Sosyalizm neden basarili olamadi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Sosyalizm neden basarili olamadi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 11,395 kez görüntülenmiş, 74 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Sosyalizm neden basarili olamadi?
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan DüşünceliKarga
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Kapitalist uretim iliskilerinin tarihsel gelisiminde once Ingiltere ic savasi ve sonraki Fransa Ihtilali'nden sonra,hem kapitalist iliskiler,hemde milli bilinc birlikte yukseldi.

Bu sirada feodal koyluler-isciye,feodal beyler-burjuvazi(sehirli) ye donusunce;Marks ve Engels Kapital ile birlikte diger kitap ve yazilariyla Insanlik tarihinin ilk ve en uc iki ayrimini ortaya koydu.(emek-sermaye) boylece yine tarihte ilk defa evrensel temelde ayni toprak altinda yasayan topluluklar iki buyuk kutuba bolunmeye basladi.

Bu bolunmeyi de ilk defa Lenin o zamanki carlik Rusya'sinda iyi orgutluyerek,Carlik Rusya'sini yikarak kendi deyimiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi'ni kurdu.Iki ana sorun vardi;

1)Devrim ust yapida gerceklesmis,ulke henuz kapitalist uretim iliskilerine hem fiziksel hem de dusunsel bakimdan hazir degil,

2) Cumhuriyetler Birligi,yani milli bilincin gelismeye tarihsel hiz verdigi zamanda bir sinir altinda birbirlerinden farkli dil ve kultur yapisina sahip topluluklar var.

Butun bunlar olurken.Kapitalizm de kendi ic sinirlarina sigmaz duruma gelmis,bilhassa Afrika kitasina yayilarak kapitalizmi dis somuru-sermaye ye donusturerek emperyalizme gecmis.

Tekrar Lenin'e donersek, o birseyin farkindaydi.ulke halki kapitalist uretim iliskisi yasamazsa ust yapi devrimi alt yapiya tasinamayacak ve devrim uzun omurlu olmayacakti.Bu yuzden ulke icinde kapitalist uretim iliskilerini gelistirmeye karar verdi.Dusuncesinde"ben ulkeyi sosyal yapiyla idare ettigim olcude kapitalizm ust yapiyi ele geciremez"vardi.Bu dusunce temelinde kimsenin zengin olmasina izin vermeyecekti.Bunun icin herkesin ana ihtiyaclarini karsiliyor,ekstra parasi olanlar bu nu para ustune cevirmesin diye paralari belirli araliklarla degistiriyor,elde biriken paralari gecersiz kiliyordu.Boylece devlet ekonomik olarak guclenmis,ve dunya artik emperyalistlerin at kosturdugu eski dunya degildi.Artik ciddi bir rakipleri vardi.

Stalin,Nihilizm'in de etkisiyle ulkesinde katliam yapmis (kendine gore belki hakli nedenleri var) ve halkinin cogunun nefretini kazanmisti.Bu arada parti uyeleri daha rahat ve ferah yasamaya baslayinca toplum icinde ister istemez ekonomik yasam farki dogdu.

Bu arada emperyalistler bos durmuyor ulke icinde bolucu milli ayrisma propagandasi yurutuyordu.Kendi toplumunu bir arada tutmakta zorlanan SSCB birde sinir disindaki ulkeleri kendi gibi yapma hevesine katilinca,-ki bu sozde marxist girisimi amerikan idealizmi Afganistan ve Irak ta uyguladi ve baska ulkelerde de uygulayacaga benzer.(Amaclar farkli olsa bile SSCB ve ABD'nin yaptiklari ayniydi) Afganistan'i isgal ederek kendiside emperyalistlerin yontemini uyguladi.

Stalin den sonra artik ust yapidakiler Lenin gibi dusunmemeye basladilar.Boylece alt yapiyi hazirlayayim derken ust yapi degisiyordu.Afganistanda basarili olamadiklari gibi,kendi ulkelerinde de geriye donus baslamisti.

Tabi bu arada emperyalistlerin hem terorismi dunyaya tanitisini,hemde ulke icindeki soros calismasini goz ardi etmemek lazim.Sonrasi corap sokugu gibi geldi once SSCB parcalandi ve gercek (arzulanan,kitaplara yansiyan) sosyalizm alt yapiya yayilamiyarak olusamadan bitti.Kominizm onun ust ve kendi kendisine gelecek asamasiydi.

YERYUZUNDE SOSYALIZM YA DA SOSYALIST URETIM ILISKILERI HIC GERCEKLESMEMISTI.KALDIKI KOMINIZM.

Aslinda Osmanli Imparatorlugu ve Carlik Rusya'si o kadar cok benzerlikler tasiyordu ki,ikisinde de feodal uretim iliskileri hakim surmekteydi ve ikiside milli yukselisi ve onun getirdigi toprak kaybini durdurmayi bilmiyorlardi.Tek fark rusya ilk basta toprak kaybina ugramadan SSCB ne donusebilmis,osmanlilarda boyle bir gelisme olmadigi icin topraklarini tutamamisti.

Lenin'in devrimiyle Ataturk'un devrimi de benzerlikler tasiyordu.Ikiside ust yapi devrimiydi.Ikiside ust yapi devrimini alt yapiya tasimak icin toplumsal uretim iliskilerini kapitalist yapmak zorundaydilar.Lenin'in Ataturk'e yaptigi silah ve ekonomik yardim dayanismasi bu yuzdendir

.Lenin SSCB'ni cok toplumlu ulke yapisini bilerek kurdu.

Ataturk cok toplumlu yapiyi tek toplum altinda toplamayi tercih etti.

Bir yerde SSCB'ni parcalayan soros ve terorizm oldu.Turkiye Cumhuriyeti uzerinde ayni terorist (ustelik icsel-PKK) ve soros calismasi var.SSCB parcalandi,Rusya kaldi.Umarim Turkiye Cumhuriyeti Sevr'e gore parcalanip yerine Ilimli Islam Cumhuriyeti kalmaz.Bunun boyle olmamasi yani tarihin tekerrur etmemesi icin ne yapacaksak,nasil yapacaksak,kimlerle yapacaksak v.s. yapalim.Inanin vaktimiz kalmadi,tarih aleyhimize isliyor.

Isin aci tarafi o devrin sosyalist temelli bu ideolojisi, bugun artik emperyalist zihniyetin bir saldiri, savas politikasi haline gelmistir.

Afganistan'as saldirarak bunun onunu acan SSCB'nin actigi kapidan bugun emperyalist zihniyet girmistir.

Her turlu baski rejiminin getirdigi antiinanc ve koyu zihniyet hem yuz binlerce olu birakmis, hem de bilincli olarak gelmeyen inanc zihniyeti yeniden hortlamistir.

Stalin ve Hitler'in tarihte katliamcilar olarak benzesisi, iste bu sosyo-siyasal temelli sivil diktatorlugun bir urunudur.

Bu temelde Stalin ile Hitler arasinda da bir fark kalmamaktadir.

Aslinda nihilizmin getirdigi yukumluluk boslugunun ve bireyci akilciligin tum izmleri, maalesef kendi diktatorluklerini yurutme adina insanligi kana bulamistir ve bu kana bulama bugun de emperyalist zihniyetin tekelinde devam etmektedir.

Bugun gorunurdeki sivil diktatorlugun izmler farki bazinda bir ilericilik, demokrasi, hak ve ozgurlukler, adalet, esitlik v.s. sagladigini dusunen beyinler; iste bu iki asir ionceden kalma kuyrukcu beyinler ve sadece kendi izm temelinde bakan beyinlerdir.

Hepsinin ortak noktasi kendi izm cikarlari uygruna insanligi kana bulamalari ve bulamaya da devam etmeleridir.
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
YERYUZUNDE SOSYALIZM YA DA SOSYALIST URETIM ILISKILERI HIC GERCEKLESMEMISTI.KALDIKI KOMINIZM.

Daha "Komünizm"in nasıl yazılacağını bilmeyen birisinden komik tahliller. Sosyalizmin de ne demek olduğunu bilmese gerek. Tamam "SSCB sosyalizmi", SSCB'nin Afganistan'daki tutumu,Stalin vs. eleştirilebilir de bunlar ciddi bilgi isteyen şeyler.Sırf birilerinin marksistliğine laf atıp kendi oportünistliğini saklamaya çalışmaya da pesss yani.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Daha "Komünizm"in nasıl yazılacağını bilmeyen birisinden komik tahliller. Sosyalizmin de ne demek olduğunu bilmese gerek. Tamam "SSCB sosyalizmi", SSCB'nin Afganistan'daki tutumu,Stalin vs. eleştirilebilir de bunlar ciddi bilgi isteyen şeyler.Sırf birilerinin marksistliğine laf atıp kendi oportünistliğini saklamaya çalışmaya da pesss yani.

Evet komunizmi yanlis yazmisim, duzelttigin icin tesekkurler. Yalniz burdan cikasrak itham ve suclasma getirmek ve bunu firsat olarak kullanmak ta maalesef siradan beyinlerin fikirler ile degil de; kisiler ile ugrastiginin bir gostergesidir.

Yukarida sadece muhalefet olmak icin getirilen ve bunun icin de sadece bir yazim hatasini kullanan bir beynin, konu ile ilgili bilgi ve dusunce paylasacak bir duzeyde olmadigui da asikardir.

O yuzden bu tip bilgi ve dusunce icermeyen yazilanlara degil de; yazara yonelen olmayan bilgi ve dusuncesi temelinde sadece muhalefet etmek icin yer isgal eden bu mesajlarin da ne kadar gale alinacagi konusu herkesin kendi taktiridir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Daha "Komünizm"in nasıl yazılacağını bilmeyen birisinden komik tahliller. Sosyalizmin de ne demek olduğunu bilmese gerek. Tamam "SSCB sosyalizmi", SSCB'nin Afganistan'daki tutumu,Stalin vs. eleştirilebilir de bunlar ciddi bilgi isteyen şeyler.Sırf birilerinin marksistliğine laf atıp kendi oportünistliğini saklamaya çalışmaya da pesss yani.

Oportunizm, "firsatcilik, olan bir durumdan yararlanma/kendine pay cikarma" demektir. Aslinda yukaridaki mesaj bir imla hatasindan kendine nasil bir oportunizm cikardigini acikca sergilemektedir.

SSCB tarihinde oportunistler, genelde Lenin'in dediklerine yanit verecek bilgi ve dusunceye sahip olmadiklarindan, ayni yukaridaki mesaj gibi oportunizm de careyi aramislardir.

Bunu en guzel ornek, Lenin'in ve dava arkadaslarinin fikirleri yerine onlarin kisilikleri ile ugrasmak olmustur. Ayni yukaridaki mesaj gibi.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Bu bolunmeyi de ilk defa Lenin o zamanki carlik Rusya'sinda iyi orgutluyerek,Carlik Rusya'sini yikarak kendi deyimiyle Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birligi'ni kurdu.

Hayır.. Daha önce Paris Komününde örgütlü bir başarı sağlanmış ancak bu başarı geçici olmuştur. Marks , Engels ve Lenin Paris komününden dersler çıkarılması için çaba göstermişlerdir.Almanya'da da benzer örgütlü hareketler söz konusudur, ancak başarılı olamamıştır ..

Iki ana sorun vardi;

1)Devrim ust yapida gerceklesmis,ulke henuz kapitalist uretim iliskilerine hem fiziksel hem de dusunsel bakimdan hazir degil,

Burada üst yapıdan kast edilen nedir? Düşünsel bakımdan hazır olmamak demek, üstyapının hazır olmaması demektir..Çünkü düşünsel bakım dediğiniz her ne ise üst yapı dahilindedir..Demek ki sizin üst yapı dediğiniz başka bir şeydir..Yok eğer üst yapıya dahil ise ki esasen öyledir, bir bütünü ile üstyapıda gerçekleşen değişimden bahsedemezsiniz..Ancak üstyapının belirli bir elemanından bahsedebilirsiniz..Üstyapı tek bir unsurdan oluşan birşey değildir. .

2) Cumhuriyetler Birligi,yani milli bilincin gelismeye tarihsel hiz verdigi zamanda bir sinir altinda birbirlerinden farkli dil ve kultur yapisina sahip topluluklar var.

Bir yere kadar anlaşılabilir ancak ABD dediğiniz farklı etnik milletlerden insanların bulunduğu koskoca bir devlet olarak varlığını o gün de koruyordu bugün de koruyor. Demek ki SSCB nin içinde bulunduğu başka koşullar var ki ABD'ye etki etmeyen bir unsur , bu anlamda benzer özellikler taşıyan SSCB ye etki ediyor. Demek ki SSCB özelinde ana problem bu değildir, ancak elbette bu da bir zorlayıcı unsur olarak görülebilir..



Tekrar Lenin'e donersek, o birseyin farkindaydi.ulke halki kapitalist uretim iliskisi yasamazsa ust yapi devrimi alt yapiya tasinamayacak ve devrim uzun omurlu olmayacakti.Bu yuzden ulke icinde kapitalist uretim iliskilerini gelistirmeye karar verdi.

Tabi bu sebeple yönetime gelir gelmez özel mülkiyete konu olan büyük işletmeler ve bankaları devletleştirdi..Bu şekilde kapitalist üretim ilişkilerini geliştirecekti, nasıl olacaksa? Bir taraftan özel mülkiyeti ortadan kaldırıyor, diğer taraftan ise kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor.Bu yorum ancak sizden gelebilirdi. Beni şaşırtmadığınız için teşekkür ederim..Ben demiştim siz bu konuda cehalet sahibisiniz diye yüzümü kara çıkartmadınız..

Dusuncesinde"ben ulkeyi sosyal yapiyla idare ettigim olcude kapitalizm ust yapiyi ele geciremez"vardi.Bu dusunce temelinde kimsenin zengin olmasina izin vermeyecekti.Bunun icin herkesin ana ihtiyaclarini karsiliyor,ekstra parasi olanlar bu nu para ustune cevirmesin diye paralari belirli araliklarla degistiriyor,elde biriken paralari gecersiz kiliyordu.Boylece devlet ekonomik olarak guclenmis,ve dunya artik emperyalistlerin at kosturdugu eski dunya degildi.Artik ciddi bir rakipleri vardi.

Evet Burada da Lenin, kimsenin zengin olmasına izin vermeyerek kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmeye devam ediyor..Sanırım Lenin'in sarhoşken yaptığı eylemlerden biri olsa gerek..Zira Ruslar içkiye düşkün olurlar değil mi?

Stalin,Nihilizm'in de etkisiyle ulkesinde katliam yapmis (kendine gore belki hakli nedenleri var) ve halkinin cogunun nefretini kazanmisti.Bu arada parti uyeleri daha rahat ve ferah yasamaya baslayinca toplum icinde ister istemez ekonomik yasam farki dogdu.

Pis Stalin kakaca eylemler yaptı...Bir taraftan da hakkını teslim etmişsiniz , doğru hem ne de olsa o da bir Allah'ın kuludur ...

Bu arada emperyalistler bos durmuyor ulke icinde bolucu milli ayrisma propagandasi yurutuyordu.Kendi toplumunu bir arada tutmakta zorlanan SSCB birde sinir disindaki ulkeleri kendi gibi yapma hevesine katilinca,-ki bu sozde marxist girisimi amerikan idealizmi Afganistan ve Irak ta uyguladi ve baska ulkelerde de uygulayacaga benzer.(Amaclar farkli olsa bile SSCB ve ABD'nin yaptiklari ayniydi) Afganistan'i isgal ederek kendiside emperyalistlerin yontemini uyguladi.

Öncelikle bu anlatımınızın, Şabanın hababam sınıfında müfettişe balkan savaşını anlattığı bölüme benzediğini vurgulamadan edemeyeceğim..""Bu arada atlılar çocukların üzerine geliyorlardı, çocuklar savaş meydanında babaa babaa diye bağırıyorlardı.." Evet Sovyetler Birliği de bir devlet olduğundan çıkarları söz konusudur ve esasında Afganistan'da Abd ile karşı karşıya gelmiştir..Sadece burada değil, Stalin'in eylemleri açısından da sosyalist teoriden sapılmıştır ancak pratik ve teori aynı şeyler değildir ve hemen hemen hiç bir görüşün teorisi ile pratiği tutmamaktadır..Bu nedenle teori pratik uyuşmazlığı salt sosyalizme has birşey değildir..İkincisi pratik baz alınarak teori eleştirilemez. En azından bilimsel bir düşünüşe sahip kişi için geçerli olan budur.Teori kendi içerisinde eleştirilir, pratik eleştrilecek ise izmlerin pratikleri birbirleri ile kıyaslanır..Bunu da öğrenmiş oluverin arada ..

Stalin den sonra artik ust yapidakiler Lenin gibi dusunmemeye basladilar.Boylece alt yapiyi hazirlayayim derken ust yapi degisiyordu.Afganistanda basarili olamadiklari gibi,kendi ulkelerinde de geriye donus baslamisti.

Altyapıyı değiştirmek için ne gibi bir hazırlık yaptı o kısmı atladık sanırım..Bir de herhangi bir konuda bişey anlatılır iken içerisinde geçen tanımlamalar izah edilir..Altyapı nedir? Hani Hegel'de yahut Marksizm'de ne olduğu bellidir de evrensel insanizmde ne olduğunu bir izah etseniz de öğrensek ..

Tabi bu arada emperyalistlerin hem terorismi dunyaya tanitisini,hemde ulke icindeki soros calismasini goz ardi etmemek lazim.Sonrasi corap sokugu gibi geldi once SSCB parcalandi ve gercek (arzulanan,kitaplara yansiyan) sosyalizm alt yapiya yayilamiyarak olusamadan bitti.Kominizm onun ust ve kendi kendisine gelecek asamasiydi.

İşin mühim kısmını çorap söküğü ile ifade etmişsiniz..Size uygun olmuş, zaten fazlasını beklemek , hele ki bu yazıdan sonra hayalperestlik olurdu..İyi de sebep somut olarak nedir..? Sosyalizm nasıl altyapıya yayılamamıştır örneğin? Marksist teoride üretim ilişkileri, onların içerisinde de en mühimi olarak görülen üretim araçlarının özel mülkiyet durumu altyapı olarak adlandırılır..

Sosyalizm, burjuvaziden kalan bölüşüm ilişkileri ile ki üstyapının bir elemanıdır, sosyalist sistemin kendine has unsurlarının, örneğin büyük işletmelerin devletleştirilmesi gibi ki bu da sosyalist alt yapıya işaret eder ve de örneğin işçilerin örgütlendiği bir takım kurumların yönetimde söz sahibi olduğu üst yapı elemanlarının bir arada olduğu sistemdir..Yani henüz burjuvazinin izlerinin tam olarak silinmediği bir dönemi ifade eder..Kısacası sizin sosyalizm demediğiniz şey ki bilmediğinizden sosyalizmi başka bir şey zannediyorsunuz, esasında sosyalizmdir..

YERYUZUNDE SOSYALIZM YA DA SOSYALIST URETIM ILISKILERI HIC GERCEKLESMEMISTI.KALDIKI KOMINIZM.

Sosyalizmin ne olduğunu yukarıda izah ettim..Üstelik bu izah Lenin'in Devlet ve Devrim eserinde vurgulanır..Lenin'in herhangi bir eseri tarafınızdan okunmamış ancak Lenin de Lenin diyorsunuz sürekli, tam da size uygun bir çelişiklik..Ben önceki yazılarımda boşuna "siz bilmediğiniz şeyleri eleştirip duruyorsunuz" demedim..



Aslinda Osmanli Imparatorlugu ve Carlik Rusya'si o kadar cok benzerlikler tasiyordu ki,ikisinde de feodal uretim iliskileri hakim surmekteydi ve ikiside milli yukselisi ve onun getirdigi toprak kaybini durdurmayi bilmiyorlardi.Tek fark rusya ilk basta toprak kaybina ugramadan SSCB ne donusebilmis,osmanlilarda boyle bir gelisme olmadigi icin topraklarini tutamamisti.

Yine kof ve hatalı bir analiz, aslında analizcik bile denmez..Rusya da burjuvazi bir sınıf olarak vardır ancak bir Osmanlı burjuvasizinden söz edilemez..Rus burjuvazisi Avrupa'daki sınıfdaşlarının aksine, aristokrasi ile yani çarlık ile işbirliğindedir. Avrupa'da ise burjuvazi aristokrasi ile mücadelededir örneğin (bari birşeyler öğrenin diye yazdım) .İkincisi Rus işçi (burjuvazi olduğundan , Rusya'da Osmanlı'nın aksine, hatırı sayılır bir işçi sınıfı vardır) ve köylüsü özellikle Narodniklerin tesiri altındadır ve bu anlamda kısmen sınıf bilinci taşımaktadırlar.Rusya tarihinde bu anlamda ayaklanmalar görülmüştür ancak teorik eksiklikten dolayı yerel isyasnlar olarak kalmışlardır..Daha öncede belirtmiştim biraz tarih okumalasınız diye.Yahut da bilmediğiniz konulara yorum yapmamaya özen göstermelisiniz demiştim..Bakın bir de Narodnikler diye birşey öğrenmiş oldunuz..Kendileri köylü sınıfının teorisyenleridirler ve terörizmi bir eylem olarak kabul ederek içlerinden ayrılan bir grup ,Rus çarı kaçıncı Aleksandırdı hatırlamıyorum bir suikastle öldürmüşlerdir..Kısacası görece gelişmiş bir sınıf bilincine sahipler , Osmanlıda böyle bir durum yoktur, çünkü bir işçi sınıfından söz edilemez..

Lenin'in devrimiyle Ataturk'un devrimi de benzerlikler tasiyordu.Ikiside ust yapi devrimiydi.Ikiside ust yapi devrimini alt yapiya tasimak icin toplumsal uretim iliskilerini kapitalist yapmak zorundaydilar.Lenin'in Ataturk'e yaptigi silah ve ekonomik yardim dayanismasi bu yuzdendir

Rus devrimi sınıf bilincine dayanır ve toplumun önce sosyalist , sonrasında komünist sisteme dönüşümü için yapılmış bir devrimdir..Türk devrimi ise böyle bir amaç gütmez, sınıf bilincine dayanmaz ve jakoben bir burjuva devrimdir..Evet devede de insanda da kulak vardır ancak biri deve diğeri insandır..Çok sığ bir benzetme olmuş..

.Lenin SSCB'ni cok toplumlu ulke yapisini bilerek kurdu.

Ataturk cok toplumlu yapiyi tek toplum altinda toplamayi tercih etti.

Bu nedir anlamış değilim? Herhalde bir tanede fark yazayım ki ayıp olmasın demişsiniz..Sosyalizm ve devamında komünizm zaten insanları tek ve eşit bir toplum yapma hedefi güder bunun için de sınıf bilincinin gelişmesine çalışır, etnik,din vs farkı gözetmez, sınıf gözetir..Atatürk, burjuva bir devrimin önderidir ve haliyle ulusçudur, zira ulusal bir burjuvazi sınıfı olmaksızın , yani devrimin dayanacağı bir sınıf olmaksızın o devrimin kalıcı olamayacağını bilecek kadar bilgedir.

Bir yerde SSCB'ni parcalayan soros ve terorizm oldu.Turkiye Cumhuriyeti uzerinde ayni terorist (ustelik icsel-PKK) ve soros calismasi var.SSCB parcalandi,Rusya kaldi.Umarim Turkiye Cumhuriyeti Sevr'e gore parcalanip yerine Ilimli Islam Cumhuriyeti kalmaz.Bunun boyle olmamasi yani tarihin tekerrur etmemesi icin ne yapacaksak,nasil yapacaksak,kimlerle yapacaksak v.s. yapalim.Inanin vaktimiz kalmadi,tarih aleyhimize isliyor.

Evet bir takım iyi niyetler ve vesaire..

Isin aci tarafi o devrin sosyalist temelli bu ideolojisi, bugun artik emperyalist zihniyetin bir saldiri, savas politikasi haline gelmistir

Yayılmacılık emperyalizm temelli bir unsurdur sosyalist değildir..Pratik üzerinden teori eleştirme hatası burada da kendini göstermiş..Sosyalizmi eleştireceğim diye sosyalist teori temelli olmayan şeyleri ona aitmiş gibi göstermenizi kötü niyetinize ve sosyalizmi kendi teorisine ait unsurlarla eleştirmekteki acizliğinize veriyorum..

Afganistan'as saldirarak bunun onunu acan SSCB'nin actigi kapidan bugun emperyalist zihniyet girmistir.

Cehaletiniz gittikçe daha berrak kendini gösteriyor..Emperyalizm 1870 li yıllarda kendini belli etmiş ve emperyalizm adı altında yayılmacılık politikası gütmeye başlamıştır..O zaman henüz sosyalist Rusya tarih sahnesinde yoktur..

Her turlu baski rejiminin getirdigi antiinanc ve koyu zihniyet hem yuz binlerce olu birakmis, hem de bilincli olarak gelmeyen inanc zihniyeti yeniden hortlamistir.

Evet, pratik anlamda Lenin sonrası sosyalizm adına bu tarz eylemler olmuştur..Ancak özellikle Stalin bizzat sosyalistlerin kendileri tarafından da sosyalizme ihanet eden kişi olarak tanımlanır (en azından anlamlı bir kısmı tarafından)..Stalinden sonra yanlış hatırlamıyor isem Kruşçev başa geçmiş, bizzat Stalin'in eylemleri neticesinde Rusyada insanların açlıktan yamyalık yapmak zorunda kaldığını ifade etmiştir..Yani sosyalistlerin sosyalizme ihanet etmiştir dediği bir kişi üzerinden sosyalizme yüklenmeye çalışmak, ancak sizin yapabileceğiniz bir şey..

Stalin ve Hitler'in tarihte katliamcilar olarak benzesisi, iste bu sosyo-siyasal temelli sivil diktatorlugun bir urunudur.
Bu temelde Stalin ile Hitler arasinda da bir fark kalmamaktadir.

Hitler faşizmin ürünüdür de Stalin sosyalizmin ürünü değildir, zira teorisinden kopmuştur. Oysa Hitler faşist teoriden kopmadığı için o eylemleri gerçekleştirmiştir.
Yüzeysel olmayalım, biraz derin düşünelim..Gerçi bu dediğimi unutun zira bilmeden düşünmek kişiyi ancak sizin gittiğiniz yere götürebilir..

Aslinda nihilizmin getirdigi yukumluluk boslugunun ve bireyci akilciligin tum izmleri, maalesef kendi diktatorluklerini yurutme adina insanligi kana bulamistir ve bu kana bulama bugun de emperyalist zihniyetin tekelinde devam etmektedir.

Evet diktatörlük kötü birşeydir..

Bugun gorunurdeki sivil diktatorlugun izmler farki bazinda bir ilericilik, demokrasi, hak ve ozgurlukler, adalet, esitlik v.s. sagladigini dusunen beyinler; iste bu iki asir ionceden kalma kuyrukcu beyinler ve sadece kendi izm temelinde bakan beyinlerdir.Hepsinin ortak noktasi kendi izm cikarlari uygruna insanligi kana bulamalari ve bulamaya da devam etmeleridir.

Ben esasen cehaletin esas problem olduğunu düşünüyorum..Çünkü şu yahut bu izmi bilmeyen cehalet sahibi kişiler , ya teori ve pratik ayırımı yapamıyorlar, yahut da izmlerin ne olduklarını bilmeden, söz konusu teoriyi şu yahut bu şahsın eylemleriyle değerlendirebileceklerini düşünebilecek kadar basit bir "akıl yürütüşe" sahip oluyorlar...

Neticesinde, sizin sosyalizm konusunda bir cahil olduğunuzun kendi yazınız ile tescillendiğini görmüş oldum..Böylesine bilgi birikimi gerektiren ( ki hem sosyalizmin teorik anlamda bilinmesi hem de tarihsel sürecin irdelenmesi gerekir) bir konuda bu kadar sığ ve hatalı bir yazı, ancak bu konuda cehalet sahibi bir kişiden çıkabilirdi..Dediğim gibi, ilgi alanına futbolun girmediği bir kadının anlattığı ofsayt kuralından ne öğrenilebilirse , sizin sosyalizm ve SSCB için yazdığınız bu yazıdan da ancak o düzeyde birşey öğrenilebilir..Bilmediğiniz konularda rastgele yazılar yazarak yer işgal ediyorsunuz..Eğer dilinizden düşürmediğiniz egomu tatmin etmek istemiyorsanız, özellikle sosyalizmle ilgili yazı yazmayınız..Yok yazacaksanız da sonra egonu tatmin ediyorsun demeyiniz , zira sizin bu yazınız başka işe yaramaz...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Hayır.. Daha önce Paris Komününde örgütlü bir başarı sağlanmış ancak bu başarı geçici olmuştur. Marks , Engels ve Lenin Paris komününden dersler çıkarılması için çaba göstermişlerdir.Almanya'da da benzer örgütlü hareketler söz konusudur, ancak başarılı olamamıştır ..

Ekleme icin tesekkurler.

Burada üst yapıdan kast edilen nedir? Düşünsel bakımdan hazır olmamak demek, üstyapının hazır olmaması demektir..Çünkü düşünsel bakım dediğiniz her ne ise üst yapı dahilindedir..Demek ki sizin üst yapı dediğiniz başka bir şeydir..Yok eğer üst yapıya dahil ise ki esasen öyledir, bir bütünü ile üstyapıda gerçekleşen değişimden bahsedemezsiniz..Ancak üstyapının belirli bir elemanından bahsedebilirsiniz..Üstyapı tek bir unsurdan oluşan birşey değildir. .

Burada kastedilen iktidarin ele gecirilmesidir. Evet ust yapi hazir degildi. Ust yapinin ne oldugu contexte goredegisir. Burada kullanilan ust yapi devlet, hukumet ve iktidardir. Yalniz bu onlarin o bilincte oldugu anlamina gelmez..

Bir yere kadar anlaşılabilir ancak ABD dediğiniz farklı etnik milletlerden insanların bulunduğu koskoca bir devlet olarak varlığını o gün de koruyordu bugün de koruyor. Demek ki SSCB nin içinde bulunduğu başka koşullar var ki ABD'ye etki etmeyen bir unsur , bu anlamda benzer özellikler taşıyan SSCB ye etki ediyor. Demek ki SSCB özelinde ana problem bu değildir, ancak elbette bu da bir zorlayıcı unsur olarak görülebilir..

Evet iste burada emperyalist bilinc ve tecrube soz konusu. Yani kendi toplumunda verdigi hak ve ozgurluklerin disa saldirimda birpolitik/ekonomik arac olarak kullanilmasi. Ayrica soros calismasi disaridan ABD'de olmuyor. Emperyalist zihniyet her turlu farkli hak ve ozgurluklerin farkinda oldugundan, kendi toplumunda antiayrimcilik, disarida ise mikroayrimciligi uygular. Sence nedir "ana" problem?

Tabi bu sebeple yönetime gelir gelmez özel mülkiyete konu olan büyük işletmeler ve bankaları devletleştirdi..Bu şekilde kapitalist üretim ilişkilerini geliştirecekti, nasıl olacaksa? Bir taraftan özel mülkiyeti ortadan kaldırıyor, diğer taraftan ise kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor.Bu yorum ancak sizden gelebilirdi. Beni şaşırtmadığınız için teşekkür ederim..Ben demiştim siz bu konuda cehalet sahibisiniz diye yüzümü kara çıkartmadınız..

Benim ile ugrasacaginiza bilgi ve dusuncenizi ortaya koyunuz. Aksi mesajlarinizi gale almayacagim. Bu size son ihtarim. Ayrica unutmayin,beni sizin bu kisilik duzeyinize hic bir zaman cekemeyeceksiniz. O yuzden de bosuna ugrasmayin. Ayrica bu benim yorumum degil. Lenin'in kendi soylemidir. Sosyalizm altinda kapitalizmi gelistirecegi konusu. Cunku kendisi kapitalist bilinc olmadan sosyalizmin gelemeyeceginin farkindaydi. Aynisini Ataturk yapti, eliyle zenginler yetistirdi.

Evet Burada da Lenin, kimsenin zengin olmasına izin vermeyerek kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmeye devam ediyor..Sanırım Lenin'in sarhoşken yaptığı eylemlerden biri olsa gerek..Zira Ruslar içkiye düşkün olurlar değil mi?
Pis Stalin kakaca eylemler yaptı...Bir taraftan da hakkını teslim etmişsiniz , doğru hem ne de olsa o da bir Allah'ın kuludur ...
Öncelikle bu anlatımınızın, Şabanın hababam sınıfında müfettişe balkan savaşını anlattığı bölüme benzediğini vurgulamadan edemeyeceğim..""Bu arada atlılar çocukların üzerine geliyorlardı, çocuklar savaş meydanında babaa babaa diye bağırıyorlardı.." Evet Sovyetler Birliği de bir devlet olduğundan çıkarları söz konusudur ve esasında Afganistan'da Abd ile karşı karşıya gelmiştir..Sadece burada değil, Stalin'in eylemleri açısından da sosyalist teoriden sapılmıştır ancak pratik ve teori aynı şeyler değildir ve hemen hemen hiç bir görüşün teorisi ile pratiği tutmamaktadır..Bu nedenle teori pratik uyuşmazlığı salt sosyalizme has birşey değildir..İkincisi pratik baz alınarak teori eleştirilemez. En azından bilimsel bir düşünüşe sahip kişi için geçerli olan budur.Teori kendi içerisinde eleştirilir, pratik eleştrilecek ise izmlerin pratikleri birbirleri ile kıyaslanır..Bunu da öğrenmiş oluverin arada ..
Altyapıyı değiştirmek için ne gibi bir hazırlık yaptı o kısmı atladık sanırım..Bir de herhangi bir konuda bişey anlatılır iken içerisinde geçen tanımlamalar izah edilir..Altyapı nedir? Hani Hegel'de yahut Marksizm'de ne olduğu bellidir de evrensel insanizmde ne olduğunu bir izah etseniz de öğrensek ..

Cogu mesajiniz bilgi ve dusunce icermedigi icin yanit verme geregi duymuyorum. Burada bahsedilen alt yapi iki turludur hem sistemin yapisi hem de toplumun beyin yapisi her ikisinin de degistirilmesi icin devrim yapilmistir.

İşin mühim kısmını çorap söküğü ile ifade etmişsiniz..Size uygun olmuş, zaten fazlasını beklemek , hele ki bu yazıdan sonra hayalperestlik olurdu..İyi de sebep somut olarak nedir..? Sosyalizm nasıl altyapıya yayılamamıştır örneğin? Marksist teoride üretim ilişkileri, onların içerisinde de en mühimi olarak görülen üretim araçlarının özel mülkiyet durumu altyapı olarak adlandırılır..

Olan ekonomik farklari siz aciklayin da bu nasil bir sosyalizm imis ogrenelim. Ya da dine yonelik baskilari, parti uyesi olmasiu icin kisilere sunulan tesvikleri v.s.

Sosyalizm, burjuvaziden kalan bölüşüm ilişkileri ile ki üstyapının bir elemanıdır, sosyalist sistemin kendine has unsurlarının, örneğin büyük işletmelerin devletleştirilmesi gibi ki bu da sosyalist alt yapıya işaret eder ve de örneğin işçilerin örgütlendiği bir takım kurumların yönetimde söz sahibi olduğu üst yapı elemanlarının bir arada olduğu sistemdir..Yani henüz burjuvazinin izlerinin tam olarak silinmediği bir dönemi ifade eder..Kısacası sizin sosyalizm demediğiniz şey ki bilmediğinizden sosyalizmi başka bir şey zannediyorsunuz, esasında sosyalizmdir..

Cok guzel bir celiski ve akil tatmini tebrikler. Baska turlu aklinizi savundugunuz bir sey adina bundan daha iyi tatmin edemezdiniz.

Sosyalizmin ne olduğunu yukarıda izah ettim..Üstelik bu izah Lenin'in Devlet ve Devrim eserinde vurgulanır..Lenin'in herhangi bir eseri tarafınızdan okunmamış ancak Lenin de Lenin diyorsunuz sürekli, tam da size uygun bir çelişiklik..Ben önceki yazılarımda boşuna "siz bilmediğiniz şeyleri eleştirip duruyorsunuz" demedim..

Aman ne izah ne izah. Aslinda onemli degil, siz kendi aklinizi tatmin ettiyseniz de mesele yok. Baka tuirlu inanilanin kalici olmasi mumkun degildir.

Yine kof ve hatalı bir analiz, aslında analizcik bile denmez..Rusya da burjuvazi bir sınıf olarak vardır ancak bir Osmanlı burjuvasizinden söz edilemez..Rus burjuvazisi Avrupa'daki sınıfdaşlarının aksine, aristokrasi ile yani çarlık ile işbirliğindedir. Avrupa'da ise burjuvazi aristokrasi ile mücadelededir örneğin (bari birşeyler öğrenin diye yazdım) .İkincisi Rus işçi (burjuvazi olduğundan , Rusya'da Osmanlı'nın aksine, hatırı sayılır bir işçi sınıfı vardır) ve köylüsü özellikle Narodniklerin tesiri altındadır ve bu anlamda kısmen sınıf bilinci taşımaktadırlar.Rusya tarihinde bu anlamda ayaklanmalar görülmüştür ancak teorik eksiklikten dolayı yerel isyasnlar olarak kalmışlardır..Daha öncede belirtmiştim biraz tarih okumalasınız diye.Yahut da bilmediğiniz konulara yorum yapmamaya özen göstermelisiniz demiştim..Bakın bir de Narodnikler diye birşey öğrenmiş oldunuz..Kendileri köylü sınıfının teorisyenleridirler ve terörizmi bir eylem olarak kabul ederek içlerinden ayrılan bir grup ,Rus çarı kaçıncı Aleksandırdı hatırlamıyorum bir suikastle öldürmüşlerdir..Kısacası görece gelişmiş bir sınıf bilincine sahipler , Osmanlıda böyle bir durum yoktur, çünkü bir işçi sınıfından söz edilemez..

Vay vay rus burjuvazisi ha. Simdi anlasiliyor sizin Lenin'in neden alt yapiyi kapitalistlestirme istemini algilayamadiginizi. Demekki hem burjuvazi var hem de kapitalist bir sistem ve de isci bilinci. Neyse siz devam edin. Sonucta aklin tatmini her seyin onundedir.

Rus devrimi sınıf bilincine dayanır ve toplumun önce sosyalist , sonrasında komünist sisteme dönüşümü için yapılmış bir devrimdir..Türk devrimi ise böyle bir amaç gütmez, sınıf bilincine dayanmaz ve jakoben bir burjuva devrimdir..Evet devede de insanda da kulak vardır ancak biri deve diğeri insandır..Çok sığ bir benzetme olmuş..

Bir akil tatmini incisi daha, bilincli rus iscisi. Bakalim su aklinizi tatmin etme ugruna daha ne cevherler sunacaksiniz.

Bu nedir anlamış değilim? Herhalde bir tanede fark yazayım ki ayıp olmasın demişsiniz..Sosyalizm ve devamında komünizm zaten insanları tek ve eşit bir toplum yapma hedefi güder bunun için de sınıf bilincinin gelişmesine çalışır, etnik,din vs farkı gözetmez, sınıf gözetir..Atatürk, burjuva bir devrimin önderidir ve haliyle ulusçudur, zira ulusal bir burjuvazi sınıfı olmaksızın , yani devrimin dayanacağı bir sınıf olmaksızın o devrimin kalıcı olamayacağını bilecek kadar bilgedir.

Nasil olsa anlamadan yorum yapmissiniz.

Evet bir takım iyi niyetler ve vesaire..
Yayılmacılık emperyalizm temelli bir unsurdur sosyalist değildir..Pratik üzerinden teori eleştirme hatası burada da kendini göstermiş..Sosyalizmi eleştireceğim diye sosyalist teori temelli olmayan şeyleri ona aitmiş gibi göstermenizi kötü niyetinize ve sosyalizmi kendi teorisine ait unsurlarla eleştirmekteki acizliğinize veriyorum..

Bunu bir itiraf olarak mi kabul etsem acaba, yoksa Afganistan'a yapilan saldirinin bir emperyalist saldiri olmadigina yapilan bir vurgu olarak mi?

Cehaletiniz gittikçe daha berrak kendini gösteriyor..Emperyalizm 1870 li yıllarda kendini belli etmiş ve emperyalizm adı altında yayılmacılık politikası gütmeye başlamıştır..O zaman henüz sosyalist Rusya tarih sahnesinde yoktur..

Dogrudur emperyalist zihniyetin caga gore degisimini algilayamayan beyinler icin bu yorum gayet dogaldir. Aslinda bu bir tatminin mi yoksa algisizligin mi sonucu?

Evet, pratik anlamda Lenin sonrası sosyalizm adına bu tarz eylemler olmuştur..Ancak özellikle Stalin bizzat sosyalistlerin kendileri tarafından da sosyalizme ihanet eden kişi olarak tanımlanır (en azından anlamlı bir kısmı tarafından)..Stalinden sonra yanlış hatırlamıyor isem Kruşçev başa geçmiş, bizzat Stalin'in eylemleri neticesinde Rusyada insanların açlıktan yamyalık yapmak zorunda kaldığını ifade etmiştir..Yani sosyalistlerin sosyalizme ihanet etmiştir dediği bir kişi üzerinden sosyalizme yüklenmeye çalışmak, ancak sizin yapabileceğiniz bir şey..

Iste bioyle akil tatmin olayim derken kendi kendi ile de celiskiye duser. Aslinda gorulmeyen bir durum da degil.

Hitler faşizmin ürünüdür de Stalin sosyalizmin ürünü değildir, zira teorisinden kopmuştur. Oysa Hitler faşist teoriden kopmadığı için o eylemleri gerçekleştirmiştir.
Yüzeysel olmayalım, biraz derin düşünelim..Gerçi bu dediğimi unutun zira bilmeden düşünmek kişiyi ancak sizin gittiğiniz yere götürebilir..

Kelinm melhemi olsa once kendi basina surer. Siz kim dusunce kim. Sabit ve sartlandiginiz ve kendince algiladiginiz sosyalizminiz sizin dusuncenizi zaten dondurmus. Dusunmenize de gerek yok. Sadece her seyi aklinizi tatmin olarak kendinizi inandirin bu size yeter.

Evet diktatörlük kötü birşeydir..
Ben esasen cehaletin esas problem olduğunu düşünüyorum..Çünkü şu yahut bu izmi bilmeyen cehalet sahibi kişiler , ya teori ve pratik ayırımı yapamıyorlar, yahut da izmlerin ne olduklarını bilmeden, söz konusu teoriyi şu yahut bu şahsın eylemleriyle değerlendirebileceklerini düşünebilecek kadar basit bir "akıl yürütüşe" sahip oluyorlar...

Kendinizi bilmeden tarif edebilmek bu olsa gerek. Cehaleti dusunup te, bilinci dusunmemek te bunun bilincsiz bir dusunce oldugunu ortaya koyuyor.

Neticesinde, sizin sosyalizm konusunda bir cahil olduğunuzun kendi yazınız ile tescillendiğini görmüş oldum..Böylesine bilgi birikimi gerektiren ( ki hem sosyalizmin teorik anlamda bilinmesi hem de tarihsel sürecin irdelenmesi gerekir) bir konuda bu kadar sığ ve hatalı bir yazı, ancak bu konuda cehalet sahibi bir kişiden çıkabilirdi..Dediğim gibi, ilgi alanına futbolun girmediği bir kadının anlattığı ofsayt kuralından ne öğrenilebilirse , sizin sosyalizm ve SSCB için yazdığınız bu yazıdan da ancak o düzeyde birşey öğrenilebilir..Bilmediğiniz konularda rastgele yazılar yazarak yer işgal ediyorsunuz..Eğer dilinizden düşürmediğiniz egomu tatmin etmek istemiyorsanız, özellikle sosyalizmle ilgili yazı yazmayınız..Yok yazacaksanız da sonra egonu tatmin ediyorsun demeyiniz , zira sizin bu yazınız başka işe yaramaz...

Aslinda sizin de sosyalizmin bilinc ve farkindaligina sahip olmadiginiz ortaya cikmis oluyor. Cunku sirf aklinizi tatmin edebilme adina oyle guzel uyarlamissiniz ki. Bence sapka cikarmak gerekir. Cunku sizin yaptiginizi basaramayip bosluga dusen cok oldu. O yuzden sizi kutlamak gerekir.

Zaten bir inancin iman duzeyi de budur. Sosyalizme olan imaniniz kendinizi tatmin olarak inandirma acisindan cok guzel ortusmus.

O yuzden belki bilgisizlik okunup ogrenilir, ama bilincsizligin caresi yoktur. Taki akil kendini tatmin etme adina kandirmaktan vaz gecene kadar.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Bundan sonrası artık sizin debelenmenizden ibaret...Girmemeniz gereken bir yere girdiğinizden, artık başka seçeneğiniz kalmıyor...İlla ki bir cevap vermek için yanıp tutuşuyorsunuz..Her türlü sistem eleştrilebilir , ancak bu kolay bir iş değildir ve eleştrilen sistemin en azından belirli bir düzeyde bilinmesini gerektirir..Siz Marksizm Rusya'da faal değil iken bu yönde başka bir takım görüşlerin olduğundan habersizsiniz..Siz Osmanlıda bir burjuvazi yok iken Rusya'da bir burjuvazinin olduğundan habersizsiniz.Rusyada bir işçi sınıfının olduğundan, bu işçi sınıfının kendi sınıf bilincine kısmen hakim olduğundan ve Rusya'nın belirli yerlerinde ayaklandıklarından habersizsiniz...Siz Stalin'in bizzat ondan sonra gelen SSCB yöneticileri tarafından dahi eleştirildiğinden habersizsiniz..Siz Stalin'in Leninin sürekli devrim tezine aykırı hareket ettiği, bürokratik yapıyı sosyalist bir şekilde düzenlemesi gerekirken bunun aksine katı bir bürokratik yapıyı koruduğundan habersizsiniz.Sosyalizmin ne olduğundan habersizsiniz.Daha Lenin'in, Marks'ın ,Engels'in Sosyalizmi nasıl tanımladığından habersizsiniz..

Marks ne diyor, Lenin den dinleyelim: "Burada (işçi programının incelenmesinde) uğraştığımız şey, kendi temelleri üzerinde gelişmiş biçimiyle değil, aksine kapitalist toplumun içinden çıktığı biçimiyle bir komünist toplumdur; yani her bakımdan, ekonomik, ahlaki, düşünsel olarak hala bağrından çıktığı eski toplumun izlerini taşıyan bir toplum"

ve aşağıda Lenin, yukarıdaki cümlenin izahını yapıyor

"İşte kapitalizmin bağrından daha yeni çıkmış, her bakımdan eski toplumun damgasını taşıyan bu komünist toplumu Marks, komünist toplumun "ilk" ya da alt aşaması olarak niteler"

V.İ.Lenin Devlet ve Devrim, İnter Yayınları Sayfa : 110 ve 111

Lenin aynı kitabın 112. sayfasında ise şunları söylüyor:
"Yani komünizmin ilk aşaması, adaleti ve eşitliği henüz veremez: servet farkları, hem de adil olmayan farklar sürecek, fakat bir insanın başka bir insan tarafından sömürüsü olanaksız olacaktır, çünkü üretim araçlarını, fabrikaları, makineleri, toprak ve araziyi vs. özel mülkiyet olarak gaspetmek olanaksız olacaktır"

ve yine birkaç paragraf sonra, aynı sayfada şöyle diyor

"Marks sadece insanların kaçınılmaz eşitsizliğini tamı tamına göz önünde bulundurmakla kalmaz, tek başına üretim araçlarının tüm toplumun ortak mülkiyetine geçişinin (sözcüğün alışılmış anlamında "sosyalizm"), paylaşımdaki eksiklikleri, ürünler "emeğe göre" paylaşıldığı sürece egemen olmaya devam eden "burjuva hukukunun" eşitsizliğini ortadan kaldırmadığını da göz önünde bulundurur"

Ve devamında sayfa 113'de

"Böylece (genellikle sosyalizm diye adlandırılan) komünist toplumun ilk aşamasında "burjuva hukuk" tamamen ortadan kaldırılmaz, bilakis sadece kısmen, sadece erişilmiş ekonomik devrime uygun olarak, yani sadece üretim araçlarıyla bağıntılı kaldırılır."Burjuva hukuku" bunları tek tek bireylerin özel mülkiyeti olarak kabul eder. Sosyalizm ise toplumsal mülkiyet haline getirir.Bu ölçüde - ve sadece bu ölçüde - burjuva hukuk ortadan kalkar"

Ben bir önceki yorumumda bunu ifade ettim ve siz ne dediniz aşağıda ona baklım.

Sosyalizm, burjuvaziden kalan bölüşüm ilişkileri ile ki üstyapının bir elemanıdır, sosyalist sistemin kendine has unsurlarının, örneğin büyük işletmelerin devletleştirilmesi gibi ki bu da sosyalist alt yapıya işaret eder ve de örneğin işçilerin örgütlendiği bir takım kurumların yönetimde söz sahibi olduğu üst yapı elemanlarının bir arada olduğu sistemdir..Yani henüz burjuvazinin izlerinin tam olarak silinmediği bir dönemi ifade eder..Kısacası sizin sosyalizm demediğiniz şey ki bilmediğinizden sosyalizmi başka bir şey zannediyorsunuz, esasında sosyalizmdir..

Ben yukarıdaki gibi ifade ediyorum çünkü gerçek böyledir ....

ve siz

Cok guzel bir celiski ve akil tatmini tebrikler. Baska turlu aklinizi savundugunuz bir sey adina bundan daha iyi tatmin edemezdiniz.

Yukarıdakileri yazabiliyorsunuz..Çünkü siz bir sosyalizm cahilisiniz.Demek ki ne imiş ..Siz doğru dürüst okuma yapmadan, kulaktan dolma şeyler ile , tam olarak bilmediğiniz şeyler üzerine yorum yapmışsınız, artık bu barizdir ve tartışma götürmez. Bundan sonrası sizin çaresiz çırpınışlarınızdır.Ben de bu noktaya işaret ediyorum ..Bu sebeple benim size yönelttiğim cehalet ile ilgili kelimeler bir gerçeğin ifadesidirler.Yukarıdaki alıntılar bunun ispatlarıdır..

Ayrica bu benim yorumum degil. Lenin'in kendi soylemidir. Sosyalizm altinda kapitalizmi gelistirecegi konusu. Cunku kendisi kapitalist bilinc olmadan sosyalizmin gelemeyeceginin farkindaydi.
Diyorsunuz, bu sözler size ait..

Şimdi bana Lenin'in kapitalist ilişkileri geliştirmek istediğini ifade eden bir alıntı yapınız ve kaynak gösteriniz.Böylece Lenin'in ağzından duyalım bu konuda ne demiş..?

Hadi kolay gelsin..Yalnız rica edeceğim yaptığınız alıntı idealist materyalizm konusundaki gibi bir alıntı olmasın..Tutup da bana ergen bir felsefe öğrencisinin acaba böyle bir şey olamaz mı? tarzında söylediği şeylerin benzerlerini buraya alıntı diye yazmayın ,vaktimi boşa harcamayın, kendinizi de rencide etmeyin...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bundan sonrası artık sizin debelenmenizden ibaret...Girmemeniz gereken bir yere girdiğinizden, artık başka seçeneğiniz kalmıyor...İlla ki bir cevap vermek için yanıp tutuşuyorsunuz..Her türlü sistem eleştrilebilir , ancak bu kolay bir iş değildir ve eleştrilen sistemin en azından belirli bir düzeyde bilinmesini gerektirir..Siz Marksizm Rusya'da faal değil iken bu yönde başka bir takım görüşlerin olduğundan habersizsiniz..Siz Osmanlıda bir burjuvazi yok iken Rusya'da bir burjuvazinin olduğundan habersizsiniz.Rusyada bir işçi sınıfının olduğundan, bu işçi sınıfının kendi sınıf bilincine kısmen hakim olduğundan ve Rusya'nın belirli yerlerinde ayaklandıklarından habersizsiniz...Siz Stalin'in bizzat ondan sonra gelen SSCB yöneticileri tarafından dahi eleştirildiğinden habersizsiniz..Siz Stalin'in Leninin sürekli devrim tezine aykırı hareket ettiği, bürokratik yapıyı sosyalist bir şekilde düzenlemesi gerekirken bunun aksine katı bir bürokratik yapıyı koruduğundan habersizsiniz.Sosyalizmin ne olduğundan habersizsiniz.Daha Lenin'in, Marks'ın ,Engels'in Sosyalizmi nasıl tanımladığından habersizsiniz..

Marks ne diyor, Lenin den dinleyelim: "Burada (işçi programının incelenmesinde) uğraştığımız şey, kendi temelleri üzerinde gelişmiş biçimiyle değil, aksine kapitalist toplumun içinden çıktığı biçimiyle bir komünist toplumdur; yani her bakımdan, ekonomik, ahlaki, düşünsel olarak hala bağrından çıktığı eski toplumun izlerini taşıyan bir toplum"

ve aşağıda Lenin, yukarıdaki cümlenin izahını yapıyor

"İşte kapitalizmin bağrından daha yeni çıkmış, her bakımdan eski toplumun damgasını taşıyan bu komünist toplumu Marks, komünist toplumun "ilk" ya da alt aşaması olarak niteler"

V.İ.Lenin Devlet ve Devrim, İnter Yayınları Sayfa : 110 ve 111

Lenin aynı kitabın 112. sayfasında ise şunları söylüyor:
"Yani komünizmin ilk aşaması, adaleti ve eşitliği henüz veremez: servet farkları, hem de adil olmayan farklar sürecek, fakat bir insanın başka bir insan tarafından sömürüsü olanaksız olacaktır, çünkü üretim araçlarını, fabrikaları, makineleri, toprak ve araziyi vs. özel mülkiyet olarak gaspetmek olanaksız olacaktır"

ve yine birkaç paragraf sonra, aynı sayfada şöyle diyor

"Marks sadece insanların kaçınılmaz eşitsizliğini tamı tamına göz önünde bulundurmakla kalmaz, tek başına üretim araçlarının tüm toplumun ortak mülkiyetine geçişinin (sözcüğün alışılmış anlamında "sosyalizm"), paylaşımdaki eksiklikleri, ürünler "emeğe göre" paylaşıldığı sürece egemen olmaya devam eden "burjuva hukukunun" eşitsizliğini ortadan kaldırmadığını da göz önünde bulundurur"

Ve devamında sayfa 113'de

"Böylece (genellikle sosyalizm diye adlandırılan) komünist toplumun ilk aşamasında "burjuva hukuk" tamamen ortadan kaldırılmaz, bilakis sadece kısmen, sadece erişilmiş ekonomik devrime uygun olarak, yani sadece üretim araçlarıyla bağıntılı kaldırılır."Burjuva hukuku" bunları tek tek bireylerin özel mülkiyeti olarak kabul eder. Sosyalizm ise toplumsal mülkiyet haline getirir.Bu ölçüde - ve sadece bu ölçüde - burjuva hukuk ortadan kalkar"

Ben bir önceki yorumumda bunu ifade ettim ve siz ne dediniz aşağıda ona baklım.



Ben yukarıdaki gibi ifade ediyorum çünkü gerçek böyledir ....

ve siz



Yukarıdakileri yazabiliyorsunuz..Çünkü siz bir sosyalizm cahilisiniz.Demek ki ne imiş ..Siz doğru dürüst okuma yapmadan, kulaktan dolma şeyler ile , tam olarak bilmediğiniz şeyler üzerine yorum yapmışsınız, artık bu barizdir ve tartışma götürmez. Bundan sonrası sizin çaresiz çırpınışlarınızdır.Ben de bu noktaya işaret ediyorum ..Bu sebeple benim size yönelttiğim cehalet ile ilgili kelimeler bir gerçeğin ifadesidirler.Yukarıdaki alıntılar bunun ispatlarıdır..

Diyorsunuz, bu sözler size ait..

Şimdi bana Lenin'in kapitalist ilişkileri geliştirmek istediğini ifade eden bir alıntı yapınız ve kaynak gösteriniz.Böylece Lenin'in ağzından duyalım bu konuda ne demiş..?

Hadi kolay gelsin..Yalnız rica edeceğim yaptığınız alıntı idealist materyalizm konusundaki gibi bir alıntı olmasın..Tutup da bana ergen bir felsefe öğrencisinin acaba böyle bir şey olamaz mı? tarzında söylediği şeylerin benzerlerini buraya alıntı diye yazmayın ,vaktimi boşa harcamayın, kendinizi de rencide etmeyin...

Senin terbiye ve saygidasn yoksun kahve agzina uymadan mumkun oldugu kadar bu konuda senin ile gereken bilgi ve dusunce alis verisini surdurmeye calisacagim. En azindan belki senin sorgulanmaz bilincalti sartlanmisligina bir yarari olmaz ama diger okurlar basarilabildigi olcude bu bilgi ve dusunce alisverisinden yararlanabilir ve kendi kisisel katki, fikir ve dusuncelerini paylasabilirler.

Bu baglamda sana bir alinti verecegim ve bazi sorular soracagim. Soracagim sorulara verecegin yanitlardan amacim senin sosyalizme nasil baktigin ve ne algiladigini gormek ve ona gore yanit vermek.

Ben ozel olarak bu konulari birakali en az bir 30 yil oldu ve o devirden yani 80 lerden kalan tum yazili belgeler ve okuduklarim sadece aklimda.

Cunku ben de zamaninda merksist/leninist isci sinifi diktatorlugu ve proleter devrimi savunan ve bunun icin pratikte ve teoride yasam surmus bir bireyim. O devirlerdeki tartismalarda bile kimse senin gibi terbiuye ve saygidan yoksun bir mahalle ve kahve agzi kullanmazdi. Cunku amac kisileri bilinclendirmek ve onlari bu savasima cekmek ve egitmekti. Senin yazi dilin ve uslubun boyle bir algi ve bilincten cok uzakta gorunuyor. Cunku otekilestirmeye oyle bir odaklanmissin ki, kendi fikrini bile ortaya koyacak bir bilince sahip degilsdin

Once alinti;

Lenin kapitalizmin ancak devrimci yollarla yıkılabileceğini düşünüyordu. Lenin`e göre devrimi işçi diktatörlüğü süreci takip etmeliydi.

Leninizm`in diğer temel bir düşüncesi de emperyalizmi kapitalizmin en yüksek basamağı olarak görmesidir. Lenin, kapitalizmin küresel bir sistem olurken uyguladığı hileyi (Marx bu fenomeni öngörmüştür) Marx`ın çalışmalarını geliştirerek ve güncelleyerek anlatır. Lenin`e göre gelişmiş kapitalist ülkelerde proleter devrim gerçekleşemez çünkü bu ülkeler işçilerine nispeten yüksek yaşam standartı ve çeşitli fırsatlar sağlar ve işçilerin devrimci bir bilince ulaşması mümkün olmaz (bkz: İşçi aristokrasisi). Bu yüzden ancak daha az gelişmiş ülkelerde işçi devrimi mümkün olabilir.

Fakat eğer devrim ancak fakir, gelişmemiş bir ülkede başlayabilirse burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Marx`a göre gelişmemiş ülkeler sosyalizmi inşa edemez, çünkü kapitalizm henüz buralarda bütün gücünü kullanmamış, sömürüsünü gerçekleştirmemiştir, işte bu yüzden dış güçler devrimi başarısızlığa uğratmak için elinden geleni yapacaktır. Buna Leninizm iki çözüm yolu önerir:

İlk önerisi çok sayıda gelişmemiş ülkenin kısa bir sürede birleşerek büyük federal bir yapı kuraracağı, bu sayede kapitalizme karşı direneceği ve sosyalizmi kurmayı başaracağıdır. Sovyetler Birliği`nin kurulmasının temel fikri budur.

Diğer önerisi de gelişmemiş ülkelerde başlayan devrimin veya devrim ateşinin gelişmiş kapitalist ülkelerdeki devrim kıvılcımını tetikleyebileceğidir (örnek olarak Lenin Rus Devriminin bir Alman Devrimini ateşleyebileceğini ummuştu). Gelişmiş ülke böylece sosyalizmi kuracak ve gelişmemiş ülkelerin de aynı şeyi yapmasına yardım edecektir.



Kapitalizmin devrimci yollarla yikilabilecegi, kapitalis bilinc ve farkindaligui icerir mi?

Yikacak olan proleterya ekonomi olarak proleter olmasi vasfiyla, beyin olarak ta proleter midir?

Proletarya ne demektir?

Yukaridaki tanim sadece fiziksel midir, beyin duzeyini de icerir mi?

"gelismis kapitalist ulkelerde proleter devrimin gerceklesemez" olmasi Lenin'e gore ne demektir. Gerceklesememesinin temeli sade ekonomiye mi dayanir, bilinc olarak lenin bunu degerlendir mis midir?

Her iki kisi arasindaki "gelismis/az gelismis" ulke algisi ve farki nedir?

Isci sinifi demek isci sinifi bilinci demek midir?

Gelismis ulkelerdeki isci sinifi mi?, az gelismis ulkelerdeki isci sinifi mi, isci sinifi bilincine sahiptir ve neden?

Butun sorularin temeli iki noktada toplanmaktadir olmak ve bilincinde olmak. Bir kisinin isci sinifi statusunde olmasi ile onun isci sinifi bilincinde olmasi farki nedir?

Eger olmak ile bilincinde olmak farkini aciklayabilirsen, sana yanit verecegim. Aksi taktirde neden devrimin basarili olamadigini algilaman mumkun degildir.

Isci sinifi bilinci gelismis ulkelerde sadece sinifin ekonomik "rahatligi " mi demektir?

Evet su siniftan olmak ile o sinifin bilincinde olmak farkini aciklar misin?

SSCB deki Lenin'in bahsettigi proleter devrimi yapacak olan isci sinifi, sinifinin bilincinde miydi? oyleyse nasil, degilse neden?

Devrimin basi ceken "isci sinifi" yani parti uyelerinin % kaci bu siniftan, %kaci bu sinifin bilincinde idi?

Simdilik sorulari burada noiktaliyorum.

Terbiye ve saygi sinirlarini asamadan bu sorulara yanit verebilirsen ne ala; aksi sadece her turlu saygisizligin ifadesi olan yazi dilin ve uslubun sadece kendi kisiligine bir ayna olacak ve senin kisilik desifren olarak bu baslikta yer alacaktir.

Bilgi ve dusunce icermeyecegi icin de boyle bir saygisiz yazi dili ve uslubu yanit alamayacaktir.

Marx'a gore gelismemis ulkeler sosyalizmi neden insa edemez. Buradaki "insa" ile ne kassdetilmistir?

Butemelde marx ile Lenin arasindaki ana fark nedir?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
"Gelismis kapitalist ulkelerde devrimi yapmak zor, sosyalizmi insa etmek kolaydir; gelismemis ulkelerde ise devrimi yapmak kolay sosyalizmi insa etmek zordur"

Yukaridaki cumlede;

Gelismislik ve azgelismisligin ne oldugunu, arasindaki her turlu farki;

Cumlede gecen zor ve kolay algisini;

Marx'a, lenin'e ve kendine gore aciklar misin?

Lenin zoru mu basarmak istedi, yoksa kolaydan mi yola cikti?

Lenin basardi mi?

Basardi ise neyi nasil basardi? Bu soru bugunku Rusya Fedarasyonu ve Lenin'den bu gune kadar gecen surec ile ilgilidir.

Sorular sadece senin bu cumledeki algini algilayabilmek icin sorulmustur. Bu da senin varsa bilgin ve dusuncen ve bunun bu baslikta yaziya dokulmesi demektir.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Öncelikle sizin sosyalizmi bilmeden sosyalizm ile ilgili atıp tutmanız saygısızlığın,terbiyesizliğin,bilinçsizliğin bariz bir örneğidir.Sizi yalanlayan ben değilim Lenin'dir.Siz sosyalizmi zamanında incledim bıraktım gibi bir bir martavala dahi sığınmaya çalışıyorsunuz..Bunu ancak çocuklara anlatın belki onlar sizin bu iddialarınıza inanabilirler..Sizin sosyalizm konusunda bir bilgisizlik abidesi olmanıza karşın (ki kişi mecbur değildir bilmeye) hakim olmadığınız bir konuya kesin ithamlar içeren sözde tespit yapabilme cesaretiniz , tamamı ile bir eğitimsizlik göstergesidir..Üstelik benim kullandığım bu üslup Marks ve Engels tarafından da kullanılan bir üsluptur ancak siz bu şahsiyetlere dair bir bütün olarak birşey okumamış olduğunuzdan,bunu yadırgıyorsunuz ve buradan da sizin esasında zamanında bu işlerle ilgilenme iddianızın ne kadar gerçek dışı olduğu kendini belli ediyor..

Şimdi sizin tutarsızlıklarınıza devam edelim bakalım bundan önce ne demişsiniz...

Tekrar Lenin'e donersek, o birseyin farkindaydi.ulke halki kapitalist uretim iliskisi yasamazsa ust yapi devrimi alt yapiya tasinamayacak ve devrim uzun omurlu olmayacakti.Bu yuzden ulke icinde kapitalist uretim iliskilerini gelistirmeye karar verdi.Dusuncesinde"ben ulkeyi sosyal yapiyla idare ettigim olcude kapitalizm ust yapiyi ele geciremez"vardi.Bu dusunce temelinde kimsenin zengin olmasina izin vermeyecekti.

Bu sizin yorumunuz.. koyulaştırdığım yere dikkat edin..Şimdiki yorumunuzda ise wikide yaptığınız kısa bir tur bu söylediğinizin anlamsız olduğunu size göstermiş ki tam ters olan aşağıdaki yoruma evrilmişsiniz..

Lenin`e göre gelişmiş kapitalist ülkelerde proleter devrim gerçekleşemez çünkü bu ülkeler işçilerine nispeten yüksek yaşam standartı ve çeşitli fırsatlar sağlar ve işçilerin devrimci bir bilince ulaşması mümkün olmaz (bkz: İşçi aristokrasisi). Bu yüzden ancak daha az gelişmiş ülkelerde işçi devrimi mümkün olabilir.

Kısacası gelişmiş kapitalist ülkelerde proleter devrim olmayacağını bilen Lenin, kapitalist ilişkileri geliştirmek gibi bir şey yapıyor..Oysaki bunu yaparsa proleter devrimin olamayacağını biliyor..Demek ki Lenin proleter devrim istemiyor yahut o kadar akıl yoksunu ki ne istediğini bilmiyor ..Ben sizden ne istemiştim...Lenin'in kapitalist ilişkileri geliştirmek gerekir gibi bir ifadesine (ki sizin iddianızdır) kaynak gösterin demiştim. Gösteremediğiniz gibi, aksine burada kendi kendinizi yalanlayan bir yorum yapmışsınız..Bir de bana terbiyeden bahsediyorsunuz...


Buna Leninizm iki çözüm yolu önerir:

İlk önerisi çok sayıda gelişmemiş ülkenin kısa bir sürede birleşerek büyük federal bir yapı kuraracağı, bu sayede kapitalizme karşı direneceği ve sosyalizmi kurmayı başaracağıdır. Sovyetler Birliği`nin kurulmasının temel fikri budur.

Diğer önerisi de gelişmemiş ülkelerde başlayan devrimin veya devrim ateşinin gelişmiş kapitalist ülkelerdeki devrim kıvılcımını tetikleyebileceğidir (örnek olarak Lenin Rus Devriminin bir Alman Devrimini ateşleyebileceğini ummuştu). Gelişmiş ülke böylece sosyalizmi kuracak ve gelişmemiş ülkelerin de aynı şeyi yapmasına yardım edecektir.

Ne gariptir ki bu iki çözüm içerisinde kapitalist ilişkileri geliştirmek yer almıyor..Herhalde sizin iddianız Lenin'e atfettiğiniz üçüncü ve sizin uydurmuş olduğunuz bir yol olsa gerek ki aksini ipat edememekte, iddianızı temellendirememektesiniz..Burada yeri gelmişken ifade edeyim .Marks yazınızda belirttiğiniz kapitalizmin gelişmemiş olduğu bir memlekette, proleter devrimin gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu belirtir..Ancak kapitalist ilişkilerin geliştirilmesine çalışın demez..Kapitalist ilişkilerin gelişmesine, güçlenen burjuvazinin beraberinde işiçi sınıfının da güçlenmesine imkan vereceğinden olumlu bakar, Lenin de aynı fikirdedir..Ancak bu olumlu bakış ile kapitalist ilişkileri geliştirmek gibi bir eyleme girişmek aynı şey değildir..Kapitalist ilişkileri geliştirin gibi bir tavsiyeyi ne Marksta ne Engelsde ne de Leninde ben görmedim siz gördünüz ise kaynak gösterin öğrenelim...Üstelik eyleme de geçmiştir size göre bunları temellendirmenizi bekliyorum..

Leninin yazmış olduğu eserlerin bir kısmı bende mevcuttur, bu sebeple wikiden daha sağlam bir kaynağa sahip olduğum kanısındayım...

Marks atanmış bilinçten bahseder..Ona göre kişi eğer ait olduğu toplumsal sınıfın bilincini taşımıyor ise bu yanlış bir bilinçtir..Bir kimse, örneğin işçi sınıfında yer alıyor diye, kendi sınıfsal çıkarları lehine hareket edecektir gibi bir kesinlik yoktur (Marksın katı determinist bir anlayışı olmadığını düşünmek makuldur.Çünkü Marks doktora tezi olarak atomcular arası farkları konu seçmiştir ve atomcular arası farklardan biri de katı determinizm ve o kadar katı olmayan günümüz anlamındaki determinizimdir)..Bu sebeple, bu durumda olan bir kişinin, kendi sınıf bilincine (doğru bilinç) sahip hale getirilmesini (ki bu eğitimle olacaktır ) şart koşar..Bu sebeple kapitalist sistemin ne olduğunu (belirli bir düzeyde) ve kendi sınıfının bu sistem içerisinde nerede yer aldığını , sınıfsal çıkarının ne olduğunu ve bu çıkar lehine hareket etmek için ne yapılması gerektiğini söz konusu kişiye öğretmenin gerekliğine inanır..Kısacası mevcut kapitalist bilincin yıkılmasını, yerine kişinin kendi sınıfının bilincinin konulmasını ifade eder..Hem maddi koşulların hem de bilincin değiştirilmesinin gereklidir.Ancak bu bilinç değişikliği belirli koşullarda gerçekleşebilir , bilinç bu anlamda kendiliğinden sosyalist bilince değişmez.Lenin de bilinç konusunda farklı düşünmez..Bu düşünürler teori ve pratiğin bir arada olması gerekliliğini vurgularlar..Yani maddi koşullar ve bilinç değişimi gerçekleşmelidir..Burada öncelik ise maddi koşullara verilmiştir..Maddi koşullar içerisinde en önemlisi üretim araçlarının mülkiyeti olarak belirlenmiştir. İşte bu maddi düzlemi değiştirmek gerekir..İşçi sınıfının bulunduğu, kapitalizmin henüz yukarıda sözünü ettiğim gibi farklılaşmış bir işçi sınıfını ortaya koymadığı ancak mevcut sınıfsal farkların gittikçe deinleştiği bir toplumda, işçiler olgunlaşmamış da olsa kendi sınıflarının bilincine görece sahiptirler. Bir işçi , kendisi için hayatın ne kadar acımasız olduğunu gayet iyi bilir.Yani kendiliğinden, yani maddi koşulların bir şekilde ortaya çıkardığı bu bilincin olgunlaştırılması için doğru bir bir teoriye ihtiyaç vardır...Ancak salt teori yetmez..Söz konusu işçinin pratik mücadele etmesi de gereklidir..
Gelişmiş kapitalist ülkelerde ,artan refah seviyesi ve kazanılmış haklar (sendiklaşabilme hakkı, sağlık sigortası hakkı,gelirin diğer ülkelere görece yüksekliği) işçi sınıfını dünya üzerindeki tüm işçi sınıflarından ayırmış, ayrıcalıklı konuma getirmiş ve onların oportunist ve reformist hareketlere eğilim göstermelerine sebep olmuştur...İşte bu sebeple bu memleketlerde bir devrim olasılığı düşüktür..Lenin'in ve Marks'ın sözünü ettiği budur..

Şunu ifade edeyim evrensel - insan , sizin bu konuda benim bilgimi sınayacak bilgi birikiminiz mevcut değil.Bunu ikimiz de gördük ki bu yazınızda da yukarıda nasıl kendi kendinizi yalanladığınızı da gördük.Bu yüzden şunu cevaplarsan yanıt vereceğim gibi ifadeleriniz anlamsız ve haddini aşan ifadelerdir.Ben buradaki yazılarımı esasında başka insanların doğruyu öğrenebilmesi için yazıyorum..Yazıyorum ki sizin düştüğünüz durumlara düşmesinler ve kendilerini eğitsinler..Bir çok soru sıralamışsınız, bunlardan bazılarına cevap verdim.Fakat bunu bir kaçış yolu olarak kullanmanıza izin vermeyecek kadar sizi tanıyorum..Belirtmek isterim ki sizin burada bir insiyatifiniz yoktur,siz bir çok soru sıralayarak işin içinden sıyrılma, topu karşınızdakine atma amacındasınız..Sizin bu konuda ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu gördük..Üstelik sözünü ettiğim iddialarınızın hiç birini ispat edememiş durumdasınız ve bana verdiğiniz tek şey ise şu aşağıdaki paçavradır...

Ben ozel olarak bu konulari birakali en az bir 30 yil oldu ve o devirden yani 80 lerden kalan tum yazili belgeler ve okuduklarim sadece aklimda.

Kaynak olarak akıl gösteriliyor..İşte bu tam bir çaresizliktir..Birinin aklına güvenerek bir tartışma yapıldığını ben kendi çevremde görmedim..Bu cümle, gelmiş olduğumuz çevrenin ve aldığımız eğitimin farklılığını ortaya koyan çarpıcı bir cümledir..Sonra da şu sorulara cevap verir isem sözde beni muhattap alacakmışsınız..Ben sizi muhattap aldığım için şanslısınız..

Ben bu sorularınıza cevap veririm..Ancak önce iddialarınızı temellendirmenizi ve kendi kendinizi yalanlayan cümlelerinize açıklık getirmenizi bekliyorum. Böylece, kolayca atıp tuttuktan sonra öyle birden sıvışmak istemediğinizi, yani bu soruları bir kaçış unsuru olarak kullanmadığınızı görmüş olayım ..Bunları yaparsanız ben bu soruları ve bunlara ekleyeceğiniz soruları cevaplamaya hazırım..Aksi halde eğer havada kalacak ise, bir kişi , şu yahut bu iddiasını, yorumunu , görüşünü temellendirmeyecek ise, o söylenenler boş laf olarak kalırlar, söyleyen de boş konuşmuş olur..Ben de boş konuşan bir kişinin bütün sorularına cevap yazmakla mükellef değilim ve bu kadar boş vakit sahibi değilim.....
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Öncelikle sizin sosyalizmi bilmeden sosyalizm ile ilgili atıp tutmanız saygısızlığın,terbiyesizliğin,bilinçsizliğin bariz bir örneğidir.Sizi yalanlayan ben değilim Lenin'dir.Siz sosyalizmi zamanında incledim bıraktım gibi bir bir martavala dahi sığınmaya çalışıyorsunuz..Bunu ancak çocuklara anlatın belki onlar sizin bu iddialarınıza inanabilirler..Sizin sosyalizm konusunda bir bilgisizlik abidesi olmanıza karşın (ki kişi mecbur değildir bilmeye) hakim olmadığınız bir konuya kesin ithamlar içeren sözde tespit yapabilme cesaretiniz , tamamı ile bir eğitimsizlik göstergesidir..Üstelik benim kullandığım bu üslup Marks ve Engels tarafından da kullanılan bir üsluptur ancak siz bu şahsiyetlere dair bir bütün olarak birşey okumamış olduğunuzdan,bunu yadırgıyorsunuz ve buradan da sizin esasında zamanında bu işlerle ilgilenme iddianızın ne kadar gerçek dışı olduğu kendini belli ediyor..

Şimdi sizin tutarsızlıklarınıza devam edelim bakalım bundan önce ne demişsiniz...



Bu sizin yorumunuz.. koyulaştırdığım yere dikkat edin..Şimdiki yorumunuzda ise wikide yaptığınız kısa bir tur bu söylediğinizin anlamsız olduğunu size göstermiş ki tam ters olan aşağıdaki yoruma evrilmişsiniz..



Kısacası gelişmiş kapitalist ülkelerde proleter devrim olmayacağını bilen Lenin, kapitalist ilişkileri geliştirmek gibi bir şey yapıyor..Oysaki bunu yaparsa proleter devrimin olamayacağını biliyor..Demek ki Lenin proleter devrim istemiyor yahut o kadar akıl yoksunu ki ne istediğini bilmiyor ..Ben sizden ne istemiştim...Lenin'in kapitalist ilişkileri geliştirmek gerekir gibi bir ifadesine (ki sizin iddianızdır) kaynak gösterin demiştim. Gösteremediğiniz gibi, aksine burada kendi kendinizi yalanlayan bir yorum yapmışsınız..Bir de bana terbiyeden bahsediyorsunuz...




Ne gariptir ki bu iki çözüm içerisinde kapitalist ilişkileri geliştirmek yer almıyor..Herhalde sizin iddianız Lenin'e atfettiğiniz üçüncü ve sizin uydurmuş olduğunuz bir yol olsa gerek ki aksini ipat edememekte, iddianızı temellendirememektesiniz..Burada yeri gelmişken ifade edeyim .Marks yazınızda belirttiğiniz kapitalizmin gelişmemiş olduğu bir memlekette, proleter devrimin gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu belirtir..Ancak kapitalist ilişkilerin geliştirilmesine çalışın demez..Kapitalist ilişkilerin gelişmesine, güçlenen burjuvazinin beraberinde işiçi sınıfının da güçlenmesine imkan vereceğinden olumlu bakar, Lenin de aynı fikirdedir..Ancak bu olumlu bakış ile kapitalist ilişkileri geliştirmek gibi bir eyleme girişmek aynı şey değildir..Kapitalist ilişkileri geliştirin gibi bir tavsiyeyi ne Marksta ne Engelsde ne de Leninde ben görmedim siz gördünüz ise kaynak gösterin öğrenelim...Üstelik eyleme de geçmiştir size göre bunları temellendirmenizi bekliyorum..

Leninin yazmış olduğu eserlerin bir kısmı bende mevcuttur, bu sebeple wikiden daha sağlam bir kaynağa sahip olduğum kanısındayım...

Marks atanmış bilinçten bahseder..Ona göre kişi eğer ait olduğu toplumsal sınıfın bilincini taşımıyor ise bu yanlış bir bilinçtir..Bir kimse, örneğin işçi sınıfında yer alıyor diye, kendi sınıfsal çıkarları lehine hareket edecektir gibi bir kesinlik yoktur (Marksın katı determinist bir anlayışı olmadığını düşünmek makuldur.Çünkü Marks doktora tezi olarak atomcular arası farkları konu seçmiştir ve atomcular arası farklardan biri de katı determinizm ve o kadar katı olmayan günümüz anlamındaki determinizimdir)..Bu sebeple, bu durumda olan bir kişinin, kendi sınıf bilincine (doğru bilinç) sahip hale getirilmesini (ki bu eğitimle olacaktır ) şart koşar..Bu sebeple kapitalist sistemin ne olduğunu (belirli bir düzeyde) ve kendi sınıfının bu sistem içerisinde nerede yer aldığını , sınıfsal çıkarının ne olduğunu ve bu çıkar lehine hareket etmek için ne yapılması gerektiğini söz konusu kişiye öğretmenin gerekliğine inanır..Kısacası mevcut kapitalist bilincin yıkılmasını, yerine kişinin kendi sınıfının bilincinin konulmasını ifade eder..Hem maddi koşulların hem de bilincin değiştirilmesinin gereklidir.Ancak bu bilinç değişikliği belirli koşullarda gerçekleşebilir , bilinç bu anlamda kendiliğinden sosyalist bilince değişmez.Lenin de bilinç konusunda farklı düşünmez..Bu düşünürler teori ve pratiğin bir arada olması gerekliliğini vurgularlar..Yani maddi koşullar ve bilinç değişimi gerçekleşmelidir..Burada öncelik ise maddi koşullara verilmiştir..Maddi koşullar içerisinde en önemlisi üretim araçlarının mülkiyeti olarak belirlenmiştir. İşte bu maddi düzlemi değiştirmek gerekir..İşçi sınıfının bulunduğu, kapitalizmin henüz yukarıda sözünü ettiğim gibi farklılaşmış bir işçi sınıfını ortaya koymadığı ancak mevcut sınıfsal farkların gittikçe deinleştiği bir toplumda, işçiler olgunlaşmamış da olsa kendi sınıflarının bilincine görece sahiptirler. Bir işçi , kendisi için hayatın ne kadar acımasız olduğunu gayet iyi bilir.Yani kendiliğinden, yani maddi koşulların bir şekilde ortaya çıkardığı bu bilincin olgunlaştırılması için doğru bir bir teoriye ihtiyaç vardır...Ancak salt teori yetmez..Söz konusu işçinin pratik mücadele etmesi de gereklidir..
Gelişmiş kapitalist ülkelerde ,artan refah seviyesi ve kazanılmış haklar (sendiklaşabilme hakkı, sağlık sigortası hakkı,gelirin diğer ülkelere görece yüksekliği) işçi sınıfını dünya üzerindeki tüm işçi sınıflarından ayırmış, ayrıcalıklı konuma getirmiş ve onların oportunist ve reformist hareketlere eğilim göstermelerine sebep olmuştur...İşte bu sebeple bu memleketlerde bir devrim olasılığı düşüktür..Lenin'in ve Marks'ın sözünü ettiği budur..

Şunu ifade edeyim evrensel - insan , sizin bu konuda benim bilgimi sınayacak bilgi birikiminiz mevcut değil.Bunu ikimiz de gördük ki bu yazınızda da yukarıda nasıl kendi kendinizi yalanladığınızı da gördük.Bu yüzden şunu cevaplarsan yanıt vereceğim gibi ifadeleriniz anlamsız ve haddini aşan ifadelerdir.Ben buradaki yazılarımı esasında başka insanların doğruyu öğrenebilmesi için yazıyorum..Yazıyorum ki sizin düştüğünüz durumlara düşmesinler ve kendilerini eğitsinler..Bir çok soru sıralamışsınız, bunlardan bazılarına cevap verdim.Fakat bunu bir kaçış yolu olarak kullanmanıza izin vermeyecek kadar sizi tanıyorum..Belirtmek isterim ki sizin burada bir insiyatifiniz yoktur,siz bir çok soru sıralayarak işin içinden sıyrılma, topu karşınızdakine atma amacındasınız..Sizin bu konuda ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu gördük..Üstelik sözünü ettiğim iddialarınızın hiç birini ispat edememiş durumdasınız ve bana verdiğiniz tek şey ise şu aşağıdaki paçavradır...



Kaynak olarak akıl gösteriliyor..İşte bu tam bir çaresizliktir..Birinin aklına güvenerek bir tartışma yapıldığını ben kendi çevremde görmedim..Bu cümle, gelmiş olduğumuz çevrenin ve aldığımız eğitimin farklılığını ortaya koyan çarpıcı bir cümledir..Sonra da şu sorulara cevap verir isem sözde beni muhattap alacakmışsınız..Ben sizi muhattap aldığım için şanslısınız..

Ben bu sorularınıza cevap veririm..Ancak önce iddialarınızı temellendirmenizi ve kendi kendinizi yalanlayan cümlelerinize açıklık getirmenizi bekliyorum. Böylece, kolayca atıp tuttuktan sonra öyle birden sıvışmak istemediğinizi, yani bu soruları bir kaçış unsuru olarak kullanmadığınızı görmüş olayım ..Bunları yaparsanız ben bu soruları ve bunlara ekleyeceğiniz soruları cevaplamaya hazırım..Aksi halde eğer havada kalacak ise, bir kişi , şu yahut bu iddiasını, yorumunu , görüşünü temellendirmeyecek ise, o söylenenler boş laf olarak kalırlar, söyleyen de boş konuşmuş olur..Ben de boş konuşan bir kişinin bütün sorularına cevap yazmakla mükellef değilim ve bu kadar boş vakit sahibi değilim.....

Guzel kimin ne bildigi dusuncesinin ne oldugu her yonuyle burada mevcuttur. Siz hic bir sekilde bilgi ve dusunce olarak muhatap alinacak bir beyne sahip degilsiniz. Ben en azindan sizin ie harcadigim zamanimda bunu algiladim.

Benim icin konu kapanmistir, siz devam edebilirsiniz.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Bu konuyu okuyan kişilerin 5 ve 7 nolu mesajlarımı okumalarını tavsiye ederim..Sanırım neyin ne olduğu konusunda fikir sunacaktır..Bunun ötesinde bana yönelik kullanılan ifadeleri anlamsız bulduğumu belirtmek isterim.Zira bulunulan durumdan kurtulabilmenin verdiği psikolojik baskı ile sarf edilmişlerdir ve bu nedenle de gayet insani bir durumu yansıtmaktadırlar,bu sebeple kınamamaktayım,anlayışla karşılamaktayım...Son olarak bu konuyu önemli bulduğumu ifade etmek isterim..
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Komünizmi(komünisti aynı zamanda) "Kominizm/Kominist" diye yazan/ söyleyen birinden doğru bir siyasi/bilimsel/mantıklı bir yorum gelmemiştir. Tebrik ederim seni de ezber bozmuyorsun hani. Meselenin köküne inmek lazım anlamını nerden nasıl geldiğini bilmeyen birisinden "nedir" gibi bir soruya cevap gelmez.
Sen git Komünizmi sosyalizmi bilme marksizme laf at. Bir marşı vardı G.Yorumun "cesaret cesaret daha fazla cesaret " misali bir marş tutturmuşsun yazılarında "cehalet cehalet daha fazla cehalet kurtuluş mutlaka evrenselde(!) "
Ahmet Kaya ne güzel de demiş; "Oportünizme bulaşmış tipik bir orta yolcusun." diye. Senin o numune beyninin yanında sıradan beyin olmaktan gurur duyuyorum hani ne yalan söyleyeyim.
Meseyi ordan buradan kıyıdan oportünüst faliyetlerin için kesip yapıştırıyorsun. Bu yazılarını ancak cahil cühela insanlara yedirirsin. Böyle kapsamlı bir konuya böyle cehaletle yaklaşılmaz."Sosyalizm" başarısız oldu da "Demokrasi" mi başarılı oldu?

Önce "sosyalizm, komünizm" tanımı yap hele. Zaten sen bütün kavramları allak pullak ediyorsun ya her zamanki kibi. Bir kere başlık da absürt.SSCB'de sosyalizmin başarısızlığı sosyalizmin mi başarısızlığı yoksa SSCB'nin mi? "Sosyalizm neden başarılı olamadı" yerine " SSCB'de sosyalizmin başarısızlığı " desen bazı tahliller yapsan(cehalet dışında bir şeyler) SSCB'yi eleştirsen, halkına olan tutumunu, İsrail'e olan tutumunu, Afganistandaki rolünü yazsan/eleştirsen dişimi kırarım hani.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
bütün toplumsal devrimlerin ana sorunu, iktidarı ele geçirme olduğundan, iktidar denilen de bir üstyapı kurumu, daha doğrusu üstyapı kurumlarının en önemlisi olduğundan, bütün devrimler üstyapıdan başlar ve bunun tartışılabilecek bir tarafı yoktur... sosyalist devrimde paris komünü deneyiminin de gösterdiği gibi, devlet aygıtını ele geçirmek yetmez; aynı zamanda onu kırıp parçalamak ve yeniden inşa etmek gerekir... aynı sürecin içinde üretim araçlarının mülkiyetini toplumsallaştırmak (mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi) ve altyapıyı yeni koşullara göre düzenlemek gerekir... sosyalizmin ne teorisinde ne pratiğinde ''kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmek'' diye bir şey yoktur... ekim devriminden itibaren hızla bir iç savaşa sürüklenen ülkenin büyük bir kısmı, almanya, abd, japonya ve finlandiya gibi ülkelerin işgali altındayken; sovyet iktidarına karşı her taraftan destek alarak savaşan 'beyaz ordu'nun sabotajları ve zaten yedi yıldır süren savaşın etkileriyle, ekonomi tam anlamıyla çökmüş durumdadır... o koşullarda ''teoriye uygundur'' ya da ''sosyalizm kuruculuğu böyledir'' filan diye değil; ama kıtlıktan, açlıktan ölümleri azaltmak/önlemek , birçok yerde savaşan kızıl orduyu aç bırakmamak ve bütün ülkede sovyet iktidarının zaferini sağlayacak iç savaşı kazanabilmek için; 1918 yılı ortalarında, ekonomide 'savaş dönemi komünizmi' ilkeleri yürürlüğe sokuldu... yaklaşık üç yıl boyunca uygulanan bu ilkeler, aslında sosyalizmin teorisine pek de uygun sayılamayacak kadar sert önlemleri içeriyordu; işçi olmayanları da gösterilen işlerde çalışmaya mecbur ediyor, köylülerin tarımsal üretimlerinin ihtiyaç fazlası olarak nitelenen kısmına zorla el koyuyor, sendikal hakları, grevleri yasaklıyor vbg... ancak bu politika zaten çökmüş olan ekonomiyi tümüyle yok etti... moskova, petrograd gibi büyük şehirler nüfuslarının yarıdan fazlasını kaybetti, şehirliler açlıktan ölmemek için köylere kaçtı, ancak köylüler de tarımsal çalışmayı durdurduğu için, isyanlar başladı ve hatta devrimin sembol gemisi o ünlü potemkin zırhlısının bağlı olduğu birlik bile 'kornstad' isyanına katıdı...iç savaşı kazanma amacıyla yürütülen bu politika, sbkp 10. kongre kararlarıyla 1921de mep(novaya ekonomiheskaya politiekna)denilen yeni ekobomi poltika ile değiştirildi...köylülerin ürünlerine el koyma,zorla çalıştırma vb gibi önlemler kaldırıldı;küçük ölçekli özel işletmelere ve köylülere ürünlerini pazarda satmaya izin verildi;grev yasağı kaldırıldı sendikal haklar tanındı,çalışma saatleri azaltıldı vbg... açıkça piyasa ekonomisini çağrıştırdığı için,sanırım sn.evrensel insan'ın lenin'i kastederek ''ülke içinde kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmeye karar verdi'' dediği şey nep dönemidir... ancak burada amaç,kapitalist üretim ilişkilrini geliştirmek değil de;sosyalizm kuruculuğuna da uygun olmadığı halde;olağanüsütü koşullarda uygulanmak zorunda kalınan ''savaş dönemi kominizmi''ilkelerini normalleştirmektir...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
sanırım sn.evrensel insan'ın lenin'i kastederek ''ülke içinde kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmeye karar verdi'' dediği şey nep dönemidir... ancak burada amaç,kapitalist üretim ilişkilrini geliştirmek değil de;sosyalizm kuruculuğuna da uygun olmadığı halde;olağanüsütü koşullarda uygulanmak zorunda kalınan ''savaş dönemi kominizmi''ilkelerini normalleştirmektir...

En azindan yazilanlari kendi algin ve bilgin ile degerlendirmek ve bilgi ve de dusunce alisverisi adina basliga bir seyler katmak icin gosterdigin yanasima lakabim adina tesekkur ederim.

Bu 21. yuzyilda oldugumuz halde, hala hic bir bilgisi ve dusuncesi olmadigfi halde yazilanlara sirf muhalefet etmek ve yazara camur atmak acilan bir konu ya da kavramin bilgi ve dusunce beslenimi ile ilerlemesini ve gelismesini saglamayi algilayamayakorelmis siradan ve sadece baskalarinin fikirlerini c/p yapan ve kendi adina ortaya bir sey koyamayan beyinlerden farkli ve olmasi gereken bir yanasim.

Bir seyler ortaya koymak, bir seyleri algilamak ve bir seyleri sorgulamak ve de sorunlarin uzerine giderek onlara isik tutmak yerine, bir felsefe formunda sadece kendi aklinin inandigi dogrusuna sarilan ve sahiplenen ve bu "biz" temelindeki her turlu sartlanmkis algiya yine kendi aklina gore "karsi" gelen bir algiyi algilamak ve degerlendirmek adina, sadece "oteki" konumunda distalayan, satasan ve kendi dogrusunu bile kendi bilgi ve dusuncesi ile ortaya koyamayan beyinlere en azindan bir yol gosterecegini umuyorum.

Aslinda bu sartlanmis beyinlerin boyle bir umut tasimasi bile, yine degerlendirmeden ve sorgulamadan gecer. Iste site hic bir zanman ve maalesef bu tip beyinlerden boyle bir yanasim gormemistir ve gormemeye de devam etmektedir.

Cunku birak birey bilinccini bu beyinlerin kitle onunde mesaj yazdiklarindan ve okuyanin sadece kendi akillarinca otekilestirdigi yazar olmadigini algilamaktan bile bir haberleri yoktur.

Gerci olan sadece kendilerini desifre etmek ve kendi akillarindakilerini akillarinca baskasina mal etmek yanasimidir. Boyle bir yanasim, sadece siteye ve site kitlesine zarar verir.

Cunku bir konu ve kavramin mesajlar bazinda akiciligi ve bilgi ve dusunce icermesi yerine, bir okura bilgi ve dusunce icermeyen ve karsi tarafi otekilestiren cirkin, saygisiz ve itham ve suclama ve de polemik ve satasma dolu bir mesaj sunmaktan oteye gidemez.

Kendi lakabim adina ne boyle bir duruma dusmek ve nede kitle onunde boyle bir yanasim sergilemek amaci tasimadigimdan ve biz/oteki zihniyeti tasimadigimdan, boyle bir yanasimin bir parcasi olmak, lakabimin disindfa kalir.

Ayni sekilde bu cirkin ve saygisiz yanasima yanit vererek bir seyleri surdurme adina ayni beyin duzeyine ortak olmakj ta bana yakismaz.

O yuzden desifre edilmisi tekrar dile getirmek ve bu saygisiz goruntuye ortak olmamak adina, yukaridaki mesajlara yanit verilmemistir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bütün toplumsal devrimlerin ana sorunu, iktidarı ele geçirme olduğundan, iktidar denilen de bir üstyapı kurumu, daha doğrusu üstyapı kurumlarının en önemlisi olduğundan, bütün devrimler üstyapıdan başlar ve bunun tartışılabilecek bir tarafı yoktur... sosyalist devrimde paris komünü deneyiminin de gösterdiği gibi, devlet aygıtını ele geçirmek yetmez; aynı zamanda onu kırıp parçalamak ve yeniden inşa etmek gerekir... aynı sürecin içinde üretim araçlarının mülkiyetini toplumsallaştırmak (mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi) ve altyapıyı yeni koşullara göre düzenlemek gerekir... sosyalizmin ne teorisinde ne pratiğinde ''kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmek'' diye bir şey yoktur... ekim devriminden itibaren hızla bir iç savaşa sürüklenen ülkenin büyük bir kısmı, almanya, abd, japonya ve finlandiya gibi ülkelerin işgali altındayken; sovyet iktidarına karşı her taraftan destek alarak savaşan 'beyaz ordu'nun sabotajları ve zaten yedi yıldır süren savaşın etkileriyle, ekonomi tam anlamıyla çökmüş durumdadır... o koşullarda ''teoriye uygundur'' ya da ''sosyalizm kuruculuğu böyledir'' filan diye değil; ama kıtlıktan, açlıktan ölümleri azaltmak/önlemek , birçok yerde savaşan kızıl orduyu aç bırakmamak ve bütün ülkede sovyet iktidarının zaferini sağlayacak iç savaşı kazanabilmek için; 1918 yılı ortalarında, ekonomide 'savaş dönemi komünizmi' ilkeleri yürürlüğe sokuldu... yaklaşık üç yıl boyunca uygulanan bu ilkeler, aslında sosyalizmin teorisine pek de uygun sayılamayacak kadar sert önlemleri içeriyordu; işçi olmayanları da gösterilen işlerde çalışmaya mecbur ediyor, köylülerin tarımsal üretimlerinin ihtiyaç fazlası olarak nitelenen kısmına zorla el koyuyor, sendikal hakları, grevleri yasaklıyor vbg... ancak bu politika zaten çökmüş olan ekonomiyi tümüyle yok etti... moskova, petrograd gibi büyük şehirler nüfuslarının yarıdan fazlasını kaybetti, şehirliler açlıktan ölmemek için köylere kaçtı, ancak köylüler de tarımsal çalışmayı durdurduğu için, isyanlar başladı ve hatta devrimin sembol gemisi o ünlü potemkin zırhlısının bağlı olduğu birlik bile 'kornstad' isyanına katıdı...iç savaşı kazanma amacıyla yürütülen bu politika, sbkp 10. kongre kararlarıyla 1921de mep(novaya ekonomiheskaya politiekna)denilen yeni ekobomi poltika ile değiştirildi...köylülerin ürünlerine el koyma,zorla çalıştırma vb gibi önlemler kaldırıldı;küçük ölçekli özel işletmelere ve köylülere ürünlerini pazarda satmaya izin verildi;grev yasağı kaldırıldı sendikal haklar tanındı,çalışma saatleri azaltıldı vbg... açıkça piyasa ekonomisini çağrıştırdığı için,sanırım sn.evrensel insan'ın lenin'i kastederek ''ülke içinde kapitalist üretim ilişkilerini geliştirmeye karar verdi'' dediği şey nep dönemidir... ancak burada amaç,kapitalist üretim ilişkilrini geliştirmek değil de;sosyalizm kuruculuğuna da uygun olmadığı halde;olağanüsütü koşullarda uygulanmak zorunda kalınan ''savaş dönemi kominizmi''ilkelerini normalleştirmektir...

The New Economic Policy (NEP) (Russian: Новая экономическая политика, НЭП, Novaya Ekonomicheskaya Politika) was an economic policy proposed by Vladimir Lenin, who called it state capitalism



Devlet kapitalizmi, her turlu SSCB ve yanlisi akil tarafindan "tabi zaten bu olmazza devrim yerine gelmezdi" temelinde birt algi ile degerlendirilecek ve makul karsilanacak bir tarihi yasanmisliktir.

Cunku ayni zihniyet Stalin'in de yaptiklarini "normal" karsilar.

Iste benim ta basindan beri "tepeden inme sosyalizm" ile "bilincli sosyalizm" farkina deginmem budur.

Serbest bir kapitalist rekabet yasamak ile, devlet kapitalizmi farki da budur.

Cunku ayni seyi Ataturk te uygulamistir.

Tabiki burada amac, kapitalizmi gelistirmek ten ziyade alt yapi sartlarini sosyalist idare altinda gelistirerek, kapitalist bir ust yapiya izin vermemek. Yalniz olan ve o cografya'da gelinen nokta ortadadir.

Dolayisi ile bir seyi ne amac ile yapmak ile yapilanin getirdigi tarihi sonuc baskadir.

Zaten meshur soylem olan "teori, pratige uymaz" da burdan kaynaklanir.

Yalniz burada "Midyat'a bulgura giderken, evdeki pirincten olmak" isci sinifinin varligi ile degil; isci sinifinin bilinci ile paraleldir.

SSCB'de isci sinifi bilinci olmamisttir ve verilmemistir.
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
59
sosyalizm kuruculuğu, insanın önüne çıkan en zor problemlerden biridir... binlerce yıllık tarihi boyunca sınıflı toplumlarda ve dolayısıyla özel mülkiyet ve sömürü ilişkileri içinde şekillenmiş insanla, düşman bir dünya ile kuşatılmış tek bir ülkede üstelik geri kalmış bir ülkede sosyalizm kuruculuğu çok çetin bir sorundur... paris komünü deneyiminden, proleteryanın iktidarı ele geçirmesinin yetersiz olduğu, eski devlet aygıtını dağıtarak, kendi iktidarını inşa etmesinin bir zorunluluk olduğu sonucu çıkarılmıştır... proleterya diktatörlüğü, sosyalizm kuruculuğu döneminin en önemli kavramlarından biri olmakla birlikte; reel sosyalizm deneyiminde, proleteryanın, burjuvazi üzerinde inşa edilmesi gereken diktatörlüğünün; proleterya adına iktidara el koymuş olan öncü partinin ve giderek, merkez komitesinin ve hatta polit büronun, (j.stalin dönemi boyunca faşizme karşı savaşın da etkisiyle sadece genel sekreterin) bütün toplum üzerinde despotik- bürokratik diktatörlüğüne dönüşmesi engellenememiştir...lenin'in erken ölümünden sonra, büyük ölçüde tarihsel koşulların ortaya koyduğu zorunluluklara bağlı olarak ortaya çıkan, sbkp'nin işleyişinin hızla ve aşırı ölçüde merkezileşmesi; proleterya diktatörlüğünün, aslında proleteryanın kendisi ve bağlaşıkları için, tarihte görülebilecek en derin demokrasi anlamına geldiğini ve kurulduğu iddia edilen proleterya diktatörlüğünün, gerçekten proleterya diktatörlüğü olabilmesi için, parti politikalarının bu demokrasiyi ortaya çıkaracak şekilde belirlenmesi gerektiğini savunabilecek parti önderlerinin tasfiyesine yol açmıştır... daha sonradan ortaya çıkan halk demokrasileri deneyimi de sovyet etkisinden kurtulamamıştır... teorideki sosyalizmin insancıl, demokratik ve özgürlükçü yüzü, reel sosyalizm deneyiminde kesinlikle ortaya çıkarılamamıştır... sosyalizm kuruculuğunun, uygulama sorunlarının ötesinde, kuşkusuz teorik sorunları da vardır; örneğin üretim araçlarının nasıl ve ne şekilde toplumsallaştırılabileceği ciddi bir sorundur... toplum adına en örgütlü güç olarak devletin el koymasıyla, toplum o üretim araçlarını kendi öz malı olarak hissedemediği için, problem çözülmüş olmamaktadır... üretim araçlarının toplumsallaştırlması sorunu, sovyet etkisi dışında gelişen kimi sosyalizm uygulamalarında özyönetim şirketleri modeliyle çözülmeye çalışılmışsa da bu yöntemde pek başarılı olamamıştır...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
sosyalizm kuruculuğu, insanın önüne çıkan en zor problemlerden biridir... binlerce yıllık tarihi boyunca sınıflı toplumlarda ve dolayısıyla özel mülkiyet ve sömürü ilişkileri içinde şekillenmiş insanla, düşman bir dünya ile kuşatılmış tek bir ülkede üstelik geri kalmış bir ülkede sosyalizm kuruculuğu çok çetin bir sorundur... paris komünü deneyiminden, proleteryanın iktidarı ele geçirmesinin yetersiz olduğu, eski devlet aygıtını dağıtarak, kendi iktidarını inşa etmesinin bir zorunluluk olduğu sonucu çıkarılmıştır... proleterya diktatörlüğü, sosyalizm kuruculuğu döneminin en önemli kavramlarından biri olmakla birlikte; reel sosyalizm deneyiminde, proleteryanın, burjuvazi üzerinde inşa edilmesi gereken diktatörlüğünün; proleterya adına iktidara el koymuş olan öncü partinin ve giderek, merkez komitesinin ve hatta polit büronun, (j.stalin dönemi boyunca faşizme karşı savaşın da etkisiyle sadece genel sekreterin) bütün toplum üzerinde despotik- bürokratik diktatörlüğüne dönüşmesi engellenememiştir...lenin'in erken ölümünden sonra, büyük ölçüde tarihsel koşulların ortaya koyduğu zorunluluklara bağlı olarak ortaya çıkan, sbkp'nin işleyişinin hızla ve aşırı ölçüde merkezileşmesi; proleterya diktatörlüğünün, aslında proleteryanın kendisi ve bağlaşıkları için, tarihte görülebilecek en derin demokrasi anlamına geldiğini ve kurulduğu iddia edilen proleterya diktatörlüğünün, gerçekten proleterya diktatörlüğü olabilmesi için, parti politikalarının bu demokrasiyi ortaya çıkaracak şekilde belirlenmesi gerektiğini savunabilecek parti önderlerinin tasfiyesine yol açmıştır... daha sonradan ortaya çıkan halk demokrasileri deneyimi de sovyet etkisinden kurtulamamıştır... teorideki sosyalizmin insancıl, demokratik ve özgürlükçü yüzü, reel sosyalizm deneyiminde kesinlikle ortaya çıkarılamamıştır... sosyalizm kuruculuğunun, uygulama sorunlarının ötesinde, kuşkusuz teorik sorunları da vardır; örneğin üretim araçlarının nasıl ve ne şekilde toplumsallaştırılabileceği ciddi bir sorundur... toplum adına en örgütlü güç olarak devletin el koymasıyla, toplum o üretim araçlarını kendi öz malı olarak hissedemediği için, problem çözülmüş olmamaktadır... üretim araçlarının toplumsallaştırlması sorunu, sovyet etkisi dışında gelişen kimi sosyalizm uygulamalarında özyönetim şirketleri modeliyle çözülmeye çalışılmışsa da bu yöntemde pek başarılı olamamıştır...

Basliga bilgi ve dusuncen ile yaptigin katki icin tesekkurler.

Rica etsem 9 nolu mesajdaki cumle hakkinda da bilgi ve dusunceni ortaya koyarmisin?

Cunku bu sayede hem "tepeden inme sosyalizm" ile "bilincli sosyalizm" hem de isci sinifi ile, isci sinifi bilinci farki daha bir netlik kazanacak.

Zaten benim bastan beri vermek istedigim, "isci sinifinin varligi demek; isci sinifinin biliunci demek degildir" algisi idi.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Evrensel-insan'ın bir sosyalizmden habersiz olduğunu ve söylediklerinin tutarsız ve üzerine düşünülmemiş şeyler olduğunu iddia ettim..Neden mi böyle düşünüyorum?İşte ibu iddialarımın ispatları

1) İtham ettiğim ismin bin yıllık kavga konu başlığından bir alıntı

Iste bu yuzden sadece ustyapiyi ele geciren devrimler, zamanla geri teper.

Aynı konu başlığında yaptığı bir diğer yorumdan alıntı şudur

Cunku bir devrim olacaksa, bu devrim beyinlerde ve zihniyette olmalidir. Yoksa zihniyetler degismedikce, ust yapinin da alt yapiunin da degismesi bir seyi degistirmez.

Ve bu konu başlığındaki diğer yorumu aşağıdaki gibidir..

Burada bahsedilen alt yapi iki turludur hem sistemin yapisi hem de toplumun beyin yapisi her ikisinin de degistirilmesi icin devrim yapilmistir.

Bu üç kendi içerisinde tutarsızdır..İlk alıntıda altyapıya dahil olan bilinç ikinci de ikisine de dahil değilken, üçüncüde ise altyapı içerisine alınmıştır..Kişi kullandığı kavramların içerisini ne şekilde dolduracağından emin değildir ve tereddüt göstermektedir..

2) Kişi aşağıdaki gibi Lenin'in kapitalist ilişkileri geliştirmenin gerekli olduğunun Lenin'in söylemi olduğunu iddia etmektedir..Ancak bunu ispat edememektedir çünkü böyle bir söylemi yoktur..Lenin,Marks ve Engels tarafından söylenen şey ise, sosyalist devrimin ancak belirli bir düzeyde kapitalizmin gelişmiş olduğu ülkelerde gerçekleşebileceğidir..Yorum sahibi ise bu durumdan habersizdir ve bunu yanlış anlamaktadır..

Ayrica bu benim yorumum degil. Lenin'in kendi soylemidir. Sosyalizm altinda kapitalizmi gelistirecegi konusu. Cunku kendisi kapitalist bilinc olmadan sosyalizmin gelemeyeceginin farkindaydi.

3)Kişi sosyalizmin ne olduğunu bilmemektedir..Sosyalizmin ne olduğu ile ilgili Marks ve Lenin'in yazılarından habersizdir..Bu nedenle benim bu teorisyenlerin yazılarına istinaden yaptığım sosyalizm tanımını benim kendi uydurduğum birşey zannetmektedir..

Aşağıda kendi yorumumu alıntılıyorum

Ferdinand Bardamu :
Sosyalizm, burjuvaziden kalan bölüşüm ilişkileri ile ki üstyapının bir elemanıdır, sosyalist sistemin kendine has unsurlarının, örneğin büyük işletmelerin devletleştirilmesi gibi ki bu da sosyalist alt yapıya işaret eder ve de örneğin işçilerin örgütlendiği bir takım kurumların yönetimde söz sahibi olduğu üst yapı elemanlarının bir arada olduğu sistemdir..Yani henüz burjuvazinin izlerinin tam olarak silinmediği bir dönemi ifade eder..Kısacası sizin sosyalizm demediğiniz şey ki bilmediğinizden sosyalizmi başka bir şey zannediyorsunuz, esasında sosyalizmdir..

Bana cevaben yazılan yorum aşağıdadır

Evrensel-insan
Cok guzel bir celiski ve akil tatmini tebrikler. Baska turlu aklinizi savundugunuz bir sey adina bundan daha iyi tatmin edemezdiniz.

Yine yapmış olduğum sosyalizm tanımının Lenin tarafından yapılmış olduğunu aşağıda belirtiyorum , buna karşılık itham ettiğim kişi tarafından yapılan eleştiriler aşağıdaki gibidir

Ferdinand Bardamu :
Sosyalizmin ne olduğunu yukarıda izah ettim..Üstelik bu izah Lenin'in Devlet ve Devrim eserinde vurgulanır..Lenin'in herhangi bir eseri tarafınızdan okunmamış ancak Lenin de Lenin diyorsunuz sürekli, tam da size uygun bir çelişiklik..Ben önceki yazılarımda boşuna "siz bilmediğiniz şeyleri eleştirip duruyorsunuz" demedim.


Evrensel-insan :
Aman ne izah ne izah. Aslinda onemli degil, siz kendi aklinizi tatmin ettiyseniz de mesele yok. Baka tuirlu inanilanin kalici olmasi mumkun degildir.

Yine aşağıda, kişi işçi sınıfının(proletarya) bu anlamda yalnızca kapitalist sistemde var olabileceğini bilmiyor..Burjuva sınıfın ortaya çıkışının, proleter sınıfın da ortaya çıkması anlamına geldiğinden habersiz.Üstelik, Rusyada sosyalist eğilimleri Marksizmden ibaret varsayıyor, Marksizm öncesi sosyalist eğilimlerden habersiz.Bu gerçekliği benim aklımı tatmin etme yöntemim zannediyor..Aşağıda bana verilen yanıtları alıntılıyorum..

Vay vay rus burjuvazisi ha. Simdi anlasiliyor sizin Lenin'in neden alt yapiyi kapitalistlestirme istemini algilayamadiginizi. Demekki hem burjuvazi var hem de kapitalist bir sistem ve de isci bilinci. Neyse siz devam edin. Sonucta aklin tatmini her seyin onundedir.

ve kişi başka bir yorumunda

Aslinda sizin de sosyalizmin bilinc ve farkindaligina sahip olmadiginiz ortaya cikmis oluyor. Cunku sirf aklinizi tatmin edebilme adina oyle guzel uyarlamissiniz ki. Bence sapka cikarmak gerekir. Cunku sizin yaptiginizi basaramayip bosluga dusen cok oldu. O yuzden sizi kutlamak gerekir.
...demektedir

Ve benim haklılığımı gösteren eden Marks ve Lenin'den kaynak gösterilerek yapılan alıntı aşağıdadır..

Marks ne diyor, Lenin den dinleyelim: "Burada (işçi programının incelenmesinde) uğraştığımız şey, kendi temelleri üzerinde gelişmiş biçimiyle değil, aksine kapitalist toplumun içinden çıktığı biçimiyle bir komünist toplumdur; yani her bakımdan, ekonomik, ahlaki, düşünsel olarak hala bağrından çıktığı eski toplumun izlerini taşıyan bir toplum"

ve aşağıda Lenin, yukarıdaki cümlenin izahını yapıyor

"İşte kapitalizmin bağrından daha yeni çıkmış, her bakımdan eski toplumun damgasını taşıyan bu komünist toplumu Marks, komünist toplumun "ilk" ya da alt aşaması olarak niteler"

V.İ.Lenin Devlet ve Devrim, İnter Yayınları Sayfa : 110 ve 111

Lenin aynı kitabın 112. sayfasında ise şunları söylüyor:
"Yani komünizmin ilk aşaması, adaleti ve eşitliği henüz veremez: servet farkları, hem de adil olmayan farklar sürecek, fakat bir insanın başka bir insan tarafından sömürüsü olanaksız olacaktır, çünkü üretim araçlarını, fabrikaları, makineleri, toprak ve araziyi vs. özel mülkiyet olarak gaspetmek olanaksız olacaktır"

ve yine birkaç paragraf sonra, aynı sayfada şöyle diyor

"Marks sadece insanların kaçınılmaz eşitsizliğini tamı tamına göz önünde bulundurmakla kalmaz, tek başına üretim araçlarının tüm toplumun ortak mülkiyetine geçişinin (sözcüğün alışılmış anlamında "sosyalizm"), paylaşımdaki eksiklikleri, ürünler "emeğe göre" paylaşıldığı sürece egemen olmaya devam eden "burjuva hukukunun" eşitsizliğini ortadan kaldırmadığını da göz önünde bulundurur"

Ve devamında sayfa 113'de

"Böylece (genellikle sosyalizm diye adlandırılan) komünist toplumun ilk aşamasında "burjuva hukuk" tamamen ortadan kaldırılmaz, bilakis sadece kısmen, sadece erişilmiş ekonomik devrime uygun olarak, yani sadece üretim araçlarıyla bağıntılı kaldırılır."Burjuva hukuku" bunları tek tek bireylerin özel mülkiyeti olarak kabul eder. Sosyalizm ise toplumsal mülkiyet haline getirir.Bu ölçüde - ve sadece bu ölçüde - burjuva hukuk ortadan kalkar"


Rusyada nep dönemi kapitalist ilişkileri geliştirmek için değil, köylü ile işçi arasındaki ittifakın bozulmasından endişe edildiği için uygulanmıştır..Devrimin hemen ardından iktidar alındığında, büyük işletmeler ve bankalar özelliştirilmiştir..Bir süre sonra ise özel mülkiyetin ortadan kaldırılması için yapılan uygulamalar tabana yayılmak istenmiş, kırsalda devlet mülkiyetine alınmak isteyen topraklar köylüler tarafından savunulmuş, üretilen tüm ürüne devletin el koymasına tepki gösteren köylü sınıfı ve işçi sınıfı arasında çatışmalar yaşanmıştır..Lenin esasen köylülük sorununa vyrgu yapması ile ayırılır ve Marksist öğretiye en önemli katkısı da budur..Marks kapital adlı eserinde, köylü sınıfını ortasınıf (orta burjuva ki ağırlıkla devlet memurlarından oluşur) ile beraber proleter devrime direnç gösterecek, değişime direnç gösteren bir bilince sahip sınıf olarak anmıştır.Bu anlamda Marks yalnızca proleterlere güvenmektedir..Lenin köylü ve işçi ittifakını, devrimin nihayete ulaşabilmesi için gerekli gördüğünden, yukarıda sözünü ettiğim işçi-köylü ayrışmasına sebep olan politikalarını askıya almış ve nep dönemini devreye sokmuştur.Bu sebeple nep , burjuva ilişkileri geliştirmek için uygulanmamış, dönemin şartları içerisinde (Rusyada dış destekli burjuvazinin beyaz orduları ile sovyet orduları mücadelededir) ,köylü sınıfının desteğini sağlayabilmek için uygulamış ve bu uygulamayı geçici bir geri çekilme, geçici bir yenilgi olarak ifade etmiştir..Burada söz konusu olan, özel mülkiyetin genel anlamda ortadan kaldırılmasının ertelenmesi durumudur, herhangi birşeyi geliştirmek değil, mevcut olanı henüz dönüştürmemektir...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Evrensel-insan'ın bir sosyalizmden habersiz olduğunu ve söylediklerinin tutarsız ve üzerine düşünülmemiş şeyler olduğunu iddia ettim..Neden mi böyle düşünüyorum?İşte ibu iddialarımın ispatları

1) İtham ettiğim ismin bin yıllık kavga konu başlığından bir alıntı



Aynı konu başlığında yaptığı bir diğer yorumdan alıntı şudur



Ve bu konu başlığındaki diğer yorumu aşağıdaki gibidir..



Bu üç kendi içerisinde tutarsızdır..İlk alıntıda altyapıya dahil olan bilinç ikinci de ikisine de dahil değilken, üçüncüde ise altyapı içerisine alınmıştır..Kişi kullandığı kavramların içerisini ne şekilde dolduracağından emin değildir ve tereddüt göstermektedir..

2) Kişi aşağıdaki gibi Lenin'in kapitalist ilişkileri geliştirmenin gerekli olduğunun Lenin'in söylemi olduğunu iddia etmektedir..Ancak bunu ispat edememektedir çünkü böyle bir söylemi yoktur..Lenin,Marks ve Engels tarafından söylenen şey ise, sosyalist devrimin ancak belirli bir düzeyde kapitalizmin gelişmiş olduğu ülkelerde gerçekleşebileceğidir..Yorum sahibi ise bu durumdan habersizdir ve bunu yanlış anlamaktadır..



3)Kişi sosyalizmin ne olduğunu bilmemektedir..Sosyalizmin ne olduğu ile ilgili Marks ve Lenin'in yazılarından habersizdir..Bu nedenle benim bu teorisyenlerin yazılarına istinaden yaptığım sosyalizm tanımını benim kendi uydurduğum birşey zannetmektedir..

Aşağıda kendi yorumumu alıntılıyorum

Ferdinand Bardamu :

Bana cevaben yazılan yorum aşağıdadır

Evrensel-insan

Yine yapmış olduğum sosyalizm tanımının Lenin tarafından yapılmış olduğunu aşağıda belirtiyorum , buna karşılık itham ettiğim kişi tarafından yapılan eleştiriler aşağıdaki gibidir

Ferdinand Bardamu :


Evrensel-insan :

Yine aşağıda, kişi işçi sınıfının(proletarya) bu anlamda yalnızca kapitalist sistemde var olabileceğini bilmiyor..Burjuva sınıfın ortaya çıkışının, proleter sınıfın da ortaya çıkması anlamına geldiğinden habersiz.Üstelik, Rusyada sosyalist eğilimleri Marksizmden ibaret varsayıyor, Marksizm öncesi sosyalist eğilimlerden habersiz.Bu gerçekliği benim aklımı tatmin etme yöntemim zannediyor..Aşağıda bana verilen yanıtları alıntılıyorum..



ve kişi başka bir yorumunda

...demektedir

Ve benim haklılığımı gösteren eden Marks ve Lenin'den kaynak gösterilerek yapılan alıntı aşağıdadır..

Marks ne diyor, Lenin den dinleyelim: "Burada (işçi programının incelenmesinde) uğraştığımız şey, kendi temelleri üzerinde gelişmiş biçimiyle değil, aksine kapitalist toplumun içinden çıktığı biçimiyle bir komünist toplumdur; yani her bakımdan, ekonomik, ahlaki, düşünsel olarak hala bağrından çıktığı eski toplumun izlerini taşıyan bir toplum"

ve aşağıda Lenin, yukarıdaki cümlenin izahını yapıyor

"İşte kapitalizmin bağrından daha yeni çıkmış, her bakımdan eski toplumun damgasını taşıyan bu komünist toplumu Marks, komünist toplumun "ilk" ya da alt aşaması olarak niteler"

V.İ.Lenin Devlet ve Devrim, İnter Yayınları Sayfa : 110 ve 111

Lenin aynı kitabın 112. sayfasında ise şunları söylüyor:
"Yani komünizmin ilk aşaması, adaleti ve eşitliği henüz veremez: servet farkları, hem de adil olmayan farklar sürecek, fakat bir insanın başka bir insan tarafından sömürüsü olanaksız olacaktır, çünkü üretim araçlarını, fabrikaları, makineleri, toprak ve araziyi vs. özel mülkiyet olarak gaspetmek olanaksız olacaktır"

ve yine birkaç paragraf sonra, aynı sayfada şöyle diyor

"Marks sadece insanların kaçınılmaz eşitsizliğini tamı tamına göz önünde bulundurmakla kalmaz, tek başına üretim araçlarının tüm toplumun ortak mülkiyetine geçişinin (sözcüğün alışılmış anlamında "sosyalizm"), paylaşımdaki eksiklikleri, ürünler "emeğe göre" paylaşıldığı sürece egemen olmaya devam eden "burjuva hukukunun" eşitsizliğini ortadan kaldırmadığını da göz önünde bulundurur"

Ve devamında sayfa 113'de

"Böylece (genellikle sosyalizm diye adlandırılan) komünist toplumun ilk aşamasında "burjuva hukuk" tamamen ortadan kaldırılmaz, bilakis sadece kısmen, sadece erişilmiş ekonomik devrime uygun olarak, yani sadece üretim araçlarıyla bağıntılı kaldırılır."Burjuva hukuku" bunları tek tek bireylerin özel mülkiyeti olarak kabul eder. Sosyalizm ise toplumsal mülkiyet haline getirir.Bu ölçüde - ve sadece bu ölçüde - burjuva hukuk ortadan kalkar"


Rusyada nep dönemi kapitalist ilişkileri geliştirmek için değil, köylü ile işçi arasındaki ittifakın bozulmasından endişe edildiği için uygulanmıştır..Devrimin hemen ardından iktidar alındığında, büyük işletmeler ve bankalar özelliştirilmiştir..Bir süre sonra ise özel mülkiyetin ortadan kaldırılması için yapılan uygulamalar tabana yayılmak istenmiş, kırsalda devlet mülkiyetine alınmak isteyen topraklar köylüler tarafından savunulmuş, üretilen tüm ürüne devletin el koymasına tepki gösteren köylü sınıfı ve işçi sınıfı arasında çatışmalar yaşanmıştır..Lenin esasen köylülük sorununa vyrgu yapması ile ayırılır ve Marksist öğretiye en önemli katkısı da budur..Marks kapital adlı eserinde, köylü sınıfını ortasınıf (orta burjuva ki ağırlıkla devlet memurlarından oluşur) ile beraber proleter devrime direnç gösterecek, değişime direnç gösteren bir bilince sahip sınıf olarak anmıştır.Bu anlamda Marks yalnızca proleterlere güvenmektedir..Lenin köylü ve işçi ittifakını, devrimin nihayete ulaşabilmesi için gerekli gördüğünden, yukarıda sözünü ettiğim işçi-köylü ayrışmasına sebep olan politikalarını askıya almış ve nep dönemini devreye sokmuştur.Bu sebeple nep , burjuva ilişkileri geliştirmek için uygulanmamış, dönemin şartları içerisinde (Rusyada dış destekli burjuvazinin beyaz orduları ile sovyet orduları mücadelededir) ,köylü sınıfının desteğini sağlayabilmek için uygulamış ve bu uygulamayı geçici bir geri çekilme, geçici bir yenilgi olarak ifade etmiştir..Burada söz konusu olan, özel mülkiyetin genel anlamda ortadan kaldırılmasının ertelenmesi durumudur, herhangi birşeyi geliştirmek değil, mevcut olanı henüz dönüştürmemektir...

Senin iddialarin ancak senin inancsal ideolojini baglar. Onemli olan konu ile ilgili kendi bilgi ve dusunceni paylasmaktir. Tabi varsa.

Senin gibi tarafli bir bakis acisinin iddialari benim icin gecerli degildir. Cunku sabittir, sahiplenilmistir ve sorgulanmazdir.

Senin sirf tarafini tuttugun bir seyi kendi aklinca kendine dogrulaman da bir seyi degistirmez.

Onemli olan konu ile ilgili isci sinifi bilincidir, devlet kapitalizmidir, ve bunlarin SSCB bugunku getirdigi durumdur.

Eger bilgin ve dusuncen varsa, SSCB'nin neden yikildigini aciklarsin. Bugunku Rusya fedarasyonunun nasil bir sistem oldugunu ortaya koyarsin.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst