Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Yabancılaşma

turko29

Yeni Üye
20 Şub 2010
322
0
16
66
YABANCILAŞMA


İlk İnsandan günümüze, her zaman ve toplumsal yapı diliminde değişmeyen gerçek Ailenin düzenidir, ister erkek egemen olsun isterse de kadın egemen yapı, her ikisinde de aile içi iş paylaşımında ön planda olan üretimin ve tüketimin bir bütün olarak kolektif sorumluluk içerisinde kalması, acının da, tatlının da ortak kader biçiminde oluşmasıdır.
Ailenin incelenmesi bir yerde toplumun incelenmesi ile özdeştir, milyarlarca yıl önceden başlayan ilk oluşan canlı organizmasının yaşama tutunmadaki izlediği yol, günümüzdeki izlenen yoldan niteliksel olarak pekte farklı bir yol olmamıştır, ilk dönemdeki çevreye uyum kurma ve çevrenin tanınması süreci, sürecin tamamlanması ile başlanan çevreyi kullanma ve kendini kabul ettirme mücadelesi ve ardından da genişleme yayılma girişimleri. Bu durum kısmi olarak tercihlerle ve planlamalarla nitelendirilse de zorunlulukların oluşturduğu gelişimler de göz ardı edilemez.
Denizlerde oluşan ilk hücre dağılmasını engellemek yapısını korumak için ilk ihtiyacını korunma olarak zarını oluşturma olarak şekillendirmiştir, aynı gerçek insan yaşamında da aile olgusunda farklı değildir, yaşam alanına uygun yaşam içerisinde devamlılığını sağlayacak oluşumunu gerçekleştirme, bu gerçekleştirmede en uygun ortamın oluşumunun devamlılığı için mücadele etme, ilk hücreden farkı daha gelişmiş duyu organlarının algılamaları ve bu algılamaların farklı bilinçlerde farklı yorumları ile değerlendirilmesi . Bu durumun kattığı zenginlik yaşama tutunmayı daha kolaylaştıracağı ve konforunu arttıracağını düşünsek de, konunun derinliğine indiğimizde ve tarihsel diyalektik sürecin içerisinde bir çok yok olmaların bu temelde geliştiğini göreceğiz.
İlk hücrenin kendi özelliklerinin farkındalığı sınırlarını oluşturan zarın şekillenmesini ve kendisi dışındakilerin yabancılığının algılanması sonucudur, sınırların katı olmaması yaşamının devamı için gerekli alış verişin yaşamı için zorunluluğundan kaynaklanır, beslenme ve beslenme artıklarının dışa atılması için zorunlu kapılar oluşturması bunun kaçınılmazlığından kaynaklanır. Bu bir yerde bilincin oluşmadığı diyede adlandıracağımız süreç içerisindeki yabancılaşma algılamasıdır.


Yabancılaşma konusu bir çok yönden önemlidir, toplulukların ve toplumların dostluk ve düşmanlık çizgileri, bir ülkenin kuruluşu ve yok oluşunu yakından ilgilendiren bir konudur, Marks el yazmalarında kısa olarak değinmiştir, Atatürk biraz daha detaya girmiştir, Özellikle Günümüzde Emperyalist Güç Soros gibiler aracılığı ile Kültür adı altında desteklerle bu konuyu derinden işlemektedir...
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
olgu ile iletişimin/ilginin kopması; ne olduğunu/olmadığını bilememe; üretimini algılayamamadır.
 

turko29

Yeni Üye
20 Şub 2010
322
0
16
66
Üretimin agılanamadığı durumlarda, bir başka deyişle bilincin geri kaldığı durumda, çözümsüzlüklere düşme kaçınılmaz olup, onunda getireceği sonuç biat etmektir...
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Önce kültürüme yabancılaştım, sonra ait olduğum toplumuma. Sırada kendime yabacılaşmak vardı. Bireysel yabancılaşma,toplumsal yabancılaşmayı getirdi.Toplumsal yabancılaşma da, bireysel yabancılaşmayı..
Peki globalleşme neyin nesi?
Neydi bizi kendi özümüzden kopartan?
ABD güdümü?
AB uyum yasaları vs.?
Ne'yin ne'si olmaya çalışıyoruz?
Yabancı'laştırılmışın yabancsı mı?
"Ulusal Bilincimi kaybettim,hükümsüzdür" demediğimiz kaldı bir.
 

sunay yorulmaz

Yeni Üye
24 Şub 2010
4
0
0
57
Yabancılaşma...

Yabancılaşma insanın kendi etkinliğinin ve bu etkiliğin ürününün keddi denetiminden çıkması sonucu yaşanır.
Anamalcı düzende insanın etkinliği bir başkasının eline özel mülkiyet olarak geçtiği için, sermaye birikimi yabancılaşmanın ana eksenini oluşturur.Globalleşme(sermayenin emperyal biçimi) sermaye birikiminin en üst biçimlerinden birisini oluşturur.Emperyal sistem içerisinde tröstler uluslar arası şirketler, karterler vs.. bu yabancılaşma biçiminin aktörleridir diyebiliriz...Bu emperyal aktörler ulusları halkları kendi istedikleri gibi düşünmelerini için ellerindeki muazzam medya olanaklarını kullanırlar...Ulusal bilincin kaybedilmesi, toplumsal yabancılaşma, bireysel yabancılaşma vs...tümüm bunlara bağlı olarak gelişir...konu uzun vaktim dar daha sonra yendiden geniş boyutlarda yazışmak üzere...
 

turko29

Yeni Üye
20 Şub 2010
322
0
16
66
Konu küresel sermayenin en güçlü silahı olması nedeni ile önemli ve uzun...
Konuyu başlıklara almak gerekiyor
- Yabancılaştırmanın sakıncaları
- Yabancılaştırmanın yöntemleri
- Yabancılaştırmaya karşı ne yapabiliriz gibi....
 

sıcakkar

Yeni Üye
1 Ocak 2010
2
0
0
39
yabancılaşmayı en çok tetikleyen seyin küreselleşme oldugu fikrine tamamen katılıyorum. otomobil fabrikasının herhangibir biriminde çalışan teknik elamanın fabrikanın ürettiği otomobile yabancı olması üretimde yabancılaşmadır ama dahada rahatsız edici olan küreselleşme ile dünyanın tektipleşmesi ve insanın toprağından aldığı özelliklerini yitirmesi en iğrencide doğduğu yerden utanır hale gelmesi. sonuçta ortaya çıkan insan modeli hiçbir toprağa ait değildir ama bu asla evrensel insan modeli olduğu anlamına gelmez evrensel insan modeli yerel kültüründen utanan değil onu paylaşan başka yerel kültürlerle alışveriş yapandır.
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Yabancılaşma;bireysellikten, toplumsallığa yayılan ve giderek evreni kapsayan ruhsal travmatik sonuçlara neden olan bir virüs olduğuna göre; öncelikle hastalığı doğru teşhis önemli bence. Neden/sonuç ilişkisine sağlıklı varım için ilk adım, "NEDEN"LERİ TESPİT ve virüse karşı antivirüs'ü bulmak.
NEDEN KENDİMİZDEN UZAKLAŞTIK?
KENDİMİZDEN NASIL UZAKLAŞTIK?
KENDİMİZE DÖNMENİN VE "BİZ" ve "BEN"OLABİLMENİN YÖNTEMLERİ?
Bence önemli olan!
 

Mühendis

Yeni Üye
3 Eki 2009
271
1
0
68
Yabancılaşma(konusu/faaliyeti) nın ortadan kalkmasını, komünal faaliyetin (yaşamın) başlaması olarak düşünürsek ; ilkel komünal toplum başlangıcı ana erkil yapı olduğundan hareketle, ana erkil'e mi dönmüş olacağız ?
Hani merak ettim de ?
 

turko29

Yeni Üye
20 Şub 2010
322
0
16
66
Neden kendimizden uzaklaştık yada neden kendimize yabancılaştık; Kendimiz derken önemli bir ayrıntı var (Derlerya şeytan ayrıntılarda gizlidir) kendimiz derken özünde kastettiğimiz nedir, elbetteki bedenimiz olmadığını hepimiz biliyoruz, biliyorsak kastettiğimiz nedir, basitce düşüncelerimiz, benin ben yapan şeyler demek yeterlimi, peki beni ben yapan şeyler nedir, sorular böylece gider, beni ben yapan şeyler yaşama tutunabilmem için ve konforumu geliştirebilmek için doğa ve doğa unsurları ile benzerlerimle verdiğim mücadeledeki yöntemlerde seçeneksel konulardaki tercih kullanma biçimimdir, burda çeşitlilik dahada artıyor, her sabah kalktığımda yumurta yemek istemiyorum, yada bir insana her gün aynı sevecenlikte bakamıyorum, bunların hepsinin nedenleri sosyoloji ve psikoloji de ayrıntıları ile işlenmiş, günümüz bilim gen üzerinde, biyo kimya, yada genel biyoloji dallarında kendi alanlarını ilgilendirdiği kadar açıklığa kavuşturulmu, bu konulardan yabancılaşmaya geldiğimizde işin sosyal boyutuna tercih şekillenmesine girmenin faydalı olacağına inanıyorum, Her canlı yaşama tutunma mücadelesinin yanı sıra yapısı gereği ruhsal konforu için gereken ilgiyide ister, bunun içinde becerileri oranında mücadele verirken tercihler yapar, bu yelpazeyide genişletebiliriz, bu konu ile ilgilide insanı bıktıracak kadar araştırmalar yapılıp kaleme alınmış...
Sosyal konular kişi pişikolojisine, tercih yapmada nasıl baskılar oluşturduğunu, geleneksel olarakta yasal olarakta toplumun kişiyi kalıplara sokmaya çalışmaları ile geniş geniş yayınlar yapılmıştır...
Peki bunların yapılması bireyin kendini ve hemcinsini tanımasına yakınlaşmasına yetmişmi demiyimde yakınlaştırmışmı yoksa yabancılaşmasına katkıdamı bulunmuştur diye soruya çeviriyim...
Neden Kendimizden uzaklaştıkmı yoksa uzaklaştırıldıkmı, hiç farkında olmadan...
Hep başımdan geçen bir olayı anlatırım, Bir gün doğduğum şehrin dernek yönetiminden bir arkadaş önemli bir konu konuşmak istedi, iş yaptığım bir arkadaştı, konuyu açtı, Derneğin daha aktif hale getirilmesi için beni yönetime almak istediklerini söyledi, Dernek kuruluş amacı ney anlattı kültürümüzü koruma, dayanışma dedi sözünü kesip araya girdim, kime karşı dayanışma, yanlış anladın dedi yardımlaşma, cenazemiz oluyor, düğünümüz oluyor onlar için...

Antalyada Kayserililer yada Çorumlular farketmiyor bir dayanışma derneği, dikkat edin sadece hemşeriler arası, yani biz bu şehrin yabancısıyız, yabancı olduğumuz içinde kendi düğün ve geleneklerimizi farklı örgütlemeliyiz, başkasının cenazesi bizi ilgilendirmez demeselerde o anlamı içertmeleri...

Oysa Cunhuriyetin ilk yıllarında bölgesel derneklere izin verilmezdi, yasaktı, Anayasada Din, Dil, Irk, Mezhep ve Bölgeselcilik gözetmeksizin kendine Türküm diyen insan Türktür diyerek tanım yapılıyordu.

Nasıl yabancılaşıyoruz, yada yakınlaşıyoruz bu sorunun yanıtını en iyi bilen egemen yapı yada onun efendileridir...çünkü yabancılaştırmanın mimarları onlardır 1950 li yıllarda Barış gönüllüler kimliğinde bu insanları yetkilendirerek yurdun dört bir yanına salanlardır...

Bu konuda çok doluyuz yani kim bastı diyecektim damarıma, konuyu başlatan bendimmm yaşlılık:))))
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Yurdumun dört tarafında, kendimi kendimde hissediyorum. "Yabancılaşma" konusunu farklı algılamışım sanırım. İnsancıl ve barışçıl özelliklerimizi yitirişimiz, özümüzden uzaklaşımımız, duygusallıktan materyalizme kayışımız,yardımlaşım,paylaşım,özveri özelliklerimizi yitirişimiz, fazlaca "bireyselleşim" ,kalabalıklarda yalnız,ego tatmininden başka düşüncesi olmayan bireyler olup çıkışımızı irdeleyip,sorgulayacağımızı sanıyordum.

Oysa siz değişik bir örnekleme ile beni şaşırttınız. Yurdun her tarafı bizim memleketimiz,bu anlamda ayrımcılığı hoş görmüyorum.Zaten kolay kaynaşan bir yapım olduğu için,gittiğim değişik yerlerde yabancılık çekmem. O tür derneklere ben de çok sıcak bakmıyorum. Yine de , insanın doğup büyüdüğü,çocukluğunun yada gençliğinin geçtiği,pek çok anısının olduğu kente ait insanlarla,zaman zaman anıları tazelemek, geçmişe dönmek haz verebilir insana. Bunun için bir adres işlevselinde olabilir o tür dernekler.

Oysa ben,yabancılaşma'yı daha farklı değerlendiriyorum...Demek yaşlısınız,:)Gençliğe yabancılaşmanız doğaldır bu durumda:)
 

turko29

Yeni Üye
20 Şub 2010
322
0
16
66
Özünde aynı şeyler bunların elimizden alınış biçimleri benim anlattıklarımda, kendimizden nasıl uzaklaşıyoruz, bunlar,

Bir güzelliği gördüğümde içimden geldiğim gibi davranamıyışımın nedeni o saydıklarım, Edirneli değilmi bunlar kendini sakın, o kız fazla erkeklerle dolaşıyor oğluum ondan uzak dur, ççimlere basmayın, burada balık avlamak yasak, onun yazdığıda şiirmi, benim kültürüm senin kültürünü döver ve her şeyden ayrı bunu bize birilerinin dikte ettirmesi farkında olmadan şırıngalanması, buna örnek olarak başka bir olay veriyim korku ortamı yaratmak için nette dolaştırılan organ mafyası hikayelerinden başka, Olmayan br köyün adresi verilerek kitap bağışı şakası yapan birinin yarattığı olumsuz etki, 5 yıl önce kan arayan ve oğlu ölen birinin toplu meyilinin hala telofon numarası ile dolanması ve bu adamın iki kez telofonu değiştirmesi, çünkü maildeki telofonu değişti diye bir arkadaşının düzeltmesi ve yeni zincir oluşturması, o babanın telofon çaldığındaki konumunu düşünün...

Özgür olabilmenin kendinizle olabilmenin temel yolu olan ayakta durabilmek (ekonomik, sosyal ve kültürel) için gerekli olan gereksiniminizler ya elinizden alınıyor, yada çıkar egemenin çıkarı doğrultusunda gelenekselleştiriliyor ve yasallaştırılıyorsa ayakta durabilmek için harcadığınız zaman ve çaba nedeni ile kendinize yaşam konforunuza zaman ayıramaz hale geliyorsunuz, bu okullardaki gereksiz bir yığın dersi ağırlaştırıp ve çoğaltarak kişiliğini daha o yaşlarda esarete alıştırma sonucu yabancılaştırma olmuyormu...

Yaşama tutunma tüm canlılarda bir mücadele biçimidir, bir başka deyişle savaşımdır, Barıştan bahsederek onu kutsallaştırarak yapılan söylevler Irak Barışı olmadımı bu gün...

12 Eylül Cuntacılarının Kalemşörlerinin ağzından çıkmıyormuydu Savaşma Seviş lafları, 68 kuşağı ile ilintilendirilerek, elbetteki insanların yemek kadar en temel ihtiyacı sevişmek ama bunun kutsanması yaşamın tek yönlülüğe götürülerek güdümlü ve mevcut düzenin sağlığı için olursa, buna karşı durmak olmayacakmı...

Hangi açıdan girersek aynı yerlere çıkıyorsak bir düzlemde değil 3 boyutta kuşatılmışız, Küressel bir hapishanenin içinde her birimiz diğerinden yalıtılmışız, yetmiyormuş gibi, bizi bizede yabancılaştırıyorla, acabalarla, keşkelerle, belkilerle...

Zaman ayırmak Emek vermek elbetteki başta kendimize ozaman barışınında zamanını savaşında zamanını bilir emeğimize sahip çıkmasınıda biliriz, çimenlere basmayın yazısını atar doyasıya çimenlerin üzerinde doğanın tadını çıkarırız, sevdiğimizi öperken biri görürde dedikodu yapar ayıp olur stresine girmeyiz, yeterki üretelim ama ürettiğimizide çaldırmamak için önünden yiyeceği alınmaya çalışılan zamanı geldiğinde panter olmanında yanlış olmadığını bilelim...

Bak konu ne kadar geniş ve bir biri ile iç içe...
Ama neresinden tutarsan kuşatılmışız, bir küre içerisinde, uçmamıza yada yerin dibine girmemize bile müsade yok...
Mezar yerleri bile karaborsa...:)))
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst