- Katılım
- 30 Nis 2012
- Mesajlar
- 1,302
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 42
Evet "kitapta" öyle yazıyor ancak o yazılanların içerdiği temel varsayımlar günümüz şartlarında da geçerliliğini koruyor. Buradaki kriter kitabi bilgiye değişmez gözü ile bakmak, yahut onu dogmalaştırmak değildir. Ancak yazılanlar gerçekler ile bağlantısını yitirmemiş ise sırf bir "değişiklik" mevzusundan hareketle henüz temel anlamda değişmemiş olan şeyleri de değişmiş kabul etmek etmek hatalı olur.Günümüzde de üretim ilişkileri ve üretici güçler arasındaki diyalektik çelişki geçerli. Günümüzde de bu çelişkinin somut dünyadaki karşılığı sınıf çatışması.Devlet günümüzde de sınıf çatışmasının üzerinde yükselen bir baskı aracı. Bu geçerlilikler neticesinde proletaryanın diktatörlük mevzusu da geçerlidir. Çünkü diktatörlük mevzusu, diyalektik çelişkinin toplumda nasıl cereyan ettiğinden, sınıflar arası çelişkinin ve devlet kavramlarının ne olduklarından hareketle zorunluluk kazanmıştır.Ancak bu dediklerinizin ortadan kalkmış olması gerekir ki bir dikta rejimini de yadsıyabilelim. Kısacası örneğin "değişim" gibi "yenilenmek" gibi, "ilerlemek" gibi sözcükleri gerçekleri yadsımak amacı ile sihirli şeylere dönüştüremeyiz. Bu dönüşümü, değişimi yaparak teoriyi geliştirmiş olmayız, onu tahrip etmiş oluruz.