işte teistler hakkında muhteşem ön yargı örneklerinden biri daha!
Düşünceden rahatsız olmayız efenim, olsak zaten burda bulunmayız.
sevgili donkişot.. bizler uzayda ya da marsta yaşamıyoruz, bizler de sizin içinizde dünyaya gelip ilk başlarda aynı sizin gibi anne/babamızın bize öğretiklerini gerçek zannediyoruz.. sonra bir şekilde bilinç açılıyor ve uyanmaya başlıyorsunuz..
ben türkiyede hacca gitmiş bir ailenin evladıyım, ailem sünni müslüman, islami bir hayat yaşıyorlar ve beni de o şekilde yetiştirdiler..
teizmi(islami olan) birebir yaşamış ve deneyimlemiş biriyim. 16 yaşlarıma kadar 5 vakit namaz kılıp camide müezzinlik yapmış ve kendimi 20 yaşlarına kadar müslüman olarak tanımlayan biriyim..
bir insanın teizm düzeyinden nonteizme geçtikten sonra ilk yaptığı şeyin yemek yediği çanağa tükürmek olduğunu çok iyi bilen ve yaşamış biriyim.
bu gün nonteist dediğimiz insanların yaptığı budur,
teizm düzeyindeyken kendilerine yüklenen inancı/zihni(hangisi olduğu hiç farketmez) ölesiye savunurken
nonteizme geçtiğinde yaptıkları şey, eski inançlarını yanlışlamak için ölesiye bir mücadele..
bugün teizm düzeyi dediklerimiz de, nonteizm dediklerimiz de hepsi kendilerine yüklenen zihinde yaşıyor..
tek farkla; önce zihnin pozitif kutbunda sonra negatif kutbunda..
ve bu zihnin 2 taraflı kutuplarında yaşamak insanoğlunu biribirne düşman ediyor, bozgunculuk yapıyor diyorum..
ve bu zihnin içinde sadece dini inanç yok, doğumdan sonra bize yüklenen bir çok kutsanmış değerler var..
yani benim burda anlattıklarım önyargı falan değil, her düzeyi birebir deneyimlemiş ve gözlemlemiş,
zihnin hem pozitif hem de negatif kutbunda bulunmuş, her iki pencereden varoluşa bakmış
ve daha sonra bu zihinden arınmış(nötr) biri olarak gözlemlerimi dile getiriyorum..
İnançlarının hepsi inancını korumak için sürekli mantığa bürüyor, kendini/egosunu koruyor değil mi aa tabi bunun farkında da değiller, O bilinç düzeyine ulaşamıyorlar bir türlü ya, aydınlanamıyorlar vah vah ya, bakın ben bunlara kızarım işte.
daha önce söylediğim gibi ben zihin/ego derken sadece inançtan bahsetmiyorum, bunun içinde milli/etnik kimlik, göreceli ahlak, siyasi politik görüş, hatta spor takım taraftarlığı vs bile var.. bu kavramların hiçbiri biz doğduğumuzda bizde yoktu, sonra bir şekilde edindik, yüklendik.. ve kendimizi/özümüzü unutarak bu değerlerde yaşamaya başladık, kendimize yabancılaştık, bu değerler bizi yaşamımızın önüne geçti, bu değerler uğruna hem kendi hayatımızı ve diğer insanların hayatlarını tehlikeye atar olduk. biz kardeştik sonradan biribirimize düşman olduk.
ve tüm bunların farkedilip aydınlanmaya ulaşmanın düşünerek olamayacağını, bunun bir beyin nörokimyası olduğunu
o yüzden bu dünyada insanoğlunun varoluşa/evrene verdiği anlam ve içerik(tüm teizm e nonteizm inançlar) yüzünden kesinlikle sorumlu tutulamayacaığını,
eleştirlemeyeceğini ve bu beyin nörokimyasının insanoğlunda bir hastalık yaratıp biribine düşürdüğünü dile getirmeye çalışıyorum..
yani kimseyi eleştirip, suçladığım, öteledeğim falan yok..
sünnni müslüman sünni islamı
alevi, aleviliği
hristiyan hristyanlığı
ateist ateizmi
budist budizmi
protestan protestanlığı
hindu hinduizmi
deist deizmi
vs
savunmak zorundadır, ve bunları savunduğu için suçlanamaz, eleştirlemez demek istiyorum..
çünkü insanoğlu mutlu/tatmin olmak zorundadır, mutsuzluğu/tatminsizliği seçmek gibi bir lüksü yok..
insanoğlu 2 şekilde mutlu/tatmin olur..
1. özündeki mutlak mutluluktan
2. çeperdeki ona sonradan yüklenen/edindiği değerleri savunmaktan(inanç, milli/etnik kimlik, para, güç, otorite, vs)
özüne inip kendini bulmuş kendiyle tanışmış biri, bu sonradan edinilen değerlerle değil özünden gelen çoşkuyla mutlu/tatmin olur..
ama özünden koparılıp kendine yabancılıştırılmış biri de mutlu/tatmin olmak için sonradan edinilen değerlere sıkı sıkıya yapışmak zorundadır..
işte sorun/hastalık burda devreye giriyor..
çünkü özümüzdeki tatmin kaynağı, insandan geliyor ve ortak evrenseldir..
ama çeperdeki değerler dünyanın her yerinde çok farklı..
sen nasıl allah-muhammed-ali üçlemesini savunmak zorundaysan
bir sünni müslüman allah-muhammedi
bir budist de budhayı
bir satanist satanizmi
bir bahai bahailiği
bir ateist tanrı/din tanımazlığı savunmak zorundadır..
ve bunları savunurken diğer hepsini bir şekilde değişik seviylerde ötelemek/dışlamak zorundadır..
çünkü mutlu/tatmin olmak için bunları yapmak zorundadır..
bu uyuyan insanoğlunun kaderidir..
o derin uykudan uyanılmadığı sürece de bu insanlar arası kaos/bozgunculuk devam etmek zorundadır zaten..
o yüzden kurtuluş bireyseldir diyorum..
İslam Peygamberine ; sen bize atalarımızın mitoslarını anlatıyorsun dediler, Hz Ali'ye boşa kendine eziyet ediyorsun dediler. bunlar yeni şeyler değil.Kendini tarihte ilk düşenen(!) insan mı zannediyor bu ateistler !!! bu arada ben non teist dediğiniz garip tanımı direkt ateist olarak algılarım. farkı bana göre yok.
burayı biraz açar mısın? ne demek istediğini tahmin ettim ama yanılmayayım..
anladığım kadarıyla; benim dinli, peygamberli tanrıma inanmayan herkes ateisttir diyorsun sanırım..
şayet böyle düşünüyorsan, sen de çok farklı tanrılara inanan insanlara göre ateisttin..
sen o insanların tanrısına niçin inanmıyorsan onlar da senin tanrına o yüzden inanmıyorlar..
Kısaca sizde elinizde doğru düzgün bir tez olmadan; huzur ,mutluluk ego vs diyorsunuz aynı Evrenselin olgu,numen,fenomen,aklını inandırdığı doğru vs gibi sonrada biz kendi görüşümüzü yazınca yok rahatsız mı oldunuz,huzur bozmak istemem vs.. böyle olmaz bana göre.. eğer ciddi anlamda iddialı iseniz daha metodik görüş belirtmek gerekir..
elimde bir kaç tane tezim var, şayet konuşmaya hazırsınız konuşurum..
1. insanoğlu hayata verdiği anlam içerik(tüm teizm ve nonteizm düzeyi inançlar) açısından hür irade sahibi değildir..
insanoğlu beyin nörokimyasının bir robotudur
2. dünya sağlık örgütünün(WHO) tanımına göre insanoğlunun bugün sahip olduğu zihniyet tıbbi bir hastalıktır..