- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 19 Ağu 2019
- Mesajlar
- 35
- Tepkime puanı
- 15
- Puanları
- 8
Tanrı neden birşeyler yaratır?
Kierkegaard cevabı en etkilendiğim cevaptır; Tanrı düşünmez yaratır.
evet ..tanrı düşünür mü ki, düşünmesi demek düşüncelerine temel alacağı birşeylerin olması demek.. ama ondan başka birşey yok diyorlar
düşüncelerine karakterini/doğasını temel alıyor diyenler var..tanrının karakteri/tanrının doğası. bizler gibi varoluşu olmayan varlığın kendisi olan tanrının karakteri/doğası nasıl oluyor ki..
bilmiyorum..bu da haliyle bilinmezci duruşa itiyor düşüncelerimi..
Nedensiz yaratilmak bizi de kendi varligimiz icinde amacsizlastirmazmi?
Dusunmedigi icin belki nietzsche hakli olabilir zira insan tanrinin en buyuk hatasi olmaya layik
neden kusursuz bir tanri tasaavur ediyoruz hep?
kudreti sonsuz olmak zorundamidir?
biz bir parcasi oldugumuz evrenin zaman/mekan kuramina gore kendi ic dinamiklerine bagimli yasayan canlilariz ama gayet tabi tanri da (bizi yarattigini varsaydigimiz) kendi pesrpektifinden baska boyut araliginda kisitli ve aciz kalabilir..
yani kendinizi bir bilgisayar oyunu tasarlarken hayal edin ve bu oyuna özbilince sahip yapay zekalar yerlestirin bu sizi onlarin tanrisi yapar ama bu sizin sonsuz kudrette oldugunuz anlamina gelmez..
Tanrının bir amacı olabileceğini düşünelim? sonuç ne olur? tabiki tanrının amacı gerçekleşir (başka deyişle amaç konulduğu anda gerçekleşmiş sayılır ve bu durum çelişkilidir). çünkü tek gerçek varlıktır amacına ulaşmaması için bir neden varolamaz.
Tanrının; amaç ve plan gibi bir hedef ortaya koyması saçmalıktır. bu bize semavi dinlerin aşıladığı bir düşüncedir. ve kendi tanrı anlayışları ile çelişir. ama bu dinlerin kurucuları ve destekleyicilerinin ilk amacı insandaki ahlak olgusunu kullanarak insanlığı yönetmek olduğundan tanrının amacından bahsederler. neymiş sınav dünyasıymış bizi deniyormuş veya neymiş insanı günah yordamı ile eğitiyormuş (ögretmen tanrı).
Belirsizlik ve bilinmezlik bir tanrıyla daha az çelişir. insanın varlığının amacı konusuna gelelim. yaşadığımız sürece her türlü amacı belirleme kudretine zaten sahibiz. ölüm sonrası içinde tanrı tarafından verilmiş bir söz/vaad/uyarı/amaç olmaması yani belirsizlik olması bizi bu dünyada daha özgür ve haliyle daha kendimiz kılar. (yani bize yutturulan din teolojisinin tam tersi. belirsizlik bizi daha biz kılar)
ayrıca belirsizlik bizi daha tetikte, daha canlı, daha tutkulu kılar. kesinliğin olduğu yerde heyecan bile yoktur,arayış yoktur, konfor ve miskinlik vardır. bugün inançsız insanların ve inançsız bilimin daha çok gayret ve arayış içinde olduğu açıktır.
Bir tanrı var mı bilmiyorum , eğer varsa şu ana kadar kurguladığımız tüm tanrı anlayışlarından bambaşka bir varlıktır belkide.. bizimle ,diğer canlılarla veya evrenle ne yapacağını kendiside bilmiyordur belkide. nietzsche hata demiş ya, hata veya doğru gibi yargıları yoktur muhtemelen benim (şu an için) kurguladığım tanrının..
Sayın ls2; Hojam fikirlerimiz her ne kadar tam uyuşmasa da verimli tartışmalar oluyor.. Umarım..
Hojam tanrı amacını anında elde ediyor zaten.. Zaman senin için var.. Senin için filimin bir karesi görünüyor ama... Filim makarası geçmiş ve geleceği içinde barındırıyor.. Yani Yaratıcı istedi ve oldu o kadar .. O senin gibi zaman zincirine mahkum değil.. Hatta bu bilimsel olarak bile destekleniyor..
Eyvallah. dostum öncelikle bir konuya açıklık getirelim mi, ben gerek dünya tecrübem gerekse düşünce dünyamla '' kimsenin tanrı hakkında senden veya benden fazla bir artısı'' olmadığına karar vermiş durumdayım. yani şamanlar,felsefeciler,gurular,peygamlerler, evliyalar,alimler veya teoloji profesörleri vb. bunların senden benden fazlası yok. tanrının bunlara bırak doğrudan iletişimi ilham verdiğine bile inanmıyorum. başka deyişle benim artık ne ruhani önderim var nede kanaat önderim.
yazdıklarını anladım. ama bunlar üzerinden tartışmak yerine eğer bir ruhani önderin veya kaanat önderin varsa onların düşüncelerine neden değer verdiğini/neden güvendiğini açıklarsan sanırım tartışma daha verimli olabilir. (birilerinden tabiki bende etkilendim ,sende. bu gayet normal. ama sorduğum güvendiğin insanlar ve nedenleri)
Bilgileri aklımla sorgulayarak sonuca ulaşırım.. Kur'an konusunda bir şüphem yok..
Ayrıca ben Kuran'da söylenen her şeyin insanlar tarafından tam anlaşılmasının mümkün olamayacağını düşünüyorum
Sonuç olarak varlığın zaman ve madde ile açıklanamayacağına inanıyorum
İzninle cümlelerinden cımbızlama yaparak yorumlayacağım; (bana göre temel noktaları alıntılıyorum)
burada akıl ve iman birarada. aklımla sorgularım diyorsun ama diğer yandan şüphem yok diyorsun; inandıktan sonra aklın zihninde elbet bir tutarlılık yaratır. ancak gerçek akıl yürütme öznel değil nesnel olmalıdır.
aslında tüm görüş ayrılıklarımızın sebebi bu. ben inanmayı bıraktığım anda nerdeyse tüm akıl yürütmelerim saf değiştirmeye başladı. işte o eşiğe nasıl geleceksin bilmiyorum. bende nasıl geldiğimi tam bilmiyorum. o yüzden ben sana empati yapabilirim ama sen bana yapamazsın çünkü ben iman eşiğini aşıp karşıya geçebildim.
bu bir savunma mekanizmasıdır. zihnin inancını savunuyor. ve bu çok etkili bir savunmadır hemen hemen aklımıza yatmayan ve bilgimizle çelişen her konuya uygulanabilir bir şablondur. bu koca bir yalandır. Kuranı topyekun anlamaya çalışma bu zaten imkansızdır. ayet ayet git. 10-15 ayeti derinlemesine incele kuran gerçeğini (aslında hiçte anlatılmadığı gibi olmadığını) anlaman kolaylaşır.
bu belirsizlikler veya bilinmezlikler bir yaratıcının varlığa elbet delil olabilir. dinlerin hilesi bunları kendi tanrıları ve öğretilerine atıflamalarıdır. sonrada bu iman teorilerini senin varoluşunla ilişkilendirirler (varoluşsal kaygılarını kullanırlar) hayır! onların tanrısının delili kutsal dedikleri metinleridir, bunlar değil. varoluşsal kaygılarımızı kullanmalarıda bundan sonraki ikinci büyük hileleridir.
Kur'an Tanrı tarafından korunacaktır deniyor.. Acaba bu nasıl olacak diye düşününce cevap 19 mucizesi olarak ortaya çıkıyor..
Hojam ben iman eşiğinde isem sizde imansızlık eşiğindesiniz.. Sonuç olarak fark etmiyor.. ikisi de birbirine zıt olsa da ikisi de inançtır sonuçta.
Sonuçta yönümüzü nereye dönersek dönelim bizi ikna edici kaynaklar bulmamız mümkün. Hele ki insan doğasındaki bu kaos olduğu sürece geçmişten bütün doğruların bize ulaşması zora girmektedir.. Kirlilik kaçınılmazdır.. İşte onun için Kur'an korunmuştur.
İnsan bilgilere değil kendi içine bakacak eğer iyiliğin güzelliğin arayışı içinde ise ne mutlu ona