Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Türkiye'nin seçimi

ilkecan

Yeni Üye
25 May 2015
82
0
0
türkye seçimini yapmış akg.t / karag.t tekraren belli olmuştur.sofistik bukelemunların (insan özgüsel bi özelliktir) büründükleri renkler bumerang gibi kendilerini vuracaktır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
peki ışığınız bol olsun ben olaylara ya da sonuçlarla ilgilenirim kişilerle değil bu halde
gelecek için aydınlık görüyorsanız ve görüyorsak birlikte ne mutlu bize de
türkiye nin seçimini yapması-neyin seçimini yaptı bilmiyorum
sandıktan bu olgu çıktı ve önümüzde bu var;
-gerçek dışarda bölüştüğümüz
ve siyaset benden-bizden uzak olsun ama anlamalıyız;
 

alpine

Yeni Üye
11 Nis 2009
480
0
0
45
MHP'nin Turkiye'nin sorunlariyla ilgilendigini dusunmuyorum. Yil olmus 2015 hala etnik milliyetci soylemden baska soyleyecek sozleri yok. CHP'nin donusumu cok olumlu ve sevindiricidir, KK ulusalcilari temizledikten sonra soylemlerindeki degisimleri iyi gozlemlemek lazim, bunlari icraata dokerse hem ulkeye hem kendisine yansimalari olumlu olacaktir. Son olarak icinde AKP'nin olmadigi bir koalisyom hayal, burasi Turkiye unutmayalim..

MHP ve HDP nin secim bildirgelerini yan yana koyun, 75% oraninda ayni seylerden bahseder:

Asgari ucret artisi, emekliye artis/ikramiye, cifciye destek/mazot destegi, dusuk gelirliye yeni imkanlar. Yani AKP iktidari suresince baglanan hortumlarin kesilmesi, gelir dagiliminin tekrardan duzenlenmesini iceren bircok onlem, ki AKP nin en basarisiz oldugu can damari tam burasidir.

Kemal Kilicdaroglu siyaseti tamda bunun uzerine kurulu, uzlasi. MHP ve HDP konusmasalar, birbirlerinden nefret etseler dahi, uzlastiklari bircok konu var goruldugu uzere, cunku AKP nin bu politikalarindan herkes muzdarip. CHP ise ne Kurt diyor, ne Turk diyor, ne PKK diyor, ne basortusu diyor,.... sadece ve sadece bu uzlasilan konulardan ibaret CHP su anda.

Dogru, AKP olmadan bu memlekette bir koalisyon olmaz. Ama bu memleketin artik bir koalisyona ihtiyaci yok. Iste "ileri demokrasi" denilen tam da budur.

Arkadaslar, bu secimleri Turkiye kazanmistir, demokrasi kazanmistir, kimse umutusuzluga kapilmasin. CHP tek basina iktidara yurumektedir. Turkiye de artik kutuplasma sona ermistir. Karanlik gunler bitmis, aydinlik gunler baslamistir.

Simdi arkaniza yaslanin, ve derin bir nefes alin. Artik gercekten nefes alabildiginizi hissedeceksiniz...
 

ilkecan

Yeni Üye
25 May 2015
82
0
0
MHP ve HDP nin secim bildirgelerini yan yana koyun, 75% oraninda ayni seylerden bahseder:

Asgari ucret artisi, emekliye artis/ikramiye, cifciye destek/mazot destegi, dusuk gelirliye yeni imkanlar. Yani AKP iktidari suresince baglanan hortumlarin kesilmesi, gelir dagiliminin tekrardan duzenlenmesini iceren bircok onlem, ki AKP nin en basarisiz oldugu can damari tam burasidir.

Kemal Kilicdaroglu siyaseti tamda bunun uzerine kurulu, uzlasi. MHP ve HDP konusmasalar, birbirlerinden nefret etseler dahi, uzlastiklari bircok konu var goruldugu uzere, cunku AKP nin bu politikalarindan herkes muzdarip. CHP ise ne Kurt diyor, ne Turk diyor, ne PKK diyor, ne basortusu diyor,.... sadece ve sadece bu uzlasilan konulardan ibaret CHP su anda.

Dogru, AKP olmadan bu memlekette bir koalisyon olmaz. Ama bu memleketin artik bir koalisyona ihtiyaci yok. Iste "ileri demokrasi" denilen tam da budur.

Arkadaslar, bu secimleri Turkiye kazanmistir, demokrasi kazanmistir, kimse umutusuzluga kapilmasin. CHP tek basina iktidara yurumektedir. Turkiye de artik kutuplasma sona ermistir. Karanlik gunler bitmis, aydinlik gunler baslamistir.

Simdi arkaniza yaslanin, ve derin bir nefes alin. Artik gercekten nefes alabildiginizi hissedeceksiniz...

daha hep birlikte yapacağımız çok şey var. o zaman geldiğinde daha derin ve rahat nefes alacağız.

 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
benim ki kişisel bi yorum ya da genel (yazım biçimi) lütfen üzerinize alınmayın
ve olumlu da yorumlanabilirdi bu tam aksine;
biraz mizahi ama şunu demeliyim o halde
siyasetin ve taraflılığın tarafı değiliz
tam aksine biz -düşünülen; duyulmayan herşeyin (kısıtlanan sesin ve düşünceninde) herkese duyulması ve suskun sesin/düşüncenin herkese ulaşması ve açıklanmasına yol açmak (açacak sonuç) anlamında bu sözü kullandık;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
ve açıkçası siyaset yapmayacağım sanırım ve bu başlığa da girmeyeceğim;
gündem kendini belirlesin ve aksın olanlar- insan gerçeği;
 
Son düzenleme:

alpine

Yeni Üye
11 Nis 2009
480
0
0
45
daha hep birlikte yapacağımız çok şey var. o zaman geldiğinde daha derin ve rahat nefes alacağız.


Turkiyenin AKP ye ihtiyaci kalmadigi gibi, Kurtlerinde artik PKK ya ihtiyaci kalmadi. bunun en guzel gostergesi, Kandil ile HDP aciklamari arasindaki ayriliklar.

Artik demokrasi geldi. Kimsenin heykellerini dikmeyecegiz, kimseye tapmayacak, kimseye biat etmeyecegiz. Liderler, onderler sultasi bitti. Yeni bir donem basliyor; uzlasma ve ortak akil.

Insanlarin bir liderin veya onderin pesine takilip gittigi gunler gerilerde kaldi...
 

ilkecan

Yeni Üye
25 May 2015
82
0
0
Turkiyenin AKP ye ihtiyaci kalmadigi gibi, Kurtlerinde artik PKK ya ihtiyaci kalmadi. bunun en guzel gostergesi, Kandil ile HDP aciklamari arasindaki ayriliklar.

Artik demokrasi geldi. Kimsenin heykellerini dikmeyecegiz, kimseye tapmayacak, kimseye biat etmeyecegiz. Liderler, onderler sultasi bitti. Yeni bir donem basliyor; uzlasma ve ortak akil.

Insanlarin bir liderin veya onderin pesine takilip gittigi gunler gerilerde kaldi...

böylesi ütopik bir bakış için henüz erken olduğunu düşünüyorum.dünyanın neresinde lidersizlik varki.kendimizi kandırmayalım lider vazgeçilmezdir tabusal değildir lakin başsızlık sadece ütopyadır insanın politikanın doğasınan aykırıdır
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
ülkeymiş
milletmiş
devletmiş
seçimmiş
tüm bunları bile unuttuğum karmaştırmadığım bir gün istiyorum artık
ülkede kimin seçime gittiği ve kazandığı/kaybettiğini benim seçime gidip gitmeyeceğimi hatta seçim olduğunu ve kimi seçeceğimi bile bilmediğim ve haberdar olmadığım ya da umursamadığım -kimi seçtiğimin bile farketmediği -her iyi olduğu- başka bir hayat
ve bir başka hayatın içinde doğa ile/yaşam ile içeçelik
aile ile içeçelik
dostlarla yalnızlık ya da işle emekle ilgilenirlik içinde yeni bir hayat
ve yepyeni bir hayat içinde
, dünya sorunlrını ve gündemini unutmuşluk
kafamda bu dünyanın matematik karmaşalarının hesapları olmadığı
insanları, koskoca insanları gündem dolu kafaları aynı sözlerle ileri geri basit hesapsal işlemlerle herkes adına düşünerek ve fikir yürüterek görmek
açık gerçeği yorumlarken görmek
bunlar ilginçtir
sıkıldım
ben başka bir dünya ve
,başka bir rahat
yemeyi ve yememeyi açlık ve tokluğu, başka şeyleri unutmuş gibi bir gündem dışılık ki
ama bu asla ilgilenmemek -bilmemek değil
bunları yazmışım bi kaç gün önce;
ya da seçimlerden sonra insanları televizyonlarda komik komik tartışıp görürken

yaralar onansın ve insan doğsun
;
 
Son düzenleme:

evrensel-insan

Yeni Üye
1 Kas 2012
3,434
1
0
70
İşte seçim sonrası TBMM takvimi

TBMM şeref holünde 25. dönem seçimlerinde milletvekili olanlar için kayıt masaları kuruldu.

7 Haziran seçimlerinin ardından Meclis takvimi nasıl işleyeceği belli oldu. Önce TBMM Genel Kurulu, milletvekili yemin töreni için 23 ya da 24 Haziran günü toplanacak. 27 ya da 28 Haziran günleri TBMM Başkanı ve Başkanlık Divanı için adaylık başvuruları yapılacak. TBMM Başkanı da 29 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında seçilecek.

TBMM şeref holünde 25. dönem seçimlerinde milletvekili olanlar için kayıt masaları kuruldu. Mazbatasını alan yeni milletvekillerin kayıtları alınacak.

İşte tarihi takvimin detayları

Meclis, 7 Haziran Pazar günü yapılan milletvekili genel seçiminin ardından yeni bir mesai takvimine girdi. Mazbatasını alan milletvekilleri, bu haftadan itibaren Meclis'e gelerek kaydını yaptırabilecek.

TBMM Genel Kurulu, seçim sonuçlarının YSK'ca TRT'de ilanını takip eden 5. gün saat 15.00'de toplanacak, bu ilk birleşimde milletvekilleri yemin edecek. YSK'nın seçim sonuçlarını, 18-19 Haziran günleri ilan edeceği tahmin ediliyor. Buna göre, TBMM Genel Kurulu, yemin töreni için 23 ya da 24 Haziran günü toplanacak.

Meclis, Baykal başkanlığında toplanacak



AA'nın haberine göre, TBMM'nin en yaşlı üyesi olarak CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal başkanlığında toplanacak Genel Kurul'da milletvekilleri, seçim çevresi, soyadı ve adlarının alfabe sırasına göre ant içecek. Ant içme töreninde bulunmayan milletvekilleri, katıldıkları ilk birleşimin başında yemin edecek. Genel Kurul'da, en genç milletvekilleri de geçici olarak Katip Üyelik yapacak.

TBMM başkanlığı için başvurular alınacak



Yemin töreninin ardından, TBMM'nin 26. Başkanı'nın seçimi için takvim de işlemeye başlayacak. Meclis'in toplandığı ilk birleşimde, TBMM Başkanlığı için adaylık başvuruları alınacak. Milletvekili yemin töreninden sonra, ilk 5 gün içinde TBMM Başkanı ve Başkanlık Divanı için adaylık başvuruları yapılacak, ikinci 5 günlük sürede de seçimler gerçekleştirilecek.

Buna göre, 27 ya da 28 Haziran günleri başvurular sona erecek. Bu tarihten itibaren 5 gün içinde de TBMM Başkanlığı seçimleri yapılacak.

Öngörülen beş günlük sürenin birinci günü, adaylık süresinin bittiği günden sonraki ilk gün. Ancak ilk gün seçime başlanması gerektiğine dair bir hüküm yok. TBMM Başkanlığı seçimi, 5 gün içerisinde bitirilmesi şartıyla herhangi bir gün yapılabilecek. Buna göre, Meclis Başkanı, 29 Haziran-3 Temmuz tarihleri arasında seçilecek.

İlk iki oylamada 367 aranacak



Meclis Başkanlığı seçimi gizli oyla yapılacak. İlk iki oylamada üye tam sayısının üçte iki (367), üçüncü oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu (276) aranacak. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oyu alan 2 aday için dördüncü oylama yapılacak. Dördüncü oylamada en fazla oy alan üye, başkan seçilecek.

Uzlaşmayla seçilecek


Buna göre, 25. Dönem'de Parlamento'da temsil edilecek dört partiden; Ak Parti, CHP, MHP ve HDP'den hiç biri 276 milletvekiline sahip olmadığı için TBMM Başkanı uzlaşmayla seçilecek. İlk turda siyasi partilerin kendi adaylarına oy vereceği varsayıldığında, Meclis Başkanı'nın üçüncü ya da dördüncü turda seçilmesi bekleniyor.

TBMM Başkanı'nın seçildiği gün Genel Kurul'da, Cumhurbaşkanlığının, Bakanlar Kurulu'nun istifasının kabul edildiğine ve yeni Hükümet kuruluncaya kadar göreve devamına ilişkin tezkeresi ile Cumhurbaşkanlığı'nın Bakanlar Kurulu'nun yeniden kurulması için görevlendirmesine ilişkin tezkeresi okunacak.

Meclis Başkanı seçiminden sonra Başkanlık Divanı oluşacak. Başkanlık Divanı için siyasi partiler, temsilleri oranında Başkanlık Divanı üyesi belirleyerek başkanlığa bildirecek. Partilerin belirlediği bu adaylar, daha sonra Genel Kurul'un onayına sunulacak.

TBMM'de kurulan kayıt masaları 25. dönem milletvekillerini bekliyor

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) şeref holünde 25. dönem seçimlerinde milletvekili olanlar için kayıt masaları kuruldu.

TBMM Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu, milletvekili kayıt masaları ve 25. dönem Parlamento'nun oluşumuna ilişkin basın mensuplarını bilgi verdi. Neziroğlu, mazbatasını alan yeni milletvekillerini kapıda karşılayacaklarını ve görevlilerin nezaretinde şeref holündeki kayıt masalarına yönlendirileceğini belirterek, “Buraya geldiklerinde ilk olarak mazbatalarını teslim edecekler ve kayıt işlemleri başlayacak. Bir takım formlar gerek sosyal güvenlik ile gerek mal bildirimi ile ilgili. Daha önce kendilerine göndermiştik o formları alacağız kendilerinden. Eksiklikler varsa onları tamamlanacak. “ dedi.

CİHAN'ın haberine göre, ikinci aşamada milletvekillerinden parmak izi alacaklarını anlatan Neziroğlu, “Genel Kurul’da oylama yoklama sisteminde kullanmak üzere parmak izleri tanımlandıktan sonra banka hesabının açılması, araç kartları ile milletvekili rozetinin verilmesi. Bir de bazı başkanlıklar milletvekillerini bilgilendirmek amacıyla stantlar açtılar. Kanunlar, kararlar, araştırma hizmetleri, basın yayın halkla ilişkiler ve baştabiplik. Buruda milletvekillerimiz arzu ederlerse daha detaylı bilgiler arkadaşlarımızdan alabilirler. Biz bu bilgileri içeren kitapçıkları da geçen yasama döneminde hazırlayıp milletvekillerine dağıtmıştık. Bu yasama döneminde biraz daha geliştirdik. Yine milletvekillerine bunları vereceğiz. Yasama süreçleri, denetim süreçleri nasıl işliyor, idari teşkilatın yapısı nedir, görevleri nelerdir; kendilerine görev vereceğimiz kitaplarda bu yer alacak" şeklinde konuştu.

Milletvekili kayıtları ant içme törenine kadar devam edecek



Genel Sekreteri Dr. İrfan Neziroğlu milletvekili kayıtlarının, kesin sonuçların Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığı'nca radyo ve televizyonlarda ilanını takip eden beşinci gün saat 15.00'te yapılacak Genel Kurul'da ant içme törenine kadar devam edeceğine işaret ederek, ant içme töreninin 19-20 Haziran gibi gerçekleşmesini beklediklerini söyledi.

Ant içme töreninde en yaşlı milletvekilinin başkan iki genç üye milletvekilinin katip olarak divanda yer alacağını dile getiren İrfan Neziroğlu, yemin töreni ile 25. dönem TBMM’sinin resmen, hukuken oluşacağını ve çalışmalarına başlayacağını aktardı.
Sonrasında TBMM Başkanı adaylık sürecinin başlayacağını, ant içme töreni dahil 5 gün içerisinde adaylık başvurularının yapılacağını, sonraki 5 gün içinde de seçimin sonuçlanacağına dikkat çeken Neziroğlu, “Meclis başkanlığı seçiminin ilk iki turunda anayasa gereği üçte iki çoğunluk gerekiyor. Üçüncü turda salt çoğunluk 276 oy gerekiyor. Dördüncü tura da en fazla oyu alan iki milletvekili kalıyor. Ve 4 turda en çok oyu olan milletvekili Meclis başkanı seçiliyor.” dedi.

Neziroğlu, sonra divanın ve komisyonların oluşumu aşamalarına geçileceğini ifade ederek, “Başkanlık divanının kaç üyeden oluşacağı öncelikle danışma kurulunun önerisi üzerine genel kurul tarafından kararlaştırılacak. Yine ihtisas komisyonlarının kaç üyeden oluşacağına karar verilecek. Sonrasında siyasi parti gruplarına göre dağılımlar belirlenecek, hangi parti grubuna kaç üyelik düşüyor onlara yazı yazılacak; üyelerinin bildirilmesi için." diye konuştu.

Hükümetin güven oylaması yapılacak



Yine bu süreç içerisinde mevcut hükümetin istifasına dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, yine hükümet kurulana kadar mevcut hükümetin görev süresinin devam edeceğine dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin Genel Kurul'un bilgisini sunulacağını kaydeden İrfan Neziroğlu, “Bir görevlendirme olduğu takdirde de o görevlendirme yeni hükümeti kurmak üzere Genel Kurul'un bilgisine sunulacak. Görevlendirme yapıldıktan sonra hükümeti kuracak olan başbakan adayına, Meclis Başkanı süreci soracak, hükümet programının ne zaman Genel Kurul'da okunacağını. Sonrasında da Anayasa'daki süreçler iki tam gün geçtikten sonra görüşmeler yapılacak. Bir tam gün geçtikten sonra güven oylaması yapılacak ve süreç başlamış olacak." bilgisini Verdi.

 

alpine

Yeni Üye
11 Nis 2009
480
0
0
45
daha hep birlikte yapacağımız çok şey var. o zaman geldiğinde daha derin ve rahat nefes alacağız.


böylesi ütopik bir bakış için henüz erken olduğunu düşünüyorum.dünyanın neresinde lidersizlik varki.kendimizi kandırmayalım lider vazgeçilmezdir tabusal değildir lakin başsızlık sadece ütopyadır insanın politikanın doğasınan aykırıdır

Lidersizlik demek bassizlik manasina gelmez.

Lider, "lead" kelimesinden gelir, asagi yukari "komutan" "komuta eden" "yonlendiren" manasina gelir.

"Liderler" cagi kapandi, cagimiz "yoneticiler" cagidir.

Topluma liderlik etmek; ona emirler yagdirip ne yapmasi gerektigini soylemektir.

Toplumu yonetmek ise; toplumsal potansiyellerin mumkun mertebe disa vurumunu saglamaktir.

Gectigimiz surec gostermistir ki, farkli yasam tarzlari, farkli dusunceleri, farkli dunya gorusleri ile hem buyuk bir potansiyeli, hemde buyuk girdaplari barindiran memleketimizin ihitiyaci olan bir lider degil, bir yoneticidir.

Cagimiz demokrasisinin geldigi son nokta budur, ve bu secimler ile Turkiye bu noktaya ulasmaya her zamankinden cok cok daha yakindir.



TAO: en iyi yonetici, adini bilmediginiz yoneticidir...............
 

ilkecan

Yeni Üye
25 May 2015
82
0
0
sn sanalmanik hoşgörünüz için teşekkürlerimi sunuyorum.
bilen bilmeyen anlayan anlamayan herkesin siyaset mühendisi kesildiği günümüzde heleki gülünesi yorumların cirit attığıda gözönüne alınırsa fazla söz söylemenin gereksizliği iyice netleşmektedir.türkye belki tarihinde hiç olmadığı kadar belirsizlik içindedir bunu görmek için uzman olmak gerekmiyor.neden diyecek olsak,dijital bir çağda yaşıyoruz insan bilgi iletişim açısından eskiden olduğu gibi yoksunluk yaşamıyor onun için daha çok bildiğini sanıyor ama daha çok yanılınacağından da korkuluyor zira bu farklı bir durum .durum farklı sadece türkye deil dünya küre açısından farklı ortamlar mevcut.yarınlar çok soru işaretlerine hamile ne doğar bilinmez o anlamdada aslında biraz temkinli konuşmayıda tercih edebiliyorum
 

ilkecan

Yeni Üye
25 May 2015
82
0
0
sn alpine kavramların genel kabul anlamına göre değil içerik anlamına göre söyledim.herkes istediği gibi değerlendirebilir.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı “Herkes egolarını bir kenara koyup, bir an önce ülkemizde hükümet kurulmalı” açıklaması gündeme bomba gibi düştü.

Taha Akyol:
"Cumhurbaşkanı seçim meydanlarındaki öfkeli kutuplaştırıcı ve otoriter tavrından farklı olarak parlamenter sistemde olması gereken rolüne yöneldiği umudunu yaratan bir konuşma yaptı. Bu bakımdan olumlu buluyorum. Kendisinin de liderlerin de egolarını bir kenara bırakarak, bir koalisyon hükümeti kurmak üzere Avrupalı politikacılarda gördüğümüz siyasi olgunluğu sergilemeleri gerekir."

Ahmet Hakan:
"Konuyu sadece 4 kelimeyle yorumlayan Ahmet Hakan “Şahane muazzam harika muhteşem diyorum...” dedi."

Yalçın Doğan:
"Seçimden dersini alanlardan biri de anlaşılan Tayyip Erdoğan. Zaman zaman belli seçimlerde, örneğin rektör seçimlerinde, sandıktan çıkan sonuçlara çok saygı göstermese bile, bu sefer ve genellikle olduğu gibi sandıktan çıkan sonuca saygı gösteriyor. Bu saygının sonucu olarak partiler arasında çeşitli koalisyon olasılıklarına da açık olduğunu söylüyor. Aniden demokrasi aşığı olduğunu gösteriyor. Olumlu yönü sandığın ona demokrasiyi öğretmiş olması. Partilerin aynı demokratik zihniyetten ders alması gerekir ki, o da AKP dışında bir koalisyondur."

Yalçın Bayer:
"Çok kritik bir ortama sürükleniyoruz. İstikrarsız bir ortamın bizi nerelere sürükleyeceğini şu an kestiremiyoruz. 7 Haziran öncesi liderlerin söyledikleri tarafları utandıracak noktadadır. İktidar 13 yıllık ‘ballı börek’ten hiç vazgeçmeyeceğini şimdiden gösteriyor. Yumuşak söylemlere bakmayın hiç kimse birbirine güvenmiyor. CHP ve MHP’nin elini taşın altına sokmaları zor gözüküyor. Koalisyon iktidarını oluşturmak kolay bir şey değildir. Taviz ve özveri gerekir. Gelecek seçimlerde de bunun faturası ağır şekilde ortaya çıkar. Korku bu nedenledir. Bütün bunlara karşı cumhurbaşkanının ‘demokrat’ ‘sorumlu’ halinin ilk kez görülmesi memnuniyet vericidir. Konuşmasını dinleyince çok kişide Ahmet Necdet Sezer mi konuşuyor algısı yaratmıştır. Seçimlerden 3 gün sonraki bu tavrı demek ki siyasette böyle iyi niyet gösterisi olabiliyormuş diye düşündürdü. Ama bir laf vardır; ‘kırk yıllık Kani olur mu yani’? Dileriz AKP ve Erdoğan Türkiye gerçeklerine karşı direnmekten vazgeçerler. Yeni milletvekillerini erken seçime götürmek Türk Parlamentosunda hiç olmadı. Gömleğin artık değiştirilmesi zordur."

Ali Bayramoğlu:
"Karşısında bir Ak Parti iktidarı olmayacak. Bir koalisyon olduğu takdirde buradaki sınırlar ortaya çıkacak. Siyasi beyanları Türkiye alışmak zorunda. Onun dışındaki konularda biraz kendi kendine piyasayı düzenleyici bir miktar…Dolayısıyla o da halledilebilir bir sonuç. Yolsuzluk dosyaları… Kapanma biçimi kimsenin hoşuna gitmedi. Birçok milletvekili yüce divan arzusundaydı. Cumhurbaşkanının tavrı o zaman farklıydı. Yeni dönemde yeni dengelerin üstüne istikrar ve gelecek düşünülürse köprüler kurmak zor değil. Milliyetçi merkezli kutup muhalefetin omurgasını oluşturdular."

Avni Özgürel:
"Bazı koalisyon seçeneklerinin cumhurbaşkanını gözünde muteber olduğunu görüyorum. AK Parti partilere “kapıları kapatmayın” mesajı vermek istiyor. HDP’lilerin İmralı ile yapacakları ilk görüşmede Öcalan’ın AK parti yönünde bir telkin yapacağını düşünüyorum.
Sayın cumhurbaşkanını konuşmasından anayasada yazan görevlerle sınırlandırdığını ifade etti."

CHP'li Sezgin Tanrıkulu:
"Bence hiç konuşmasa daha iyi olacak. Milletin tansiyonu düşecek, nabız atışı düşecek. Ama her fırsatı değerlendirmek istiyor. Konuşmasa, tatile çıksa insanlar daha rahat edecek. Parlamenter rejimde cumhurbaşkanının yetkileri sınırlanmış durumda. Kendisinin topa girmesini gerektirecek bir ortam yok. Sadece görev verecek. Görevi bununla sınırlı. Hükümet nasıl kurulur, kurulmaz kendisinin bileceği yönlendireceği işler değil."

 

evrensel-insan

Yeni Üye
1 Kas 2012
3,434
1
0
70
Cumhurbaskaninin yeni politik planinin bir parcasi bu.

Amaci hic bir partiye bir koalisyon hukumeti kurdurmamak ve sonar da topluma donup "gordunuzmu ben size demedim mi, bunlar koyun bile gudemezler; gordunuz iste. Simdi secin iktidari da olsun bitsin bu is." seklinde, secmene "ya hakli galiba, bunlar bir hukumeti kuramadilar, en iyisi tek iktridar secmek" algi operasyonu verecek.

O yuzden de AKP kimse kendi ile koalisyon kuramasin diye, sartlarini "Cumhurbaskanina dokunulmayacak, saraya dokunulmayacak, 17-25 Aralik gundeme getirilmeyecek, 4 bakan hakkinda suc duyurusunda bulunulmayacak.

Bu durumun farkina varan CHP digger iki partinin tam da bu yukardakileri isteminden bir hukumet kurmayi amacliyor.

Ayrica MHP ve CHP milletvekilleri meclis acildiginda;

Sarayin bosaltilmasi

Cumhurbaskanina verilen ortulu odenegin sona ermesi

Cumhurbaskanininm anayasa cercevesine cekilmesi

4 bakanin adalet divanina verilmesi

MIT eliyle ISID'a destegin ortaya cikarilmasi.

Mit, icguvenlik ve alelacele cikan torba yasalarin, internet yasaginin geri cekilmesi

Erdogan'in da yuce divana sevki.
 

evrensel-insan

Yeni Üye
1 Kas 2012
3,434
1
0
70
HDP'den 15 maddelik açıklama
Halkaların Demokratik Partisi, bugün yapılan Parti Meclisi toplantısı 15 maddelik bir sonuç bildirgesi açıkladı.

Seçim sonuçlarının değerlendirildiği Parti Meclisi Sonuç Bildirgesi'nde " Meclis ve yeni kurulacak hükümet Türkiye'nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı sosyal yapısını eksen alan, emeğin haklarının teminatı olan demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, sosyal ve ekolojik bir anayasa için çalışmaları hızla başlatmalı ve sonuçlandırmalıdır" ifadelerine yer verildi.

HDP'nin açıkladığı 15 maddelik Parti Meclisi sonuç bildirgesi şöyle:

"1.Kritik bir dönemde parti olarak seçime giren HDP, yüzde 10 barajına, eşitsiz koşullara, çok yönlü taciz saldırılarına, bombalamalara, kitlesel katliam girişimlerine ve çeşitli hile heveslerine rağmen 6 milyonun üzerinde oy almış; 2011 Haziranı'nda gerçekleşen milletvekili seçimlerine kıyasla oy oranını yüzde 100 artırarak büyük bir seçim başarısı kazanmıştır. Büyük bir coşku ve heyecanla başladığımız seçim çalışmalarının sonunda elde edilen başarıyla birlikte demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir Türkiye umudu yeniden yeşermiştir.

2. 7 Haziran seçimlerinde HDP'nin barajı aşarak Meclis'te güçlü bir grup oluşturmasıyla, Erdoğan'ın 'başkanlık sistemi' hayalleri suya düşmüş ve otoriter bir rejime geçiş dayatmasına son verilmiştir. AKP, önemli oranda güç kaybetmiş ve tek başına hükümet kurabileceği bir halk desteğini alamamıştır. Böylece 'hikmetinden sual olunmaz' anlayışıyla sürdürülen 13 yıllık iktidar dönemi sona ermiş, 'Büyük İnsanlık' değerleri üzerinde inşa edilecek 'Yeni Yaşam'ın kapıları açılmıştır.

3. Bu seçim, aynı zamanda iktidar partisinin Ortadoğu'da izlediği hegemonyacı, yayılmacı ve mezhepçi dış politikasının da iflasının bir göstergesi olmuştur. HDP'nin bu seçim başarısıyla elde ettiği kazanımlar yalnızca Türkiye halklarının değil, barış, demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesi veren bütün Ortadoğu ve bölge halklarının da kazanımıdır. Suriye'de Rojava devrimiyle, Yunanistan'da Syriza'nın, İspanya'da Podemos'un elde ettiği seçim başarılarıyla emekçilerin ve ezilenlerin umudu artmıştır.

4.'Çözüm Süreci'ni donduran ve halklarımızın kalıcı barış ısrarını istismar eden AKP, Diyarbakır,Van, Ağrı, Hakkâri gibi illerde büyük bir yenilgi almıştır. Böylece 'Kürt halkının politik temsilcisi HDP değil biziz' spekülasyonlarına son verilmiştir. Kürt halkının 35 yıl boyunca süregelen eşitlik, barış ve özgürlük mücadelesinin parlamentodaki siyasal temsilinin adresinin HDP olduğunu teyit edilmiştir.

5.'Çözüm süreci' sadece Diyarbakır, Van, Ağrı, Hakkari gibi illerde değil, batıda İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya, Kocaeli, Bursa gibi büyük illerde de önemli bir destek görmüş, Türkiye'nin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine bütün illerinde barış çağrısı öne çıkmıştır. Böylece Türkiye halklarının 'Büyük İnsanlık' değerleri etrafında birlikte yaşama isteği ve iradesi bir kez daha vurgulanmış, parlamento zemininde çözümün önü açılmıştır.

6.Bu bağlamda, HDP Parti Meclisi olarak, yeni hükümet hangi partilerden oluşursa oluşsun, devlet ve hükümeti 'Çözüm Süreci'ni kaldığı yerden devam ettirmeye çağırıyoruz. 'Çözüm süreci'nin mimarı olan, bütün kritik zamanlarda 'barışta ısrar' eden, 'çözüm süreci'ne yol gösteren Sayın Öcalan'a uygulanan tecride bir an önce son verilmesini ve görüşmelerin başlatılmasını istiyoruz. HDP'nin bu konuda üzerine düşen siyasal sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğunu ilan ediyoruz.

7.HDP listelerinden yüzde 40 oranıyla 32 kadın vekilin seçilmiş olması son derece önemlidir. HDP'nin bu büyük seçim başarısında kadınlar belirleyici olmuş, eşitlik ve özgürlük mücadelesinin itici ve sürükleyici gücü olarak öne çıkmışlardır. 'Yeni Yaşam' çağrısı maya tutmuş, kadınlar yüzünü HDP'ye, sırtını Erdoğan'a dönmüştür. Ancak bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, 'en az eşit temsil' ilkesini benimsemiş olan HDP açısından 'eş temsiliyet' konusunda elde edilen sonuçlar önemli bir eksikliğimizdir ve önümüzdeki dönemde bunun değiştirilmesi için adımlar atılacaktır.

8.7 Haziran seçimleri hiçbir partiye tek başına hükümet olma yetkisini vermemiş, koalisyon hükümetlerinin yolunu açmıştır. HDP, yeni hükümet kurma girişimlerinde meydanlarda dile getirdiği sözlere sahip çıkacak, ilkeli, sorumlu ve yapıcı siyasete devam edecektir. Türkiye halklarının lehine ve siyasal ilkelerimize uygun olacak hükümet kurma çalışmalarına destek verecek, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Bu vesileyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı halkların kararına saygılı olmaya, Anayasal sınırlara çekilerek 'ülkeyi normalleştirmeye' çağırıyoruz.

9. Meclis ve yeni kurulacak hükümet Türkiye'nin çok kimlikli, çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı sosyal yapısını eksen alan, emeğin haklarının teminatı olan demokratik, özgürlükçü, eşitlikçi, sosyal ve ekolojik bir anayasa için çalışmaları hızla başlatmalı ve sonuçlandırmalıdır.

10.Seçim kampanyası boyunca AKP'nin ve Cumhurbaşkanı'nın sürdürmüş olduğu nefret ve şiddet söylemi nedeniyle, seçim öncesi ve sonrası yaşamını yitiren kardeşlerimizi saygıyla anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

11. Seçim sona ermiş olmasına karşın Diyarbakır sokaklarında 90'lı yılları andıran provokasyon girişimlerine, 'enseden kuşun sıkılarak' gerçekleştirilen siyasi cinayetlere tanık oluyoruz. Bu provokasyon, cinayet ve kitlesel katliam girişimlerinin HDP'nin seçim başarısını hazmedemeyen, Kürt halkının iradesine saygı göstermeyen, Diyarbakır halkını sokağa çekerek 'kaos' yaratmak ve seçim sonuçlarının meşruiyetine gölge düşürmek isteyen bir 'özel örgüt' eliyle gerçekleştirildiğini düşünüyoruz. Tetiği veya pimi kim çekerse çeksin, bütün provokasyon girişimlerinin, işlenen siyasi cinayetlerin siyasi sorumluluğunun 'halkımız istikrarı değil, kaosu tercih etti' diyenlerin omuzlarında olduğunu hatırlatmak isteriz.

12. Diyarbakır halkı seçim öncesi patlatılan bombalara bedenlerini nasıl siper ederek kurulan tuzakları boşa çıkardıysa, hayatını kaybedenlere ve yüzlerce yaralıya rağmen metanetini koruduysa, bundan böyle de oynanan siyasi oyunları, kurulan provokasyon tuzaklarını da boşa çıkaracak metanete ve deneyime sahiptir.

13. Başbakan ve Cumhurbaşkanı'nı devam etmekte olan provokasyonları ve işlenen cinayetleri bir an önce durdurmaya ve ülkede kaos yaratma girişimlerine son vermeye ve ülkeyi normalleştirmeye çağırıyoruz. Öte yandan bütün emek örgütlerini, meslek ve kitle örgütlerini, sivil toplum kuruluşlarını, aydın, sanatçı, yazar, akademisyen ve barıştan yana herkesi kaos yaratma girişimlerine dur demeye çağırıyoruz.

14. Parti Meclisi olarak, bu seçim sürecinde HDP'yle ittifak yapan, destek veren, gönüllü ve aktif çalışma yürüten, maddi ve manevi dayanışmasını esirgemeyen, 'Yeni Yaşam' ve 'Büyük İnsanlık' çağrılarımızda biz'lerle omuz omuza olan, yan yana duran, her ne sebeple olursa olsun biz'lere oy vererek Meclis'e taşıyan, oy vermese de biz'lerle gönül birliği kuran, toplumsal ve siyasal ilişkilerin normalleşmesinde adım atılmasını arzu eden herkese teşekkür ediyor, dostluk ve dayanışma duygularımızı iletiyoruz. Seçim sürecinde HDP'ye esin ve motivasyon kaynağı olan Gezi ve Kobanê direnişlerini bir kez daha selamlıyor, bu direnişlerde yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz.

15.HDP'nin bu seçim başarısıyla 'Büyük İnsanlık' değerleri üzerinde inşa edilecek 'Yeni Yaşam'ın yolu açılmıştır. Şimdi bu yolu genişletmek, bu yolda yürüyecek olanları çoğaltmak, Türkiye demokrasi, barış ve emek güçlerinin birliğini ve beraberliğini geliştirmek ve perçinlemek, halkların demokratik iktidar hedefine emin adımlarla yürümek zamanıdır."

 

evrensel-insan

Yeni Üye
1 Kas 2012
3,434
1
0
70
MHP'den koalisyona şartlı 'evet'
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yozgat Milletvekili Sadir Durmaz, ülkede birilerinin kriz çıkarmasına müsade etmeyeceklerini belirtirken, "Hükümet etme sorumluluğunu sonuna kadar üstleniriz. HDP’nin içerisinde olduğu hiç bir yapıya bizim içerden dışardan destek vermemiz söz konusu değildir" dedi.

Yozgat’ta, basın mensuplarına seçim sonuçlarını değerlendiren Sadir Durmaz, öncelikli olarak, Oslo’dan bu tarafa paydaş olan partilerin bir araya gelmesi gerektiğini belirtti. Durmaz, "Türkiye’de ortaya çıkan tablo çok açık ve net bir şekilde hiçbir partiye tek başına iktidar olma imkanı vermemiştir. Bu tablodan bir koalisyon çıkacağı herkesin malumudur. Ancak MHP olarak biz sayın genel başkanımızın ilk gün yapmış olduğu açıklamanın arkasında sonuna kadar duruyoruz. Diyoruz ki öncelikli olarak, çözümde ortaklaşan, çözümde paydaş olan diğer partilerin, yani Oslo’dan bu taraf, 1 Ağustos 2009 da Polis Akademisi'nde başlattıkları, adına çözüm, açılım dedikleri projenin paydaşı olan partiler var. Bunu sürdürme konusundaki kararlılığını beyan eden partiler var. Bunların bir araya gelmesi lazım. Bunların öncelikli olarak, bu çözümden bu açılımdan neyi kast ettiklerini, bu iktidar imkanıyla çok açık şekilde realize etmeleri gerekiyor" dedi.

MHP olarak kırmızı çizgileri ve şartları olduğunu belirten Sadir Durmaz, "Türk milletinin kırmızı çizgilerini aşındıranlar gibi bizim kırmızı çizgilerimizden geri adım atmamızı bekliyorlarsa, sükut-u hayale uğrarlar. Bizim çizgilerimiz, çözüm süreci rafa kalkacak, Cumhurbaşkanı Anayasal sınırlarına çekilecek ve 17- 25 Aralık dahil bundan önce ne kadar yolsuzluk olayı varsa hepsinin sorumlularına gidilecek hepsinin üzeri açılacak ve hepsiyle ilgili kovuşturmalar, soruşturmalar yeni baştan ele alınacak. Bizim söylediğimiz budur. Bu şartları kabul ediyorlarsa, biz elbette, bu ülkede birilerinin buradan bir kriz çıkartmasına müsaade etmeyiz. Hükümet etme sorumluluğunu sonuna kadar üstleniriz. HDP’nin içerisinde olduğu hiçbir yapıya bizim içerden dışardan destek vermemiz söz konusu değildir. HDP ile hiçbir şartta bir araya gelmemiz de söz konusu değildir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Milletvekili Deniz Baykal ile yaptığı görüşme konusuna da değinen Durmaz, "Baştan kesin hatlarla 'Biz yokuz' demiyoruz. 'Önce diğer seçenekleri deneyin' diyoruz. Şartlarımızı ortaya koyuyoruz. Cumhurbaşkanı başka bir partinin iç işlerine karışıyor olması da bizim kırmızı çizgilerimizde ne kadar haklı olduğumuzun göstergesidir" diye konuştu.

 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst