Tanrı Kavramının Çözümlenmesi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Tanrı Kavramının Çözümlenmesi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,286 kez görüntülenmiş, 87 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Tanrı Kavramının Çözümlenmesi
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Raphael

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tüm yazılarını okuyorum içtenlik. Bence kesinliği olamayacak tarihsel rivayetleri bırakıp gördüklerimizden ve aklımızdan yola çıkarak bazı TEMEL sorunlara odaklanalım.

Bunun aynısını sözde bilimsel düşünen arkadaşlar siz dindarlar için söylemiyor mu?

Bu şuna benziyor. Ben başlangıç olamaz dediğimde bazı dindar arkadaşlar çıkıp diyor ki: Olamaz öyle şey! Bunu bilim de kabul etti! Big-bang var.
Ben çok dindarın tartışma sürdürürken bilim ipine sarıldığını gördüm.

gördüklerimizden ve aklımızdan yola çıkarak .

Gördüklerimden ve aklımdan yola çıkarak tüm bu forumda anlattıklarıma erdim. Sizin sonucunuz sizi ilgilendirir o halde ne demeliyim.

Ben bana kalırsa bu başlıkta şu an din ve tanrı kavramlarının ve tarihin objektif çözümlenmesini sundum.

Bana başa dönmemi ve geçtiğim noktadan tekrar geçip sınadığımı tekrar sınamamı söylüyorsunuz oysa ben bunu yaptım zaten ve tekrar tekrar her görüşmede kontrollü olarak tekrar sınıyorum zaten.

Bu başlığın ve gönderilerin aynısı şu an ateist bir dinden özgürleşme platformunda eşzamanlı ve birlikte sunuluyor ve ateistler de beni akıl yoluna davet ettiler ve bunlar rivayet diyorlar. Oldukça uzlaşmış görünüyorsunuz.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tüm yazılarını okuyorum içtenlik. Bence kesinliği olamayacak tarihsel rivayetleri bırakıp gördüklerimizden ve aklımızdan yola çıkarak bazı TEMEL sorunlara odaklanalım.

ZAMANSIZLIK ,BAŞLANGIÇSIZLIK gibi. Çünku bu temel konularda ayrıştığımız yerler var...
Tekrar o halde

Benim tarafımda hiç bir ayrışma ve çelişki yok; ben kendimle çelişmiyorum; ben kendimle ayrışmıyorum.

Başlangıç uslamlaması ve tahlilileri bize göstermektedir ki enerji yoktan var ve vardan yok olamaz. Bu bize göstermektedir ki ezeli olarak şeyler varolmalıdır ya da tüm varlık ezeli olarak zamansızca kesintisiz varolmalıdır. Varlığın yaratılamaz ve yokedilemez oluşu eski çağ düşünürlerince kabul görmüş ve bu anlayış felsefenin temeli olarak konumlanmıştır. Bu anlamda bizce varlıkta onu yokluğundan yaratabilecek (yokken varedebilecek ) bir güç ve tanrı bulunması mantık temelinde tutarsız ve olanaksızıdır hatta bu tamamen akıldışıdır. Daha geniş tahlililer bu konu da kavram karmaşası yaşayanlara tarafımızdan sunulabilir.
İnceleme tarafımızdan çok daha derinine sürdürülmüş olup burada kısa kesilecektir ve bize göre olanaksızdır

İkinci ek olarak; yaratma tutarsızlığı yorumum bu linkte;
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
ZAMANSIZLIK ,BAŞLANGIÇSIZLIK gibi. Çünku bu temel konularda ayrıştığımız yerler var...
Varlığın başlangıcında bir tanrı otuyordu (varlığın bir başlangıcı vardı yı) ben hiçkimseyle tartışamam, bunu aranızda tartışın, benle ilgili değil... Benim mantık tabanımda elenmiştir. Bu konuyu görüşmek isteyenlerle görüş...

Yok varlığın başlangıcında bir tanrı oturmuyorduysa sonsuz ezeli yaratıcı sonsuz ezeli yaratıyorsa beni de böyle yarattı ve belki de beni bunları söylemem için kurguladı bilmiyorum onu da siz düşünün.

Yok varlığın başlangıcında bir tanrı oturmuyorduysa sonsuz ezeli yaratıcı sonsuz ezeli yaratıyorsa

Ki başlatan ya da yoktan vareden değildir, ezelde var bulduğunu ezelden beri dönüştürendir.

Ezelde her ne var idiyse o varolur bu sisteme giriş çıkış olmaz.

Olgusal olarak ezeli olan her şey edebi de olacak ve varolan herşeye/tümlük'e eşit olacak. Bu kurguya yokluktan ilave yapılamaz.
Mantığı büküp atmadan yapamazsın.

Ezeli olan tanrıysa ebedi olan ve hatta şu an var bulunan herşey de tanrıdır. Biz her şey tanrıyız deriz ve tüm bunlar tüm herşey ezeliyetten beri mevcuttur deriz.

Yani Tanrı yokluktan varlığa varlık katıyor ekliyor diyorsanız kendine yokluk katıyor olur ki bunu ezelden beri mi yapıyor?

Tanrı varsa ezelde ezelden beri ne varsa (ki salt kendi varsa kendini) işler ezelde kendi varsa kendi tektir. Tek olan ezelde varolan herşeydir o halde herşey kendidir ve tanrıdır bunu bölemezsiniz çıkaramazsınız...

Tanrı ezel de mevcut, antisiz mevcut. o halde her şey ebedi tanrı

Ezelde bir tanrı vardı bir de karşısında yokluk vardı diyorsanız bunu getirin açalım bakalım

Tanrıya karşıt anti yokluk mevcut diyorsanız bunu siz düşünün. Tanrı yoklukla çatışamaz.

Yok'u mevcudata dönüştürüyor derseniz; yok neden onu yutmuyor derim
 

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Zamansizlik ve baslangicsizlik neye gore yorumlanir?
A.sikki..tanriya göre.
B..sikki..materyalizme gore.(ezeli madde tanri yok
Ilginc! Olansa su;
Her iki kavramda felsefede ayni anlama cikiyor..ilginc degil mi?
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Varlığın başlangıcında bir tanrı otuyordu (varlığın bir başlangıcı vardı yı) ben hiçkimseyle tartışamam, bunu aranızda tartışın, benle ilgili değil... Benim mantık tabanımda elenmiştir. Bu konuyu görüşmek isteyenlerle görüş...


Varlığın başını ve orada oturan tanrıyı tam şu an sen yaratıyorsun...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bahsi geçen kitap ve mitolojik kayıtlar (Sümer, Tevrat, İncil vb) ve ortadoğu ilahları tarafımızdan defalarca incelenmiştir. Bunlar politeistik (çoktanrılı) inanç ve bu anlamda bir dini tapınma karakterindedir.
Belirtilen içerikleri tanrılarına tapınma gerçek fiziksel dış güçlere tapınmadır. Belirtilen inanç dizgesi yerel politeistik (çoktanrılı) bir dizgeye vurgu yapar, aşkın gerçek bir varlıksal gücü belirtebilecek karakterde değildir ve bizce insanlık olarak terkedilmelidir. Bozuk karakterdedir ve put tapıncı kadar ilkeldir.

Belirtilen tanrının tekleştirilmesi Mısır da Aton'un tanrı kral olarak tekleştirilmesi, bir ülkede tek lider denmesindeki tekleştirme gibidir. Bu bölgedeki en güçlü-üstün varlığın bu olacağını ya da sadece ona itaat edileceği kabulü anlamına gelir oysa sunulan tekin kendi çoklardandır ve evrende bir en güçlü üstün varlık bulunamaz.
Belirtilen karakter asla tüm varlığı kuşatan bir yaratıcısı olarak imlenmelelidir. Ortadoğuya özgü yerel karakterde politanrının (çoktanrının) tekleştirmesidir, tek güçleştirilemesidir.

Bahsi geçen kitap ve mitolojik kayıtlar tarafımızdan defalarca incelenmiştir ve bunlar gerçek fiziksel varlıklara vurgu yapmaktadır. Bahsi geçen mitolojik kayıtlara göre bunlar dünyayı ziyaret etmişlerdir, insana hediyeler vermişlerdir, gereğinde kentler yıkmışlardır ve insanla genetik deney yapmışlardır. Bunlar açıktır. Bunlar tarihsel kayıtlardır ve tarafımızdan deşifre edilmiştir.

Bunlara yüreğinde insan sevgisi ve merhamet olan herkes ama herkes ya karşı durmalı ya da şu aşamada kavrayamıyorsa denileni dikkat ve özenle inceleyip derin bir araştırma sürdürmelidir.
Tapınç ilkel ve vahşidir. İnsana uygarlığa yakışmayacak cinstendir.
Ölüm sonrası korkusu terkedilmelidir.

Yeryüzü dinleri anlamında ortadoğu ibrahimi dinleri evrensel fiziksel gerçek dışsal varlık ve tiran güçlere, sonlu tanrılara, güce tapınmadır, politeistik (çok tanrılı) karakterdedir.

Felsefi incelemem ve kesin kanaatim odur.

Ortadoğu tanrılarından çoktanrılı inanca dair ya da gerçek kozmik aktörlere dair bir poli figür olarak sözededilmesi bence objektif bir çözümleme
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Zamansizlik ve baslangicsizlik neye gore yorumlanir?
A.sikki..tanriya göre.
B..sikki..materyalizme gore.(ezeli madde tanri yok
Ilginc! Olansa su;
Her iki kavramda felsefede ayni anlama cikiyor..ilginc degil mi?
Hayır ve evet ya da yakın ama şu

-Oluşu, olanı ve varlık'ı
Tanrı diye bölme
Madde diye bölme
Özne diye bölme
Enerji diye bölme (zaman hareket mekan hiç bir şeyi bölme)
Ve başlangıca koyma, başlangıcı kaldır
Hiçbir şeyi başlangıca koyma
İlk tekilliği kaldır at
Bu varoluş
Bu ontoloji

Kimin ne dediğinin önemi yok. Adının kim ve hangi kurum ya da felsefe olacağının bir önemi yok...
Başlangıcın tekilliği yok ve sonsuz varlık ilksizden beri (ezeli) tüm herşeyiyle sonsuz

Ontoloji bu kadar
gerisi yine bunu ortaya koymak için ya da ortaya konulmuş hatayı ve yanlış bilgiyi ortadan kaldırmak için yazılıyor...
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Ki başlatan ya da yoktan vareden değildir, ezelde var bulduğunu ezelden beri dönüştürendir

Şimdi başlangıç ya da başlatmak mantıken olamaz tamam kabul.

Peki soruyorum biz neden başladık ?

Ya da hiç başlamadık mı ?

Sen burada bir açmazın olduğunu kabul etmiyorsan bana bu başlayan tüm varlıkların nasıl başladığını gördüğümüzü açıklamalısın o zaman.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Ya da bana hareketi açıklamalısın . Madem başlangıç yok hareket de olmamalı değil mi ?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Şimdi başlangıç ya da başlatmak mantıken olamaz tamam kabul.

Peki soruyorum biz neden başladık ?

Ya da hiç başlamadık mı ?

Sen burada bir açmazın olduğunu kabul etmiyorsan bana bu başlayan tüm varlıkların nasıl başladığını gördüğümüzü açıklamalısın o zaman.

Şimdi başlığın konusu, içeriği tanrı kavramının çözümlenmesi
Benim kendi içimde bir açmazım yok, açmaz bu taraftan sizde o tarafta gözüküyor hatta sizin tarafınızda dayatılıyor gibi gözüküyor
Başladığını görmüyorsun. Engellendin, sınırlandın. Eğitim ve yanlış bilgi ile. Bu çok basit.
ya da başladığını gördüğün ne?
ağaç mı? insan mı? kuş mu?
bir şeylerin ilk kez ya da yoktan başladığını görmüyorsun ve göremezsin

Ya da bana hareketi açıklamalısın . Madem başlangıç yok hareket de olmamalı değil mi ?

İkinci cümlen bir varsayım. ilk cümlen? açıklamalısın. ben neden (ve neyi) açıklamak zorundayım anlamadım

Ben açıkladım zaten kendi düşüncelerimi ve çözümlemelerimi açıkladım. Ben bunu açıklamak zorundayım.
Soruları memnuniyetle yanıtlarım ama iletişimin formunu beğenmedim.
Bununla boğuşan sensen ve kendin kendine ya da bununla boğuşuyor olmak senin sorunun o halde kendine açıklama yapması gereken yine sen olmalısın gibi gözüküyor.
Ayrıca bu taraftan açıklama sağlanamıyor, çok denendi, açıklama kısıtlanmaya girişiliyor ya da verilmemiş gibi davranan sanırım sensin

Yukarıda ignostik üyeye verdiğim yanıta bak

Tanrı, Madde, Özne, Enerji, zaman, hareket, mekan hiç bir şeyi bölme ve başlangıca koyma, başlangıcı kaldır
Hiçbir şeyi başlangıca koyma
ama hiçbir şeyi bölme. .varlık kavramında bütünledik

bu eristikle bir sonraki yapacağın sanırım enerjiyi açıklamalısın
bir sonraki sanırım mekanı açıklamasın

bu tartışma değil
 
Son düzenleme:

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Hayır ve evet ya da yakın ama şu

-Oluşu, olanı ve varlık'ı
Tanrı diye bölme
Madde diye bölme
Özne diye bölme
Enerji diye bölme (zaman hareket mekan hiç bir şeyi bölme)
Ve başlangıca koyma, başlangıcı kaldır
Hiçbir şeyi başlangıca koyma
İlk tekilliği kaldır at
Bu varoluş
Bu ontoloji

Kimin ne dediğinin önemi yok. Adının kim ve hangi kurum ya da felsefe olacağının bir önemi yok...
Başlangıcın tekilliği yok ve sonsuz varlık ilksizden beri (ezeli) tüm herşeyiyle sonsuz

Ontoloji bu kadar
gerisi yine bunu ortaya koymak için ya da ortaya konulmuş hatayı ve yanlış bilgiyi ortadan kaldırmak için yazılıyor...

Ben farkli düşünüyorum;
Zamansizlik ve baslangicsizligii;
Bir maddeyede koyabiliriz;
Maddeyi yaratan her kimse onada koyabiliriz:
Sonuc baglaminda her iki kawramda
Ontolojik olarak yorumlanabilir..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ben farkli düşünüyorum;
Zamansizlik ve baslangicsizligii;
Bir maddeyede koyabiliriz;
Maddeyi yaratan her kimse onada koyabiliriz:
Sonuc baglaminda her iki kawramda
Ontolojik olarak yorumlanabilir..
O ontoloji çözümlemesi değil; bilim, din, felsefenin ortak buhranını tekrarlama ve sürdürme olacaktır
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ben farkli düşünüyorum;
Zamansizlik ve baslangicsizligii;
Bir maddeyede koyabiliriz;
Maddeyi yaratan her kimse onada koyabiliriz:
Sonuc baglaminda her iki kawramda
Ontolojik olarak yorumlanabilir..

İncelemek istenirse buna reddiye yazın ya da inceleyin

Hiçbir-şey yoktan var ve vardan yok olamaz, o halde bir-şeyler hep -her zaman- (ya da geçmişten bu yana) varolmalıdır.

(Neden bir şeyler varolmalıdır. ? Neden sadece "bir şey" ler? Neden sadece "tek" "bir şey"ler? ve Neden sadece "bir şey"lerin "Tek"'i ?)

(Tek nedir? Bir nedir? Şey nedir?)

(Neden geçmişten bu yana? ve geçmişten bu yana ne demektir? )

(İkincisi olmayan -kendi- 'bir midir' 'tek midir' 'sıfır mıdır')

(İkincisi olmayan sayılır mı?)

Hiçbir-şey yoktan var ve vardan yok olamaz, o halde bir-şeyler (ilk özne kapsamında tanrı, ilk madde, ilk durum ilk alan -önceki durum ve yer kapsamında hiç vb) her zaman -ondan önce- varolmalıdır

Hiç-bir-şey yoktan var ve vardan yok olamaz, o halde bir-şey, bir-şeyler ya da çok-şeyler her zaman varolmalıdır.

Hiçbirşey yoktan var ve vardan yok olamaz o halde bir şey, bir-şeyler ya da çok-şeyler ya da tüm şeyler (tüm her şey/ler) (olduğu gibi) her zaman varolmalıdır.

Bir şeyler baştan beri varolabiliyorsa çok şeyler baştan beri varolabilir

Çok ya da tek bir şey baştan beri varolabiliyorsa neden tüm herşey baştan beri varolamıyor?

Baştan beri ne demektir? Baş var mıdır? (Başın varoluşu hipotez midir?)

Bir ya da çok şeyler baştan beri varolabiliyorsa, tüm şeyler (tüm herşey/ler) baştan beri varolabilir .

Bir şeyler hep varolmalıysa (hep vardıysa) nasıl bir başlangıçtan sözedeceksin? (yaratım ve oluşma farketmez)

Bir şey/bir şeyler her zaman varsa bir başlangıç yoktur.

Bir şey/bir şeyler ya da çok-şey ya da tüm-herşey her zaman varsa bir başlangıç yoktur.

Aslında hiç ya da tek-bir-şey bile baştan beri varsa aslında bir başlangıç yoktur-(farketmez?)

Bir şeyler her zaman varolmalıdır o halde bu bir şeylerin varolması başlangıçtan öncedir ve o halde başlangıçtan önce bir şeyler vardır
Başlangıçtan önce bir şeyler varsa başlangıç çelişik

Başlangıçtan önce bir şeyler varsa başlangıç, sabit değil, başlangıç değildir

Hiçbir-şey yoktan var ve vardan yok olamaz o halde bir başlangıç varsa bile başlangıçtan önce bir şeyler hep -her zaman- varolmalıdır.

Başlangıçtan önce bir şey varsa başlangıç yoktur ya da başlangıçtan öncekinin başlaması öbür başlangıçtan öncedir o başlamışsa başlangıcın kendi çelişkilidir. Başlangıcın kendi çelişikse

Hiçbir-şey yoktan var ve vardan yok olamaz o halde bir başlangıç, oluş varsa bile başlangıçtan, oluştan önce bir şeyler hep -her zaman- varolmalıdır. O halde başlangıç başlangıç ve oluş oluş değildir

Bir başlangıç yoksa hiç bir şey oluşmamıştır.
Varolmamıştır çünkü yok değildi.

Bir-şeyler her zaman varolmalıysa ilk-şeyler olamaz bu varlık (ilkler) çoğaldı demek olacak

Bir kere herşey hiçşeyden "hep ve her" (şey) olamaz. hiç adı üstünde hiçtir her adı üstünde herdir.

yani "hiç-bir-şey" değil "her-bir-şey" hiçten ve yoktan var ve yok ya da her olamaz.

Bir kere hiç her olamaz yok var olamaz

Hiçbirşey hiçten her ye da hep ve hep ve herden hiç olamaz o halde herşey hepti

Her-bir-şey hiç-bir-şeyden türeyemez o halde her-şey her-şeyden türememiş . Türemeksizin var.

Eğer hiçbirşeyden bir herbirşey olsaydı yoktan var da olurdu.

Eğer hiç şey her şeye diyalektik olarak dönüşüyorsa bu dönüşüm sonsuz ama mantıksız

Doğrusu şu değil mi?
Herşey yoktan varolamaz o halde herşey hiçbir zaman yok değildi ve herşey her zaman var

POST 2

Varlıkta; Önceki Baştaki İlk Özne ,Önceki Baştaki İlk Tanrı, Önceki Baştaki İlk Madde, Önceki Baştaki İlk Hiç, Önceki Baştaki İlk Bilinmez Durum, Önceki Baştaki İlk Patlama (Ya da İlk ve Son Evren) Cinsinden İlk Hareket ve İlk Neden/İlke (Nedensellik) ya da Herhangi İlk Önceki En Baştaki İlk Durum Tekilliği ve Buna Dair Başlayarak ve Sonradan Oluşarak Gelişerek Varlıklaşma Çözümlemesi Hataları ve Yanılgısına Dair

Hiçbirşey yoktan varolamaz derken aslında tümherşey yoktan varolamaz diyoruz
Yani şu an varolan tüm herşey ve biz yoktan varolamayız ve yoktan var-olmadık diyoruz.
Yani aslında bu cümle apaçık.

Hiçbirşey (ya da her şey) varolmadı çünkü (ya) herşey (ya da bir şeyler) vardı.

İki önermeyi kontrollü bir şekilde bölün.

(Daha önce) Bir şeyler mi vardı
(Daha önce) Herşey mi vardı.
İkisini de sınayın..

(Bir nedir? her nedir? ikisi olmayanın bir'i olmaz. Çokluk olmaksızın 'bir' sayamazsın sıfırdır. Çokluk kümesinin indirgeme ya da başlangıç elemanı bir'dir. ama birim ya da indirgeme doğru kavram)

(Ama ille de her şey yoktu diyeceksek herşeyi oluşturacak "bir şeyler" vardı demeliyiz. O da çelişiktir tıpkı Tanrı gibi)

Hiçbir şey (yoktan ya da varlık ve kendi olmayandan) varolmadı herşey vardı ve yerindeydi. Kuşkuya yer bırakmayacak şekilde.

Tümherşey sadece ve sadece tümherşeyden ya da tüm herşey cinsinden olandan varolabilir

Tümherşey yoktan varolamaz o halde tüm herşey ya da tüm herşey değilse de bir şeyler önceden beri hep varolmalıdır diyoruz

Yani tümherşey her zaman ve hep varolmalıdır dersek bence sorunu çözüyoruz ama demezsek ve araya bir hiç seti, tanrı seti ve ilk başlangıç seti çekersek;

Tümherşey var değildi ama birşeyler de yok değildi (vardı) deriz

Soru:Varolan nedir? O bir şeyler nedir?

Cevap Din: Tanrı vardı.
Cevap Bilim: Hiçlik ya da bilinemez/tanımlanamaz ön durum vardı.

Ve tümherşey daha önceden tümherşey değildi ve birşeyler (hiç bilinmeyen tanımlanmayan) formundaydı ve birşeylerden tümherşey oluştu deriz ki

Bir şeyler vardı ve bir şeyleri (tüm şeyleri) oluşturabilir deriz

Ama bu durumda bir şeyler (hiç ya da tanrı) yine ezeli ve sonsuz öncesiz olacak.
Yine oluşma kavramı zamanla çelişecek ve bir şeylerin başlaması yine de çelişkilidir ve yoktan türemediğimizi ve ezeli bir şeylerin oluşunu mutlak kabul edeceğiz.
Ezeli bir şeylerin oluşunu mutlak kabul bizi ezeliyeti kabule götürecek. Bu da başlangıçsızlık demektir.
o halde ilk hareket bir yanılgıdır. varsayım.

Yani ezeliyette bir hareket ya da ilk hareket öne süreceğiz ki bu saçmadır.
Ezeliyette ilk hareket saçmadır. Oluş saçmadır. Başlangıç saçmadır.

Eğer hiç ezeli diyorsan hiç ezelidir.
Yine başlangıç kavramı ve zaman kavramıyla yine çelişeceğiz.

Yani hiç ve ilk patlamayı ele alalım.
Tanrının tanrısı gibi hiçin hiçini aramalıyız. Patlamanın patlamasını... Öncesini.

Hiçte sonsuz belirsiz bir süre içinde varlığın oluşumu/çekirdeği bekledi de bekledi mi?

Varlık oluştu demek saçmadır bu hipotezdir.

Tek bildiğimiz varolduğumuz, var olduğu gerçeğidir. Yok ya da hiçe dair hiç bir bulgu yok. Hiç'te bir insan varsayımı Tanrı gibi . Başlangıçta öyle.

Başlangıç ya da diğer incelemeler hipotez olarak ele alınmalı

Sonuç olarak; oluşma ve zamanın-oluşun başlangıcı ya da varlığın/evrenin ilk kez başlaması ve oluşması ya da ilk ve tek evren oluşu gibi zamana dayalı başlangıç hipotezleri ve çözümlemeleri kesin olarak çelişiktir.

Bir tek evrenin varolması ya da başlangıcının çözümlenmesi denenmesi üzerinden varlık/olma çözümlenemez.

Evrenin başlangıcı çözümlense bile ki bize göre yine başka bir evren içinde doğuştan başka indirgeme ve çözümleme hata olacaktır. Bunlar bize varlık'a dair herhangi net bir ipucu vermeycektir.

Sözde evrenin başlangıcı varlığın başlangıcı demek değildir ve analitik olarak varlığın başlangıcı bulunamaz, tutarsızdır/çelişiktir.

Evren evren, varlık varlık içinde doğar gelişir, kendinden (kendi cinsinden) türer başka şeyden türeyemez.

Türemeler başlangıçsızdır ve başlayamaz ve başlamamıştır.

Varlığın herhangi cinsinden, kendi olmayan cinsten ilk tekili indirgemesi yoktur. Olamaz. Sonradan çoğullanmamıştır.

Varlık için doğru kavram; sonsuzdan beri/bu yana sonsuz ve ilksizden beri ilksizdir,

bu ikisi arasındadır.

Başka zaman çerçevesi anlamsız.

Öncesiz sonrasız ve ilksiz başsız ve başlangıçsız varlık her zaman daimdir.

Zaman geniş hep/her zamandır. Önce sonra kavramı sınırlıdır ve ya da önce sonranın ne en sonu ne de ilk başı var.Yok..
POST 3

Hiç Hiçlik Hiççilik Kavramına Dair Fikirlerim

Var <--> Yok (Var'ın karşıtı Yok'tur)
Hiç <--> Hep/Her (Hiç'in karşıtları dilimizde Hep ya da Her'dir)

Var yoktan gelemez, türeyemez deriz, termodinamikten bahsederiz. Aynısı.
Her hiç'ten gelemez türeyemez olmalıdır.


Zıtlıklar ya da karşıtlar, bunlar birbirine göredir ya da bir diğerini tanımlanmaksızın tanımlanamaz.

Hiç kavramı çok basitçe bana göre uzundan bahsetmeksizin kısa kavramının yapılanamamasında olduğu ve ve uzunun kısayla bağlı oluşu gibi, aynı an da tanımlanışı/tanım görüşü gibi her ve heple bağlı aynı an da var.
 

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
O ontoloji çözümlemesi değil; bilim, din, felsefenin ortak buhranını tekrarlama ve sürdürme olacaktır

Zor! Bir konu basligi;

Acmissin.
Net cevap vermek zor.
Karmaşık denklemler gibi dusun.
Sadece teoride yontemler farkli yorymlaniyor.
Reelde ise:
Ayni felsefe ve ayni mantiga cikiyor.
Ontoloji= sonsuzluk.
Metafizik=sonsuzluk
Her iki kavramdada matematiksel
Rakamlar yok.
"Sonsuzlugu"
Matematiksel anlamda irdelersek;
Herhangi bir tanimlamanin olmadigini kesfederiz.
Buda reel bakimdan muglak sonuclar dogurur.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Körlük;

Bir otoriteyle dikte edilmedikçe, kültürel doku gelenek baskısı bunu içermedikçe insan tanrı din min bulmuyor.

Uzakdoğuda ortadoğu monoteizmi yok varsa da ya savaş kılıçla götürülmüştür ya da beyaz adamın kölelik sistemiyle bulaştırılmıştır.

Güney Amerika da din azdır.

Kuzey Avrupa'ya gittikçe din azalır. İzlanda parlamentosu tarihinden kazımak nesilleri korumak için tüm dinleri akıl hastalığı ilan edip yasalaştırdı. Dinin merkezi Ortadoğudur, bunların neredeyse hiçbirinde birey özgürlüğü yoktur, kral devletleri ve herkes buradan kaçmaya çalışır.

Din'in olduğu ülkelerde hemen biraz özgürlük sağlayın bu insanlar dinsizleşir, hızla dinsizleşir. İnsan özgürleştikçe din yokolur. Hala akıl mantık diyorsunuz. Bu objektif matematiksel açık gösterge ve kanıt. Bir akıl siz de ve sen de mi var? Bir akıllı sen misin?

Bu ülke de bir felsefe sitesinde din ve tanrı savunuculuğunu; ortadoğu dinlerinin kendi kör ve baskıcı yayılımcılığı gibi savunuculuğunu, toplumsal baskıcılıkla savunuculuğunu yani otoriteden, toplumda genel kabul görmesi ve hakim olmasından güç alan savunuculuğunu hiç bir inceleme yapmaksızın kör savunuculuğunu ,gına getirmiş buluyoruz ve ağır derece de nahoş ve karanlık algılıyorum

Rahat bırakın, bizi rahat bırakın

İyi tarafta felan değilsiniz, doğru tarafta değilsiniz,

Öğrenmiyorsunuz bari öğreneceği rahat bırakın kirletmeyin
Karşı din yazana gelip sataşmayın
Gönderi kirletmeyin

Bunlar iyi değil,

Türk müslümanlığı gölgesinde özgürce yaşadınız ve modern sentezle, bu nedenle hiç bir halt bilmiyorsunuz.

Ortadoğuyu yarın bıraksam hepsi kaçar, nesillerini geleceğini umursar, Avrupa'nın göbeğinde 3 nesil sonra hepsi dinsizleşecek

Bu ülkede bana din vaazı kesenler yarın İzlanda kapı açsa, iş verse ,insanca yaşam için gitmez miydin? Çocuğunu ne yaparsan yap bir nesil dindar tutarsın. O da aklına hükmettiğine sürece, eğitim ve disiplinle kontrol altında tuttuğun sürece.

Aynısını hükümetler ve aynısını din size yapıyor.

Bir felsefe sitesinde tanrıyı savunabilmek için hala akıl diyor. Tanrı aklın yolu değil. Tanrı yolu aklın yolu değil vicdanın yolu değil.

Ortadoğu dinlerinin tanrısı bir tirandır. Kitaplarının okuyun. Öfke kusar, korku salar, tehdit eder ve kan buyurur.
Ortadoğu dinleri baskı, kan ve kılıçla yayılmıştır. Yine aynısıyla hüküm sürer. Özgürlükleri baskılamak kontrol etmek, özgürlüklerin dinsel inanca temas ettiği algısı yayarak bu ülke de dahi kısıtlama susturma ve özgürlük engelleme ile hüküm sürüyor..

Toplumsal baskı dışında bu dinlerin doğru düzgün inananı da yoktur. mış gibi yaparlar. Dindar muhafazakarlık özgür bir toplumda bakın % 3 ü - % 5 i geçmeyecek. O da dinin evcilleşmiş halidir. Katı kuralları atmıştır. İngilteredeki sembolik kraliçe gibi olmuştur din adamı.

Özgür anlatıyla özgür bir ülke de sen kimi din sahibi yapabilirsin? On milyonda bir. Karşıtı dinsizleşme milyar katı.

Çıkalım dünyanın karşısına bir rahip bir islam vaazcısı bir de ben konuşayım .Özgürlük yok din ondan hüküm sürüyor. Karanlık ve korkudan baskıdan ve özgürlük yoksunluğundan hüküm sürüyor. Hala bu ülkede özgürlük yok. Turan Dursun ölmüş. Yazsan tehdit mi edilirsin içeriğin basılır mı belli değil. Benim bunları sanal medya da 3 alanda deme cesareti bulabilmem 10 yılımı aldı. O da sınırlı. Bu ucunun ucu

Bir muhafazakar gelip bunların birine bana empati yapmadı 5 yıl oldu 10 yıl oldu.
 
Son düzenleme:

rheparsia

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Haz 2021
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
1
Konum
istanbul
Anladığım kadarıyla zamanın b teorisine bağlı olarak pandeist bir yaklaşımı benimsiyorsun. Kavramlara bölünmezlik atfetmek istemenle beraber yukarıdaki var-yok önermelerin de buna olan tepkin. Zamanın b teorisi bu problemi çözmede kısmi olarak belki yardımcı olabilir, çünkü başlangıç konumu ve ifadeler arasındaki dualist yapı üzerindeki - tek egemenliği -, zaman-mekan problemidir. Zamanın b teorisi mekanı ortadan kaldırmaz aslında zamanıda kaldırmaz. Bir tüz iluzyon sunan kipler konumsal açıdan bütünleniktir ama nedensel bağlaşıklıktan kopuk değildir. Kitap örneğindeki gibi 15. sayfa ve 60. sayfa aynı anda vardır. Ancak 60. sayfa, 15. sayfanın bir sonucu ise kiplerden kopuk bu zaman tanımının alegorisinde bir problem olmalıdır. Metafor problemleri olan bir teori eğer sorunlu ise algısal yaklaşımın temeli indirgenemez bir problemle karşılaşacaktır. Zira, akış, süreç ve değişkenlik, bağlanıksa, döngüsel ezeliyet kavramı içinde nasıl bir sistem işlendiğini açıklamamız gerekir.
Öte yandan c) maddesi bir çok senaryoya konukluk edebilecek bir konuya sahip. Idealar evreninin arkasına saklanmış nesnesel dünyanın hapsinde alt varlık olmaktan tutun, deney grubundan - mitolojik tanrısal anlatımlara kadar zengin bir içerik oluşturulabilir. Ancak yadırganamaz gerçek problem, zaman-mekan ise, bu "orta sürümün egemenliğini" tartışmanın pek bir manası olduğunu düşünmüyorum
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Zira, akış, süreç ve değişkenlik, bağlanıksa, döngüsel ezeliyet kavramı içinde nasıl bir sistem işlendiğini açıklamamız gerekir.
Döngüsel kavramı açıklamanın kendi oluveriyor,
çift yönlü döngüsellik
dağılma ve toplanma , çekimin iki yüzü, kalbin atışı gibi;
Bunları anladığımı söyleyemem, bunları bir yerden okudum

Ancak yadırganamaz gerçek problem, zaman-mekan ise, bu "orta sürümün egemenliğini" tartışmanın pek bir manası olduğunu düşünmüyorum

Tartışılan orta sürümün egemeniyle ilintisini kesip kesemeyeceğimiz. Hoşgeldiniz.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Anladığım kadarıyla zamanın b teorisine bağlı olarak pandeist bir yaklaşımı benimsiyorsun.

Şöyle, yaklaşım? . Özgürlük belki olabilir. Özgürlüğün istenci. Onun dışında kısa bir açılım vereyim.

Felsefeye ilgim başka bir alan ve kavramdan gelişti doğdu diyebilirim. Felsefe dışı okumalar. Bu uzun bir hikaye ama bu foruma girişim sanırım bir google araması ile bulunan bir sonuçla birlikte ezoteri vb kapsamında bir başlıktan gelişti, başka bir hikayem vardı ve bunu anlatıp anlatamayacağımı kolladım. Bu aralıkta sanırım buralarda yazıp çizerek, toplumsal gözlem ve sorunlara müdahil olduk ve gözlemleyerek kısmen felsefe okuryazarı oldum.
Daha geçen hafta foruma yazdığım gibi şiir üretmeyi felsefe üretmeye önceler ya da yeğlerdim. Toplumsal karmaşasının gözlemi beni içine çekti ve felsefeye kattıysa kattı diyebilirim.
Bildiğim şu ki; 2013 ten bu yana buraya üyeyim ve buraya felsefe okuryazarı üyeler gelmesi çoğalması, yazıp söyleşmesi ve burada canlı, etkin bir forum oluşması umuduyla ara ara uğrayıp ortama göre yazıyoruz. Kişisel yaklaşımım üzerinde durulmamasını rica edeceğim. Bilgi evrenselse kişisel yaklaşımım şu olabilirdi. Subjektivite baskısından sıyrılmak/kurtulmak ve olası en objektif evrensel ya da dürüst açık içten bakışı ve ona dair yazım etkinliği üretmek. Zaman zaman değişebiliyor tabi. Tek bildiğim kişisel bir üretim istenci ve katılımcılık refleksiyle kendimce yazdığım.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Konu ıcerısınde Son mesajlara dogru sayfa ornegı verılmıs aslında bu ornek ıle yola cıkarsak şöyle söylemek ısterım...

Bır kıtap dusundugumuzdeve bu kıtabın 100 sayfa oldugunu dusundugumuzde aslında elımızle cevırdıgımızde her sayfanın ayrı bır dongu ıcerısınde oldugunu farkedecegız fakat kıtabın sayfalarını cevırmedıgımızde sadece butun halıyle elımızde tuttugumuzda bıze var olan bır başlangıcın butununu ısaret edecektır..

Hayatta böyledır once dogarsın ve sonrasında yaşın ılerledıkce bır kıtap sayfası gıbı dongu halınde yaprakları cevırmeye başlarsın Hayatta canlılıgın ve yaşamın devamlılıgı aslında cevrılen dongulerın sunduklarıdır...

Hayat ıcerısınde ınsan yaşamı her yuzyılda bır kabuk degıstırır ve degısen bu kabuk netıcesınde dunya yenı bır yuzyıla ve yenı bır yaşam şeklıne burunur burada ınsan adına degısen sadece teknolojı yoktur bunla bırlıkte ınsan dusunce yapısı ınsan fıkrı ve ınsan ana temalarınında degısmesı kendını gosterır olur...

Dunya hayatının sayfaları yuzyılda bır degısır her yuzyılda bır dongu tamamlanır ve yenı dongu acılır ınsan yaşamında ıse donguler anlık ve zaman ıcerısınde degısebılıyor..

Bazen hayatınızda oyle bır dongu açarsınız kı bulundugunuz an ve yaşam koşullarından çok farklı bır surece gırmıs olursunuz ama donguler kıtap sayfaları gıbıdır kıtap sayfalarındakı sunumu bıtırmeden yada sıze sunulan yolu bıtırmeden yenı bır yola gıremezsınız o surecı ıslemenız ve yasantınızda yasamanız gerektıgıdır...

Hayatın ınsana sundugu deger ve anlamlar aslında ınsanların kazandıgı degerler ve kazanımlar butunudur ınsan bu hayatı ne kadar fazla deneyımlerse tecrubesı ve degerıde bır o kadar ortaya cıkar halde olur fakat donguler kıtap sayfası gıbı olsada bazen sayfalar arasında sectıgınız yol ve degerler ıle ılgılı atlamalar oluyor yanı sectıgınız yol sayesınde bazen 10 ncu sayfadayken 50 ncı sayfaya atlayabılıyorsunuz bu da sectıgınız yolun sıze sundugu kalıte ve deger ıle alakalı fakat her sectıgınız yolda ortaya sundugunuz degerler anlamlar onemlıdır yanı sureklı ılerıkı sayfalara gıdecegınızın garantısı yok bunda sızı ınsaa eden degerler onemlıdır hayatta kı en onemlı degerler kısılıgınız durusunuz ve ortaya kattıgınız ana sunumlar oluyor

Bazen o kadar zengın olursunuz kı bunu sadece parasal zengınlık olarak dusunmeyelım o zengınlıgın altında ezılebılırsınız o yuzden hangı dongu ıcerısınde olursanız olun ınsanın kendını mutlaka yenılemesı gelıstırmesı ve dızayn etmesı gerekır....Dongulerde sureklı ılerı sayfaya gecmeyebılırsınız bunda sızın kazanımlarınızın sıze kazandırıp kazandırmadıgı durum oldukca onemlıdır

Bazen öyle bır yol secersınız kı 50ncı sayfadan bır anda 10 ncu sayfaya kadar gerıleyebılırsınız bu gerıleme sızlerın bır cok dusunce yapısını fıkırlerını alt ust eder bu aşamada sorgulamalar devreye gırer bu sorgulamar bazen o kadar degersız ve anlamsız olur kı bu zamana kadar 50 ncı sayafaya kadar dongulerde kazandıgınız degerlerı tek tek kaybetmeye başlarsınız

Aslında felsefe ve ınsan hayatı ıcın sorgulama esas ve onemlı hatta guzel olandır fakat hayatta her sorgulamanın ve her soru sormanın bır usulu olur soruları yanlış sordugunuzda yada yanlış pencereden cevaplar verdıgınızde aslında gerıleme donemınde oldugunuzu yıllar sonra farkedersınız

Hayatta her ınsanın kendıne gore dogruları olabılıyor böyle asamalarda benım kendıme gore tezım olur bellı bır yasa gelmış bır ınsana degerler asılayamazsın dıye hayatında kendıne deger neler kazandıysa bıldıklerı kendı dogruları olmaya başladıgıdır

Ama ınsanlarla sohbet edebılırana fıkırlerı konuşabılırsın fakat her ınsanla aynı deger ve olcude konuşabılmek mumkun olmuyor nabız ve surec ınsan konusmasında etkılı oluyor...

Gelısen dunya ıle bırlıkte yakın gelecekte ınsanlar Robotıc bır ÇAĞ yaşayacaklar sonrakı gelecek cagda ıse ınsanlık MEGA ÇAG görecek bunlar belkı benım teorılerım belkı ongorulerım ama dunya degısıyor zaman degısıyor..

Insanların tanrıya yada Allaha verdıgı deger ve ıthaflar degısıyor aslında bunda en buyuk pay ınsanların eskısınden daha fazla nesnellestıgı yanı artık ınsanlar nesnelere eşyalar onem vermeye başladı ve bu onemle bırlıkte ne yazık kı ınsanların degerlerı bırbırlerıne karsı bakışları oldukça fazla degısmeye başladı..

Inanmayan bır ınsana degeler ısleyemezsın fakat soyle bırsey var araya ınanan yada ınanmayan degerler dıye bloklar koymamak gerek her ınsanın kendıne gore dusuncelerı sorgulama bıcımlerı oluyor fakat soyle bır gercek var ınsan kendı sectıgı secımlerınden sorumlu oluyor...

Hayatım boyunca varlık olan yaratılmış olan bır cok degerı ıncelemeye başladıgımdan bu yana ortaya koyulan her degerın bu kadar muazzam ve essız olarak ınsaa edıldıgını farkettım aslında sorularımı sormaya başlarken bır cok degerlerden orneklerden yola cıktım ve her sorumun cevabında muazzam ve hayranlık uyandıran yaratılış sanatlarını eserlerını farkettım..

Aslında farkettıkce aşık olmaya başladım aşk duydukce ozlem ve degerler artmaya başladı....her gece gokyuzunde parıldayan AY ı gordugumde bu ayın bır pergelle bu kadar muazzam ve noksansız cızılebılecegını farkettım dusunsenıze bu aya her gun belkı bır cok defa meteorlar carpıyor ama AY aynı cızımını aynı ıhtısamını koruyor...

Tanrıyı anlayabılmek ıcın aslında varlıgın kokenıne nedenlerıne gırmek gerekır aslında burada var oldugumuzun nedenını ırdelemek ıcın yaşamın var oluşssal nedenlerını sorgulamak gerekır..

Aslında soruları saydam ve pozıtıf açıdan seffaf sormaya basladıgınız cevaplar ardı ardına gelmeye başlıyor ve buda beraberınde sanata esere aşık olmanıza neden oluyor...

Dunyanın her yuzyılda bır degısım gostermesının ana temel sebeplerınden bırıde aslında yaratıcının gelısımde ınsanlıga verdıgı akıl urunun sunumlarının sergılenmesı aslında her ınsan kendı zamanını yasıyor ve her ınsan kendı zaman dongusunu tamamlıyor..

Zaman dongulerı tamamlandıkça ınsan ve ınsanın sunumları ve yaratıcının verdıgı deger ve anlamlar ortaya cıkıyor aslında sorgulamaya basladıgım cocukluk yıllarımdan bu yana dusuncelerımde tanrıya olan deger ve ıthaflarımda oldukca yukselmeler oldu hayatımda ınısler sorgulama acısından hıc yasamadım

Yaşım ılerledıkcr zamanım ve dongum gelısıp genısledıkce aslında ortada bır sımulasyon olan bır yaratılıs gayesını farkettım burada bulanan herseyın o kadar fazla gercek uzerıne tasarlandıgını dusunmeye başladım..

Aslında anladım kı bızler buradayız cunku bu hayatı deneyımlemek zorundayız yenı bır dunyanın oluşumunda belkıde gelecek fıkırler ve dusunceler saglıklı olabılırse gelecek ınsanlık ıcın daha ıyı olabılır aslında ınsanın sorgulaması guzel fakat ınsan ılk olarak kendını sorgulamak ıle baslaması gerekıyor cunku yaratılıs ve var oluş basamaklarını ıyı ogrenmek ve ıyı ırdelemek gerekıyor dıye dusunuyorum..

Herneyse bu konu uzerınde dongusel zaman ve ınsan bırıkımın degerlerı ve yuzyıl arası degısım sureclerını oldukça fazla acıp ısleyebılırım ama her zaman oldugu gıbı surecı kısa kesıp yazıları fazla uzatıp insanlar sıkmadan bu sekılde bırakmak daha dogru olur dıye kendı adıma dusunmekteyım.

Böyle.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Inanmayan bır ınsana degeler ısleyemezsın fakat soyle bırsey var araya ınanan yada ınanmayan degerler dıye bloklar koymamak gerek .
Bloğu koydunuz zaten. İnanmayan yanlış bir blok. İnanmayan ifadesi baştan yanlış bir ifade ve kavramallaştırma. Bu teoloji tabanı. Teoloji felsefe değildir. Felsefe bir inanç sistemi değildir

İnanan, inanmayan kavramını ve ayrımını getirdiğiniz ve dayattığınız an da teolojik bulanık zemini ve bu bloğu koyuyorsunuz zaten ve felsefe ve teoloji ayrımı bloğunu siz getiriyorsunuz

Felsefe için bu ayrım ve kavram setinin belirtilmesi bile şöyle bir nezaketle yapılmalıdır. Tanrının varolabileceğini düşünenler ve tanrının varolamayacağını düşünenler ya da tanrının varolabileceğine inananlar ve varoluşun üstün bir yaratıcısı olmadığına inananlar. Tersi inanç zemini değil yine düşünce zemini oldu ama ille de inanç zemininde ifade edilecekse böyle yapılmalıdır..

Gelısen dunya ıle bırlıkte yakın gelecekte ınsanlar Robotıc bır ÇAĞ yaşayacaklar sonrakı gelecek cagda ıse ınsanlık MEGA ÇAG görecek
Bunu nereden biliyorsunuz? ve çıkardınız?
Insanların tanrıya yada Allaha verdıgı deger ve ıthaflar degısıyor
Bu gönderi de onu inceledik zaten. Tanrı kavramının fiziksel varlıklara vurgu yapıyor oluşunu çözümledik ve burada bunu göstermeyi hedefledik.

Hayatım boyunca varlık olan yaratılmış olan bır cok degerı ıncelemeye başladıgımdan
Hayatım boyunca varlık olanı inceledim ve ilk ya da son kez yaratılmamış ve bir ilkten/tekten doğmamış olacağını gördüm

Tanrıyı anlayabılmek ıcın aslında varlıgın kokenıne nedenlerıne gırmek gerekır aslında burada var oldugumuzun nedenını ırdelemek ıcın yaşamın var oluşssal nedenlerını sorgulamak gerekır..
Başlık zaten Tanrı kavramının çözümlenmesi. Tanrı kavramının kökensel çözümlenmesini burada yaptık.
Varlığın kökeni ile ilgili ayrıca bir uslamlama yürütüp bir köken ve başlangıç olmayacağı sonucuna vardık. Bu yüzden bir neden de bulunamayacaktır.

Aslında soruları saydam ve pozıtıf açıdan seffaf sormaya basladıgınız cevaplar ardı ardına gelmeye başlıyor
Burada ilk gönderi sonunda herkes objektif bir incelemeye ve şeffaf sorular sormaya davet edildi
Bu anlamda içeriğimi okumuş ya da henüz, saydam ve şeffaf sorular sormuş gibi gözükmüyorsunuz.
Döngüselliği burada ezeliyetle ilgili kavramsallaştırdık çünkü öncesiz bir oluşun sonsuzluğunu açıklama ve açığı limitleme anlamında uygun bir yaklaşım.

cunku yaratılıs ve var oluş basamaklarını ıyı ogrenmek ve ıyı ırdelemek gerekıyor dıye dusunuyorum..
İlk yaradılış diye bir basamak yok ve bu basamaksızlığı öğrenmeden diğerleri zor gözüküyor. O yüzden bununla başlayın derim

İlk iki gönderimin okunmasını rica edeceğim. Yapılan yorumun havada kaldığını düşünüyorum
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst