- Konbuyu başlatan
- #1
- Katılım
- 26 Nis 2009
- Mesajlar
- 623
- Tepkime puanı
- 62
- Puanları
- 28
Evet Başlangıçsız lık bir gerçektir. Peki nedir başlangıçsızlık ? gayet basit bir ifadeyle "SONSUZLUK" tur...
Peki, varlık "VAR" olduğuna göre başlangıçsız olmalı değil mi? evet, o halde varlık "SONSUZ" dur.
Şimdi bana bu "VAR" olan varlığı tanımlayın desem bana ne diyeceksiniz ?
Aslında sonsuzluğu "SONSUZ" olarak bile tanımlayamazsınız. Çünkü sonsuzluğa "SONSUZ" deseniz O nu "SONSUZ" lukla sınırlandırmış olursunuz ???
Şimdi eğer BAŞLANGIÇSIZ lık hakikatinın yanına başka bir hakikat daha koymazsak, görünen ve bilinen tüm varlıkları İNKAR etmiş oluruz. Çünkü tanımlananabilen SONSUZ sayıda varlığın var olduğunu biliyoruz.
Peki "SONSUZ" da bölünme parçalanma olmaksızın SONSUZ sayıda varlık vardır diyebilirmiyiz ? evet diyebiliriz.
Buraya kadar itirazı olan varsa buyursun....
Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı gibi sonsuzluk BELİRLENEMEZ. Tanımlanamayan ve belirlenemeyen hiçbir şey BİLİNEMEZ. O halde bildiğimiz ve gördüğümüz tüm varlıklara SONSUZ değildir dememiz mümkün. Ama bir bakımdan da baktığımızda bu varlıklar SONSUZ olmalıdır çünkü SONSUZLUK bölünemez. O halde gördüğümüz varlıklara hem sonsuzdur hem de SONLU dur dememiz gerekir. Bu akla aykırıdır....
Çünkü akıl iki zıddın bir arada olmasını reddeder. Karanlıkla aydınlık, beyaz ve siyah vs vs bir arada olamaz. Burada akıl iflas etti çünkü görünen bir gerçek var ki bu görünen gerçek, aklın ispat ettiği iki zıt gerçeğin bir arada olduğunu bize söylüyor. Burada akıl ya Parmenides in yaptığı gibi (Parmenidesle ayrıştığımız noktaya geldik), ya görünen gerçeği İNKAR edecek, ya da diyecek ki :
- Arkadaş benimde bir sınırım var ve bu sınır sonsuzluktur. O halde ben SONSUZLUK konusunda kendi çıkarımlarıma gözlemlerimi de ekleyeceğim. Çünkü gözlemler inkar edilemez birer gerçektir. Çünkü benim SONSUZLUK konusunda hiç bir BİLGİ m yoktur ve olamaz. Aklımın gereği, sonsuzluk konusunda susarak sadece sonsuzluğun bana gösterdiği şeyi her ne kadar bana uymasa da KABUL etmek zorundayım....
der ve sorun yine aklın sağduyusu sayesinde çözülür....
Peki akıl derse ki :
- Hayır ben gördüklerime değil sadece kafama uyanlara bakarım. Gördüklerim beni yanıltmaktadır, sadece bir yanılgıdır. Sonlu ve sonsuz bir arada olamaz !
işte o zaman büyük bir sorun başlar... Görünenlerin yalan oluşu. Artık gördüğümüze inanmamamız gerekiyor, her şey yok aslında lakin biz görüyoruz ???
Peki o zaman bu yalanı bize kim söylüyor ? Tamam inanmadık diyelim, yine bize ait olan inanmama fiili için bir YALAN gerçeği gerekiyor. Bu gerçekte yine inanmayan aklımızda şekillenmiyor mu ? Buradan aklın kendisine inanmadığı gerçeği çıkmaz mı ?
Evet aslında aklın kendi sınırını bilerek orada durması, ve bilemeyeceği şeye "BİLEMEM" beni aşıyor demesi gerekir ki bu aklın sıhhatinin gereğidir.