Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... .....?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde efefel tarafından oluşturulan Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... .....? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 13,851 kez görüntülenmiş, 128 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... .....?
Konbuyu başlatan efefel
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Yaratıcı Tanrı'yı niye yarattı onu bilme şansım yok. Ben eski kadim belgeler, Kutsal Kitaplar ve doğal olarak Kur'an'da yazan kısımları paylaşıyorum.Neden ve niçin bunu tam manası ile bilmek imkansız ve hatta belki de hiç bir zaman öğrenme şansımız olmayacak. Felsefe açısından hatalı bir anlatım olabilir fakat kayıtlı belgeler açısından doğru o yüzden yorum yapamıyorum.
Yazmak ya da yazmamak işte tüm mesele bu:) Uyarın için tşkler

Yazmak eleştri almayı kabul etmektir :)


'' ussal olan her şey gerçek ve gerçek olan her şey ussaldır... georg wilhelm friedrich von hegel... '' eğer birazcık objektif idealizme izin verilirse; burada ussallığı, kendine ait bir alt kümeye, yani 'mantıksallığa' indirgeyerek, bir soyutlama yapmak istiyorum... ki böylelikle, gerçekliği mantıkla bağlamış oluruz... kendimizi, formel ( ya da klasik) mantığın dört temel ilkesinden (yani, 1- a, a dır, 2- a, a olmayan değildir, 3- ya a dır, ya a olmayandır, 4- parça bütüne eşitlenemez) başka, herhangi bir kayıtla, koşulla sınırlamadan; 'mutlak varlığın, mutlaklığını yitirmeden aynı anda yaratıcı da olup olamayacağını' tartışabiliriz... ben kendi payıma, toplumsal dinlerin tanrı tasarımlarında yer alan; tanrının, 'mutlaklık' niteliğiyle, 'yaratıcılık' niteliğinin çelişkili ve dolayısıyla birbirini dışlayıcılık ve uzlaşmazlık içerdiğini düşünüyorum... konuyu dağıtmamak ve saldırganlaşmamak koşuluyla, başka türlü düşünen arkadaşlarla, felsefi görüş ve düşünce paylaşımında bulunulabilir...

Tanrıyı kendi yarattığı hiçbir şey ile değerlendiremeyiz.Tanrı determinizme tabi değildir.

Tanrı hem mantık içinde hemde üstündedir.Tanrının mutlaklığı mutlak olabilirlik potansiyeli olarak algılanılmaya çalışılmalıdır. Tanrıyı açıklamaya veya temellendirmeye çalışan her düşünce O'nun gerçek özünü saptırır. kısacası buna imkan yoktur.

Sürekli çelişkilerden bahsediliyor. rasyonel zeminde bakarsanız din dili elbet çelişkiler içerir. örneğin Tanrı hem hiç bir şeye benzemez denilir hemde insana ruhundan üflediği söylenir.. kısacası bu gözle bakarsanız dinin her tarafında çelişki bulursunuz.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Yazmak eleştri almayı kabul etmektir :)




Tanrıyı kendi yarattığı hiçbir şey ile değerlendiremeyiz.Tanrı determinizme tabi değildir.

Tanrı hem mantık içinde hemde üstündedir.Tanrının mutlaklığı mutlak olabilirlik potansiyeli olarak algılanılmaya çalışılmalıdır. Tanrıyı açıklamaya veya temellendirmeye çalışan her düşünce O'nun gerçek özünü saptırır. kısacası buna imkan yoktur.

Sürekli çelişkilerden bahsediliyor. rasyonel zeminde bakarsanız din dili elbet çelişkiler içerir. örneğin Tanrı hem hiç bir şeye benzemez denilir hemde insana ruhundan üflediği söylenir.. kısacası bu gözle bakarsanız dinin her tarafında çelişki bulursunuz.

acaba sizin tanrı tasarımınız ( ki tanrının tasarlanamazlığını ileri sürerek bu deyime de itiraz etmek olanaklıdır...), mantıkla bağlı olmamayı, ya da mantık dışılığı, yani bir çeşit mantıksızlığı mı içermektedir ( kavga etmek için değil, doğru anlamak için soruyorum...)... bir arkhe ( ilk veri, töz olarak) tanrının mutlak olabilecek potansiyele sahip olmakla birlikte, fiilen 'mutlak' olmadığını mı söylemek istiyorsunuz... ama eğer öyleyse, mutlak olmadan 'töz' olunabilir mi... tanrısal varlık için, bir 'tözlük' koşulu yoksa; arızi ( türev, ikincil, yani ilineksel, yani 'yaratılmış') bir tanrı olanaklı mıdır... tanrıyı açıklamaya, temellendirmeye (yani, akılla kavramaya) çalışmak; neden onun özünü saptırsın; ve bu neden olanaklı olmasın... aslında bütün tanrı elçilerinin, bütün çabaları bu yönde değil miydi... ve sizin yaklaşımınız, yani tanrıyı aklın ve dolayısıyla mantığın ve böylelikle de insan hayatının dışında bir yerlere itelemek; en radikalinden bir ateizm tavrı değil midir...?...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

acaba sizin tanrı tasarımınız ( ki tanrının tasarlanamazlığını ileri sürerek bu deyime de itiraz etmek olanaklıdır...), mantıkla bağlı olmamayı, ya da mantık dışılığı, yani bir çeşit mantıksızlığı mı içermektedir ( kavga etmek için değil, doğru anlamak için soruyorum...)... bir arkhe ( ilk veri, töz olarak) tanrının mutlak olabilecek potansiyele sahip olmakla birlikte, fiilen 'mutlak' olmadığını mı söylemek istiyorsunuz... ama eğer öyleyse, mutlak olmadan 'töz' olunabilir mi... tanrısal varlık için, bir 'tözlük' koşulu yoksa; arızi ( türev, ikincil, yani ilineksel, yani 'yaratılmış') bir tanrı olanaklı mıdır... tanrıyı açıklamaya, temellendirmeye (yani, akılla kavramaya) çalışmak; neden onun özünü saptırsın; ve bu neden olanaklı olmasın... aslında bütün tanrı elçilerinin, bütün çabaları bu yönde değil miydi... ve sizin yaklaşımınız, yani tanrıyı aklın ve dolayısıyla mantığın ve böylelikle de insan hayatının dışında bir yerlere itelemek; en radikalinden bir ateizm tavrı değil midir...?...

Siz mutlaklık kavramı ile yaratmanın çelişkisinden bahsettiniz bende bunun böyle olmadığını ifade etmeye çalışıyorum. Tanrı mükemmeldir. değişmesi,evrilmesi,tecrübe kazanması vb. mümkün değildir. Tanrı için imkansız diye diye birşey yoktur. herşeye gücü yetendir buna potansiyel olarak sahiptir. Tanrının yaratma eylemi mutlaklığına gölge düşürmez veya çelişmez. anlatmaya çalıştığım budur.

Siz Tanrıyı değil Tanrının zatını akılla kavramaya çalışıyorsunuz. bu imkansız diyorum. elçilerinin çabaları Tanrının zatını anlatmak /kavramak üzerine hareket etmez. benim söylediğim radikal ateist değil aksine radikal teist söylemine daha yakındır. Tanrı ile iletişimin yolu inançtır/imandır. ve bu kişiye özgüdür. bunun bir başkasına ifade edilmesi ,aktarılması mümkün değilidir denilebilir.

İnsanın yaşam koşulları ne kadar zorlu olursa olsun varlığını sorgulamak sorumluluğundan kurtulamaz. şu yaşamda birincil görevi bence budur (kişinin durumu ile ilgili en doğrusunu Tanrı taktir eder)
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

' tanrı mükemmeldir; değişmesi, evrilmesi, tecrübe kazanması vb. mümkün değildir' ... diyorsunuz; benim tanrı anlayışım da tümüyle böyledir; yani bu tırnak içine aldığım cümlenize aynen katılıyorum ve şunları da ekliyorum: tamdır ( eksiksizdir, yani kendisi için iyi olan her şeyi zaten içerir), kesindir ( yani hiç bir kuşkuya, belirsizliğe ya da bulanıklığa yer bırakmayacak kadar tereddütsüz olarak sabittir), mutlaktır( yani hiç bir kayda, koşula bağlı olmadan ya da zaman ve mekanla sınırlanmadan kendi başına vardır), varoluşu kendindendir (var olmak için kendinden başka bir varlığa gereksinimi yoktur, töz olarak 'arkhe'dir)... (sanırım, buraya kadar anlaşıyoruz.) ... ve işte belki, tanrının tam da bu nitelikleri, tanrısal, 'yaratma sürecinin' ortaya çıkmasına ket vurur ve yaratımı olanaksız kılarmış... gibime geliyor ... yaratma süreci, eksikliği algılanmayan bir şey için, olanak alanına giremez... yani bir şeyi yaratmak (ya da yapmak, yahut üretmek) için, sadece 'ol' demek yeterli olsa bile, bu bir irade belirtmek anlamına geleceği için, (irade: istenç, isteme, talep etme...) fakat eksikliği duyulmayan bir şeyin talebi mümkün olmadığından (öte yandan 'tam' lık niteliği de, eksiklik algısını dışlayacağı için), tanrısal yaratım süreci, daha başından tıkanmış olur... gibi geliyor... eğer 'tamlık' ve 'yaratıcılık' arasında bir sentezle 'uzlaştırma' çözümünüz / yaklaşımınız varsa; bu noktada derinleşebiliriz... 'tanrı' ile 'tanrının zatı' nı birbirinden ayrı düşünmenin, rasyonel dayanağını göremiyorum...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

ve işte belki, tanrının tam da bu nitelikleri, tanrısal, 'yaratma sürecinin' ortaya çıkmasına ket vurur ve yaratımı olanaksız kılarmış... gibime geliyor ... yaratma süreci, eksikliği algılanmayan bir şey için, olanak alanına giremez... yani bir şeyi yaratmak (ya da yapmak, yahut üretmek) için, sadece 'ol' demek yeterli olsa bile, bu bir irade belirtmek anlamına geleceği için, (irade: istenç, isteme, talep etme...) fakat eksikliği duyulmayan bir şeyin talebi mümkün olmadığından (öte yandan 'tam' lık niteliği de, eksiklik algısını dışlayacağı için), tanrısal yaratım süreci, daha başından tıkanmış olur... gibi geliyor... eğer 'tamlık' ve 'yaratıcılık' arasında bir sentezle 'uzlaştırma' çözümünüz / yaklaşımınız varsa; bu noktada derinleşebiliriz... 'tanrı' ile 'tanrının zatı' nı birbirinden ayrı düşünmenin, rasyonel dayanağını göremiyorum...

Böyle mantıksal bir hükme kesin biçimde varabilmemiz için Tanrının karakterini bilmemiz ön koşuldur. (sizden kaptım bu yazım dilini/biçimini :))

Tanrının karakterini bilmeden yaratma eylemini tamlık ve mükemmellik ile çelişkili görmemiz olağan düşünsel sonuç gibi görünüyor. Yaratma eylemi Tanrının bir tercihide olsa, isteğide olsa veya sonsuz bilgisi ile alınmış bir kararda olsa bu çelişkiden düşünsel/mantıksal olarak çıkış imkanı mümkün görünmüyor. Ancak mesele sadece bu dar çevrede incelenmemelidir ve olabildiğince genişletilmelidir. Örneğin; Tanrının sevgisinden bahsedilir. Aynı düşünceleri bu durumada yöneltelim. Bu sevgi nedir? Duygu mudur? Ya da başka birşey mi ? kaynagı nedir? vs vs .. ve yine örneğin Tanrı görüyor,duyuyor, her şeyi biliyor vs…ve yine Tanrı Ol diyor oluyor… neden ? nasıl? ?vs vs . işte mantık içi ve mantık üstü derken kastım biraz da budur. Akıl her şeyi anlamak ve açıklamak için can atıyor ancak 5 duyusu ile algıladığını -gerçeklik- olarak kabul etmeye meyilli olan akıl aynı zamanda bu beş duyu ile algıladıkları ile düşünmeye bağımlı iken metafizik alana bu şekilde girince çelişkiye düşmemesi imkansızlaşıyor.. bu böyle olsada düşüncelerimizin tek bilgi/veri kaynağı akıl değildir. sezgi/duyumsamanın payıda asla dışlanamaz ve bilgi içeriği dışına itilemez.


Akıl; metafizik alanda formüle edilemeyen bazı sonuçlara ulaşır bu sonuçlar hem rasyonel düzeyde hem de iman düzeyinde belirsizdirler. ama İnsan bunları anlayamasa da genel bütün/ana tema içinde anlamlandırabilir.. İmanın temel dayanağı Tanrısal çağrı ve vahiydir.

Tüm bunlardan çıkan genel sonuç Tanrının zatını anlama imkanımız yoktur .ama O 'na inanma imkanımız vardır ve bu kapı sonuna kadar açıktır. varolan herşey bu imkana hizmet eder. İmanı bilgi düzeyinde ölçmeye ve anlamaya çalışmak imanı iman olmaktan çıkarır. bu imanın özüne terstir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

bir yargılama yeteneği, yani 'hüküm melekesi' (immanuel k.) olarak aklın, doğası gereği, duyu, deney, gözlem, sezgi (yani, seçici algı ya da ilgisel algı) ve algıları, bir kavrama ve düşünce süreci biçiminde bir prosesle işleyerek, bir hüküm kurmak için, 'can atması' normaldir... ama bilinenler kümesi ayrıca herhangi bir inanca yer bırakmadığı halde; bu kümenin dışında kalan alan, her türlü inanmaya ve inanmamaya açıktır... (örneğin yaşadığımız şehirde bu yıl içinde ciddi bir deprem olup olmayacağı konusunda, kesin bir bilgimiz yoksa, depremin gerçekleşeceğine inana da biliriz; inanmaya da biliriz ; ancak, konuyla ilgili kesin bir bilgimiz varsa, durum bilgi alanına girdiği için, inanmaya da inanmamaya da kapanır...) belki bu nedenle, vurgulayarak belirginleştirmeye çalıştığım, 'tamlık' ve 'yaratıcılık' arasındaki çelişkinin (yeterince netleştiği halde), rasyonel bilgi çerçevesi içinde bir sentezle aşılmasının zor olduğu anlaşılıyor... katkılarınız için, teşekkür ediyorum...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Bende teşekkür ederim. ben daha çok kendi bakışımı ifade etmeye çalışıyorum. sizinle bu konuda felsefi literatür bilgisi daha güçlü biri tartışsa konu felsefi anlamda daha çok derinleşebilirdi.. öyle idealist bir üye çıksada gelse keşke :)
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Böyle mantıksal bir hükme kesin biçimde varabilmemiz için Tanrının karakterini bilmemiz ön koşuldur. (sizden kaptım bu yazım dilini/biçimini :))

Tanrının karakterini bilmeden yaratma eylemini tamlık ve mükemmellik ile çelişkili görmemiz olağan düşünsel sonuç gibi görünüyor. Yaratma eylemi Tanrının bir tercihide olsa, isteğide olsa veya sonsuz bilgisi ile alınmış bir kararda olsa bu çelişkiden düşünsel/mantıksal olarak çıkış imkanı mümkün görünmüyor. Ancak mesele sadece bu dar çevrede incelenmemelidir ve olabildiğince genişletilmelidir. Örneğin; Tanrının sevgisinden bahsedilir. Aynı düşünceleri bu durumada yöneltelim. Bu sevgi nedir? Duygu mudur? Ya da başka birşey mi ? kaynagı nedir? vs vs .. ve yine örneğin Tanrı görüyor,duyuyor, her şeyi biliyor vs…ve yine Tanrı Ol diyor oluyor… neden ? nasıl? ?vs vs . işte mantık içi ve mantık üstü derken kastım biraz da budur. Akıl her şeyi anlamak ve açıklamak için can atıyor ancak 5 duyusu ile algıladığını -gerçeklik- olarak kabul etmeye meyilli olan akıl aynı zamanda bu beş duyu ile algıladıkları ile düşünmeye bağımlı iken metafizik alana bu şekilde girince çelişkiye düşmemesi imkansızlaşıyor.. bu böyle olsada düşüncelerimizin tek bilgi/veri kaynağı akıl değildir. sezgi/duyumsamanın payıda asla dışlanamaz ve bilgi içeriği dışına itilemez.


Akıl; metafizik alanda formüle edilemeyen bazı sonuçlara ulaşır bu sonuçlar hem rasyonel düzeyde hem de iman düzeyinde belirsizdirler. ama İnsan bunları anlayamasa da genel bütün/ana tema içinde anlamlandırabilir.. İmanın temel dayanağı Tanrısal çağrı ve vahiydir.

Tüm bunlardan çıkan genel sonuç Tanrının zatını anlama imkanımız yoktur .ama O 'na inanma imkanımız vardır ve bu kapı sonuna kadar açıktır. varolan herşey bu imkana hizmet eder. İmanı bilgi düzeyinde ölçmeye ve anlamaya çalışmak imanı iman olmaktan çıkarır. bu imanın özüne terstir.
eğer sonuç olarak yaratmak yaratıcının kaçınılmaz sonuysa ve işin sonunda azap gören insanların ruhu yaratıcıya aitse ve azabı bi nevi yaratıcının özü görecekse yani insanların ruhu yaratıcının ruhuysa kabullenilebilir bir kıyafet giydirilmiş olabilir.
fakat
basit bir matematik hesabı ile
eğer bir trilyon insan yaratıldıysa ve bunların beş yüz milyonu azap görecekse ve bu insanlar hiç yoktan var edildiyse burda yaratma sebebi aranmaya başlanıyor.
sebep yokken değilde varken azaba ulaşacak beş yüz milyon insan yaratılması.olmasalardı yanmayacaklardı.
inansınlar yanmasınlar denilebilir fakat daha başından bilinen birşey azap görecekleri.
evet
anlaşılabilir bir sebep gerekiyor.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Böyle mantıksal bir hükme kesin biçimde varabilmemiz için Tanrının karakterini bilmemiz ön koşuldur. (sizden kaptım bu yazım dilini/biçimini :))

Tanrının karakterini bilmeden yaratma eylemini tamlık ve mükemmellik ile çelişkili görmemiz olağan düşünsel sonuç gibi görünüyor. Yaratma eylemi Tanrının bir tercihide olsa, isteğide olsa veya sonsuz bilgisi ile alınmış bir kararda olsa bu çelişkiden düşünsel/mantıksal olarak çıkış imkanı mümkün görünmüyor. Ancak mesele sadece bu dar çevrede incelenmemelidir ve olabildiğince genişletilmelidir. Örneğin; Tanrının sevgisinden bahsedilir. Aynı düşünceleri bu durumada yöneltelim. Bu sevgi nedir? Duygu mudur? Ya da başka birşey mi ? kaynagı nedir? vs vs .. ve yine örneğin Tanrı görüyor,duyuyor, her şeyi biliyor vs…ve yine Tanrı Ol diyor oluyor… neden ? nasıl? ?vs vs . işte mantık içi ve mantık üstü derken kastım biraz da budur. Akıl her şeyi anlamak ve açıklamak için can atıyor ancak 5 duyusu ile algıladığını -gerçeklik- olarak kabul etmeye meyilli olan akıl aynı zamanda bu beş duyu ile algıladıkları ile düşünmeye bağımlı iken metafizik alana bu şekilde girince çelişkiye düşmemesi imkansızlaşıyor.. bu böyle olsada düşüncelerimizin tek bilgi/veri kaynağı akıl değildir. sezgi/duyumsamanın payıda asla dışlanamaz ve bilgi içeriği dışına itilemez.


Akıl; metafizik alanda formüle edilemeyen bazı sonuçlara ulaşır bu sonuçlar hem rasyonel düzeyde hem de iman düzeyinde belirsizdirler. ama İnsan bunları anlayamasa da genel bütün/ana tema içinde anlamlandırabilir.. İmanın temel dayanağı Tanrısal çağrı ve vahiydir.

Tüm bunlardan çıkan genel sonuç Tanrının zatını anlama imkanımız yoktur .ama O 'na inanma imkanımız vardır ve bu kapı sonuna kadar açıktır. varolan herşey bu imkana hizmet eder. İmanı bilgi düzeyinde ölçmeye ve anlamaya çalışmak imanı iman olmaktan çıkarır. bu imanın özüne terstir.

Tanrı'nın yarattığı doğa ve yolladığı din çelişmez fakat bilimde değişkenlik ve dini yorumlamada yaşanılan farklılıklar sanki çelişkiler varmış gibi görülmesine sebep oluyor. Donkişot'a tümüyle katılıyorum.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

eğer sonuç olarak yaratmak yaratıcının kaçınılmaz sonuysa ve işin sonunda azap gören insanların ruhu yaratıcıya aitse ve azabı bi nevi yaratıcının özü görecekse yani insanların ruhu yaratıcının ruhuysa kabullenilebilir bir kıyafet giydirilmiş olabilir.
fakat
basit bir matematik hesabı ile
eğer bir trilyon insan yaratıldıysa ve bunların beş yüz milyonu azap görecekse ve bu insanlar hiç yoktan var edildiyse burda yaratma sebebi aranmaya başlanıyor.
sebep yokken değilde varken azaba ulaşacak beş yüz milyon insan yaratılması.olmasalardı yanmayacaklardı.
inansınlar yanmasınlar denilebilir fakat daha başından bilinen birşey azap görecekleri.
evet
anlaşılabilir bir sebep gerekiyor.

Kainatı yaratabilecek kadar kudretli bir Tanrının adil olmaması beklenemez. (ki bizlerde O'nun adaletini yargılayabilecek iradenin olması O'nun adil olduğunun delilidir) Tanrının çağrısı süreklidir (her kalbe sürekli çağrı yapıldığına inanıyorum).

Son Yargıdan sonra cehennemde yalnızca bir günahkar kalırsa ve o ben olursam, o dipsiz kuyudan Tanrının adaletini kutlayacağım .Soren Kierkegaard
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

insanların ve cinlerin yaratılışından önceyi bir hayal edelim.
orada ne yok?
cennetle ödüllendirilecek ve cenennemle azap görecek insanlar ve cinler yok.
peki olmalarını ne gerektirdi?
belki bu şekilde biraz ivme kazandırırız tartışmaya!
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

peki olmalarını ne gerektirdi?

“Ben gizli bir hazine idim. Bilinmeyi diledim. Onun için bu halkı ve âlemleri yarattım”

olmasaydık O'nu kim varlardı yada arardı ?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

insanların ve cinlerin yaratılışından önceyi bir hayal edelim.
orada ne yok?
cennetle ödüllendirilecek ve cenennemle azap görecek insanlar ve cinler yok.
peki olmalarını ne gerektirdi?
belki bu şekilde biraz ivme kazandırırız tartışmaya!

''olmalarını ne gerektirdi?'' soruyu ,sorunun değişik versiyonlarını sorarak cevap arayalım. Olmaları Tanrı için neyi değiştirdi? Tanrı için oldular da ne oldu ? Tanrı için olmasalar ne olurdu ? ve soruyu genişletelim Sadece insanlar ve cinler mi? melekler niye var? herşeye gücü yeten Tanrı neden bazı görevler için melekler yaratıyor? vb.

ve devam edelim... Tüm bu yaratılmışları anında yok etmek için Tanrıyı engelleyebilecek bir güç var mı? öyle ya sonuçta o bir Tanrı..isterse tüm insanlığı anında silebilir (belki daha önce silmiştirde) ya da bu olmadı,vazgeçtim,poff sıkıldım sonra daha iyilerini yaparım deyip herşeyi yok edebilir mi? (belki daha önce yok etmiştirde)..(ha birde ben sonra dedim ama Tanrı için sonrası var mı? zaman problemi var mı? bir noktada Tanrının canı sıkıldı diyelim bu noktayı nasıl belirleyeceğiz ? nerede canı sıkıldı ? Tanrı nerede ? hangi noktada bilinmek istedi? (Sakalın paylaşımını da ekleyim dedim :)) sonsuzluğun neresinde bir nokta/zaman belirliyelim de önünde ve arkasında sonsuzluk kalmıyor olsun?

Tanrının bu yukarda dikkat çekmeye çalıştığım şeyleri yapmamasının önündeki tek engel Tanrının yine kendisidir. çünkü Tanrı mutlaktır,değişmezdir,mükemmeldir,..o yüzden değişip bizlere verdiği sözleri tutmaması veya yarattıklarını yok etmesi söz konusu değildir.canı sıkılması mümkün değilidir,yarattıklarının kendine faydası olması mümkün değilidir vb.

diğer mesajınızda yaratma için anlaşılabilir bir sebep olmalı diyorsunuz? Dinlerin özellikle metafiziksel yönünü (ki dinlerin büyük bölümü metafiziktir) varoluşun bütünü içinde anlamaya çalışmak gerekir... şeytanlar, melekler, cinler...// dualar..ibadetler..ritüeller.. //günah,sevap,kötü,iyi mubah,helal haram..

İnsan ve Din ??? din nedir ? nedendir? /// Aklınızdaki soyut Tanrı ve onun algınızdaki karakteri? ve gerçek Tanrı ve onun gerçek karakteri ?

madem öyle bende sizin ivmeye kendimce biraz daha ivme kazandırmaya çalışayım dedim:)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Konu geliyor ve yaratıcının gereksinmesine dayanıyor. Gereksinmiyor ise neden yaratımda bulunsun? Bence yaratıcının niteliğinde, teori ile tutarlı olmayan bir problem var. Bu problem, ancak üzerinden atlanarak görmezden gelinebileceği için, sorgulama eylemine bir sınır çekilmiş.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Konu geliyor ve yaratıcının gereksinmesine dayanıyor. Gereksinmiyor ise neden yaratımda bulunsun? Bence yaratıcının niteliğinde, teori ile tutarlı olmayan bir problem var. Bu problem, ancak üzerinden atlanarak görmezden gelinebileceği için, sorgulama eylemine bir sınır çekilmiş.

Gereksinmeye dayanıyor çıkarımını yapabilmemiz için Tanrıyı tam tanımlayabilmemiz gerekiyor. sizde tüm din külliyatını bir anda (tek mantıkla) geçip bunun üzerinden atlamış oluyorsunuz.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

hangi noktada bilinmek istedi? sonsuzluğun neresinde bir nokta/zaman belirliyelim de önünde ve arkasında sonsuzluk kalmıyor olsun?

yaşadığımız zaman içinde birey olarak ayrı ayrı bilinmeyi..dünya yaşamımız sonsuz olmadığına göre..
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Kendini O'na teslim etmis olan bir insandan O'nu sorgulamasini beklemek bence cok sacma. Muslumanlar vardan yok eden yokdan var eden bir yaraticiya inanmaktadirlar. Bunda mantik aranmaz ya teslim olur kabul edersin yada hayir dersin inkar edersin. Bu bu kadar basittir.

Ayrica insani sifatlari yaraticiya yakistirmakta ne kadar mantikli onuda idrak edemiyorum. Akilli Allah bilincli Allah kalbi olan Allah beyni olan Allah vs komik seyler bunlar.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

yaşadığımız zaman içinde birey olarak ayrı ayrı bilinmeyi..dünya yaşamımız sonsuz olmadığına göre..

Dünya şartlarında mı bilinmek istedi sana göre? başka varoluş şartlarında da bilebilirdik . o açıdan soruyorum
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

Dünya şartlarında mı bilinmek istedi sana göre? başka varoluş şartlarında da bilebilirdik . o açıdan soruyorum

bize bildirilen ''kalu bela'' ya inanıyorum..fakat an bu andır..ve bu anda tartıştığımıza göre başka bir zaman diliminde olmadığımıza göre bilmeye/anlamaya çalışıyoruz..
 

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....

''olmalarını ne gerektirdi?'' soruyu ,sorunun değişik versiyonlarını sorarak cevap arayalım. Olmaları Tanrı için neyi değiştirdi? Tanrı için oldular da ne oldu ? Tanrı için olmasalar ne olurdu ? ve soruyu genişletelim Sadece insanlar ve cinler mi? melekler niye var? herşeye gücü yeten Tanrı neden bazı görevler için melekler yaratıyor? vb.

ve devam edelim... Tüm bu yaratılmışları anında yok etmek için Tanrıyı engelleyebilecek bir güç var mı? öyle ya sonuçta o bir Tanrı..isterse tüm insanlığı anında silebilir (belki daha önce silmiştirde) ya da bu olmadı,vazgeçtim,poff sıkıldım sonra daha iyilerini yaparım deyip herşeyi yok edebilir mi? (belki daha önce yok etmiştirde)..(ha birde ben sonra dedim ama Tanrı için sonrası var mı? zaman problemi var mı? bir noktada Tanrının canı sıkıldı diyelim bu noktayı nasıl belirleyeceğiz ? nerede canı sıkıldı ? Tanrı nerede ? hangi noktada bilinmek istedi? (Sakalın paylaşımını da ekleyim dedim :)) sonsuzluğun neresinde bir nokta/zaman belirliyelim de önünde ve arkasında sonsuzluk kalmıyor olsun?

Tanrının bu yukarda dikkat çekmeye çalıştığım şeyleri yapmamasının önündeki tek engel Tanrının yine kendisidir. çünkü Tanrı mutlaktır,değişmezdir,mükemmeldir,..o yüzden değişip bizlere verdiği sözleri tutmaması veya yarattıklarını yok etmesi söz konusu değildir.canı sıkılması mümkün değilidir,yarattıklarının kendine faydası olması mümkün değilidir vb.

diğer mesajınızda yaratma için anlaşılabilir bir sebep olmalı diyorsunuz? Dinlerin özellikle metafiziksel yönünü (ki dinlerin büyük bölümü metafiziktir) varoluşun bütünü içinde anlamaya çalışmak gerekir... şeytanlar, melekler, cinler...// dualar..ibadetler..ritüeller.. //günah,sevap,kötü,iyi mubah,helal haram..

İnsan ve Din ??? din nedir ? nedendir? /// Aklınızdaki soyut Tanrı ve onun algınızdaki karakteri? ve gerçek Tanrı ve onun gerçek karakteri ?

madem öyle bende sizin ivmeye kendimce biraz daha ivme kazandırmaya çalışayım dedim:)
anlaşılan yaratılışa hala bir sebep bulamadık
zaten bilinçli bir yaratılışa mantıklı bir sepep bulduğumuzda eminim tanrı ortadan kalkıcak
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst