Evrensel- Insan Zihniyeti

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Antropoloji kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Evrensel- Insan Zihniyeti başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 28,802 kez görüntülenmiş, 181 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Antropoloji
Konu Başlığı Evrensel- Insan Zihniyeti
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan X
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
forumun son haline baksana,yakasını senden kurtaran başlıklarda ki mesaj sayıları da sana gerçeği göstermiyor mu...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
yaw ne tür bir düşünce şeklin var anlamak mümkün değil...

2009 ve daha eskisinden beri seninle ayni konularda yazışıp duruyoruz,
bu nasıl bir evrensel insan zihniyeti ki bir adım ilerlemedi?
hala ayni şeyleri yazıp duruyorsun...

bırak insanlar inançlarına,izmlerine veya nelerini isterlerse ona uygun yazışsınlar,
ne diye her başlığı evrensel insan zihniyeti,doğal zihniyet vs saçmalıklar ile içinden çıkılmaz hale sokuyorsun?
anlamıyormusun?ilk yazmaya başladığından beri kimse buna itibar etmiyor ve kimseye bir kazancı yok...

hala savunmaya çalışıyorsun,
ortada senin "var" dediğinden başka bir şey yok...

Son defa yaziyorum. Ben dusunceyi dile getiriyorum ve kimseden de emir alacak degilim, ayrica sana ne benim ne dile getirdigimden?

Okuma olsun bitsin?, neden bu kadar bir dusunce seni rahatsiz ediyor?, bence bu soruyu kendine bir sor, bakalim ne yanit alacaksin?

Ayrica senin gibi isteyen istedigini yazar, kimsenin itibar edip etmemesin de sen karar veremezsin. Aksine o kadar cok da itibar eden var ki?, herkesi kendin gibi mi zannediyorsun? Ben sadece dile getiriyorum da, asil merak ettigim bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor? Kizaca seni takdir edenler, senden yana, beni takdir edenler de benden yana. Bu senin boyle konulari polemige cekme cabalarinla da benim lehime isliyor, haberin olsun.

Cunku dusunce ve bilgi pesinde olanlar, kimin bunu sagladigini cok iyi takip ediyorlar, ama senin gibi dusunce onlemeye calisanlar da seni takip ediyor.

Istedigin kadar cabala, kimsenin dusuncesini onleyemezsin. Bu ortacag zihniyeti artik gecerli degil. Dusunce dusmani olan once kendine dusmandir. Cunku kendi gelisimini en basta onler, ayni senin yaptigin gibi.

Bu sana son yazim. Cunku ben bu tip bir yazi dili ve uslubu kullanmak istemiyorum. Istersen burayi da spamlarin ile doldurabilirsin, belki ancak o zaman dusunce dusmanligini gostermis olabilirsin.

Yalniz unutma, burasi bir kitle platformu ve cogu kisi bu basligi takip ediyor. O yuzden ne yazacaksan, dusunceye saygin yok, bari en azindan kitleye saygin olsun.

O yuzden bu benim sana son mesajim. Istedigini elde ettin, yonetici de degilim artik. Span mesajlarinla burayi doldurabilirsin, buyur baslik senin emrine amade.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Son defa yaziyorum. Ben dusunceyi dile getiriyorum ve kimseden de emir alacak degilim, ayrica sana ne benim ne dile getirdigimden?

Okuma olsun bitsin?, neden bu kadar bir dusunce seni rahatsiz ediyor?, bence bu soruyu kendine bir sor, bakalim ne yanit alacaksin?

Ayrica senin gibi isteyen istedigini yazar, kimsenin itibar edip etmemesin de sen karar veremezsin. Aksine o kadar cok da itibar eden var ki?, herkesi kendin gibi mi zannediyorsun? Ben sadece dile getiriyorum da, asil merak ettigim bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor? Kizaca seni takdir edenler, senden yana, beni takdir edenler de benden yana. Bu senin boyle konulari polemige cekme cabalarinla da benim lehime isliyor, haberin olsun.

Cunku dusunce ve bilgi pesinde olanlar, kimin bunu sagladigini cok iyi takip ediyorlar, ama senin gibi dusunce onlemeye calisanlar da seni takip ediyor.

Istedigin kadar cabala, kimsenin dusuncesini onleyemezsin. Bu ortacag zihniyeti artik gecerli degil. Dusunce dusmani olan once kendine dusmandir. Cunku kendi gelisimini en basta onler, ayni senin yaptigin gibi.

Bu sana son yazim. Cunku ben bu tip bir yazi dili ve uslubu kullanmak istemiyorum. Istersen burayi da spamlarin ile doldurabilirsin, belki ancak o zaman dusunce dusmanligini gostermis olabilirsin.

Yalniz unutma, burasi bir kitle platformu ve cogu kisi bu basligi takip ediyor. O yuzden ne yazacaksan, dusunceye saygin yok, bari en azindan kitleye saygin olsun.

O yuzden bu benim sana son mesajim. Istedigini elde ettin, yonetici de degilim artik. Span mesajlarinla burayi doldurabilirsin, buyur baslik senin emrine amade.

Ben dusunceyi dile getiriyorum ve kimseden de emir alacak degilim, ayrica sana ne benim ne dile getirdigimden?
dile getirdiğini söylediğin düşüncenin tutarsızlığı,düşünce bağlamında sorulan soruların cevapsız kalması ile su yüzüne çıktı,
istersen soruları ve verdiğin cevapları tekrar okuyabilirsin...

Okuma olsun bitsin?, neden bu kadar bir dusunce seni rahatsiz ediyor?, bence bu soruyu kendine bir sor, bakalim ne yanit alacaksin?
her başlığı tıkayıp sulandırmasan beni rahatsız eden tarafı yok,ortada bir düşünce yok ki,ortada olan düşüncesizlik ve bu düşüncesizlik ile yapılanlar beni rahatsız ediyor...

"Ayrica senin gibi isteyen istedigini yazar, kimsenin itibar edip etmemesin de sen karar veremezsin. Aksine o kadar cok da itibar eden var ki?, herkesi kendin gibi mi zannediyorsun? Ben sadece dile getiriyorum da, asil merak ettigim bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor? Kizaca seni takdir edenler, senden yana, beni takdir edenler de benden yana. Bu senin boyle konulari polemige cekme cabalarinla da benim lehime isliyor, haberin olsun."
geçtiğimiz şu kadar yılda bir işe yaramayan bundan sonrada yaramaz bu belli de,hasbelkader zaman içerisinde "seçme saçmalar" dalında oskara aday olursun,korkarım buna da ömrün yetmez...

Cunku dusunce ve bilgi pesinde olanlar, kimin bunu sagladigini cok iyi takip ediyorlar, ama senin gibi dusunce onlemeye calisanlar da seni takip ediyor.
bak bu konuda çok haklısın,
aynen kurandaki gibi;"senin dinin sana benim dinim bana"
bir rahat bıraksan da millet dinini yaşasa... (din burada metafordur sakın din bezirganlığı yaptığımı zannedip atlama...)

"Istedigin kadar cabala, kimsenin dusuncesini onleyemezsin. Bu ortacag zihniyeti artik gecerli degil. Dusunce dusmani olan once kendine dusmandir. Cunku kendi gelisimini en basta onler, ayni senin yaptigin gibi."

düşünceye düşmanlığın örneği için;senin her başlığın altını tıkamandan daha güzel bir örnek bulunabilir mi?
her düşünceyi,doğal insan zihniyeti,inanç,metafizik diye önlemeye çalışanın adı mor ve ötesi mi? yoksa evrensel insan mı?

Bu sana son yazim. Cunku ben bu tip bir yazi dili ve uslubu kullanmak istemiyorum. Istersen burayi da spamlarin ile doldurabilirsin, belki ancak o zaman dusunce dusmanligini gostermis olabilirsin.

Yalniz unutma, burasi bir kitle platformu ve cogu kisi bu basligi takip ediyor. O yuzden ne yazacaksan, dusunceye saygin yok, bari en azindan kitleye saygin olsun.

O yuzden bu benim sana son mesajim. Istedigini elde ettin, yonetici de degilim artik. Span mesajlarinla burayi doldurabilirsin, buyur baslik senin emrine amade.

yine suçlama,yine abartı ve yine ağlanma...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Ideolojik ve Inancsal Siniflandirma-Qua Felsefesi/Nonizm

Dunya ve Turkiye tarihinde ilk defa evrensel-insan zihniyeti, serbest dusunurluk, yapilandirmaci epistemoloji, qua felsefesi ve bilimsel/bilissel/kavramsal olarak her turlu gelmigecmis ve gunumuzdeki her konu ve kavramdaki metafizigin varliksal ontolojik ve teolojik temelindeki ve etigin her konu ve kavramindaki (milli, dini, toresel, politik, geleneksel, ahlaki v.s.) yonlendirim ve yaptirimlarin; kisaca insanoglu eliyle, aida, ait, icin ongorulen her turlu "bu budur/bu boyledir/bu boyle olur" temelli emirsel dayatilan numenal yeti deger, veri ve tabularinin siniflandirilmasini verecektir.

Bu siniflandirmaya gecmeden once tum ideolojik ve inancsal numenal yeti verilerinin dogrusal ve gerceklik temelindeki bitmisliklerinin ve belirtilmisliklerinin daimi ve suresiz kaliciligini goz onune almak ve bunun bilimselligin yanlislanabilirlik temelli; gozlemine, olgusuna, bilgisine, kavramina ve algisina ters dustugunu soylemek ve bilimselligin bilissel ve bilincli ve farkinda olarak kendisini ideolojik inancsal dogru ve gerceklerden farkli kilmasini bilmek ve hatirlamak gerekir.

Bu siniflandirma da temel insanoglunun yarattigi ve kendi disi bir guc olarak tanrilastirdigi, yaratilissal, tanrisal, ve teleolojik icerikli akilli tasarimci, programlayici, planlayici temelde tanrilastirilan her soyut/somut insanoglu disi bir guc ve bunun yine insanoglu eliyle, adina, ait ve icin olarak dunyaya indirilen; sistemsel, duzensel, kurumlasmis, kuramsallasmis her turlu insanoglunu toplumsal, ulkesel, bir cografi butun temelinde yasatan, yonlendiren, yoneten, egiten ve yetistiren dini yapilanmanin her turlu etik yonlendirim ve yaptirimlari temelinde olacaktir.

Bu konuda her seyden once bazi carpik algi veren kavramlarin aciklanmasi gerekir.

Teizm genelde poly yani coklu, ya da mono yani tek icerikteki polyteizm ve monoteizm olarak hem insanoglunun tanrilasstirdigi soyut tanrilari hem de bunlarin dunyevi uzantisi dini sistemleri, duzenleri ve yonlendirim yaptirimlari icerir.

Bu acidan siniflandirmanin basini her iki temelde de teizm cekmektedir.

Teizm-mono, poly ve dinli/tanrili

Ikincisi deizmdir. Yine kavramsal olarak ve tanrilastirma bazinda teizm ile deizm karismaktadir. Deizmin teizmden farki; tanri olarak fizik otesi fakat somut bir deity ve divinity soz konusudur.Yanliz burada onemli olan dini bir icerigin olmamasidir. Yani ideoloji ve inanc sadece deity ye divinity temelinde tapinmadir.

Deizm-dinsiz/tanrili

Buna her turlu tasavvuf, mistisizm, varolusculuk, ve hatta belirsiz olabilen bir tanri inancini ekleyebiliriz. Belirli olarak ornekler;

Hyloteizm-maddenin tanrilastirilmasi
Panteizm-evrenin tanrilastirilmasi
Panenteizm-evren-tanri iciceligi
varolusculuk-mistisizm.

Ucuncu olarak; basta budizm olmak uzere butun etik temelli izmleri verebiliriz. Buradaki fark bir insanoglunun tanrilastirilmasi ve onun dediklerinin yonlendirim ve yaptirim halini almasidir.

Buna soyle bir ornek verelim. Mesela eger islam inanci Muhammed tarafindan Allah'a tasinmayip; Muhammed'de kalsa ve adi da Muhammerdizm olsa iste o zaman bu sinifa girecekti.

Kisaca burada budha gibi tanrilastirilan ve dini icerigi olmayan bir ideolojik inancsal soz konusudur.

Buna kavramsal siniflama olarak te ve de on ekleri yerine izm demek en tutarlisi olacaktir.

Bu da ikiye ayrilir. izmin ortaya aticisi olan insanoglu degil de; sadece onun yonlendirim ve yaptirimlari takip edilir ve ele alinir ve algilandigi bicimde uygulanir.

Bu izm cesidi de; tanrisiz fakat dini izm cesididir. Marxizm, kemalizm, fasizm, anarsizm, liberalizm, v.s. temelli etik (milli, dini, ahlaki v.s.) bir sistem duzen kurumlasma iceren ve bunun icin savasilan izmler.

Siniflamayi art arda siralamadan once sunu hatirlatmak gerekir. Analojik ve abductive reasoning temelindeki tum cikarsama farkliliklari temelinde hic bir izmin ideolojik inancsal olarak algisi dusuncesi ve uygulanisi; ayni izmi savunan ve takip eden ist ler arasinda bile farklilik gosterir. Cunku her bir ist kendi beyin duzeyinin, bilinci, farkindaligi, bilgisi, algisi ve kendine verileni veya kendi kendine aldigini kendi algisiyla algilama duzeyine gore cografi, toplumsal ve hatta ayni cografya ve toplumda farklilik gosterir.

Buna en guzel ornek Islam inancini takip eden muslumanlarin muslumanligidir. Hem kendi arasinda mezheplere ayrilir, hem de Muhammed'den sonra tarihsel karakterleri kendine temel alir. Ayrica diyelim bir indonezya muslumani ile malezya, bengaldes, Arabistan, Turkiye muslumani arasinda her turlu muslumanlik algisi farki vardir.

Bu durum marxizmde de, diger dinlerde de diger izmlerde de ve var kilinan tanrilastirilan her turlu tanri algi ve anlayisinda da boyledir.

Iste bu aklin ayni izm temelindeki ist ic celiskisidir.

Aklin farkli izm temelindeki ist celiskisi de dis celiskidir.


http://www.felsefe.net/psikoloji/5241-aklin-algi-quotcimazi-celiskisiquot.html (1 ve 2 nolu mesajlar)

Bu hatirlatmalarimizdan sonra aklin kendini inandirak ve bu inancini kendine dogrulayarak gerceklestirdigi ideolojik, inancsal siniflandirma soyledir.

Teizm-tekli-coklu, dinli-tanrili
Deizm-dinsiz/tanrili
izm-tanrisiz/dinli,

Bunlarin disinda sadece tanri temelinde ki bu tanri genelde insanoglu eliyle, adina, ait ve icin soyut ve insanoglu ustu ve disi tanrilastirilan tanridir. Iki farkli ideolojik inancsal daha vardir. Bunlar

Agnostisizm-tanrinin bilinemezligi; tanrilastirmaya yatkinlik-teist; tanrilastirmaya uzaklik-ateist

Ateizm- dinsizlik/tanrisizlik.

Buradaki ateizm de iki turludur bir teizm/deizm karsiti olan ateizm (toplumsal mucadele) bir de teist/deist olmayan (bireysel durus) ateizm.

Son olarak evrensel-insan zihniyetinin, dogal zihniyetin her turlu her konu ve kavramda ideolojik inancsal dogrusal ve gerceksel sorunlarini insanoglu temelli ve numenal insanlik adina dile getirisinin ve serbest dusunurluk, qua felsefesi temeli isiginda dilin elverdigi aciklama ve kullanim temelindeki secimi ise NONIZM dir.

Yani her turlu izm temelli ideolojik inancsal, dogrusal ve gerceksel ist olmanin disinda bir durustur. Cunku temeli bilgisel/bilimsel/kavramsal dir.

Bu temel hic bir seyi kalici, mutlak, degismez, sabit bir sekilde "bu budur, bu boyledir" v.s. yapmaz ve yapamaz. Yaparsa bilimsel/bilissel ve kavramsal olamaz.

Zaten bu her turlu izm ve takipcileri ist; kendi izmlerini mutlak, kesin, sabit, degismez v.s. bir akilci inanca tasidiklari icin; bilimsel degil; varliksal, inancsal ve ideolojiktir. Dogruluklari ve gerceklikleri de; bu degismez, mutlak v.s. aklin tatmini temeline dayanir. Bilimin bilimsel olarak yanlislanabilirliginin ve gecereliliginin degisimi yenilenimi temelinde de cagdisilardir.

Biribirileri ile mucadele ederken; cagi ve bilimselligi yakalamak ve izmlerini sorgulamak yerine, buyuk bir inatla cagin getirdigi bilimsellige de karsi cikarlar.

Buradaki ana sorun da; bu felsefi ve ist bilimcilerin bilime, inanc ve ideolojiyi katmak ve bulastirmak cabalaridir. Ustelik bunu felsefe degil; bilim adina yapmak gafletine ve delaletine duserler.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Fenomenal Zihniyet-Numenal Zihniyet Farki


Evrensel-insan Zihniyeti insanoglunun numenal insanligi adina farkedilmesi ve kavramlanarak algilanmasi gereken ve bilissel bilimsel temelde bir matematiksel/mantiksal bilgi olarak sunacagi bu fark; dogal zihniyet ile evrensel-insan zihniyeti arasinda ki farkin farkina varilan bilissel bir bilgi olacaktir.

Herseyden once dogal zihniyet ile fenomenal zihniyet farkini ortaya koymak gerekir.

Dogal zihniyet adindan da algilanacagi gibi anima/animus temelli hayvansal bir zihniyettir. Yalniz burada cok onemli bir fark vardir.

Dogal zihniyet insandisi ve insanlikdisi bir zihniyet olmanin yaninda hayvandisi ve de hayvanlik disi bir zihniyet degildir.

Bu insanoglunu hayvandan numenal yeti olarak farkli kilan en onemli algilardan biridir.

Iste bu algi ayni zamanda fenomenal zihniyet algisini da getirir. Cunku fenomenal zihniyet hayvansal degildir ve anima/animus temeli de tasimaz.

Kisaca tabulu rasa farkindaliginin insanoglu eliyle yine insanogluna giydirilen insandisi ve insanlikdisi zihniyetidir.

Insanoglu tarihinde ancak 20. yuzyilin ortalarina dogru zihniyet algi ve farkindaligini cognitive science, yani bilissel bilim eliyle yeni bir numenal ufuk olarak insanogluna sunmustur.

Bu bize insanoglunun ufuk olarak 20. yuzyilin ortasina kadar fenomenal zihniyetten kurtulamadigini, onu ortaya koyamadigini ve bu zihniyetin her turlu teslimiyeti, mahkumiyeti ve boyunduruk tutsakliginda turune her turlu insandisi ve insanlikdisi dusunce davranis, iliski yasam, duzen, sistem, kurum ve kurumlasma sundugunu ve sunmaya da devam ettigini gostermektedir.

Kisaca numenalzihniyetin farkinin farkina bilissel ve bilimsel olarak bilincli varis; fenomenal zihniyetin insanogluna yasattigi insanloglu tarihinden bu yana gecen her bir cagi tarihi ve sistemsel duzensel donemi insanoglunun bir insan ve insanlik ayibi ozuru olarak bizlere gozlemletmektedir.

Iste artik numenal zihniyet, fenomenal zihniyetin her turlu varliksal, ideolojik, inancsal ve dogrusal akilci elbisesinin tamamen bir metafizik (felsefenin varlik ile ilgili dali anlaminda) oldugunu artik bir olgu olarak sunabilmektedir.

Burada aslinda insanoglunun yapilandirilmis yapi ve isleyisinin bir kokeni karekteri de tarihe karismaktadir. Karsitlik.

Cunku fenomenal zihniyet kendi celiskisini kendi bunyesinde tasir.

Numenal zihniyette ise uyumlu bir ikilem soz konusudur. Iste bunu veren ve dogal zihniyetin temelinde, kokunde ve tabaninda kendisi bulunmayan y'in de boylece zihinsel varligi ortaya cikmaktadir.

Bugun insanoglu tarihinde hic bir ideoloji, inanc, teori, dogru, gercek v.s. bu ikilemi yakalama ve farkina varma bilinc ve farkindalik ufkunasahip degildir.

En son diyalektigin bile ufku karsitlikta biter.

Numenal zihniyet ile insanoglu beyninin ufku tarihinde ilk defa varliktan arinir. Boylece her turlu varliksal ve onun getirdigi etik ve inancsal ideolojik ve izmsel ve de bunlarin mantiksal, akilsal, dogrusal ve gerceksel uzantisi tamamen bir fenomenal zihniyet urunudur.

Fenomenal zihniyet insanoglunun kendi yasamini kendi oldurdugunun (oldurmek) bir zihniyetidir. Iste asil olum (olmek) bu bilincsiz noncognitive, bilincalti alisilagelmis yerlesmis otomatiklesmis oldurmek budur.

Fenomenal zihniyetin insanoglu temelli yapilandirilmis yapi ve isleyisini algilamak, kavramak ve farkina ve de bilincine varmak icin gereken numenal zihniyet bilinc ve farkindaligidir.

Insanoglunun numenal insanlik yolunda bir baslangic teskil eden numenal zihniyetin algisi sadece bireysel bilinc ile de mumkun degildir. Tursel bilinc yani kendilik bilincinin tursellik farkindaligi gerekir.

Iste bundan sonra insanoglunun her bir ferdinin once kendi varliginin bilinc ve farkindaligi zihniyetinin fenomenalligi ve bunun insandisi insanlikdisiligi algisi ve bilinci, birey bilincini almis ve bunu kendilik farkindaliginin tursel bilinci ile birlestiriminin ve fenomenal zihniyetin yapilandirilmis yapi ve isleyisinin bilinci bizi ancak insanoglu tarihinde insanogluna numenal insanlik cagini acacak olan numenal zihniyet algi ve farkindaligini getirecektir.

Bu fark ve bu farkin farkindaligi numenal insanlik adina cok buyuk bir oneme sahiptir. Cunku bu farkindalik numenal zihniyet algisini, bilgisini ve bilincini doguracak ve bunu basaran bireyler fenomenal zihniyeti beyinlerinde tarihe gomecektir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Yeti Uzerine

Yeti kavramini TDK soyle tanimliyor.

Geleneksel olarak bellek, usavurma, algılama ya da imgeleme gibi insanın doğuştan gelen zihin güçlerinden herhangi biri. a. bk. zihin yetileri.

İnsanda bulunan bir şeyi yapabilme gücü (bilgi yetisi, isteme yetisi, düşünme yetisi).

Anlak, angı gibi üst ansal işlevselliklerin birbirinden ayrılabilen işlemleri ya da alt öğeleri.

Genelde Turkce olmayan yabanci dildeki tanimlamalarda, yetinin bu icerikteki (faculty,ability, power, capacity v.s.) taniminin yaninda; bir tanimi da;" himalayalar da yasadigi soylenen, tanimlanamamis, buyuk, killi bir yaratik, hayvan humonoid, yani insanoglu karakteri tasiyan, insansi" seklinde.

Ben bu baslikta, yetinin TDK tanimini aciklamak istiyorum.

Tanimdan da anlasilacagi uzere, bilinen yetisi en gelismis canli turu olarak insanoglu geliyor. Bu tum evrimsel homo cinsi canlilarin ya da maymun turlerinin bir yetisi olmadigi anlami tasimiyor. Yalniz epistemolojik olarak yetisi en gelismis canli turu, insanoglu.

Simdi bu yetiyi data olarak inceleyelim.

Yetinin kendisi bilgi.

Yetinin kendisinin yani bilginin nedeni, fenomenal/numenal ve kavramsal

yetinin kendisinin yani bilginin cinsi/cesidi, fiziksel/sosyal ve matematiksel-mantiksal.

Buradan yeti kavrami ile ilgili bir cikarsama yapmak istiyorum. Linquistik ve etimolojik olarak yeti kavraminin, yet kokunden turetilmis olmasi gayet mantiksal.

Cunku yet koku, yeterlilik temelli yetmek fiilininin yeterli/yetersiz algisini veriyor.

Yani bir yerde insanoglu yetisi, insanogluna yetmek ve yeterli gelmek durumunda. Buradan da insanoglunun her turlu fenomenal ve numenal ihtiyaci ortaya cikiyor.

Peki insanogluna bu temelde yeterli olmasi gereken nedir?

Aslinda insanoglu bilimsel ve bilissel olursa, olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik temelinde, elindeki olgu gecerli oldugu surece bunu yeterli builmali.

Zaten bir yerde insanoglunun numenal yetersizligi, onu bilimsellikten saptirip; inancsalliga, ideolojiye, metafizige,fizik otesine v.s. kisaca bilimsel olmayana yonlerndirmiyor mu?

Sonucta insanoglu yetisi ile ortaya koydugu herseyi unutup, ya kendini kendi ortaya koydugu bir inanca ideolojiye teslim ediyor, ya da yine kendi yarattigi bir metafizik guce teslim ediyor.

Yani bir yerde yeterliligi aklinin inandigi bir dogrulama ile kendi disinda gerceklestiriyor ve boylece hem bilime bilimsel olarak ters dusuyor, hem de cagdas,guncel her turlu gelisim degisim olarak bilimsellikten koptugu yetmiyormus gibi, olgusal gecerli olan bilimsel builgiye de olabilirlik olasiligi disinda itiraz ediyor. Kisaca inanmiyor, ideoloji olarak degerlendiriyor ve aklinda dogrulayamiyor. Cunku akilda yer etmis inanci, ideolojisi ve dogrusu sabit, degismez, mutlak, ilk ve tek gercek onun icin. Iste bu varliksal gerceklik, aslinda bilimsel olmayan ve yapilandirilmis gerceklik. Cunku ortada bir gerceklik varsa, bu da insanoglu yetisinin ortaya koydugu bilgi.

Zaten insanoglu her seyi kendi dahil bilgisi ile ortaya koymuyor mu?

Iste burada aslinda, bilimsel ve bilissel olabilmek te; bir yeti. Bu yeti yalniz kazanilmasi gereken bir yeti. Yani insanoglunu her turlu ortaya koyum, dusunce ve davranis duzen ve sistem kurma adina insanlastiracak bir yeti.

Halbuki insanoglu, yetisini inanci, ideolojisi, dogrusu ve gerceginin mutlaki, teki, ilki degismezi ve sabiti ile sahiplenerek; hem yetisini koreltiyor,hem de yetisinin ufkunun onunu tikayarak her turlu bilimsel ve bilissel gelisimi onluyor.

Bunu algilamanin bas sarti, insanoglunun insanoglu temelli yola cikmasi ve once kendilik bilisselligini kazanmasi ve kendisini inanci, ideolojisi, dogrusu ve gercegi ile; baska bir fenomenal ya da numenal degere teslim etmemesi.

Kendinin kendi dahil; yetisi ile her seyi ortaya koydugunu algilamasi. Iste o zaman insanoglu yetisi, yetmek ve yeterlilik anlaminda, bilimsel ve bilissel olarak inanca, ideolojiye, dogruya ve gercege ihtiyac duymadan; geliserek ilerleyerek ve insan olarak yasayacak iliski ve duzen/sistem kuracak.

Tabi once kendi varliginin, kendi birinin ve kendi yetisinin hem birselk hem tursel bilisselligi gerekli.

Aksi insanoglunun kendi kendini teslimiyeti ve kendi turu bunyesindeki anlamsiz, gereksiz ve luzumsuz her turlu deger savaslaridir. Ustelik bu degerlerin yaraticisi olarak.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bireyin Kendi Zihinsel Devrimi

Bir bebek, dogumdan olumune kadar; kendisine verilen degerlerle; buyur, yasar ve iliski kurar. Bebek, yasi ilerledikce; ya bu verilen degerleri sahiplenir ; ya da verilen degerlere karsi cikar. Bu mucadele, bebegin kisiligini olusturur. Bu surec, dogal gelisen bir surectir. Bu, surecte; dogan bebegin, bir rolu yoktur.

Devrimci surec ise iki asamalidir. Bunun birinci asamasi; dogan bebegin yasam ve iliskilerinde, birey olmaya yonelmesi asamasidir.

Bu asama; dogan bebegin, dogumundan itibaren, kendisine verilen degerlere, sahip olmak-savunmak- veya karsi cikmak yerine; bu verilen degerleri, kendi oz iradesiyle nedenleyip-sorguluyarak; ya kendi oz degerleri yapip, savunacak, ya bu degerleri "degersiz" bulup; karsi cikacak YA DA BU DEGERLERDEN KENDINI ARINDIRACAKTIR-YANI, IHTIYAC DUYMAYACAK.
Iste, yasaminin herhangibir doneminde, kisinin, bu kendi oz degerlerini kendi ile mucadele ederek kendi iradesiyle olusturma dusunce ve davranisinin baslamasi; devrimci surecin ilk asamasidir.

Turkiye toplumu, icin gecerli ve gerekli olan bu surec., hem her kisinin, hem toplumun, hem ulkenin butunlugu ve birligi icin; hemde hak ve ozgurluklerin, hukuk temelinde saglanmasini saglayacak; bir sosyal duzen icin, sarttir. Cunku, bireyi olmayan ve bireyi yetismeyen toplum, hic bir temelde; saglikli bir yasam suremez ve de sosyal guvenceye sahip olamaz.

Bu, devrimin ikinci asamasi ise; birinci asamanin tamamlanmasi, yani dogumdan beri verilen degerlerden; arinilmasinin; soyutlanilmasinin bilincinin ve becerisinin basarilmasiyla baslar. Cunku, artik birey; bireysel bilinc olarak; dogumdan beri kendisine verilen degerlerin ozunun; bencil, cikarci ve ayrimci temele dayandiginin farkina varmistir. Bundan, sonrasi; artik; bireyin, bireysel temeldeki tamamen kendi degerlerinden olusan yasami ve iliski duzeyidir.

Iste, bu devreden sonra birey;-yasi kac olursa olsun ve nerede yasiyor olursa olsun-bireysel olarak;kendisini, yasam ve iliski temelinde, hem, evren ile-ufkun en genis anlamiyla- hem de,insanla-cinsinin bolunmez butunlugu anlaminda- evrensel, saygi ve ozgurluk ve insansal hak ve vicdan temelinde; olunceye kadar, egitmeli, yetistirmeli gelistirmeli, ilerletmelidir. Bunun, icinde; kendi ile olan mucadelesini bir an birakmamasi gerekir.

Iste, dogan bir bebegin; kendi yasam ve iliskisi icin; kendisine, kendisinin verdigi degerlerle, kendini birey yapma ve bireysel temelde; dusunce ve davranisinda; evrensel ve insansal yasam ve iliski icin; kendi oz iradesiyle, kendi ile mucadele etmeye, BIREYIN BIREYSEL DEVRIMI DENIR.

Birey olmak ne demektir?

Bir kisinin, dogumdan itibaren kendisine verilen degerlerle; baskalari tarafindan olusturulmus, kisilik yapi ve karakterini; kendi oz iradesi ve kendi bilinciyle, verilen degerleri; nedenleyip-sorgulayarak, kendi istemi ve bilinci temelinde; kendine mal eden ve savunu-itiraz mekanizmasini, kendi oz iradesi ve kendi olusturdugu dusunce ve davranisla yansitan, kisi; birey olma bilincini almis kisidir.

Bireysel hak ve ozgurlukler ne demektir?

Bir, birey; bireysel yasam ve iliskilerinde; kendine ait dusunce ve davranisi, hic bir baski altinda kalmadan; ortaya koyabilmesi; bireyin, insanoglunun en kucuk uyesi olma vasfiyla bir hakkidir.

Bu, hakkini birey kullanirken, kendisi; insanoglunun bir parcasi oldugunun bilincinde olmali ve bu hakkini, baska bir kisinin hakkina tecavuz gosterecek bir duzeyde kullanmamalidir. Bireyin, ozgurlugu; baska bir kisinin hakkina mudahele etmeme ile sinirlidir.

Bireylerin, bir arada toplumsal yasam ve iliskisi.

Bireyler, bireysel olarak; kendileri gibi birey olanlarin bireyselligiyle; bir toplum icinde beraber yasarlar. Buradaki; en onemli konu; hicbir bireyin; ne kendi hakkina baskasinin mudahele etmesine izin vermesi; ne de, baska bir bireyin ozgurlugune mudahele etmesidir.

Bireyler, bu tur bir yasam ve iliskiyi bereber surdurebilmeleri icin; herseyden once yasam ve ilski olarak, herbir bireyin, insanoglunun bir parcasi temelinde yasam ve iliski surmeleri gerektiginin bilincine sahip olmalidir. Her birey; kendi bireysel dusunce ve davranisindaki farkliligi; ne baska bir bireye empoze etmeli, ne de baska bir bireyin dusunce ve davranisini karsisina almalidir. Bireyler, bir arada ancak; antiayrimcilik temelinde yasarlar. Cunku, hic bir birey dusunce ve davranis olarak; biribirinin aynisi olmak zorunda degildir. Bireylerin, birbirinden farkli dusunceleri; insanoglunun bir zenginligidir. Insanoglunun yasam ve iliskileri genel olsa bile; bireyin ki ozeldir.

BIREY OLMAK DEMEK, OZEL OLMAK DEMEKTIR.

Bu, temeldeki;ozellik zenginliginin; insanoglunun genelindeki yasam ve iliskisi de, ancak; saygi ve vicdan temelinde olur.

Gunumuz dunyasinda; dusunce ve davranista; insan olma ve insanlik sunma yeteri kadar bilince tasinmadigindan; bu tip bir antiayrimciligin korunmasi ve kollanmasi; ancak hukuk ve sivil kuruluslarin; bireysel hak ve ozgurluklerini, birey adina koruyacak bir yapilanmasiyla olur.

Tabi ki; bireyler, bireysel olarak; insan olma ve insanlik sunma bilincine evrensel antiayrimcilik temelinde ulastiklari zaman ve kendi aralarinda; bireysel hak ve ozgurlukleri koruyup kollayabilecek yasam ve iliskiye ulastiklari zaman; hukuksal bir yapilanmaya ihtiyac duymuyacaklardir. Cunku, bu koruma ve kollama; otomatikman bireye, bireysel temelde; bir yukumluluk bilinci verecektir. Buradaki, yukumluluk de; bireyin yuklendigi; bireysel-evrensel-insansal yukumluluktur. Buradaki tek yapilanma; bireysel yasam ve iliskiyi antiayrimci temelde ve bireyler eliyle saglayan evrensel-insansal yasam ve iliskinin, beraberlik, butunluk ve birlik temelindeki yapilanmasidir. Bu yapilanmada; hic bir sekilde ayrimciliga, bencillige, cikara ve erksel dusunce ve davranisa yer yoktur. Zaten, bu duzeye gelmis birey bilincinde; bu tip dusunce ve davranisa da ihtiyac yoktur. Bireyin, dusunce ve davranis siniri; insansal ve evrenseldir. Bu, da zaten her bireyin; dusunce ve davranis kokeni olmalidir. Buradaki sinir da; ne bir insanustuluk, ne de bir evrenustuluk veya doga ustuluk, dunyaotelik aramaya ihtiyac kalmayacaktir. Cunku, bir bireyin; insan ozunden geldigi yaraticilik ve hayalgucu yetisi; ona, baska bir kaynak aratmaz. Butun yapilmasi gereken; kendi turu temelinde, sorunsuz yasami ve iliskisini; kendi disina da; insansal saygi ve vicdan temelinde tasimasi; kendini yasatan, dogayi, dunyayi ve evreni; cok iyi nedenleyip-sorgulayip, uzerinde yasam suren herturlu farkli varliklarla birlikte paylasmasidir.

Kendini, yasatan bu kendi disindaki varliga, gosterecegi saygi ve vicdan; o varligin yasamini surdurmesinin kendi yasamini surdurmesiyle paralel oldugunun bilinci demektir. Kendini, yasatani-dogayi, dunyayi, evreni-; yasatmali ve onu korumali ve kollamalidir. Kendi ne kadar gelisirse, yasamini surdurdugu ortam da o kadar gelisir.

Bir, birey; ne kendi turunden-parca olarak- ne de kendi disindaki turler toplumundan-butun olarak-ayri ele alinamaz. Onemli olan, bu ayrilmayan farklarin ahengini ve uyumunu saglamak ve surdurmektir.

Bireysellestirilmek ve bireysellesmek farki

Eger, duzen; bir kisiye ayrimci politika uyguluyor ve onu toplumdan kopariyorsa, bu bireysellestirmedir. Soros ideolojisinin, mikro ayrimcilik temelli calismasinin; temelini, bireysellestirme almaktadir. Daha sonra, bireysellestirme temelli bir ayrimcilik politikasi hem dini hem de milli-kokensel temelde yurutulmektedir.

Eger, bir kisi; kendi kendini, kendi oz iradesiyle, birey yapamiyorsa; ve disaridan verilen bilgilerle bireysellestiriliyorsa; bu cok tehlikelidir. Cunku, kendi bilinciyle, bireylesmeyen kisi; ancak; bireyci "kandirilma veya satin alinma ile" bireysellestirilebilir. Tehlikelidir, cunku; onu bireysellestirenler; ona bir otoriter yetki ve guc vaadedebilirler, ya da kisi; bu yetkiyi kendisinde gorebilir. Bu, tip bir yetki de; kisinin cevrasinde, bir baski olusturur. Temeli de; korku felsefesine dayanir. Bireysellestirilen kisiler, eger bir orgut tarafindan bireysellesmisse; bu da, yeni bir suru psikolojisinin temelidir. Bireysellesen kisinin en buyuk korkusu "desteksizlik ve yalnizliktir"

Oyuzden, bu duruma gelmis kisilerin; cikarci orgutlerin "eline duserek" onlarin "bir kullanim araci" haline gelmesi ve onlara hizmet etmesi dogaldir. Dolayisiyle, bu tip bir planli "suruden ayiris" onu, baska bir "suru" ye yoneltmek demektir. Iste, Turkiye'deki; F. Gulen orgutlenmesi buna en guzel ornektir. Once, "basi bos birakip", sonra, o "basi bos" kalanlari, baska bir "suru catisi" altinda toplamak.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Dogal Zihniyet/Insansal Zihniyet Farki

Herzaman ve her konuda, hem ozel, hem de genel bir sorun olarak ortaya koydugum dogal dusuncenin, yazilanlarin algilanmasinaparalel olarak, bir ust asamasi, yani dogal dusunce cesitlerini hem dusunce, hem de davranis olarak veren, DOGAL ZIHNIYETi ortaya koyacagim.

Dogal zihniyet, insanoglunun hayvandan gozlemliyerek ve esinleyerek onu kendi dusuncesi ile algiladigi sekliyle dile getirmesi, uygulamasi ve sistemlestirmesidir.

Burada onemli bir fark, insanoglunun hayvandan farkli olarak, soyutlama ozelligidir. Iste, insanoglu malesef, bu soyutlamasini kendi turu ve birinden degil; kendi disindan esinlenerek gerceklestirmis ve o yuzden de ne kendi turunu ve birini ne de esinlendigi seyi onun adina ortaya koyabilmistir.

Aslinda sorun, insanoglunun kendi dahil ortaya koydugu herseyi, sanki onlar ortaya koyuyormus gibi dile getirmesi ve hem kendi bu ortaya koymadaki rolunu gormemesini, hem de kendi eliyle oznel icerik verdigi bu kendi turu disi, olgu, kurgu ve bulgulara ideolojisi, inanci, felsefesi ve dogrusu temelinde turunu ve birini kendi elleriyle teslim etmesidir.

Kisaca hatirlarsak, bu dogal zihniyetin, ortaya attigi her turlu oznel/nesnel, soyut/somut, ozel/genel deger, tabu ve veriler; hem insanoglunun ne algiladigini hem varlik ve olmak temelinde, metafizik ortaya koymasi, hemde "sosyal yasamin" birlikteligini veren etik dogrular, yonlendirim ve yaptirimlar temelindfe ortaya koymasi; hem de bu ortaya koyduklarini, ogreti yada bilmek temelinde islemesi.

Iste insanoglunun tarihler boyu suren bu turlesememe, tur butunlugune, birligine, beraberligine erisememe savasinin ana nedenleridir.

Zaten, dilinin her turlu noktalama ve monolog yapilanis ve isleyisi, ister istemez farklarin guce, otoriteye ve iktidara dayanan ayrimciligini getirmis ve bu ayrimcilik, indsanoglunu kendi butunlugu icinde her turlu konu ve temelde ayrimciliga, bolunmusluge tasimistir.

Orneklersek, bu ilk isim, soyisim, cinsiyet, irk dan baslar; cografi ve tarihsel olarak ta milliyet, din, gelenek, tore, kultur, ahlak v.s. diye devam eder.

Aslinda dunya cografya ve tarih farklarinin bu farkli mozayigi, insanogluna bir cesitlilik vermek yerine, ustunluk savasi ve biribirini kendi altina alma savasi getirmistir. Bilhassa kurgusal (kuram, kural, ideoloji, inanc, kaide, yasa ve her turlu insanoglu bir parcasinin, diger parca uzerine uyguladigi, uyari, yasaklama, ceza v.s.) degerlerin, insanoglu biri ve turu uzerindeki dusunme ve dusunce gelistirmesini kisitlamis ve engellemistir. Cunku HER KURAL BIR SINIRDIR ve dusunce dusunurken, bilmeden ve farkinda olmadan, bu yonlendirilen ve yaptirimi olan sinira sadik kalir. Zaten teslimiyette burda baslar. Ama, bu BILINCLI VE FARKINA VARILAN BIR TESLIMIYET DEGILDIR. Cunku insanoglu bilhassa bu tip getirilen yasaklari, kurallari dogal olarak algilar.

Iste bu temelde insanoglunun olgusal, kurgusal ve bulgusal her degeri, tabusu; insanoglunun dusunce sinirini belirler.

Iste INSANSAL ZIHNIYET, bu sinirin ister inancsal, ister bilimsel olarak, kendi koydugunun farkina varirsa, o zaman bu sinirlari asmak icin, dusunce uretmeye baslar. Iste bu dusunce uretiminin insan temelli ve insanin turu ve biri adina olmasi ve hic bir insandisi ve insanlikdisi degere yonelmemesi, zaten insanoglu turunun kendi bunyesinde, tur butunlugu saglayamamasinin da cevabi olacaktir. Iste bu cevap, insanoglunu, hem kendinden koparan, hem de tur arasi savaslara sebep olan, her turlu deger, tabudan arinmaya ve kurtulmaya yonlendirecektir.

Kisaca, AYNININ FARKLARDAN OLUSTUGUNU VE AYNININ BU FARKLARIN ANTIAYRIMCI BIR TEMELDE BIR ARADA YASAMIYLA SAGLANABILECEGINI ALGILAR.

Yani, AYNININ FARKLARINI AYIRMAK YERINE, FARKLARI FARKLARINI KORUYARAK BIRLESTIRIR.

Cunku ayninin, herhangibir farki kendini ayirirsa, hem diger farklara mudahele eder, hem de kendi ayrimina farkli bir icerik vererek, kendi ayrimini, diger farklarin ustune koyar. Iste sorunun da temeli buradadir.

Yani, ayninin farklarinin, bir farkin AYRIMI USTUNLUGUNDE AYRISTIRILMASI DEGIL; AYNININ FARKLARININ, HER BIR FARKIN FARKINI ORTAYA KOYARAK, ANTIAYRIMCI FARKLAR ESITLIGINI SAGLAMAKTIR. Iste farklarin, antiayrimci butunlugu budur. Bu da insanoglunun tur butunlugudur, birlikteligi ve beraberligi, her farkin farkina vararak ve her farkin farkini algilayarak ve hic bir farka ayrimci bir fark ustunlugu tanimiyarak.

En basitinden, kendinize ve vucudunuza bakin. Her biri farkli islem goren organlariniz, bir butunluk ahengi icinde sizi olusturuyor. Eger organlar aralarinda, "benim farkim, seninkinden ustun" temelli bir ayristirmaya girerlerse, siz olabilir misiniz?

Isteinsan turu butunu de aynisidir. Ama, maalesef, bir vucut organlarinin sagladigi birlikteligi ve butunlugu saglayamamaktadir. Bunun tek sebebi, insanoglunun insandisi ve insanlikdisi dogal zihniyeti ve onun her turlu her konudaki dusunceleri ve davranislaridir.

Kendinizde ve dogadaki her canli turunde gorulen, bu farklarin butunlugu ahengi ve islerligi, maalesef insanoglu turu ve birinde zihniyet olarak yoktur. Iste bu eger dogalliksa, dogaya bile ters bir durumdur.

Yani insansal zihniyet, aslinda hem kendi turunu, hem de birini ve de kendi turu disindaki herseyi oldugu gibi algilayabilecek bir zihniyettir. Cunku ayninin mumkunlugu, farklarinin antiayrimciligi ve farkinin farkina varilmasi ve her farkin farkini ortaya koymasinin saglanmasidir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Dusuncenin Serbestligi ve Ozgurlugu Uzerine

Burada dusunce kavramini serbestlik/ozgurluk temelinde boyunduruk ve tutsaklik olarak degerlendirecegim.

Buradaki dusuncenin boyundurugu-serbest olmamasini

Dusuncenin tutsakligi da-ozgur olmamasini izah eder.

Bunlari karsit olarak ele alirsak; Dusuncenin boyundurugu yani serbest olmamasi, bir bagimlilik; dusuncenin tutsakligi yani ozgur olmamasi da bir esaretin temelidir.

Daha once aciklanan free, yani serbest ile, liberal, yani ozgur farki da buradadir.

Eger dusunce serbest ve ozgur degilse, bir bagimlilik ve esaret soz konusudur.

Bilindigi gibi bunlardan dusuncenin ifade olarak dile gelmesi bir evrensel hak ve hukuk temelindedir.

Iste ulkemizde basta bu hak hukuk olarak taninmamakta, yani dusunce esir ve tutsak edilmektedir.

"Soyle dusun/boyle dusunme" temelli yonlendirim ve yaptirim ve de baski zorlama mudahele butun bunlar zaten toplumumuzun birey bilincinden yoksunlugunu ve hak ve ozgurluklerden muafligini getirir.

Eger bu asama zaten bilissel olarak saglanmamissa; ikinci asama olan dusuncenin serbestligi zaten gundemde degildir. Cunku dusuncenin serbestligi tamamen bireyin algisi, bilgisi, bilinc ve farkindaliginas endeksli beyinde her turlu yer etmis veri, deger ve tabularin algilanarak ve sorununun bilince cikmasi ile sorgulanmasini getirir.

Buradaki sorgulanma bu degerlere, verilere ve tabulara savunu/karsi cikis temelinde degil; aksine onlari algilama ve insanlik adina degerlendirme ve de onlardan arinma/kurtulma; yani sinirlarini ortadan kaldirma ve serbeste erdirme sorgulamasidir.

Eger bir kisi boynundaki boyundurugun zaten farkinda degil ise, dusuncesini serbestliyemez. Boyundurugun boynunu s1kmas1 ise bir tutsaklik algisi, bilgisi, bilinc ve farkindaligidir. Cunku boyle bir rahatsizlik yoksa, zaten tutsakligin da farkinda olunmamaktadir.

Iste burada tutsakliktan kurtulmak, yani dusunce hak ve ozgurlugu aslinda sadece boyundurugu gevsetmek ve s1kmamas1n1 saglamaktir.

Iste burada kisi sadece tutsakligini gevsetmis ve boyundurugu hala boynuinda tasimakta ve bunun da farkinda ve bilincinde olamamaktadir.

Sonucta bunun bilisselligi boyundurugu gevsetmek ve boyunda tutmak degil; boyundurugu boyundan cikarip atmak, yani dusuncenin onune engel olan her turlu veri, deger ve tabudan sorgulayarak kurtulmak/arinmak, yani serbest dusunmektir.

Iste bir beyin ancak hem ozgur hem de serbest olursa dusunur ve dusunce uretir. Yani dusunen bir beyne sahip olur. Aksi ise sadece beyinde olani sahiplenmek ve hem kendi hem de baskalari uzerindeki her turlu baski, zorlama ve empozeyi bu sinirlar eliyle yasamda tutmak ve iliskiye tasimaktir.

Iste, bireyin kendini numenal insanlastirma/insanlasma ve bunu sorgulama/sorgulatma devrimi, ancak boyle mumkun olur. Bu da bireyin dusunen bir dusunce sistemine ve bu dusunen sistemin numenal insanlik yolunda, cagdaslasmasina, guncellesmesine, yenilenmesine, ve bilgisel, bilissel ve bilimsel olarak her turlu degisimine on ayak olur.

Iste dogal zihniyert/fenoimenal zihniyet ile giydigi her turlu egosal elbiseden bir birey dusunce/dusunme olarak ancak boyle kurtulur ve kendi insanligini insanlastigini ve insanlastirdigini gozlemi ile onaylar ve tadar.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Sey, Ne Olarak; Neden ve Nasil Yapilandirilmistir?

"Sey ve Ne" genelde "soru/cevap" niteligindedir. Bir yerde ne seyin belirlenmis ve belirtilmis adidir.

Metafizigin varliksal ve ontolojik temelli ideolojik inancsal dogrulari seyi ne olarak indirgemeci determinist mutlak ilkli tekli olarak aciklar. Fizik otesi de Ne yi aciklarken, onu bir kime oldurur. Bu temeldeki felsefi gelisim soyledir.


Nihilizm felsefesini seyin karsiti hicbirseyi evrensel bir temelin-hic bir soyut veya somut konuda-olmamasina dayanarak ortaya atmistir. Burada marxizmin en genis temel olarak farklilastirdigi "emek/sermaye" evrenselligi nihilizm eliyle seyin hic bir seye yani hiclenmesine donusmustur.

Aslinda burada nihilizm bilissel olarak olmasada seyin bir yapilandirilmis oldugunu ve yapilandiranin da insanoglu oldugunu soylemektedir. Cunku nihilizm insanoglu eliyle getirilen "hersey/birsey ve herhangibir sey" i hicleyerek "hicbirsey" e indirgemis ve boylece insanoglunun en genis ve temel karsitliklarindan olan "bir sey-hersey/hicbirsey" ifade sinirina gelmistir.

evrensel-insan zihniyeti, olarak ortaya koyum ise; tek bir evrensel temel vardir o da sorunun evrensel temelidir. Sorun zaten seyin temelini evrensel duzeyde ortaya koyamamaktir ,ama bu bizi sey'in yapilandirma temelindeki hicbirsey ifadesine ve olumsuzluguna goturmez. Cunku hic birsey zaten bu yapilandirilmisligin 7'li bunyesindedir.

Onemli olan seyin ne oldugu degil evrensel ve bireyci akilcilik temelinde seyin numenal/zihniyet sinirinin insanoglu tarafindan ne oldugu ve nasil olusturuldugudur.

Once seyin evrensel temelini(sorunsal) ortaya koyalim. Sey hem bir ikilem (sey olma ve sey var) hemde bir karsitlik(birsey-hicbirsey) karakteristigi gosterir.

Seyin kendiside bir uclemdir, YANI VAR OLAN SEY/SEYIN VAR OLMASI. ,

Iste evrensel insan zihniyetine gore bu 7'liyi (sey olma-seyin var olmasi sey var, birsey, hicbirsey) bulup ortaya cikarmak bireyci akilciligin zihin sinirina dogal/fenomenal temelde varmak demektir.

Bu da qua felsefesidir..

Burada bir aciklama daha yapalim. Seyi pozitif ortaya koyma olarak; bir sey ya da herhangibir sey bir yerde ortaya konan seyin ozelini ya da genelini belirtir. Bu temelde herhangibirsey algi olarak ve dilbilgisi olarak olumsuz ifade olarak algilanir.

Seyin ne den bir 7'li olarak yapilandirilmisligida dil kullanimindaki ifade farkindan gelir. Yalniz burada unutmamak gereken, seyin yapilandirilisinda, "sey" kullaniminin hem olumlu hem de olumsuz algi ve ifadede yer almasidir. Bunun ana nedeni alginin daima pozitif olmasi, ikinci alginin ise ifadesel ve dilbilgisi olarak negatifligidir.

Yani hicbirsey kullanimi bile "seyin hic birini icermez" anlamindadir, yani "seyi icermez" anlaminda degildir. Cunku zaten algi olmazsa sey olmaz.

Iste bu temelde nenin sey olarak farklilasisi algi farkinin ifade ve dilbilgisi olarak kullanim farkidir.

Sey, bir sey, herhangibir sey, hicbir sey, hersey; seyin var olmasi/var olan seyin ifadesel farklaridir.

Bu temelde seyin bir ne cesidi ifadeleri olan "var/yok" un degerlendirmesi de em-pozitif temelindeki varlik sabitligindedir. Yani algidaki varligin ifadedeki "vari/yoku" indirgemeci ve determinizm olarak ve dilbilgisi algisindaki olumlu/olumsuz temelde ortaya konur.

Yani kavramsal olarak algi, bilgi, yansi temelinde yansitilan var kavraminin sabitligindeki ifadesel ve dilbilgisi temelli olumlu/olumsuz var kavramini "vara/yoka" indirgeme tartismasidir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Yapilandirilmisligin Analitigi/Kritigi/Cozumu

Benim, evrensel-insan zihniyeti olarak ne yaptigimi ve bu yaptigimin ne oldugunu, en son yaptigim her turlu degerlendirme temelinde, epistemolojik olarak acikliyorum.

Bunun ingilizcesi "deconstructivist epistemoloji" dir. Turkce tercumesi, su an bilinen ve algilanan kavramsal anlamiyla "yapilandirilmisligin (olusturulmuslugun) cozumu epistemolojisi (bilgisi)" dir.

Bunun bir kac ana izahini veren cumleleri vardir.

Birincisi-everything is constructed- hersey, yapilandirilmistir.
Ikincisi-structure is constructed-yapi yapilandirilmistir.
Ucuncusu-construction is manmade- yapilandirma, insanoglu yapilandirmasidir.

Evrensel-insan zihniyeti ise, bu insanoglu yapilandirilmisliginin, evrensel ayniliktaki yapi ve isleyis koken ve temellerini sekilsel, cizimsel ve gorsel olarak ortaya koyan ve bu yapilandirilmis yapi ve isleyisin, sorunsal acilimini ve dokumunu, kokden ve temellerinden arinarak yenileyen, cozumsel olarak ortaya koyan insansal bir zihniyettir.

Yapilandirilmisligin cozumunun ne oldugunu algilayabilmek icin; once yapi ve isleyisin insanoglu eliyle, adina,ait ve icin olarak nasil yapilandirildigini da algilamak icin, en once yapi ve isleyisin mimarinin insanoglu oldugunu algilamak ve bu yapi ve isleyise insandisinda kalan ve yine insanogluna yansimasi ile algilanan ve insanoglu eliyle ortaya konan, herturlu ve herbir nenin, boyle bir mimarisi olmadigini da algilamak gerekir.

Bunun yaninda, teleolojik olarak; herhangibir amaci da, baska bir fenomende (dogada, evrende, dunyada, maddede, yaraticida, yaratilisda v.s.) aramamak, sadece ve sadece epistemolojik olarak ve tek ve de alternatifsiz olarak insanoglunda aramak oldugunu algilamak gerekir.

Ayrica bu yapi ve islerligini veren, her turlu yapilandirmisligin, siniri, kesinligi, sabitligi, sahipligi oldugunun algilanmasi ve bu siniri v.s. ortaya koyanin da insanoglu faktorunden baska bir sey olmadiginin da algilanmasi gerekir.

Herturlu insandisi temel ve bakis acisindan, insanogluna yonelmek gerekir.

Butun bunlar, insandisinin eliminesi icin gereklidir.

Insanlikdisinin elimineside, tamamen neyin insan zihniyeti, dusuncesi, davranisi, sistemi ve duzenine yakistiginin uydugunun ve ortada olan yakisiksizligin ve uyumsuzlugun ne oldugunun algisi ve bu yakisikliksizligin ve uyumsuzlugun sorununun algilanabilmesi, ortaya konabilmesi konusudur.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Zi (xxyx) Bilgisi ve Bilisselligi

Evrensel insan zihniyetinin, yapilandirmaci epistemoloji, serbest dusunurluk ve qua felsefesi temelinde, dogal zihniyetin yapilandirilmis bilgi yapi ve isleyisini aciklayacagim.

Zi Knowledge (Zi bilissel bilgisi) olarak evrensel-insan zihniyetinin adlandirdigi bu yapilandirilmisin bilgi temelli x ve y evrensel kullanim sembolleri ile yapilandirilmis 7'li yapisi asagidadir.

Cizimsel/sekilsel olarak algilanmasi mumkun olan bu aciklamanin, dilin noktasal izahi ile yapilacak olmasi, bir yerde dile gelenlerin zihinde sekillendirilmesini ve cizime/gorsellige tasinmasini gerektirmektedir.

Bilgi yapilandirilmisliginin 7'lisi; Algi, kavram, gozlem, duyu, duyum, ozne ve nesnedir.

Buradaki siniflanis; Alginin ikilemi; fenomenal duyu/varlik ve numenal duyum/inanc Kavramin karsitligi; ifadesel ozne ve nesnedir.

Buradaki x ikilem ve karsitlik olarak, Duyu/varlik, duyum/inanc ve ozne/oz, nesne/gorunustur.

Bilgiyi veren y, Algi kavram gozlem isleyisteki y ler; Alginin duyu ve duyumsalligi; kavramin oznel ve nesnelligi olarak ortaya konabilir.

Burada ozneyi-soyut, oz, ozel, icsel ve dusunsel olarak;
Nesneyi de-somut, gorunus, genel, dissal ve maddesel olarak

Bu konuda degilinecek bir nokta da bilgi temelli yapilandirilmisligin gercek ve gerceklik ile olgu farkidir.

Gercek-ideolojik, akilsal, dogrusal iken;
Olgu-Teorik, bilissel ve yanlislanabilir olandir.

Iste bu da bize; gercegi, kesin, sabit, degismez, mutlak v.s. kilarken; olguyu, degisken yenilenir, yanlislanabilir, gecerli kilmaktadir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
AKP ve Biat Eden Genclik/Sorgulayan-Yaratici ve Cagdas Genclik

Bugun Turkiye genelinde olup biten sokak direnisleri ve de sokak gosterilerini ulkemizin gencligi ve bu gencligin bugun neden nerde yer aldigini degerlendirecegim.

Bugunun gencligi genelde 1990 ve sonrasi dogumlu olanlardir. Bugunku halk direnisine baktigimiz zaman kitlesellik orani olarak bu gencligin direndigini goruruz.

Bu genclik AKP iktidara geldiginde ya ilkokul, ya da orta okul caginda idi.

Bu gencligin en buyuk avantaji dunyanin da avantaji olan her turlu dunyanin ve bilgisinin internet, sosyal medya ve teknik sayesinde ulasabilmesi ve dunya dahil herseyden haber alabilme olanagina sahip olmasi idi.

Bugun basta diktatorun gonulluluk ve bilinclilik disi her turlu cikar saglanarak topladigi Yesilkoy, Mersin, Adana ve Ankara gencligi de ayni yastaki genclikti.

Ben bugun DHA' dan ve daha once de DHA' dan diktatorun yaptigi her iki konusmayi da canli takip ettim.

Bugunku Esenboga/Ankara diktator konusmasindan sonra da Beyaz Tv'de ropartaji yapanin genclige sorularini ve yanitlarini izledim.

Ortada cok bariz bir fark vardi.

Taksim gezi parki ile yola cikan genclik ile Esenboga'da 100 Tl karsiligi ve de cesitli tehditlerle toplanan genclik arasinda iki ana fark vardi.

Gezi parki gencliginin yaraticiligi ve birey bilinc ve farkindaligi
Esenbuga gencliginin bilgisizligi emir kullulugu ve kendi adina konusamamasi.

Su anki gencligin bir onceki nesline basktigimiz da, onlar da 1960 ve 1970 dogumlular. Bu genclikte her iki askeri darbede de ya cocuktular ya da genctiler.

Simdi bu iki bugunku genclige baktigimizda, AKP'nin neden iktidar oldugunu da algilamamiz mumkun. Cunku bugunku gencligin ebeveynleri, iki askeri darbeden cikmis ve askeri darbenin nasil bir insanlikdisi uygulama ortaya koydugunu gormustu. Dolayisiyle bu devrin gencleri olan bugunku neslin ebeveynleri, ve zamanlarinin sag/solcatismasina katilan politik gencleri; ister istemez, AKP'nin sivil ve demokratik soylemlerinin oyununa gelmisler ve sirf askerin gelmemesi adina, AKP'ye oy verdi.

Kisaca bugunku genclik bir cesit AKP'li ebeveyn ile buyudu. Iste bu ebeveyn ve ondan bir onceki nesil olan 1940 ve 1950 dogumlular da ne zaman AKP'nin ic yuzunu politik olarak algiladilar ve bu algidaki genclik ile birlikte 2010 ile baslayan T.C. Devleti onceki milli politikasi ile direnise gectiler.

Iste bugunku genclik, bu politik cekismeden (milli ve dini politik) pek rahatsiz olmadi.

Iste ne zaman AKP'nin dini politikasi ideolojik olarak gencligin yasam ve iliskilerinin her turlu hak ve ozgurlugunu otokratik teokratik bir disipline diktatorce cekmeye calisti, iste bu genclik o zaman ayaga kalkti.

Cunku bu genclik sorgulayan bir genclikti, hak ve ozgurluklerin bilincinde ve farkinda bir genclikti. Iste ebeveynlerinden burda ayriliyorlardi. Onlar ebeveynleri gibi politik degildiler. Yalniz ideolojik olarak ulkenin ve toplumun teokratik bir otokrasiye dogru gittigini algiladilar.

Burada ilginc bir diktator cikisi, bugunku genclik ile T.C. Devletinin politik gencligi olan ebeveynlerini birlestirdi.

"iki ayyas" politikebeveynlerinin
"icki yasagi" da bugunku gencligin bardagini tasiran son damla oldu.

Boylece ulke genelinde politik ve ideolojik olarak AKP'ye karsi cikis meydanlarda birlesti. Bu arada 1940 oncesi doganlar ve sagligi el verenler de zaten ayni T.C. Devleti politikasinin gencligi idi. Iste boylece tum ulkenin her turlu ve her yastaki vatandasi biatcilar cikarcilar seriatcilar ve teokratik otokratik ideolojik politik islam yanlilari haric gezi parki direnisinde bulustu.

AKP'nin basta kendine bagladigi genclik biatci ve sorgulamayan genclik olarak sadece cikar temelinde ve egitildikleri temelinde AKP'nin yanindadir. Onlarin ebeveynleri de ya inancsal muslumanlar ya da hala AKP'nin diktatorlugunu sirf islam adina "demokratik" olarak algilayan ya da %50'yi demokrasi sanan kesimdir.

Evet bu durumda bakalim.

Bugunlerde baslayacagi algilanan bir sokak kutuplasmasinda, acaba kitlesel olarak gezi parki halk direniscileri mi, yoksa biatci ve henuz AKP'nin diktatorlugunun ve de politik/ideolojik islam otokrasisinin farkina varamayan ve hala AKP'yi bir yerde her turlu cikari icin destekleyen kesim mi sayi olarak biribirine ustun gelecek?

Bu arada askerin ve de kendini cesitli nedenlerle seyirci durumunda tutanlarin ve cekimserlerin kitlesel %'si nedir? ve boyle bir kutuplasma da, acaba nerede yer alacaklardir?

Buyun bunlari yasayipo cok yakinda gorecegiz. Buradan bugunku genclige uc genc yetistirmis olarak 1970'lerin de genci olarak soyleyecegim soz sey sudur.

Yasaminizda ya biat edersiniz kul madde mal meta olursunuz.
Ya yasaminizi kendiniz yasama adina her verileni sorgular birey bilincine ulasir ve kendinizin dahil tum insanligin hak ve ozgurlugu icin mucadele verirken, kimsenin de hak ve ozgurlugune mudahele etmezsiniz.

Iste bu gezi parki gencligi boyle bir hak ve ozgurlukcu gencliktir, diger gencligin onlarin her turlu ebeveyninin, ve de daha onceki nesilinin toplumun her turlu ekonomik politik ve ideolojik kesiminin bugunku gezi park gencxliginden ogrenecegi cok sey var.

Sadece onlari takip edin, yaptiklarini algilamaya calisin ve eger karsi cikacaksaniz da, sizlerin neden onlarin yaptiklarini yapamadiginizi sorgulayan.

Cunku ulke toplum ve dunyanin insanlik ve her turlu degerinin gelecegi bu dunya sorgulayici gencliginin kendilerini duyurabilmesine ve bilincli ve farkinda olarak azimle kararla ve tam bir insanlik bilinci ile dusunup davranmasina baglidir.

Hepimiz bugunun gezi parki direniscisi genclerden ogrenecegi o kadar cok sey varki.

Bizler boyle bir genclik yetistirebildigimiz icin ben sahsen kendi adima ve insanlik adina cok mutlu ve umutluyum.

Boyle bir gencligin yetisiminde kendi adima vermis oldugum dusunce ve bilgi paylasiminin da bosa gitmedigini boylece gormus oluyorum.

Bu da beni daha bir dusunce ve bilgiye sarilmami kendimi her turlu her konuda sorgulamami ve en azindan bu gencligin gerisine dusmeme adina da kendimi en az onlarin kendilerini gelistirmesi kadar gelistirmemi sagliyor.

Ulkemin ve toplumumun sorgulayici bilincli farkin farkinda olan birey olmus gencleri, sizinle kendi adima dunya gencligi adina ve insanlik adina gurur duyuyorum.

Cunku bu bilincli birey cikisinizla sadece ulkemize ve cografyamiza degil; dunyaya ve cografyasina yeni bir soluk getirdiniz.

Eminim sizleri yetistiren ve egitimde payi olan ebeveynleriniz de eski nesil de sizden gurur duyuyor. Cunku bugune kadar ulke ve toplumumuzda hic bir neslin yapamadigi bir seye imza attiniz. ideolojik politik bir teokratik otokratik diktatorluge, insanliginizla hak ve ozgurluklerinizle ve her turlu farkin farkinda olarak hak ve ozgurluk desteginiz ve savununuzla karsi ciktiniz ve direnmektesiniz.

Durmak yok, yola devam. Sadece ulke ve toplum degil; tum dunya sizleri gipte ederek saskinlikla anlamaya calisarak ve de kiskanclikla izliyor.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
ZIHINSEL DEVRIM

Bilgi cagi ve bilgi toplumunun oldugu dunyamizda, bilginin daimi yenilenisi ve cagdasligin bilimsel ve teknik gelisimine gore uyarlanisi bu teknigin getirdigi evrensellesme ve tabi ki insansallasma temelinin basinda beynin numenal yeti merkezi ZIHIN VE ONUN ZIHNIYETI GELIR.

Zihniyet insanoglunun her turlu yasam ve iliskisinde duzen ve sisteminde kurum ve kurumsallasmasinda ve beyninde yarattigi bir kavrami fenomenlestirmesinde ve olan fenomene degisik teknigi kullanarak sekiller vermesinde ve yeni gorunumlu fenomenler ortaya cikarmasinda insanoglu vucudunu kullanmasini yonlendiren ve yoneten bir numenal yetisidir.

Zihniyetin hareketinin ve degisiminin en temel algi ve gozlemi, bir kisinin kendisine verilen ve daha once sahiplendigi savundugu bir degeri SORGULAYIP, o degerin tam karsisi olan karsi cikmaya tasimasi ve karsi cikmayi sahiplenisi ZIHINSEL DEGISIMDIR.

Zaten bu zihinssel degisimler sayesinde insanoglu cag atlar ve bu cag temelinde butun "eski" degerlerini zamanla "yeni" lerine birakir.

Insanoglu kendini bildi bileli bu zihinsel degisimi, cesitli ideolojik inancsal bakis acilari ile fenomenal/dogal zihniyet ile anlatir.

Yalniz bu anlatimda, zihniyete hic yer vermez. Bu degisimi ya bir tanriya akilli tasarimciya yaraticiya v.s. ya da evrene dunyaya dogaya ve evrime baglar.

Iste bu anlatimdaki yanasimda, O BEYNIN SAHIBININ HIC BIR FONKSIYONU YOKTUR. Yani bu anlatimlara gore hic bir mudahelesi etkisi olmaz.

Iste bu anlatim, oyle ya da boyle, insanoglunu YA BIR YARATICIYA OZNEL OLARAK, YA DA BASKA BIR FENOMENE NESNEL OLARAK TESLIM EDER.

Bu teslimiyetin adi, ya "takdir-i ilahi" ya da "dogallik" temelli bir KADERCILIKTIR.

Herhalukarde gozlem veren bu insanoglunun her turlu sosyal yasam ve iliski degisimini aslinda ONUN ZIHINSEL DEGISIMI YERINE GETIRMEKTEDIR. Burada "yerine getiris" zihinden gecenin yasam ve iliskiyi vucut eliyle tasinmasi ve somutlasmasidir.

Iste aslinda toplumlari sekillendirmeyi sagladigi soylenen bu ideolojiler, inancsallar, izmler insanoglu zihninin urunudur. Orada tasarlanir ve yasamda gerceklestirilir.

Bu aciklamanin isiginda, bu zihinsel degisimin KOKTEN VE TEMELDEN BIR DEVRIM NITELIGINDE SAGLANMASI ise basta birey bilinci, insanoglu varligi farkindaligi ve bilisselligi ve de bilimsel felsefe temelli qua felsefesi ve yapilandirmaci epistemoloji algisi bilgisi bilinci gerektirir.

Sonucta insanoglu yapilandirilmisliginin her turlu temel ve kokensel yapi ve isleyisinin bilisselligi, bu yapilandirilmisligin cozumu temelinde alternatif olan NUMENAL ZIHNIYETI bilissellik bilimsellik evrensellik ve insansallik temelinde getirecek ve zihinleri gunumuze kadar kendi kaderi altina almis dogal/fenomenal zihniyete son verecektir.

Aslinda bu aciklananlari algilama adina konu ve kavram ile ilgili bu kosede, aciklananlara isik tutacak diger mesaj basliklari da bulunmaktadir.

Bu mesaj basliklarinin bu algi ve bilincte okunmasi konu ve kavramin daha bir algilanir kilinmasini saglayacaktir.

Bunlar ana orneklerdir, aslinda bu basliktaki her bir baslik mesaji kendi bunyesinde ZIHINSEL DEVRIMI barindirmaktadir.
__________________
Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
VARLIGIN EPISTEMOLOJISI

Varligin Yapilandirilmis Bilgisi

Bilindigi gibi, epistemoloji felsefenin bilgi ile ilgilenen dalidir, yani bilgi felsefesi.

Ben bu baslikta varlik denilen kavramin, yapilandirilmis bilgisinin tum resmini, qua felsefesi ve serbest dusunce ile ortaya koyacagim.

Bilgi felsefeleri icerisinde, yapilandirilmis epistemoloji, BILIMSEL FELSEFEDIR.

Iste bu baslikta INSANOGLUNUN YAPILANDIRDIGI VARLIGIN HER TURLU YAPI VE ISLEYISININ NE OLDUGUNU, YAPILANDIRILMIS OLANIN YAPISAL VE ISLEMSEL TEMEL VE KOKENLERININ ANALITIK VE KRITIK OLARAK COZUMUNU sunacagim.

Kisaca burada anlatilacak varligin, yapilandirilmisligin tum yapi ve isleyisini bulacaksiniz.

Bu yazi tum ezberlerin ve sorgulanmaz olarak ad edilenleri bozulmusu ve sorgulanmisi olacagindan, delalet aykirilik anormallik icermektedir.

Soyle baslayalim. A yani burada varlik, insanoglunun duyusal ya da duyumsal algisina gozlem veren ve beyni !? isareti olarak gebe birakan ve bu gebeligin dogumu olan kavramsal yansitmadir.

Bu baslikta x ve y nin evrensel sdemboller oldugu ve ikisi arasindaki her turlu iliski, daha once aciklanmisti.

Aslinda evrensel-insan zihniyeti bir aciklama yaparken, noktalama yerine, cizim ve sekil kullanir. Bunun algilama acisindan onemi goze yazisal sessel degilde, GORUNTUSEL/SEKILSEL resmi verebilmektir.

Yalniz yazi temelindeki aciklamada bu cizimsellik ve sekilsellik genelde teknik olarak olasi degildir.

O yuzden cizimsel/sekilsel anlatim, yazi dili olarak mumkun olacaktir. Bir yerde cizimsel anlatimin yazisal karakteri, zihinlerde sekillenisi canlandirmadan gecer.

Buradaki yapilandirilmislik, insanoglunun noktalamasi olarak aciklanacaktir. Yani VARLIK NOKTASI TUM RESMI ILE NOKTALANACAKTIR.

Tum bu noktalama da kavramsal bilgi temelinde olacaktir.

Evet, NOKTA OLARAK ADLANDIRILAN VARLIGI NOKTALAMAYA BASLIYORUZ.

Buyuk ve sekilsel/cizimsel bir X dusunun.

Bu X in kesistigi NOKTAYA VARLIK DEYIN.

Bu noktalanan varligin, bir KENDISI BIR DE KARSITI OLACAKTIR.

Once noktalanmis varin X in ust uclari olarak karsitini acikliyoruz.

X imizin sol ust kosesine "var" sag ust kosesine de "olmak" yazin. Bu "var olmak" bir UYGUN IKILEMDIR. Bu ikilem de BIRE INDIRGENMISTIR, Ya da bir ikileme acilmistir.

Yani X'imizinm ust kismi VARLIGIN KARSITI OLARAK BIR IKILEMDIR.

Ozetleersek varlik karsiti olarak bir Y cizimi seklinde, Y nin alt ucu bir ve ust iki ucu ikilem olarak, toplam Y BIR ikilemdir ve bu ikilem ayni karakterde ve uyumludur.

Simdi, VARLIGIN KENDISINI NOKTALIYORUZ.

X in alt iki bacaginin soluna "var" sagina "yok" yazin. Bu "var/yok" ta POZITIF KARSITLILIKTIR.

Yani ya karsitlilik (var/yok) POZITIFE INDIRGENIR, ya da POZITIF "var/yok" a acilir.

Ozetlersek, varligin kendisi olarak bir Y ciziminde Ynin alt ucu pozitif, Ust uclari da karsitlik yani var ve yok tur. Gorundugu gibi var/yok
ikilemi biribirine zit oldugundan uyumsuzdur.

Yani X imizin alt kismi VARLIGIN KENDISI OLARAK POZITIF KARSITLILIKTIR.

Burada Y yapilandirilmis X yapisinin yapilandirilmis Y yapisidir.

Iste burada yapilandirilmis Y nin yapisi, cizimsel ucludur.

Noktalanmis olarak birinci Y-BIR POZITIF NOKTA dir.

Ikinci Y BIR IKILEMDIR

Ucuncu Y POZITIF KARSITLILIKTIR.

Buradan Noktanin karsiti-BIR IKILEM

Noktanin kendisi-POZITIF KARSITLILIK icerir.

Noktaladigimiz nokta varlik oldugundan;

VARLIGIN Y CIZILSEL NOKTA OLARAK KENDISI POZITIF KARSITLIK

VARLIGIN Y cizimsel NOKTA OLARAK KARSITI BIR IKILEMDIR.

Bu aciklamayi tamamen yukarida X olarak acikladigimiz varlik temelinde alirsak;

VARLIGIN KENDISI VARIN VAR VE YOK u (Pozitif karsitlilik)

VARLIGIN KARSITI YOKUN VAR OLMASI dir.(bir ikilem)

Kisaca adi varlik olan bir pozitif nokta kendisi karsiti ikilem ve karsitlik olarak noktalanmistir. Yani yapilandirilmistir.

Iste bu yapilandirilmis Y cizimselin islevi, IKILEMIN BIRE, KARSITLIGIN POZITIFE INSANOGLUNCA TARAF OLARAK INDIRGENMESIDIR.

Iste ONCE VAR EDILEN VARLIGIN VAR OLMASI VE VAR YOK TARTISMASI BURDAN GELIR.

Iste VARLIGIN YAPILANDIRILMIS GERCEGININ ANALITIK KRITIK COZUMU KAVRAMSAL BILGI, QUA FELSEFESI VE SERBEST DUSUNCE ILE BUDUR.
__________________
Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Zihinsel Ayrimcilik/Gozlemsel Fark Iliskisi

Hic bir insanoglu turunun biri, ZIHINSEL AYRIMCILIK ILE DOGMAZ. Zihinsel ayrimcilik yasam ve iliskiden ogrenilir.

Insanoglu turu yasam ve iliskisinde zihinsel ayrimci olarak yetismekte, egitilmekte ve yasatilmaktadir.

Insanoglu soyutlamasindaki tum dallar ZIHINSEL AYRIMCILIK TEMELI UZERINE YAPILANDIRILMISTIR.

Bunu aciklamadan once gelinmis noktaya deginmek gerekir.

Iste bu zihinsel ayrimcilik nedeni ile, tum insanoglu turu ve onun biri almis oldugu zihinsel ayrimciligi yasam ve iliskisine tasimis somutlastirarak dusunce ve davranista duzen ve sisteminde kurum ve kurumsallasmasinda ZIHINSELK AYRIMCILIGININ YARATTIGI FARKI GOZLEM OLARAK SUNMAKTADIR.

Yani zihinsel ayrimcilik, FIZIKSEL OLARAK FARKLILIK BILINCINDE GOZLEM VERMEKTEDIR.

Simdi bu iki farkli durumu aciklayalim.

Mesela teolojideki tanrinin varligi tartismasindaki ZIHINSEL AYRIMCILIK TANRININ VARLIGINI VARA/YOKA TASIMADA, BU VARLIGI INANC TEMELINDE INANMA/INANMAMAYA TASIMADA v.s. bu tasinmisligi da fark olarak gozleme tasimadadir.

Mesela bir teist ile bir ateist arasinda, fiziksel bir fark olmayan, zihinsel ayrimcilik vardir. Yani biri digerinden teist ateist olarak ZIHINSEL TEMELDE AYRILIR. Iste bu zihinsel ayrilim, onlarin yasam ve iliskilerinde dusunce ve davranisinda GOZLEM VERTEN BIR FARK OLARAK YANSIR.

Burada onlari ayiran ve farkli gosteren, FIZIKSEL YAPILARI DEGIL; ZIHINSEL YAPILARIDIR.

Yalniz mucadele ederken ZIHINSEL DEGIL, FIZIKSEL MUCADELE ETMEKTEDIRLER.

Buradaki zihinsel ayrim ve gozlemdeki fark; TANRI KAVRAMINDAN VE BU KAVRAMI ZIHNIYETE TASIMAKTAN VE IFADEDE DE AYRISTIRMAKTAN YASAMDA DA FARKLILASTIRMAKTAN kaynaklanir.

Iste buradaki ilk farkindalik ve bilinc, bu farklilasmis farki algilamak ve bir sosyo-etik degeri haline gelmis yasam ve iliski de kimlik kisilik degeri olmus bu ZIHINSEL AYRIMCILIGIN toplum bunyesinde hak ve ozgurlugunu tanimaktir.

Bu farkindalik ve bilincin bilisselligi ise, ZIHINSEL AYRIMCILIGI ORTADAN KALDIRMA ADINA tanri kavraminin ifade edilmesindeki sorunun aslinda kavramin kendisinden kaynaklandigini ve bu kavramin tamamen bir zihin urunu oldugunu ve insanoglu yasam ve iliskisinde zihinsel ayrimciliktan fiziksel ayrimciliga tasindigini ve boylece insanoglu turunun birbiri ile mucadelesine neden oldugunu algilamak bilincine ve farkina varmaktir.

Iste bu duzey bir bilissellik, yaratilan tanri kavramini ne yasamda bir taraf olarak kendi adina gozleme tasir, ne de bu kavram ile ilgili zihinde bir ayrimcilik yaratir. Aksine bu yaratilan kavramin insan oglu yasam ve iliskisindeki ifadesel ayristirmasinin fizike tasindigini ve bunun insanoglu adina bir sosyo-psikolojik sorun oldugunu ortaya koyar.

Genelde tum metafizik varliksal/ontolojik-teolojik/tanrisal/metafizik/fizik otesi ve etik milli/milliyetci-dini/mezhepci/ Ahlaki, toresel, politik v.s. olan ZIHINSEL AYRIMLAR YASAM VE ILISKIDE GOZLEM VEREN FARKLARDIR.

Gozlem verdiginden hak ve ozgurluk temelli fark algisi tasir.Ayrimcilik ise zihinde oldugundan bu ayrimciliktan kurtulmak ise ZIHINSEL DEGISIM VE DEVRIM GEREKTIRIR.

Bu konuda bilissel olarak zihinsel degisimi yasayanlar, hem boyle bir farki gozlemde vermezler, hem de gozlem alarak algiladiklari bu farkin hak ve ozgurlugunu tanirlar.

Yani ifadesel tartismasinda ZIHINSEL AYRIMCI YA DA GOZLEMSEL FARK VEREN olarak bulunmazlar.

Sadece bu sorunun temelini ve sosyo-psikolojik etkisini dile getirirler. Amaclari bu gozlemsel farkin zihinsel ayrimciliktan kaynaklandigini ortaya koymak ve zihinsel ayrimciliktan kurtulmak adina bu konu ve kavramdaki degisimi/devrimi onermektir.

Yani serbest dusunurler ZIHINSEL AYRIMCILIGIN NE OLDUGUNU NEDEN OLDUGUNU VE SORUNU COZUMU ILE BIRLIKTE ORTAYA KOYANLARDIR.

Cunku onlar bu zihinsel ayrimciliga neden olan kavram ve konularinin ve bunu yasam ve iliskiye tasinmasinin ve ifadesel tartismasinin sorun oldugunun ve de bu zihniyetten kurtulunmasi gerektiginin farkinda ve bilincindedirler.

Cagdas olarak bilgi toplumu caginda ve ozgur bireyin serbest birey olabilmesinde, YASAM VE ILISKIDE FARK OLARAK GOZLEM VERENIN ASLINDA ZIHINSEL AYRIMCILIKTAN KAYNAKLANDIGINI algilamak bilmek farkina ve bilincine varmak; Insanoglunun verdigi ZIHINSEL DAVRANISSAL YASAM VE ILISKISEL verdigi mucadelede olumcul bir onem tasir.

Insanlasmanin da temelini teskil eder.

Bu baslik ve kapsadigi anlam ve icerik algilama adina cok onemlidir.

Onemi de sorunun yapilandirilmisliginin yapi ve isleyisini kokten ve temelden cozume goturmek ve zihinsel devrimini bireyin kendi beyni adina gerceklestirmesi anlamina gelir.
__________________
Evrensel-Insan - Yapilandirmaci Epistemoloji/Qua Felsefesi/Serbest Dusunurluk/Devrimci Sorgulama/Numenal Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Insanmerkezcilik (anthropocentrism) deki “Yanlis“ Bakis Acilari

Insanoglunun yarattigi ve anlam ve icerik verdigi tanimladigi ve ortaya koydugu, her kavram da oldugu gibi, antropasentrik, yani insanoglu merkezli bakis acilarinda da ....e gore temelinde evrensel-insan zihniyetinin insansal evrensel bilimsel ve bilissel temel ve hedefine gore yanlis algi ve bilinc bulunmaktadir.

Once kavramin, ne anlam ve icerikte olduguna bakalim.

Antroposentrik, yani insanoglu merkezli demek " iki farkli anlam ve iceriktedir.

adj.

1. Regarding humans as the central element of the universe.

2. Interpreting reality exclusively in terms of human values and experience.

Birincisi "insanoglunu evrenin merkez elementi olarak degerlendirmek

Ikincisi "gercekligi, tamamen insanoglu anlamlandirmasinin degerleri ve tecrubeleri ile tercume etmek/aciklamak.

Buradaki yanlis algi olarak iki tane ....e gore vardir.

Inancsal ve ideolojik.

Inancsal olan, genelde tum evrenin her turlu gozlem veren sekillenisinin ve fenomenal cesitliliginin tamamen bir yaraticinin ve akilli tasarimcinin INSANOGLUNA GORE OLUSTURMASI VE AYARLAMASIDIR.

Yani ve kisaca evrendeki tum fenomenler, dunya ve uzerindeki tum fenomenler sadece insanoglu yasayabilsin ve iliski kurabilsin kullanip harcayabilsin diye, bir oznel guc tarafindan ortaya kondu.

Mesela gunes tam bugunku yerine dunyada insanoglu yasayabilsin diye kondu gibi.

Diger bir yanlis algi da, ideolojik olandir.

Yani "insanoglunun her turlu one cikararak insanoglu disinda kalan ve insanoglu omayan herseye ustun ve hakim kilmak ve yuceltmek."

Bu algida da mesela insanoglunu madde ile ozdeslestirmek, ya da maymun ile ozdeslestirmek, ya da hayvan ile ozdeslestirmek esastir.

Burada ilginc ve aci olan; insanoglunu bu sekilde yanlis algi ile degerlendirenin, BAASKA BIR FENOMEN DEGIL; INSANOGLU FENOMENI OLUSUdur.

Halbuki evrensel-insan zihniyetindeki, insanoglu merkezci algi farklidir.

Hem insanoglunun temel alinmasinda hem de zihinsel/davranissal insanligin hedef alinmasinda.

Kisaca burada soylenen ve soyleyenin insanoglu olmasi vasfiyla; insanoglu fenomeninin epistemoloijik olarak herseyi kendi turu ve biri asdina ortaya koyan; alternatifsiz kavramsal bilginin belirticisi olan faktor olmasidir.

Hem gozlem veren hem de gozlemi alan fenomen olmasidir.

Aldigi gozlemi kavramsal bilgiye donusturen fenomen olmasidir.

Tum tartistigi konu ve kavramlarin alternatifsiz yaraticisi olmasidir.

Herseye anlam ve icerik veren, ve bunu sadece kendi turu eliyle adina ait ve icin yapan tek ve alternatifsiz bir tur olmasidir.

Kendi disinda kendisine gozlem veren her turlu fenomeni kendi algisi ve kavramsal bilgisi ile ortaya koyan olmasidir.

Butun bu ortaya koyumlardaki kavramsal bilgisinin kendine ait bir monolog olmasidir.

Kendi dahil, her turlu fenomene her turlu anlam icerigi ozu verenin kendisi olmasidir.

Buradaki inancsal yanilgi, herseyin insanoglunca ayarlanmis olmasi ve ayarlayan olmasi yanilgisidir.

Buradaki ideolojik yanilgi da, bilimsel bir gercek olan insanoglu faktorunun alternatifsiz ve sadece kendi turu adina herseyi ortaya koyusunun "insanoglunu onemsemek/yucelestirmek" v.s. olarak yine insanogluna gozlem veren diger fenomenlere gore bir ayrimcilik yanlis algisidir.

Insanoglu temeli ve insanoglunun zihinsel insanlasmasi hedefine gore her seyi sorgulamak ve ortaya koymakta, insanoglu merkezciliginin ne oldugunun algilanmasi ve bilince cikartilmasi buyuk bir onem tasir.

Hem inancsal ve ideolojik yanlis algilamalari onlemek, hem de bizlerin de uyesi oldugu insanoglunun alternatifsiz tek bir belirten bildiren ortaya koyan fenomen faktoru oldugunun algilanmasi adina.

Ayrica bu her turlu ortaya koyumun, sadece insanoglu patentli oldugunun algilanmasi adina.

Butun bu bilincli algilar, inancsal ve ideolojik algilarin sorgulanmasini ve de bu temellerdeki bakis acilarinin degisimini saglayacaktir.

Aksi insanoglu fenomenal varliginin farkindasizligi ve bilincsizligi ve insanoglunu ya inancsal ya da ideolojik baska bir fenomen ile ozdeslestirmeyi ya da ona peskes cekmeyi ve de her iki temeldeki teslimiyeti ve caresizligi getirir.

Bu insanoglu eliyle kendi turune dayattigi teslimiyetin, temelinin madde ya da tanri olmasi fark etmez.

Cunku sonucta insanoglunun teslimiyet adina, maddeye, evrene, dogaya, dunyaya, evrime, varolusa v.s. teslimiyeti ile tanriya, akilli tasarimciya, yaraticiya v.s. teslimiyeti ya da insanoglunun ozdeslesme olarak maddelesmesi, metalasmasi, mulklesmesi, kullasmasi ve kolelesmesi ideolojik ya da inancsal bakis acilarini ayni teslimiyet zihniyetinde birlestirmektedir.

O yuzden ne hersey insanogluna gore ve icin olusturulmus ve ayarlanmistir, ne de insanoglu onun gozlem aldigi ve kavramsal bilgisi ile ortaya koydugu diger her turlu fenomene gore ustun ya da hakim kilinmis yuceltilmis ya da kutsal kilinmistir.

Sadece ve sadece insanoglu faktorunun yine sadece kendi turu icin adina ait ortaya koydugu her turlu kavramsal bilgi alternatifsiz diger fenomenleri de ortaya koymakta olan bir monologdur.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Evrensel insn zihniyeti diyince benim aklıma empati kurabilme becerisi insanlara karşı merhametli adil yaklaşım akli ve vicdani düşüncelere aykırı hareket etmemek gelmişti aslında. İlk mesajından sonra okuma gayretine giremediğim bir iç hesaplaşma konusuna girmiş gibi oldum doğrusu.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Evrensel insn zihniyeti diyince benim aklıma empati kurabilme becerisi insanlara karşı merhametli adil yaklaşım akli ve vicdani düşüncelere aykırı hareket etmemek gelmişti aslında. İlk mesajından sonra okuma gayretine giremediğim bir iç hesaplaşma konusuna girmiş gibi oldum doğrusu.

Evet, evrensel-insan zihniyeti; tam da kisinin kendi beyninde yer etmis her turlu ideolojik inancsal etik metafizik deger veri ve tabularla; insanlasma evrensellesme bilimsellesme ve bilissellesme adina, KENDI ILE OLAN IC HESAPLASMASIDIR.

Yani beyninde yer etmis ne varsa onu sorgulamaya yonelmesidir. Ezber bozmasi, otomatik kabullendiklerini sorgulamasidir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Davranissal Bilgi, Dusunsel Olarak; Genetik/Dogal/Kalici Degildir.

Bilindigi gibi, bilimsel/bilissel bilginin, olgusal gecerliligi gozlemsel yanlislanabilene kadardir.

Buradan her turlu bilginin, insanoglu urunu oldugu ve belirleyici yonunun zihinsel oldugu ve de gozleminin de saglayici oldugu temeldedir.

Bugun insanoglu kendini ve de kendine gozlem veren her bir fenomeni gozlerken, gozlemini FENOMENIN YANSITTIGI TEMEL UZERINDE YAPMAKTA ve fenomene yonelik her hangi bir varliksal kesinlik ilklik teklik ve akilcilik ortaya koymamaktadir.

Insanoglu turu birinin dogan birinin gozlem veren davranislari ve bunlarin insanoglu temelinde ve eliyle kavramsal bilgiye donusmuslugu vardir.

Bu insanoglu dogan birini daha da genisletir ve tum biyolojik yapi iceren canlilara tasirsak; bu canlilarin kendilerine ozgu fakat ne oldugunu bilmedikleri davranislari vardir. Bunlara genelde "yasam yetisi" diyoruz.

Iste yazinin basligi, bu yasam yetisi olan ve gozlem veren ve davrananin bilmeden ogrenmeden yaptigi davranislarinin, DUSUNSEL OLARAK GENETIK/DOGAL/KALICI olmadigini soylemektedir.

Ornekleyelim.

Canlilarin bilinen ve gozlem veren yasam yetisi davranislari; Yasama, Beslenme, Ureme ve Iliski kurmadir.

Iste yazimizi bu temelde degerlendirecegiz.

Burada aciklanacak olan, butun bu davranislarin aslinda GENETIK/DOGAL/KALICI olmadigi ve ogrenildiginde ve bilincine varildiginda dusunsel ve zihniyet olarak degistirilebilecegidir.

Aciklayalim

Yasama-Bir canli eger isterse yasamina son verebilir, intihar edebilir. Yani bilincli olarak yasamini sonlandirabilir, bunu bir ideolojik inancsal ve etik degerler adina ve ugruna da yapabilir.

Beslenme- Yine istenirse, cesitli nedenlerden dolayi aclik grevine ve olum orucuna kisi gidebilir. Beslenmeden oleceginin ya da uzun beslenmeme durumunda sagliginin bozulacaginin bilincindedir.

Ureme-Bugun uremeyi onlemek isteyenler icin cesitli onleyiciler ve hatta isteyerek kisirlasma tibbi olanagi vardir. Ayrica cogu beyin, "ben bu dunyaya bir canli getirerek onun bu dunyada aci cekmesinden sorumlu olamam" dusuncesi ile uremeye karsidir.

Iliski kurma- Yine bilindigi gibi kendi basina yasamak isteyen kimse ile iliski kurmadan yasamak isteyen kisiler vardir. Sosyal iliskiden kacarlar ya da antisosyaldirler.

Gorundugu gibi, insanoglunun "yasam yetisi" denilen hic bir davranisinin ogrenildikten sonra kisi eliyle uygulamama olanagi mevcuttur. Yani her turlu davranis yasam yetisi de olsa, ogrenildikten sonra cesitli nedenlerle kisi tarafindan degistirilebilir.

Kisaca yasam yetisi dahil, gozlem veren her turlu davranisin hic biri genetik/dogal/kalici degildir ve davranisin ne oldugu ogrenildiginde ve bilincine varildiginda da, cesitli dusunsel nedenlerden (kisisel, etik, ideolojik, inancsal v.s.) dolayi kisice degistirilebilir, ya da degisime acilabilir.

Bu akla gelen her turlu davranis icin gecerlidir.

Kisaca canli kavramsal bilgi ile dogmaz ve her turlu davranisini yasam yetisi bile olsa dusunsel olarak degistirebilir.

Bu da bize davranisin yonlendireninin dusunce oldugunu gosterir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst