşullanmalar olmadan düşünce üretemiyor, bu üretilen düşüncelerde, daha önceden belli/belirlenmiş kalıplar olmadan, düzenlenemiyor veya tutarlı hale getirilemiyor.

İşte o kalıplar yıkılmadığı sürecede makas değiştirmek mümkün olmuyor ve herkes kendi bildiği ray/yol üzerinde devam ediyor..

buraya kadar okuduklarınız makul ve mantılı geldi değil mi? peki devam edin bakalım bundan sonrakiler gelecek mi,

işte hal böyleyken Tanrının da bir elçi gönderip, bizlerle bizim gibi konuşup, söylediklerinin istediği gibi anlanmasını beklemesi insanın gerçeklerine aykırıdır. bu yetmezmiş gibi birde onların kulakları vardır duymazlar,gözleri vardır görmezler, anlamazlar vb şeyler demektedir.

Daha ayetlerini indirdiği yerdekilerin anlamadığından şikayet edip böyle derken, birde bu tanrı ayetlerini tüm insanlığa gönderdiğini iddia ediyor..

ve bu tanrı aynı zamanda senin dinin sana benim dinin bana diyen bir tanrı.. ee madem öyle neden yakıyorsun inanmayanı, aslında biliyor yani insani gerçekleri.. mekke ve çevresine geldiğini, anlayın diye arapça geldiğini vb herşeyi söylüyor..herşeyi ile yerel bir tanrı yani.. yerel ve yerel olmak zorunda, evrensel tanrıların kökeni yerel tanrılardır ve bu dikkatli bakıldığında kolayca anlaşılabilir..

evet son satırları okurken beyniniz savunmaya geçti değil mi?

amacımda buydu zaten..

özetle anlaşamıyorsak sebebi yukarda kısmende olsa temellendirmeye çalıştığım sebepler yüzündendir arkadaşlar..
 
Son düzenleme:

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İslamı gerçek manada anlayamıyorsam bunda Allahın sorumluğu hiç mi yoktur Adem?

Şunu gene belirteyim eğer islam halk yararına kullanılsaydi ve siyasal islam diye birşey olmasaydı ben inanmasamda din aleyhine konuşmazdım. yakın çevremde sevdiğim insanların yüzde 90 nından fazlası müslüman çünkü..
Kimse inkar eden birinin anladığını söylemez, eğer anlasaydı inanırdı derler. Bu yüzden hep anlatmaya çalışırlar. Şöyle de olabilirdi: Anladın ama sana uymadı demek, peki. Ben senin anladığını düşüyorum abi. Uymamış işte. Sana uymayan kısımları ballandırıp sana yedirmeye çalışıyorlar. Allah inanmayanı yakar ama bu yüzden, şu yüzden... Allah inanmayanı değil, kötü insanları yakar(mecazi). Delili ise: Çünkü vicdanım bağırıyor. Ben de inanmamayı seçebilirdim, onun yerine inandığım kitabın böyle keskin konularda düşündüğüm gibi olduğuna inandım. Eğer benim düşündüğüm gibi bir kitap değilse, fikrim yerine inancımı değiştiririm. Böyle düşünen biri olarak, vicdani sebeplerle inkar edenlere sempati duyuyorum. Hem inanç insanı daha erdemli yapmayacaksa neden var ki? İşin komiği bazı insanlar erdemli oldukları için inkar ediyorlar. Bence doğru yoldalar. :)

İnanmak veya inanmamak meselesi değil... Öyle bir din ki inanmayanlar bile öğüt alıyorlar. İnanmayanlar bile inananları ve kitabı saygıyla, sevgiyle anıyorlar. Sahi o zaman niye inanmıyorlar? Böyle bir kitap olsaydı aşikar, kesin... art niyetliler hariç kimse din aleyhine konuşmazdı. Allah aşkına, inanmasam ve bana biri yanacaksın dese, kafamı eğip yürür gider miyim?
 
  • Sevdim
Tepkiler: ls2

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Özelden bir rica üzerine bu konuda yazmamaya söz vermiştim ve hatta iki iletimi de bu nedenle kendim silmiştim. Ancak yazılanlara suskun kalmanın bir anlamı yok, çünkü sapla saman birbirine karıştırılmış vaziyette. Dindarlar, dinsizlerin tanrıyı/tanrıları inkâr ettiklerini düşünüyorlar ki bu doĝru deĝil. Yanlış kavramı kullanıyorlar.

Tanrı iddiasında olanlar kuru bir inançtan öteye gidemezler. Sebebi çok basit.

Şu satırları yazdıĝım vakte kadar piyasaya sürülmüş tanrıların (binlercesi var, İslam´ın tanrısı da buna dahil) hiçbirisinin varlıĝı %100 kanıtlanmadı. Bu durum herkesin mâlumu.

Varlıĝı hiçbir şüpheye mahal vermeyecek derecede %100 bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey kabullenilmiyor ise, o zaman inkâr kavramını kullanırsınız. Dinler için aynısını söylemek elbette mümkün deĝil. Dinler var ve ritüelleri dünyanın dört bir yanında insanlar tarafından icra ediliyor. Bu nedenle dinlerin varlıĝını inkâr etmek saçmalık olur herhalde.

Tanrı mevzusunda durum çok farklı. Benim gibi dinsiz imansızlar piyasadaki tüm tanrıları reddediyoruz. Tanrı söz konusu olduĝunda inkâr kavramını kullanmam, çünkü yanlış. Doĝrusu reddetme kavramı olmalıdır.

İşin özü şu: Ortada inkâr edilmesi gereken tanrı(lar) yok. Herhangi bir tanrının varlıĝı ispatlandı da, biz mi yok dedik?!
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
@odun, siz bildiğim kadarıyla Tanrı şahsiyetini değil herhangi bir üst bilinci de kabul etmiyorsunuz, halbuki evren bilincin ispatıdır. Biz, tanrının taktir ettiği seçtiği ruh tabiatlarının akıl ve vicdan yani fazilet (o da iyiliğin kendisidir) ile evrenden neşet eden güce harikuladeliğe inşaaya bakarak o yüce üst bilinci bulacağına inanırız ve bizler Akıl ve aklın ve zekanın şekillendirdiği mantık ve vicdanın ruha bunu telkin ettiğini ve bunu ruha telkin ettiği halde kabul etmeyen ruh tabiatlarının küfreden olduğunu kabul ederiz. Bu durumda bilinci kabul etmemek hatta yani Tanrıyı kabul edip İslamiyet'i kabul etmemek de inkar babında değerlendirilir, çünkü Allah bilinç kabul edildikten peşi sıra seçtiği taktir ettiği ruhun tabiatının dine kendisini götüreceğini ezelden bilir. Burada bu üst bilinci bulan ruhun kitaba dine inanmamasının nedenleri ise yine tabiatının kibirlenmek, iddialı olmak, çok bilmiş olmak, boyun eğmek istememek gibi arızalarından neşet etmektedir, bunlar Tanrı nezdinde makbul değildir, ama en doğrusunu da Allah bilir. Zannedersem kalbinde zerre iman derken sadece Tanrı'ya yani uluhiyete değil kutsala yani kitaba iman da kastediliyor. Ama öyle zamanlar vardır ki iman kapasitesi olan ruhlara kitap gelmemiştir, işte bunlar o bilinci bulmak ile mükellef ve onlar zaten ezel bilgi çerçevesinde kitap gelseydi de ona da inanacaktı zaten. mesela hz peygamberden önce yaşayan onun ailesi hanifti, yani Müslüman İbrahim'in dinindendi, ama Kuran henüz yoktu.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ben de inanmamayı seçebilirdim, onun yerine inandığım kitabın böyle keskin konularda düşündüğüm gibi olduğuna inandım.
Öncelikle teşekkürler Nurican..

ve konudan bağımsız birşey söyleyim; hala inanıyor olmana şaşırıyorum, bakalım gelecek neler gösterecek, uzun yıllardır burdayız, burda olduğumuz sürece gene haberleşiriz..

Not: yanlış anlama inancı bırak falan demiyorum, kimseyede diyemem, kardeşimin dediği gibi , inanmayınca ne olacak abi,ne faydası olacak demişti.. ondan sonra çok fazla konuşmadım onla din konularını..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Özelden bir rica üzerine bu konuda yazmamaya söz vermiştim ve hatta iki iletimi de bu nedenle kendim silmiştim. Ancak yazılanlara suskun kalmanın bir anlamı yok, çünkü sapla saman birbirine karıştırılmış vaziyette. Dindarlar, dinsizlerin tanrıyı/tanrıları inkâr ettiklerini düşünüyorlar ki bu

İşin özü şu: Ortada inkâr edilmesi gereken tanrı(lar) yok. Herhangi bir tanrının varlıĝı ispatlandı da, biz mi yok dedik?!

Belkide en manipülatif kavramları bu Odun kardeş.. diyorum ya, telkin,manipülasyon,subjektivizm ile apaçık insan sözü ve töresi olan musaftaki cümleleri Tanrı sözü gibi sunuyolar halka..
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
@odun, siz bildiğim kadarıyla Tanrı şahsiyetini değil herhangi bir üst bilinci de kabul etmiyorsunuz, halbuki evren bilincin ispatıdır.
Evrim var ama ortada bilincin ispatı diye bir şey yok; keza tanrı için de aynısı geçerli. Sen önce kendi tanrının varlĝını ispatla, çünkü piyasaya binlerce tanrı sürülmüş. Hepsi kendine göre haklı.
Biz, tanrının taktir ettiği seçtiği ruh tabiatlarının akıl ve vicdan yani fazilet (o da iyiliğin kendisidir) ile evrenden neşet eden güce harikuladeliğe inşaaya bakarak o yüce üst bilinci bulacağına inanırız ve bizler Akıl ve aklın ve zekanın şekillendirdiği mantık ve vicdanın ruha bunu telkin ettiğini ve bunu ruha telkin ettiği halde kabul etmeyen ruh tabiatlarının küfreden olduğunu kabul ederiz.
Boşuna nefes tüketmişsin, çünkü dediĝim gibi her şeyiniz inançtan ibaret. Beni tasdiklemekten öteye gidemişsin.

Bu durumda bilinci kabul etmemek hatta yani Tanrıyı kabul edip İslamiyet'i kabul etmemek de inkar babında değerlendirilir, çünkü Allah bilinç kabul edildikten peşi sıra seçtiği taktir ettiği ruhun tabiatının dine kendisini götüreceğini ezelden bilir.
Bu yazdıkların tümden zırva, çünkü ortada ne bir üst bilinç ne de ha bire güzellemesini yaptıĝın Allah´ın ispatı var. Varlıĝı ispatlanmamış şeyin (adına ne dersen de) inkârı olmaz. Yani, kusura bakma, saçmalıyorsun. Ortaya atılan iddialar ispatlanmandıĝı için onları reddediyoruz.

Burada bu üst bilinci bulan ruhun kitaba dine inanmamasının nedenleri ise yine tabiatının kibirlenmek, iddialı olmak, çok bilmiş olmak, boyun eğmek istememek gibi arızalarından neşet etmektedir, bunlar Tanrı nezdinde makbul değildir, ama en doğrusunu da Allah bilir.

Önce şunu öĝrenmelisin; sen tanrı adına konuşamazsın. Madem itiraf ettiĝin gibi en doĝrusunu o biliyor, o zaman sen ne yapmaya uĝraşıyorsun, derler adama. Bana sorarsan, "kendisi gelsin", derim.

Zannedersem kalbinde zerre iman derken sadece Tanrı'ya yani uluhiyete değil kutsala yani kitaba iman da kastediliyor. Ama öyle zamanlar vardır ki iman kapasitesi olan ruhlara kitap gelmemiştir, işte bunlar o bilinci bulmak ile mükellef ve onlar zaten ezel bilgi çerçevesinde kitap gelseydi de ona da inanacaktı zaten. mesela hz peygamberden önce yaşayan onun ailesi hanifti, yani Müslüman İbrahim'in dinindendi, ama Kuran henüz yoktu.
Bunları geçeceksin bir kere, çünkü karşında cahil birisi yok. Dinlerin temeli efsanelere, mitlere ve eskilerin masallarına dayanır. Bana inanmıyorsan, kutsal kitabını azıcık oku. Yani bana Muhammedin güzellemesini yapmasan, iyi edersin, çünkü dediĝim gibi çoĝunluĝu uydurma. Hele ki Orta Doĝu´da, bilhassa Araplarda rivayet kültürü vardır, bu nedenle günümüzde anlatılanların çoĝu güvenilmezdir.

Senin de dikkatini çekmiştir...
Son yıllarda "Sadece Kur´an" diyenlerin sayısında patlama var ve buna ek olarak "Tarihselcilik" adında yeni bir görüş/akım ortaya çıktı. Bunun böyle olmasının sebebi, eldeki bilgilerin çoĝunun sonradan uydurma olduĝu ve kutsal kitabın hükümlerinin evrensel olamayacaĝı, yani sadece o devire ve o yöreye hitap ettiĝi, anlaşılmaya başlandı.
 
Son düzenleme:

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Öncelikle teşekkürler Nurican..

ve konudan bağımsız birşey söyleyim; hala inanıyor olmana şaşırıyorum, bakalım gelecek neler gösterecek, uzun yıllardır burdayız, burda olduğumuz sürece gene haberleşiriz..

Not: yanlış anlama inancı bırak falan demiyorum, kimseyede diyemem, kardeşimin dediği gibi , inanmayınca ne olacak abi,ne faydası olacak demişti.. ondan sonra çok fazla konuşmadım onla din konularını..
Sen inanmıyorsun, ben inanıyorum, ikimiz de haklıyız. Bu bir çelişki değil. Herhangi bir delilim yok, sadece inanmayı tercih ediyorum. Ortada aşikar bir delil olsaydı haksız olurdun.

Kardeşinin sorduğu sorunun tersi de sorulabilir, inanınca ne faydası olacak? Benim inanışımda inanmayanlar da cennete girebileceği için, sorunun cevabı cennet değil. Sorunun cevabı var mı gerçi? Abi sen daha iyi bilebilirsin, çünkü inandığın zamanlar olduğu gibi şu an inanmıyorsun, iki seçeneği de yaşadın. İnandığın zaman daha iyi olan şeyler var mıydı?
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
@odun, tamam işte bilinci bulma yeteneği olmayan senin gibiler var. Biz diyoruz ki nasıl bu bilgisayarın bir yapanı varsa bu evrenin de bir yapanı var ama siz bunu idrak edemiyorsunuz. daha bilinci kabul etmiyor kime ne anlatıyom ki.
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
@odun, tamam işte bilinci bulma yeteneği olmayan senin gibiler var. Biz diyoruz ki nasıl bu bilgisayarın bir yapanı varsa bu evrenin de bir yapanı var ama siz bunu idrak edemiyorsunuz. daha bilinci kabul etmiyor kime ne anlatıyom ki.
Bakıyorum, yanıt veremeyince hep aynı teraneyi saçmalıyorsunuz. Yazdıklarımın hiçbirisine yanıt veremedin.
Yeteneksiz olan sensin, cahil olan sensin ve gerçekleri bulma hususunda düşünmek istemeyen yine sensin.

Bilgisayarın yapanı varsa, evrenin yapanı varmış..mış...
Sana göre evrenin bir yapanı varsa, o zaman senin taptıĝın tanrıyı (kurnazlık yaparak ona üst bilinç diyorsun, halbuki adı sanı belli) yapan da vardır. Taptıĝın tanrının tanrısının tanrısının.....tanrısının...tanrısının... tanrısı!
Evet; senin mantıkla aynen böyle devam eder. Hem sen hem de @Adem, piriniz Said Nursi saçmalıklarına gömülmüş vaziyettesiniz.

Kendi ayaĝına kurşun sıktıĝının farkında bile deĝilsin. "Aman da benim tanrımın tanrısı olamaz" minvalinde bir şeyler yazarsan da hiç şaşırmam, çünkü mevzubahis tanrı olunca, sizlerdeki tüm mantık devre dışı kalıyor. Ha sahi sen üst bilinç terimini kullanıyordun. Ha üst bilinç ha tanrı, ne farkeder?!

Yani demek ki neymiş?
Sizin gibilerin kafası bir türlü basmıyor; iddia ettiklerinizin tümü kuru bir inanç. Senin elinde tanrı, üst akıl/bilinç (bu terim yeni moda galiba) hakkında bir gram ispatın yok. Önce bunu kabullen, sonra karşıma çık.

Dipnot: "İslam nedir?" konusuna bir göz at, ne tür masalların peşinden gittiĝini gör.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Sen inanmıyorsun, ben inanıyorum, ikimiz de haklıyız. Bu bir çelişki değil. Herhangi bir delilim yok, sadece inanmayı tercih ediyorum. Ortada aşikar bir delil olsaydı haksız olurdun.

Kardeşinin sorduğu sorunun tersi de sorulabilir, inanınca ne faydası olacak? Benim inanışımda inanmayanlar da cennete girebileceği için, sorunun cevabı cennet değil. Sorunun cevabı var mı gerçi? Abi sen daha iyi bilebilirsin, çünkü inandığın zamanlar olduğu gibi şu an inanmıyorsun, iki seçeneği de yaşadın. İnandığın zaman daha iyi olan şeyler var mıydı?

İnandığım zaman iyi olan şeyler sadece ''sevgim''le ilgili olan şeylerdi... Çok güzel soru sormuşsun..

Bu sevgi bağını nasıl ifade edeyim bilemedim..sanki ben akvaryumda balıktım oda beni kuşatan su gibi düşün.. her zaman yanımda olan,tüm hislerimi bilen, paylaşan,anlayan,duayla konuşmama gerek bile olmayan bir duygu denizi..

Benim inancımla bağım yavaş yavaş ve adeta kendiğinden koptuğu için, herhangi bir pskolojik olumsuzluk veya boşluk duygusu yaşamadım..

Ha şimdi inan eskisine göre daha mutlu ve huzurluyum. ve bunu yanlış anlama sakın kendimi daha akıllı,daha gerçekci ve cesur hissediyorum ve diğer insanlarla iletişimimde eskisine göre daha iyi hale geldi..

uzatmayım çünkü inanırken daha iyi olan şeyleri sormuşsun. sevdiğim şeyleri kaybetmeyi sevmem,zaten çok fazla şevdiğim şeyde yok bu dünyada, özetle sadece o sevgim iyiydi Nurican..

Ha, ilahi adalet, sevdiklerimizle öte dünyada buluşma veya dünyada niçin bulunduğumuza dair güçlü anlam vb gibi dinin varoluş kurgularını arıyor muyum, aramıyorum, bunların yeri doluyor Nurican, ama o sevginin yerine başka bir duygu koyamadım şu ana kadar..
 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
@odun, tamam işte bilinci bulma yeteneği olmayan senin gibiler var. Biz diyoruz ki nasıl bu bilgisayarın bir yapanı varsa bu evrenin de bir yapanı var ama siz bunu idrak edemiyorsunuz. daha bilinci kabul etmiyor kime ne anlatıyom ki.
O senin uydurman. Evren bilgisayar değil. Bir yapanı olsaydı bilgisayarı icad eden bilgisi dahil herkesce tescilli şüphesiz kabul görürdü. Her kafadan bir ses/uyduruk çıkmazdı. Ayrıca idrak etmediğin halde idrak ettim siz edemiyorsunuza ne demeli? Cehalet ötesi...
 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
Somut "olgu" olmayan bir şeyin inkarı olmaz. Böyle bir iddia tek kelime ile zırvadır.

Yok'un inkarı(!) nasıl oluyor. Yok işte, asıl olmayan şeyin olmadığını inkar edenler var. Asıl inkarcı kendileri... Siz dünyadaki zibilyon tane inancın, toplulukların varladığı "tanrı"ları inkar mı ediyorsunuz bu mantıkla?
O vakit bu mantıkla her şizofren gördüklerimi, işittiklerimi nasıl inkar edersiniz, yanacaksınız, öldürüleceksiniz diye kılıçla bunu yaymaya kalksın. Sizde boyun eğin cizye verin. Vermezseniz öldürülün. Ne güzel(!) hikayeymiş...
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İnandığım zaman iyi olan şeyler sadece ''sevgim''le ilgili olan şeylerdi... Çok güzel soru sormuşsun..

Bu sevgi bağını nasıl ifade edeyim bilemedim..sanki ben akvaryumda balıktım oda beni kuşatan su gibi düşün.. her zaman yanımda olan,tüm hislerimi bilen, paylaşan,anlayan,duayla konuşmama gerek bile olmayan bir duygu denizi..

Benim inancımla bağım yavaş yavaş ve adeta kendiğinden koptuğu için, herhangi bir pskolojik olumsuzluk veya boşluk duygusu yaşamadım..

Ha şimdi inan eskisine göre daha mutlu ve huzurluyum. ve bunu yanlış anlama sakın kendimi daha akıllı,daha gerçekci ve cesur hissediyorum ve diğer insanlarla iletişimimde eskisine göre daha iyi hale geldi..

uzatmayım çünkü inanırken daha iyi olan şeyleri sormuşsun. sevdiğim şeyleri kaybetmeyi sevmem,zaten çok fazla şevdiğim şeyde yok bu dünyada, özetle sadece o sevgim iyiydi Nurican..

Ha, ilahi adalet, sevdiklerimizle öte dünyada buluşma veya dünyada niçin bulunduğumuza dair güçlü anlam vb gibi dinin varoluş kurgularını arıyor muyum, aramıyorum, bunların yeri doluyor Nurican, ama o sevginin yerine başka bir duygu koyamadım şu ana kadar..
Nasıl mutlu oluyorsan öyle yaşa abi, bir şeyler tamamen beyaz veya tamamen siyah değil, eğer inancın verdiğinden çok alıyorduysa iyi ki bırakmışsın. Kaybettiğin "sevgin" de feda edilmeye değermiş.

Bence inanmak için bir delile ihtiyaç yoktur, adı üstünde inanç zaten. İnanmayı kendim için çok faydalı buluyorum, hatta gerekli, bu inanmam için yeterli bir sebep. Sebeplerimden biri "dinin varoluş kurguları". Bunların yeri doluyor demişsin abi ama katılmıyorum. Öldükten sonra dirilmeye inanmak her insanın ihtiyacıdır(ne kadar reddetsen de senin de buna inanmaya ihtiyacın var). Özellikle benim gibi zor bir hayatı olan insanların cennete duydukları inanç, onlara destek oluyor. Bu dünyada mutluluğa ulaşamadım ama sonsuz olan hayatta mutluluğa ulaşabilirim demek gerçekten bir teselli. Ama en başta dediğim gibi tamamen beyaz veya tamamen siyah değil, bu ihtiyaca rağmen inanmaman senin için daha hayırlı olabilir. Sebeplerimden biri de, inancım beni daha iyi bir insan yapıyor, inanan birçok insanı daha iyi yaptığı gibi. Şunu da eklemeliyim: İnançları sayesinde yobaz, zorba olan ve daha bir sürü kötü özelliği elde eden insanlar da var. Bu yüzden kimseye inan veya inanma diyemem. İnanç seni daha iyi, daha mutlu yapacaksa inan derim.

Uzatsan olurmuş abi, inanmayı bırakınca daha iyi olan şeyleri de dinlemek isterim.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Öldükten sonra dirilmeye inanmak her insanın ihtiyacıdır(ne kadar reddetsen de senin de buna inanmaya ihtiyacın var).
Bu iddiana kesinlikle katılmıyorum, çünkü ben bunun kanlı canlı bir kanıtıyım. Al sana en azından bir örnek. :)
Ancak bir noktada haksız deĝilsin; birçok insan dinsiz imansız yapamıyor ve kendine güvenli bir liman arıyor. Gerçek hayattaki zorlukları bir nebze olsun unutmak adına, çok daha güzel, adil, eşitlikçi bambaşka bir diyarın hayalini kuruyor. Bu dünyada bulamadıklarını veya elde edemediklerini diĝer tarafta umuyor. Bana ne kadar ters gelse de, inanmak isteyenleri biraz anlayabiliyorum, çünkü bu dünyada gerçek adalet yok.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Nasıl mutlu oluyorsan öyle yaşa abi, bir şeyler tamamen beyaz veya tamamen siyah değil, eğer inancın verdiğinden çok alıyorduysa iyi ki bırakmışsın. Kaybettiğin "sevgin" de feda edilmeye değermiş.

Bence inanmak için bir delile ihtiyaç yoktur, adı üstünde inanç zaten. İnanmayı kendim için çok faydalı buluyorum, hatta gerekli, bu inanmam için yeterli bir sebep. Sebeplerimden biri "dinin varoluş kurguları". Bunların yeri doluyor demişsin abi ama katılmıyorum. Öldükten sonra dirilmeye inanmak her insanın ihtiyacıdır(ne kadar reddetsen de senin de buna inanmaya ihtiyacın var). Özellikle benim gibi zor bir hayatı olan insanların cennete duydukları inanç, onlara destek oluyor. Bu dünyada mutluluğa ulaşamadım ama sonsuz olan hayatta mutluluğa ulaşabilirim demek gerçekten bir teselli. Ama en başta dediğim gibi tamamen beyaz veya tamamen siyah değil, bu ihtiyaca rağmen inanmaman senin için daha hayırlı olabilir. Sebeplerimden biri de, inancım beni daha iyi bir insan yapıyor, inanan birçok insanı daha iyi yaptığı gibi. Şunu da eklemeliyim: İnançları sayesinde yobaz, zorba olan ve daha bir sürü kötü özelliği elde eden insanlar da var. Bu yüzden kimseye inan veya inanma diyemem. İnanç seni daha iyi, daha mutlu yapacaksa inan derim.

Uzatsan olurmuş abi, inanmayı bırakınca daha iyi olan şeyleri de dinlemek isterim.

Faydalı hatta gerekli diyorsun.. çevremde çogu insanda bunu gözlemliyorum ama itiraf edebilen yok, büyüksün Nurican :)

Bazen geceleri uyanıyorum ve birgün öleceğim ve varlığımı sonsuza kadar kaybedeceğim diye aklımdan geçiyor . bu bana diğer kaygılara benzemeyen bambaşka bir kaygı veriyor . evet. bu hala var. ancak bu uyku semesi mi desem freudun dediği gibi bilinçaltında baskılanan korkunun bilince anlık yansıması mı desem nedir bilmiyorum ama var, ancak bilinç düzeyinde korkmadığıma eminim. hatta yakın tarihte öleceğimi sandığım bir olay oldu ve ölümden korkmadığımı teyit ettim. kendimin sağlamasını yaptım Nurican. (korkudan tanrıyada sığınmadım,dedemi hatırladım ondan güç aldım, onun yanına gidiyorum dedim ve korkmadım)

Birde şu var Nurican; gerçek olmadığını idrak ettiğim bir şeye istesemde artk inanamıyor ve ondan güç alamıyorum.

İslam hala ilgimi çekiyor. hala okuyorum bakıyorum. bu değişik bir çekicilik..sanırım bir zamanlar sevmiş ve inanmış olmanın sonucu..

inanç benden gidince ne oldu..(dedim ya aslında gitti). bakın bu gitmeyi Allaha bağlayanlar oluyor, ben bile bağlamıştım. Ne yaptımda imanım gidiyor demiştim, çünkü gerek kuranda gerekse islamcılarda böyle birşeyde var. Allahın bunu belirlediğine dair.. işte şimdi kaba konuşcam, bu alçakça bir manipülasyon!! beni kendi kalbimle kavga ettirdiler böyle!!! yüceliği kullanan, bu sahtekar, yalan, ahlaksız telkin ve öğretiler!

Neyse geçiyorum bendeki faydalarına;

en başta tabiki boğuşma geçti..din öğretileri ile gerçek hayatı surekli örtüştürmeye çalışıyordum..

sonra yaşamın sorumluluğunu omuzlarıma alma keyfi (gökteki babanın sonu)

Olaylara ve insan ilişkilerine daha sekuler bakmaya başladım ve bu bana her yönden iyi geldi

Cehennem denen yer korkusu kayboldu.. (gerçekten berbat bir hayali gerçeklik, tanrı kimseyi yakamaz)

Arkadaşlarlayken yada kız arkadaşlarımlayken hep bir günah korku ve baskısıyla anın mutluluğunu kaçırıyordum o gitti.. (ahlakım ve vicdan tabiki duruyor, kimseye zarar vermiyorum, islamın berbat yalanlarından biride budur)

şuan aklıma gelenler bunlar ,işyerindeyim şu an, sonra ekleme yapabilirim..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bence inanmak için bir delile ihtiyaç yoktur, adı üstünde inanç zaten. İnanmayı kendim için çok faydalı buluyorum, hatta gerekli, bu inanmam için yeterli bir sebep

Nurican;

İnancın sana faydalı ve güç veriyor madem asla bırakma. hayat zaten zorlu, sana güç veren bir duygudan vazgeçmek lehine olmaz..

dediğim gibi ben inancımla boğuşmaktan vazgeçemediğim için duygularım(bağım) bir şekilde kendiğinden kayboldu aslında. geceleri olm artık bırak düşünmeyi diye kendime telkin verdiğim çok olmuştur.

ha sende düşünmeyi sorgulamayı bırakamazsan (istesende bırakamazsan yani) sonunda seninde duyguların(bağın ) biter. bu elindeyse bırak derim, madem faydalı diyorsun..

Bu duygunun yerine başka duygular geliyor ve yeri doluyor elbet.. ama noldu o kadarda süper bir etki mi oluyor , hayır! iki türlüde yaşanır. sonuçta sende bende eğititimli zihinleriz. din tüccarlarının ya da siyasal islamcıların bizim inancımızı kötüye kullanıp bize zarar verme şansları yok. öyleyse sana zarar vermeyen faydalı olan şeyi bırakma.

Ve dediğin gibi din belkide bazılarını olması gerekenden daha iyi yapıyordur. topluma faydaları ve zararlarını bir kefeye koysak belkide eşittir. bunu biz bilemeyiz ama bu konuda kapsamlı bir çalışmada yapılmamıştır muhtemelen.

benim kızgınlığımın şahsi sebebi , kaldırılmışlık hissi(ki aslında kandırılma yok bu içinde doğduğum çevrenin inancıdır), sosyal sebebi ise siyasal islam ve tarikatlardır. ha bu ahlaksızlar islam olmasa başka şeyle kandırır dolandırırdı halkı. bu iş böyledir burda islam inancı doğrudan değil dolaylı nedendir diyebilirim..
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bu iddiana kesinlikle katılmıyorum, çünkü ben bunun kanlı canlı bir kanıtıyım. Al sana en azından bir örnek. :)
Ancak bir noktada haksız deĝilsin; birçok insan dinsiz imansız yapamıyor ve kendine güvenli bir liman arıyor. Gerçek hayattaki zorlukları bir nebze olsun unutmak adına, çok daha güzel, adil, eşitlikçi bambaşka bir diyarın hayalini kuruyor. Bu dünyada bulamadıklarını veya elde edemediklerini diĝer tarafta umuyor. Bana ne kadar ters gelse de, inanmak isteyenleri biraz anlayabiliyorum, çünkü bu dünyada gerçek adalet yok.
Kendi kendine oturup düşün, öldükten sonra dirildiğini ve cennete girdiğini hayal et. Hayata ve birçok şeye bakışın iyi anlamda değişir. Yararın büyüklüğünden dolayı ihtiyaç diyorum. İyisi varken kötüye talim etmek, ihtiyacı görmezden gelmektir. İnsanın iyiye, daha iyisine ihtiyacı var.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst