5.Haftanın Tartışması / Sanal Dünyada Sahtekar Mıyız?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde F - Talks kategorisinde non tarafından oluşturulan 5.Haftanın Tartışması \/ Sanal Dünyada Sahtekar Mıyız? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,620 kez görüntülenmiş, 70 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı F - Talks
Konu Başlığı 5.Haftanın Tartışması \/ Sanal Dünyada Sahtekar Mıyız?
Konbuyu başlatan non
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Objectivity

Liebert

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Ocak 2018
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İnsan ne sanal ne de günlük hayatta hiç kimseye kendini kabul ettirmeye mecbur değildir. Herkesin kendine has bir tarzı olmalı, başkalarına benzeyenin orjinal bir tarafı kalmıyor tabii bu kötü yönde değil, iyi bir tarzdan bahsediyorum.

Sanal ortamda ise çok fazla kendini kaybeden insan var, bu kadar değişkenlik normal kabul edilemez. Savundukların değişebilir, gelişebilir fakat farklı niklerle tiyatro çevirmek çok çocukça ve anlamsız bir tavırdır. Tek bir nikle belli bir konuda görüşlerini ortaya koymak varken, her gün başka karakterlere bürünmek insanın inandırıcılığını yok ediyor. Yaş ile ilgili bir durum bence ve ciddi bir kuşak farkı örneği...

Facebook, Instagram veya Twitter'da bu yaşanmıyor çünkü insanların yakın çevreleri de takipteler ve hiç kimse film çeviremiyor fakat her üç sosyal paylaşım sitesinin de zaman kaybı olduğu gerçeğini asla ortadan kaldırmıyor.

Tartışma platformları ise daha nitelikli üyelerden oluştuğu halde bu sahtelik sebebi ile bir süre sonra katılımcı sayısı da azalıyor. Fikir alışverişi için bulunan insanlar bu fake hesapların küfür ve hakaret veya oyunları sonucu ortamdan soğuyorlar. İnsanlarla dalga geçmek için sahte hesap açanların şahsen ben IQ seviyelerinden ve ruh sağlığından şüphe ediyorum. Bir ihtimal şaka amaçlı yapılabilir belki ama bu durumu çok uzatmamak gerekiyor. Bir üyeye kafayı takan ve onunla uğraşmak için gece-gündüz mesai harcayanlar var, bu normal bir durum değildir.

Şu konuda haklısınız, karakter sağlamsa böyle şeyler ile bozulmaz fakat sağlam karakterli birisi de bana göre bu işlere zaman harcamaz.

Mevlana'nın sevdiğim bir sözü vardır; "Ne fark eder ki kör insan için elmas da bir cam da. Sana bakan bir kör ise, sakın kendini camdan sanma."
Sanal dünyada insanları doğru analiz edemeyen bazı kendini bilmezler, kendince sahte niklerle o kişiyi aşağılamaya çalışıyor fakat kendi yerlerde haberi yok, kalitesizliğin tabiri caizse "dibine vuruyor." ve utanmadan bir de inkar ediyor ya, cidden anlaşılır bir durum değil tam bir klinik vaka...

Çok güzel açıkladınız teşekkür ederim. Ben kendimce analiz etmeye çalıştım ama ifadelerimden bu konuya en az sizin kadar üzüldüğümü anlamışsınızdır. İş ailede bitiyor. Ailesi çocuğunun doktor olmasını mühendis olmasını istiyor küçükten beri zihinsel baskı kuruyor farkında olmadan. Elbette onun kötülüğünü istemiyor hiç bir anne baba çocuğunun kötülüğünü istemez. Ama farkında olmadan en büyük kötülüğü de çocuğa onlar yapar. Yani bu mühendis doktor olmak aşırı zorken ve bu ülkede para kazanmak çok zorken, çocuk hayallerini daha küçükten toprağa gömüyor. Okulda iyi arkadaş bulamayınca internete yöneliyor. Tüm bunların öfkesini (yalnızlığının acısını) milletten çıkarıyor. Ahlaklı çocuklar bir gurubun parçası olmak istiyor ve okulda herkes yedi yirmi dört instagram'da youtube'da bilmem nerede kafası beş karış havada çocukların içine girmek için onların yaptığını yapıyor. Duygusal boşluk çok üzücü bir şey. Bunu anlatan çok güzel bir film var; Victoria. Şiddetle tavsiye ederim. Benim başıma da böyle şeyler gelmişti. Aah, ah. Ben 19 yaşımdayım yani yeni kuşaktan sayılırım ama sınıfımdaki öğrencilere bakınca kendimi 40 yaşındaymışım gibi hissediyorum. İnşallah saçlarım erken beyazlamaz :D
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Çok güzel açıkladınız teşekkür ederim. Ben kendimce analiz etmeye çalıştım ama ifadelerimden bu konuya en az sizin kadar üzüldüğümü anlamışsınızdır. İş ailede bitiyor. Ailesi çocuğunun doktor olmasını mühendis olmasını istiyor küçükten beri zihinsel baskı kuruyor farkında olmadan. Elbette onun kötülüğünü istemiyor hiç bir anne baba çocuğunun kötülüğünü istemez. Ama farkında olmadan en büyük kötülüğü de çocuğa onlar yapar. Yani bu mühendis doktor olmak aşırı zorken ve bu ülkede para kazanmak çok zorken, çocuk hayallerini daha küçükten toprağa gömüyor. Okulda iyi arkadaş bulamayınca internete yöneliyor. Tüm bunların öfkesini (yalnızlığının acısını) milletten çıkarıyor. Ahlaklı çocuklar bir gurubun parçası olmak istiyor ve okulda herkes yedi yirmi dört instagram'da youtube'da bilmem nerede kafası beş karış havada çocukların içine girmek için onların yaptığını yapıyor. Duygusal boşluk çok üzücü bir şey. Bunu anlatan çok güzel bir film var; Victoria. Şiddetle tavsiye ederim. Benim başıma da böyle şeyler gelmişti. Aah, ah. Ben 19 yaşımdayım yani yeni kuşaktan sayılırım ama sınıfımdaki öğrencilere bakınca kendimi 40 yaşındaymışım gibi hissediyorum. İnşallah saçlarım erken beyazlamaz :D

"Victoria" filmini izlememiştim, ilk fırsatta izlerim, farklı filmleri severim. Aile ve okul eğitimi yetersiz olunca tabii ki sanalda bir dünya yaratıp, onun kahramanı olmaya çalışıyorlar. Şov dünyası ve kendini ispat çabası fakat ellerinde hiç bir şey yok, poker deyimi ile "beş benzemez" ile oyuna (hayata) başlıyorlar. Allah yardımcıları olsun, ne diyelim.:)
 

gerçeği arıyan adam

Üye
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2018
Mesajlar
101
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
bana göre tanr ıdışındaki her canlı cansız madde ısı ısık kısacası evrende dahil evrenın içindeki herşey
sanaldır. tıpkı tanrının programladığı programlar gibiyiz. en basından en sonunda örnekleme yapalım 33. milyar yıl öncesı evrenın dogusunu gören ilah 33 milyar yıl sonrada evrenın yok olusunu gören yine aynı ilahtır.
:D
gerçek denılen kavram sonsuzluktur.

1: gerçek denilen kavram soyutsaldır. yani göreceli değildir.
2: gerçe kdenilen kavram ölümsüzlüktür.bu yüzden insan bedenı ölümlu olduğu için sanaldır.
3: gerçek denilen kavram özgürdür. tanrı gibidir. açıkmaz susamaz. cinsel ihtiyacı olmaz o herşeydı herşeyde odur yanı kısacası gerçek= tanrıdır.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Sanal dünyadaki sahtekarlar için yeni bir isim buldum; "Sosyal Medya Vampirleri"
Bu vampirlerin en çok sevdiği şey hayali karakterler yaratıp, hayranlık duyduğu insanların yazılarını-paylaşımlarını sabote etmeye çalışmaktır; çünkü kendilerinin bir "hiç" olduğunu bildikleri için bu şekilde varlık göstermeye çalışırlar. Bu tiplerin nik sayısı ortalama 500-1500 arasında değişmektedir. Bazen karşınıza bir mühendis, bazen de bilim insanı ya da Felsefeci olarak çıkarlar fakat gerçekte nedir? "Hiç"

Vampirlerin yarattığı farklı karakterleri incelediğiniz zaman ortaya şu sonuç çıkar; karşınızda cidden acınacak durumda bir insancık vardır. Bu insancık, gerçek hayatta yapamadığı ve asla olamayacaklarını sosyal medya üzerinden yaşıyormuş gibi hayal görür. Günlük hayatta asosyal ve yalnızdır. İnsanlar ile iletişim kuramadığı için sosyal medyada adam yerine konmanın verdiği mutluluk ile etrafa daha çok saldırır. Yazılarını bazen çok anlamlı yazar, karşınızdakinin bir vampir olduğunu geç fark edebilirsiniz çünkü dersine iyi çalışmış, sağdan-soldan yazılar kopyalamış ve kendi fikirleri gibi sunmuştur. Bazı vampirler de gerçekten iyi eğitim almıştır fakat IQ seviyesi nedeni ile aldığı eğitimin idrakinde değildir. Yazım tekniklerinde bazı ifadeleri bilinçsizce tekrar ettiği için o vampirin, diğer niklerini fark edip yüzüne vurduğunuz an; kümesten tavuk çalan tilki misali kaçacak yer arar fakat bilmez ki karşısındakiler onun gibi bir kurgu karakter değil, hakiki insandır.

Vampirlerin, çocukluk yıllarında yaşadıkları her ne ise büyük ihtimalle o etkiden çıkamadıkları için bu haldeler. Bu sosyal medya vampirleri ile en güzel mücadele yöntemi onları aşağılamadan kendi hallerine bırakmak fakat asla muhattap olmamaktır çünkü ne kadar acınacak halde de olsalar, onlar da birer insan suretidir.
 
Son düzenleme:

gerçeği arıyan adam

Üye
Yeni Üye
Katılım
26 Ocak 2018
Mesajlar
101
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
bu forumda laga lugayı bırakıpta gerçekten tanrı yada özgür irade, yada bilm felsefesi özelliklede biyolojı felsefesi yapıcak adam yokmu? yahuu :D şöyle inceliyorumda
herkes eline ince telli bir saz almış onu çalıyor. herkes sanallık içnde uyumuş uyanın artık çünkü ben geldim bu formu biraz canlandıralım eski günlere geri döndürelim. benim ölülerle işim yok canlı ve aklı başında felsefecilerle tartışmak istiyorum. çünkü sürekli tezlerle savunan sürekli yeni hipotezler
geliştirenler çok zekidir. çok severim. ve saygı duyarım. ama sürekli eleştirenlerlede tartışmak hiç eğlenceli değil bu forumun en zeki insanına meydan okuyorum. hodri meydan konu başlıgını o seçsin ..
 

Liebert

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
27 Ocak 2018
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
bu forumda laga lugayı bırakıpta gerçekten tanrı yada özgür irade, yada bilm felsefesi özelliklede biyolojı felsefesi yapıcak adam yokmu? yahuu :D şöyle inceliyorumda
herkes eline ince telli bir saz almış onu çalıyor. herkes sanallık içnde uyumuş uyanın artık çünkü ben geldim bu formu biraz canlandıralım eski günlere geri döndürelim. benim ölülerle işim yok canlı ve aklı başında felsefecilerle tartışmak istiyorum. çünkü sürekli tezlerle savunan sürekli yeni hipotezler
geliştirenler çok zekidir. çok severim. ve saygı duyarım. ama sürekli eleştirenlerlede tartışmak hiç eğlenceli değil bu forumun en zeki insanına meydan okuyorum. hodri meydan konu başlıgını o seçsin ..

Boş tenekeden çok ses gelir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Sanal dünya diye çok küçümsüyoruz, bence asıl ruh sağlığı bozuk olanlar genelde bu ortamda varlık gösteriyor. Akıl hastanelerindeki ya da hapishanelerdeki psikopatlardan değil sanal dünyadaki kişilik bölünmesi yaşayan insanlardan korunmak gerekiyor. Bunu nasıl yapabiliriz peki, genelde 50'den fazla nik kullanıyorlar ve herkese ayrı bir film çeviriyorlar. Kaliteli ortamları işgal etmişler, her sitede ayrı bir karakter canlandırması ile boy gösteriyorlar. Bu kişileri "Sanal Oyuncu" kabul etmeye başladım.

Hayat tecrübelerden ibarettir derler ya, iyi niyet maalesef sanalda iş görmüyor. Çok dikkatli olmak ve uyanık olmak gerekiyor.

Günlük hayatta ne isem, sanalda da o olmayı tercih eden birisi olarak, benim gibi dürüst olan herkese selam olsun, sayımız çok az ne yazık ki, birbirimizin değerini bilelim.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
"Bir çoğu yanlış düşünür, bazıları hiç düşünmez, gerisi düşünenleri kötüler." Voltaire

Bu söz her geçen gün daha fazla anlam kazanmaya başladı. Sosyal medyada özellikle çok boş bir kitle var ve kendilerini önemli birileri gibi göstermek adına şov yapıyorlar. Şov yapılan bu sitelerden birisinde, Dünya çapında önemli bir şahsiyet tüm eserleri ile kötülenmeye çalışıldı. Bu duruma karşı çıkanlar da, hem o şahsı ve hem de eserlerini müdafaa etmeye çalıştılar.

Başlığa çok da aykırı olmadığı halde mantık yoksunu bir üye de yazmış ki: "Bu konu bu başlıkta tartışılmaz, taşıyın." Buraya kadar idare edilebilir fakat sonrasında ne olmuş peki? Site yöneticisi gelip, mesajları taşımak yerine başka bir üyeye alakasız bir konuda sataşmış ve konu ile hiç ilgisi olmayan en az 10 mesaj girişi yapmış yani kısacası titizlendikleri başlığı darmadağın etmiş.:) Diğer yönetici de gelmiş, bu dağınıklığa beğeni koymuş.:)

Yapay zekayı niye destekliyoruz diye düşündüğüm zaman, bu tip durumlara katlanamamak adına gerekli olduğuna kanaat getirdim fakat faydalı ve doğru şekilde kullanılabilirse tabii...

İnsanlar sanal dünya yüzünden doğallıklarını kaybettiler ve dilerim yol yakınken dönerler. Voltaire'in sözü şu açıdan çok önemli; gerek günlük hayatta gerekse de sanal ortamda herkes kendini önemli birisi gibi tanıtmaya çalışıyor, bilmediği konuda ahkam kesiyor ve biraz bilgili ya da kendilerinden üstün vasıflarda birisini görürse de, kıskançlıktan ne yapacağını şaşırıyor.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Sahte hesaplar açmış bir ergen, elli tane sahte hesapla kendi yazdıklarına beğeni koyup, sonrasında da kendisini mühim birisi sanıyorsa lütfen bu hastalık ilerlemeden doktora görünsün.

Sahte hesap kullanıcıları yüzünden çoğu site büyük zararlar görüyor çünkü gerçek kullanıcıları birbirine düşürdükleri gibi, hastalıklı görüşlerini de sahte hesaplarla destekleyip sanki görüşlerine katılan varmış havası yaratmaya çalışıyorlar.

Tek başıma ve hiçbir destek hesaba ihtiyaç duymadan görüşlerimi savunacak kadar kendimden emin birisi olduğum için, bu tiyatroya çok gülüyorum.

P.S: Yorumlarım bu site kullanıcılarına yönelik değil, genel bir yorumdur.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bazı insanlar sanal ortamda çevirdikleri tiyatrolarda çığır açacak boyuta ulaşmışlar ne yazık ki...

Niklerin içine saklanıp, farklı meslek gruplarına ait birisi gibi rol yapınca, kendini gizlediğini sananların mutlaka psikiyatristler tarafından incelenmesi gerekiyor.

Gözlemlerim bu yola başvuran kişilerin, hayatta varlık gösteremediği için sanal karakterle mutlu olmaya çalıştığı sonucuna ulaştırdı beni. Bir nikle farklı bir görüşü savunuyor, diğer nikle bambaşka bir telden çalıyor fakat işin garibi aynı kişi olduğunun anlaşılmadığını sanacak kadar da kendinden emin.:)

Bazı üyeler bu tipleri sürekli yorumları ile aşağılıyor fakat nedense el pençe divan önlerinde eğilip, o aşağılanmalara boyun eğiyorlar. Siteden atılırım korkusu ile on farklı üyelikle yazıyorlar ki biri ile kovulursak öteki ile yazabilelim diye...

Kendilerini aşağılayan üyelere yaranmak için şekilden şekile giriyorlar ve asla kabullenilemeyecek ağır hakaretlere kayıtsız kalıyorlar.

Ergenlik güzel bir dönem ancak yaşında yaşanıp bitmelidir, sonraki yaşlara taşınınca maalesef hiç olmuyor.

 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst