E
evrensel-insan
Ziyaretçi
Cevap: Re: Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar
O zaman odanin disina cikmak gerekli. Cunku oda ancak odanin disindan tum resmi ile gorulebilir. Aksi odanin hangi penceresinden bakiliyorsa, oda o olur. Bu da odanin ne oldugu tartismasidir. Halbuki onemli olan odayi gozlemlemek ve onu tasrtismak yerine, olgusal, bilgisel, bilimsel ve surekli suregelen surecicinde epistemolojik olarak oda hakkinda bilgi turetmek ve uretmektir. Ayrica bunu yapanin da biz oldugumuz algisina vararak. Cunku oda kendi kendisini ya da oda icindeki bizim disimizda kalan ve algiladigimiz kendi kendisini ortaya koyamaz, koysa bile biz bu dialogu anlamayiz. Odayi ancak biz, bizim icin ve bizim adimiza ve elimizle bir monolog olarak koyabiliriz. Bu ortaya koyusumuz da algi temelli bir daimi surectir. Tabi inanc sabitligine ve degismezligine sapmazsak.
Tanrı anlayışının ne olduğuna ve somuttan kastının ne olduğuna göre değişir.Eğer tanrı ilk neden(etkin ya da içkin) ise sonuç olarak bu dünya biz varız bir oluşum var diye düşünerek başlangıç bir maddeye bir ruha ya da varamayacağımız bir şeyin var olduğuna kanaat getirebiliriz soyut bir düşünceyle.Ruhsal bir varlığa ise bence somut bir kanıt bulamayız.İnsan zihni bir oda içinde doğmuş büyümüş ve düşünme eylemini gerçekleştiren biri gibidir.O oda ileride gelişebilecek kapassitesi artacak olsada oda kadardır.Ötesine geçemez.Duvarlara çarpar.Ama geçemez.Sınırı vardır.Kapasitesini ileride belki yükseltebilir.Yükseltebilmesi demek sınırsızlığa kavuşabilmesi demektir bilmem ama şu an.O damız bu bilgiyi vermeye yetmez bence.Verseydi böyle bir tartıma olmazdı.
O zaman odanin disina cikmak gerekli. Cunku oda ancak odanin disindan tum resmi ile gorulebilir. Aksi odanin hangi penceresinden bakiliyorsa, oda o olur. Bu da odanin ne oldugu tartismasidir. Halbuki onemli olan odayi gozlemlemek ve onu tasrtismak yerine, olgusal, bilgisel, bilimsel ve surekli suregelen surecicinde epistemolojik olarak oda hakkinda bilgi turetmek ve uretmektir. Ayrica bunu yapanin da biz oldugumuz algisina vararak. Cunku oda kendi kendisini ya da oda icindeki bizim disimizda kalan ve algiladigimiz kendi kendisini ortaya koyamaz, koysa bile biz bu dialogu anlamayiz. Odayi ancak biz, bizim icin ve bizim adimiza ve elimizle bir monolog olarak koyabiliriz. Bu ortaya koyusumuz da algi temelli bir daimi surectir. Tabi inanc sabitligine ve degismezligine sapmazsak.