Materyalizmle bir alakasını kuramadım dinin. Metafizik ve etiğin karışımı demek daha doğru olmaz mı?Elbette öyledir de, metafiziği de bir kitaba sığdıramaya çalışmak, metafizik kavramının kendisiyle çelişiyor
Materyalizmle bir alakasını kuramadım dinin. Metafizik ve etiğin karışımı demek daha doğru olmaz mı?Elbette öyledir de, metafiziği de bir kitaba sığdıramaya çalışmak, metafizik kavramının kendisiyle çelişiyor
Materyalizmle bir alakasını kuramadım dinin. Metafizik ve etiğin karışımı demek daha doğru olmaz mı?
Bu durumda siz, Kuran'da olmayan her şeye (bir diğer tabirle: her yaşamsal uygulamaya) hurafe mi diyorsunuz? Atıyorum, bir basketbol maçı izlemek, -yaşamsal bir uygulama olarak- hurafe midir? Çünkü din bildiğiniz üzere “yol” demektir, yani yaşamınızın sınırlarını çizdiğiniz, bilincinizi ram ettiğiniz bir yoldur. (yani: çizgileri nasıl çekiyorsunuz?)
Bir diğer soru; “Kuran'ın içeriği” dediğiniz içerik zaten kendine-sonradan-eklemeli değil mi (eğer, inanıldığı gibi 23 yılda kademeli olarak “inmişse”) ? veya şöyle diyeyim, iniş sürecinde, «henüz inmemiş» içeriğe yönelik, ilgili coğrafi bölgenin ilgili toplumu açısından bir açıklamanız var mı? (kısaca) siz o toplumun şartlarına göre gökten peyderpey inmiş bir dizi içeriğin, evrensel olduğu varsayılan bir etiği kapsadığını düşünüyor musunuz?
Anlamadım, Kuran kendi kavramlarını kendi-kendine mi tanımlıyor? Bu halde, metafizik hususata dair bir tanımlamayı bir diğerinden üstün ya da alçak kılan parametreler nelerdir? Siz Kuran'ı kendi aklınızın dışından mı tanımladınız da, sözünü ettiğiniz farka temas edebildiniz?
“Kuran alimliği” denilene bir değer biçmek için, Kuran'ın varoluşunun antropolojik temelde empirik bir tanımı gerekmez mi? Kuran nedir ki, alim sıfatı verdiğiniz bir şahsiyete özgü açılımların epistemik değer barındırabileceklerini tahayyül yahut test edebilelim?
Fakat bu açıklama Kuran'ı değil, sözünü ettiğiniz alimi bağlar Ben de zaten önceki iletimde bu durumu vurgulamaya çalışmıştım. Bu yüzden metafiziğin siyaseti, saç-ma olduğu kadar, tehlikelidir.
Siz göremiyorsunuz, bir başkası görüyor ama Bu bağlamda, «metafizik metin» subjektiftir diyorum.
Elbette öyledir de, metafiziği de bir kitaba sığdıramaya çalışmak, metafizik kavramının kendisiyle çelişiyor
Anladım fakat "maddi dünya" kısmında söyledikleri neredeyse hep etik kısıma giriyor. Yoksa epistemolojik olarak bir maddi dünya resmi sağlamıyor. Bu "maddi dünya - metafizik dünya sentezi" bu yüzden yersiz bir terim. Etiği maddi dünya dışında bir yere veremez sonuçta. Sadece metafizik odaklı, kendi etik yargılarını hiç belirtmeyen bir din yok zaten. "Etik-metafizik sentezi" terimi en sağlıklısı olur.Tabi zaten konu her zaman etik de, kierkegaardsoren sanırım 'maddi dünya - ruhani dünya (metafizik) sentezi-dir' gibi bir anlamda kullandı , bu bağlamda cevapladım ben de.
[MENTION=6363]kierkegaardsoren[/MENTION]; aklı kullanmaya ön plana çıkarıyorsun madem; akıl mı üstün vahiy mi? sorusunu sormak zorunda hissettim kendimi başka bir deyişle Kuranın üzerine hükümler verdiği olgular artık değişmiştir çünkü toplum değişmiştir. peki öyleyse ne yapacağız? sosyal,hukuksal,ekonomik alanda aklı mı öne çıkaracağız vahye mi uyacağız?
İslam uleması vahye uymayı seçmiştir..ve sonuç ortadadır...
***
Dostum din üzerine ne kadar anlam yüklenirse yüklensin sonuçta inandığımız şey 1400 yıl evvel yaşamış bir insanın yaratıcıdan vahiy aldığını söylemesi iddiasıdır. ve bu iddia bize dilden dile rivayet biçiminde ulaşmıştır. mesaj ayrıca kendi dilimizde bile değildir. şimdi aklı kullanalım. böyle bir mesaja inanmadık diye akılı kullanmayı tavsiye eden bu dinin tanrısı bizi cezalandıracak mı? asıl inananları cezalandırması lazım değilmidir dediği gibi aklı kullanmamızı istiyorsa?
hepimizin içinde ilahi unsur var. net biçimde ihtiyaçta var ..yoksa kimse inanmazdı zaten..tuhaf canlılarız işte..vahyin %100 yalan olduğuna kanaat getirdim ancak hala düşünüyorum,araştırıyorum buraya gelip yazıyorum ve belkide dahada kötüsü bu işleri seviyorum
Duyduğuma göre modern yorumlarda Muay Thai yapmak caiz deniyor.