Olabildiğince Açıkça ve Dürüstçe Kendini İfade Etmeyi Denemek;

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Olabildiğince Açıkça ve Dürüstçe Kendini İfade Etmeyi Denemek; başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 12,869 kez görüntülenmiş, 122 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Olabildiğince Açıkça ve Dürüstçe Kendini İfade Etmeyi Denemek;
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Arkadasim felsefe bitmistir ya da bitirilmistir
Yine sizler eliyle sizler tarafindan
Tarih ve felsefe kitaplarindan okunabilir ancak sanal etkilesim ya da bagimsiz ortak platformlardan gercek bir erisim ve dusunce aciklamasi ve sosyal etkilesim acik baltalanmakta ve sabote edilmektedir ve sistemli drenaj ve taarruza maruz birakilmaktadir
Dusunceler ve siz bu anlamda ne yazik ki ozgur degilsiniz
Ve bu alanda fikriniz dahi yok
El birlikcileri olarak iyi egitimli sistem zorbalari ve bilgi dusmanlarina uytularak ve egitilerek zaten donusturulmussunuz..
Etkilesimli serbest yazim yada dusunce aciklama ya da benzeri sanal faaliyet hayal urunu
Bagimsiz felsefe hayal urunudur ya da kisi bagimsiz dusunup yazmali kendi alanini kullanmali kendini anlayanlarla gruplasmali iletismeli ve kamplasmali
Bu alan sikistiriliyorsunuz
Sistem bunu dayatiyor
Eger toplumsal etkilesime ya da dinamige girisirseniz
sosyal mecral lara girer girmez yildirma kancalari ve baska turlu munasebetle basbasasiniz
her turlu etkilesim yine sizler tarafindan ya da yine sizler uzerinden ve sizler araciligiyla sistematik yildirma bastirma ve baltalnmaya ve baska sabotajlara gebe...
Burada aktif uyelerin ya da yonelen uye profilinin de cogu misyoner ebe gebe trol ajan trojan ve o bu dusuncenin asigi usagi ya da acik bilgi baltlayici ve dikkat ve konu sabote edici bilincli ve bilincsiz bilgi dusmani ve baltalaiyicisi..
Sinirli sayida imleyiciyi ve aktif uye ve bilgisever ya da ziyaretci bu ifadenin buyukce ve cok sikica disinda tutalarak

Bilgiyle isiniz yoksa felsefe bayragi ya da adi ve alaninda ne isiniz olmaktadir lutfen aciklayiniz
Sabotaj
Tarih size ogretmeli olgulatmali ve yaralarinizi kanatmalidir ve sondurulen atesler isiklar yine siz yikicilarinca geri kazandirilmalidir.im...

Gule gule.. Esen kalin...

Bilgi komplocusu ya da ve acik bilgi dusmanlarisiniz...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
kavrayışın kendi var,.... görmek ve bakmak fiillerinin çok ötesinde
ve anlayışın, anlamanın kendi...keyfi....
...
kapılmamış bir algılama da ve serbest bir bakma da bir süre sonra?
olan şeyler tanımlanabilir ölçeklerde değil
-algılanımın ve algılamanın kendisi bir fiil; /değişken bir fiil;
ve bu daha geniş ölçekte bir algılamaya, birleştirmeye ve görüye-görüme-şe dönüştüğünde
--
algının kendisi- kendi içinde olanlar... zamanın yapılandırmadıkları...diğerlerinin sözetmedikleri kadar çoğul algı...değişik türden algı...
--
görmenin değişik biçimleri var; görmenin çok artmış biçimleri var...farklı biçimleri var...
--
hiss /duyu başlı başına bir algıdır..-sınırlıklar aşıldığında algı biçimleri
--
algı ya da algılama dediğimiz süreçlerin değişken ya da esnek (ve genişken) yapılılığında başkamsı ya da ileri başka algılar... toplumsal sınırlamaların uzağında...

-algının verdisinin artması başka bir çözümü gereksiz kılıyor

algının kendi besleyiciliğin ya da sadece algı etkinliğinin ve algısal gözlemi sürdürmenin yetinlik verdiği ,soru cevap bırakamdığı ve başka bilgi-bilgileme türü ile uğraş ilgi görülmediği -bakmanın kendi fiil olduğu durum;

--
algılama işinin kendinin, keyif ve coşku ve etkinlik olduğu ve herhangi biçimde açı kbakış v e algılama etkinliğini sürdürmenin başlı başına tuhafsı bir derinlik ve isteme dönüştüğü ve tüm diğer istemleri geri de tuttuğu bıraktığı algılama durumları...

--
bir ayna bir gerçek gösterir
siz neyi gösteriyorsunuz?
gösterdiğiniz şey, görülmek istenenle ya da ?
anlıyor musunuz?

sivilceyi göstermeyen ayna da sivilce patlatamazsınız-varoluş bakışmaktır...

bakıp görüyor olduğunuzu da ve gösteriyor olduğunuzda demek
iyi bir algılama göstermenin de/bakışmanın da kendisi...

ve gösterme ışıkları yapılanır....

algının objektivitesi bir olgu olsun ve bir ayna
ama subjektif genleşmiş gelişmiş ilginç aynalarda var; subjektfi perspektefllerde
bakışa ve gözleme yöneltilen etkinliğin etkenliği ya da etkinliği

zayıf gösteren bir ayna-mutlu gösteren bir ayna ama van gogh aynası örneğin;

eğer doktor olsaydınız hastalığın en iyisini teşhis eden ayna doktor işe yarardı
eğer hasta olsaydınız en objektif doktoru arardınız iyileşmek için tam bilgilenme
ama doktorun vereceği bilgi uyumsuzsa?

-
algılama eylemi bi tür hayalciliği ve sınıflamayı bırakıp bi tür objektenliğe dönüştüğünde ya da aracılık ettiğinde ve ayna tuttuğunda bi tür görme bakma/bakışma ve anlama gerçekleşmesi ve bakış karşılaşması gibi algılama ve eşleşme gibi bir his ,

bireysel algılamanın çok uzağında

bakışlardan anlam almak ama görmek bi tür patlama;
görmek etkinleştiğinde bakışma işi

--
algılamanın farklı etkinliği bir süre sonra herşeyi farklı kılıyor...
yani bu şu;
bir ressama bakıp üretilmiş bir tablo ya da bir müzisyene bakıp yazılmış bir senfoni görebiliriz ancak zihin etkinliği?

--
geçmişe göre entereasan bir bilgi ve iletişim çağı
sadece sanal uyaranlar var ve sınırlamalar -bunların tıkadığı yollar
bunların bi ölçüde üstüne gidildiğinde yeni basit bir algı yapılandırıldığında gelişecek olan perspektif ya da görüm

1800 lere göre avantajımız var ancak 1800 lerin bize göre avantajı-sade minimal gerçek; ölçütlü yaşam,az teknolojiye ve sınırlı yada düzenli sosyal ilişkiye ve az iletişime yere maruz kalma ve sahip olma gibi avantajlar-ve kirletilmemiş az besin; sosyla ilişkileri ndengesi-sorun azlığı-*teknolojik azlık
yaşam akışı-fiziksel etkinlik ; bunları birleştirin
yavaş akan yaşam ve az teknoloji ve az ikiboyutluluk -az sanal ortam

ama 1800 ler bize göre minimalisttir;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 11:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 11:10 ----------

gerçeklik algılama faaliyetinin ve algının etkinliğinin bir ürünüdür/ fiziksel sınırlamalar aşıldığında (-algı olarak aşıldığında ya da algısal olarak) gerçeklik bambaşka bi şey olur
ve fiziksel adlandırmalara gerek duymaz gerek kalmaz ve çözümleme yapılamaz bu yolla
fiziksel dayanaklarla ve fiziksel adlandırmalarla algı çözümlemesi zor iş
fiziksel dayanak bir istenç-bir duyu- fiziksel varoluş
fizikselliğin bir gerçekliği kalmadığında ya da herhangi şeyin
ve herhangi şey olmanın bir adlandırması ya da gerçekliği kalmadığında -o ya da bu olmak ayırtları ve farkları kalmadığında ne olursun? bir hiç mi?
bilmiyorum -sadece olan ve olmakta olan

ben sadece bakışma ve bakış görüyorum..
şimdilik;;;

--

zaman mekan gibi saptamalar önemini kaybettiğinde
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Arkadaşım biz de gerçeklik nerdeyse tam olarak ikiye yarıldı....
Ya da nerdeyse tam olarak net bir hayale dönüştü....
Ya da net bir biçimde gerçeklik baska yapılandırmacılar yapılanmasına ve hayaline bunun benzerine donustu.. ...
Nasılı bir karmaşa ve algı karmaşası ancak 3 boyutlu grafik ve sahte yapılandırma ya da baska bir gercegin/gerçekliğin ve gerçekçiliğin ve gerçekçi yumağının da çözümü, bileşigi ve parcasi olan gerçeklik...

Tum algilamalar uyanmak tarif ediyor ve cagristiriyor ....baska bi sey degil
Sinirli bir gerceklik, iluzyon .....ve gerçekligi var ve yok
saçma

Arkadasim gerceklik kafamiza yarildi gibi bir sey..... bunu anlatmak cozumlemek mumkun degil gibi...
Bi tur grafik iluzyon cagristiriyor sadece dışarsı... ya da dusuncesel iluzyon ve algisal iluzyon bağıl ....bir mekanigi olmali ....var ve yok ya da..
Bu anlamda tanri kuraminin ve algilayicilarin yaslandigi dayanaklari ve parcaliligi ve zormlanmayı da algılıyor gibiyiz ve şimdi izliyoruz-buluyoruz izlerini ..
bireysel varlıkları dağınık....algıları sınırlı yeni ve hoş...
çözümlüyoruz ancak bi sey diyemiyoruz

Dunya icin bi sey sözetmek saçmalık. Bilinç var ve yok.
parçalı bir gerçek bütünlüğü
Sınırlı küçücük bir gerçeklik lokasyonu ve bir gercek parcasi bolumu ve yapılandırma cağrıstırıyor....

İletisimler zorlaştı... tamamen zorluk icindeyiz ve yok gibiyiz...
Algi bagımız koptu diyebilirim. motor bagımız ve motor gerçeklik,... motor algı kopuntu.ve yokluk deneyimliyoruz nerdeyse.. çözümsüzüz ki zaten çözümde yok ve çözümde istenmiyor... ve var ve yok olmakın ya da o olmakın seçimleri belirmiyor şimdi
.bunu yüzmek, yaşamak ve surdurmek zor...ama eğlenceli de bazen.. işe yarıyor ve iyi hissettiriyor -eğer çalışmıyorsan/çalıştırılmıyorsan;

Algi bağları bizi/beni ve benim gibileri ya gercekligin içine yapilandirir çeker/çözer -bağlar ya da dışarı taşır öyle anlıyorum.
Algilayici seçimleri bağlayıcılığı. Tuhaf ikilemler ve duygular sadece
bunların cümlesel çözümleri anlamsız. .tek bir parça dğeil-bütün...

Ne olacagim gibi bi endisem yok
Gercek kendini ve kütlesini yoğuruyor.ve yapıyor.secimler yapıyor bakacagiz ve gorecegiz... kütlsel zihin ya da kütlesel kütle-deneyimsel zihin-kütle...

Algilanan sey mutlak bir materyalin kendini algilamasi gibi nerdeyse
Gercekligin cözümleri yok dagiliyor her yana
Serbest izdüsümsel iç yayım
Anlamı yok
,
bireysel bağımsız serbest irade-zaman geçidi notları

Serbest izleme çözümcü grup
bizi izliyorlar sanırı mgelecke için
bağımsız devam edecekler anlamıyorum bunları ben çözemiyorum.. sadece sınırlı algılamalar ve gerçek bütünleri lokalleri var
yanlış bilgi oluşturuyor olabilirim bu anlamda ve -yordamda.... o yüzden başka çaba bu.. bölünmüş sorular

Uyanma yönünde yapılan yogun baski sanıyorum.... bilmiyorum ve uykucu grup catismasi ya da gercek atlamasi anlamlanmiyor...
bir grubun etkinliği....

---
Yer mekan kisi olmak bunlar tamamen gorece...parçalandı...
alt hafıza-gelecekte işe yarayacak sanıyorum bilmiyorum ve devir teslim töreni sefaleti-Ben işse yarar diye umuyorum işte;
alt hafıza işmelek gibi kasıt ve kazıt-kazma-işlem.
bu ne işe yarar?
küller küller ne bileyim-içimden geliyor. öyle oluyor
Alt hafıza işlemek güçlendirir eğer öyleyse ve bilgi güven verir-taşınır.
ortak -armağan/edim/hafıza kazıması


Algi var sadece algi var tum sınırlılıkların ötesinde
benim dünyam yaşayacak ve diketiklerim algı boyundan...

Algi yer secmiyor işin ilginci ...bi sey olmayı da istemiyor. bi şeye dönüşmeyi de bağlamlar var.. ve ne olacaksa o olacakın yürüyüşü bu...
Bölünmemiş bi algı
bölünmemiş bir algı kopmamıştır... yer seçmez-zaman kişi de;

---
Tamamen bir düşün içindeki sınırlı canlılık gibi ve sınırlı seçim özgürlük ve hareket gibi..
gerçeklik genleştirmesi/artrıması hissi üzerine düşünülüyor-enerji yoğruluyor ve yazılıyor ya da .. kendi ve herkes için farketmez...çoğul çalışma...bunu anlamasakta

Dış koşullar ya da fiziksellik ...hic bir izafiyet? saçmalık, tamamen saçmalık sadece...
boş bir düzlem var ve herşey olası..
-----


Facebookta oynanan bi kapitalizm oyununun gerçeğe dönüşmesi ya da dönüşmüşü gibi
Alt gercege
düşün facebookta oyun oynuyorsu nve ikiboyutlu grafikleştirmen ve canlandırman az da olsa tuhaf duygu ve biliş hissediyor. adlandırıyorsun/olduruyorsun ve temas yüklüyorsun-kişiliyorsun. O anda yaratıyorsun bunu anlayacaksın sende zamanı gelince
az sayıda...
uyanırsanız bunun benzeri olmayacak mı sanıyorsun sen de; nedne kaçıyorsun ki? iletişimsizlikten mi?

parçalı gerçeklikler/
Gercekliğin hic bir yeri-mekanı ve gercekligi yok
Kisileri masal urunu
Sinirli sayida gercekci
Birbirimizin ve yıldızların tozuyuz. Başka bir saman değil...

--

İnsanların çalıştıkları yerler tamamen besleme çiftliklerini andırıyor. Başka bi şey değil. Tamamen tavuk besleme çiftliği gibi.
Hatta bunu insanlığın kendi beslediği tavukları beslerken aslında onlar gerçeği nasıl düşünüyor,algılıyor görüyor hayal ediyor diye uyarlamak üzerinden düşündük.
ve insan onalra nası lalgılatıyor-bu içiçe
Ya da insan onları nansıl bir gerçek algılamasını isterdi. Kendilerini besleyen mutlu hisseden tavuklar değil mi?

Bunu tavuklarda doğada zorlanmadan kolayca insan tarafından beslenerek ve sanki iyilik görürcesine insan da brlikte elbirliği ve işbirliğiyle hayali gerçekte sahte cennet ve kolay tüketme hayali yaratıyor olabilecekleri gibi bir fikre yakınlaştırarak düşündük

Tavuk sanrı olarak bir tür gerçek görüyor ya da üretiyor, kendince..
rüya görüyor ya da hayal üretiyor-yakın-
Kuşlar uykusunda restoranlarda yemek yiyen ayaklı canlılara dönüşüyor oalbilir bunu hiç düşündük mü?
. hiç bir gerçeklik yok. saman ürünü.....

az sayıda uyanık fiil sadece gerçek gerisi yalan -düş....

otonom faaliyet ve güdülenmiş ilişki /faaliyet bir hayal ürünüdür-temasıdır....başka gerçekliklerin bağıdır.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:54 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:33 ----------

otonom/otonomi gibi kavramlara
ve birazda motor işlev/motor sinir/duyusal işlev sinir gibi kavramlara bir gözgezdirdik

böyle saçma şeyler bulduk;


insan/lığın bilgi bilim üretmesi ya da yaşayış üretmesi bilmiyorum nasıl mümkün olabilir. gören herkes kaçıyor öyle anlıyorum
bu büyük ve karmaşık bir çözümleme
gerçeğin ya da insanlığın kendini lağvetmesi mümkün müdür?
ve değilse daha öte bir bağ ve gerçeklik-birlikteliği nasıl kurulabilir?
ya da burda olan nedir?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:57 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:54 ----------

otonom/otonomi gibi kavramlara
ve birazda motor işlev/motor sinir/duyusal işlev sinir gibi kavramlara bir gözgezdirdik

böyle saçma şeyler bulduk;


insan/lığın bilgi bilim üretmesi ya da yaşayış üretmesi bilmiyorum nasıl mümkün olabilir. gören herkes kaçıyor öyle anlıyorum
bu büyük ve karmaşık bir çözümleme
gerçeğin ya da insanlığın kendini lağvetmesi mümkün müdür?
ve değilse daha öte bir bağ ve gerçeklik-birlikteliği nasıl kurulabilir?
ya da burda olan nedir?
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Arkadaşım; gerçekliği enine, boyuna ve dikine; size/bize okullarda verilen bilginin ve sağduyunun ötesine geçerek ve ötesinde sorguluyorsanız, ziyaret edebileceğiniz düzenli bir toplumsal kurum yok ....
ancak yine, toplumsal bir kurum/kuram olarak, felsefenin buna benzer bir ad olarak yapılanması ve üst yapılanması gibi bir düşüne kapıldık şu ara....

yani; bir din bilginine gidersiniz ve kaderle ilgili karmaşık sorular sorarsınız? sizi ikna edemez... bu arkadaş/genç felsefeye postalanmalı.. din bilgini de iyi niyetli ise?
burda din bitmeli! felsefe dendiğinde din bitmeli,
din adamı demeli ki benim adımım bitti..
ve orda felsefe de özgür bir alanın başladığı, özgür söylevciliğin, tartışmacılığın ve özgür araştırmacılığın ve sorgulamacılığın ve özgür düşüngen bir
blimin-bilmenin başlayacağı sezilmeli-bilinmelidir... Felsefe adın bu çizgiyi çizmek önemli....
yoksa ne işe yarar bu halt ! yarayacaktır...
din işgali bakın din işgali diyorum. o çocukların o geleceğini naif önlerini tıkıyorsunuz...
el birlikçiler ve hizmetçilersiniz....

ve din adamı da, din misyoncusu da bilmeli ki benim felsefeyle işim yok kardeşim..ben dini statükoyu savunurum ve beni aşan düşünceyi felsefeye havale etmeliyim ben...öyle dediler... kendim öte sorgum varsa oraya gitmeliymişim -dini aşan merak ve istem.. öyle dediler....
ve dini statükoculuğu felsefe altına sokarsam ya da felsefe içine katarsam ve felsefe karşısına getirip savunursam bu iş felsefeye düşmanmış, felsefeye çomak sokmakmış ve zıtmış arkadaş dediler...
çocuklarımın geleceğini paralarmışım ben dediler.. adam bas bas bağırdı böyle diye...
ve özgür çocukların işi ve geleceği o. bana diğerlerinin oyunlarını bozacağımı söylediler...

; felsefe başka -özgün bir kapı. Bir deli değil kapısı değil ama.
Kendilerini ,bilgilerini-bilimlerini aşanların ve toplumsal biilgiyle tatmin edilemeyenlerin ve kabul görmeyenlerin ve bu anlamda yetinemeyenlerin ve çözümsüzlerin durak ve uğrak yeri bölgesi ve bu gibilerin sığınağı bölge/liman koridor-kamplaşma alanı olmalı... ve toplum bundan faydalanmalı. buy temastan tam....
bu anlamda buraya çürük bilgi ilgi getirenin ...çürük koşuşmuş bin yıl giyilmiş çorap gibi düşünce getirenin çevreye ve diğerlerine hiç mi saygısı yok? hiç bilimi bilgisi onuru ve vicdanı da yoktur
,onlar nesillerini ve geleceklerini umursamıyor mu?

Bu anlamda felsefe yapılamak istedik. bir toplaşma merkezi;koordinasyonu....
Bu anlamda felsefeye bir bağımsızlaştırma ve isim kazandırma niteleme istedik ..... ve ilişik toplumdan; araştırıcı olarak, aşıcı/aşmacı olarak önyolcu ve dinamikçi olarak ve "düşünce çalışkanları olarak" ve düşünce işçileri/emekçileri olarak felsefenin saygınlık görmesini ve bu yönde isim kazanmasını umduk... ve yapıcı yol, toplumsal yordamcı olarak saygın ve saygınlık görme kazanma umudu ile....felsefe....

ve yenilikçi olarak saygınlık görme
hatta toplumsal dillendirmeleri ve toplumsal dile getirmeleri aştığı için, bir toplum çözümcü ve bilgi verici/sağlayıcı olacağı için ve durağanlığı çözeceği için, toplumsal değişime imkan vereceği için felsefe sevilir....
bir yandan da toplumun kendini aşan idare edemedikleri çocuklarını ve biilgilendiremediği çocuklarını da yukarıda anlamda besleyebileceği/koruyabileceği için de felsefe önemlidir.....
burdaki şimdi felsefe kampı/nı işgal edenler bu arkadaşlar burayı tıkarken kendi toplumlarını bilmeden başlarına yıkıyorlar ve kendi geleceklerine de tükürüyorlar...din derken iman derken....

ve düzen üretmeyen düzenleri aşmak üzerine çaba olduğu için de felsefe sevilir...
, cevaplar aradığı için de , felsefeye saygınlık kazandırma anlamı yükledik....

hasta çocuğunu doktora götüren insan/toplum gibi;
toplumsal barışın çözemediği çocuk, bilgi ilgisi yüksek çocuk ve insan baltalanmasın, toplumlar onu köreltmesin diye felsefe çadırı ve anlamı yükseltilmelidir.
ve onun altına giren karanlıkçılar ve statikler toplumsal bir statüko yorganını üzerlerine örterken toplumsal değişimsizliğe çanak tutup, birde sevinip ayar tutup, diğerlerini burda yazdırmaktan dışlayarak ve kendilerini de içten alkışlayarak tanrısal ya da toplumsal bir hizmete bürünmüş salak bir sanı mühürü ile geleceklerinin içine tükürüyolar daha ziyade şeyediyorlar azizim.
bir saçma yalan tanrıya sözde birde hizmet aşağılık/uşkalık ve döşeklik ediyorlar yalana . ve buraları işgal ediyorlar...işgale tutuşturulmuşlar..

toplumsal dönüşüme hizmet edecek ya da motor olacak/olabilecek insanlar burda kavuşabilecekken ve yordamsız çocuklar burda öğrenebilecekkken- görebilecekken
anne-baba, toplum ve okul budamasından sonra bile hala sorgulayabilen az sayıda insan burda gelip sersefil iki üç hizmetçi aşık budalasının tantanasında, köreltilip zorlanıyor..


----
toplumu aşan, zorlayan, düşünce üreten insanları, ve toplumun iyileştiremediği ya da başedemediği ve idare edemediği insanları ve çocukları, onları bir hastalığa ve zora ve baskıya -otoriteye maruz bırakmak yerine, (onları bozup etiketlemek ve ayrıştırmak, zorlamak yerine) anlamadıkları insanları düşünce üretimi ve kendi iyilikleri için bir felsefe ekolüne teslim etmek ve bu anlamda bir felsefe kurumunu kamusal etken bir yapılandırma oalrak kazanma ve kazandırma--besleme ve üretme istedik
ve felsefe kurumuna bu anlamda ad kazandırma- bağımsızlama üzerine istenç...ürettik....

din! umarım felsefe taş olsun onun başına çöksün düşşüné!'
-----

Felsefeyi bir bozukluk değil, yol açan bir yenilik, ve toplumu aşan -şimdilik anlaşılmayacak söylev- ve yenilikçilik olarak tanımlamak görmek ve yapılamak istedik
bir üst aşkın olarak ve toplumca anlanmayan taşkın...
dini aşan söylev algısı ve bilgili algısı, dinciye bile kazınmalı ve çomak gibi -ışık gibi- vurmalıdır daha dıştan bu böyle olmayacak! olmayacak...
dini aşan söylev, dinin bakmadığı yere bakan, dininin bıraktığı yerde başlayan şey.... ve bittiğinde başlayan..... dinin ötesi ve "metadin"
"metadin"

Tozlu tarihin saçmasapan tuhaf bilgileri getirildiğinde ve okullardaki deklareler yinelendiğinde ve genel toplumdakinin aynısı bu alanda dillendiğinde, tabi ki felsefe bu anlamda tokadı ya da şamarı geri basmalıdır ve kapıları yüzlere çarpmalıdır
yoksa nasıl felsefe olacaktır....
'ad korunumu yasası' ve 'güven yasası'
"felsefe özgünlüktür/bağımsızlıktır" -felsefe irdelemektir

birileri anlamalı ki; bu toplumsal şeyler yetmiyor. bu toplum bize yetmiyor. Bu toplumsal bilgi yetmiyor ve -beni (tırnak içinde) yaşatmadı yaşatmıyor
Ta ki kafanıza yıkana ya da iliklerinizde hissetirebilene ya da kendi düzenimi kurana ve ben burda bu toplumda yaşayabilirim diyebilene kadar ben durmayacağım... bunu bilmeli herkes...
merak ve arzu ettiğim toplum/toplumsal dirlik ve çatı istenç noktasına direncim;
ve bilgisizlik/toplumsuzluk ve toplumsal danışmasızlık -birliksizlik-hürlüksüzlük ve yordam/yordamcılık acısı ve güven acısı çekiyoruz ve kendimiz-i yapılandıramıyoruz
bok gibi toplumunuz tam olarak fazlasıyla aşırı bok gibisiniz...

birileri bu tuhaflığı farketmeli ve felsefe adının özgünlüğünü de (yüksekliğini de) -çözümünde bu anlattıklarımız da bağışmalı...
buralarda birleşmek istiyoruz dostlarla- söyleşmek istiyoruz ve kazanmak, yapmak istiyoruz....
din çürüğü bir çürük yapıdır; felsefe adının yanındaki kurumsallığı ise şöyle olmalıdır .Biri kerhane biri merak merkezi...sanat merkezi
Felsefe okuyacak olan bence bunu akıllarına soksun. felsefe binası işletecek olanda...
burda felsefe adı var..ve anlamı varsa katılımcılar karar versin...
ben biz susalım.neyi savunuyoruz ki; size sizi mi? bize bizi mi?
--------

ve gerekrise toplumunuz ve bireyler bu zorluğu çeken çocuklarını buraya göndermeli....ve hatta onları tanrılara ya da gulyabanilere teslim eder gibi hissederek gerekirse bu anlamda esrik çocuklarını felsefeye bağışlamalı ve getirmeli ve iletmeli toplum...
ileri diyeceklerimiz yapacaklarımız ve yıkacaklarımız vardır-olacaktır. .yıka yıka ve sarsa sarsa gideriz....
sarsa sarsa gideceğiz sizleri...

toplumsal dönüşümden umutsuzsunuz- her türden bağımsızlık bağımsızlık dönüştürür/ getirir-götürür ve taşır;
böyle olursa umutsuz olursunuz zaten...
----

bunun dışında anlatmak istediğim şey aslında şu..
tam bunlar değil ama yakın olarak şu
bir deli hastanesinin kapısını çalmak, fıçıdaki diyojenin yanına uğramak ya da bir şarapçının yanına söyleme ve içmeye oturmak gibi farklı bir ayırtta felsefe adı ve alanı ve bura bu alan ve ad ziyaret edilmeli ve yapılanmalı idi. böyle bir yaklaşım aradık sonra..
bu olumlu idi...

sınırlamacı sınırlamaların burda ne işi var? yeniden?
sınırlamacı çocuklar kulaklarını açıp gelsin; vicdanlarını yanına alıp gelsin....
felsefe adı bağımsızdır!
be nerde yaşayacağım.. ben nerde söyleşeceğim ve ben nerde öleceğim....

ve yanında din diye bir elbise ve köhne getirmişler bilmeliler! tanrının ölümünü öğrenmelilier, merkezlerine vurmalı-vicdanlarına vurmalı bu sancı- anlamalılar... Yoksa felsefe adı uzak durulacak durak. işlevini yerine getiremez...

aşağıda sonsuzda sevgili xenix'in bir pasajınmı geçeceğim...

xenix -- 07.12.2007 - 13:17
Mantık Dışı Sistemler (MDS) yıllar önce düşündüğüm, yapayzeka çalışmalarımın temelini oluşturan fikirlerdi. Bu fikirlerle ilgili ayrıntılı bir makale yazmıştım fakat daha sonra yarım kaldığı için yayınlamadım.

Özetle şunu ifade ediyordum. Bir sistemi mantık kuralları içine gömmek, o sistemi istemeden de olsa sınırlamaktır. Mantık dışı sistemlere en güzel ve en canlı örnekler ise, şizofreni hastalarıydı. Uzun süren görüşmelerin sonunda, bize mantık dışı veya paradoks gibi gelen şeylerin onlar için hiçte öyle olmadığını farkettim. Bu konu hakkında daha ayrıntılı tespitleri paylaşmanızı dilerim sayın...




anlatmak istediğim şey başka bi şeydi? her zaman ki gibi....

---

Yukarda denilenler saglanamiyorsa felsefe islevini yerine getiremiyor ya da felsefe anlanmadi demektir
Nasil bir ibadethane camasirhane degilse ve spor salonu park ve otel ya da tatil merkezi degilse bunlar ayri islevler...
Felsefe alani bir bagimsizlanma alanidir. bağımsız düşünme alanıdır.. Statik bilginin burda (ne işi var?dır?) ve kabulune/tanımına gerek yoktur. Sorgusuna gerek yok. İrdelenimine gerek yok. zaman kaybı. bilimine de gerek yoktur.. Uzerinden gecimine tekrarina ve dayanimina dayatiminida gerek yok..
Yukarda dedigim özgülü ( kiş igrubunu çekmez ve ) birlestirmezse felsefe islev gormez...

Eğer bir spor salonunu evet tatil merkezine ceviyorsaniz bunu yapin o halde bura laklak mekani olsun
Restoran arayan, hazır gıda arayan felsefeye gelmesin arkadaş... hazır bilgi arayan gelmesin-- çalışan gelsin çalışan.. çalışacak olan ziyarete gelsin... eli düşüncesi umut tutan kalem tutan tutacak -aklını işletecek olan soracak olan gelsin.. hazır öğün yiyen tüketen... buyur meydan...
tembel işi değil....
Felsefe bayragini indirin diğer türlü ; salatacı işletin... aşk romanı değil bu...
Corbacida kemal pasa ve dondurmacida kebap yapın satin ve isletin.. bu ne kadar felsefe....

Felsefe adinin adi/sanı belirlenememistir öyle anlıyorum ve
Ve icerigi anlasilamamis demektir....

-----
Felsefenin dinle bağı bilgi vermektir, yardım etmektir/kurmaktır-insana saygıdır/sevgidir. Felsefe insanı sayar dini değil...
Felsefenin yaradılışla bağı yaradılışçı düşünce de hala esir insanı ve arkadaşı ordan koparmak- ona yardım yol göstermektir ve bilgi iletişmektir.. Benim anladığım felsefe kimseyi bir evrim bilim bilmezliğine ve çıkmazına da sürüklemez. özgün bilgiye -ilgiye- ve yeniliğe yol açardı...

Felsefe insanı tanır sayar bilir...-sever dinleri değil..

Felsefe adına bunlar genellemez. Ben genelledim sen tersini genelle. tarihte genellesin ve çürükler çürür, kalılar kalır -olgun olur-yemiş olur....
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ne yani glukoz olmadan yasanabiliyomuymus?

Ne yani beyin glukoz olmadan beyin calisabiliyomuymus? Enerji sentezleyebiliyomuymus?
Agizlari acik kaliyor ve saskinliktan sasakaliyorlar

Yalanin gercege carpma hizi ve gercegin yalana carpma hizi itkisiz tepkisiz bir devrimi ortaya koyuyor...

Karbonhidratlar noronlari nasil tahrip edebilir?

Gozlerdeki degisimi gordum

Ne yani karbonhidatlar noronlari tahrip mi ediyormus
Dikkat edin bu ifade bir devrim ve onun gercege carpma hizi onun siddetini belirleyecek

Az da olsa yemek gerekir diyenler fazi duyduklarinda bulgurcuk oldular bunu gordum
Kendi cocugunu zehirleyenin neler olup bittigini farkettigini gordum
Faz kavramini acikladiginizda ortalama bir algisi egilimi ve egitimi olan herkes afalliyor sasaliyor ve bocaliyor ...
Yalan yutmak gibi....

Ketojenik fazin anlanmasi ve kavranmasi su gibi gercekleri su yuzeyine tasiyacak...

Cirpiniyorlar foruyoruz uyanacaklar

Ketojenik devrim insanligin miladidir...
Ketojenik fazin kavranmasindan sonra durum sucluluk ve pismanlikla gunah islemek gibi
Ya da yalana yatmak ya da biraz sekerlemeye izin vermek
Ama olguyu anlayan ve cozen tarihin sularina daliyor...

Ne yani az da olsa ve yense faz olusmuyor oylemi
Aralikli aclik olmazsa ve yada iki tabak makarnayla bile bu faz bolunuyor bu nasil is

Anliyorlar ve anlayacaklar....
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
denemek;engin

kutsal keton dini kutsal keton varlığı ve yüce kutsal ketonlar adına sizleri selamlıyorum

ketonizm adı ya da ketonculuk dini kurucuları bizler diyoruz ki keton bir başka;
ketona tapın

yüce keton bizi kutsasın
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
kayıp birini aramak gibi geçen bir yaşam,,da nefes-sizim...

--
bir insan kendi olmak dağlılığını gösterirse;

yersizim -/orasızım ve ben-sizim
 

kestanmis

Üye
Yeni Üye
Katılım
21 Tem 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Bunu yazarak yapsaydım eğer muhtemelen noktalama işaretsiz, anlatım bozukluklarıyla dolu, geri dönüp ne yazdığımı gözden geçirmeden yazmaya devam ettiğim ve bittiğinde de, ileride bir daha okumayı hiç düşünmediğim birkaç satır çıkardı ortaya.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
insanlar mezarları -bile- suluyorlar ve mezarlıkta ki çiçekleri .. -bu insan adeti örn.;
midem bulanıyorsa kusarım; bunun gibi;
belki de buranın açılması buna yakındı
 

muratkarahan

Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Tem 2010
Mesajlar
169
Tepkime puanı
4
Puanları
18
Yaş
30
Açık ve dürüstlüğün varlığını vurgulamaktan vazgeçmekle birlikte denenebilir. Vurgu olağan olanın dışına çıkma hali varsayımı ya da yanılsaması yaratabilmektedir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
çok dürüst olunsa ne derdim/denirdi bilmiyorum
nefret; öfke; yaşama sıkışma
ve yaşlanma ile birlikte -kıstırılmış- yaşam arama
yaşlanmanın dinamiğini çözmeye çalışıyorum/eskisi gibi değil/olmayacak
yaşlanma her şeyi alt üst eden şey olay
bi tür kırılma
gündem
;
yaşamımı kesinilkle ölüm yönetiyor dersem?
bilemem
kesinlikle tutku/haz yönetiyor dersem
bilmem
iyi isteği -/iyi hissetme isteği yönetiyor dersem
bilmem
mutlu rahat hissetme isteği ya da
bilmem
benzerler
sonuçta varolan bir damacana;

---
Kafka üzerine yazılmış bi yazı vardı tabutmag de ;
neden sevilir ne ifadef eder -neden ismi bir şehirden önce gelir?
dürüstlük olmasın dedim kendi kendme ; dürüstlük ve açıklık

kesinlikle bi şeylere dönüşmek istiyordum ama ölüye değil!



---------- Mesajlar Birleştirildi at 06:58 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 05:46 ----------

bazı fotograflar bana yaşamın anlamını fısıldayacakmış gibi duruyor

---------- Mesajlar Birleştirildi at 07:34 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 06:58 ----------

bi şeye dönüşsem neye dönüşmek isterdim?
cumartesileri öldürücüdür! duymuyorsunuz

---------- Mesajlar Birleştirildi at 07:36 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:34 ----------

sevginin bütün çeşitlerini yedim

---------- Mesajlar Birleştirildi at 10:24 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 07:36 ----------

naapcağımı hiç bilmiyorum .. yazmak çizmek yaşamak ve ölmek
düşünceler bulut mudur? ne işe yarar?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yaşamın/varoluşun kendiyle ya da kendin olmayan biriyle ya da bilinç merkeziyle içsesle- konuşagelmek/düşünegelmek
dertleşmek gibi bir boğuşma
Ya da isteyip durmak/ya da yakınıp durmak

İşte bunun için diğerleri var ya da varsa ben demeliyim size?
Şimdi ölüyorum ya da şimdi bok gibi hissediyorum tamam mı?
Şimdi bu varoluşu taşıyamıyor ya da taşıyamıyor gibi hissediyorum
Berbat hissesiyorum ve berbat çözümssüz hissediyorum
Yaşamayı bilmiyorum ya da bi şeyler eksik ve bi şeyler ters gidiyor
Kalakalmış bok gibi hissediyorum
İşte durumum budur
Aciz ya da acize aceze yada berbat gibi. Acuzede olabilir. Acz içindeyim berbat.berbat bu. berbattan daha berbat hissesiyorum
Bunu kim ve bu nasıl
Tüm bu saçmalıklar sona ermeli ya da ne zaman nasıl sona erecek ve yada nasıl ne anlamı var
Nedir yani?
İşte bu bok gibi hisseden ben yaşamayı bilmiyorum
Takıntılar yarışlar savaşlar ve istekler doluyum
Bok gibiyim
Bok gibiyim
Bok gibi

---------- Mesajlar Birleştirildi at 19:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:32 ----------

Bana şusun busun, şudur budur demeyin
Geçmiyor tamam mı?
Acılar üstünü kuşatmışsa
Yaralar ve sanrılar sarmışsa bedenini
Takılmalar takışmalar. İstekler haz ve bitmeyen istek ihtiyaçlar. İyi hissetme damacanası/şeysi/haz saçmalığı /iyi hissetme
Sökülmeyen yaralar birmeyen acı karmaşa
Acı saçmalık
Her şey saçmalık
Daniskası
Ne anlamı var?
Yorgun
Yaşama yetememe ve yaşama yetişememe
Yorgun
Savaşçı....

Ölümle yaşam arasına ne sığar. Tüm bu saçmalıkta nedir? Ne olacak yani?
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
görmekle körlük arasındaki bağıntı;... çıplaklığın ötesi görünebilir mi?
bir var deviniyor diyebiliyoruz/ koşullayabiliyoruz felan.. bu kadar biliyor ya da bilmiyoruz işte--
görmüyor ve anlamıyor-uz-uz;biz;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
olabildiğince açık diyorum ki; -işte mutluyum ! ama bu lanet hal sürmüyor; biraz sonra gece gibi çökecek karanlıklar!'
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"ezeliyet ve ebediyet kavramlarını bölmeden tanrıyı varlıkla ilişkilendiremezsiniz..."
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Arkadaşlar, karalama defterine veri girişirken aktardığım metin yeni karalamalar ortaya koydu bu yüzden bağımsızladım..buraya...
Burdan http://www.felsefe.net/149116-post1592.html taşınmıştır

---

Ama yine de şunu belirtmek isterim ki burada yazmaya kalktığımızda özellikle ,"Kasyopya" ve "Tanrı" gibi ifadeler kullandığımızda aldığımızı düşündüğümüz bir otonom bir karşılık ve tepki var.
Bu sanki yazdırmama istemi ,bunu bypasss etme ve resmi olarak burada temsilini istememe, görmeme -uzaklaştırma isteği gibi şeyleri ve duyguları da yansıtıyor gibi bize.. Sonuç olarak zorla bir şeyler yazmak ve diyebilmek noktasında kızışırsak ve birlikte tepkileşirsek te karşı tepkici en son "ee yaz bari" noktasına geliyor. bunu da sevmiyoruz...
Sevgili ihaveanieda ya da sevgili Lefty ya da digital farketmez
Biz/ben doğal dürüst serbest biçimde yazacaklarımızın sanki burada istenmeyeceği, görülmek istenmeyeceği gibi bir izlenime kapılmak istemezdim. Tanrı ile ilgili bana yazılabilecek bütün karşı cümleleri, argümanları az-çok aşağı-yukarı ben biliyorum. Eski bir tanrıtanır ve teistim ben. bilmeyen var mı? bilmediğim bir şey söyleyecek olan var mı? yeni bir şey? akıl keyfiyet buyurmaya gerek var mı?. Kaldı ki ben Tanrı yolculuğu mu yapmışım ve serbest tanrı düşüncesi de tutmuş barındırmışım geçmişte

Burada bazılarımız biliyoruz. Daha önce örneğin sn. evrensle-insan'a neredeyse post astırılmazdı. Yazımı A dan bahsederken altına B den bahseden şeyler yazılır. Asılmış bir yazımın altına ,kişiyi hedef alan şeyler saptırmalar yazılırdı kişi çileden çıkarılırdı. Bunun bir benzerini tam olarak burada istenememe ya da belirli durumda, belirli yazma ve belirli bir biçimde yazışma üslubu örgüsü altında onaylanma durumu olarak ben de yakın olarak hissediyorum.. Ki gelen ya da gelecek olduğunu umduğum açık ya da örtülü tepkiyi de böyle aldım zaten..
Bu bir kişisel takıntı ya da saçmalama da olabilir. Ben bu internet yazımcılığında bu tip saçma refkleksler geliştirmişte olabilirim. dostluk önemdir...

Bu tip bezdiriciliği ,onamazlığı ve yaptırmazcılığı ve ettirmezciliği ya da onun sırası var ve şimdi sırasıdeğilciliği ve bunun refleksini ve nedenlerini de anlıyoruz. İçerik yazan ve veren kişinin de kusurları olabilir. Empati yoksunluğu olabilir-duymazdan gelebilir. Kendi durumuna ve söyleyeceğine kapılmış ve takılmış olabilir. Kendini çok biliyor-oluyor felan sanabilir. Bunlar insana dair öyküler. Dürüst tutarlı bir moderasyona ve dengeye açığız.
Ama biliyoruz ki tanrı hakkında vurduğumuz-vuracağımız sert sözler ve kuracağımız "bek" cümleler biraz can acıtacak. Bırakın kendi haline diyoruz herkesi. Orda moderasyon var silebiliriz yanlışlar yazarsak. Ben kendi adıma herhangi duygu ve düşünce durumda ne yazmış olursam olayım ertesi günlerde özrü ile birlikte kimseyi kırmayacak bir düzene onu sokmaya çabalardım.

ve ama tanrı düşüncesine karşı sert argümanlar ve sarsıcı cümleler ve imgeler kurmak dostluktur! tanrıcılık değil! tanrı bizimcilik ve aman bir tanrımız olsunculuk değil!
hem ne yazarsak yazalım bu dille üretilmiş bir felsefedir ve esindir bu dilin ve milliyetin de bir mirasıdır!

Karşı tanrıcı veriler yazılınca altına bir tanrı bildirimi vermek ve kişiye dönüpte tanrı öyledir böyledir yok şöyledir demek gerçek bir olumsuzluk. bunu umursamıyor olabilirsiniz. yok ben aslında onu yapmamıştım ve sen kırıl diye yazmamıştım demek önemli değil.. bu kişinin damarına basmak, yapmayacağını yaptırmak daha fazlasını yaptırtmak ve diretmek, direttirmek te anlamı taşır. bu güç gövde gösteri mi? kim kanıt indirebilir? dürüst yürüdük! bu bir bilgi savaşı mı? kirletmesi mi ? Çoğumuz diğerlerimizi kurtaracak mesihler gibi yazarız. Bunlardan biri de ben olabilirim. Bu anlamda topladığım tepki ve irritasyonun da bir oranda ve ölçüde farkındayım ama sevginin ve saygının da ama doğal serbest varolmak, varoluşmak ve yadırganmamak, isteyeceği gibi yazmak..

tanrıya ve o imgeye kızgın olabiliriz burası bir felsefe sitesi değil mi?
ben burdan kızmak istiyorum!
ne tip üye argümanı ve bekleşimi var burda?

Kendini ve kendimi t-aşan yazımlar yazıyor olabilirim bırakın tarih açıklasın, Beşinci senfoniyi Beethoven evrenden duydu ne anlatıyorsunuz siz, nota ve müzik mi icad etti?

Evet ben insanların verili tanrı düşüncesini sarsmak istiyordum. bu bence bir kardeşlik ve dostluk-arkadaşlık sevgi, bilgi-barış ve mutluluk düsturudur-ben b-öyle işaretledim. saldırganlık değil...
buna ihaveanieda da dahil çok tanrı seven Lefty de dahil. (ki buna tanrı düşüncesi diyorum -inanç değil ve ki buna ona verili diyorum onun sahip olduğu ve kendinden barındırıdığı anlamında değil bakın dikkat edin. toplum ve gerçeğin verileri ve algılatma ve yanılgılatmaları ve ilüzyonları)

ve ben yazarsam evet onların sert ve yalkın yenilmez-yıkılmaz ve değişmez sanacakları ve gerçek olacağını sanıyor olacakları tanrı düşünceleri de bilişim altında bir kuşatmaya uğrayabilirdi..
burdaki herhangi bir üyenin de .çünkü bilgileşmek denilen eylem bunu içerir
ve başlangıçta şimdi sevgili ihaveanieda-nın 4 arşın 8 boyutlu tanrı düşüncesi de benim gözlemim ve umursamam ve kardeşliğim altında incelenip umursanıyor..,
bu mesihsi kendini taşan sevgi pıtırcığı ilan eden sözleri ben sevmiyorum ve mesihsel söyleşimciye felan asla dönüşmek istemiyorum .kispetimde yok....ben sanalmanik'im. delinin zırdelisi olan
yazımcı ve mesihseller/mesihsiler ve sanalmanik olmayanlar türetin, yaratın ve yaratmayın ve hem olun ve olmayın da o halde.. kim kiem ne karışır. söz özgürlüktür!

Tüm bunları çözmek istiyorum çünkü "tanrı" ve diğer şeyler hakkında diyeceklerim olduğunu ve olacağını düşünüyordum ve bunu deme yolunu da ,kudretini de arıyorum/arıyordum ve şimdi onu daha da aramaya ve arıyor olmaya da -sımsıkı ama sımsıkı da devam edeceğim.. Ama bu alandaki kulak açma-açmama, kulak kabartma kabartmama ve bunları isteme istememe ,duymazdan görmezden ve hiçten ondan bundan gelme görme sayma gibi bir ikileme ve ikilemlere de takılıyoruz gibi hissediyor olma durumumu da aşma yolunda bir taş attım

ve olmadı
Bu ve bunlar bizim kişisel özgün paranoyalarımız da olabilir...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:13 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:34 ----------

tanrıya karşı (ve tanrı karşıtı) güçlü bir söz dağarcığı kurmak tabi ki de dostluktur! ve tabi ki de milli ,bilimsel-bilgisel hem antinomik hem de edebi şuur ve değerdir de.. çünkü sizin bizim, çocukların, nesillerin herkesin fazlasıyla ihtiyacı hafızası olacak. Siz gelecekte insan ırkı elinde tanrı diye bir inanç ve düşünce kalacak mı sanıyorsunuz?


Bir kaç sığ bilinçle bu iş olmaz. Gönül vermişler var ve dimdik zihinler ve kalemi keskin uçlar var. yer açın diyoruz- (zamanı gelince gerekeni) batırabilirler..

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:13 ----------

Tanrı karşıtı belitleme ve aksiyom da sıkı bir yerimiz var ve ....önemsemeniz umursanmasız gerekirken ve yer açılması gerekirken bunlar belki buradan doğrulacak önermesi sunulurken üç-beş taşatıcı demek istemediğim olgusal kardeşlerim,

bunu ben kendim sanalmanik olan adına madına yazmıyorum/taşmıyorum-zihinsel sürtüşme...

Tanrı karşıtı belitleme ve aksiyom da sıkı bir yerimiz, imimiz,seyrimiz-meyrimiz var..

söz dağırcıklarının doğuracağı anlamlar bunlar bilinemez ki!
edebi nesindir en sonunda hiç bir işe yaramazsa-çöp olsa da olgudur, olgu boyudur...
niye yaşadık?
serbest zaman erittik çatışma da ...

senin tanrının yitmesi kimin umrunda ben daha büyük , yetkin felsefi bilişim-buluşum ve buluşmalardan söz ve istenç açıyorum

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:41 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:22 ----------

bu dünya bir pencere her gelen baktı geçti
kendinize küçük çocuklar gibi davranılmasına izin vermeyin diyoruz sadece!
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
Arkadaşlar, karalama defterine veri girişirken aktardığım metin yeni karalamalar ortaya koydu bu yüzden bağımsızladım..buraya...
Burdan http://www.felsefe.net/149116-post1592.html taşınmıştır

---

Ama yine de şunu belirtmek isterim ki burada yazmaya kalktığımızda özellikle ,"Kasyopya" ve "Tanrı" gibi ifadeler kullandığımızda aldığımızı düşündüğümüz bir otonom bir karşılık ve tepki var.
Bu sanki yazdırmama istemi ,bunu bypasss etme ve resmi olarak burada temsilini istememe, görmeme -uzaklaştırma isteği gibi şeyleri ve duyguları da yansıtıyor gibi bize.. Sonuç olarak zorla bir şeyler yazmak ve diyebilmek noktasında kızışırsak ve birlikte tepkileşirsek te karşı tepkici en son "ee yaz bari" noktasına geliyor. bunu da sevmiyoruz...
Sevgili ihaveanieda ya da sevgili Lefty ya da digital farketmez
Biz/ben doğal dürüst serbest biçimde yazacaklarımızın sanki burada istenmeyeceği, görülmek istenmeyeceği gibi bir izlenime kapılmak istemezdim. Tanrı ile ilgili bana yazılabilecek bütün karşı cümleleri, argümanları az-çok aşağı-yukarı ben biliyorum. Eski bir tanrıtanır ve teistim ben. bilmeyen var mı? bilmediğim bir şey söyleyecek olan var mı? yeni bir şey? akıl keyfiyet buyurmaya gerek var mı?. Kaldı ki ben Tanrı yolculuğu mu yapmışım ve serbest tanrı düşüncesi de tutmuş barındırmışım geçmişte

Burada bazılarımız biliyoruz. Daha önce örneğin sn. evrensle-insan'a neredeyse post astırılmazdı. Yazımı A dan bahsederken altına B den bahseden şeyler yazılır. Asılmış bir yazımın altına ,kişiyi hedef alan şeyler saptırmalar yazılırdı kişi çileden çıkarılırdı. Bunun bir benzerini tam olarak burada istenememe ya da belirli durumda, belirli yazma ve belirli bir biçimde yazışma üslubu örgüsü altında onaylanma durumu olarak ben de yakın olarak hissediyorum.. Ki gelen ya da gelecek olduğunu umduğum açık ya da örtülü tepkiyi de böyle aldım zaten..
Bu bir kişisel takıntı ya da saçmalama da olabilir. Ben bu internet yazımcılığında bu tip saçma refkleksler geliştirmişte olabilirim. dostluk önemdir...

Bu tip bezdiriciliği ,onamazlığı ve yaptırmazcılığı ve ettirmezciliği ya da onun sırası var ve şimdi sırasıdeğilciliği ve bunun refleksini ve nedenlerini de anlıyoruz. İçerik yazan ve veren kişinin de kusurları olabilir. Empati yoksunluğu olabilir-duymazdan gelebilir. Kendi durumuna ve söyleyeceğine kapılmış ve takılmış olabilir. Kendini çok biliyor-oluyor felan sanabilir. Bunlar insana dair öyküler. Dürüst tutarlı bir moderasyona ve dengeye açığız.
Ama biliyoruz ki tanrı hakkında vurduğumuz-vuracağımız sert sözler ve kuracağımız "bek" cümleler biraz can acıtacak. Bırakın kendi haline diyoruz herkesi. Orda moderasyon var silebiliriz yanlışlar yazarsak. Ben kendi adıma herhangi duygu ve düşünce durumda ne yazmış olursam olayım ertesi günlerde özrü ile birlikte kimseyi kırmayacak bir düzene onu sokmaya çabalardım.

ve ama tanrı düşüncesine karşı sert argümanlar ve sarsıcı cümleler ve imgeler kurmak dostluktur! tanrıcılık değil! tanrı bizimcilik ve aman bir tanrımız olsunculuk değil!
hem ne yazarsak yazalım bu dille üretilmiş bir felsefedir ve esindir bu dilin ve milliyetin de bir mirasıdır!

Karşı tanrıcı veriler yazılınca altına bir tanrı bildirimi vermek ve kişiye dönüpte tanrı öyledir böyledir yok şöyledir demek gerçek bir olumsuzluk. bunu umursamıyor olabilirsiniz. yok ben aslında onu yapmamıştım ve sen kırıl diye yazmamıştım demek önemli değil.. bu kişinin damarına basmak, yapmayacağını yaptırmak daha fazlasını yaptırtmak ve diretmek, direttirmek te anlamı taşır. bu güç gövde gösteri mi? kim kanıt indirebilir? dürüst yürüdük! bu bir bilgi savaşı mı? kirletmesi mi ? Çoğumuz diğerlerimizi kurtaracak mesihler gibi yazarız. Bunlardan biri de ben olabilirim. Bu anlamda topladığım tepki ve irritasyonun da bir oranda ve ölçüde farkındayım ama sevginin ve saygının da ama doğal serbest varolmak, varoluşmak ve yadırganmamak, isteyeceği gibi yazmak..

tanrıya ve o imgeye kızgın olabiliriz burası bir felsefe sitesi değil mi?
ben burdan kızmak istiyorum!
ne tip üye argümanı ve bekleşimi var burda?

Kendini ve kendimi t-aşan yazımlar yazıyor olabilirim bırakın tarih açıklasın, Beşinci senfoniyi Beethoven evrenden duydu ne anlatıyorsunuz siz, nota ve müzik mi icad etti?

Evet ben insanların verili tanrı düşüncesini sarsmak istiyordum. bu bence bir kardeşlik ve dostluk-arkadaşlık sevgi, bilgi-barış ve mutluluk düsturudur-ben b-öyle işaretledim. saldırganlık değil...
buna ihaveanieda da dahil çok tanrı seven Lefty de dahil. (ki buna tanrı düşüncesi diyorum -inanç değil ve ki buna ona verili diyorum onun sahip olduğu ve kendinden barındırıdığı anlamında değil bakın dikkat edin. toplum ve gerçeğin verileri ve algılatma ve yanılgılatmaları ve ilüzyonları)

ve ben yazarsam evet onların sert ve yalkın yenilmez-yıkılmaz ve değişmez sanacakları ve gerçek olacağını sanıyor olacakları tanrı düşünceleri de bilişim altında bir kuşatmaya uğrayabilirdi..
burdaki herhangi bir üyenin de .çünkü bilgileşmek denilen eylem bunu içerir
ve başlangıçta şimdi sevgili ihaveanieda-nın 4 arşın 8 boyutlu tanrı düşüncesi de benim gözlemim ve umursamam ve kardeşliğim altında incelenip umursanıyor..,
bu mesihsi kendini taşan sevgi pıtırcığı ilan eden sözleri ben sevmiyorum ve mesihsel söyleşimciye felan asla dönüşmek istemiyorum .kispetimde yok....ben sanalmanik'im. delinin zırdelisi olan
yazımcı ve mesihseller/mesihsiler ve sanalmanik olmayanlar türetin, yaratın ve yaratmayın ve hem olun ve olmayın da o halde.. kim kiem ne karışır. söz özgürlüktür!

Tüm bunları çözmek istiyorum çünkü "tanrı" ve diğer şeyler hakkında diyeceklerim olduğunu ve olacağını düşünüyordum ve bunu deme yolunu da ,kudretini de arıyorum/arıyordum ve şimdi onu daha da aramaya ve arıyor olmaya da -sımsıkı ama sımsıkı da devam edeceğim.. Ama bu alandaki kulak açma-açmama, kulak kabartma kabartmama ve bunları isteme istememe ,duymazdan görmezden ve hiçten ondan bundan gelme görme sayma gibi bir ikileme ve ikilemlere de takılıyoruz gibi hissediyor olma durumumu da aşma yolunda bir taş attım

ve olmadı
Bu ve bunlar bizim kişisel özgün paranoyalarımız da olabilir...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:13 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:34 ----------

tanrıya karşı (ve tanrı karşıtı) güçlü bir söz dağarcığı kurmak tabi ki de dostluktur! ve tabi ki de milli ,bilimsel-bilgisel hem antinomik hem de ebedi şuur ve değerdir de.. çünkü sizin bizim, çocukların, nesillerin herkesin fazlasıyla ihtiyacı hafızası olacak. Siz gelecekte insan ırkı elinde tanrı diye bir inanç ve düşünce kalacak mı sanıyorsunuz?


Bir kaç sığ bilinçle bu iş olmaz. Gönül vermişler var ve dimdik zihinler ve kalemi keskin uçlar var. yer açın diyoruz- (zamanı gelince gerekeni) batırabilirler..

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:13 ----------

Tanrı karşıtı belitleme ve aksiyom da sıkı bir yerimiz var ve ....önemsemeniz umursanmasız gerekirken ve yer açılması gerekirken bunlar belki buradan doğrulacak önermesi sunulurken üç-beş taşatıcı demek istemediğim olgusal kardeşlerim,

bunu ben kendim sanalmanik olan adına madına yazmıyorum/taşmıyorum-zihinsel sürtüşme...

Tanrı karşıtı belitleme ve aksiyom da sıkı bir yerimiz, imimiz,seyrimiz-meyrimiz var..

söz dağırcıklarının doğuracağı anlamlar bunlar bilinemez ki!
edebi nesindir en sonunda hiç bir işe yaramazsa-çöp olsa da olgudur, olgu boyudur...
niye yaşadık?
serbest zaman erittik çatışma da ...

senin tanrının yitmesi kimin umrunda ben daha büyük , yetkin felsefi bilişim-buluşum ve buluşmalardan söz ve istenç açıyorum

---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:41 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 09:22 ----------

bu dünya bir pencere her gelen baktı geçti
kendinize küçük çocuklar gibi davranılmasına izin vermeyin diyoruz sadece!


Senin görüşlerin ya da varışlarına körü körüne saldırılması takip ettiğim kadarıyla kimse tarafından söz konusu olmadı.Aksini düşünüyorsan haksız eleştiri ve hatta sözlü taciz gerekçesiyle ilgili yazıların ve yazıları belgelemek suretiyle site görevlilerine başvurabilirsin.



Ancak karakterin ve kimliğinde var olan ruhsal ya da fiziksel sorunların nedeniyle yazılarına getirilen eleştirileri,salt saldırı ya da bir benzeri olan "Bana bildiğimi öğretmeyin." tabirine dayanarak haksız yermen doğru ve haklı bir davranış değildir.Bu ilk etapta seni dışarıya kapatmak ve sonraki etaplarda da yavaş yavaş ruhsal ölümüne sebebiyet verir.



Eleştiri sadece bilmeyene yapılmaz bilene de yapılır ve hatta özellikle bilene yapılır.Bunun karşısında ne senin ne benim ne de bir başkasının bağışıklığı yoktur.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Senin görüşlerin ya da varışlarına körü körüne saldırılması takip ettiğim kadarıyla kimse tarafından söz konusu olmadı.Aksini düşünüyorsan haksız eleştiri ve hatta sözlü taciz gerekçesiyle ilgili yazıların ve yazıları belgelemek suretiyle site görevlilerine başvurabilirsin.

Ancak karakterin ve kimliğinde var olan ruhsal ya da fiziksel sorunların nedeniyle yazılarına getirilen eleştirileri,salt saldırı ya da bir benzeri olan "Bana bildiğimi öğretmeyin." tabirine dayanarak haksız yermen doğru ve haklı bir davranış değildir.Bu ilk etapta seni dışarıya kapatmak ve sonraki etaplarda da yavaş yavaş ruhsal ölümüne sebebiyet verir.

Eleştiri sadece bilmeyene yapılmaz bilene de yapılır ve hatta özellikle bilene yapılır.Bunun karşısında ne senin ne benim ne de bir başkasının bağışıklığı yoktur.

bura benim kendimi dürüst ifade başlığım ama madem yazdınız. karalama defterine açtığım bir argüman postu ve yarım yalaşak bir yazıydı hepsi ve zaman kavramını irdeliyordu, tanrı kavramını irdeliyordu ya da irdeleyici için kavramsal ön-ipuçları sunuyordu değil mi? ve derlenip toparlanıp bir alana geçilmedi de bu.

isterseniz o yazıyı getirebilirim ve isterseniz siz eleştirilerinizi gösterebilirsiniz.

karşı bildirimler var yahu..

siz ya da sen bana diyorsun ki ve deniyor ki diyorsunuz ki senin dediklerin ....
benim dememin önemli olmamasından ya da kimin dediğinin önemi olmamasından içerik soruşturması ya da eleştirmesi
benim eleştirmem-eleştirilmem değilde içeriğin .
buyrun..

Farkında ol ya da olma Vahdet-i Şühut tanımı yapıyorsun.

Kısaca Tanrıyı zaman zaman kalıplara sokuyor;zaman zaman münezzeh kabul ediyorsun.

sen yapıyorsun -sen ediyorsun ..bunları ben yapıyor muşum..
içerik var...
sen öznesini kovalıyor-sun.. ben öznesinin bunu yapması...
yazının bir içeriği var ve biçimsel esassal taslak ve içerik var
örneğin bir anayasa yazsam? bu anayasa güzel olmamış çünkü.. dersin değil mi?

şunu dense anlardık

tanrının zamandan işlerden ve oluşlardan münezzehliği tanrı ol dedikten sonra başladı ve ya da tanrı bu iş oluştan münezzeh değil ama zamansızlıkta bizim zamanımızdan münezzeh olması ve varlık'ı zamansal bir im ve düzende çatması kurgulu ya da bunu bizim böyle algılamamız tanrıyı şu şu nedenlerle yok saymamız ya da senin dediklerin yokluğunu da araştırmamız için yeterli bir gerekçe değildir

ya da bu tanrı karşıtı imleme ve yol gösterme için yeterli ve gerekli bir yol-göstericilik ve mantık argümanı değildir çünkü şu şu nedenle

ya da biz henüz bu mantık argümanlarını anlamıyoruz tanrı inancımız fazla kişisel ve subjektif ve zaten böyle bir çatışmaya gitmekte tanrıdan asla kurtulmakta ve tersini de asla düşünmek ve soruşturmakta istemeyiz. kurulmuş bin satır mekanik mantık örgüsü direği ve akıl-selim tutarlılığı olsa bile ve bilişsel mantık senin doktrinin de bunu açık olarak tersini bulgulayıp reddetse ve tersini bulgulasa bile biz inanacağız ve akıl mantık yolundan gitmeyip sana da geri vardet-i tanrı bildireceğiz

mantık argümanlarını çürütme ve işleme onun üzerine düşünme yoluna da gitmeyeceğiz çünkü subjektif kanı-takıntı ve kananatlerimiz var..çünkü toplum öyle diyor.ben tanrı düşüncesini sorgulayamam-kendimi bu konuda kısıtladım ve açmazlarım var

ya da sen bunu yazdın ama anlıyorsun da mı konuşuyorsun bunu bir açsana bize
gibi...gibi...

ben öznesini neden hedef alıyorsun? alınıyor?
yazı içeriksel olarak neden imlenmedi?
beni eleştirmek nedir bir kere ?
ortaya bir ürün çıktı koydum ve bu alana söz yazdık
bağımsız söz tümcecikleriyle ilgili gerçek dürüst sorununu ve durumunu, bakışını açıklamalısın ve ortaya koymalısın bunu ben üzerinden yapamazdın

yazıyı esas alan eleştirme ve yazıyı objektif bir tutanak olarak ve verili içerik olarak soyutlayan imlemeler ve ben'e ve bana girişmeyen eleştirmeye tabi ki açığım...

ilk iki cümlenin geliş yönü ve ben/sen demesi ben'i kaydırdı. dürüst olalım..
ya da içeriksel ilginin yeterli bulunmaması, ezber verme doktrine etme eğilimi gibi hissettim... konumu ve içeriğimi doğru ve dürüst bir biçimde soruşturarak okuduğunuzu bile düşünmemiştim.

o durumda ben şöyle ele aldım
bu had bildirme,sen-ben bildirme ve o halde ben bunu görüyorum
ve o halde istersen daha fazla da ben bildirmeyeyim

kendi refleksinizi kontrol edin lütfen...

sizinle aynı biçim de yaklaşık 10 yıl kadardır bu forumlarda yazıyorum ve bulunuyorum
hiç-bir sözlü yazılı sataşmanın ve çatışmanın ve karşıcılığın hedefi şunu bunu olmak istemiyorum ve istemem
karşı savunuculukla ömür tüketemem gücümde yetmez
bunlar dahil boşa harcanmış zamandır

bura benim kendimi dürüst ifade başlığım ama madem yazdınız. karalama defterine açtığım bir argüman postu ve yarım yalaşak bir yazıydı hepsi ve zaman kavramını irdeliyordu, tanrı kavramını irdeliyordu ya da irdeleyici için kavramsal ön-ipuçları sunuyordu değil mi? ve derlenip toparlanıp bir alana geçilmedi de bu..
çünkü derlenip toparlandıktan sonra altına bunun sizin yazdığınız gibi şeylerin yazılabileceğini de öngördük ve bunu da istemezdik.. herhangi kavramsal sürtüşme için tam nötrlük bağımsızlık arıyoruz ya da tam bir anlaşılmışlık ve kendini kabul ettirmişlik-tanıtmışlık çünkü yola devam etmeliyiz.

ben burdan başlayıp ve tanrıyı ele alıp açıkça gidersem açıkça gerçeklere giydireceğim sözümü.. duymak istemeyen ya kulak kapatsın ya da dostça dürüstçe sen burda bu alanda istenmiyorsun desin
 
Son düzenleme:

ihaveanidea

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ocak 2017
Mesajlar
848
Tepkime puanı
8
Puanları
18
bura benim kendimi dürüst ifade başlığım ama madem yazdınız. karalama defterine açtığım bir argüman postu ve yarım yalaşak bir yazıydı hepsi ve zaman kavramını irdeliyordu, tanrı kavramını irdeliyordu ya da irdeleyici için kavramsal ön-ipuçları sunuyordu değil mi? ve derlenip toparlanıp bir alana geçilmedi de bu

isterseniz o yazıyı getirebilirim ve isterseniz siz eleştirilerinizi gösterebilirsiniz.

karşı bildirimler var yahu..

siz ya da sen bana diyorsun ki ve deniyor ki diyorsunuz ki senin dediklerin ....
benim dememin önemli olmamasından ya da kimin dediğinin önemi olmamasından içerik soruşturması ya da eleştirmesi
benim eleştirmem-eleştirilmem değilde içeriğin .
buyrun..



sen yapıyorsun -sen ediyorsun ..bunları ben yapıyor muşum..
içerik var...
sen öznesini kovalıyor-sun.. ben öznesinin bunu yapması...
yazının bir içeriği var ve biçimsel esassal taslak ve içerik var
örneğin bir anayasa yazsam bu anayasa güzel olmamış çünkü dersin değil mi?

şunu dense anlardık

tanrının zamandan işlerden ve oluşlardan münezzehliği tanrı ol dedikten sonra başladı ve ya da bu iş oluştan münezzeh değil ama zamansız zamanda bizim zamanımızdan münezzeh olması ve varlık'ı zamansal bir im ve düzende çatması kurgulu ya da bunu bizim böyle algılamamız tanrıyı şu şu nedenlerle yok saymamız ya da yokluğunu da araştırmamız için yeterli bir gerekçe değildir ya da bu tanrı karşıtı imleme ve yol gösterme için yeterli ve gerekli bir yol-göstericilik ve mantık argümanı değildir çünkü şu şu nedenle
ya da biz henüz bu mantık argümanlarını anlamıyoruz tanrı inancımız fazla kişisel ve subjektif ve zatenböyle bir çatışmaya gitmekte tanrıdan asla kurtulmakta ve tersini de asla düşünmek ve soruşturmakta istemeyiz. kurulmuş bin satır mekanik mantık örügsü direği ve tutarlılığı olsa bile ve bilişsel mantık senin doktrinin de bunu açık olarak reddetse ve tersini bulgulasa biz inanacağız ve sana geri vardet-i tanrı bildireceğiz
mantık argümanlarını çürütme ve işleme onun üzerine düşünme yoluna da gitmeyeceğiz çünkü..
ya da sen bunu yazdın ama anlıyorsun da mı konuşuyorsun bunu bir açsana bize
gibi...gibi...

ben öznesini neden hedef alıyorsun? alınıyor?
yazı içeriksel olarak neden imlenmedi?
beni eleştirmek nedir bir kere ?
ortaya bir ürün çıktı koydum ve bu alana söz yazdık
bağımsız söz tümcecikleriyle ilgili gerçek dürüst sorununu ve durumunu, bakışını açıklamalısın ve ortaya koymalısın bunu ben üzerinden yapamazdın

yazıyı esas alan eleştirme ve yazıyı objektif bir tutanak olarak ve verili içerik olarak soyutlayan imelemler e ve ben'e ve bana girişmeyen eleştirmeye tabi ki açığım...

ilk iki cümlenin geliş yönü ve ben demesi ben'i kaydırdı. dürüst olalım..
ya da içeriksel ilginin yeterli bulunmaması, ezber verme gibi hissettim... konumu ve içeriğimi doğru ve dürüst bir biçimde soruşturarak okuduğunuzu bile düşünemmeiştim.

o durumda ben şöyle ele aldım
bu had bildirme,sen-ben bildirme ve ben bunu görüyorum
istersen daha fazla da ben bildirmeyeyim

kendi refleksinizi kontrol edin lütfen...

sizinle aynı biçim de yaklaşık 10 yıl kadardır bu forumlarda yazıyorum ve bulunuyorum
hiç-bir sözlü yazılı sataşmanın ve çatışmanın ve karşıcılığın hedefi şunu bunu olmak istemiyorum ve istemem
karşı savunuculukla ömür tüketemem gücümde yetmez
bunlar dahil boşa harcanmış zamandır


İlgili yazımın alıntıladığın iki cümlesi iddia ettiğin gibi "sen öznesi" kapsamında değil "senin düşüncelerin öznesi" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yazının devamında nasıl şekillendiği dikkate alınsaydı açıkça anlaşılabilirdi.

Ve bu iki cümlede de şahsına ya da varlığına hiç bir gönderme yapılmadı ve değerlendirmede bulunulmadı.



Tavsiyem lütfen yazımı bu perspektifte bir daha oku ve analizle.




Fakat şunu da belirtmek istiyorum.Eğer bu başlığın salt senin yazdıklarını içersin istiyorsan yazdıklarımı chatboxa taşıyabilirim bu yönde bir istekte bulunursan.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İlgili yazımın alıntıladığın iki cümlesi iddia ettiğin gibi "sen öznesi" kapsamında değil "senin düşüncelerin öznesi" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yazının devamında nasıl şekillendiği dikkate alınsaydı açıkça anlaşılabilirdi.

Ve bu iki cümlede de şahsına ya da varlığına hiç bir gönderme yapılmadı ve değerlendirmede bulunulmadı.

Tavsiyem lütfen yazımı bu perspektifte bir daha oku ve analizle.

Fakat şunu da belirtmek istiyorum.Eğer bu başlığın salt senin yazdıklarını içersin istiyorsan yazdıklarımı chatboxa taşıyabilirim bu yönde bir istekte bulunursan.

ben yanlış anladım sanıyorum ve üzgünüm..
bir dönem burada örneğin sevgili evrensel-insana'a vurmak mübahtır ne yazsa karşılanır ve evrensel'e çatmak önemsizdir gibi bir refleks ve anlayış vardı sanıyorum... Bunun gibi bir refleks ve uyaranla karşı karşıya kalmış ve kendimi savunmada hissettim o halde ben üzgünüm...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 11:21 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 11:06 ----------

ve sanırım belki bende tıpkı evrensel ve adı sayılmayan diğerleri gibi ; Şu tanrı olmadığını biri gösterse, bunu göstermenin bir yolu olsa ya da kendi düşüncen de bunun ne kadar açık ve sahih ve belirli olduğunu tarifin imkansal bir yolu ve metodu/yöndemi olsa gibi bir anlatabilme,gösterebilme yolu ve umuduna kapıldım ve bu gibi bir duruma ve belirsizliğe saplandım...ben bu konu da kendimi geliştiriyorum şimdi...

ama benim tanrı düşüncemi bırakmamın ötesinde önem var. tanrı düşüncesinin herkes içinde boş yaygara olacağını düşünüyorsak ve önemsiyorsak ve bize sorarsanız sizin ve sizlerin kişisel özgürlüğü ve gelişimini umursamaktan karşı tanrıcı yazmacılığa girişiyorsak ,bizdeki subjektif gelişim, tanıt ve dökümleri de sunmanın bir yolu olmalı ve buna açık olmalısınız bence..
ancak cümleler yapılandırabiliriz zaten.. başka ne gelir elden...
de buna istek olmalı. açık ortam uyumu sağlanmalı değil mi?

kafamın içini sana veremem/dökemem bunu isteyen varsa gelip alsın benden.
ya da gelsin ben olsun. beni yaşasın. içime -kafamın içine- girsin çıksın baksın

tanrı hakkında ters biliş, ters didaktik ve ters yargı vurgu ve belirtme yargılama ,herşeyden, açıkça ve bolca ve çokça karalayabilirdik...

ben birilerinin, diğerlerimizin de tanrı bırakmasını -hürlüğünü- ve bilgi özgürlüğünü araştırmacılığını görmeyi istiyorum arkadaş .bunu bir bilgi çabası olarak görüyorum
bilgiye saygı ve değer verme olarak görüyorum. yani tanrı karşıtı yazmayı ben bilgi sevgisi olarak yapılandırıyorum kendi eksenimde .şimdi bunu niye susayım
şimdi subjektif saygı ve iyiniyetlerle saygı diyemem.

tanrısal ters bilgi yaymak ve üretmek özgürlüğümüz yok mu? ya da tersi girdi üretmek. ben bolca üretebilirim..
ne işe yarar onu da bilmem

---------- Mesajlar Birleştirildi at 11:37 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 11:21 ----------

Arkadaş ve arkadaşım
buraya post açarsam ve tanrı karşıtı oldukça sert söylev, didaktik veri içerik hatta iç gıcıklayan ve birilerini zorlayan şeyler bile üretirsem ve yazarsam ay da başka alanlarda yazdığım örnekleri örneğin düzenleyip taşırsam daha ikinci posttan evrensel gibi bir duruma maruz kalmak istemedim. hem gerek yok hem emek zaman kaybı ve ziyaıdır. o zaman ya yazılanlara bakamam ya da tek başıma bildirim veren bi adama dönerim o da olamam...onun da çıkmazındayım.. ben de çıkmazdayım...
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst