Laetna Şiirleri

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Amatör Şairler ve Şiirler kategorisinde Laetna tarafından oluşturulan Laetna Şiirleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 42,241 kez görüntülenmiş, 259 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Amatör Şairler ve Şiirler
Konu Başlığı Laetna Şiirleri
Konbuyu başlatan Laetna
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Laetna

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
şiir dilinde güzel bir empati -kanımca- örneği, paylaşım için teşekkürler.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
geri-dönüş ve karşı-eleştiri olmadığına göre iz-düşüm farklı olmalı; şiir şairden öteye düşüyor. bu duruma "şiirin bağsızlığı" diyorum. sağlıcakla...
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Hayatımın resmi

Sesi oldum yağmurların
kurumuş topraklarda yankılanmak için.
Gölgesi oldum bulutların,
Hasır şapkalardan geçmek için,
ağustosun sıcağında.

Kurutmak için terini,
dalgalandırmak için sularını denizin
ve uçması için uçurtmanın,
rüzgarı oldum.

Ve
Çamura dönen topraklara düştüm.
Hasır şapkası olmayanların kararttım içlerini,
umutsuzluğa düştüm.
Terini kuruttuklarımın öksürüklerini,
dalgalarda boğulanların çığlıklarını duydum.
Ve uçurtması kopan çocukların göz yaşlarında boğuldum, ölmedim.
 
Son düzenleme:

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Umutsuzluk
Ölüm karası azrailin vazını dinlemek.
Karası gözlerine bakarak kurmak hayalini, kavuşmanın ölüme.

dinlenesi olmayan seslerini sevmek tik takların.
Geceleri bitmemesini dilemek hiç karanlıkların.

Sevmektir umutsuzluk.
Sevmektir umutlardan kurtulmayı.

Acı veren sorularını öldürmektir, gercekleşesi düşlerin.

Ve boğmak hayallerini bir çırpıda göz yaşlarının en derin yerlerinde.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Hissiz dudakların değerken temine,
Kanar içimde bir yer çok derinden.
Damlayan kanın tadını hissedebilir misin dudaklarım da?

Ağustos böceklerinin kanatları altında duymak senin sesini.

Karanlığın taa içinden seçebilmek gözlerinin yaşlarını.
Alabilmek kokunu hiç olmadan bendenin var olduğu.

Ses çıkartmazlar böcekleri ağustosun.
Karanlık ağaç altlarına gün doğar.
Sen olursun belki yanımda kokusunu öyle alır içimin en derini.

Taşlı bilekliğini toplarım,
hayallerimizi bıraktığımız yerde.
Onu ararım ben karanlıkta,
kokusundan bulurum ellerinin..
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Diogenes, diogenes!

Sen bilirsin mutlu olmayı,
elinde kaybedecek hiç bir şey olmadan yaşamayı..

Kaybetmek böyle olmamalı diogenes.
Sıfırdan başlamamalı insan diyorum ya hani.

Sonra, düşünüyorum da haklısın sen bir yerde.
Kazanarak, didinerek elde ettiklerini bile hak etmez insan bazen diyorum.
Sana hak veriyorum diogenes..
Hakkımı vermiyor bazen diyorum hayat.
Sen hak ver bana diogenes..

Karşılıksız sevmeli insan kimseye üzmeden,
cevap sonuç beklemeden diyorum diogenes..
Hiç bir şeyi olmadan kaybedecek ve kaybetmek için kazanacak, hiç bir şeyi..

Sonra üzülüyorum diogenes..
Pes etmekten utanıyorum,
zayıf düşmekten, olacaklar karşısında, kader karşısında yenilmekten..

Kadere inanmaktan korkuyorum diogenes.
Onu yolundan çeviremekten..

Kaybedecek bir fıçım olsun sadece diyorum diogenes,
ruhumu kaybetmeye yeğleyeceğim bir tahta fıçı..
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Sesler hatırlatırken isimleri,
kulaklar buz kesilir.
Yağmur yağmaz olurken duyarsın damlaların sesini.
Için buz kesilir.

Duyarken kulakların seslerin böylelerini,
duymaz hisselerini bir yerlerde yok olup dururken.
 
Son düzenleme:

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Mutluluğun hüznü

Kim istemez ki mutlu olmayı seninle.
Kıskançlığım olmasa taddırırdım herkese bu duygudan biraz.

Ağaç altında, yıldız altında, çimler üzerinde sevişmekle alakası yok aslında sevmenin seni.
Onlar olmasa da sevişirdik biz seninle gözlerimizin ucunda.

Gemi kazanı gibi olmazdı belki değdiğinde vücudun vücuduma;
ama kalbim yine o durmak bilmez ritmlerini hissettirirdi sana.

Hep göz ucuyla sevişmeliydik belki,
o kadar sıcak olmazdı da yanmazdı canımız bu kadar..

Kim istemez ki ama mutlu olmayı seninle.
Kırlarda çiçek koklar gibi koklamayı saçlarını.
Olmasaydı kıskançlığım, ekerdim şehrin parklarına senin kokundan bir parça.

Ağaç altlarında, yıldız altlarında, çimler üzerinde koklamak seni.
Ve sindirememek kokunu ciğerlerine.

Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
 
Son düzenleme:

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Azrail varsa rengi mavidir

Ölümün rengini merak eden insanlar!

Mavidir ölüm.
Deniz sonsuz bir mavidir,
boğulmak için sularında, bedenin sırıl sıklam.

Gökyüzü aldatılıcığın da,
yağmur damlaları gibi düşer aramıza birden, her gün aynı bollukta.
ıslanırda varmayız hiç farkına.

Sabah sisi, gecenin bir yüzü, kelebeğin kanadı, insan kanı...

Mavidir ölüm.
Azrail varsa rengi mavidir.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Rüyalar ölüdür

İnadını yerim senin,
sevemem ben seni rüyalarımda.

Gecenin bir yarısı yalarken karanlıklar ağaçları,
rüyalarımda yalayamam seni.
Bozuk para kokulu ensenden öpemem rüyalarımda.

Dudaklarında bir his varmıdır
rüyalarım da;
sıcak mıdır, rüyalarında dudaklarım yakacak kadar hala enseni?

Soğuktur rüyalarım,
kabuslar doludur rüyaların.

Yalar karanlıklar seni, ben ağaçları.
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Başında duman duman,
sisler içinde balıkçı, bekler beyaz teknenin güverterinde.

Balıklar kör, balıkçı yorgun, deniz sisler içinde bekler.
Altı üstü sis, altı üstü hüzün, altı üstü yaşamak kaygısı..
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
sen seversin yağmurları,
ağaçlarda biriken su damlalarının sessiz bekleyişlerini.

Deniz görmemişsindir hiç,
Benim olduğum dalgalarda,
boğulmamışsındır hiç şimdi ki gibi deniz tuzu göz yaşlarında.

Ağaçlar yaşlanmak, damlalar yüzmek içindir.
Sen hiç deniz görmemişsindir Benim olduğum ülkelerde.

Ne ağaçlar bekler yaşlanmayı,
nede dalgalar boğulmayı.
Denizin karanlığında gri bir sis olur buranın yağmurları,
sevmezsin buranın yağmurlarını sen.
Bogulmaktan korkar beklersin, yapraklarında ağaçların.
Yaşlanmak için.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
deniz deniz olalı

Bir denizlerde boğuluyorum ki
tuzu sen, suyu sen.
Içine çektigim havası, dalgası sen.

Ilıklığı yok bu suların, soğukluğu bir ayrı soğuk, karanlığı bir ayrı karanlık.

Sisler içinde, dalgalar arasında çıkmaz bir gıdımlık sesim.
Boğulan benim, deniz sen.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
kütüphane altından, gökyüzüne çıkar bir kıvılcım

severim seninle geceleri, kasımın ayazında titremeleri.
Kuytu köşelerde ısınmasını bilmeyi severim.

Yıldızları yorgan yapıp örtünmeyi, dünyayı sırtımızda hissetmenin güzelliğini bilirsin o güven duygusunu.

Karanlıkları örtmeyi, ağaçları merdiven yapmayı bilirsin
ve çıkmayı gökyüzüne adım adım ağaç yapraklarından.

Ellerinin soğuğunu bırakmanı severim göğüs kafesime
ve sıcacık çıkarmanı oradan.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
bilmem ne uzun yollardan geldin buralara.
Oltası elinde bir balıkcı gibi özlersin denizi.
Sarı sıcak kumlarda denizin mavisine hasret.
Kızıl gökyüzleri, boğulma sancısı sularda karanlığına

Ben şimdi izlerim seni,
en ücra köşesinde bir çöl kasabasının, elinde olta kumlar arasında balıkları kovalarken.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
utanmak

utanmak bakamamak mıdır aynaya, yoksa yüzleşememesi midir, insanın kendisiyle?

Utanmak, insan olmanın gereğidir, insan olduğunu hatırlatır ya insana.

Içini yaka yaka kızarması yüzünün, elinin ayağının reddetmesi insan olduğunu.

Insanız utanırız, hayvanlık diz boyuyken. Insanlık göstergesidir utanmak.

Mavi gökyüzü, siyaha bürünürken. Kızıl kızıl bir ay doğar aynalarda.

Kendi kendine konuşan adamlar ağlar aynalarda. Dili dişi sararmış, insan olduğunu ikna ederken kendini. utanmak Insanlık göstergesidir.

Benim gözlerim gözlerken, Insanlık suçu değildir utanmak, insan olma gereğidir.

Ben utanırım, insan olmam gerekmez, gözlerim inkar eder benim insanlığımı. Ben utanırım, Insanlık gereği utanmak.

Ben insanım utanırım da, aynada gözlerime bakmaya benzemez, gözlerine bakmak.
Utanmak insanlık göstergesidir, ben insanlığımı sorgularım.
Aynalar utanmak için, bakmak için değil.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
uzaklardan bir kadın/belki de çok yakın, demişti ki; "Şerem"-Utanç!

insan olmanın gereğidir. emeğine sağlık arkadaş...
 

idealist

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
30 Kas 2011
Mesajlar
4
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
29
O'NA

yaşayışların içinde en güzel olanı
zıtlıklar içerisinde olanıdır
bazen konuşmak için birilerine ihtiyaç duymak
bazende susmak için yalnızlığa katlanmak

güzel olan geçmişteki yaşananları hatırlamak değil
anı yaşayabilme cesaretidir
ve en mantıklısı ise
bugünün aslında dünden beslendiğini bilmektir

yapacak birşey yok insanoğluyuz
kaybedince anlıyoruz bulduklarımızı
ve kaybedince o kadar çok istiyoruz ki kazanmayı
ta ki bir daha kaybedene,herşey bitene kadar

nedir inanç denen varlığın açıklaması
kaderci olmak mı
yoksa herşeyin dünden bilindiğini savunmak mı
ya da geçmişten bugüne büyük bir yalan mı

budur işte insan için ALLAH ın bir çok kulundan olup
kul için birtek ALLAH ın oluşu
bizi görmediğimize inandırıyorlar
kim bilir belkide göremediğimiz için inanıyoruz

kızıyorum anneme babama
bana sormadan seçmişler dinimi
sonra diyorum ki ruhuma
elinde olmadan seçtiklerin arasında en güzeli ALLAH değil mi...

insan inanıyor görmediğine
seviyor aslında içten içe
ve diyor ya o taş üzerinde
ey iman edenler; anlıyor işte birşeyler herkes kendince

işin özü aslında
seni duyduğunu hissettiğin gibi yalvaracaksın ona
ne annen ne baban girecek aranıza
eğer düşersen birgün dara
bil ki arkandadır inandığın şey tek başına...
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Aynada ki adam

Aynada birisi sormuştu bana "ne kadar aşalık bir herifsin?" diye
"senin kadar" dedim, gülümsedi..
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Denizde kalp atışları var

Al götür beni bizim hep olduğumuz yerlere,
martı sesleri arasında yalnızlık şarkılarının namelerini seçelim.

Sen bi türkü tuttur, dalgalar sana ben dalgalara eşlik edeyim.

Beyaz güvertesine uzanalım,
gövdesi yosun tutmuş bir teknenin.
Deniz kokusu ciğerlerimizi yakana değin nefes alalım.
Nefes almak deniz kokuları arasında, yıldızlara bakarak, dalgaların sesinde boğularak.

Ve binlerce yıldız altında dudaklarına dokunmak, denizin tuzunu hissedebilmek, martıların çığlıklarını, dalgaların coşkusunu ve yıldızların sessizliğini duyabilmek..

Yarın güneşin bizim için doğacağını bilmek, ve yıldızlarında bizim için varolduğunu unutmadan.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst