Soru Sormak Isteyenlerin Kosesi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde evrensel-insan tarafından oluşturulan Soru Sormak Isteyenlerin Kosesi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 32,075 kez görüntülenmiş, 305 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Soru Sormak Isteyenlerin Kosesi
Konbuyu başlatan evrensel-insan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
yeni bir bir bilgisayar alırsanızda bellek boştur bu interneti yok kılmaz; Ben bunu nasıl açıklaycağımı bilmiyorum ve bunun baktığım noktadan ayanlığını bunun ve bunun üzerinde duracağım içten ısrar sunacağım bunu değerlendirmeniz için; Bu bir evrensel görüş için temel direngi/görü noktalarından biri olabilir, olmalı savındayım ve bunu güçlendirmek için gereken savunmayı yetersizde olsa vereceğim ve sunacağım; her çağda

Soyle dusun.

Insanoglu beyni- hardware

Zihin-software

Iste bebek bu iki yeti ile dogar.

Burada tek fark, dogum esnasinda soft ware bostur.

Yani hic bir kavramsal bilgi kayiti yoktur.

Iste bebek yasadigi surece bu soft ware ya bilincli ya da kendinden istendigi degerler temelinde olusturur, hafizaya kaydeder ve kullanir/paylasir.

Bu bebegin olumune kadar daimi bir sureectir.

Iste bu surecte soft ware e kavramsal bilgi kaydedimindeki ve de orada yer etmis kavramsal bilgileri sorgulamadaki bilinc ve farkindalik zihin degisimi ve devrimi olarak algilanabilir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Biz bana bakıyor olmalı bilemiyorum; öyle doğaçlama ve içbelirimi-gelimi sözler bütünü olmalı ; bi anlık

kendimi insan diye böldüm ve bölütledim oysa ben insan değilim; insan benim kendime verdiğim adda saklı
ve bu bölütlemedeki ölçütüm boşlukta bağımsız bir bedende ayrık durmak değil mi? beni ayrı yapan ne? ben herşeyin içindeki boşluğa bitişiğim oysa, Beni boşluktan söktün mü ve varlığa diktin mi?
boşlukla ben aynı yöne yürürüm
ben kendime insan derim; tek ölçütüm ne?
?

Bu bir bolmer degil, sadece farkindalik.

Yani her seye bir ad veren insanoglunun kendine de bir ad vermesinin farkindaligi.

Seni "ayri" yapmiyor, sadece farkli kiliyor.

Bu fark ta bes duyunun algiladigi ve digger algiladiklarindan farkli kildigi bir fark.

Buradaki olcut, bilimsel olcuttur.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Tabi ki "kendini bulma" Adina bir yol olarak ta gorulebilir.

bu anlamı iletmez ve yetersizdir ve bu karşılık kesinlikle görülmedi-anlanmama; bulma fiili büyük bir fiil

Bulmak fiilinden once "aramak" ya da "kayboldugunun farkina varmak" fiilleri gelir.

Zaten bu farkindaliklar yok ise, zaten "kendini bulma" fiili de olmaz.

Sahte ego elbisesi ne güzel bir söz ama tam soyunduk mu ve çıplak kaldık mı ve iççamaşırlarımızı mı saklıyoruz? ve neden apışaralarımızı da göstermiyoruz ki birbirimize korkacak neyimiz kaldı

Elbise insanoglunun yarattigi ve giydigi/giydirdigi bnir seydir.

Bir bebek dogdugunda elbisesizdir, yalniz giyecegi elbise yasayanlar tarafindan ona giydirilmeye hazirdir.

Iste kavramsal bilgi ve her turlu kisiyi yonlendirme Adina verilen inancsal idfeolojik izmsel ve etik/estetik degerler bu elbisedir.

Iste bu elbisenin "sahteligi" de iki turludur.

Birincisi insan zihnine yakismaz.

Ikincisi kisi kendi giymemis, baskalarinin giydirdigi elbiseyi kullanmaktadir.

Ama bunu kim üretti? kim sundu ve kim doğru olduğunu söylüyor ve ölçütledi; ölçütler neye oturur ve tüm oturaklar ve tüm sonuçlar oturacaklar;

Giyen de giydiren de insanoglu. Giyilenmin uygunlugunu/uygunsuzlugunu ortaya atan da insanoglu. Elbiseyi hazirlayanda olcen de bicende diken de insanoglu.

bir şeyi tartışamsız yapan ne? tartışmasız olan kesindir, kesin olan gözlemdir

Bir seyi tartismasiz yapan, insanoglu ozelligi ve yetisi olan bes duyusudur. Burada kesin olmayan ve suphe icermeyen ise bunun gecerliligidir.

Gozlem burada baglayicidir. Gecerlilik te ayni gozlem alindigi surece mumkundur.

bu bir alegori idi ve bizce söylenmeli idi; boşlukları tını doldurur ve şarkı şakır ve

bilimde mutlak öncesizlik yoktur demek?

buraya bin sayfa yazmalıyım ya da egoma ve subjektiviteme sus demeliyim; Sen susta biz konuşalım, bakalım var mı yok mu? zamansa zaman gösterir ve mekansa mekan
mekanda ve zamanda ölçüldü mü?
yanıt lütfen? please

Zaman insanoglunun bir urunudur.

Hersey gibi insanoglu bunu da dogal/fenomenal zihniyetinin sorunu ile sorunlu uretmistir.

Sorun zamansal oncelik ve sonralik sorunudur.

Yani kim ne sekilde ve temelde neyi ilk ya da baslangic olarak ortaya koysa; onun mutlaka bir oncelik kisir dongusu vardir.

Iste o yuzden evren zamansizdir ve mekan olarak ta daimidir.

Ayni sekilde belirtilen bir sonun da sonralik sorunu vardir.

Insanoglu zamani gecici ve degisken kilmistir.

Herhangi bir degiskenin ve geciciligin de ilki olmaz teki olmaz. Cunku baslama noktsasi zaman olarak belirtilsebile, bir oncelik sorunu tasir.

eksik cümle yapısı

Çünkü inanç ve ideolojiler kalıptır ve degisime uğramazlar. ya da çok zor uğrarlar ; Zaman ve emek gerektirir
Bilim gelistikçe de tutuculaşirlar ve bilime karşı gelirler.

bi daha okuyun lütfen-okuyalım hep birlikte gerekirse ; ne güzel

bilim bir ideoloji olamaz mı ya da yakın ve benzeri soru ve ifade değerlendirme cümlesi; bakış açısı için sunuldu-bilimin kendi içinde tutuculuğu olamaz mı? Bilim kendini ideolojieye ve tüm yapıalr gibi

Bilim, bir ideoloji inanc izm ya da sabit bir deger very tabu "yap/yapma" yonlendirimi v.s. tasimadigi icin zaten bilimdir.

Iste bunlari tasimak ve ilk, tek mutlak degismez kilmak; tutuculuktur.

Bu temelde bilim her yonu ile degisir gelisir yenilenir ve cagdaslasir.

Sabit kalanlar ise, zamanla bilim karsisinda tutuculasir ve gericilesirler.

Bilimin tuttukları var mı sizce? Bi ideolojiyi doğrulamak ya da bi kanıtı doğrulamak ve aramak gibi?

Bilimin yontemi vardir.

Bilim gerçekten neye yeltenir ve ne arar, Dünyadaki bilim ve bilim anlayışı ne yapar? Tanrı mı

Gozlemler algilar bulur sorgular inceler degerlendirir somuitlastirir teknige donusturur kullanir ve paylasir. Bilim kisaca bilir ve bildirir.

Tanri bilim icin soz konusu degildir, insanoglu ve algiladiklari gozlem verenler soz konusudur.

insanoğlu olmak bile subjektif iken neyi değerleyeceğiz ve olmalı mı?

Insanoglu algiya gozlem veren olarak bir fenomendir. Insanoglunun subjektif yani numenal/zihinsel yani ise, bu algiladigi uzerinde kavramsal bilgi turetmek ve onu kullanip paylasmaktir.

Akıl yetisi sabittir ve evrensel içrek değerdir - her varlıkta öziçrek- savındayız ve buradan konuşuyoruz bu ithamı

Akil yeti olarak vardir ama, aldigi kavramsal bilgi olarak sabit degil; hareketlidir.

Subjektivite akıl yetisini ziyana uğratmaz,Sınırlı ve ekonomik kullanır ve az yakar; Sınırlı görüş içine de, tümler- başka biçimlerle- sığar yeri gelirse ama bu zor olmaz

Aklin kendi zaten subjektiftir. Bu subjektivite vucut eliyle somutlastirilir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
bu bir serzeniş mi ve ben küstüm mü?

Hayir, bilimsel bir farkindalik ve gercek.

aksini değillemek zor olacak

Bunu da evrimsel degisim/gelisim gosterecek.

Yarin bir gun baskas bir tur ile insanoglu dialog kurabilirse, o zaman insanogluna kavramsal bilgi temelinde bir rakip cikacak.

Belki bu bir maymun turu olabilir.

anlamaya ramak kaldı; yeterince veri topladığım kanaatindeyim; zihin çözgeci
oyun;
oynamayı sever misniz? ve en son ne zaman oyun oynadınız içten-eğlenerek ve birlikte oynayalım mı? bu bir oyun -bulmaca olsun (ve eğlenmece) ve eğlenelim olur mu? eğlenmezsek başaramayaız; birileri bize (insanoğlu olan) ödev ve görev yüklenmedi;

eğlenmek duygusal bir duygu mu? ki!
bunu kendinize yasaklamayın ne olur

Insanoglu yetisi ile bilmek ve ogrenmek icin yola ciktigi zaman "function" yani "sey ilistirilmis homeomorfik hareket" kavraminin etimolojik kokenini "fun" yani "eglence/hosca vakit gecirme" den turetti.

Ne yazikki bu temel, insanoglu eliyle kendi bunyesinde bir savasa mucadeleye ustunluk yarisina v.s. sahte ego ile donusturuldu.

Ayrica ben de dahil, cogu matematik ogretmeni; ogrencilerine matematigi "bir eglence/oyun" olarak ogretirler.

Cunku bir seyi ogrenmek icin, ondan zevk almak hoslanmak onu sevmek gerekir.

Tabi bende oyun oynarim, amazevk icin.

Yani oyunu kazanmak, ya da kumar ya da ustunluk icin ya da ego tatrmini icin degil; zevk ve hosca vakit gecirmek icin.

Iste ben herdaim; bir sey ogrendigimde sorguladigimda dfegerlendirdigimde arastirdigimda paylastigimda v.s. hosca vakit geciriyorum.

Burada bilgiye ve bilmeye olan daimi "aclik" cok onemlidir.

Cunku bilgi bazi kisiler icin "basagrisi" iken, bazi kisiler icin "yasam ve iliskinin istendigi gibi yasanmasi" Adina bir arac ve yol gostericidir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
ve tabi ki bu bir fiildir;
üstüne basa basa
üşüyen kuş dama yuva yapmaz
Bilim diye hitap/takip ettiğimiz bir kurum;
kimler yapıyor bunu ve onu öncelikle
Bilim insanları, ehiller, takip ettiklerimiz, emanet ettiklerimiz, bize hiç bi şey anlatmayacaklar (anlatmayacak olanlar) ve herşeyimizi anlaşılmaz yapacaklar,
(her çağın bilimini tutup kerte kerte inceleyelim ve bilim kurumlarını anlayışlarını ve genel anlayışları lütfen)
Hangisini kapısını çalabiliriz ve bir şey sorabiliriz? Hangi dünya karmaşasını soraibliriz ve çözüm bilgi üretirler-iletirler ve hangi sorumuza yanıt verirler ve ararlar ve içten-gerçekten ilgilenirler?
Gözlemi ne üzerine kurmuşlar neden? arıyorlar ? neyi? (bakış nereye ve neye)
Gözlem bir arama-tarama ve bulma (hatta kurtarma) faaliyeti midir?
kayıp mı? neyi kaybetmişler ki?

Burada onemli olan bilimden ziyade bilimin niteligi. Yani ortada olan bilginin bilimselligi.

Bu hem bilim kisileri hem de bilim kisisi olmadigi halde bilimsel niteligi temel almis olanlar icin gecerlidir.

Bilimsel nitelik bir farkindalik bilinc ve daimi her turlu gelisimi degisimi yenilenimi teknigi v.s. takip edebilme ve haberdar olabilme ve bunu da sorgulayabilme muhakeme edebilme degerlendirebilme isidir.

Bilim "sunu ariyorum" demez. Sadece bilimsel yontemini gozlemini aldigi her bir sey uzerinde uygular.

Yontem- gozlem, olgu, teori, teori test yani deney ve tez/antitez den olusur.

matematik ve bilimde öyle; sadece yapanlar ve içinde olanlar anlıyor nedense ve biliyor değil mi?

Sart degil, bu bir bilgilenme ve ogrenme isidir. Ilgilenen herkes isterse algilayabilir.

hiç fizik anlamayı denediniz mi bir fizikçi gibi ve sizce neden başaramadınız? fizik mi bozuk siz mi ya da onlar mı zeki biz mi? ve ya da farklı içerikli zihin yapısı?

Neden anlasilmasin?

Mesela her bir doctor biraz fizikci, biraz kimyaci v.s. temelli bilimin timeline vakiftir.

Sen hasta oldugunda da arastirmasiuni yapar, teshisini koyar ve tedavisini de sana anlatir.

Zeka her birbeyinde vardir. "Zeki olmak" ise algilayabilmek ve de algilamaya yatkin olmak ile paraleldir. Ayni zamanda algiya bilgi sunmayi da icerir.

neye göre belirleniyor ve seçiliyor onlar; Sistemin analitik zekaları ve sayısal veri girdileme uzmanları
Bir sözelci matematik yapabilir mi neden ve bir sosyal bilimci? onun yeteneği mi yok, ya da matematik mi kavraşık ya da bize öğretildi mi bu karmaşa? neden?
herkes toplumsal olayları eşit gözlemleyebilir ve doğa olaylarını da değil mi? buradaki dengesizlik ve adalet nerede?
yorum karmaşa olursa olur-açık olan yorum vermez; yoruma mahal vermez; yağmurun yağdığını herkes eşit bilir ve görür ve güneşin açtığını bunca karmaşıklaştırma neden herşeyi diye soruyuz biz

Kisaca herkes herseyi oyle ya da boyle yapabilir. Cunku ayni turun parcalariyiz ve herbirimiz bu turun yeti ve ozelliklerini tasiyoruz.

Demekki o zaman bilmek ogrenmek algilamak v.s. her birimizin ayri ayri egitimine ogrenimine olanagina bunu ne kadar istemesine becerisine yetenegine v.s. gore farklilasir.

Herkesin ve herşeyin karmaşıksız açılımı ve açıklaması olabilirliği temeli üzerine yürüyelim ne dersiniz; Çocuk yürümeyi ve büyümeyi beklemeli ama çocukta görür yağmuru
Evren basittir çünkü karmaşıklaştırmak bizim işimiz; Sözlerimiz bozuktur çünkü
yüksek matematiği zorlaştıran ne örneğin? koşullar, kurgu ve onu yüksek yapan ne? bir şeylerin bölüenbilirliği mi? bölünmelerden ve toplanmalardan ve sayılardan bahseder hepsi, Olaılı kve istatistik hesaplarından nedne karmaşık? onu anlaşılır ya da anlaşılmaz kılmak

Benim bu konudaki bireysel siarim "her sey zordur,m onemli olan onu kolaylamaktir." dir.

Yani bir sey bilinirse algilanirsa kolay; bilinmez ve algilanmazsa da zordur.

göz kararı diye bir şey bilir misin; tuzu/baharatı en güzel göz kararı atar ve zaman kaybı; göz kararından kararca karar/kesit/ölçüt kesilmedi evrende;
ölçüler ahmakların işine yarar çünkü onlar unutular her şeyi

(bir hikaye anlatacağız;)

bir ustalık ehil ile o halde ehilsiz ve ustasız ilk yapıcı bulucu olmalı

yağmurun yağmasını herkes açıklayabilir
bu olarak yağarak ve neden aramak onu neden yapmaz ve neden bulmakta; her neden birbirine bağlanır ve sonuç zinciri nereye ve kime uyanacak
yağmur kendini olarak açıklar değil mi? ve yaparak
yağdırarak; gözlemciye;
bir püsür yoksa bir ipin içini daha çözmek ve aramak niye ipi kullanın der ahi ; sen ip aramaya ve almaya gelmemişmiydin; aklını bağlaycaktın ayaklarından ve kaçmasındı bi yere

buğdaydan olduk derken pirinçten olduk; bulgurdan olan şiir yazdı

yağmur en güzel ıslatarak açıklar kendini ve üşüterek soğuk, bu gözlemdir; gerçek bir gözlem ve deney
evren gözlemi (gözlem dayanak veriyi ve olguyu ) yapmış (ve zamana yaymış) zaten biz daha neyi gözlüyoruz ve neden yaşamıyoruz ki biz (bu erkencilik niye ve son neden başta aranır?) (Bakalım ölüm kaygısından gayrı yanıt bulacak mısınız? Bunu düşünmeye cesaret tutunca -Herkese ama herkince sözümüz; Biz dışarı genel okuyucuya da çok söz atarız ve kelime-tümce; Bu yüzden alınmayın ne olur; Size değil sözlerim ve size değil sözlerimin bazıları)

Her sey sonucta bir algi gozlem bilgi bilinc farkindalik ilgi etki onem azim kararlilik caba isidir.

Iste herkes butun bunlari kendi beynince farkli alanlarda konularda ve kavramlarda kullanir.

Onemli olan "yagmurun yagmasi" degildir, cunku bunu herkes algilar.

Onemli olan "yagmurun nasil ve neden yagdigi" nin gozleme ve bilime dayanan yonu ile aciklanmasidir.

Burada yagmura yuklenen akil, metafiziktir. Ya da bir yagdiran ozne aramasi bir metafiziktir.

duyular ne işe yarar bayım?
akıl bir işletme yetisi mi? yeri geldiğinde onu cazipçe kullanma ve yaralanma işlevsel yetisi mi? herşey aranmalı ve bulunmalı mı?
bir saklambaç ve körebe mi bu? bilim koşar biz arkadan; yaşam kaçar ve yaşam vapuru beklemeden kaçar durur; son durak nere; neden yağmurda değilim ve neden rüzgarda ve neden burda
bi şeyler saklandığını kim düşünüyor neden?
gizli aramakla geçen ömür; evren iyi bir saklambaç

Duyular algilamaya ve algilanani da ortaya koymaya onlardan bilgi turetmeye ve onlarin bilimsel temelde kullanilip paylasilmasina yarar.

Eger diyelim yagmura bir akil yuklersen ya da yagmura yagdiran bir akil ararsan, bu bilimsel degildir. Cunku hem boyle bir akil gozlem vermez, hem de boyle bir akilin bulunmasi insanoglunun teslimiyetidir ve caresizligidir.

Ayni zamanda kolayciligi ve herbir seyi bu akila vermesidir.

Boyle bir inanc ya da ideoloji de, bilimin her turlu calismasinin onunu tikar.

benim bilimsellik iddiam yok ya da bilim tanımım muğlak ve belirsiz ve açık ve şekilsiz uçan bir imge ve balon ve kuş ve ağaç ve düşte gezer

bilimin ayağı nereye oturur; herşeyin oturduğu yere; belirsizliğe ve; ki belirsizliğe oturduğunu kendilerini söylüyor ve boşluğa ve bilinmezler yumağına o halde neyi bilebilir ve bulamazlar

Aksine bilimin ayagi gozleme yani belirlenene oturur. Bilimde belirsizlik ya da belirsiz olan yoktur, cunku bilim zaten belirtir, bilir ve bildirir.

Eger konu henuz bilimin belirtmedigi ise, bu zaten inancsal ideolojik v.s. bir bilimsel olmayan belirtim olur. Boyle bir belirtim bilimin onunu tikar.

(belirsizlik yükledikleri şeylere sabitler atıyorlar değil mi? ve düzensizliğe düzen yamıyorlar; iyi bakalım bizde de flu burası)

Gozlem verenin duzenliligi duzensizligi gozlem vermez ve bilimsel degildir.

bu bir boşluk-hiçlik ve saltıksız bilinmezler yumağı diye bir bakışın gözlemi başka ne sonuç türetebilir ki? kazman kazar yeraltında;tutman tutar varmazda-birmezde

sınırlı bakış sınırlı sonuç üretir ve üretecek;nokta;

bakamadan göremezler;nereye
bakmayı bilmiyorlar önce görmeyi bilsinler ve bulamazlar

(başka)bir subjektiviteyi kendi subjektiviteniz ile aynı ve eşit yargılamamanız ve kendinizinkini seçmeniz ve ona üstünlük yüklemeniz beyefendi

tekrar teşekkür ederim;

Kisaca soyle acikliyayim.

Bilme ve belirtme bildirme ve de ortaya koyma da insanoglu ya bilimin bilimsel ve daimi yenilenen degisen ve gelisen siniri ile yetinir ve bilimsel kalir; ya da egosunun akilciliginin kendini inandirmasi ve kendine dogrulamasi ile bir sabite teke ilke ve mutlaka yonelir.

Buradaki bu fark bilimserl olmak ve olmamak farkidir.

Asil ben tesekkur ederim.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
bilimsellik subjektif ve bilimsellik algısının dayanakları (zihindeki/beyindeki) subjektif ve bilimselliği objektivite tabanına oturumak ta subjektif

--
subjektif gözlem yumakları

Ben önyargılarınız için gözlem veriyorum; Ben kendi önyargısızlığımı savunmuyorum; savunamam

Bilimde onyargi varsa, zaten bilimsellik yoktur.

Tabi ki benim subjektivimin sizden ve sizin subjektivinizin benden üstün olduğu ve ya da daha objektif gözlem yaptığı verisini/bilgisini sunamam; (savunamam) ölçemem; Sunamam ise yanılgımdır; Sundum ise hatamdır; Benim kendi adıma
O halde değerlendirmeliyim

--
Benim gözlem verdiğim/ilettiğim noktadan (gözlemciden) sizin önyargınız olarak belirlenen ve işaretlenen/görülen noktalar için size geri gözlem (verisi) veriyorum (sunmayı deniyoruz)

BEnim gözlem yaptığım noktadan (gözlemciden) sizin önyargınız olarak gözlem veren olguları (bu benim subjektif yorumum olsa da- olabildiğince) size (geri) gözlemletiyorum ve bunun için çaba gösteriyorum

BEnim gözlem verdiğim gözlemciden sizin önyargılarınız olarak gözlem veren ya da beliren ve görünen gözlem yumaklarını (bunlar subjektifte olsa ve olabilir de tabi mutlaka olacaktır) size gözlemletmek üzere değere/yoruma sunuyorum; deniyorum; çabayla

hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığı bir yer gelecek (VE bu bir küresel empati yumağı olsun emi!)

Objektivite dayanaklarımız üzerine içselleme

Ozaman ben, sizing bana "nerede ve nasil onyargili" davrandigimi gostermenizi bekliyorum ki, ona gore aciklama yapayim.

ben (yaklaşık olarak) bir içses yazarıyım ne bilirim ne görürüm ne yazarım ne olurum ne bulurum ne de bilirim her şeyi hiç bi şey

benim buradaki dayanağım bilgi temelli değil, Sokrat gibiydi daha çok ; Daha ço kve yoğun olarak içses (belirmesi) mekaniği üzerine kurulu daha çok tabi ki hafıza onu destekler ve kullanır
olabildiğince esin kaynaklı ve temelli yazmayı denedim ve bunun sınamasını ve açılımını sunamam ayırdına varamam ve ayrıştıramam-içiçe girer -bu benim algım ve sanım (subjektif bildirim;)
ve bir deneme içindi;

Bir beynin "ic ses"ini seslendirmesi cok guzeldir en azindan bunu paylasima sunar ve tartismaya acar.

Yalniz burada asil onemli olan, bu "ic ses" ile kisinin de vercegi kendi "bu ic sesi sorgulama/degerlendirme/muhakeme etme" v.s. sidir.

Zaten kisi debu sekilde bilgiye algiya v.s. yonelir.

Yoksa "olan ile yetinmek/olani dile getirmek" sadece o dur.

Onemli olan "dilegeleni degerlendirmek sorgulamak yenilemek degistirmek ve gelistirmek" tir.

varoluşu sorguluyoruz ve uygulamalar yapıyoruz ve bir içses beliriyor herşey kendiliğinden oluyor bizce; biz olabildiğince tercüman olduk kendi sesimize; ve tabi ki ego onu bozar kullanır ve subjektivite sınırlıdır ve objektivite de öyle

biz mistik mistik değiliz
mistik mistik değil ki?
yaşayan bir gözlemci herkeste öyle

Buradaki "mistisizm" sorgulananin ne oldugunun ya da tartismasiz bir algisinin olmamasi" ndan kaynaklanir.

Varolus felsefenin metafizik/varliksal felsefelerinden biridir ve bu felsefeye gore ortaya konanlar tartismasiz degildir.

Hatta varolusun ne anlam ve icerikte oldugu bile tartismasiz degildir.

mistisizme dayandırılmış bir gözlemin neresi kötü ve gözlemci objektiviteye açıksa o anda gözlemci ortadan kalkar ve objektivite kendini dayatır/sunar
ve bilirsiniz ki objektivitenin kendini dayattığı bir gözlemde zaten subjektiviteden ve kişiden egodan da sözedilemez; ego bunu kullanır kendine dayanak

Burada konu "bir seyin iyiligi/kotulugu" degil; bilimsel olup olmadigi/tartismasiz olup olmadigi/gozleminin herkescealinip/alinmadigi" dir.

Zaten tartismasiz olmamasi da, her farkli subjektif degerlendirmenin bir sonucudur.

Yani degerlendirilen varolus ve onu degerlendiren; degerlendirme temelinde subjektiftir ve her farkli degerlendirme de farkli subjektif bir dile getirim/sunum ortaya koyar.

objektiviteyi bir subjektivte mi sağlar ve sağlar mı? ve nasıl sağlayabilir ki?

gözlem noktası bir objektivite aracısı olur ve

Soyle yapalim.

Sen bana tartismasiz olarak her kesin gozlemi olan varolusun adini anlam ve icerigini ver.

Ikisi bir birini tamamlar.

Hangisinden yola cikip hangisine varmak ise farklilasir.

Bilim once objektiviteden yola cikar.

Ideolojiler inanclar v.s. ise subjektiviteden.

Oyuzden de ilk yola cikislari zaten tartiosmalidir ve bastan ortak bir tarafi yoktur.
 

sanal manik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Nis 2015
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Soyle dusun.

Insanoglu beyni- hardware

Zihin-software

Iste bebek bu iki yeti ile dogar.

Burada tek fark, dogum esnasinda soft ware bostur.

Yani hic bir kavramsal bilgi kayiti yoktur.

Iste bebek yasadigi surece bu soft ware ya bilincli ya da kendinden istendigi degerler temelinde olusturur, hafizaya kaydeder ve kullanir/paylasir.

Bu bebegin olumune kadar daimi bir sureectir.

Iste bu surecte soft ware e kavramsal bilgi kaydedimindeki ve de orada yer etmis kavramsal bilgileri sorgulamadaki bilinc ve farkindalik zihin degisimi ve devrimi olarak algilanabilir.

buna verdiğim cevap gitmiş ulaşmamış; düzenleme hatası alıyordum o zaman

özetle biz aklın evrensel bi yapı ya da yeti olduğunu savunduk/belirttik;
Ve tüm evrensel hayat bilgisinin sınırlı da olsa erişilebiliriliğini; Bu durumsa boşta olsa erişilebilirlik ve erişebilirlik savunulabilir;
Aklın bi evrensel veri database'e erişebilir olduğunu kablo bağlantısı gerekmediğini diyoruz özetle ve beden onu sınırlamaz (yeti olarak) sınırlayamaz); Subjektivite sınırlar
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
buna verdiğim cevap gitmiş ulaşmamış; düzenleme hatası alıyordum o zaman

özetle biz aklın evrensel bi yapı ya da yeti olduğunu savunduk/belirttik;
Ve tüm evrensel hayat bilgisinin sınırlı da olsa erişilebiliriliğini; Bu durumsa boşta olsa erişilebilirlik ve erişebilirlik savunulabilir;
Aklın bi evrensel veri database'e erişebilir olduğunu kablo bağlantısı gerekmediğini diyoruz özetle ve beden onu sınırlamaz (yeti olarak) sınırlayamaz); Subjektivite sınırlar

Subjektivitenin "sinirlamasi" da her bir beynin kendi dokunuylmazlari, sorgulanmazlari ve bozamayacagi ezberler temelindedir.

Ayni zamanda "kendine dogru gelmeyeni de algilayamamak/Kabul edememek"

Subjektif olarak sinirlar.

Bu acidan serbest dusunce de boyle bir sinir yoktur.
 

sanal manik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Nis 2015
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bu bir bolmer degil, sadece farkindalik.

Yani her seye bir ad veren insanoglunun kendine de bir ad vermesinin farkindaligi.

Seni "ayri" yapmiyor, sadece farkli kiliyor.

Bu fark ta bes duyunun algiladigi ve digger algiladiklarindan farkli kildigi bir fark.

Buradaki olcut, bilimsel olcuttur.

buna bir cevap yazmıştım ben, öyle yanılıyorum; ya hiç bakmadım olanlara öyle gitti sandım geçmişte ve emin değilim
bi yere varacak mıyız;
özetle yazım, insanoğlunun kendine insanoğlu demesi; bir atın kendine at ve bir kuşun kuş ve bir ağacın ağaç ve bir taşın taş demesi üzerine idi;
Böyle değildi ama kısalttım
Uzatırsam aynı satırlarımı paylaşamam ve bunu sevmiyorum, bi şeyi iki kere geçmeyi hiç sevmiyorum
bu sonuçsuz olur ve sevmediğim bi tartışma-örnekleme ve geçme biçimi ama
yani biz hepimiz ve her şey bilime bakıp biz hepimiz herşey atom cinsinden atomlarız deriz olur biter
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
buna bir cevap yazmıştım ben, öyle yanılıyorum; ya hiç bakmadım olanlara öyle gitti sandım geçmişte ve emin değilim
bi yere varacak mıyız;
özetle yazım, insanoğlunun kendine insanoğlu demesi; bir atın kendine at ve bir kuşun kuş ve bir ağacın ağaç ve bir taşın taş demesi üzerine idi;

Insanoglu kendine insanoglu dedigi gibi, ata da kusa da ad verendir.

Insanoglu disinda kalan hic bir fenomen kendini adlandirmaz.

Tum adlar insanogluna aittir.

Yani ata at diyen insanogludur, at degil.

Tasa da tas diyen insanogludur. Tas kendine tas demez.

Kisaca neyin ne oldugunu dile getiren tek tur insanogludur ve bu dile getirim de sadece insanoghlu icindir.

Dile geleni baglamaz (at, kus, tas v.s.)

Böyle değildi ama kısalttım
Uzatırsam aynı satırlarımı paylaşamam ve bunu sevmiyorum, bi şeyi iki kere geçmeyi hiç sevmiyorum
bu sonuçsuz olur ve sevmediğim bi tartışma-örnekleme ve geçme biçimi ama
yani biz hepimiz ve her şey bilime bakıp biz hepimiz herşey atom cinsinden atomlarız deriz olur biter

Dogru olmaz. Bu sadece bilimin onunu tikamaktir. Insanoglu algiladigina verdigi kavram uzerinden bilgi turetir.
 

sanal manik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Nis 2015
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0

sanal manik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Nis 2015
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Insanoglu kendine insanoglu dedigi gibi, ata da kusa da ad verendir.

Insanoglu disinda kalan hic bir fenomen kendini adlandirmaz.

Tum adlar insanogluna aittir.

Yani ata at diyen insanogludur, at degil.

Tasa da tas diyen insanogludur. Tas kendine tas demez.

Kisaca neyin ne oldugunu dile getiren tek tur insanogludur ve bu dile getirim de sadece insanoghlu icindir.

Dile geleni baglamaz (at, kus, tas v.s.)



Dogru olmaz. Bu sadece bilimin onunu tikamaktir. Insanoglu algiladigina verdigi kavram uzerinden bilgi turetir.

buradaki mesele bu değil ki; şeylerin birbiri cinsinden sınıflanması; yani örneğin ilk madde ve madde gibi;
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
iki yazı paylaşacağım; ve muhtemelen metaefizik ya da mistik olarak yorumlamanız baki




ya da ben bunu başlık aolrak alayım foruma en kısa zamanda olur mu?



Bu basliklardaki quantum degerlendirmeleri bilimsel degildir.

Bilimsel olan "Quantum mekanigi/fizigi" konusudur.

Einstein'in "gorelilik kurallari" "kesinlesmemislik" bu temeldedir.

Ayrica quantum, modern bilimde; klasik bilimdeki "nedensellik/determinism" kavramlarini da sorgular ve materyalizm temelli "serbest irade olmayisini" nin aslinda yanlis oldugunu aciklar.

Sorgulama olarak ta neden yerine, nasili tercih eder.

Yani her bir sonucun tek bir nedeni de olmayabilir, nedeni belirlenememis te olabilir.
 

sanal manik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Nis 2015
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bulmak fiilinden once "aramak" ya da "kayboldugunun farkina varmak" fiilleri gelir.

buradaki mesele de bu değildi; esrime ve kendini bulma üzerine bir deneyim;
ve sizin tarafınızdan görülen düşük anlam ve bu bir sinek ısırığı ya da bıçak yarası gibi

hayır biz ortaya bir şey koyuyoruz ve siz onu bir küçük ve belirsizle eşliyorsunuz
İnanmasanız, paylaşmasanız, dışlasanız ya da yadsısanız bile en azından büyüklüğünü görün; Dağ kadardı diyoruz; Sinek ısırığı misali-kıyası ile geri dönüyorsunuz
eylem dememizin sebebi var tabi; üstüne baskılamak ve başka şeyler;

bulma dememizin sebebi ise sizin kendini yitme-yitime-kaybetme ve kendinden geçme (anlamlarını yükelemenizdi) demenizdi ve biz tam tersi kendine gelme ile gayrıladık; anlamı aktardık ve bizdeki karşılığını ve duyulmadı
ve duyulmadığını anlanmadığını yanlış yere çekildiğini, öyle görüldüğünü belirttik ve uzattık, İsterseniz de uzatırız
 

sanal manik

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Nis 2015
Mesajlar
40
Tepkime puanı
0
Puanları
0
merak ve bilgi peşinde misiniz yoksa materyalizm yüceltisi mi ve doğrulaması-sorgulaması;
odağınız nedir?
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
buradaki mesele de bu değildi; esrime ve kendini bulma üzerine bir deneyim;
ve sizin tarafınızdan görülen düşük anlam ve bu bir sinek ısırığı ya da bıçak yarası gibi

hayır biz ortaya bir şey koyuyoruz ve siz onu bir küçük ve belirsizle eşliyorsunuz

"Kucuk ve belirsiz?!"

İnanmasanız, paylaşmasanız, dışlasanız ya da yadsısanız bile en azından büyüklüğünü görün; Dağ kadardı diyoruz; Sinek ısırığı misali-kıyası ile geri dönüyorsunuz
eylem dememizin sebebi var tabi; üstüne baskılamak ve başka şeyler;

"Buyukluk?!"

bulma dememizin sebebi ise sizin kendini yitme-yitime-kaybetme ve kendinden geçme (anlamlarını yükelemenizdi) demenizdi ve biz tam tersi kendine gelme ile gayrıladık; anlamı aktardık ve bizdeki karşılığını ve duyulmadı
ve duyulmadığını anlanmadığını yanlış yere çekildiğini, öyle görüldüğünü belirttik ve uzattık, İsterseniz de uzatırız

"Kendine gelme" darken o zaman ne demek istediginizi aciklar misiniz?

Tabi boyle bir acikla icin, once "demekki kendinde degil" in aciklanmasi gerekiyor.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
merak ve bilgi peşinde misiniz yoksa materyalizm yüceltisi mi ve doğrulaması-sorgulaması;
odağınız nedir?

Benim bakisalanim, metafizik ve varliksal nitelik degildir.

Yani ne materyalizm, ne idealism ne de pozitivizm.

Benim bakis alanim epistemoloji yasni bilgi ve bilginin bilimsel ve bilissel olanidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst