Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Zevk

tazmanyayahnisi

Yeni Üye
20 Eyl 2017
148
1
0
Ne ilginç değil mi zevk, ‘alınan’ bir şey, keyif de öyle, lezzet de, haz da. Anlam düzeyinde hepsi de bir idrak tarzı, bir algı, bir alımlama biçemi. Tümünün de Türkçe karşılığı: tat. Öyle ya, diğerleri gibi, tat da hep alınan bir şey. Karşıtıysa acı. Ne ki “zevk almak” ile “tat almak” arasında bir ince ayrım varmış gibi görünüyor, çünkü tat (tıpkı lezzet gibi) daha çok damak aracılığıyla ulaşılabilecek nesnelerle sınırlıymış gibi, ama zevk ve haz öyle değil. Örneğin bir şeye bakmaktan, bir ânı hayal etmekten, bir gülü koklamaktan, bir şiiri dinlemekten tat alınmaz ama pekala zevk alınabilir, ayrıca haz da, keyif de. Buna karşın, bazen de “zevkli olan”ın tinselliği kalınlaşmak suretiyle tenselliğe dönüşürken “tatlı olan”ın duyusallığı beklenmedik bir anda masumiyetin tüm zerafetini temsil eder hale gelir, çünkü “zevkli olan” daima sonbaharın sonlanışında, “tatlı olan”sa hep ilkbaharın gelişinde alımlanır.


*OT Dergi-Dücane Cündioğlu
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
13 Ocak 2015
1,330
258
83
37
Bilgilendirme için teşekkür ederiz. Bu "zevk", "haz" meselesi gündeme gelince hep aklıma tasavvufçuların ulaştığı zevkler ve hazlar geliyor, onların mutlulukları ve huzurları aklıma geliyor, biz ise yemek ve cinsellik gibi bir kaç küçük kalemle mutlu, huzurlu olmaya çalışıyoruz,birkaç küçük çıkar/fayda için kavga ediyoruz.
 

tazmanyayahnisi

Yeni Üye
20 Eyl 2017
148
1
0
Evet Sayın True Blue çok doğru gündelik yaşam sonsuz yaşama sekte vuruyor ve devran bçyle dönüyor dün savaş çıkaran bir çok olay bugun abes sayılıyor, dün onur saydığını bugun ayıp sayıyorsun ve geriye ölümün ve acının kirli yüzünden başka bir şey kalmıyor oysa şu akışı bir kesebilsek belki o zaman bir sıçrama yaparız tabi bununda devrimle öldürmeyle olmayacağı çok açık....
 

elbiss

Yeni Üye
24 Şub 2017
464
7
18
true blue dogru söylemiş dünyada keyif ve haz alınacak o kadar çok şey varken bizler gündelik bir kaç şeyle dem vuruyoruz...Tsaavvuf içerisinde olmak o ruhu yaşayabilmek gerektiği o kadar dogru ki anlatılmaz yaşanır cinsten.

Dünyada yaşamak var olmak da birer keyfimiz olsa gerek Dünya içerisinde haz alınacak o kadar çok şey var ki bakarken görebilen olabilmek gerekir diye düşünüyorum.
 

elbiss

Yeni Üye
24 Şub 2017
464
7
18
Merak ettim de tasavvufu neden yaşamak gereklidir.

İnsanlar ALLAH a karşı hem Zahiri hemde manevi olarak borçludurlar.

Zahiri sorumluluklarımız vardır bunlarda, vücudun dış azaları ile yerine getirilmesi gerekli olan namaz, oruç, zekât, hırsızlık yapmamak, içki içmemek gibi vb sorumluluklardır.

Kalp in temizlenmesine yönelik olan batini emir ve nehiyler zahiri olan sorumluluklara göre daha bir önem arzetmektedir.İnsanın manevi durumu zahiri amellerin temelidir.

Allah a karşı samimi olabilmek ve ihlaslı bir şekilde ibadet yapabilmek kalp in ıslah olmasına baglıdır..

ayet-i kerimede: “De ki: ‘Ancak bizim Rabbimiz, zahiri ve batini olan kötü davranışları ve her türlü günahı ve yapılan tecavüzü haram kılmıştır.” (A'raf; 33)


Diğer bir ayeti kerimede ise “...Zahiri ve batini kötülüklere yaklaşmayın.” (En'am; 151) Görüldüğü gibi Allah-u Zülcelâl, hem zahiri hem de batini kötülüklerden uzak durmamızı emretmiştir.

Hz Muhammed SAV peygamberimiz bir hadisi şerifte şöyle ifade etmiştir ..."İnsanın vücudunda bir et parçası vardır eğer bu et parçası ıslah olursa Vucutta ıslah olur eğer bu fesada kötülüğe ugrarsa vucutta kötülüğe ve fesada ugrar dediğidir.

Zahiri emirler ve nehiyler ekmek gibidir.Manevi olan emir ve nehiyler ise o ekmeğin yanında katık gibidir Bu ikisi bir arada olursa insan yaptıgı ibadetlerden lezzet ve haz alır.

Böyle.
 

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
İnsanlar ALLAH a karşı hem Zahiri hemde manevi olarak borçludurlar.

Zahiri sorumluluklarımız vardır bunlarda, vücudun dış azaları ile yerine getirilmesi gerekli olan namaz, oruç, zekât, hırsızlık yapmamak, içki içmemek gibi vb sorumluluklardır.

Kalp in temizlenmesine yönelik olan batini emir ve nehiyler zahiri olan sorumluluklara göre daha bir önem arzetmektedir.İnsanın manevi durumu zahiri amellerin temelidir.

Allah a karşı samimi olabilmek ve ihlaslı bir şekilde ibadet yapabilmek kalp in ıslah olmasına baglıdır..

ayet-i kerimede: “De ki: ‘Ancak bizim Rabbimiz, zahiri ve batini olan kötü davranışları ve her türlü günahı ve yapılan tecavüzü haram kılmıştır.” (A'raf; 33)


Diğer bir ayeti kerimede ise “...Zahiri ve batini kötülüklere yaklaşmayın.” (En'am; 151) Görüldüğü gibi Allah-u Zülcelâl, hem zahiri hem de batini kötülüklerden uzak durmamızı emretmiştir.

Hz Muhammed SAV peygamberimiz bir hadisi şerifte şöyle ifade etmiştir ..."İnsanın vücudunda bir et parçası vardır eğer bu et parçası ıslah olursa Vucutta ıslah olur eğer bu fesada kötülüğe ugrarsa vucutta kötülüğe ve fesada ugrar dediğidir.

Zahiri emirler ve nehiyler ekmek gibidir.Manevi olan emir ve nehiyler ise o ekmeğin yanında katık gibidir Bu ikisi bir arada olursa insan yaptıgı ibadetlerden lezzet ve haz alır.

Böyle.


Zahiri ve Batini kötülüklerden arınmanın yolunun tasavvuf olduğuna dair delilin nedir?
 
Son düzenleme:

M3CSL

Yeni Üye
30 Ağu 2016
258
30
28
Kendini arındırmak aslında,ama tasavvufun aslı sevgi olmalı, hani yaradılanı severim yaradandan ötürü mantığı...Her kötünün içinde iyi, iyinin içinde kötüyü görebilmek.Bütünü kavrayabilmek.
 

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
Kendini arındırmak aslında,ama tasavvufun aslı sevgi olmalı, hani yaradılanı severim yaradandan ötürü mantığı...Her kötünün içinde iyi, iyinin içinde kötüyü görebilmek.Bütünü kavrayabilmek.

Biliyorum.Ancak alelade felsefi bir görüş ya da kurallar da iyi-kötü ayrımını,sevgiye ulaşma yollarını açıklayabilir.

Siz bu durumu tasavvufun da yaptığını söylüyorsunuz.

Ben de diyorum ki ne yapıyorsunuz?Yönteminiz ne?
 

M3CSL

Yeni Üye
30 Ağu 2016
258
30
28
Yok ben bir şey demedim,tasavvuflada alakam pek yok, aklıma yatan kavramları alıyorum sadece.
Tek bildiğim iyiliğin kötülüğün mutluluğun zorluluğun kolaylığın zıttı ile kıyaslanarak anlaşıldığı.
Vede bireysellikten ziyade işleyen sistemin tamamına bakılması gerektiği..
Bu hayatta tek doğru olan 2 şey var, bir herşeyin dengede olduğu 2de herşeyin değişim dönüşüm halinde olduğudur. Heraklitos bunu zamanında güzel görmüş, Sokrates bile onu bazı söylediklerini anlayamamış:):)
 

elbiss

Yeni Üye
24 Şub 2017
464
7
18
Biliyorum.Ancak alelade felsefi bir görüş ya da kurallar da iyi-kötü ayrımını,sevgiye ulaşma yollarını açıklayabilir.

Siz bu durumu tasavvufun da yaptığını söylüyorsunuz.

Ben de diyorum ki ne yapıyorsunuz?Yönteminiz ne?

Tasavvuf içerisinde olmak gönülden karşılıksız bağlı olmaktır iyi ve kötü ayrımını yanan kor ateşi gibi ayırt edebilmektir...

Yöntem değildir hakiki ile batını ayıran ...esas ayıran içerde yanan bir kalp in olmasıdır....Örnek vermek gerekirse.İnsan sevdiği ve yanına aldıgı bir evcil hayvanı gönülden karşılıksız sever onunla her anını olabildiğince paylaşmaya çalışır..

Hayatta böyledir...Eğer yaradanı yaratılandan ötürü bir insan sevdi mi önünde engeller olsada akan su misali gibi o engeller ona kolay gelir..

Bizi var eden elde tutan sevgi ve mutlulugumuz değilmidir...Dara yada zora düştügümüzde sıgınacak kapımız var eden değilmidir...

Başardığımızda mutlu oldugumuzda şükür kapılarını eksik etmedğimiz anlardır...

İyi ile kötüyü ayırmak ilk için kalpte başlar sonrasında ise kutsal metinlerin öğretilerini iyi anlamak iyi kavramak gerektigidir...

İnsanın önünde kötülük yapmamak için bir engel yoktur aynı şekilde iyilik yapmamak içinde bir engel yoktur insanın yaşamı şekillenmesi tamamen kalp in seçimleridir..

İnsan dogruyu ve güzeli yaşantısı içerisinde yaşayarak yakından daha iyi görebiliri...Tasavvuf ehli olmak kolay değildir herşeyi bir kenara bırakmak gerçektende gönülden yaşayarak inanmak ve tastik etmektir..

Yaşamımızda hayatımızda bir çok zorluklarla karşılaşırız eğer inanan biriysek herşeyde bir hayrın olduguna inanmak gerektiğidir...

Yaratandan istekte bulunmaktır daha iyi daha güzeli yaşayabilmek adına...

Bugün dışarı çıktıgımızda iyilik yapmak için önümüzde bir çok fırsat vardır lakin bir söz bir kötü davranış bir çok iyiliği gölgeler nitelikte olabilir.....İnsan inandıysa ve güvendiyse gerçekten de yaşamaya çalıştıysa ve var edeni anlayabilmek üzerine değil onu yakından hissederek yaşayabilmekse arzusu içeride ki ateş i kor ateşi gibi yakabilmesi ve hiç sönmemesi üzerine yaşantısında daim etttirebilmesi gerekir...

Bugünlerin dünya şartlarında yaşam ve hayat koşulları o kadar fazla yogun ve zorlaşıyor içinde ki yaşam içerisinde insanın hataya kopmaması mümkün değil ve bu her insan için geçerli...

Amaç ve gaye ne olursa olsun kişinin gerçekten de ölümden sonra bir hayatın var olduguna inanması gerektiğidir....meleklere iman kitaplara iman peygamberlere iman Allaha iman ve kader ve şerrin allahtan olduguna inanmak gibi hususiyetlere kişinin inanması gerektiğidir..

İnsan yeni bir iş yerine başlamadan evvel hayaller kurar şöyle böyle diye sonrasında kariyerin de yeni bir işe ilk adımını atar lakin insan bu iş yerinde neyle karşılaşacağını neyle meşgul olacağını pek bilemez ve bilemediği en önemli şeyinde bu iş yerinde başarılı olup olamayacağıdır...yani bilinmez bir denklem içerisinde kişi yeni iş hayatına başlar...

Lakin insanın deneyimleri vardır yaşamdan öğretileri vardır işte bunlar insanın yeni iş yeri için birer pusulasıdır....pusula yön bulmak için sağa sola kaybolmamak için önemlidir işte insanın dogumundan ölümüne kadar ki en güzel pusulası kutsal metinler ve öğretileridir...

Bir işyerinin devamı için kurallar hedefler ve vizyonlar vardır ki bunlar iş yeri için en önemli pusuladır...

Bir denizci kaptan için rota tayininde en önemli yol gösterici Pusuladır rehberdir haritadır....

Eğer insan içten içe bir yol göstericide değilse insanın denizde açık sularda hedeflediği yerde olabilmesi zordur...

Tasavvuf ehli olmak gönülden sevgiyle bağlanmak kolay degildir...bir çok şeyi insanın kenarda bırakması ve gerçekten de yanması gerektigidir...

Başarmak için hayatımızda bir çok zorlu şartlara gireriz sırf bir gün bu mücadeleyi veririz ama paydos saati geldiğinde o günü bitirmiş oluruz lakin fabrikanın hedefleri vizyonları ve prensipleri sürekli aynı performans üzere olmak için odaklanılmış oldugu gibi aynı degerde kalmak için bütün üstten altta kadar bu degerleri aşılar...

İşte günlük kazanım ile sürekli kazanım arasında farkların oldugunu görmüşüzdür umarım...

İlk an ki durumunu sürekli halde tutmak gibidir tasaavvuuf içerisinde olmak sürekli kendini geliştirmek yenilemek gibidir...kolay değildir ama insan isterse gönülden ve kalpten sevip bağlanırsa kalp ini ateşle yakarsa insan bilgi içerisinde olursa tasavvuf içerisinde bir hayat yaşayabilir

Önemli olanın dogumdan ölüme kadar ki kısa bir süreçte insanın sınavını hakkıyla helalıyle verebilmesidir....

İyi ve kötü ayrımı deneyimleme ve sezimleme ile kişilerde belirgin olabiliyor lakin geçmiş yaşanmış olan peygamber hayatlarını ve yaşam koşullarını insan incelediğinde aslında bilgilere daha belirgin ulaşabiliyor kanaatindeyim..

Böyle.
 

tazmanyayahnisi

Yeni Üye
20 Eyl 2017
148
1
0
İnsan türlü türlü iyilikler yapma fırsatı varken neden içten hesaplı olur da kötülük yapar bu bilinçli bir seçim midir yoksa bilinç altı mı işler oysa devamlıca iyiliğe yaslansak kaderimiz değişmez mi?
 

elbiss

Yeni Üye
24 Şub 2017
464
7
18
İnsan türlü türlü iyilikler yapma fırsatı varken neden içten hesaplı olur da kötülük yapar bu bilinçli bir seçim midir yoksa bilinç altı mı işler oysa devamlıca iyiliğe yaslansak kaderimiz değişmez mi?


Buna bir çok sebepler girebilir kısa durumdan kar elde etme yolu olabilir yada karşısında ki rakibiyse onu egale etmek gibi bir seçenek kullanmak isteyebilir yada ihtiras ve heveslerine anlık yenik düşümüş olabilir bir çok sebep ve kıstas olabilir

Bu manada kişinin sadece kendi önüne bakması gerektiği ve ilk halinden son haline kadar kişinin şükür içerisinde az çok demeden kalabilmesi önemlidir...lakin insan kader anındadır ve önüne iki yol gelir biri iyi biri kötü ve insan kader anı vaktinde seçimleriyle iyi yada kötü den birini seçebilir...

İnsanın tercihleri tamamiyle ihtiras ve hevesleriyle ilgilidir ve kendi tercihi bilinçli bir tercihtir insan isterse iyi olanıda seçebilir ama buda ne kadar tutarlı biri olup olmadığı ile ilişkilidir desek yanlış olmaz sanırım....

İnsan devamlıca iyiliğe yaslansa bir çok heves ve ihtiraslarını törpilese dünyanın tadından doyum olmayacağı gibi lezzetide bir o kadar güzel olur lakin bu çok uç bir ütopyadır..

Çünkü Dünya var edildiğinden son bulasıya anına kadar iyiler ve kötüler diye sınıflandırma yaşayacaktır...iyinin var olma sebebi kötüler oldugu gibi kötünün var olma sebebide iyiler olacaktır lakin dünya yaşamından sonraki en güzel kazanç sadece iyilere dönük olacagıdır...

İhlas içerisinde bu dünyada yaşayabilmek insanın bence tek arzusu ve gayesi olması gerektigini düşünmekteyim ama lakin bu dünyada yaşamak o kadar da kolay değil...

İnsan isterse yaşanmış ve geçmiş yaşanmışlardan kendine dersler ve ödevler çıkartabilir ve hatta kutsal metinlerde bizlere denildiği üzere sizler hiç düşünmezmisiniz sözünüde insan hatırlarsa insan saglıklı ve güzel düşünürse bence bir çok soruna çözüm arayabilir kanaatindeyim ama çözümü bulmak o kadar da kolay degil olsa gerek.....

Böylece.
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
Tasavvuf içerisinde olmak gönülden karşılıksız bağlı olmaktır iyi ve kötü ayrımını yanan kor ateşi gibi ayırt edebilmektir...

Yöntem değildir hakiki ile batını ayıran ...esas ayıran içerde yanan bir kalp in olmasıdır....Örnek vermek gerekirse.İnsan sevdiği ve yanına aldıgı bir evcil hayvanı gönülden karşılıksız sever onunla her anını olabildiğince paylaşmaya çalışır..

Hayatta böyledir...Eğer yaradanı yaratılandan ötürü bir insan sevdi mi önünde engeller olsada akan su misali gibi o engeller ona kolay gelir..

Bizi var eden elde tutan sevgi ve mutlulugumuz değilmidir...Dara yada zora düştügümüzde sıgınacak kapımız var eden değilmidir...

Başardığımızda mutlu oldugumuzda şükür kapılarını eksik etmedğimiz anlardır...

İyi ile kötüyü ayırmak ilk için kalpte başlar sonrasında ise kutsal metinlerin öğretilerini iyi anlamak iyi kavramak gerektigidir...

İnsanın önünde kötülük yapmamak için bir engel yoktur aynı şekilde iyilik yapmamak içinde bir engel yoktur insanın yaşamı şekillenmesi tamamen kalp in seçimleridir..

İnsan dogruyu ve güzeli yaşantısı içerisinde yaşayarak yakından daha iyi görebiliri...Tasavvuf ehli olmak kolay değildir herşeyi bir kenara bırakmak gerçektende gönülden yaşayarak inanmak ve tastik etmektir..

Yaşamımızda hayatımızda bir çok zorluklarla karşılaşırız eğer inanan biriysek herşeyde bir hayrın olduguna inanmak gerektiğidir...

Yaratandan istekte bulunmaktır daha iyi daha güzeli yaşayabilmek adına...

Bugün dışarı çıktıgımızda iyilik yapmak için önümüzde bir çok fırsat vardır lakin bir söz bir kötü davranış bir çok iyiliği gölgeler nitelikte olabilir.....İnsan inandıysa ve güvendiyse gerçekten de yaşamaya çalıştıysa ve var edeni anlayabilmek üzerine değil onu yakından hissederek yaşayabilmekse arzusu içeride ki ateş i kor ateşi gibi yakabilmesi ve hiç sönmemesi üzerine yaşantısında daim etttirebilmesi gerekir...

Bugünlerin dünya şartlarında yaşam ve hayat koşulları o kadar fazla yogun ve zorlaşıyor içinde ki yaşam içerisinde insanın hataya kopmaması mümkün değil ve bu her insan için geçerli...

Amaç ve gaye ne olursa olsun kişinin gerçekten de ölümden sonra bir hayatın var olduguna inanması gerektiğidir....meleklere iman kitaplara iman peygamberlere iman Allaha iman ve kader ve şerrin allahtan olduguna inanmak gibi hususiyetlere kişinin inanması gerektiğidir..

İnsan yeni bir iş yerine başlamadan evvel hayaller kurar şöyle böyle diye sonrasında kariyerin de yeni bir işe ilk adımını atar lakin insan bu iş yerinde neyle karşılaşacağını neyle meşgul olacağını pek bilemez ve bilemediği en önemli şeyinde bu iş yerinde başarılı olup olamayacağıdır...yani bilinmez bir denklem içerisinde kişi yeni iş hayatına başlar...

Lakin insanın deneyimleri vardır yaşamdan öğretileri vardır işte bunlar insanın yeni iş yeri için birer pusulasıdır....pusula yön bulmak için sağa sola kaybolmamak için önemlidir işte insanın dogumundan ölümüne kadar ki en güzel pusulası kutsal metinler ve öğretileridir...

Bir işyerinin devamı için kurallar hedefler ve vizyonlar vardır ki bunlar iş yeri için en önemli pusuladır...

Bir denizci kaptan için rota tayininde en önemli yol gösterici Pusuladır rehberdir haritadır....

Eğer insan içten içe bir yol göstericide değilse insanın denizde açık sularda hedeflediği yerde olabilmesi zordur...

Tasavvuf ehli olmak gönülden sevgiyle bağlanmak kolay degildir...bir çok şeyi insanın kenarda bırakması ve gerçekten de yanması gerektigidir...

Başarmak için hayatımızda bir çok zorlu şartlara gireriz sırf bir gün bu mücadeleyi veririz ama paydos saati geldiğinde o günü bitirmiş oluruz lakin fabrikanın hedefleri vizyonları ve prensipleri sürekli aynı performans üzere olmak için odaklanılmış oldugu gibi aynı degerde kalmak için bütün üstten altta kadar bu degerleri aşılar...

İşte günlük kazanım ile sürekli kazanım arasında farkların oldugunu görmüşüzdür umarım...

İlk an ki durumunu sürekli halde tutmak gibidir tasaavvuuf içerisinde olmak sürekli kendini geliştirmek yenilemek gibidir...kolay değildir ama insan isterse gönülden ve kalpten sevip bağlanırsa kalp ini ateşle yakarsa insan bilgi içerisinde olursa tasavvuf içerisinde bir hayat yaşayabilir

Önemli olanın dogumdan ölüme kadar ki kısa bir süreçte insanın sınavını hakkıyla helalıyle verebilmesidir....

İyi ve kötü ayrımı deneyimleme ve sezimleme ile kişilerde belirgin olabiliyor lakin geçmiş yaşanmış olan peygamber hayatlarını ve yaşam koşullarını insan incelediğinde aslında bilgilere daha belirgin ulaşabiliyor kanaatindeyim..

Böyle.

Öncüller halinde anladığımı yazacak olursam:

1)İyiye ulaşmak için "kalp ateşini" yakmalıyız.

2)Tasavvuf ehli olmak kolay değildir.

3)İnsan bilmediği bir konuda tecrübelerinden faydalanarak ve belli prosedürleri uygulayarak başarıya ulaşabilir.




Anlıyorum.Hatta bir kısmına da katılıyorum.Ancak ben siz değerleri kişilere şunu soruyorum.Lütfen sadece soruma cevap veriniz.

Tasavvuf,iyiliğe ve saflığa ulaşmak için ne yapar?Uyguladığı yöntemleri söyleyin bana?

Mesela deyin ki tasavvuf,iyiliğe tam anlamıyla ulaşmak için köpekleri öldürmez.Tasavvufa göre köpek öldürmeyen kişi "iyi" insandır.

Gibi gibi.
 

elbiss

Yeni Üye
24 Şub 2017
464
7
18
Öncüller halinde anladığımı yazacak olursam:

1)İyiye ulaşmak için "kalp ateşini" yakmalıyız.

2)Tasavvuf ehli olmak kolay değildir.

3)İnsan bilmediği bir konuda tecrübelerinden faydalanarak ve belli prosedürleri uygulayarak başarıya ulaşabilir.




Anlıyorum.Hatta bir kısmına da katılıyorum.Ancak ben siz değerleri kişilere şunu soruyorum.Lütfen sadece soruma cevap veriniz.

Tasavvuf,iyiliğe ve saflığa ulaşmak için ne yapar?Uyguladığı yöntemleri söyleyin bana?

Mesela deyin ki tasavvuf,iyiliğe tam anlamıyla ulaşmak için köpekleri öldürmez.Tasavvufa göre köpek öldürmeyen kişi "iyi" insandır.

Gibi gibi.

1-ALLAH a inamak ve koşulsuz şartsız iman etmek gerekir..
2-Kitaplara Meleklere Peygamberlere ve Ahiret hayatına inanmaktır
3-Dinin gerekliklerini yerine getirmek ve iman etmektir.
4-İyiliği emretmek kötülükten uzak durmaktır..
5-Yaratanı ve yaratılan tüm herşeyi sevmektir.
6-Hak yol üzere ibadet içerisinde olabilmektir..
7-Sebep sonuç ne olursa olsun yalan söylememektir.
8-Dürüst Erdemli ve dinin gerektiği şekilde AHLAKLI olabilmektir..
9-Kader ve şerrin ALLAH tan olduguna iman etmektir.
10-İnsan ve yaratılan tüm canlıları sevdiğin gibi onları korumaktır..
11-İhlas üzere bir yolda olmaktır..
12-İbadetleri ve dinin gerekliliklerini yapabilmektir...
13-Eşit ve Adil bir durumda olabilmektir..
14-Hak ve Hukuka riayet edebilmektir.
15-Yaşamda ŞÜKÜR içerisinde olabilmektir.
16-Arzu heves ve İhtirasları Törpileyebilmektir.
17-Kalp i ateşle yakabilmek iyi bir maya ile kavurabilmektir.
18-Dini öğretileri ve geçmiş yaşanmışlıkları iyi kavrayabilmek ve tasbik edebilmektir.
19-Maneviyat aleminde kor ateşi gibi hak yol üzere yanabilmektir..
20-Kötülüklerden uzak durup iyilik üzere yoldaş olabilmektir..
21-Kazancın helalinden rızık alabilmektir.
22-Yolda kalmışa yetime ve ihtiyaç sahibine yardımcı olabilmektir.
23-ALLAH a yakın olabilmeye çalışabilmektir(iman ibadet ve dini gereklilikler)
24-Yapılan her işte BESMELE ile yola girmek ve adım atmaktır..
25-Kalp i temizlemek arındırmak ve kötülüklerden meyil(uzak)etmektir.
26-Fani hayattan sonra ki yaşam için dünyada çalışabilmektir.
27-Güzel insanlardan mayalar alabilmek ve hayatımıza yaşamımıza entegre edebilmektir.
28-Yaşanmışlıklardan derslerve ödevler çıkarabilmek ve iyi olanı uygulayabilmektir.
29-ALLAH güvenmek ve DUA kapısında sadece ondan ıstemektir.
30-Pusula olan yol gösterici olan KUTSAL METİN leri iyi anlayabilmek ve kavrayabilmektir.
31-Kin,Öfke ve Nefretten uzak durabilmektir..
32-Haset etmemektir..
33-kendin için istemediğin kötü bir şeyi bir başka kardeşin için istememek devamında kendin için istediğin güzel bir şeyi hak yol üzere olan kardeşin içinde isteyebilmektir..
34-İnsanlık için Kardeşlerin için de DUA edebilmektir.
35-Hac ve ibadetleri yapmak oldugu gibi yere düşene el uzatıp ayaga kaldırmaktır.

Vb..

Öyle.
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
1-ALLAH a inamak ve koşulsuz şartsız iman etmek gerekir..
2-Kitaplara Meleklere Peygamberlere ve Ahiret hayatına inanmaktır
3-Dinin gerekliklerini yerine getirmek ve iman etmektir.
4-İyiliği emretmek kötülükten uzak durmaktır..
5-Yaratanı ve yaratılan tüm herşeyi sevmektir.
6-Hak yol üzere ibadet içerisinde olabilmektir..
7-Sebep sonuç ne olursa olsun yalan söylememektir.
8-Dürüst Erdemli ve dinin gerektiği şekilde AHLAKLI olabilmektir..
9-Kader ve şerrin ALLAH tan olduguna iman etmektir.
10-İnsan ve yaratılan tüm canlıları sevdiğin gibi onları korumaktır..
11-İhlas üzere bir yolda olmaktır..
12-İbadetleri ve dinin gerekliliklerini yapabilmektir...
13-Eşit ve Adil bir durumda olabilmektir..
14-Hak ve Hukuka riayet edebilmektir.
15-Yaşamda ŞÜKÜR içerisinde olabilmektir.
16-Arzu heves ve İhtirasları Törpileyebilmektir.
17-Kalp i ateşle yakabilmek iyi bir maya ile kavurabilmektir.
18-Dini öğretileri ve geçmiş yaşanmışlıkları iyi kavrayabilmek ve tasbik edebilmektir.
19-Maneviyat aleminde kor ateşi gibi hak yol üzere yanabilmektir..
20-Kötülüklerden uzak durup iyilik üzere yoldaş olabilmektir..
21-Kazancın helalinden rızık alabilmektir.
22-Yolda kalmışa yetime ve ihtiyaç sahibine yardımcı olabilmektir.
23-ALLAH a yakın olabilmeye çalışabilmektir(iman ibadet ve dini gereklilikler)
24-Yapılan her işte BESMELE ile yola girmek ve adım atmaktır..
25-Kalp i temizlemek arındırmak ve kötülüklerden meyil(uzak)etmektir.
26-Fani hayattan sonra ki yaşam için dünyada çalışabilmektir.
27-Güzel insanlardan mayalar alabilmek ve hayatımıza yaşamımıza entegre edebilmektir.
28-Yaşanmışlıklardan derslerve ödevler çıkarabilmek ve iyi olanı uygulayabilmektir.
29-ALLAH güvenmek ve DUA kapısında sadece ondan ıstemektir.
30-Pusula olan yol gösterici olan KUTSAL METİN leri iyi anlayabilmek ve kavrayabilmektir.
Vb..

Öyle.

Bu saydıklarınızı tasavvufun uyguladığı yöntemler kabul ediyorum.



Şimdi ise şunu soruyorum.Cevaplarsanız sevinirim.



Tasavvufun uyguladığı bu yöntemler,mesela cevabınızdaki madde 23 olan Allah'a iman zaten İslam'ın bir emri değil mi?

Eğer bu saydıklarınız tasavvufun yöntemleri ise ki öyle kabul ettik bu konuya vakıf çoğu insan bunların zaten İslamda var olduğunu anlayacaktır.

Peki neden İslam değil de Tasavvuf'u seçmeliyiz?İslam'ın emir ve yasaklarını kullanan bir ekolü neden benimsemeliyiz?
 

elbiss

Yeni Üye
24 Şub 2017
464
7
18
Tasavvuf demek islam ehli olan demektir...Tasavvuf içerisinde olan insan bilgi bakımından olsun gerek uygulama ve tasbik etmek içerisinde olsun daha işin ehli bir insandır daha bilgilidir..,

Çünkü sürekli islam dini ve gereklilikleri içerisindedir hee ta bi tasavvuf içerisinde olup hata yapan insan olur mu elbette olabilir çünkü insan beşerdir hataya mahsustur hatalar yapabilir..

Tasavvuf ehli bir insanın ateşi yanmaya müsaittir lakin atacağı oduna ve yakacağı ateşe göre değişebilir..İslamiyet degerlerinde olan ve çaba gösteren her insan da ateşini yakabilir ama altyapısı ve temeli devamında kullanacagı odunu ve ateşi önemlidir....yani kolay degildir bu ateşi yakmak...ateş yandımı bir çok dünyevi ve uhrevi şeylerden insanın uzak durması gerekir desek yanlış olmaz diye düşünmekteyim.

Tasavvuf ayrı bir din değil ki İslamiyetin gereklilikleri ve degerleri içerisinde olandır....eskiden padişahlar osmanlıda tasavvuf eğitimi içerisinde dini terbiye ve ögretileri şeklinde yetiştirilirdi...tasavvufun yetişme ve yetiştirime adabı olarak görmek gerekir...

Tasavvuf dersleri verecek kişilerde önemlidir...iyi bir ahlak ve terbiyeden geçip dünyalıkların yakılması gerekir....İslamiyet bir çok güzel şeyi emrettiği gibi kötülüklerden de uzak durmayı meyil eder tasavvuf ta islamiyet öğretileri içerisindedir diye söyleyebilirim...

Tek gaye ALLAH a iman etmektir yaşayarak ve uygulayarak ta bi.

Öylesi.
 
Son düzenleme:

tazmanyayahnisi

Yeni Üye
20 Eyl 2017
148
1
0
Bu saydıklarınızı tasavvufun uyguladığı yöntemler kabul ediyorum.



Şimdi ise şunu soruyorum.Cevaplarsanız sevinirim.



Tasavvufun uyguladığı bu yöntemler,mesela cevabınızdaki madde 23 olan Allah'a iman zaten İslam'ın bir emri değil mi?

Eğer bu saydıklarınız tasavvufun yöntemleri ise ki öyle kabul ettik bu konuya vakıf çoğu insan bunların zaten İslamda var olduğunu anlayacaktır.

Peki neden İslam değil de Tasavvuf'u seçmeliyiz?İslam'ın emir ve yasaklarını kullanan bir ekolü neden benimsemeliyiz?

Sizin tartışmalarınıza girmek istemem sayın ihvean neden olmasın yani tasavvufta bir yorum şekli ve sapkın bir çok yorumdan daha iyi siz ama derseniz benim özüm kuran değişmez ilkelerim icma yoktur din neyse o dur derseniz o başka ,,,,

Herkez bir yol arıyor amaç araç ayrımı din bir araçtır önemli olan ahlaklı olmaktır...Yoksa bir insan zina yapıyor insan öldürüyor bana ne istediği kadar namaz kılsın yani önemli olan öz ...
 

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
Tasavvuf demek islam ehli olan demektir...Tasavvuf içerisinde olan insan bilgi bakımından olsun gerek uygulama ve tasbik etmek içerisinde olsun daha işin ehli bir insandır daha bilgilidir..,

Çünkü sürekli islam dini ve gereklilikleri içerisindedir hee ta bi tasavvuf içerisinde olup hata yapan insan olur mu elbette olabilir çünkü insan beşerdir hataya mahsustur hatalar yapabilir..

Tasavvuf ehli bir insanın ateşi yanmaya müsaittir lakin atacağı oduna ve yakacağı ateşe göre değişebilir..İslamiyet degerlerinde olan ve çaba gösteren her insan da ateşini yakabilir ama altyapısı ve temeli devamında kullanacagı odunu ve ateşi önemlidir....yani kolay degildir bu ateşi yakmak...ateş yandımı bir çok dünyevi ve uhrevi şeylerden insanın uzak durması gerekir desek yanlış olmaz diye düşünmekteyim.

Tasavvuf ayrı bir din değil ki İslamiyetin gereklilikleri ve degerleri içerisinde olandır....eskiden padişahlar osmanlıda tasavvuf eğitimi içerisinde dini terbiye ve ögretileri şeklinde yetiştirilirdi...tasavvufun yetişme ve yetiştirime adabı olarak görmek gerekir...

Tasavvuf dersleri verecek kişilerde önemlidir...iyi bir ahlak ve terbiyeden geçip dünyalıkların yakılması gerekir....İslamiyet bir çok güzel şeyi emrettiği gibi kötülüklerden de uzak durmayı meyil eder tasavvuf ta islamiyet öğretileri içerisindedir diye söyleyebilirim...

Tek gaye ALLAH a iman etmektir yaşayarak ve uygulayarak ta bi.

Öylesi.

Önerme şeklinde yazıyorum:

1)Hz. Muhammed islam ehlidir.

2)İslam ehli demek tasavvuf demektir.

3)Hz. Muhammed tasavvuf ehlidir.



Bunu mu demek istiyoruz? Hz. Muhammed bir islam ekolüne mi mensuptur gerçekten?
 

elbiss

Yeni Üye
24 Şub 2017
464
7
18
Önerme şeklinde yazıyorum:

1)Hz. Muhammed islam ehlidir.

2)İslam ehli demek tasavvuf demektir.

3)Hz. Muhammed tasavvuf ehlidir.



Bunu mu demek istiyoruz? Hz. Muhammed bir islam ekolüne mi mensuptur gerçekten?

Farklı bir pencereden açıklayıp anlatmam gerekirse..


HZ MUHAMMED SAV İSLAMİYET dinin Peygamberidir...İSLAMİYET bir ekol degil Dinin Yaşam gerekliliğidir...

İslamiyet beraberinde özgürlüğü eşitliği hak ve adaleti getirmiştir...İslam ehli demek islamı yaşayan birebir uygulayan demektir..

Tasaavvuf içerisinde olmak ve dini ritüel ve sohbetlerde yer almak insanı cemaatle birlikte daha fazla kazanıma ve ögrenime yol açar...

Tasavvuf içerisinde olmayan insanda özgürce islamiyet dininin özelliklerini ve inceliklerini gayet rahat bir şekilde uygulayabilir ve yaşayabilir...

Tasavvuf içerisinde olan insan dinle daha ayrı bir haşir neşir içerisindedir..gününün boş vakitlerini diniyle ilgili yaşama biçimidir..

Hafta sonları Hristiyanlıkta ayinler olur bu ayinlere gelen gelir gelmeyen gelmez ama hristiyanlık dini içerisinde olan her kesim yine dinini özgürce yaşar ve ibadetlerini yapar Kiliseler e karşılıp Tasaavvuf medreseleri vardır aynı dini ritüel ve uygulamalar birbirlerine göre farklılık göstersede burada söylemek istediğim ince husus daha yakından dini ve gereklilikleri yaşamak ve uygulamaktır..

Misal vermem gerekirse...

Bugün canlı yayında TÜRKİYE-ARNAVUTLUK macı var sen bu macı evinde oturarak CANLI izleyeceksin ama bir başkası bu macı STADA gidip daha yakından maçı canlı izleyecek aslında her ikisine baktıgında her ikiside macı canlı izleyecek lakin aralarında tek fark olacak biri stadda maçın her anını her karesini yaşayarak izleyecek digeri ise macı görebildiği an ve kareye kader izleyecek...

İbadetlerde böyledir...tasavvuf içerisinde olan bir insan dinin inceliklerini daha yakından görüp uygulayacak olmasıdır....Normal şekilde ibadetini evde yapan bir insan ise sadece kendi bildiklerini ifşaa edecek ....

İbadet içerisinde olmak cemaat içerisinde bulunmak daha bir hayırlı ve lezzeti daha ayrı bir bereketli olur derler...

Biraz daha konuyu açmak gerekirse...


Misal vermem gerekirse...


Bugün senle yazışıyoruz degilmi ama aynı saatlere denk gelemiyoruz ben yazıyorum sonrasında sen yazıyorsun....diyelim ki bazen aynı yazışma anına denk geldik yazıştık ama yinede bizi bizden ayıran arada bir PENCERE vardır...ve bu pencerelerin özellikleri aynı olsada senle iletişim kurmamız klavye ve yazı ile olmakta...

Lakin düşüncelerimi duruşlarımız akışlarımız farklı olsada ikimizde birşeyler söylemek için yazışıyoruz degilmi....

Ama biz ikimizde real dünyada ap ayrı yaşamlar da hayat koşturuyoruz belki sen bir profesörsün belkide taksicisin belki ben İş adamıyım belkide işçiyim...

Yaşantımızda ne oldugumuz sadece bizde bellidir açığa çıkmadıgı sürece gerçeği biz söylediğimizde nete ulaştırabiliriz..

Şunu demek istiyorum güzel insan ikimiz yan yana aynı yerde oldugumuzda dini rituel ve alışveriş paylaşımları yaptıgımızda dinin hem hazını hemde güzelliğini yakınen hissetmiş oluruz...

Lakin kişi isterse aynı stada gitmeme gibi kendi dini gerekliliklerini ibadetler olan camide yada evinde yaşayabilir ama kişi dilerse aynı stada gitme canlı olarak ibadetlerden sonra sohbetlerden de haz alabilir..

Sohbet alınacak ve sohbet verilecek yer önemlidir...Çünkü sohbetin esas konusu bence ALLAH a yakınlık olmalı ve tüm dünyalıklar tüm manevi olan herşey kapıdan içeriye girince bırakılmalıdır...

Bu tasaavuf derslerinde siyaset degil gerçek manada ALLAH aşkı ile olması ve yakılması gerektigi inancındayım...tasavvuf içerisinde ALLAH anlatılmalıdır ve sevgiyle aşk yakılmalıdır kanaatindeyim...

Söyledim ya odunun kaliteside önemlidir odun güzel oldu mu yanan ateşin lezzzet mis gibi olur...

Bizler dünyevilikleri bir kaç saatte olsa kapının dışarısında bırakmalıyız temenni ise hep bırakabilmek olması gerektigidir...lakin bir kaç saat bile dünyevilikleri dılşarıda bırakıp ateşi yakabiliyor ve yanan bu ateşi hiç söndürmemek için çabalıyorsak deme böyle güzel ateşin lezzeti doyum olmaz bir o kadar haşir neşir olur insan...

İşte Böyle.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst