Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Silmek, ne kadar basit bir edim. Oysa, hiç de öyle değil...Dünyalı bir pedegog şunu öneriyor; " tüm silgileri yok edilim" ...haklı...silmek, bir açıdan yok saymaktır; süre-giden yanlışı hem de...hiç bir şey silinemez...silinmemeli ve yanlış teslim edilmeli..."tüm silgileri yok edelim"
araştırmadan, tartışmadan, irdelemeden bilenlerden ve söylenenleri yineleyerek bilge geçinenlerden, içinde yaşadığı toplum zamanından habersiz olanlardan öğrenilecek şey, uzay diliminde bir kum tanesi büyüklüğünü geçmeyecektir.
yalnızca anlaşılmak isteyenin bir ötekine gereksinimi olmasaydı, bu isteği hiç bir zaman dile gelmez/açığa çıkmazdı.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:18 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:13 ----------
anlaşılamadığı konusunda ısrar eden, asla anlaşılamazdır...bu, anlaşılır bir edimdir ve fakat anlamak için gösterilen çaba ise hiç anlaşılır değildir.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:23 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:18 ----------
bir olgunun gerçekte yok olması ile yok sayılması bir-aynı şey değildir; bir gerçeği/olguyu yok sayan yok saydığını varmış gibi davrandıkça kendini yok saymış olur...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:24 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:23 ----------
ve hiç bir gerçeklik/olgu yok sayılmakla yok olmaz...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:28 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:24 ----------
düşüncenin yetersiz kaldığı yerde fizik onun imdadına yetişemez.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:29 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:28 ----------
makro ve mikro fiziği göremeyen düşünce samanlıkta iğne arama gücünü kendinde bulamaz....
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:39 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:29 ----------
çıkış kaynağından öteye düşen şey gerçekliğin kendisidir; bunu görememek öz-çelişkisidir, değiştirememek ise zayıflıktır.
tercihin en kötüsü sayılanı dahi tercih yapmamaktan daha olumludur; zira, her tercih bir etkiye/sonuca neden olur ve fakat tercihsizlik ise hiç bir etkiye sahip değildir; nerede ve ne şekilde olacağını bilmek ya da bilmemek gibi...
etik ve estetik denilince kimse yek-diğerinden geri kalmaz da, gözünü kapatıp kıçını açanı geçen de olmaz...
---------- Mesajlar Birleştirildi 24.09.15 at 02:07 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani 23.09.15 at 23:07 ----------
inanan inandığı idareye saygı duyandır; inandığı iradeye saygı duymayanın inancı sahtedir; sahte olanın ne inancı ne de iradesinden söz edilemez..
---------- Mesajlar Birleştirildi at 02:09 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 02:07 ----------
söylediğini unutanın eylemi söylediğine uymaz ki; öyle olsaydı söz ve eylem farklılaşması olmazdı...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 02:14 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 02:09 ----------
güneş dünya etrafında dönüyor diyenin safsatasına inananların sayısı inanmayanların sayısından kat-be-kat fazla olsa da bu, güneş ve dünya döngüsünü ilgilendirmez...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 02:55 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 02:14 ----------
ve bir gün uçurum kıyısında doğan güneşi selamlayan bir çığlık duyacaksınız...
ve salt bir günün hesabını yapanlar o gün geldiğinde bir sonraki günün hesabını yapamazlar; neyi yakıp yıktıklarını göremezler; oysa, avuçlarında büyüttükleri yangının farkında bile değillerdir; kıyısında durdukları keskin bir uçurumdur, öyle bir uçurum ki öncesini ve sonrasını yek-diğerinden ayıran, içine aldığını yok eden, bir dönülmezin şafağında bulurlar kendilerini...
gönül isterdi ki unutamadıklarımız güzel an-ı-lar olsaydı; bunun farkında olan insan,bunu duyumsayan can yaşamın ağırlığı karşısında mahcubiyetini gizleyemez.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:08 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:07 ----------
utancı silmek için onun/utancın üzerine yürümek gerek; kimseye ait değil...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:11 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:08 ----------
kendi cins-ini öldüren canlı türleri arasında insan bir istisnadır ve bu nedenle bir tür olarak değerlendirilmemek ile karşı karşıyadır.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:13 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:11 ----------
'yaratıcı akıl' oryental bir şırıngadır; mask-elenmiş insanın dönüşümü...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:20 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:13 ----------
yaşamı kutsayanın onu yok etmesi insana dairdir; kendini aldatan tek canlı formatı...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:21 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:20 ----------
'hiç bir yolun başlangıcı yok' diyor Amin Maalouf, bir son olmalı...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 01:25 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 01:21 ----------
ötekileştirmek ne kadar yanlış ise ötekileştirilmeyi içselleştirmek de bir o kadar yanlıştır.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:38 ----------
düşünmek bir tabu ise panzehiri sorgulamaktır.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:41 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:40 ----------
sorgulanmayan/sorgulanamayan düşünce asla doğruların savunucusu olamaz ve asla gerçekle örtüşmez.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:44 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:41 ----------
gerçekle yüzleşmek bir irade ve bir cesaret işidir; bu irade ve yüzleşmeyi gerçekleştiremeyen gerçeğin ne olduğunu bilemez; olsa olsa ezberci öğretinin tekrarcısı olur ve bu onun sefaletidir.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:45 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:44 ----------
sefillik bir çaresizliktir; aynı zamanda birikimsizliktir; çözümsüz değildir...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:47 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:45 ----------
çözmek, insanın kendini gerçekleştirmesi ise çözümsüzlük insanın kendini yok etmesinden başka ne olabilir ki?
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:52 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:47 ----------
yokluk üzerinden kendini var etmenin olanağı yoktur; varlık üzerinden yok etmek ise her zaman mümkün olandır; olanaksız olana karşı mümkün ve olanaklı olanı tercih etmemek ise paradoks olarak direnmektir; varlık üzerinden yok olmamak adına...
---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:59 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:52 ----------
bunu yapabilmek için insanın kendini, yaşadığı dünya gezegenini fark etmesi gerekir...
her sorun içindeki sakladığı çözümle birlikte doğar; bu nedenle her sorunun çözümü tüm birikimlere rağmen farklıdır; bunu göremeyip sürekli aynı çözümde diretmek çözümsüzlüğe kapı aralamaktan başka bir şey değildir.
Fransız Devrimi üzerinden yüz-yıllar geçti; 'eşitlik, özgürlük,kardeşlik' şiarı ile yola çıkmışlardı; Bonapart özgürlükleri askıya alınca hiç olmayan eşitlik ve kardeşlik kendiliğinden rafa kaldırıldı. Gününde kardeşlik tanımı anlamlı olabilir ve fakat 21.yy da anlamsız kalmıştır. Bunun anlaşılabilmesi için bunca katliamın yaşanması mı gerekiyordu? Kim bilir!? Biyolojik kardeşlik bir yana toplumlar arasında/kültürler arasında aslolan eşitlik ve özgürlük olmalıdır. Özgürlük olmadan da eşitlik olamaz....
insan doğasında tembel değilken 'artık-ürün' sayesinde hem tembelleşmiş hem de edilgen hale gelmiştir; onun yapıcılığı, yaratıcılığı ve üretimi tüketici,yıkıcı ve yok edici yanından baskın olacak iken bu tembelliği sonucunda kendi gerçeğinden/pratiğinden uzaklaşmış, adeta kendine yabancılaşmıştır; tüm çarpıtılmalar kendi üzerine kapandığında o, farklı bir çıkış bularak kendine dönecek ve o zaman üreten/paylaşan/insan olacaktır.
aydın, içinden çıktığı ve eklemlendiği sınıfın çelişkilerini yaşayan ve bu nedenle de emekçi sınıfların yanında yer bulamayan yalnız insandır; bunu aşmak için kendi çelişkisi üzerine yürümeli ve daha önemlisi emekçinin yabancılaşmasını yüzüne vurmalıdır...
İnsan sığ/basit düşüncelere kapılıp bunların gerçek olduğunu sanabilir; sorguladıkça basit düşüncelerin tutarsızlıklarını fark eder; ancak bu onun sığ olan düşüncelerinden arınmasını tek başına sağlayan bir edim değildir; basit düşüncelerden/bir yönüyle sıradan yalanlardan kurtulmak için sorgulama ediminden sonra araştırma yapması, karşılaştırması, çokça düşüncelerden yararlanması ve tüm bunlardan sonra varacağı sonuçları pratikle karşılaştırması gerekir. Basit düşünceler emek harcanmadan elde edildikleri ve genellikle çoğunluğun benimsediği bir düşünce tarzı olduğu için kolayca mal-edinilirler ve fakat bu onun/basit düşüncenin gerçek olduğuna kanıt oluşturmaz. Emek ekseni üzerinden tarihsel olarak biriken bilgiyi yok sayarak teori üretmeye kalkışmak, olsa olsa şarlatanlık olur…