- Katılım
- 1 Kas 2012
- Mesajlar
- 2,737
- Tepkime puanı
- 180
- Puanları
- 63
Cevap: Bizler eğer bilinçli bir yaratıcı tarafından ... ... ....
Aklı külü ile yaşayan birini tanımadım. genel anlamda ne demek istediğinizi de anlayamadım malesef Sayın İstanbul *
Aklın sınırları bellidir sevgili Sakal. akıldan vazgeçmemiz için bir sebep yok. çünkü akıl kendi sınırlarını da bilebilir. İnanç alanında da dinin özü bellidir. (Genel bakışı,hükümleri,yasakları ,ögütleri vb)
öncelik konusunda ise birşey diyemeyecegim. akıl kendi sınırlarını bildiği sürece birbirlerinden ayrılmaları için bir sebep yok bana göre..
Tanrı; düşüncelerimizden ve kaygılarımızdan kurtulup tam teslim olmadıkça kapılarını açmıyor bunu anlayabiliyorum. o Kapılardan geçenlerin sözlerini de ne anlatmak istediklerinide anlayabiliyorum. ama anlattıklarını belli bir yerden sonra anlama/idrak etme şansım yok. çünkü ben düşüncelerinden kurtulabilmiş biri değilim. 24 saatimin nerdeyse 23.30 saati bu dünya denen hengame ile uğraşmakla geçiyor kendimi buradan kurtarmayı hayal ediyorum. umarım bir gün
Sayın donkişot, kişi aklı ile yaşarsa bunları yapamaz diyorsunuz peki o zaman size soruyorum; zevk alan kim, mutlu olan kim,keyif alan kim ,yemek için yaşayan kim?İnsanın hangi yanı?
Siz hiç aklı-külü ile yaşayan bir insanı tanıdınız mı?
Acaba yemekten zevk almayacak kadar ne yaşıyorki akılda kalabiliyor..Bu işler çok derin meseleler.
Ancak şurada size katılıyorum insan salt akılla yaşamıyor ne yazık ki.
Son olarak aklı külü ile yaşayabilen hepimizden çok aşkı yaşar.
Aklı külü ile yaşayan birini tanımadım. genel anlamda ne demek istediğinizi de anlayamadım malesef Sayın İstanbul *
burada iman mı yoksa akıl mı önce gelir?
Aklın sınırları bellidir sevgili Sakal. akıldan vazgeçmemiz için bir sebep yok. çünkü akıl kendi sınırlarını da bilebilir. İnanç alanında da dinin özü bellidir. (Genel bakışı,hükümleri,yasakları ,ögütleri vb)
öncelik konusunda ise birşey diyemeyecegim. akıl kendi sınırlarını bildiği sürece birbirlerinden ayrılmaları için bir sebep yok bana göre..
İnsan kendi aklına çok fazla güvenirse yanılabilir. Akıl bir yol gösterici olabilir fakat her aklın yolu bir değildir. Akıl dünyasaldır, yaşam için şarttır fakat bazen de bir perdedir.
"Bedendeki ruh padişahtır.Akıl da onun veziri gibidir. Fesatçı, bozuk akıl ruhu şaşırttır, kötülüklere doğru götürür. Ey ruh sultanı sen, cüz'i aklı değil de, külli aklı kendine vezir yap." Mesnevi c.IV,1256
Gönül gözünü açmadan tek akıl şaşırtıcıdır. Gönül ile aklı birleştiren insan Hakk'ı görmeye başlar. İnsan akıl yolu ile anlamaya çalışmalı fakat gönül gözü ile idrak etmelidir.
"Hiçbir şeye aldırmayan aşktır, akıl değil...Akıl, yararlanacağı, fayda elde edeceği şeyi arar." Mesnevi c.VI.1966
Akıl hiç bir zaman tek başına yol gösterici olamaz. Gönül gözü ile beraber ancak yolunu açabilir.
Tanrı; düşüncelerimizden ve kaygılarımızdan kurtulup tam teslim olmadıkça kapılarını açmıyor bunu anlayabiliyorum. o Kapılardan geçenlerin sözlerini de ne anlatmak istediklerinide anlayabiliyorum. ama anlattıklarını belli bir yerden sonra anlama/idrak etme şansım yok. çünkü ben düşüncelerinden kurtulabilmiş biri değilim. 24 saatimin nerdeyse 23.30 saati bu dünya denen hengame ile uğraşmakla geçiyor kendimi buradan kurtarmayı hayal ediyorum. umarım bir gün