Metafizik/Ontolojik-Varlik Tartismasinin Sonu

hayır şunu söylemek istiyorum;

evet dağa tırmanma tartışmasının sonu

bir dağa tırmanırkan kırkbeş derecelik bir yüzeyde yere yeterince batışmamış altı boş duran toparlak bir taşın dağın üst yüzeyindeki yönüne dik bir açıyla basar ve tüm ağırlığınızı verirseniz o taş kayar ve ayağınız kayabilir ve siz düşebilir ve yuvarlanabilirsiniz
bu yüzden yere basmak iyidir
yada dağa tırmanmamak iyidir çünkü dağ kayalarla doludur

bu üretilmesi ve tanıtılması ve yazılması/asılması ve tanıtlanması gereken bir bilgi midir? yargı mıdır?
kim ne yara sağlar?

-evet doğrudur ve haklıdır- bakmakla ilgili söylüyorum bunu ve hayatın ipini biraz bırakmakla ilgili

Bilgi önünde engel Allah inancı mıdır?

Asılrar, ama asırlar boyu bu konu tartışılmış, aslında pek çoklarınca dünyasal çıkarlar için dinler kalkan edilerek amansız savaşlar yapılmış, nice kanlar akıtılmış, ama inanç olgusu yeryüzünden silinememiştir.

Ve, insanoğlu var olduğu sürece de silinmeyecektir.

Özgürlüğü tartışıyoruz, insanın bilişsel algılarını tartışıyoruz.

Psikolojik savaşları, güçler dengesini/ dengesizliğini tartışıyoruz.

İnsanlık tarihinde görülmemiş bir bilgi ağına sahip çağın çocuklarıyız.

Artık çok şey değişti, eskisinin bilim insanından daha çok bilen çocuklar.

Boşluktaki beyinler, darmadağın olmuş zihinler neyin eseridir?

Uyuşturucu illeti almış yürümüş, sigara, esrar kullanma yaşı ortaokul, ilkokul seviyelerine inmiş,

İnsanlık tehlikeli yollara girmiş,

Biz daha iyi bir dünyayı tartışmamız gerekiyorken, başkalarının aklını çelici, şüpheye düşürücü, şeytana alet oyunlar içinde mi olmalıyız?

Bazı şeyler gerçekten değişmeli artık. Enigma çağı hep kendi yörüngesinde mi gelişim gösterecek?

Dahası var ki; özgürlüğü tartışırken özgürlüğe saygı duymayı bilmiyoruz.

Özgürlük her aklına geleni, "bilim, bilgi, felsefe uğruna" kisvesi ardına gizlenilip tartılıp ölçülmeden mi yazılıp çizilecek. Sırf bazı beyinler , bazı nefisler öyle istiyor diye?

hayır yarın dağa tırmanıcak olsam bununla ilgili hiçbir kitap okumamayı yeğlerim çünkü insanların öyle rahatsız edici bir didaktiği var ki;

ne söyleyeceklerini ve söylemeleri gerektiğini de unutuyorlar sonra
o kadar şeyi aklında tutmaktan hiç bir şeyi tutamazsın ve baştan daha caba
ya da aklında yanında götürdüklerinle dönersin dağdan

gider tımanırım
zor gelirse alçaktan tımanırım
ve dönüşte dağa nasıl tımanılırın kitabını yazmam
ben ne yaptım oldu
yediğin içtiğin senin olsun kime ne

didaktik masaldır-didaktik hastalık -ileri dereceli

diyelim nefes alacaksın nefes
önce burnunu düşün
sonra havadaki havayı düşün
havada yüzen havayı gözünden canlandır
omurga kaslarını hizala ve ve bu işin aritmetiğine konsantre ol
ve karın kasları düzleştir çek
ve diyaframını serbset bırak

böyle nefes alınır mı örneğin ve nefes almanın bilgisi ya da doğru bilgisi olur mu?
şu olabilir
nefes almakla ilgil ibi kaç yararlı ipucu olabilir o da olsa olsa göğüs yerine diyafram gibi temel basit bi öneri olabilir

didaktik denilen şey ve herşeyi kalıplaştırmak bir hastalık-biz asker miyiz
hayat ritüelik midir? düşünme de öyle ve bilgi

asil' Alıntı:

Bilgi önünde engel Allah inancı mıdır?

Asılrar, ama asırlar boyu bu konu tartışılmış, aslında pek çoklarınca dünyasal çıkarlar için dinler kalkan edilerek amansız savaşlar yapılmış, nice kanlar akıtılmış, ama inanç olgusu yeryüzünden silinememiştir.

Ve, insanoğlu var olduğu sürece de silinmeyecektir.

Özgürlüğü tartışıyoruz, insanın bilişsel algılarını tartışıyoruz.

Psikolojik savaşları, güçler dengesini/ dengesizliğini tartışıyoruz.

İnsanlık tarihinde görülmemiş bir bilgi ağına sahip çağın çocuklarıyız.

Artık çok şey değişti, eskisinin bilim insanından daha çok bilen çocuklar.

Boşluktaki beyinler, darmadağın olmuş zihinler neyin eseridir?

Uyuşturucu illeti almış yürümüş, sigara, esrar kullanma yaşı ortaokul, ilkokul seviyelerine inmiş,

İnsanlık tehlikeli yollara girmiş,

Biz daha iyi bir dünyayı tartışmamız gerekiyorken, başkalarının aklını çelici, şüpheye düşürücü, şeytana alet oyunlar içinde mi olmalıyız?

Bazı şeyler gerçekten değişmeli artık. Enigma çağı hep kendi yörüngesinde mi gelişim gösterecek?

Dahası var ki; özgürlüğü tartışırken özgürlüğe saygı duymayı bilmiyoruz.

Özgürlük her aklına geleni, "bilim, bilgi, felsefe uğruna" kisvesi ardına gizlenilip tartılıp ölçülmeden mi yazılıp çizilecek. Sırf bazı beyinler , bazı nefisler öyle istiyor diye?

Genişletmek için tıkla ...

bilgi önünde her şey engeldir ya da hiçbir şey ama allah inancı bir bilgidir ve bilgiyle birlikte bilgi olarak sınıflanırsa

X' Alıntı:

Yine baslamissin..

Genişletmek için tıkla ...

Neye baslamisim.

Sen illa okuzun altinda buzagimi ararsin?

Ben bu baslikta felsefenin en buyuk devrimini yazdim.

Yazimin hic bir yerinde de islama ya da degerlerine bir atif yok.

asil' Alıntı:

İnançsal bir sonuca varılamadığını kim söylemiştir?

Genişletmek için tıkla ...

Bilimsellik ve bilissellik.

sanalmanik' Alıntı:

daha burdan itiraz ederim ya da genelde bu yargı üzerine okumayı keserim,
bi yere varmak nedir?
varmalı mıdır?
ve (peki) insan-insanoğlu ne arıyor ve ne aradığınıda biliyormu?,
bilerek mi arıyor
ve kendine bir sonucu doğrulamaya mı girişiyor
o halde sorun ne
herkes kendine doğruluyorsa
bireysel ve subjektif 'varılar' ve yargılar nedir ve siz bol bol varmışsınız biyere ya da her yere
herkeste varıyor ne var bunda

arayarak bi şey bulunur mu? kayıp mı var?
varmak yürüyerek gitme işi değil midir? hedef menzil de mi?
ve varma fiili nereye varmak
varılacak mı var? ya da yermi aranan şey mi?
aramak fiili içinde kaybolmanın neresi kötü? o halde

Genişletmek için tıkla ...

Isteyen istedigi yerde okumayi kesebilir.

Yalniz kestigi yerde neden okumayi kestigini umarim dusunur.

evrensel-insan' Alıntı:

Bilimsellik ve bilissellik.

Genişletmek için tıkla ...

Bilimi de, bilinci de yaratan Allah'tır.

Bilinci kullanmayı ve bilgiye ulaşmayı sağlayan da Allah'tır.

Bilim Allah'ın izin verdiği yere kadardır.

Once lakabima ait herhangibir basligi ya da mesaji okurken, once surda anlasalim.

Lakabimin ya da benim bireysel olarak inanc kavramindan bahsedisimin altinda ne islam ne muslumanlik ne allah ne de kuran vardir.

Bu sadece inananin kendi inancidir ve hak ve ozgurlugudur.

Benim inanc kavramindan ya da inancsal nitelikten bahsettigim "bilimsel olarak tum insanoglunun tartismasiz kabullenecegi bir gozlemin ortada olmayisidir."

Ayrica benim tum yazilarimda her turlu aldigim temel, insanoglu turu onun zihinsel yeti ve ogeleridir.

Bunun disindaki her sey yukarida aciklanan sekilde inanca ve inancsal nitelige girer ve bu da bilimsel olmadigindan benim tartisma alanimda degildir.

Isteyen istedigine inanabilir.

asil' Alıntı:

Bilimi de, bilinci de yaratan Allah'tır.

Bilinci kullanmayı ve bilgiye ulaşmayı sağlayan da Allah'tır.

Bilim Allah'ın izin verdiği yere kadardır.

Genişletmek için tıkla ...

kendini yaratmamıştırsa bilincide yaratmamıştır bunu tartıştık ki zaten varolan kendinden ya da şeyden ve koşuldan ve kendine kendinin vermediği olandan yaratır ya da yaratmıştır bu durumda

tanrı yaratmayı yaratmamıştır
tanrı kendini yaratmamıştır ve kendinin sebebi de değildir
tanrı hep vardır ve hep varolandan yaratır ya da türetir bu önermenin neresi bozuk lütfen katkıda bulunun
tanrı kendini yaratmamıştır- bunu eleştirin ve geliştirin
tanrı kendinin sebebi dayanğı değildir çünkü öylece kendinden vardır ve yaratılmaya bağımlı olmayan şeydir

ona da izin verilen yer kendi yartılmıaşlık ve varoluşu sınırlarıdır
onu da kendi varoluşunun ve -kendinden--doğalca- varbulunuşunun doğasının sınııları sınırlar ve koşullar

Bilinci kullanmayı ve bilgiye ulaşmayı sağlayan da Allah'tır.

Genişletmek için tıkla ...

ben size yukarıda verdiğim önermelerden sonra şunu söyleyebilirim ki
bilinci kullanmayı da bilgiye ulaşmayı da sağlayan onun da yaratılmamış olması sebebiyle aynı köktür

yaratılmamış tanrının sebebi sebeptir
tanrınını nsebebi sebepsizlik ise bizi mdoaltylı sebebmiz ve değil ise sebepsiz ise bu olaylar da dayanağı ve kökü gelişimi üzerinden sebepsizdir
bunları tartıştık

ben size din altında yaptığınız tartışmayı açıkça açıklayayım
siz hala tanrının var olduğunu değil yaratılmış olduğunu savlıyor ve tartışıyorsunuz ve düzgün bir mantıkla ben sizi bu sonuca ilerletebilirim

her şeyi yaratmışsa nasıl kendini yaratmamış bu paradoksu sorgulayın

tanrı herşey midir değil midir? cevaplayın
mutlak mıdır? cevaplayın
sorulardan kaçınmak kaçınmalara gebedir

sanalmanik' Alıntı:

tanrı kendinin sebebi dayanağı değildir çünkü öylece kendinden vardır ve yaratılmaya bağımlı olmayan şeydir

Genişletmek için tıkla ...

dolaylı olarak herşeyde tanrının sebepsizliği kökünden sebepsizdir ya da hep vardır;
siz tanrıdan önceye tanrı koyuyorsunuz bunu iyi düşünün-

tanının sebepsizce varolması tanrıdan önce vardır
ve tanrının sebepsizliği
ve yaratma sonradır değil mi? siz karar verin ve daha iyisini yazın bakalım

Elhamdülillah Müslümanım.

Doğmamış, doğurulmamış, ezeli ve ebedi ve tüm kainatın sahibi, tek olan Allah'a şek'siz ve şüphesiz iman ediyor ve bu inancımla gurur duyuyorum.

Bilime ve bilgiye de büyük saygı duyuyorum.

"OKU" emri bilimin ve bilginin temelidir, anlamı Allah'ın yarattıklarını ve yüceliğini oku anlamındadır.

Mantığımın düzgünlüğünden de, imanımdan da hiç bir şüphem yok. Aynı zamanda Medeni bir insanım ve hangi yolda ilerleyeceğimin, ilerlememem gereken yolun da bilincindeyim, çok mersi sanalmanik.

Arzu ederseniz Kur'an-ı Kerimin ışığında ve mantık yolunda ben sizi ebedi huzura giden sonuca ilerleteyim.

bilinci yaratmıştır çünkü bilinç kendinde vardı -hep vardır-

tanrı ruhundan üfledi;
kendinde olanı verdi;

siz böyle mi okuyorsunuz ve düşünüyorsunuz;
ben hepinizden dindarım merak etmeyin ve hepinizden inançlı-musevi-isevi-hristiyan ve müslüman ve muhammedi ve inançlı ve inançsız olan ben aynı anda ateist ve dindar olabilirim
ve hepinizden çok inandığıma şüpheniz olmasın
ve hepinizden çok din bildiğimi ve tanrıyı anladığımı/sorguladığımı da söylüyuorum evet
ve hepinize dininize imanınıza ve bilginize de meydan okuyorum evet
tanrı karşısında ve tanrı yüsünde -inançla
her meydanı,

siz kendi savınızla-kendi din savınızla -anlanınızla- tanrının yaratıldığı mantığına/savına düşersiniz ve iyi bakarsanız da -düşünürseniz de bunu göreceksiniz

asil' Alıntı:

Elhamdülillah Müslümanım.

Doğmamış, doğurulmamış, ezeli ve ebedi ve tüm kainatın sahibi, tek olan Allah'a şek'siz ve şüphesiz iman ediyor ve bu inancımla gurur duyuyorum.

Bilime ve bilgiye de büyük saygı duyuyorum.

"OKU" emri bilimin ve bilginin temelidir, anlamı Allah'ın yarattıklarını ve yüceliğini oku anlamındadır.

Mantığımın düzgünlüğünden de, imanımdan da hiç bir şüphem yok. Aynı zamanda Medeni bir insanım ve hangi yolda ilerleyeceğimin, ilerlememem gereken yolun da bilincindeyim, çok mersi sanalmanik.

Arzu ederseniz Kur'an-ı Kerimin ışığında ve mantık yolunda ben sizi ebedi huzura giden sonuca ilerleteyim.

Genişletmek için tıkla ...

siz benden iyi okuduğunuzu ve bildiğinizi mi söylüyorsunuz ve kime karşı ispatlaycaksınız ve gösterceksiniz
kendinize mi bana mı?

tanrının bilinç yarattığı savı baştan çürüktür, tanrı kendi reddeder
tüm semavi dinler ve anlayışlar bunu kabul eder
,siz daha bunun bilincinde değilsiniz
siz ne okuduğunuzun farkında değilsiniz?

yaratma yaratmaya bağımlıdır,
bilinç için tanrının işlevi vermedir ve kendinde olanı iletmedir; ben bu yorumu size sundum
düşünmek size kalmış
eğri doğrunuzla iteklemekte

tanrı sana üflediğim/verdiğim cevher -kendimin- kendi ruhum demiyor mu?
ve bana verilmemiş olan ve benim de yaratmadığım olan şey -ruh -kendim-
demiyor mu?
o halde sorun ne? ben de yaratılmamış ve tanrının da yaratmadığı tanrı ruhu vardır (benle paylaştığı)
kendi ruhu
paradoks açık-çözümü
,

sanalmanik' Alıntı:

siz benden iyi okuduğunuzu ve bildiğinizi mi söylüyorsunuz ve kime karşı ispatlaycaksınız ve gösterceksiniz
kendinize mi bana mı?

Genişletmek için tıkla ...

Kimseden iyi ya da kötü okuduğumu söylemedim. Şunda haklısınız, öyle bir çıkmaza saplanmışsınız ki, size karşı ne hikmeti, ne Allah'ı ispatlamak ne de doğruyu gösterebilmenin imkansızlığını görebiliyorum.

Yine de Allah'tan asla ümit kesmeyen biri olarak ve yaratılanı yaratandan dolayı sevmek lütfunca hakkınızda güzellikler diliyorum.