Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Yok Olan Aranır Mı?

Raphael

Yeni Üye
4 Ocak 2022
189
39
28
Şimdi bilim ve felsefe tam bir işbirliği ve uyum içinde görev paylaşımı yapmışlardır dediğimde bu yanıt gelirse bu polemik oluyor. Polemiklere girmekte bir yarar olmadığı gibi polemikten medet ummak da acizliktir.

Doğru düzgün bir fikir olursa yanıt veririm. Polemiklere girmek bilinçli akılcı kişilerin işi değildir. Polemikçiler istedikleri kadar havanda hava, dibeğin de boş dibini dövebilirler. Kendi sorunları.

Diğer başlığa da biraz baktım. Bilimsel yöntem aslında kartezyen yöntemin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir yaklaşım biçimidir.

Ama felsefede her zaman tartışma vardır. Sosyal bilimlerde de öyle. Matematik ve fen bilimlerinde daha az tartışma daha çok deney vardır. Kanıt sunma ve deney yapma öne çıkmaktadır.

Felsefede ve sosyal bilimlerde daha az deney daha çok tartışma vardır.

Birde felsefe din ve bilim olgularının bugünkü düzeye erişemediği dönemlerde ortaya çıkmıştır ve zaman zaman bunların ikisine de yaklaşabilmiştir (Örneğin stoacıları veya aristonun o zamanlar için "bilimsel" olan kuramlarını düşünüyorum)

Günümüze gelince, bence felsefe yararlı bir hobi olarak anlaşılmalı. "Yararlı" diyorum çünkü felsefeyi hiç bilmeden örneğin hukuki ve siyasi konulara gerçek anlamda girmek mümkün değildir (Bu konuda Boris Johnson'un şu sıralar İngiltere'de tartışılan pandemi zamanı downing street'te toplantı / eğlence düzenlemesi ve ingiliz kamuoyunun buna tepki göstermesi örneğini verebiliriz; [Yani kural koyan iktidar sahibinin, konulan kuralları ihlal etme hakkı var mıdır? Bu çok sık gğndeme gelen aslında tamamen felsefi bir sorudur])
 

Efruz

Yeni Üye
13 Ocak 2021
122
18
18
İfade edecek cesareti dürüstlüğü olsaydı
Yani kişisle refleksi ve tabanı

ama hayır senin yazdığının aksine emin çok bildiğini sanıyor ve belki belli deneyimler yaşadığını tanrıya ulaştığını bulduğunu düşünüyor olabilir bireysel kavramlar deneyimler olabilir
bir de felsefeyi bilim sanıyor olabilir

İşte kişilerin bunları ele verecek cesareti olaydı
dürüstlüğü olaydı

ne ilk ne de son kaçan olacak
Öncelikle kaçmadım sadece gereksiz polemiğe girmek istemedim.
Herkes bir dahi adayıdır. Sadece dahi olduğunu bilenler ayağa kalkar. Bu sözümü felsefe içinde söylerim. Herkes bir filozof adayıdır. Tefekkür edenler ya da düşünenler ,idrak edenler ayağa kalkar.
Felsefe , insanı ilgilendiren herşeyin içindedir derim. İster bilim ,ister sanat, ister don ... Yani insan nerede felsefe oradadır derim.
Daha önce yaşamış filozoflar gibi düşünmek zorunda değilim. Felsefe geniş ve öznel ufuklar sunmalıdır.
Kendimi tam manasıyla ifade edemediğim doğru. Yeni yeni adapte olmaya çalıştığım bir forum . Yazdıklarınızı tam manasıyla okumadığım da doğru . Ama sorduğum sorular sozlerin o konularda neler düşündüğünüzü öğrenmek içindi.
 

Efruz

Yeni Üye
13 Ocak 2021
122
18
18
Dini inançlar tabii ki boş hurafelerdir de...

Bunlara etik bakımından ihtiyacımız var mı, yani bu inançları insanlara kakalayıp yutturmakla toplumsal bir yarar elde eder miyiz? Bunu sorgulamak gerekli.

Edemeyiz. Zararlı olur tersine. Dini inançlara hiç ihtiyaç olmadığı gibi son derece de zararlıdırlar.

Neden, çünkü en kötü insanlık suçunu aklayıp sevap göstermenin dinden başka bir yolu yoktur. Din ile en ağır insanlık suçlarını akladığınız gibi bir de sevap olarak gösterebiliyorsunuz.

Bu yüzden din kadar zararlı bir uyuşturucu tarihte icat edilememiştir. Bu uyuşturucuyu ver, insanları robot gibi terminatör gibi savaş makinesi, suç makinesi yap.

Çünkü tarihte din kadar derin bir ayrımcılık daha icat edilmemiştir. Bu inanç insanları sonsuza kadar ayırır. Bir kesime sonsuz zevkler, bir kesime sonsuz işkenceler vaat eder. Bunların sonsuza kadar süreceğini iddia eder.

Irkçılık bile bu kadar derin ayrım yapamaz. Nihayetinde bu hayatı birlikte yaşayamam der ırkçılık. Dünyada, tarihte din kadar korkunç bir ayrımcılık daha icat edilemedi.
 

Efruz

Yeni Üye
13 Ocak 2021
122
18
18
Dini inançlar tabii ki boş hurafelerdir de...

Bunlara etik bakımından ihtiyacımız var mı, yani bu inançları insanlara kakalayıp yutturmakla toplumsal bir yarar elde eder miyiz? Bunu sorgulamak gerekli.

Edemeyiz. Zararlı olur tersine. Dini inançlara hiç ihtiyaç olmadığı gibi son derece de zararlıdırlar.

Neden, çünkü en kötü insanlık suçunu aklayıp sevap göstermenin dinden başka bir yolu yoktur. Din ile en ağır insanlık suçlarını akladığınız gibi bir de sevap olarak gösterebiliyorsunuz.

Bu yüzden din kadar zararlı bir uyuşturucu tarihte icat edilememiştir. Bu uyuşturucuyu ver, insanları robot gibi terminatör gibi savaş makinesi, suç makinesi yap.

Çünkü tarihte din kadar derin bir ayrımcılık daha icat edilmemiştir. Bu inanç insanları sonsuza kadar ayırır. Bir kesime sonsuz zevkler, bir kesime sonsuz işkenceler vaat eder. Bunların sonsuza kadar süreceğini iddia eder.

Irkçılık bile bu kadar derin ayrım yapamaz. Nihayetinde bu hayatı birlikte yaşayamam der ırkçılık. Dünyada, tarihte din kadar korkunç bir ayrımcılık daha icat edilemedi.
İnsanı ilgilendiren her konu ,felsefeyi de ilgilendirir bence. Yazdığınızı okuyanda sanacak ki , silahlar ,bombalar tüm savaş teçhizatlarını üretenler ,icat edenler dine inananlar.
Bilim ,bir yandan insanı yaşatmak için uğraşırken, bir yandan da öldürmek vurdurmak için uğraşıyor
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Öncelikle kaçmadım sadece gereksiz polemiğe girmek istemedim.
Herkes bir dahi adayıdır. Sadece dahi olduğunu bilenler ayağa kalkar. Bu sözümü felsefe içinde söylerim. Herkes bir filozof adayıdır. Tefekkür edenler ya da düşünenler ,idrak edenler ayağa kalkar.
Felsefe , insanı ilgilendiren herşeyin içindedir derim. İster bilim ,ister sanat, ister don ... Yani insan nerede felsefe oradadır derim.
Daha önce yaşamış filozoflar gibi düşünmek zorunda değilim. Felsefe geniş ve öznel ufuklar sunmalıdır.
Kendimi tam manasıyla ifade edemediğim doğru. Yeni yeni adapte olmaya çalıştığım bir forum . Yazdıklarınızı tam manasıyla okumadığım da doğru . Ama sorduğum sorular sozlerin o konularda neler düşündüğünüzü öğrenmek içindi.

Diğerlerini bilemem ,(kendi geçmişimi de bilemem , o (geçmişteki ben) bilmiyordu bir şeyler hakkında fikri yoktu ve bazende olduğunu sanardı o yüzden bugünüme dayanarak söylüyorum) ontoloji (varlık bilgisi) basittir. Bu gönderiye düşünceleirmi yazdım. "Denemeler başlığıma eklemeler sundum: Aşağıdaki yorum silsilesi kabaca bu tartışmanın çağrışımları sonucu doğdu, eklemek isterim


Ontoloji (varoluşumuzun kavranması) üzerine sade basit biçimde durun düşünün derim. Nasıl varolabileceğimizi anlamayı deneyin. Bunun bize serbest cevapları kendinden eriştireceğini düşünüyorum. Çatışıyoruz çünkü tersine inandık. Çatışıyoruz çünkü bize din bilim adında belli gerçekler verildi, istesekte bunları öğrenip anlaymayacağımız/bilemeyeceğimiz ve çok karmaşık olacağı söylendi. Bazı öğretiler tanrı bilinemez bazı öğretiler varlığın nasıl olupta varolabileceği kavranamz der. Bu ifadeleri ortadan kaldırısak bunlara inanmazsak ve bunlarla kendimiz sınırlamazsak neler olduğu emin olun anlaşılabiliyor.

Bunun dışında din karşıdin, tanr karşı-tanrrı tartışmaları her ne kadar hepimiz sakin olmayı tercih etsekte taraflar için gergin olabiliyor, bazen can-sıkıcı ve tarafları yoran, ifadeler olabilir. Bunu çatışkının doğasına toplumsal probleme verelim derim.

Şunu anlayanlardanım Dinin karanlık olduğu toplumların başbelası olduğunu düşünenler var. Bunlar aslıdna dininize/tanrınıza düşman değil. Toplumların karanlığına karşı olarak dine ve tanrıya karşılar..
Bir de tam aksine modern uygar toplumun, dini ahlaki ve geleneksel değerleri tehdit ettiğini, yozlaştırdığını düşünenler var. Ben belirli paydalarda her iki tarafı da anlıyorum. Daha büyük paydayı ilk grupla paylaşsamda ikinci grupla da hemfikir ve paydaş olduğum sınırlı zeminler var. Aslında örneğin islam hristiyanlık gibi revizyona uğramış kaba yönlerini kaybetmiş bir din olsaydı ve tartışılan saf bir tanrı inancı olsaydı eminim hiç kimse umursamazdı. Üzgünüm ama müslümanlığa bakınca ortadoğu ve arap çoğrafyası, insan hakları ihlalleri, kadının adının olamaması, kan, savaşlar, zorbalık ve gözyaşları görüyoruz. Ben suçu üçlü din konsorsiyumuna yükleyenlerdenim ve tepedeki olarak museviliği görenlerdenim.

Şunu anlamalısınız. tanrıyı eleştirmek isteyenler, tarihten ve ortadan kaldırmak isteyenler, aslında tanrı yok diyenler barışçıl pasifistler. Bunu neden istiyorlar.? Dünyaya barış huzur gelsin istiyorlar.
Tanrı yok diyenlerin demek istediği şey budur.
Öncelikle bunu anlayalım derim.
Deistin tanrısıyla müslümanın tanrısı aynı tepkiyi görmeyecektir.
Daha geniş açıklamak isterdim ama sözlerimin ne anlatmak istediğimi yeterince açık işaretlediğini varsayıyorum
 
Son düzenleme:

Raphael

Yeni Üye
4 Ocak 2022
189
39
28
Bu tartışma ile az çok diğer yerlerde de karşılaştım. Buna verecek kısa cevabım yok ama kısa bir cevap vermem gerekseydi şöyle derdim:

- Sorunu kitabın kendisinde arıyorsunuz (hangi kitap olduğu fark etmez).

Hacettepe üniversitesinin girişinde şöyle yazar "Tek kitaplı adamdan korkarım".

Yani sorun kitapta değil. Onu okuyanda. Dİni veya islamı genelleyemezsiniz. Dünyada müslüman sayısı kadar islam var. BU soruyu 3-4 sene önce yanıtlamıştım.

AYnı şekilde komünist sayısı kadar da komünizm var.

Yani çok okumak bir çözüm olabilir. Ama eğitim sistemi daha da önemli. Eleştiren / sorgulayan / tartışabilen insan üretmemiz lazım. Bir doğruya çocukluktan itibaren inandırılan insan diğer doğruları göremez.

Maneviyat konusuna da buralarda girmeyin. Onu siz bilemezsiniz. Yani kimsenin iç dünyasına açılan bir akıllı telefon uygulaması yok. O yüzden o alana hiç karışmayın.

İslam dünyasının gelişememesinin sebebi de çağdaşlaşamamaktır. Çağdaşlaşma yanlısı kişilere zulüm edilmesi ve sivri zekalı insanların halen 10 yaşında kızlarını evlendirmek gibi mantıksız / çağ dışı alışkanlıklara tutunmaları ve bu insanların nufüs / iktidar sahibi olmaya devam edebilmeleridir.

Tarikatlara bağlı yurtların devlet eliyle teşvik edildiği ülkede ilerleme filan olmaz. Böyle bir ülke ancak başka ülkelere bağlı olarak yaşamına devam edebilir. ( + Kuran'da da bunun böyle olduğu söylenmiştir).

Yani biraz kalıbın dışına çıkın. Ya size İslam olarak anlatılan şey gerçek dinin gölgesi bile olamayacak, bunun saptırılmış / bozulmuş bir hali ise? O zaman ne olacak?

Hıristiyanlıkta bu yaşandı (yaşanıyor). Bence bizde de yaşanması gereken bir şey. Dinde bozulma vardır. Ama bunu ben burada anlatamam. BU dediğim şeyin doğru olup olmadığını biraz da kendiniz araştırmanız gerekiyor.

Yoksa "islam ülkeleri" der geçerim. Birileri de "güney amerika ülkeleri" deyip geçebilir mesela. Siz basit formül arıyorsunuz. Basit formül yoktur. VArsa da faşizm olarak vardır. Bu denenmiştir ve işe yaramadığı anlaşılmıştır.
 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
İnsanı ilgilendiren her konu ,felsefeyi de ilgilendirir bence. Yazdığınızı okuyanda sanacak ki , silahlar ,bombalar tüm savaş teçhizatlarını üretenler ,icat edenler dine inananlar.
Bilim ,bir yandan insanı yaşatmak için uğraşırken, bir yandan da öldürmek vurdurmak için uğraşıyor

Bilim ile teknolojiyi karıştırıyorsun.
 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
bence felsefe yararlı bir hobi olarak anlaşılmalı.

Bu ifade felsefeyi indirgeme amaçlı gibi görünüyor ve onaylayamıyoruz.

Felsefenin olayı son derece net. Bunu iyi anlarsak iyi etmiş oluruz: Dini aradan çıkarıp kovduktan sonra bilim ve felsefe el sıkışıp aralarında bir görev bölümü yaparak tam bir uyum içinde işbirliğine gitmişlerdir. Bilim ve felsefe arasında çok sağlam köprüler, iletişim vardır.

Görev paylaşımının ilkesi de çok nettir: Hakkında somut veri olan bir olgu irdeleniyorsa bu bilimim görev alanıdır. Yok eğer konu hakkında somut bir veri elde yoksa bu da felsefe alanı içinde kalır.

Bu kadar net ve açık.
 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
"Tek kitaplı adamdan korkarım".

Bu içtenlikle ve tamamen gönülden kesinlikle onaylanacak, çerçeveletip duvara asılacak bir söz. Altına imzamı atıyorum. Bu kadar özlü, net gerçeğin ifadesi kısa bir cümle kurmak her zaman kolay değildir.

Gerçi adam değil insan dese daha iyiydi ama neyse... Bu adam = insan algısını mutlaka yok etmek şart. Bu cinsiyetçilik ve ayrımcılık.
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
Gidecegi-limani-bilmeyene-hicbir-ruzgardan-hayir-gelmez.jpg

"Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgar yardım etmez."

Evde kaybolan çakmağı ararken aradığımız hakkında ön bilgimiz var.

Tanrı cin şeytan melek ruh vb şeyleri ararken elimizde duyu verisine dayanan ön bilgi yok. :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Felsefenin olayı son derece net. Bunu iyi anlarsak iyi etmiş oluruz: Dini aradan çıkarıp kovduktan sonra bilim ve felsefe el sıkışıp aralarında bir görev bölümü yaparak tam bir uyum içinde işbirliğine gitmişlerdir. Bilim ve felsefe arasında çok sağlam köprüler, iletişim vardır.

Görev paylaşımının ilkesi de çok nettir: Hakkında somut veri olan bir olgu irdeleniyorsa bu bilimim görev alanıdır. Yok eğer konu hakkında somut bir veri elde yoksa bu da felsefe alanı içinde kalır.

Bu kadar net ve açık.

Felsefe sizin olmasnıı isteyip/talep ettiğiniz ya da öyle olmasını bekledyip öngördüğünüz şey değil. Felsefe felsefe sandığınız değil.

Bunu daha geniş açıklayabilmek için aşağıdaki alıntıyı getirip kattım


Felsefe bilim adı icad edilmeden ya da gelişmeden diyelim (bili memeklerken) ya da örgütlü bir bilim yapısallaşıp kurumsallaşmadan önce kişilerin serbest bilgi uğraşı idi ve doğa, insan, varlıkı anlama çabaları ,tüm bunlara dari bilgi edinme üretme, öğretme faaliyetinin bir üst adı ve kapsamı idi.

Tarihte kurulan ilk okulların belli öğretim ve bilgi dizgesi seçenekleri vardı. Matematik (aritmek ve geometri), astronomi, hukuk, tıp, retorik vb.
Yaklaşık olarak bunun dışında kalan tüm ad ve alanlar kabaca felsefe adı ile kapsandı. Doğa bilimleri, insan bilimleri, evreni anlama çabası.

Eğer felsefeyi daha geniş anlamak istiyorsanız bilimin bilim adı almadan önceki adı atası ya da ilkel ilksel bilim alanı gibi düşünün, görün. Ben öyle demezdim.

Sosyal bilimler, insani bilimler diye bir kavmra icad edilmeden, ya da bu alanalkrda bölümelmeler oluşturulamdan önce birleşik olarak bu alanlar üzerine düşünmek felsefe idi
Doğa bilimleri diye bir kavram icad edilemden önce bu alan üzerinde düşünmek felsefe idi.
Yüksek öğrenimin en tepesi felsefe idi, bu birleşmiş bir addı.

Şöyle düşünün. Eskiden Tıp dediğimizde bu on ayrı uzmanlık alanına bölünmemişti. Bir hekim bir de cerrah kavramı vardı. Bugün uzmanlıklar var..
Tıpta uzmanlaşan biri insan sağlığı üzerine herşeyi kavmaya ve eidnmeye bilgi üretmeye çabalardı. Bölünmüş bir uzmanlık alanı yoktu.
Tıptaki bu durum gibi geniş bir bilgi alanı ile, bilgiye temas eden neredeyse herşeyle tüm yelpazeyle uğraş felsefe idi.

Bunun dışında işbirliği gibi kavramlar oldukça yapay ama eleştirisi size bezdirici geleceği öngüsüyle şimdilik ben açmadım/girmedim.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
bilim ve felsefe el sıkışıp aralarında bir görev bölümü yaparak tam bir uyum içinde işbirliğine gitmişlerdir. Bilim ve felsefe arasında çok sağlam köprüler, iletişim vardır.

Bunun dışında işbirliği gibi kavramlar oldukça yapay ama eleştirisi size bezdirici geleceği öngüsüyle şimdilik ben açmadım/girmedim.

yine de kabaca açayım

Bana göre biliminiz felsefe ile işbirliği yapsaydı temel eğitiminiz ontoloji mantık, sosyal lişkiler/bağlar ve epistemeloji gibi bir tabanla gelişir başlardı ve öyle örgütlenirdi.

En basit örnekte akademileriniz dünyanın bilmem neresindeki bir ülkenin dilini akadmeik dil kabul ederken bir yıl dil öğreteceğine bir yıl sadece ontoloji ve mantık kavramları, epistemeolji, öğretirdi. Bunun üzerine eğitim ve bilgi çatardı

İlkokul birinci sınıfta din bilgisi yerine ontoloji eğitimi olurdu/olabilirdi ve bu iki eğitim iki yolla yapılırdı. Şeffaf objektif geçmişteki tüm düşünürlerin ontoloji mirası bireye/çocuğa tarafsız sunulurdu ya da gerçekten uzlaşmış bir ontoloji tabanınız olur o sunulurdu..

İnsan varlığı ve kim olduğunu bilmiyor.. Tanrıyı ortadan kaldıranlar özgür iadeyi tanımadı/tanımıyor. bilim cübbesini giymiş biri özgür iradeye neden saldırır? a- Kripto teologdur b- hiçbir halt bilmiyordur, dünyadan haberi yoktur ama herşeyi söyleme yetkisini kendinde bulmuştur

Bilim %3'ün erişebildiği bir aydınlanma mı sağlıyor?. Akademik dizgeyi kimse okuyamazi alt sınıflara teması yok ya da nadir ve az

bilim bir sınıf ve kitleyi özgürleştirmiş olabilir ama toplulun ne kadar ve kalanlar kim?Bilg itüm üdnayda herkesin erişimine açık ve açıkken ortadoğu da erişlebilir bilimsel bilgi insanları özgürleştirmiyor o halde?
Aynı şeyin örgütlü felsefi bilgiyle yapıldığını düşünün ve arkasında politikacılar bilim insanları dinelseydi dediğiniz gibi dinlenmeyen filozoflar oalcğaını düşünün.

bilim felsefeye dair reddimiras uğaşında ve tabansız yeni bigi kurumsallaştırmakla meşgul gibi.

Ağzına tanrı adı aldı, idealizme geçit verdi,, monizmi savundu, ruh/tin kavramını ağzına aldı vs vs gerekçelerle bilimin bir kolu ve bana göre şu an egemen kolu geçmişin saf doğa düşünürlerini ya da yakın çağ düşünürlerinin kiminn anmaz incelemz ,tanımaz ,taraflarşır

Bilim oldukça politizedir. Bir ker egeçmişin bilgi araçları küçümseniyor. Akıl, mantık, sağduyu, sezgi, iletişim,sinerj ve doğal okul birlikteliği. Okullarınız? Okul kavramı üzerien düşünün derim.

Bilime gelince Mısırda da akademi var. Onlara sorsaydım emin bilim ürettiklerini söylerlerdi. Diğerlerine sorsam egemen kola uyumlu olanlari blim olacaktı. Bunu şunuda söylüyorum insan subjektiftir ve subjektif birliklerden oluşur. Bilime katılım da böyle ,onun üreti msüreci de öyle.

bana göre, benim gibilere göre artık akademi bir mengenedir ve oraya girdikten sonra bilgi üretme

Bana göre bir şeyhülislama fetva yazdırmakla para gücüyle bir topluluğu denetleyerek ona gerektiğinde bir şeyler yazdırabilme olanağı arasında pek fark kalmadı
 

Raphael

Yeni Üye
4 Ocak 2022
189
39
28
Felsefe sizin olmasnıı isteyip/talep ettiğiniz ya da öyle olmasını bekledyip öngördüğünüz şey değil. Felsefe felsefe sandığınız değil.

Bunu daha geniş açıklayabilmek için aşağıdaki alıntıyı getirip kattım


Felsefe bilim adı icad edilmeden ya da gelişmeden diyelim (bili memeklerken) ya da örgütlü bir bilim yapısallaşıp kurumsallaşmadan önce kişilerin serbest bilgi uğraşı idi ve doğa, insan, varlıkı anlama çabaları ,tüm bunlara dari bilgi edinme üretme, öğretme faaliyetinin bir üst adı ve kapsamı idi.

Tarihte kurulan ilk okulların belli öğretim ve bilgi dizgesi seçenekleri vardı. Matematik (aritmek ve geometri), astronomi, hukuk, tıp, retorik vb.
Yaklaşık olarak bunun dışında kalan tüm ad ve alanlar kabaca felsefe adı ile kapsandı. Doğa bilimleri, insan bilimleri, evreni anlama çabası.

Eğer felsefeyi daha geniş anlamak istiyorsanız bilimin bilim adı almadan önceki adı atası ya da ilkel ilksel bilim alanı gibi düşünün, görün. Ben öyle demezdim.

Sosyal bilimler, insani bilimler diye bir kavmra icad edilmeden, ya da bu alanalkrda bölümelmeler oluşturulamdan önce birleşik olarak bu alanlar üzerine düşünmek felsefe idi
Doğa bilimleri diye bir kavram icad edilemden önce bu alan üzerinde düşünmek felsefe idi.
Yüksek öğrenimin en tepesi felsefe idi, bu birleşmiş bir addı.

Şöyle düşünün. Eskiden Tıp dediğimizde bu on ayrı uzmanlık alanına bölünmemişti. Bir hekim bir de cerrah kavramı vardı. Bugün uzmanlıklar var..
Tıpta uzmanlaşan biri insan sağlığı üzerine herşeyi kavmaya ve eidnmeye bilgi üretmeye çabalardı. Bölünmüş bir uzmanlık alanı yoktu.
Tıptaki bu durum gibi geniş bir bilgi alanı ile, bilgiye temas eden neredeyse herşeyle tüm yelpazeyle uğraş felsefe idi.

Bunun dışında işbirliği gibi kavramlar oldukça yapay ama eleştirisi size bezdirici geleceği öngüsüyle şimdilik ben açmadım/girmedim.

+ Geçmişte / orta çağlarda bilim adamı yarı ermiş gibi bir şey di. Tıp adamı aynı zamanda mistik, aynı zamanda hukukçu, aynı zamanda mealci filan olabiliyordu. Artık bilgi çok arttığı için böyle bir şey mümkün değil.

O yüzden "felsefe yararlı bir hobidir / uğraştır" derken ben herkesin felsefe ile ilgilenebileceğini ifade etmek istiyorum. "Tıpkı sanat gibi, spor veya bir müzik aleti çalmayı öğrenmek gibi, insanlar boş vakitlerinde felsefe ile biraz ilgilenmeli" demek istiyorum.

Bu da önemlidir çünkü felsefeyi biraz bilmeden örneğin siyaseti anlamanın mümkün olmadığını düşünüyorum.

Mısır / Ortadoğu bilimi örneği verilmiş. Bilimin siyasete taraf olması örneği verilmiş. BU aslında felsefi bir sorundur. ve Hayır, Bilim siyasete alet edilmişse bilim olmaktan çıkmıştır. Örneğin petrol lobilerinin iklim krizini ret eden sahte bilimi haline gelmiştir.

Bilim sahte bilimi de çürüttüğü için cevap: Hayır. Bilim bilimdir, hiçbir şeye alet edilemeyeceği gibi, felsefi alanda da bazı sınırlar koymaktadır. BUgün kimse çıkıp da Aristo'nun dünya merkezli evrenini savunamaz. Bilim bu savı çürütmüştür.

+ Felsefenin bir yerden sonra zihinsel mastürbasyona dönüşme özelliği de vardır. Tabi ben o kadar derinine de inmedim. Ama felsefi kuramlar da bir yere kadar. sonra birçok insan örneğin manevi arayışlara filan girebiliyor. Bende öyle olmuştu.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Bilim bilimdir, hiçbir şeye alet edilemeyeceği gibi, felsefi alanda da bazı sınırlar koymaktadır.

Felsefenin üreticisi sadece bu özne olabilir ya da gerçek /ilk öznesi odur


Onun dışında felsefe tüm öznelerden kendi bilmesini ve öğrenmesini isteyecek talep edecektir. Bilgiyi dağıtırken eşit dağıtacaktır

Bilici özne ikinci bir bilici özne üretmekten çekinmez;

Daha basiti doğa da tüm kaplanların av yakalama avlanma becerisi var ve birbirine yakındır. Başka bir kaplan av yakalamayı bilmediği için diğer kaplanlardan avlanma öğrenme ya da avlanmaınn kusursz bilgisine muhtaç dğeil

İnsanın özgürlüğü kopuktur, doğadan kopuktur. Kültürleşme kentleşme sürecinde yaşanan bağımlar, üretilen iktidarlar ya da mitolojik sayılması istenmeyen diğer paradigma (tanrı esareti)

Özgürlük çatışkısı ve sorunu, özgürlük itaat otorite ilişki ve sorunlerı diğer sorunları ortaya koyuyor

İnsanın tartışması gereken kavram yönetim değil, özgürlük
Değerlendirmesi gereken kavram yönetimin nasıl ve kimde olacağı değil otoritesizlik
Özgürlük kaos değil özgürlük özgürlüktür. Tersinde ise özgürlüğün kaosu esaretin/köleliğin/otoritenin kaosunnda iyidir ve yeğdir..

Felsefeyi bilim vb gibi kurumsal bir yapı gibi/olarak ele alıyorsunuz

Avcı toplayıcı toplum dediğimde avcı ve toplayıcı benimi ,yiyici de benim

Felsefe üzerine dem vuranlar sade yiyici (bu yemekteyiz gibi yemek tadı eleştirmeni, üretim eleştirmeni)

Herkesin üretici katılımcı olduğu bilgi örgütlenmesi ,toplum örgütlenmesi

Yapısalcı telaşı fikri olmaynların ağzına aldığı ad felsefe kavramı görünümüdne ama o değildir emin olun/inaın
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
bilim

felsefe

"felsefe yararlı bir hobidir / uğraştır"

tıp mlar da bir yere kadar. sonra birçok insan örneğin manevi arayışlara filan girebiliyor. Bende öyle olmuştu.

bilim insanıyım?

uzmanlığın ne?
antroploji, filoloji, arkeoloji

Tıp insanı dediğimizde genel insan sağlığı üzeirne 6 yıllık bir temel eğitim alırsın sonra uzmanlaşırdın

ya bilim insanı dediğimizde (temel eğitim paçavra bir 12 yıllık örgün eğitim)

6 olmasa da hadi 3-5 yıllık bir temel bilim/bilimler eğitimi, bilim kültür düşünce tarihi eğitimi, ontoloji epistemeloji sonra mantık tabanlı bir biliş sistmei , bilgi üretim sistemi vs öğrenimi yok

ama "bilim insanı" yani "antrolpoloji uzmanlık insanı" değil

(Antropolog) Ben diğerleriyle işbirliği yapıyorum. Kimle?

biyolog, kimyager, ve diğerleri .Hep beraber anlamaya çalışıyoruz. Hayır. ya da emin misin? Sence öyle mi?
200 yıl önce eğitim sistemin doğdu. Sanayi toplulumun ve kapitlistin üretim/üretimci insan gücü ihtiyaçları için uzmanlaştırıldın. Bir çeşit orta sınıf işçisin, üretim elemanısın. Bilgi üretim ya da denetim elemanı. Diğerinden tek farkın sana söyleneni, senden istenen ve bekleneni kol gücüyle ve el emeğiyle değil de zihinsel eforla yapman. Mühendissen birileeri kağıda bunu çiz hesapka diyeceği için o eğitimi aldın. Bilim de onun için doğdu örgütlendi. Bugü neredeyse "teknik" kavramı bilimin yerine anılıyor ve geçti.


Niye felefe öğrenmeye kalkıyoruz? Bilim var. Neden bize yetmedi?

Yani din vardır ve din bilgisi vardır evreni ,hayatı ve varoluşu anlamak ve anlamlandırmak için yetmez ve bilime müracaat ederdin, tüm cevaplar orada (bilimde) olsa kim felsefe okurdu ki!

Bilim bu özeleşetiriyi yapmıyor. Felsefe ilgileleri bilimin yetersizlliği üzerine orada... Diğerleri bilime güç güven kaynak aktarma ,sağlama, devşirme uğraşında. Bilime yama/destek uğraşında.

Kaldı ki bugün bilim bilim diyenler onu okularada mı öğrendi?

Okullarda anlatılmayan alternatif ideolog propagandist bilim yazarlarını okudular. Harun Yahya'nın bilim şubesi gibi elemanlar. Karşı bilim yayını yaptılar. Propaganda yayını çünkü savaş vardı ve savaş kuvvetliydi eğer savaşı asimetrik zemine çeken dindiyse onlar haklıydı çünkü asmiterik zemidne savaş vermelisin. Ben bunları anlıyorum ama o arada üretilen prropagandanın da bilim/bilgi olacağını savunmak (bunu filiozof adayına savunmak ve felsefe ilgilisine savunmak) gülünç ve anlamsız

......
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
"felsefe yararlı bir hobidir / uğraştır"

Bu söylenirken benim atrafımdan bakalım

Doğal olarak hayatı ,varoluşu olanı biteni anlamya/anlamlandırmaya ve bilgi edinmeye çabalaıd kve bulaibleğceimiz herşeyi okuduk. bu arada örneğin ben bilimle yeterli işbirliği kuramadım, orada yeterince bir şey bulamadım.
Ben de gençken 25 sene önce harıl harıl bilim okumayı denedim, büyük meraklai, anlama öğrenme ve bilme isteğiyle
Bana göre fos çıkan o şey tam bir hayalkırıklığı yarattı

Bana göre kaynakları da sınırlı (sınırlnmış ve denetimli), denetimli katı bir yapı, otoriteye bağımlı.

felsefe kaçış ya da sığınak..
Benim için hob uğraşı değil birinci elden direkt bilgi uğraşı.

Çoğuna göre bilgi ancak yetkilendirilmiş akademilerde icazet verilenlenlerce üretilbeilbir ve bilgiyi medeniyetin sertifkia verdiklerinden başkası üretmemeli ve üretemez

Ticari ve çıkarsal bilgi alanı dışıdan özgün özgür bilgi uğraşı alanı olarakta felsefeyi görüyorum.

Bilimin içinde felsefe vardır ancak sınırlı. Bu ticari meta olarak bilgi üretimi sürecinin dışına taşan merakın istencin döllediği bilimsel bilimde felsefe bilime katışık zaten vatr

Bilim denilen literatür kabaca bana göre yukarıda ilk paragrafta belirtiğim anlamda benim gibilerin hiçbir işine yaramaz ve ne yazxıkk ki yaramadı ve daha ziyade teknik o işin uzmanları teknik otokratlar için üretilmiştir
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113

Bana göre;

Bilim üretmek için yaklaşık 10-12 yıllık örgün eğitim seçme eleme sistemini geçmelissin

Daha sonra lisans düzeyinde eğitim alaiblmek bir kaç seçenek vsr. Batı da seçilebilmek için örgün eğitimde yüksek not standartı ve uyum becerisi gibi seçilme kriterleri var. Seçiliyorsun...
Yüksek not sandartı bana göre beceriyle zekayla beraber aynı an da itaati de işaretler yani boş şeyleri ve istemediğini öğrenmeme bilmeme hakkın yoktur. Kaldı ki tıp bilgini mi olmak istedin ve tıp bilgisi mi üretmek istyordun. Geç bakalım şu yüksek matematik sınavımızı diyecekler/diyebilirler.

Bunu aşmışsan doktorluk (Phd) dedikleri bir lisanüstü eğitim kuşağı var. Yine buna erebilmek yani blim bilgi yapabilme ve üretebilme hakkı çin daha önceki teknik profesyonel ve denetmelenlerce seçilmelisin ya da biraz para ödemelisin..

Bundan sonra da üretemezsin. Sana 4 yıl psikoloji ya da 6 yıl temel tıp eğitimi verdiler ve eleştirel pikoloji ya da et tabanlı diyet gibi kavramlar mı duydun: Tüh! kulak tıkamalıydın bunu yapamadıysan tüm öğrendiklerin güme gitti çünkü öğrendiğin alternatif kavramların izinden gidersen hiçbir makaleyi hiçbir yerden geçiremezsin sosyal medya yazarı olurdun.

Felsefe bunların hepsini yıtırp atıp çöp demektir. Bunları görmektir sürecin özeleştirisini yapmaktır, özgür bilgi arayışı

Benim bilgi üretme hakkım var canınız cehneneme akademik referansınız (dümeniniz) çöp demektir diyebilmektir

Felsefe ben bilebilirim ve sizden emir almayacağım kasta girerek hiyeralşide bana emiredilen bilgiyi üretmeyeceğim bir denetmene tabi olmayacağım ben serbest düşünürüm -beni ya da kafamı yönetemzsin, , dizayn edemezsin- kendime tabiyim demektir.

Felsefe fason akademinin ,fason bilişin canna okuyacağım ve onun çanına ot tıkayacağım onu yıkana yerle bir edene kadar durmayacağım savaşacağım demektir

Benim anladığım felsefe hobi felan değildir, bilgi uğraşı ve sevgidir/ilgisidir,
Öğrenme, merak ve coşkuyla örülü/kurulu bir bilme istenci...

Açık ve net
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113



Sözde Tıp biliminizin elinde neredeyse 70 yıldır kolesterol hipotezi diye bir şey var. Uzayda atomaltında ver parçacağı aramıyorsun.

bilim diye bir şey de ok bilimin insanı diye bir şey de ok, güzel çıkar ilişkileri var

akademik geveleme para refah konfor taraf olma seçme rahat ve statükoyu sürdürme var

bilim insanıymış alnını karışlarım

Kendi bilincime dayanarak söylüyorum. Tıp bilimi eğitimi alsaydım, akdameik kariyer yapsaydım bu ikisinden birinin mücadelesi verirdim aksi halde onun parçası olmak istemezdim

bunu yapmadan rahat uyku uyuyamazdım ve ağzıma bilim felan lafı bırak onun insanı olunduğu lafı da alamazdım

Kolesterol hipotezinizin ölçülmesini ve ya ispatlanmaısnı ya çürütülmesini isteyin bakalım ne alabilirdiniz ve ne getirecekler

ya dur tabumuza/çıkrımıza dokunma çok konuşanın ağzına kürekle vururuz
ya da dünyanın en karmaşık mafyasına kafa mı tutun her şeye hazırlıklı ol...
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst