Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... .....?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde efefel tarafından oluşturulan Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... .....? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 13,798 kez görüntülenmiş, 128 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... .....?
Konbuyu başlatan efefel
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

“Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi diledim. Onun için bu halkı ve âlemleri yarattım”

olmasaydık O'nu kim varlardı yada arardı ?
bu söylemden emin olmadığım için ben örneğimde yer vermedim çünki bu bir ayet değil.
varsayalım bu doğru
bilinmeyi istemek bilinme ihtiyacından gelmez mi
yaratıcı ihtiyaç sahibimidir? ihtiyacı olan zayıftır
buda yaratıcının kendisini tanımlamasına göre yanlış
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

ben bu ihtiyaçlık halini muhtaçlık olarak almıyorum daha çok ortaya çıkarma anlamında düşünüyorum,yaratıcının var olduğunun düşünülmesi ve insani boyutta anlaşılabilir olduğu fikrindeyim,bu düşüncenin gereksinmeye bağlanması zayıflık olarak nitelenemez...bir şey var deniyorsa bunun ispatı gereklidir,bütün tartışmalar varlık yokluk çerçevesinde devam ettiğinden bu varlama ihtiyacı bizden kaynaklanmaktadır...alıntı yaptığım söylem, tasavvufi bir yaklaşımla bizim varlama sebebimizin kısaca ifadesidir..söze bir de bu yönüyle bakın..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

anlaşılan yaratılışa hala bir sebep bulamadık
zaten bilinçli bir yaratılışa mantıklı bir sepep bulduğumuzda eminim tanrı ortadan kalkıcak

Hani ivme kazandıracaktık. ben daha son sözümü söylemedim. hemem son yargıya varmışsınız yok öyle :)

Ben ateist yaklaşımın hatalarını dile getirmeye çalıştım o yazıda. Dinlerde tanımlanan Tanrı bilgisi ile yaratmanın Tanrıdaki bir gereksinim,eksiklik, bir ihtiyaçtan doğduğunu iddia edenler /değerlendirenler , dinlerde anlatılan Tanrı bilgisi ile yaratmanın Tanrıda hangi ihtiyacı, eksikliği tamamladığını açıklamak zorundadırlar. ????? kısacası madem eksiklikten doğuyor bana bu tamamlanan eksikliği açıklayın? (aynı şartlarda yani aynı din bilgisi ile tanımlanan Tanrı ile) ben en son yazımda bunu anlatmaya çalıştım..aynı bilgilerle bunu açıklayamadığınız sürece mantaliteniz geçersizdir.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Hani ivme kazandıracaktık. ben daha son sözümü söylemedim. hemem son yargıya varmışsınız yok öyle :)

Ben ateist yaklaşımın hatalarını dile getirmeye çalıştım o yazıda. Dinlerde tanımlanan Tanrı bilgisi ile yaratmanın Tanrıdaki bir gereksinim,eksiklik, bir ihtiyaçtan doğduğunu iddia edenler /değerlendirenler , dinlerde anlatılan Tanrı bilgisi ile yaratmanın Tanrıda hangi ihtiyacı, eksikliği tamamladığını açıklamak zorundadırlar. ????? kısacası madem eksiklikten doğuyor bana bu tamamlanan eksikliği açıklayın? (aynı şartlarda yani aynı din bilgisi ile tanımlanan Tanrı ile) ben en son yazımda bunu anlatmaya çalıştım..aynı bilgilerle bunu açıklayamadığınız sürece mantaliteniz geçersizdir.

En basitinden, örneğin Hz.Adem'in yaratılışında, hükümdar olma ihtiyacının bir kısmını karşılıyor. Çünkü Hz.Adem'i, kendi hükümranlığını yeryüzünde kurması için yaratmış, yaratıcı bunu kendisi söylüyor. Demek ki yeryüzünde, hükümranlık konusunda bir eksiklik hissetmiş olsa gerek. Ayrıca hiç hesapta yokken, birşeyler var ederek, onlardan kendisine ibadet etmek istemenin, insani özelliklerden pek de uzak olduğunu düşünmüyorum. Yine ahiret gününe kadar, Şeytan ile bir anlaşma yaptığı için, uzlaşma ihtiyacına, devamında da kazanma ihtiyacına sahip olması gerekir. Neticede iddialaşmışlardır. En azından genel olarak öğretilen budur. Örnekler arttırılabilir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

[video=youtube;peszmG2zaDk]http://www.youtube.com/watch?feature=player_detailpag e&v=peszmG2zaDk[/video]

bu ateistin yaptığı yorumlar dinsel öğretiye ters düşse de,sizin yaptığınız gibi alaycı bir tavırla yaklaşmamış olaya...Allah ile şeytanı fanatik iki futbol taraftarı gibi örnekleyerek iddialaştı gibi seviyesizleştirmemiş en azından,ve bu yaklaşım bana göre basitlikten ve saygısızlıktan başka bir şey değildir.. işte bu tavrından dolayı genel olarak tepki alıyorsun..bu kadar basit ve alaycı bir yaklaşımla bilgi ve tartışma adına bir yere varamazsın..

Neticede iddialaşmışlardır.

basitliğine bundan daha iyi örnek olamaz..belki videodan bir örnek alırsın diye paylaştım..
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Onları, iki fanatik futbol taraftarı yapan ben değilim, inanç sisteminin kendisidir. Ben neyse onu söylerim. Ahiret gününe kadar, insan üzerinden bir çekişmeye girmişler midir, girmemişler midir?. Buna ne denir? Soru bu kadar net.

Benimle ilgili söylediklerine gelince, geç bunları sakal. Tartışabiliyorsan konuyu tartış.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Onları, iki fanatik futbol taraftarı yapan ben değilim, inanç sisteminin kendisidir. Ben neyse onu söylerim. Ahiret gününe kadar, insan üzerinden bir çekişmeye girmişler midir, girmemişler midir?. Buna ne denir? Soru bu kadar net.

Benimle ilgili söylediklerine gelince, geç bunları sakal. Tartışabiliyorsan konuyu tartış.

Bak ne demis ayet Ferdinand;

Böylece her peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla başbaşa bırak. (6/112)

Buda senin pazarlik olarak algiladigin ve konunun ozu olan bolum okuyup idrak etmeni tavsiye ederim;

Andolsun, biz sizi yarattık, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin" dedik. Onlar da İblis'in dışında secde ettiler; o, secde edenlerden olmadı. (Allah) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın." (Allah:) "Öyleyse ordan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. Hemen çık. Gerçekten sen, küçük düşenlerdensin." O da: "(İnsanların) dirilecekleri güne kadar beni gözle(yip ertele.)" dedi. (Allah:) "Sen gözlenip-ertelenenlerdensin" dedi. Dedi ki: "Madem öyle, beni azdırdığından dolayı onlar(ı insanları saptırmak) için mutlaka senin dosdoğru yolunda (pusu kurup) oturacağım." "Sonra muhakkak önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım. Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın." (Allah) Dedi: "Kınanıp alçaltılmış ve kovulmuş olarak ordan çık. Andolsun, onlardan kim seni izlerse, cehennemi sizlerle dolduracağım." Ve ey Adem, sen ve eşin cennete yerleş. İkiniz dilediğiniz yerden yiyin; ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa zalimlerden olursunuz. Şeytan, kendilerinden ‘örtülüp gizlenen çirkin yerlerini' açığa çıkarmak için onlara vesvese verdi ve dedi ki: "Rabbinizin size bu ağacı yasaklaması, yalnızca, sizin iki melek olmamanız veya ebedi yaşayanlardan kılınmamanız içindir." Ve: "Gerçekten ben size öğüt verenlerdenim" diye yemin de etti. Böylece onları aldatarak düşürdü. Ağacı tattıkları anda ise, ayıp yerleri kendilerine beliriverdi ve üzerlerini cennet yapraklarından örtmeye başladılar. (O zaman) Rableri kendilerine seslendi: "Ben sizi bu ağaçtan menetmemiş miydim? Ve şeytanın sizin gerçekten apaçık bir düşmanınız olduğunu söylememiş miydim?" (7/11-22)
 

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

11 sayfa yazıyı okuyamadım bu yüzden ilk soruyu cevaplamaya çalışayım,
Niçin yaradıldık;
"Ben cinleri ve insanlan ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım."Zariyat 56
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Onları, iki fanatik futbol taraftarı yapan ben değilim, inanç sisteminin kendisidir. Ben neyse onu söylerim. Ahiret gününe kadar, insan üzerinden bir çekişmeye girmişler midir, girmemişler midir?. Buna ne denir? Soru bu kadar net.

Benimle ilgili söylediklerine gelince, geç bunları sakal. Tartışabiliyorsan konuyu tartış.

Tartışmak,alay etmek aşağılamak değildir.Allah ve Kur'an benim kutsalımdır.Eğer ''inanmaya'',anlamaya yönelik sende bir eğilim görsem devam ederdim.Benim üzerimden kutsalıma,inandığım (ve anlamaya çalıştığım) değerlerime saldırmana müsade etmeyeceğim,başkalarıyla devam edebilirsin ama yaptığın her hakaretin müsebbibi ben olmayacağım..

geçtim..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

11 sayfa yazıyı okuyamadım bu yüzden ilk soruyu cevaplamaya çalışayım,
Niçin yaradıldık;
"Ben cinleri ve insanlan ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım."Zariyat 56

Kulluk etmek demek,sadece emir ve yasaklarına uyarak,yaratılmış ve sadece emirleri yerine getirmekle mükellef bir yaratık manasına değildir.Allah insanları kendine dost edinmiştir,İbrahim ''Halilullah'',Musa ''Kelimullah'',Muhammed ''Habibullah'',gibi..ve öyle insanlar vardır ki hayvandan daha aşağı,ve öyleleri de vardır ki meleklerden daha üstündür diyerek ''kul'' olma bilincinde olanları kendine dost edinmiştir..Kamil insan olma yönünde say ve gayret etmemizi istemiştir..Kul olmak köle olmak değil,dost olma yolunda tefekkür etmek neden yaratıldığının idrakine varmak Rızayı İlahiyi her yerde aramak demektir..Rıza makamına ermek,bazen yoldan bir taşı kaldırmakla da olabilir,ömrünü ibadetle geçirmekle de,Allah'ın rızası nerededir bilinmez..Her an Havf ve Reca durumunda olmalıyız vesselam..
 

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

En basitinden, örneğin Hz.Adem'in yaratılışında, hükümdar olma ihtiyacının bir kısmını karşılıyor. Çünkü Hz.Adem'i, kendi hükümranlığını yeryüzünde kurması için yaratmış, yaratıcı bunu kendisi söylüyor.Demek ki yeryüzünde, hükümranlık konusunda bir eksiklik hissetmiş olsa gerek. .

hükümdar olma ihtiyacı diye bir ihtiyaç söz konusu değil.o zaten malikül mülk.Yani tüm varlığın sahibi.
Halife demek adı üstünde halef yani bir öncekinin yerine gelen.Allahın halefi değil..nitekim; Yûnus 14 " Sonra da, nasıl davranacağınızı görmemiz için onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık (Onların yerine sizi getirdik)."buyurulur.
yani yeryüzünde hükümran olanların azgınlaştığında onların indirilip yerine inananların halef kılınması meselesi.

Ayrıca hiç hesapta yokken, birşeyler var ederek, onlardan kendisine ibadet etmek istemenin, insani özelliklerden pek de uzak olduğunu düşünmüyorum.

hiç hesapta yokken ne demek.Allahın tüm sıfatları sonsuzdur.Yaratmasıda.Şanında yaratmak olması da yaratmayı gerekir.Siz kendiniz için şöyle diyebilirmisiniz;"hiçte hesapta yokken aklımı kullanmaya kalktım"

Yine ahiret gününe kadar, Şeytan ile bir anlaşma yaptığı için, uzlaşma ihtiyacına, devamında da kazanma ihtiyacına sahip olması gerekir. Neticede iddialaşmışlardır. En azından genel olarak öğretilen budur. Örnekler arttırılabilir
şeytanla bir anlaşma değil,hikmet gereği şeytanın duasını kabul.burada iki husus var,şeytanın olması gerekiyordu çünkü insan imtihan edilecekti,2-şeytan bile olsa duasını kabul edebilecek bir Rabbin kulu olduğumuzun bilinmesi.
peki nasıl oldu,bu ikisibir araya geldi .şeytan kendi arzusuyla isyan etti,yine kendi arzusuyla af dilemek yerine isyanda kalmayı tercih etti ve buna rağmen dua etti,duasıda kabul olundu.
Şeytan Allahla iddiaya girebilme kapasitesine sahip değildir.sadece sapmaya meyilli olanların bu potansiyellerini ortaya çıkarmasına zemin sağlamak üzere ona vesvese yada felsefe üreten bir tiptir.Şeytan ilk felsefe yapan yaratıktır.Kendi aklının doğrusuna güvenmiş fakat yanılmıştır.
 

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Kulluk etmek demek,sadece emir ve yasaklarına uyarak,yaratılmış ve sadece emirleri yerine getirmekle mükellef bir yaratık manasına değildir.Allah insanları kendine dost edinmiştir,İbrahim ''Halilullah'',Musa ''Kelimullah'',Muhammed ''Habibullah'',gibi..ve öyle insanlar vardır ki hayvandan daha aşağı,ve öyleleri de vardır ki meleklerden daha üstündür diyerek ''kul'' olma bilincinde olanları kendine dost edinmiştir..Kamil insan olma yönünde say ve gayret etmemizi istemiştir..Kul olmak köle olmak değil,dost olma yolunda tefekkür etmek neden yaratıldığının idrakine varmak Rızayı İlahiyi her yerde aramak demektir..Rıza makamına ermek,bazen yoldan bir taşı kaldırmakla da olabilir,ömrünü ibadetle geçirmekle de,Allah'ın rızası nerededir bilinmez..Her an Havf ve Reca durumunda olmalıyız vesselam..
efendim kul deyince zaten avrupalı mantığıyla bakan birinin aklına, boynundan zincirli,ayağından prangalı zavallı siyhi bir köle vizyonu gelir.oysa islam,köleyi evin bir bireyi kabul eder,yediğinden yedirip giydiğinden giydirmen gerekir.hakkına hukukuna riayet etmen gerekir.Peygamberin son sözlerinden biride onların hukukuna riayet edilmesini vasiyettir.
bu bir tarafa,Allahın kulu olmak ,hürlüğün ta kendisidir.çümle ilahlardan kurtuluştur.paranın,pulun,kadının,erkeğin,makamın,şöhretin,patronun kulluğundan kurtulup,alemleri yaradanın şefkat kucağına sığınıştır.
mevlananın deyimiyle;"her esir mutluluğa kavuşur hür olunca bense onun kapısında kul olmakla mutluyum "dedirtir.Çünkü bu kullukta evladın anasının sinesine sığınmasından daha derin bir aşk,huzur,güven...vardır.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

hükümdar olma ihtiyacı diye bir ihtiyaç söz konusu değil.o zaten malikül mülk.Yani tüm varlığın sahibi.
Halife demek adı üstünde halef yani bir öncekinin yerine gelen.Allahın halefi değil..nitekim; Yûnus 14 " Sonra da, nasıl davranacağınızı görmemiz için onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık (Onların yerine sizi getirdik)."buyurulur.
yani yeryüzünde hükümran olanların azgınlaştığında onların indirilip yerine inananların halef kılınması meselesi.



hiç hesapta yokken ne demek.Allahın tüm sıfatları sonsuzdur.Yaratmasıda.Şanında yaratmak olması da yaratmayı gerekir.Siz kendiniz için şöyle diyebilirmisiniz;"hiçte hesapta yokken aklımı kullanmaya kalktım"


şeytanla bir anlaşma değil,hikmet gereği şeytanın duasını kabul.burada iki husus var,şeytanın olması gerekiyordu çünkü insan imtihan edilecekti,2-şeytan bile olsa duasını kabul edebilecek bir Rabbin kulu olduğumuzun bilinmesi.
peki nasıl oldu,bu ikisibir araya geldi .şeytan kendi arzusuyla isyan etti,yine kendi arzusuyla af dilemek yerine isyanda kalmayı tercih etti ve buna rağmen dua etti,duasıda kabul olundu.
Şeytan Allahla iddiaya girebilme kapasitesine sahip değildir.sadece sapmaya meyilli olanların bu potansiyellerini ortaya çıkarmasına zemin sağlamak üzere ona vesvese yada felsefe üreten bir tiptir.Şeytan ilk felsefe yapan yaratıktır.Kendi aklının doğrusuna güvenmiş fakat yanılmıştır.

Benim sorum şudur? İhtiyaç duymaktan münezzeh olan bir varlığın, kendinden başka birşeyi--o şeyler her ne olursa olsun--yaratmasının mantığı nedir? Yani neden yartsın?

Yunus Suresinin bir önceki, yani 13. ayetini tamamlıyor sizin dediğiniz 14. ayet. 13. ayetde "Sizden önce, gönderdiğimiz peygamberlere zulmettikleri için,, nice milletleri helak ettik" diyor. Devamında da Yûnus 14 " Sonra da, nasıl davranacağınızı görmemiz için onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık (Onların yerine sizi getirdik)." diyor. Yani burada, zulmeden kavimlerin devamı olarak sizi, onların takipçisi, halifesi kıldık diyor. Oysa ki Hz Adem yaratılmadan önce insan olmadığından, orada halife kelimesi Allah'ın halifesidir. Değil midir? Değilse kimin halifesidir Hz.Adem?

Mesele şeyin kullanımı değil, varlığı. İnsanlar, kendileri istedikleri için akıllı olmazlar. Bir insan açısından, hiç hesapta yokken "insan olarak doğmuşum" demek abes değildir. Kendi varoluşumuzun kontrolü bizde değildir. Ancak, örneğin aklın kullanımı bizim elimizdedir. İkisi farklı şeylerdir.

İyilik -- üstün olan taraf--ve kötülüğün temsilcileri olarak görülen varlıklar, insan üzerinden neden çekişmeye girerler? Yani iki varlık arasındaki meselenin nesneleri miyiz?

Yaratıcı, düşünce sistemini kitaplaştırarak insanlara aktarmıştır. Bunu yapabildiğine göre ve kendi yaratımı olan birşeyden de daha önce olduğuna göre; ilk felsefe yapan varlık, yaratıcının kendisi olmalıdır.
 

nefha

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
86
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
55
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Benim sorum şudur? İhtiyaç duymaktan münezzeh olan bir varlığın, kendinden başka birşeyi--o şeyler her ne olursa olsun--yaratmasının mantığı nedir? Yani neden yartsın?

efendim sorunun cevabını daha önce verdik.Yaratma sıfatı yüzünden.Sizin konuşma kabiliyetiniz varsa konuşmak istersiniz.Sizin mesela yoktan var etme kabiliyetiniz olsa bunu kullanmaz mıyduınız.hatta Ademi yani insanı yaratmasıda tövbeleri kabul eden(tevvab),hataları örten(settar),çokça bağışlayan(gaffar) gibi esmalarının açığa çıkması içindir.Mevlana,Güzeller güzelliklerini görmek için ayna isterler der.Allahın tevvab,vb. esmasının ortaya çıkması için günah işleyip pişmanlık duyan bir varlık olarak insan ve cin yaradıldı.yoksa ona ibadet eden ve hiç bir şekilde hataya meyli olmayan kulları yani melekler vs. vardı.
Yunus Suresinin bir önceki, yani 13. ayetini tamamlıyor sizin dediğiniz 14. ayet. 13. ayetde "Sizden önce, gönderdiğimiz peygamberlere zulmettikleri için,, nice milletleri helak ettik" diyor. Devamında da Yûnus 14 " Sonra da, nasıl davranacağınızı görmemiz için onların ardından sizi yeryüzünde halifeler kıldık (Onların yerine sizi getirdik)." diyor. Yani burada, zulmeden kavimlerin devamı olarak sizi, onların takipçisi, halifesi kıldık diyor. Oysa ki Hz Adem yaratılmadan önce insan olmadığından, orada halife kelimesi Allah'ın halifesidir. Değil midir? Değilse kimin halifesidir Hz.Adem?

İnsanın kulluk etmek için yaradılmış olmasından sonraki ikinci görevi,yeryüzünü imardır.
“O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizden yeryüzünü imar etmenizi istedi.” (Hud, 61.)bu imar,,gökdelenler dikmek değil,her türlü iyi işleri ortaya çıkarmak,medeniyet oluşturmaktır.Başta bulunanlar,bu vazifelerini kötüye kullanıyorsa bir şekilde o medeniyetlerin sonu hazırlanıyor.Ve yeni bir medeniyet kurulmasına zemin hazırlanıyor.
yani zulmedenlerin halefi olarak zulmü emanet almıyor.Aksine yeniden adaleti ikame için bir fırsat tanınıyor.Eğer onlarda bir süre sonra zulme başlarsa onlardanda bu vazife alınıyor.
zulüm payidar olamaz er geç yıkılır.
ve emaneti alanlarında nasıl davrandıkları önemli.Osmanlı 6oo sene ayakta kaldıysa,adalet sayesindedir.
Mesele şeyin kullanımı değil, varlığı. İnsanlar, kendileri istedikleri için akıllı olmazlar. Bir insan açısından, hiç hesapta yokken "insan olarak doğmuşum" demek abes değildir. Kendi varoluşumuzun kontrolü bizde değildir. Ancak, örneğin aklın kullanımı bizim elimizdedir. İkisi farklı şeylerdir.


O zaman Allah içinde hiç hesapta yokken diyemezsiniz.Onun Allah oluşunun bir gereği.
İyilik -- üstün olan taraf--ve kötülüğün temsilcileri olarak görülen varlıklar, insan üzerinden neden çekişmeye girerler? Yani iki varlık arasındaki meselenin nesneleri miyiz?
asl olan iyiliktir efenim.Şeytan da başta kötü olarak yaradılmamıştır.zamanla Allahtan uzaklaşarak egosuna göre hareket ettiğinden tardedilmiştir.insan üzerinden çekişmeye girilmiyor.Şİblis,ademle imtihan edildi,Ademde iblisle imtihan ediliyor.Şeytana o secde emri verilinceye kadar şeytan içindeki isyan potansiyelinden haberdar bile değildi.Hatta bir rivayete göre çok ibadet eden son derece zeki ve bilgili bir cindi.içimizdeki potansiyel konusunda bizde ancak imtihan edildiğimizde kendimizin ne olduğumuzu öğrenebiliyoruz.Mesela para beni değiştirmez denen kişler,zengin olunca,Makam beni değiştirmez diyenleri bir makama gelince görmeli.Şeytan güçlü bir varlık değil.ying yang gibi eşit güçte iki zıt kutup yok islamda.asl olan iyilik,güzellik.Kötülük arızi.Fıtraten her insan iyiliğe daha meyyal.Şeytanın tek gücü vesvese vermek.İnsanın kendi arzu ve eğilimleri ne yöndeyse bu potansiyelin ortaya çıkmasına bir vesile sadece.kuranda şeytanın gerçek inananlar üzerinde hiç bir tesirinin olmadığı bildiriliyor.diğerlerinede sadece vesvese verebiliyor bu kadar.Zorla kimseye kötülük yaptırma gücüne sahip değil.Yine Şeytanın Allahtan korktuğuda kurani bir bilgidir.

[/QUOTE] Yaratıcı, düşünce sistemini kitaplaştırarak insanlara aktarmıştır. Bunu yapabildiğine göre ve kendi yaratımı olan birşeyden de daha önce olduğuna göre; ilk felsefe yapan varlık, yaratıcının kendisi olmalıdır [/QUOTE].

efenim felsefe akıl yürütmek,akılla doğruya varmaya çalışmaktır.İslamda hikmet akıldan üstündür.Çünkü Sırf zeka hakikati bulmakta yeterli değildir.akıl bir yere kadar getirir insanı onun ötesine kalple geçilir.Bazı hakikatler direk kalbe açılır.bu ancak kalbin anlayacağı hakikatleri akılla anlamaya çalışmak akla zulümdür.
Mevlana,"Aşkın şerhinde akıl çamura batmış eşek misalidir ".der.
hakikatin gölgesinde akıl yürütmek yani tefekkür islamın en önemli ibadetlerindendir.Hakikate karşı akıl yürütmekse,kendi görüşünü hakikate tercihri ki şeytanda bunu yapmıştı." çamurdan yarattığına mı secde edeceğim oysa beni ateşten yarattın ne ondan üstünüm "gibi bir çıkarımda bulunmuştu.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

efendim sorunun cevabını daha önce verdik.Yaratma sıfatı yüzünden.Sizin konuşma kabiliyetiniz varsa konuşmak istersiniz.Sizin mesela yoktan var etme kabiliyetiniz olsa bunu kullanmaz mıyduınız.hatta Ademi yani insanı yaratmasıda tövbeleri kabul eden(tevvab),hataları örten(settar),çokça bağışlayan(gaffar) gibi esmalarının açığa çıkması içindir.Mevlana,Güzeller güzelliklerini görmek için ayna isterler der.Allahın tevvab,vb. esmasının ortaya çıkması için günah işleyip pişmanlık duyan bir varlık olarak insan ve cin yaradıldı.yoksa ona ibadet eden ve hiç bir şekilde hataya meyli olmayan kulları yani melekler vs. vardı.

Bu cevap tatmin edici bir cevap değildir. Neden derseniz, yaratıcı yaratma sıfatına sahipse, bunu kendisi dilediği içindir. Oysa ki ben, akıllı olmak gibi birşey dilemedim. Bu akıllı oluşun nedeni --en azından varlığın başlangıcında-- bende değildir. Bu nedenle ben, aklımı kullanmadan duramayabilirim; fakat yaratıcı, İslam anlayışında böyle bir şey ile bağlanmış değildir. Eğer tanrı, sahip olduğu yaratıcılık niteliğini kontrol edemiyor ise, bu yaratıcılığın sebebi kendi değil ise, sizin verdiğiniz örneğin --bana hitaben aklınız var olduğuna göre, aklınızı kullanmadan durabilir misiniz?-- bir anlamı vardır. Oysa ki yaratıcının kontrol edemediği bir şey olmadığı için, bu örnek geçerli değildir. Bu sorunun cevabını vermek, kimse açısından kolay değildir. Burada işaret etmek istediğim, söylenenler arasındaki çelişikliklerdir.



İnsanın kulluk etmek için yaradılmış olmasından sonraki ikinci görevi,yeryüzünü imardır.
“O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizden yeryüzünü imar etmenizi istedi.” (Hud, 61.)bu imar,,gökdelenler dikmek değil,her türlü iyi işleri ortaya çıkarmak,medeniyet oluşturmaktır.Başta bulunanlar,bu vazifelerini kötüye kullanıyorsa bir şekilde o medeniyetlerin sonu hazırlanıyor.Ve yeni bir medeniyet kurulmasına zemin hazırlanıyor.
yani zulmedenlerin halefi olarak zulmü emanet almıyor.Aksine yeniden adaleti ikame için bir fırsat tanınıyor.Eğer onlarda bir süre sonra zulme başlarsa onlardanda bu vazife alınıyor.
zulüm payidar olamaz er geç yıkılır.
ve emaneti alanlarında nasıl davrandıkları önemli.Osmanlı 6oo sene ayakta kaldıysa,adalet sayesindedir.

Elbette İslami açıdan, bir kişinin hedefi Muhsin olabilmektir. Siz, Yunus 14 örnek olarak verdiniz. Oradaki "halife" sözcüğü, insanları niteliyor. Ve "siz geçmiş kavimlerin devamısınız" anlamında kullanılmış. Yaratıcı Hz.Adem için halifem diyorsa ve Adem'den önce de insanın olmadığını düşünürsek, buradaki halife, yaratıcıdan gelen anlamında olsa gerektir.

O zaman Allah içinde hiç hesapta yokken diyemezsiniz.Onun Allah oluşunun bir gereği.

Hiç hesapta yokken ifadesi ile kast ettiğim şey, yaratıcının birşeye ihtiyaç duymamasına karşın, birşeyleri var etmesidir.

asl olan iyiliktir efenim.Şeytan da başta kötü olarak yaradılmamıştır.zamanla Allahtan uzaklaşarak egosuna göre hareket ettiğinden tardedilmiştir.insan üzerinden çekişmeye girilmiyor.Şİblis,ademle imtihan edildi,Ademde iblisle imtihan ediliyor.Şeytana o secde emri verilinceye kadar şeytan içindeki isyan potansiyelinden haberdar bile değildi.Hatta bir rivayete göre çok ibadet eden son derece zeki ve bilgili bir cindi.içimizdeki potansiyel konusunda bizde ancak imtihan edildiğimizde kendimizin ne olduğumuzu öğrenebiliyoruz.Mesela para beni değiştirmez denen kişler,zengin olunca,Makam beni değiştirmez diyenleri bir makama gelince görmeli.Şeytan güçlü bir varlık değil.ying yang gibi eşit güçte iki zıt kutup yok islamda.asl olan iyilik,güzellik.Kötülük arızi.Fıtraten her insan iyiliğe daha meyyal.Şeytanın tek gücü vesvese vermek.İnsanın kendi arzu ve eğilimleri ne yöndeyse bu potansiyelin ortaya çıkmasına bir vesile sadece.kuranda şeytanın gerçek inananlar üzerinde hiç bir tesirinin olmadığı bildiriliyor.diğerlerinede sadece vesvese verebiliyor bu kadar.Zorla kimseye kötülük yaptırma gücüne sahip değil.Yine Şeytanın Allahtan korktuğuda kurani bir bilgidir.

Şeytanın nasıl şeytan olduğunu ve hiyerarşik konumunu genel olsa da biliyorum.


efenim felsefe akıl yürütmek,akılla doğruya varmaya çalışmaktır.İslamda hikmet akıldan üstündür.Çünkü Sırf zeka hakikati bulmakta yeterli değildir.akıl bir yere kadar getirir insanı onun ötesine kalple geçilir.Bazı hakikatler direk kalbe açılır.bu ancak kalbin anlayacağı hakikatleri akılla anlamaya çalışmak akla zulümdür.
Mevlana,"Aşkın şerhinde akıl çamura batmış eşek misalidir ".der.
hakikatin gölgesinde akıl yürütmek yani tefekkür islamın en önemli ibadetlerindendir.]Hakikate karşı akıl yürütmekse,kendi görüşünü hakikate tercihri ki şeytanda bunu yapmıştı." çamurdan yarattığına mı secde edeceğim oysa beni ateşten yarattın ne ondan üstünüm "gibi bir çıkarımda bulunmuştu.

Evet, şeytan bir çıkarımda bulunmuştur, ancak yaratıcı da tersi bir çıkarımda bulunmuştur. Kaldı ki yaratıcının çıkarım eylemi çok daha öncedir, çünkü canlılar arasında bir mertebeyi tasarlayarak yaratmıştır. Birşeyin, diğer birşeyden üstün yahut üstün olmadığına, yaratım işleminin başında, kısacası şeytan henüz ortada yok iken karar vermiş olsa gerektir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

En basitinden, örneğin Hz.Adem'in yaratılışında, hükümdar olma ihtiyacının bir kısmını karşılıyor. Çünkü Hz.Adem'i, kendi hükümranlığını yeryüzünde kurması için yaratmış, yaratıcı bunu kendisi söylüyor. Demek ki yeryüzünde, hükümranlık konusunda bir eksiklik hissetmiş olsa gerek.
Yeryüzü veya gökyüzü Tanrı her yerin ve her şeyin yaratıcısı ,sahibi ve hükümranıdır. kendi yarattığı bir yeryüzünde kendi yarattığı bir insanın hükümranlığına gereksinim duyması söz konusu olamaz bu tek yaratıcı sıfati ile asla bağdaşmaz. bunu bağdaştırmaya çalışan mantalite kendi içinde çöker.

Ayrıca hiç hesapta yokken, birşeyler var ederek, onlardan kendisine ibadet etmek istemenin, insani özelliklerden pek de uzak olduğunu düşünmüyorum
İnsan ve evren İster tozların/kimyasalların rastgele birleşimi, isterse bir Tanrı tarafından var edilmiş olsun, bu varoluşa yapılmaya çalışılacak her açıklama varoluşu aşar. işte mental açıdan en hassas nokta burasıdır. bu aşkınlığı mantaliteniz dışında bırakırsanız tabiki insani özelliklere yakın bulursunuz.

Yine ahiret gününe kadar, Şeytan ile bir anlaşma yaptığı için, uzlaşma ihtiyacına, devamında da kazanma ihtiyacına sahip olması gerekir. Neticede iddialaşmışlardır

anlaştma iki eşit taraf arasında yapılır ve çoğu zaman antlaşma yapacak taraflarının kendi konumları ile ilgili bazı şeylerden feragat etmesi gerekir. Tanrı ile yarattığı hiç birşey arasında antlaşma söz konusu olamaz. Tanrı kendi konumundan hiç bir yerde feragat etmez.(tek bir örnek veremezsiniz) Tanrı açık bir biçimde tüm yarattıklarından teslimiyet ister. beraberinde sevgi ve güven. (kısaca imanın içerikleri) ayrıca bu teslimiyet gönüllü olmalıdır ve benimsenmelidir. Tanrı bunlar olmadan çoğu kapısını açmaz.

Ayrıca ateistlerin yaftaladığı gibi teslimiyet ve düşüncesini teslim etme inanan bireyin pasifize olup varlıksal kişiliğini/varoluşunu kaybetmesi özgürlüğünü yitirmesi değildir. kişi sonlu kişiligini Tanrı inancıyla sonsuzluğa taşır ve eylemlerinin sorumluluğunu alarak buna göre yaşar. ayrıca bu yaftaya göre ateistlerde varlıksal kişiliklerini determinizme teslim etmişlerdir demek aynı yafta mantığı ile yanlışlanamaz.

Örnekler arttırılabilir.

istediğiniz kadar örnek verin bunu hiçbir dini bilgiyle doğrulayamazsınız/açıklayamazsınız ve o bilgiyle tanımlanan Tanrı bilgisine uyumsuzlaştıramazsınız,dogrulatamazsınız. Tanrı mükemmeldir,değişmezdir,eksiksizdir mutlaktır. mutlak, değişmez ve eksiksiz olan Tanrının yarattıklarının O'na birşeyler eklemesi O'na faydası olması,Onun kudretini artırması vs mümkün değilidir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Şeytan ilk felsefe yapan yaratıktır.Kendi aklının doğrusuna güvenmiş fakat yanılmıştır.

Şeytanın aklının doğrusuna güvenerek Tanrıya karşı geldiğini sanmıyorum. çünkü aklın otoritesi ile alınmış bir karar sonunu bilen şeytanın bu isyanına engel olurdu.
İnsan sadece akılla yaşayan bir canlı değildir. salt akılla yaşıyor olsaydık hayatın/varoluşun hiçbir anlamı kalmazdı ve intihar ederdik muhtemelen. çünkü akılla mutlu olunmaz,akılla sevilmez,akıllla keyif ,zevk alınmaz vb. akılla yemek bile yenilmez:) çoğu zaman bizlerde aklın otoritesini kırar ve yanlışlar yaparız hatta kendimize bile bile zararlı işleri bile yaparız vs. Şeytanda akılla değil bu anlatmaya çalıştığım şekile benzer birşeyle hareket etti bence..

Ayrıca Akıl inanç alanında elbet tek otorite değildir. ama akıl sonuçta bizim otoritemizdir. ve inanç alanında aklınıza çokta güvenmeyin gibi bir imayı/düşünceyi/ yönlendirmeyi doğru bulmuyorum. ve hatta oldukça tehlikeli buluyorum.
 

istanbul

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
213
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

İnsan sadece akılla yaşayan bir canlı değildir. salt akılla yaşıyor olsaydık hayatın/varoluşun hiçbir anlamı kalmazdı ve intihar ederdik muhtemelen. çünkü akılla mutlu olunmaz,akılla sevilmez,akıllla keyif ,zevk alınmaz vb. akılla yemek bile yenilmez:) .

Sayın donkişot, kişi aklı ile yaşarsa bunları yapamaz diyorsunuz peki o zaman size soruyorum; zevk alan kim, mutlu olan kim,keyif alan kim ,yemek için yaşayan kim?İnsanın hangi yanı?
Siz hiç aklı-külü ile yaşayan bir insanı tanıdınız mı?
Acaba yemekten zevk almayacak kadar ne yaşıyorki akılda kalabiliyor..Bu işler çok derin meseleler.
Ancak şurada size katılıyorum insan salt akılla yaşamıyor ne yazık ki.
Son olarak aklı külü ile yaşayabilen hepimizden çok aşkı yaşar.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

salt akılla yaşıyor olsaydık hayatın/varoluşun hiçbir anlamı kalmazdı ve intihar ederdik muhtemelen. çünkü akılla mutlu olunmaz,akılla sevilmez,akıllla keyif ,zevk alınmaz vb. akılla yemek bile yenilmez çoğu zaman bizlerde aklın otoritesini kırar ve yanlışlar yaparız hatta kendimize bile bile zararlı işleri bile yaparız vs. Şeytanda akılla değil bu anlatmaya çalıştığım şekile benzer birşeyle hareket etti bence..

nefsiyle hareket etti. hırs,şehvet,kıskançlık,açgözlülük gibi davranışlar nefsin istekleridir ama burada akıl devreye girerse nefs dizginlenebilir.. şeytan nefsine yenik düşmüştür ve bunu kabul etmemiştir,Adem aleyhisselam hata yaptığını anlayınca, '' biz nefsimize zulmettik'' dedi,şeytanın kaybettiği yer işte burası,hatasını kabul etmedi..insan aklıyla felsefe yapar akıl yürütür,nefsiyle ve onun yönlendirmeleriyle değil..

Ayrıca Akıl inanç alanında elbet tek otorite değildir. ama akıl sonuçta bizim otoritemizdir. ve inanç alanında aklınıza çokta güvenmeyin gibi bir imayı/düşünceyi/ yönlendirmeyi doğru bulmuyorum. ve hatta oldukça tehlikeli buluyorum.

burada iman mı yoksa akıl mı önce gelir?

Kur'an da anlatılan çoğu olaya akıl yoruyoruz fakat miraç olayı gibi bazı meselelere yorumdan öte kesin bir açıklama getiremiyoruz..aklın almadığı şeye inanmayabilirsin ama burada imanını tehlikeye düşürürsün..Hızır ile Musa'nın yolculuğunu hatırla..burada bu bilgileri edinme açısından bir haksızlık ediliyormuş hissine kapılabilirsin,tamda burada aşk devreye girer..tam bir teslimiyet..acaba biz bu aşkı yaşayabiliyor muyuz ve tam bir teslimiyet içinde miyiz?olsaydık zaten Arif olurduk..heralde Arif olan anlar sözü tüm bu tartışmalar sonucu söylenmiştir..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Şeytanın aklının doğrusuna güvenerek Tanrıya karşı geldiğini sanmıyorum. çünkü aklın otoritesi ile alınmış bir karar sonunu bilen şeytanın bu isyanına engel olurdu.
İnsan sadece akılla yaşayan bir canlı değildir. salt akılla yaşıyor olsaydık hayatın/varoluşun hiçbir anlamı kalmazdı ve intihar ederdik muhtemelen. çünkü akılla mutlu olunmaz,akılla sevilmez,akıllla keyif ,zevk alınmaz vb. akılla yemek bile yenilmez:) çoğu zaman bizlerde aklın otoritesini kırar ve yanlışlar yaparız hatta kendimize bile bile zararlı işleri bile yaparız vs. Şeytanda akılla değil bu anlatmaya çalıştığım şekile benzer birşeyle hareket etti bence..

Ayrıca Akıl inanç alanında elbet tek otorite değildir. ama akıl sonuçta bizim otoritemizdir. ve inanç alanında aklınıza çokta güvenmeyin gibi bir imayı/düşünceyi/ yönlendirmeyi doğru bulmuyorum. ve hatta oldukça tehlikeli buluyorum.

İnsan kendi aklına çok fazla güvenirse yanılabilir. Akıl bir yol gösterici olabilir fakat her aklın yolu bir değildir. Akıl dünyasaldır, yaşam için şarttır fakat bazen de bir perdedir.

"Bedendeki ruh padişahtır.Akıl da onun veziri gibidir. Fesatçı, bozuk akıl ruhu şaşırttır, kötülüklere doğru götürür. Ey ruh sultanı sen, cüz'i aklı değil de, külli aklı kendine vezir yap." Mesnevi c.IV,1256

Gönül gözünü açmadan tek akıl şaşırtıcıdır. Gönül ile aklı birleştiren insan Hakk'ı görmeye başlar. İnsan akıl yolu ile anlamaya çalışmalı fakat gönül gözü ile idrak etmelidir.

"Hiçbir şeye aldırmayan aşktır, akıl değil...Akıl, yararlanacağı, fayda elde edeceği şeyi arar." Mesnevi c.VI.1966

Akıl hiç bir zaman tek başına yol gösterici olamaz. Gönül gözü ile beraber ancak yolunu açabilir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst