Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde burakender tarafından oluşturulan Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 137,538 kez görüntülenmiş, 1,062 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar
Konbuyu başlatan burakender
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ruairi
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Tanrı anlayışının ne olduğuna ve somuttan kastının ne olduğuna göre değişir.Eğer tanrı ilk neden(etkin ya da içkin) ise sonuç olarak bu dünya biz varız bir oluşum var diye düşünerek başlangıç bir maddeye bir ruha ya da varamayacağımız bir şeyin var olduğuna kanaat getirebiliriz soyut bir düşünceyle.Ruhsal bir varlığa ise bence somut bir kanıt bulamayız.İnsan zihni bir oda içinde doğmuş büyümüş ve düşünme eylemini gerçekleştiren biri gibidir.O oda ileride gelişebilecek kapassitesi artacak olsada oda kadardır.Ötesine geçemez.Duvarlara çarpar.Ama geçemez.Sınırı vardır.Kapasitesini ileride belki yükseltebilir.Yükseltebilmesi demek sınırsızlığa kavuşabilmesi demektir bilmem ama şu an.O damız bu bilgiyi vermeye yetmez bence.Verseydi böyle bir tartıma olmazdı.

O zaman odanin disina cikmak gerekli. Cunku oda ancak odanin disindan tum resmi ile gorulebilir. Aksi odanin hangi penceresinden bakiliyorsa, oda o olur. Bu da odanin ne oldugu tartismasidir. Halbuki onemli olan odayi gozlemlemek ve onu tasrtismak yerine, olgusal, bilgisel, bilimsel ve surekli suregelen surecicinde epistemolojik olarak oda hakkinda bilgi turetmek ve uretmektir. Ayrica bunu yapanin da biz oldugumuz algisina vararak. Cunku oda kendi kendisini ya da oda icindeki bizim disimizda kalan ve algiladigimiz kendi kendisini ortaya koyamaz, koysa bile biz bu dialogu anlamayiz. Odayi ancak biz, bizim icin ve bizim adimiza ve elimizle bir monolog olarak koyabiliriz. Bu ortaya koyusumuz da algi temelli bir daimi surectir. Tabi inanc sabitligine ve degismezligine sapmazsak.
 

havari13

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Ocak 2012
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
algı temelli,daimi.Biraz ciddiyetten uzak olsa da senin şuan otobüste yanımda oturan ve ne yazdığıma bakıp ardından cevap yazan bey amca olduğundan şüphelenmekteyim.Ayrıca odanın dışına çıkmak mümkün müdür sence?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

algı temelli,daimi.Biraz ciddiyetten uzak olsa da senin şuan otobüste yanımda oturan ve ne yazdığıma bakıp ardından cevap yazan bey amca olduğundan şüphelenmekteyim.Ayrıca odanın dışına çıkmak mümkün müdür sence?

Sence "oda" nedir?, mumkun olup olmadigini ona gore yanitlayacagim. Yani senin adi gecekn oda kavramina verdigin anlam ve icerik temelinde. Ya suphelerin dogruysa!:) Amao zaman da emin olacaksin. Cevaplarim seni rahatsiz etti ise soyle de yazmayayim.
 

havari13

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Ocak 2012
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
yok yok rahatsız etmedin estağfurullah bilakis mutluyum düşünmeye sevk ettiriyorsun pencereler açıyorsun.O da kavramım şu şuan bilincime aldığım ve alabileceğim şeyler.Misal metafizik bunun dışında kalır(şuan)tanrı falan.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

yok yok rahatsız etmedin estağfurullah bilakis mutluyum düşünmeye sevk ettiriyorsun pencereler açıyorsun.O da kavramım şu şuan bilincime aldığım ve alabileceğim şeyler.Misal metafizik bunun dışında kalır(şuan)tanrı falan.

Ozaman sence mesajlarda adini ettigimiz "oda" nedir?, sen nasil anlam ve icerik veriyorsun?
 

furkankan

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Ocak 2012
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Saat sabaha karşı 4:30 ve ben bu konuyu düşünmekten hala uyuyamadım...

Aslında kendin bir bakıma vermişsn cevabı heryerde söylediğim bi söz var burdada onu söylemek istiyroum

ölüme inanmıyorsan uyuma,dirilmeye inanmıyorsan uyanma. bence bu herşeyi açıklamaya yeticek bir cümle.
 

for me

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2012
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
dünya ve içindeki herşey somut kanıt değil mi? dünyanın içinde bulunduğu herşey somut kanıt değil mi? soruyu soran arkadaş asıl sende ne somut kanıt var?
 

for me

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2012
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Tanrıya inanmayıp buna delil olarakta aklı-bilimi göstermek nasıl oluyor? akla inanıp Tanrıya nasıl inanmıyorsun ? nasıl oluyor? tartışmaya nasıl bir gerek var? durum zaten tartışmasız değil mi? akılsızlığı hakim kılıyorsun ama aklı reddetmediğini iddia ediyorsun? nasıl nasıl nasıl nasıl nasıl oluyor? Tanrı eserinin içinde yaşıyorsun? elinde ne var ne var ne var ne var ne var? san ne kaldı ?elinde ne var ?aklında ne var? aklında akılsızlığı nasıl barındırıyorsun? nasıl oluyor?
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Bu başlık akıl yürütmeye yardımcı olması gereken bir başlık sanırım.

Şimdi herkesin üzerinde düşünüp bir hükme varabileceği bir takım soruları sormaya çalışacağım.

1-Varlığın başlangıcı açıklanmaya çalışılırken çeşitli fiziki olaylara dayanılıyor. Peki bu fiziki olaylar açıklanırken nereye dayanılıyor?

2-İster patlama olsun ve ister ilk proteinin oluşması olsun; patlama için gereken koşulların varlığı neyle izah ediliyor? Veya protein kendi kendine oluştu diyelim. Peki bu protein yoktan mı var oldu? Bu protein kendi kendine oluştu ise bile belli ki daha önce önce onun oluşabilmesine olanak sağlayan fiziki koşullar mevcut idi. Peki bu fiziki koşullar nasıl oluştu?
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

SORULARIN DEVAMI

2- Bir ağacın mevcudiyetini devam ettirebilmesi için neler yapması gerekir? Bir tohum iken en başta toprağın sinesinde beslenip yaşayabilmesi gerekir. Ve zamanı geldiğinde (zamanından önce değil kesinlikle) toprağın üstüne doğru çıkması gerekir. Bakın topraktan beslenmeyi bilmesi gerekiyor. Topraktan beslenirken gelişimini sürdürmesi gerektiğini de bilmesi gerekiyor. Ve iyi bir zamanlama ile toprağın üstündeki alem ile buluşması gerektiğini de bilmesi gerekiyor. Bu ağaç topraktan su ve gerekli besinleri almalı ve güneş ve havadan da yeterince faydalanmalı. Şimdi diyelim ki ağaç bütün bunları biliyor ama toprakta, güneşte, havada ve suda onu besleyecek ve koruyacak kaynaklar yok. Ne olurdu? Demek ağaç, güneş, hava, su ve toprak arasında bir dayanışma ve yardımlaşma var. Şimdi ağaç büyümeye devam ediyor. İçinde bu program var. Zamanı gelince dallar uzatıyor, yapraklar çıkarıyor, çiçekler veriyor ve meyveler veriyor. Bu arada ayrıca bize temiz hava üretiyor. Ağaç bunlarla da kalmıyor. Meyvelerini canlılara ikram ederken üreme işini de hallediyor. Bu üreme işinde bazen rüzgarları, bazen de kuşları ve bazen başka vasıtaları kullanıyor. Bir sürü canlıya hayat veriyor. Olgunlaşıp toprağın bağrına düşen meyveleri yine toprağa dönüşüyor.

Kendisini besleyen kaynakları besliyor!!!

Bakın ağaç korunuyor, besleniyor, korunuyor, gelişiyor, ürüyor, besliyor, hava temizliyor, ölüyor, tekrar başka canlılarda diriliyor ve daha birçok şey yapıyor. Bazı hayvanlara yuva oluyor!

Soruyorum: 'Çekirdeğindeki program ona yol gösteriyor diyelim, peki o programın yazan kim? Hadi ağacı programladı tesadüfler, koca dünyayı ve güneşi o ağaca uygun olarak programlayan kim? Dünya da tesadüfen programlandı diyelim, güneş gibi harika bir eseri o ağacın emrine veren kim?'

İlk protein oluştuğunda var olan koşulları ikram eden kim?

Var olan koşulların oluşması için öncü koşulları veren kim?
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

SORULARIN DEVAMI

2- Bir ağacın mevcudiyetini devam ettirebilmesi için neler yapması gerekir? Bir tohum iken en başta toprağın sinesinde beslenip yaşayabilmesi gerekir. Ve zamanı geldiğinde (zamanından önce değil kesinlikle) toprağın üstüne doğru çıkması gerekir. Bakın topraktan beslenmeyi bilmesi gerekiyor. Topraktan beslenirken gelişimini sürdürmesi gerektiğini de bilmesi gerekiyor. Ve iyi bir zamanlama ile toprağın üstündeki alem ile buluşması gerektiğini de bilmesi gerekiyor. Bu ağaç topraktan su ve gerekli besinleri almalı ve güneş ve havadan da yeterince faydalanmalı. Şimdi diyelim ki ağaç bütün bunları biliyor ama toprakta, güneşte, havada ve suda onu besleyecek ve koruyacak kaynaklar yok. Ne olurdu? Demek ağaç, güneş, hava, su ve toprak arasında bir dayanışma ve yardımlaşma var. Şimdi ağaç büyümeye devam ediyor. İçinde bu program var. Zamanı gelince dallar uzatıyor, yapraklar çıkarıyor, çiçekler veriyor ve meyveler veriyor. Bu arada ayrıca bize temiz hava üretiyor. Ağaç bunlarla da kalmıyor. Meyvelerini canlılara ikram ederken üreme işini de hallediyor. Bu üreme işinde bazen rüzgarları, bazen de kuşları ve bazen başka vasıtaları kullanıyor. Bir sürü canlıya hayat veriyor. Olgunlaşıp toprağın bağrına düşen meyveleri yine toprağa dönüşüyor.

Kendisini besleyen kaynakları besliyor!!!

Bakın ağaç korunuyor, besleniyor, korunuyor, gelişiyor, ürüyor, besliyor, hava temizliyor, ölüyor, tekrar başka canlılarda diriliyor ve daha birçok şey yapıyor. Bazı hayvanlara yuva oluyor!

Soruyorum: 'Çekirdeğindeki program ona yol gösteriyor diyelim, peki o programın yazan kim? Hadi ağacı programladı tesadüfler, koca dünyayı ve güneşi o ağaca uygun olarak programlayan kim? Dünya da tesadüfen programlandı diyelim, güneş gibi harika bir eseri o ağacın emrine veren kim?'

İlk protein oluştuğunda var olan koşulları ikram eden kim?

Var olan koşulların oluşması için öncü koşulları veren kim?

doğadaki süreçleri, bir amaca yönelik olarak gerçekleşiyorlarmış gibi değerlendirmek ( teleolojik yaklaşım) , sadece bir bakış açısıdır, hiç bir şekilde bir kanıt olmadığı gibi, felsefe tarihi bu bakış açısının eleştirileriyle doludur... örn. dünyanın güneşe olan uzaklığı, bir amaç takip ederek, sanki dünyada yaşam ortaya çıksın diye, uygun bir ölçüde gerçekleşmiş gibi düşünülüyor; oysa belki de bu uzaklık uygun olduğu için, yaşam ortaya çıktı... ve yıldızlara olan uzaklığı uygun olmayan gezegenlerde yaşam ortaya çıkmadı... gibi de düşünülebilir....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

doğadaki süreçleri, bir amaca yönelik olarak gerçekleşiyorlarmış gibi değerlendirmek ( teleolojik yaklaşım) , sadece bir bakış açısıdır, hiç bir şekilde bir kanıt olmadığı gibi, felsefe tarihi bu bakış açısının eleştirileriyle doludur...

Ben teleolojiyi detayli olarak su baslikta acikladim.

http://www.felsefe.net/felsefeye-giris/5219-teleoloji-nedir.html
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

doğadaki süreçleri, bir amaca yönelik olarak gerçekleşiyorlarmış gibi değerlendirmek ( teleolojik yaklaşım) , sadece bir bakış açısıdır, hiç bir şekilde bir kanıt olmadığı gibi, felsefe tarihi bu bakış açısının eleştirileriyle doludur... örn. dünyanın güneşe olan uzaklığı, bir amaç takip ederek, sanki dünyada yaşam ortaya çıksın diye, uygun bir ölçüde gerçekleşmiş gibi düşünülüyor; oysa belki de bu uzaklık uygun olduğu için, yaşam ortaya çıktı... ve yıldızlara olan uzaklığı uygun olmayan gezegenlerde yaşam ortaya çıkmadı... gibi de düşünülebilir....

Gezegenler ve güneş nasıl ortaya çıktı. Öncü koşullar tesbit ettiniz diyelim. Peki o öncü koşullar nasıl ortaya çıktı. Hadi onu da izah ettiniz, peki daha öncekilerin mevcudiyeti nasıl izah edilebilir. (ki gerekli koşullar olmadan, sonuçlar oluşamaz. Aklın koridorlarında gezinenlerin iddiasıdır bu)
 

toz_zerresi

Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2010
Mesajlar
184
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Hatta yaşamın oluşması için fizik kanunlarının mevcut olması gerekmez mi? Fizik kanunlarının oluşması neyle izah edilebilir? Gezegenlerin durumuna ve patlamaya yükledik diyelim bu misyonu. O zaman da gezegenleri incelemeliyiz.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Hatta yaşamın oluşması için fizik kanunlarının mevcut olması gerekmez mi? Fizik kanunlarının oluşması neyle izah edilebilir? Gezegenlerin durumuna ve patlamaya yükledik diyelim bu misyonu. O zaman da gezegenleri incelemeliyiz.

Einsteinin bir sözü var, hayat iki şekilde yaşanır; ya hiç mucize yokmuş gibi, ya da herşey birer mucizeymiş gibi. Ateistler sanırım mucize yok ! tarafındalar :) akılla,akılsızlık teorileri üretiyorlar sonrada inanıyorlar galiba:) bu akla ihanet :)
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Einsteinin bir sözü var, hayat iki şekilde yaşanır; ya hiç mucize yokmuş gibi, ya da herşey birer mucizeymiş gibi. Ateistler sanırım mucize yok ! tarafındalar :) akılla,akılsızlık teorileri üretiyorlar sonrada inanıyorlar galiba:) bu akla ihanet :)

Einstein dogru demis, "ya hiç mucize yokmuş gibi, ya da herşey birer mucizeymiş gibi yasayacaksin". Hersey bir esek sakasiymis gibi yasayin dememis. Ateistlerin ortaya koyduklari her teorinin birde kaniti var, bunuda es gecmeyelim. Kanitlar bu yonde ise, aklinizdan dahi suphe ediniz.
 

Şeytanın Oğlu

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Şub 2012
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Duyumsayabildiğin her şey tanrının yokluğu adına somut bir kanıttır.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Einstein dogru demis, "ya hiç mucize yokmuş gibi, ya da herşey birer mucizeymiş gibi yasayacaksin". Hersey bir esek sakasiymis gibi yasayin dememis. Ateistlerin ortaya koyduklari her teorinin birde kaniti var, bunuda es gecmeyelim. Kanitlar bu yonde ise, aklinizdan dahi suphe ediniz.

kanıtlar..Alpine, kanıtlar...tüm teoriler şüphe denizinin üzerinde yüzüyor...deniz durulmuyor..dalgalar hırçın..gökyüzü karanlık..sular daha karanlık..sallanıyor her yer..ne liman var ne kara parçası..Ooo o da ne !! bir ışık yanıyor aniden !! deniz feneri olmalı ..fış fış kayıkçı kayıkçının küreği.. çekin kürekleri..çekin....yok..ulaşamıyoruz ışığa..serap mı, halüsinasyon mu, yanılsama mı.. umut yok ! çıkamayacağız bilmek adasına..

kanıt konusu sanırım yukardaki gibi..

ama bana göre; İyilik ve Kötülüğe inanmak için kanıta ihtiyacımız yok.. zaman,mekan,şartlar,felsefi bakış açısı falan dinlemeyen bir iyilik ve kötülük ama..gerçek,sade,reddedilemez iyilik ve kötülük..İyiliğe ve kötülüğe inanmak Tanrıya inanmaktır... (kişisel,soyut görünen ama bana göre oldukça somut kanıtımdır)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst