Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Kasyopya üzerine sohbet

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
saygılar bizden de efenim.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
inançlarımız kimliklerimizdir bütünlüğümüzüdür. kimse o yüzden inançlarını yitirmek istemez. düşüncelerimize karşı gelinmesi bizleri kırmaz. ama inançlarımıza karşı gelinmesi bizleri kırar. bu yüzden kimliğimizi bütünlüğümüzü kaybetmemek için inançlarımızı savunuruz. ama inanç sadece inançla sürdürülemez dostum. inanç gerçekten,akıldan beslenmek ve onaylanmak ister. saçma ve uyumsuz. tüm inançlar irrasyonel,her inanç çelişkilerle dolu,tüm inançlar ciddi biçimde sorgulandığında parçalanıyor..bilmiyorum..inanacak birşey bulamıyorum..keşke inanacak parçalanamayacak birşeyler bulabilsek.. hem devinime gelişime ilerlemeye inanıp hemde ruh gibi tanrı gibi değişmeyecek mutlak kalacak birşeylere inanmak çelişmeden bir arada olamıyor işte..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
done -tam- önemli değil bizce. metodoloji ya da olgu sorgulanmıyorsa/sorgulanmayacaksa
sonuç yüklem ve özlemler de içeriğin ısrarla incelemesi değil asıl temamız

bu olası (ya da iddia edilen savlanan) temas, bir gelecek iletişim olduğunu öne sürerken aynı zaman biz biriz diyor ve kanıtlar öne sürmeyeceğini kendini kanıtlamayacağını böyle bir giderime gerek bulunmadığını da belirtiyor.

eğer iletişim geçerliyse ve sağlanmışsa bunun anlamı çok büyük (ya da içerikten tabi ki büyük ve) tabi

(Bize göre) iletişim yapısı ve tavrı kavrayışı ve bunun sunacakları doneden (veri analtımından ve içeriğinden) büyük önce ve önemlidir

bu iletişim kalıplarıdır
iletişim kalıplarını ve biçimi izlemek başlı başına -zihin egzersizi ve geri bildirim sağlar

eğer bu/bunlar da önemsenmeyecekse ya da buna dair kavrayış , ben ısrar sunmayacağım

bu ben bunu bir inanç din metodolojisi kabul ikilemine asla sokmadım-durum bu değil
ki sokamam da yani durum bu değildi


belki de sunumlamam da hataydı ve içeriğe istençli -beklentili okuyucu bir şekilde kendi ulaşmalıydı

inanç ikna kabul paradokslarına hapsedilmiş/takılmış ya da bunları takınmış bir sunum değil bu

ifadeleri/ifadelerinizi değillemeyeceğim ve metni -açık- savunmayacağım/tutmayacağım yani -tamam- bu hata sanıyorum

benim için önemli değil aslında insanlık ya da tarih için önemli olabilir di
daha geniş bir kitle sorgulasa ya da çap büyüse büyüse

saygıyla

yanıtlarla ilgilenmiyoruz-yanıtların veriliş biçimiyle ilgileniyoruz
iletişimin metodolojisi ya da dinamik içerikten çok öğretiyor bize

up...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 08:33 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:10 ----------

eğer bir mağara adamına bir testere verseydik (balta kullanmışlık bilgisiyle bunu tutup) muhtemelen onu ağacın gövdesine doğru dikey sallamayı sürdürürdü,
ve bunun kesmediğini söyleyecekti
ben seni çok iyi anladım oraya tomruklar dizmeliyiz ve bunu göstermeliyiz ya da sen bir testereye ihtiyacın olduğunda daha hızlı kesen bi şeyden bahsedildiğini hatırlayabilirsin saygılı dostum

bunu bir radyo yayını vb. olarak düşünemyi deneylim lütfen.
radyo yayıncılığını eleştirmekle (örneğin-metodololoji ve kanıt için) Laura'nın yayınını/ya da sorularını ve sunumunu eleştirmek ayrı şeyler
ancak yine de karşıdaki katılımcı ve soru yanıtlayan "mr and ms gelecek" ise ?
Gelecekle siz de radyo programı yapabilecek/yapabiliyor iseniz; ben ısrarla o şovu, şov başlagındaki kötü sorular ve cevap döngüleri nedeniyle hapsedemem

ben bunu belirtmeden ileri yürüyemem
öncelik bu

bir diğeri

Radyo programının içeriğini öncelikle/bir ölçüde programcı belirler belirliyor
ya da onun soruları

---
yani "gelecek"/(yazdıran ve yanıt sunan) uygun davette her davete katılımcı ise ve size de gerekirse "gelecekle" radyo şovu ve konukluk yapabilirsiniz
Lauranın yayınının içeriğinde başta tuhaf şeyler olması ile bu iletişim dezenfome edilemez

edilmemeli

ve radyo dalgalarının varlığını paylaşmak-tartışmak ya da kabul etmek ispatlamak inanmak ise ayrı bir konudur
ki radyo yayınıylaa bunlar karıştırılmaz ve bu radyo yayınını da kısıtlamaz
bunlar ilgilileri ilgilendirir
biz bir radyo var dinliyoruz yayın var iyi kötü izliyoruz ve dinliyoruz

müzik güzel


---------- Mesajlar Birleştirildi at 09:02 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 08:33 ----------

Kasyopya okumak okumamak ya da diğeri/o içerikle ilgili yorumunuz sizin özgür iradeniz
yani sizin yorumunuz ben asla buna taraf ya da karşıt değilim
yazdıklarım biraz daha bağımsız, kişisel almazsanız ben sevinirim

............
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
Metafizik konularla en çok ilgilenen benimdir bu sitede ve Parapsikoloji ile de...Ben bu celselerdeki varlığın spatyomda yaşayan ölmüş biri olduğu kanaatindeyim. Sebebi ise; bu tip bağlantılar üzerine çok yazı okudum. Söylediklerinin çoğu benim de okuduğum şeyler ve içinde yeni bilgi yok. 1995 yılında Illimunati'den bahsetmesi ilginç olabilir ama çok da sıradışı değil yani zaten o örgüt çok eski yıllardan beri var. Sokrat'ın da Hz. İsa'nın enkarnasyonu olduğunu söylemiş. Laura ile yaptığı tüm görüşmeler Laura'nın yaşamı ile paralel yani dünya genelini ilgilendiren bilgiler vermiyor. "Tahta ile iletişim kuran gelecekteki biz" tam bir komedi şu an bile ileri boyut bir varlık bize telepati ile mesaj yollayabilecekken tahta ile niye uğraşsın? Tahta ile iletişim dünyanın spatyomu yani ölen varlıkların beklediği ya da öldüğünün farkında olmayanların bulunduğu alandan sesini duyurması ile gerçekleşir veya Demonlar tahta ile iletişim kurar. "Gelecekteki biz" diye bir şey gerçek olsa boyutlar arası iletişimi tahta ile mi yaparlar? Uzayda her yere yolculuk eden dünya dışı varlık bile tahta ile iletişim kurmazken bu varlık iyi kandırmış Laura'yı maalesef.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
1- Antik yöntemlerle gerçek bilgisi alma peşinde koşan bir grup araştırmacı ve meraklı kişi, klasik viya tablası denemeleriyle, gelecekle temas kurduğunu belirten bir içerik/metin yayımlamaktadır.


dersem buraya bir subjektvite katmamış olurum değil mi? henüz
objektif bir kültürle bir gözlem aktardım şimdi-
haber gibi geçtim bunu mesela değil mi? bu doğru mu şimdi

bu gerçeğe ilişkin bir gözlem olur bu durumda çünkü durum böyle değil mi?

---
Konu, eğer, bu deneyde ve iletşimde gerçekle ya da gelecekle temas kurulup kurulmadığını değerlendirmekse; bunu da subjektif iradeye-çözüme ve özgürlüğe bırakırsak, kişilere bırakırsak zaten sorun kalmaz
Herkes kendi değerlendirmesini yapmış ve ben tutarlı bulmuşum sen tutarsız bulmuşsun.bunda sorun yok anlıyor musun
ana öz bu
ayrıntı ya da diğer karşıt veri girdileme kve sunmak bu konuyu bi yere çekmiyor
herkesin kendi dayanakları var zaten
zaten herkeste kendi fikrine muhtaç

Sen benim fikrimi anlamıyorsun sanırım. Bana göre o anlatılanlar oldukça gerçek digital .burda nokta şimdi.

senin fikrini zaten az çok biliyoruz
genelleyip özelleyip bunu tartışmanın bi anlamı yok sanırım

Hayır ben bu alanda bu konuyu ve anlatımımı oldukça özellediğimi düşünüyorum öncelikle
kendi adıma
ve genelleyerek karşıt veri sunuyorsak ben orada kendimi (ya da kendi fikrimi) subjektivite üzerinden savunmak zorunda bırakılıyorum değil mi?

(sen öyle diyorsun ben böyle diyorum nokta)

subjektif öğrenceleri ve yetersiz kanıları genellersek nereye varırız

tamam siz değerlendirdiniz ve henüz durumun anlatıldığı gibi olmadığına karar verdiniz bunda sorun yok
benim için yok anlıyor musun?
ben bunu anladım tamam -senin değerlendirmeni anladım

ve ben de değerlendirdim (daha önce değerlendirmiştim) ve seninkinin tam tersine karar verdim ok
bunda sorun yok anlıyor musun?
bir karar diğerinden üstün ve güçlü de değil

sen öyle görüyorsun ben böyle
gerçek karşısında eğer ... suskunsak bu sorun
başka argümanlarımız olmalı!

---
benim sizin söyleminizin tam tersine ( orada anlatılan şeyin uyumuna ve niteliğine güvenerek bunun doğruluğuna) karar verdiğimi anlatmalıyım
ve belirtmeliyim

ve sen bunu anlamalısın
kasyopyanın doğruluğu değil
benim kararım. ben bunun üzerinde duruyorum şimdi

ve benim senin söylemlerinin aksine o verinin genel savı içinde tutarlı olduğuna ve içeriğinde bilgisel önem ve veri barındırdığına ve bir ölçüde doğrular içerdiğine inanmış ya da ikna olmuş durumdayım anlıyorsun değil mi?

ben benim subjektif kanılarım üzerinde duruyorum şimdi
burda genellemeler var mı sizce
ve kendi subjektif kanımı (içtenlikle) size sunuyorum şimdi
Beni kendi subjektif kanımla başbaşayım....
bunu anlamınızı istiyorum

tartışmam bu. eğer sürdürürseniz lütfen bunu gözetmeyi rica edeceğim aksi beni yoruyor çünkü
ve çünkü çok uzuyor
genel ifadeler var ve yorucu
mutlakın doğrusu gibi

benim anlaşılmak istediğim nokta bunlar
sizin fikirleriniz değil kendi fikirlerim beni ilgilendirir
ve ben kendi fikirlerimi destekliyorum ve koruyorum
çünkü beni ilgilendiren bu

siz genelleyerek ya da aksini kendi değil kanıları subjektif genellemerle- genel yönde ifade ederek ve iddia ederek bu post altından beni yoruyorsunuz şimdi

benim yönelimimi ya da kararımı anlattım lütfen-anlayın isterdim
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
Anlıyorum dersem yalan söylemiş olurum o kadar karışık yazıyorsun ki sanalmanik aynı metni 3 kez okuyup anlamaya çalışıyorum. Anladığım da şu; senin fikrin sana benim ki bana demek istemişsin sanırım.😊Aynen öyle sen bu konuyu araştırmaya devam et hatta sana tavsiyem bir tahta yap kendine ve bu varlıkla kendin görüş.☺Tabii ki bunu önermeyeceğim fakat celseler niye kesildi bunun üzerinde biraz düşünmek gerekiyor bence.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Anlıyorum dersem yalan söylemiş olurum o kadar karışık yazıyorsun ki sanalmanik aynı metni 3 kez okuyup anlamaya çalışıyorum. Anladığım da şu; senin fikrin sana benim ki bana demek istemişsin sanırım.😊Aynen öyle sen bu konuyu araştırmaya devam et hatta sana tavsiyem bir tahta yap kendine ve bu varlıkla kendin görüş.☺Tabii ki bunu önermeyeceğim fakat celseler niye kesildi bunun üzerinde biraz düşünmek gerekiyor bence.

celselerin kesildiği falan yok. hem okumuyor hem dalga geçiyorsunuz !!!!!!! derdiniz ne? gölge etmeyin bence..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
celselerin kesildiği falan yok. hem okumuyor hem dalga geçiyorsunuz !!!!!!! derdiniz ne? gölge etmeyin bence..

Celseler 10 Aralık 2016 da kesilmiş ve son celsede 40 gün içinde dünyada yaşanacak felaketi haber vermiş. Böyle bir felaket yaşandı mı? Yaşanmadı, sonrasında bağlantı kurulamamış zaten her seferinde başka varlık bağlanmış, farklı isimler v.s.

Bu ikili polemiklerle işim olmaz, büyü biraz artık yıl 2017 sen aynı tas aynı hamam...Varlığın verdiği hiçbir tarih tutmamış, 94 yılından beri tek bir söylediği çıkmamış siz halen bu varlığın spatyomda bulunan ve insanlarla dalga geçen bir varlık olmadığına inanmaya devam edebilirsiniz. Gelecekteki sözde bizin geçmişten haberi yok nasıl olabilir bu? İnanın yıllarca kafa yorun, seçim sizin.

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:40 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:08 ----------

Celse Tarihi: 10 Aralık 2016

Tabla başındakiler Laura, Andromeda ve Galatea

Pierre, Joe, Niall, Data, Possibility of Being, Chu, Scottie, Timótheos, Alana, Arky, Prodigal Son, dugdeep, Itellsya, fabric, Windmill knight, Harika Köpek Noko, Ay Modülü, Muhteşem Kedi Opal

S: (L) Bugün 10 Aralık 2016. {Mevcut olanların gözden geçirilmesi} Merhaba!

C: Herkese merhaba! Heyecanlı zamanlar geliyor! Hareket zamanı!

S: (L) Tamam, bu akşam kimle birlikteyiz?

C: Kasyopya'dan Fillona hizmetinizde!

S: (L) Sen bayağı canlı bir Kasyopyalısın. {kahkaha}

(Pierre) Kasyopya'dan François Fillona!

(L) Fillona. Pekala. Sanırım bazı sorularımız var. Siyasi sorular daha sonra. Biliyorum, ilginç bir giriş yaptınız ve siyasi sorular sormama yönelik bir ipucu bu sanırım. Fakat o konuya geçmeden önce aradan çıkarmak istediğimiz küçük bir sorular listemiz var. İlk olarak, düzenli Reiki Geceleri yapıyoruz. Bunun sonucunda korkunç bacak ağrımdan neredeyse tamamen kurtuldum. Biraz masaj, hacamat ve yuvarlama ve benzer birkaç şeyin de faydası oldu. Fakat iyileşmede BÜYÜK sıçrayışı Reiki'ye başladığımızda yapmıştım. Dolayısıyla Reiki faaliyetlerimize devam ediyoruz. Ve bu konuda birkaç sorumuz var. İlk olarak, semboller insanların onlara atfettikleri dışında, kendi içinde veya kendiliğinden herhangi bir güce sahip midir?

C: Evet, fakat sembollerle bağlantı kurup kullanmak uyumlanma gerektirir.

S: (L) O halde sembolleri bir yerde duran ve çeşitli yerlere gitme ve birşeyler taşıma potansiyeline sahip bir araba olarak düşünebilir miyiz? Araba sürücü olmadan işe yaramaz, bunu mu kastediyorsunuz?

C: Yakın.

S: (L) Pekala, bir sonraki sorumuz ilk sorunun devamı sayılır: Semboller bilinçaltı seviyede herhangi bir anlam taşır mı veya iletir mi?

C: Evet ama ÖCB.

S: (Galatea) Önceki cevaba bak.

S: (L) Tamam, yıllar önce bize verdiğiniz "on tu şayti sunen" adlı ikinci sembol... Soruyu parçalara ayırayım: Bu sembolü nasıl kullanmalıyız?

C: Kalp çakrası üzerine 4 defa çizin.

S: (L) Tamam. Kullanımı o şekilde. Peki ne zaman kullanılacak?

C: İleri dersler ve sezgiler almaya hazır olanlar için. Dikkatli kullanın.

S: (L) Sanırım burada kilit husus "ileri dersler" çünkü ileri dersler bazen son derece sancılı olabilir. Bunu mu kastediyorsunuz?

C: Evet

S: (L) Tabi bu bir bakış açısı meselesi.

C: Evet

S: (L) Ama yine de...

(Joe) Peki bu tespiti nasıl yapabiliriz?

C: Seçenek.

S: (L) Sanırım bunu yeterince istiyorsan, yaşaman gerekeni yaşamaya hazırsın demektir. Kendim için bunu bir süre beklemede tutacağım sanırım. Belki de yalnızca ölüm döşeğinde falan yapman gereken bir şeydir. {kahkaha}

C: Hahaha! Konsolamentum gibi mi?!

S: (Pierre) Katarlar yapıyorlardı onu.

(L) Evet, ölüm döşeklerinde yapıyorlardı!

(Pierre) Gerçeği bulmak, ışığı bulmak gibi... Dini bir törendi.

(L) Fakat sanırım eğer kişi doğru enerjilere sahip değilse...

(Pierre) İstemen gerekiyor.

(L) İstemen ve hazır olman gerekiyor. Sanırım bunun birden fazla seviyede anlamı var. İstediğini söylediğin birşey her zaman gerçekten istediğin şey değildir. Gurdjieff, cevabını öğrenmeyi çok istediğin sorular olmadıkça İş yapılamayacağını söylüyor. Pek çok kişi soruları olduğunu söylüyor ama aslında yok. Doğru anlıyor muyum?

C: Aşağı yukarı.

S: (Joe) Sembollerin kendi içlerinde veya kendiliğinden bir gücü olup olmadığı sorusuna "evet" yanıtını verdiniz. Peki bu güç nedir?

(L) Onu biliyoruz. Araba sürmek gibi ama sürmek için bağlantı kurman gerekiyor.

(Joe) Ama bu sadece bir benzetme. Sembollerin sahip olduğu güç nasıl birşey?

(Data) Arabanın gücü var fakat kontak kapalı.

C: Semboller bilgiyle bağlantı kuruyor.

S: (Pierre) Bu bana birşey hatırlattı. O sembollerin anlamlarını düşünüyordum. En azından o birkaç sembolün ve belki başka bazı sembollerin evrensel bir anlamı var gibi görünüyor. Bilgi alanıyla bağlantı kurma veya etkileşime girme biçimleri evrensel. Subjektif veya tesadüfi değil.

(L) Doğru.

(Pierre) Eğer bu gerçekten evrenselse, bu bilgi alanının temel dili geometrik şekiller mi?

C: Evet

S: (Pierre) Bunu ben bulmadım. Yıllar önce Laura'nın tahmin ettiği birşeydi, aklıma geldi.

(Joe) Sembollerin bu geometrik şekilleri belirli bir bilgi akışını veya paketini mi tanımlıyor?

(L) Arketipik paketler gibi bence.

(Joe) Bir spiral örneğin enerji hareketini tanımlıyor olabilir, değil mi?

(L) Çiçek örneğini düşünecek olursak, çiçek pek çok farklı türde çiçeği ifade edebilecek bir kavram. Ama çiçek fikri bütünsel bir tanım. Sanırım semboller de bunun gibi.

C: Evet

S: (Pierre) Örneğin Satanist hareketlerde çeşitli semboller kullanıyorlar ve bazen bu semboller varolan sembollerin ters çevrilmiş hali. Sembol ters çevrildiği zaman işlevi de ters çevrilmiş oluyor diye düşünebiliriz sanırım.

(L) Evet. Pekala, bir sonraki soru: Pozitif bir değişiklik meydana getirmek için ne tür bir inanca ihtiyaç var?

C: Var olan herşeyle olan bağlantınızın doğasına dair tam bir kavrayış sizi oraya götürecektir.

S: (L) Zormuş. Peki bu nasıl yapılır, yani her şeyle olan bağlantını kavramak?

C: Meditasyon.

S: (L) Meditasyonla ilgili önceki tartışmaları inceleyebiliriz, ki tohumlu meditasyon da onlardan biriydi. Pekala, ilginç bir soru: Neden insanlar kısa ilham tırmanışları yaşadıktan sonra depresyon ve ümitsizlik geri dönüyor?

C: Hepsi dengeyle ilgili. Yaratıcılığın ölçüsü, dalışın derinliğiyle ve süresiyle tahmin edilebilir. Fakat şu anda gezegeniniz etrafında negatif enerjilerin yoğunlaşması nedeniyle ilham çekmek yüksek efor gerektiriyor.

S: (L) Yani ulaşmaya çalıştığına ulaşmak için gereken eforu artırmak gerekiyor ve dalışı dengeleme gerekliliği yetmezmiş gibi bir de gezegen etrafında negatif enerji yoğunlaşması var. Doğru anlıyor muyum?

C: Yakın

S: (L) Pekala. Bir sonraki soru: O enerji titreşimini nasıl daha uzun tutabiliriz?

C: Ağ çalışması olağanüstü sonuç veriyor.

S: (L) Yani bir ağın olması, deneyimlerinden bahsedebilmek, ifade edebilmek, görüş alışverişi yapmak ve moralin bozulduğunda destek almak... Bunu mu kastediyorsunuz?

C: Evet

S: (L) Şimdi hızlıca bir sağlık sorusu sormak istiyoruz çünkü forumda ve burada çeşitli bireyler çeşitli antibiyotik tedavilerinden sonra dengeli bir biyom sahibi olmaya çalışıyorlar. Sorumuz şu: Dışkı nakli denen şeyin alıcıların bağırsak florasını iyileştirme şansı yüksek midir?

C: Hem de çok!

S: (L) Aklımdaki diğer bir soruyu da hızla sormak istiyorum... Grubumuzun üyesi olan ve forumda yazan bir üye görünüşe göre bir tür bedava enerji meselesine takmış kafayı. Öyle değil mi Data?

(Data) Evet, Keshe teknolojisi.

(L) Okuyucular için biraz açıklama yapabilir misin?

(Data) Girdi olmadan enerji ürettiği iddia edilen cihazlarla ilgili. Soru şu: Bu cihazlar gerçekten bir girdi olmadan enerji üretiyor mu?

C: Hayır

S: (Data) Bunun yanında, bu cihazların elektrik enerjisini insanlar ve doğa için daha uyumlu hale getirdiği iddia ediliyor. Bu doğru mu?

C: Hayır.

S: (L) Sahtekarlık mı?

C: Evet

S: (Data) Bir sorum daha var. O videoları izleyen ve o cihazlardan yapan pek çok kişi var. Bu teknoloji bu kadar insanı bu tuzağa düşürebilecek cazibeyi nasıl yarattı?

C: Programlama, kısmen.

S: (L) Yani bu o insanların programlarının bir parçası mı?

C: Evet

S: (L) Yasadışı, bastırılmış veya devrimsel denen bu şeylerin cazibesine kapılmışlar veya çok para tasarrufu yapacaklarını veya çok para kazanacaklarını veya mucize bir tedavi falan bulacaklarını mı sanıyorlar? Bu aldatıcı beyanlara kanıyorlar mı?

(Pierre) Bu Keshe olayı çok güçlü bir çekim. Nihai olarak teklif ettiği şey sınırsız güç. Güçlü bir arketip.

(L) Güç çekimi mi bu?

(Pierre) Bedava, sınırsız güç.

(L) Evet.

(Pierre) Bizim kültürümüzde medyada bile görebiliyorsun bunu, güç övülüyor ve insanlar buna ilgi duyuyor.

(L) İnsanlar farkında olarak veya olmayarak güç cazibesine mi kapılıyorlar?

C: Evet

S: (Data) Simyacıların yanlış anlaşılma biçimine de benzemiyor mu? Simyacılar birşey yaptılar ama tüm eğitimsiz insanlar bunu olmayan bir şeye yorarak amacın altın yapmak olduğunu sandılar. Halbuki simyacılar "altını" yalnızca bir mecaz olarak kullandılar.

C: Evet

S: (L) Tamam, siyasi sorulara geçelim... Hawaii senatörü Tulsi Gabbard'ın teröristlere silah satışını, hibesini veya yardımları yasaklamak için bir yasa teklifi verdiğine dair bir makale gördüm. Başka okuyan oldu mu?

(Pierre) Silah satışını "ılımlı muhaliflerle" sınırlamaya yönelik.

(L) Evet, yasak veya sınırlama. Senatör Gabbard bu teklifi sunar sunmaz Obama teröristlere silah ve başka şeylerin satışı ve verilmesi önündeki tüm sınırlamaları kaldırdı! "Devlet dışı aktörler" diyorlar bunlara. Obama bunu Senatör Gabbard'ın yasa teklifini boşa çıkarmak için kasten mi yaptı?

C: Evet

S: (L) Suriye'deki son durum itibariyle ne kurtarabileceklerine mi bakıyorlar şimdi, çünkü Rusya tam bir temizlik operasyonu yapıyor orada. Kendi teröristlerini kurtarmaya mı çalışıyorlar?

C: Evet

S: (L) Elbette Lavrov yaptıkları şeyin sonucu değiştirmeyeceğini söyledi. "Onlara hangi silahları verirseniz verin, hepsini silip süpüreceğiz!" diyor sanırım.

(Pierre) Verebilecekleri herşey çok yetersiz ve çok geç.

(L) Neyin peşinde bunlar?

C: Para arzusuyla hareket ediyorlar, ki para da sizin dünyanızda güç demek. Tabi 4KH de kozmik değişimlerden önce tam kontrol sağlamak istiyor.

S: (L) Önlerine tüm o paranın dökülmesi, yaptıkları işler, bu tam bir çılgınlık! Bugünlerde olan biten şeyleri göreceğim aklımın ucundan geçmezdi! Söyledikleri yalanların seviyesi... ve hemen herkes yalan söylediklerini biliyor! Ama yine de söylüyorlar sanki söylemeleri o yalanları gerçek yapabilirmiş gibi. Mantık dışı!

(Pierre) Arzulu düşünüş.

(L) Peki bunun nihai sonucu nedir?

C: Bunu daha önce konuşmuştuk.

S: (L) İran'la savaşmak istiyorlar. İran'ı ele geçirmek mi istiyorlar?

C: Bekleyip önünüzdeki yaklaşık 40 gün içinde neler olacağını gözleyin. İliklerinize kadar donacaksınız.

S: (Joe) Sence neden İran?

(L) İsrail İran'ı istiyor. İsrail İran'ı yok edip kendi... Ne istediklerini bilmiyorum!

(Joe) Bence İran şu noktada tartışma dışı.

(L) Ama bazıları İran'ı tekrar tartışma odağı yapmaya çalışıyor. Trump bile. Yıllar önce tüm bunların nihai sonucunun ne olacağını sormuştuk, İsrail'in yok olacağı cevabını vermişlerdi. İsrail yaptığı tüm bu manipülasyonlarla ve manevralarla sonunda kendini yok edecek.

(Joe) Rusya'nın müdahalesi sayesinde, 26 milyon nüfuslu Suriye'de istediklerini elde etmeye yaklaşamadılar bile. İran'ın nüfusu yaklaşık 80 milyon ve çok daha güçlü.

(L) Ama bu onların İran'ı ezmek istemekten alıkoymuyor. Suriye'de istediklerini elde edebileceklerini, sonra da İran'ın icabına bakabileceklerini düşündüler herhalde.

(Joe) Ama Suriye'yi ele geçiremediler.

(L) Ama hala bunu başarabileceklerini sanıyorlar! O yüzden Obama 200 kişi gönderiyor, Türkiye 300 kişi gönderiyor, para ve mühimmat veriyorlar...

(Andromeda) Akıllarını kaçırmışlar!

(PoB) İran'la olan nükleer anlaşmayı sorgulamak istiyorlar.

(L) Tamamen delilik. Pekala.

(Andromeda) 40 gün mü??

(Chu) Bu Trump'ın başkanlık başlangıcına denk geliyor.

(Data) Ve bir keresinde verdikleri "Noel'den sonra" cevabına.

(Joe) 40 gün sonrası Trump'ın resmi görev başlangıcının hemen öncesine denk geliyor. Obama çetesinin teröristlere silah kısıtlamasını kaldırmış olmasıyla alakalı. Şanslarını zorlamaya devam edecekler gibi görünüyor....

(L) Evet, diledikleri gibi oynayabilecekleri 40 günleri var ve ellerinden geleni yapacaklar!

(Pierre) Gözleri kararmış durumda, o yüzden 40 günde herşeyi deneyecekler.

(Joe) Tam bir enkaz yaratıp Trump'ın kucağına bırakacaklar.

(L) Evet...

(Joe) Trump'ın engelleyebileceği birşey değil bu. Cihatçı kaçıklara MANPAD gibi silahlar gönderiyorlar ve eğer Rus ve Suriye uçaklarını düşürmeye başlarlarsa...

(L) O durumda Rusya'nın ne yapacağını şimdiden tahmin etmek mümkün değil. Pekala, konuyu değiştirelim: Kristal Projesi için kristal seçiminde yaklaşık 7 günümüz daha var. O zamana kadar tüm kristalleri ambalajlayıp göndermiş olacağız. O zaman Kristal Bağlantı Ağımızı başlatmayı planlıyoruz; etkileşimli bir radyo programı / görüş alışverişi gibi birşey olacak bu. Kristalleri kullanarak, insanların bu ağ yoluyla uzaktan Reiki yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olmayı ümit ediyorum. Eğer ağa bağlanabilirsen ve Reiki uyumlanmaların ve kristallerin varsa, uzaktan Reiki yeteneklerini geliştirebileceksin. Bu ağı kullanarak, herhangi bir şifa ihtiyacı olan herhangi ağ üyesine şifa enerjileri gönderebiliriz. Yapmayı planladığımız şeylerden biri bu. Bu iyi bir plan mı?

C: Harika ve pek çok başka gelişmenin önü de açılacak.

S: (L) Kristaller konusunda çalışırken aklımıza gelen bir diğer fikir, kristalleri alıp mülkümüzün çevresine gömmekle kalmayıp aynı zamanda küçük torbalara da kristaller koyup bunları koruma amaçlı olarak bisikletlerimize iliştirmek veya arabalarımıza asmak. Bu başkaları için yapabileceğimiz birşey mi? Eğer bir arabada veya bisiklette veya onun gibi birşeyde koruma için yüklenmiş birkaç kristal olursa, özel bir seçim gerekliliği olmadan insanlara faydası olabilecek birşey mi bu? Ki bunu kendimiz zaten yapıyoruz.

C: Evet, kesinlikle. Koruyucu alan ve dikkat için genel yükleme işe yarayacaktır!

S: (L) Diğer bir ilginç şey, Kuzey Karolayna'daki Caesarea tesisimizdeki insanların, dağları kaplayan zorlu kırsal yangınlarla karşı karşıya kalmış olması. Yangına karşı koruma ve yağmur sağlamak üzere bazı kristalleri özel olarak yükleme fikrimiz vardı. Reiki sembollerini kullandık ve mülklerinin çevresine gömmeleri için bazı kristalleri özel olarak yükledik.

(Chu) Ve şarkı söyledik.

(L) Yağmur çekmelerine yardımcı olmak için bu kristallere belirli şarkılar söyledik. Sonra bunları aceleyle ambalajlayıp acele postayla Kuzey Karolayna'ya gönderdik. İşe bakın ki kristallerin vardığı gün yağmur yağdı! Tam vardığı gün, veya gece! Bunun biraz eşzamanlı olduğunu düşünüyoruz. Herhangi bir bağlantısı var mı?

C: Açık

S: (Andromeda) Oooo! {kahkaha}

(L) Arada bir bağlantı olduğundan eminim çünkü bu FAZLASIYLA eşzamanlı.

(Joe) Tekrarlaman lazım. Deneyi tekrarla.

(L) Özel bir durum olması lazım.

(Galatea) Burada kar yağdırabilir miyiz?

(L) Sanırım bunu deneyebiliriz...

(Galatea) Kardanadamlar ve kardan melekler yapabiliriz!

(PoB) Ya kar hiç durmazsa? {Herkes karlı şarkılar söylüyor - Kahkaha}

(L) Sanırım başka sorumuz yok. Aklına herhangi birşey gelen?

(Andromeda) Hareketli zamana hazırlanmayla ilgili açılış cümleleri konusunda daha fazla açıklama isteyelim mi?

C: Olaylar ÇOK ilginçleşmek üzere. Daha fazla birşey söyleyemeyiz!

S: (L) Yani tam olarak nasıl olacağını bilmesek de en azından herşeyin "Çok ilginç" hale geleceğini biliyoruz...

(Timótheos) Gezegensel Değişimler açısından, depremler zaten dünyayı sallıyor.

(Andromeda) Ve ateştopları.

(Pierre) Göktaşları.

C: Gerilim ve donma.

S: (Timótheos) Donma derken "soğuk" anlamında mı yoksa?

(Galatea) Kelime oyunu olabilir. İliklerinize kadar donacaksınız dediler. Buz çağı gelecek...

(L) Onu düşünmemiştim. Belki de kelime oyunu değildir... {kahkaha} Sanırım sevinmeliyiz, en azından birşey olduğunu biliyoruz.

C: Yardım tekrar yolda!! Hoşçakalın.

(Pierre) Bu bir şakaydı. Son celsede yardımın yakın olduğunu söylemişlerdi. Ben de "Evet, durdu!" demiştim. Sanırım o şakaya bir göndermeydi bu.

{CELSE SONU DEĞİL}

{celse hakkında çok sayıda eşzamanlı konuşma... ve sonra...}

S: (L) Geri gel! Kasyopya'dan Fillona?

C: Evet

S: (L) Sanskritçe şarkılar içeren Samadi adlı çok sevdiğimiz küçük CD'miz hakkında birşey sormak istiyoruz. Bu şeyi ne zamandan beri dinliyoruz, 20 yıldır mı?

(Galatea) İlk duyduğumda 4-5 yaşlarındaydım.

(L) Bu CD'yi çok seviyoruz ve Sanskritçe sözlerin çevirilerini de yaptırdık. Toplantıları veya seansları sırasında falan kullanmaları için grubumuza da benzer şarkılar hazırlamak istiyoruz. Bu elimizdekiler Reiki sırasında kullanmak için özellikle uygun mu?

C: İçgüdülerin seni yanıltmadı!

S: (L) Neden bana yalnızca evet veya hayır demiyorsunuz? {kahkaha}

(Galatea) İçgüdülerin yanıltmıyor genç Skywalker!

(L) Pekala, Sanskritçe olsa mı daha iyi, yoksa İngilizce mi?

C: Herkesin anlayabilmesi için İngilizce.

S: (Chu) Şükürler olsun! Melodiyi çok değiştirmemiz gerekir mi?

C: Melodiler çok iyi, o yüzden çok az değiştirin. Çevrilmiş sözler rehberlik sağlayacaktır.

S: (L) Bu projede çalışması için Chu'yu seçtim. Bu, ı...

(Galatea) {kahkaha} Bu kararında K'ların seni desteklemelerini mi sağlıyorsun?

C: Ek tonlar konusunda Galatea ve Itellsya katkıda bulunabilir. Ve sen tabi ki!

S: (L) Yani ilk şarkıyı Chu hazırlayacak ve sonra biz de başka şarkılar ekleyeceğiz.

(Chu) Muhaha! Planım buydu!

(L) Tamam o zaman. Peki karıştırma projesinin sorumlusu kim olacak?

C: Timótheos!

S: {kahkaha} (Timótheos) Aaaa.

(L) Pekala, çok teşekkürler. İyi geceler!

C: Hoşçakalın.

S: (L) Pekala. Önümüzdeki 40 gün boyunca dünya yıkılırken ne yapacağımızı biliyoruz, şarkı söyleyeceğiz! {kahkaha}

CELSE SONU

Orijinal celse metni:
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Burayı bari azcık okuyaydınız:) benim inandığım falan yok..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
Burayı bari azcık okuyaydınız:) benim inandığım falan yok..

Senin inanmadığını biliyorum fakat sanalmanik bu celseleri çok önemsiyor bu sebeple yazdım fakat herkes kendi doğrusunu kendi bulmalı aslında...Sanalmanik araştırmaya devam etsin tabii ki sonuçta insanlar twitter da hesap takip edip, ne yazacak diye beklemiyorlar mı bu da onun gibi bir şey.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Anlıyorum dersem yalan söylemiş olurum o kadar karışık yazıyorsun ki sanalmanik aynı metni 3 kez okuyup anlamaya çalışıyorum. Anladığım da şu; senin fikrin sana benim ki bana demek istemişsin sanırım.

Aynen öyle sen bu konuyu araştırmaya devam et hatta sana tavsiyem bir tahta yap kendine ve bu varlıkla kendin görüş.☺Tabii ki bunu önermeyeceğim fakat celseler niye kesildi bunun üzerinde biraz düşünmek gerekiyor bence.

tahta?

tamam işte seninki sana benim ki aynen öyleyse
sen bi tahta yap kendine istersen ve kendin görüşmek istiyorsan ama tabi ki bunu önermeyeceğim
ve araştırmaya devam et evet bol bol ve oku öğren
senikinler sana bak -
fakat bunun bunları üzerine bol bol -biraz düşünmen gerekiyor
iyi olur düşünmen iyi olur evet
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
Bu başlıktan çekiliyorum cidden yoruldum. Tahta şu ruh çağırma tahtası var ya Laura'nın iletişim kurduğu tahta...sanalmanik

Yaşlanmışım ben bunu fark ettim. Kitaplarıma gömüleyim en iyisi kim neye inanırsa inansın bana ne yahu😊
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Neyse gerilmeyelim gençler:) Dijital tam karşılığı mı bilemedim ama ''patavatsız'' cümleler kuruyorsun mesele aslında bu..başka bişi değil..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Celseler 10 Aralık 2016 da kesilmiş ve son celsede 40 gün içinde dünyada yaşanacak felaketi haber vermiş.

son o halde digital
ifade şu (felaket değil) ilikleri donmak/kanı çekilmek-iliklerine kadar üşümek/donmak vb.
iliklerimize kadar donanlar üşüyenler ya da kanı çekilenler varsa ?!
bu bir kehanetimsi değil kaldı ki
okumanı rica etmiştik sadece okumanı
okumanı rica etmiştik sadece okumanı digital
bizim ki emir değil buyruk değil sadece ricaydı digital
sadece ricaydı
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
son o halde digital
ifade şu (felaket değil) ilikleri donmak/kanı çekilmek-iliklerine kadar üşümek/donmak vb.
iliklerimize kadar donanlar üşüyenler ya da kanı çekilenler varsa ?!
bu bir kehanetimsi değil kaldı ki
okumanı rica etmiştik sadece okumanı
okumanı rica etmiştik sadece okumanı digital
bizim ki emir değil buyruk değil sadece ricaydı digital
sadece ricaydı

Okudum işte ve mantıksız buldum. İlk okuduğum celse de bu değil çok celse okudum bu tür varlıklara ait ve sonuçta bu varlığın bizim gibi dünyada yaşamış ve ölmüş birisi olduğuna karar verdim. Kıyas yaptım diğer okuduklarımla ve bu sonuca vardım. 40 gün içinde büyük değişimler haber vermiş hatta konuşmanın sonunda Laura "40 gün içinde dünya yıkılırken" diye bir ifade kullanmış. Kısacası mecazi de olsa böyle birşey yaşanmadı. Sen takipte kalabilirsin ben inandırıcı görmüyorum. Bu celselerdeki varlık senin benim gibi birisi işte tek farkı bu dünyada değil de öte alemde yani gelecekte falan değil.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Okudum işte ....

celse değil .celse okumasından bahsetmeştim ben
en azından yorumlarım ve en azından son alıntılamalarım
ki cevap hakkı ve cevap olarak sunduklarımız çünkü alt yorumlarda oldukça kavram karışıklığı oldu yeniden ve düzeltmeyi denedik

senin yorumların üzerine benim benzer tartışmaların yanıtı/geri bildirimi olarak geçmişte sunduğum daha önceki yazışmaları derlemiştim orda

o yazılarda da belirtmiştik zaten
- inandırıcı bulunması bulunmaması gibi şeylerin anlamsızlığı/yapaylığı ve bunun bize bi şey ifade etmediğini .buna gerekte olmadığını
böyle bi anlayış peşinde koşmadığımızı

- kişilerin kararlarını yargılayıp sorgulamadığımız
-başka bir amaç ve niyetin peşinde olduğumuz

- inandırıcı bulmak ,inanmak gibi şeyleri bizim bu metinle ilişkili kavramlar olarak sunmadığımızı anlatmamız

- konumuzun bağlamının gerçekten bu ve bunlar olmadığını belirtmemiz
bu tip diyalektlerden açıkça sakınmamız

- en azından deney aktarımlarının kendi içindeki çelişkilerinin varlığını zaten açıklamamız ve bı konularda metnin ilerleyn çözümlemleri

- en azından kehanet metinleri olmayışını zaten açıkça dile getirmemiz (bu yönde açık veri barındıramayacağını belirtmemiz)
-kanıt arama çabalarının saçmalığı ve inandırıcı dayanak vb. ikilemlerin kendi içinde çelişmelerine dair yorumlar

- bunların yine aslında olayın özünü ıskalaması gibi yorumlarımız

öte yandan deney verilerinde zamanın ele alış biçimi üzerine (ileri zaman geri, zaman ve kehanet gibi kavramlar ve türevler olmayacağını ve bunlardan metin içinde bahsediliş biçiminin yanılgılılığı ve metnin bunları kendi içinde çözümlediğini) bu tip diyalektlere girmememiz gerektiğini anlatma çabamız


çok celse okudum bu tür varlıklara ait ve sonuçta bu varlığın bizim gibi dünyada yaşamış ve ölmüş birisi olduğuna karar verdim. .
senin kararlarını ben anlıyorum digital öte yandan

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:55 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:46 ----------

metnin bir ileri zaman, geri zaman (ya da zaman ya da zamanda olan olaylar belirliliği) kavramı yok öncelikle
bu metne dayanarak bunlardan sözedemeyiz başlangıçta
geçmiş için için bile açık/değişken kip kullanılıyor siz gelecekten bahsediyorsunuz

bu konuda metinde geçen bir ifade şu
"Size zamanın her zaman açık olma özelliğini hatırlattık"

bir ifade de şu
"Einstein sadece gelceğin değil gemişinde açık ve değişken olduğunu buldu"
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
c
bu metne dayanarak bunlardan sözedemeyiz başlangıçta
geçmiş için için bile açık/değişken kip kullanılıyor siz gelecekten bahsediyorsunuz

bu konuda metinde geçen bir ifade şu
"Size zamanın her zaman açık olma özelliğini hatırlattık"

bir ifade de şu
"Einstein sadece gelceğin değil gemişinde açık ve değişken olduğunu buldu
"

"Peki Işık Hızında Hareket Edersek Ne olur?
Işık hızı evrendeki tek değişmeyen, sabit unsur olduğunu belirttik. Peki ışık hızında (saniyede 299.792.458 metre veya yaklaşık 300.000 km diyebiliriz) hareket etseydik? İşte bu durumda zamandaki hızımız sıfır olurdu. Yani zaman bizim için dururdu. Daha doğrusu zaman kavramı bizim için kalkardı. Zaman eğer 4. Boyut ise belki de ışık hızında başka bir boyuta geçerdik. Bunun cevabı bilinmiyor. Peki eğer ışık hızından fazla bir hızda olsaydık? O zaman zamanda geriye mi giderdik? Bunun da cevabı bilinmiyor..."
- Alıntı -

Bu bahsettiklerin henüz net değil. Sen inanmak istediklerine inanıyorsun fakat ben geleceğimin bir yerlerde yaşanmadığından eminim. Gelecek benim geleceğim, Kasyopyalı Fillona benim geleceğimi niye temsil etsin? Çok anlamsız bu sebeple artık bu konuda yorum yapmayacağım ve seni Kasyopyalılar ile başbaşa bırakıyorum.:)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
eğer Kasyoypayı ele alıyorsanız anlayışlarınız ve mevcut anlayışlarınız?
bilemedim ne diyeceğimi
siz bilirsiniz

--

S: (RS) Çekim ile elektromanyetizmanın aynılığını, dördüncü seviyeyi katarak matematiksel olarak nasıl ifade edebiliriz?
C: Yanıtları zihninde canlandırmanı istedik. Keşfetmen için her zaman orada bekliyor.

S: (RS) Buradaki mesele, dördüncü seviyeye geçişin matematiksel olarak nasıl ifade edileceği. Sanırım bu izogeometri ile yapılabilir. Daha önce tartıştığımız geometri, yani mekan ve zamanın biriminin genelleştirilmesi...
C: Geometri anahtarlardan bir tanesi, ama başka bir tane daha var.

S: (L) Diğer anahtar nedir? Belki de üç boyutlu bir matristir. (RS) Biz de onu kullanıyoruz. Aynı zamanda küpleri kullanıyoruz. (L) Bize bir ipucu verebilir misiniz? Sadece küçük bir ipucu.
C: Sahipsiniz... erişin...

S: (L) … bunun için gerekli teknolojimiz yok, ama formülü bilgisayara koyup bir model elde edebiliriz.
C: Geometriyi optikle birleştir.

S: (RS) Ne?! Işık bilimi. (L) Geometrik ışık mı?
C: Matris.

S: (RS) Bunu yaptım. Yıllar önce!
C: Ama önemli bir etmeni atladın; unutma, hipotezler teori değildir!

S: (RS) Zihnimde kavramsal bir hipotez oluşturmuştum. Bu bir teori değil.
C: Peki eksik faktör nedir Roger?

S: (L) Nedir? (RS) Bilmiyorum.
C: Işık dalgaları... çekim... elektromanyetizma...

S: (L) Seninle oyun oynuyorlar. (RS) Bunun üzerinde düşünmem gerek.
İzogeometride...
C: Üçüncü seviye fizik anlayışında dalgaların oynadığı rol nedir?

S: (RS) Eterin, yani tüm evreni dolduran şeyin çapraz salınımı. Hayır, dalgalar bir aracıya ihtiyaç duymadan da varolabilir.
Çapraz salınımlar tüm evreni dolduruyor.
C: Işık, çekim, optik, atomik parçacıklar, madde, anti-madde... birleştir.

S: (RS) Bu listede herşey var... (J) Hepsinin ortak özelliği nedir? (RS) Ou! Hepsi evreni dolduran şeyin titreşimleri! Biz şeyleri algılıyoruz, herşeyi, hatta şeyler arasındaki boşlukları. Gerçek ise bunun zıddı. Çünkü ışık bir dalga, tıpkı ses gibi. Eğer havayı çıkarırsan, ses yayılamaz. Işık da aynı şey. Işık bir dalgadır ve tüm evreni dolduran bir aracı olmadan yayılamaz. Yani bizim somut ve boş olarak algıladığımız şey doğru bir algı değil. Tüm evren, eter denen bu aracının titreşimiyle dolu. Bu aracı olmasaydı heryer karanlık olurdu. Yani ışık, bu aracının bir salınımı. Parçacık da bir salınım, yalnızca dalga yayılıyor ve salınım devam ediyor. Elimi buradan buraya hareket ettirdiğimde, salınımı hareket ettirmiş oldum. Boşluk sürekli salınıyor. Biz tamamen boşuz, ama boşluk dolu. Yani yanıt, hepsinin ortak tarafı, hepsinin, tüm evreni dolduran bu aracının salınımları olması ve sanırım bu hem üçüncü, hem de dördüncü seviye için geçerli.
C: Şimdi, çekim ile ışık arasındaki ilişki nedir?

S: (RS) Bilmiyorum. Çalışmalarımın bu aşamasında bilmiyorum. (RS) Işık maddeye dönüştürülebilir ve bu yüzden çekim var. (L) Ama çekim ile ışık arasındaki ilişki ne olabilir?
C: Bilgi tabanına erişin ve birbirinize danışın.

S: (L) (RS) Işık ile yerçekimi arasındaki tek bağlantı... foton ve foton bir çift elektron ve pozitron üretiyor; parçacıklar ve anti-parçacıklar, ve o parçacıkların da çekimi var. Yani bu şekilde, elektromanyetik dalgalar... Foton madde yaratabilir... (RS) Laboratuardaki deneylerde, bir fotonu çekirdeğe fırlatıyorsun ve çekirdekten bir elektron ve bir pozitron çıkıyor, yani foton parçacıklara dönüşüyor. O parçacıkların çekimi var. Fotonun çekimi olup olmadığını bilmiyorum. Sanmıyorum, çünkü ışık hızında hareket ediyor. Zaman yok. Zaman askıda. (L) Işık hızında çekim olmadığı doğru mu? (RS) Çekim yok. (L) Belki o zaman, nasıl maddenin antitezi anti-maddeyse, ışık hızı da çekimin antitezidir? (RS) İyi bir yaklaşım. Çok iyi bir yaklaşım!
C: Yakın.

S: (J) Bu dengeyle mi ilgili?
C: Herşey öyle.

S: (L) Eğer ışık hızında çekim yoksa... (RS) Zaman yok... (L) O zaman çekim... (J) Bizi üçüncü yoğunlukta tutan şey... (RS) İpucu... Ama eksik olan ipucu... Üçüncü yoğunluktan dördüncü yoğunluğa geçişle ilgili eksik ipucunu mu tartışıyoruz?
C: Evet.

S: (RS) O zaman bu doğru. (J) Çekim, bizi üçüncü yoğunlukta tutan şey mi? (RS) Yani eğer ışık hızında gidersen,dördüncü yoğunluktasın.
C: Peki, üçüncü yoğunluk ve dördüncü yoğunluk maddesinin parçalanmadan ışık hızına erişmesini sağlayan eksik faktör nedir? Düşün...

S: (RS) Bu nükleer fiziğin temel konusu... Madde ışık hızına bozulmadan erişemez... (J) Anti-çekim? (RS) Anti-çekimle de... Şu andaki bilgilerimizle, madde bunu yapamaz. (L) Pekala, eğer bir madde ışık hızına doğru giderek hızlanıyorsa, hızlandıkça bütünlüğünü kaybediyor. Peki ya bir noktada giderek daha fazla anti-madde eklersen... (RS) Bu süreci tersine çevirir... Bir elektron ve bir pozitron al ve birini diğerinin içine sok ve fotonu yeniden yarat. Ama madde ışık hızına
erişemez. Eğer erişirse zaman durur... boyut yok... (L) Belki bilinçtir? (J) Farkındalık mı? (RS) Eğer eksik etmen
farkındalıksa, evet.. (L) Bilinci matematiksel olarak denkleme koyabilir misin? (RS) Evet, elbette!
C: Madde ile bilinç arasındaki eksik bağlantı nedir?

S: (RS) Ah! (L) Eğer bunları biliyor olsaydık burada olmazdık! [Gülüşme] (RS) Bir alan olması gerekiyor. (J) EM mi?
(RS) Hayır, biyoenerjitik bir alan. (L) Peki ya bilinç çekim yaratıyorsa? (RS) Çekimi madde yaratıyor. (L) Ama madde
bilinç tarafından yaratılmıyor mu? Gözlemlediğimizde dalgayı çökertmiyor muyuz? (RS) Evet, zihin madde yaratabilir...
C: "Graviton" diye birşey yok.

S: (RS) Evet, graviton mevcut değil. Einstein'ın teorisinde varlar ama buna hiçbir zaman inanmam... Bilincimiz çekim
yaratıyor mu?
C: Yaklaşıyorsunuz. "Bizim" değil.

S: (L) Başka birinin bilinci mi çekim yaratıyor? (RS) Dördüncü seviye.
C: Yedinci Seviye.

S: (RS) Aa evet! Anlayabiliyorum! Son seviye. Eşit miktarda madde ve anti-maddeden oluşan evren, gerçekten açık mı?
Yani, evrende bir yerde sürekli madde mi üretiliyor? Madde ve anti-madde?
C: Daha iyi bir ifade şu olabilir: Geri dönüşüm.

S: (RS) Dünyanın merkezinde de aynı geri dönüşümün gerçekleşdiği doğru mu? Dünyanın genişlediği şeklinde bir teori
var. Bunu bir konferansta duymuştum. Dünyanın çapı büyüyor çünkü dünyanın merkezinde bir madde yaratımı var. Bu
doğru mu?
C: Yanlış, ama birleşik boyutlulukta tüm kavramlar doğru.

S: (L) Sanırım alternatif bir evrende bu oluyor olabilir, ama burada olmuyor. (RS) Benim en büyük sorunum yeni bilgi
değil, politikaydı. Özellikle Einstein'la ilişkili politika. Solucanlar kutusu daha önce söylenmiş miydi? Bana bu konuda ne söyleyebilirsiniz? Einsten'ın ötesine geçer geçmez her tür sorun başlıyor. Günümüz toplumundaki politik sorunlar. Bu hususta söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?
C: Politik sorunların kökeninde, medeniyeti kontrol altına almak amacıyla, zaten sınırlı koşullarda elde edilen bilgiyi kontrol altında tutma çabası var.


S: Bir üçüncü yoğunluk kavramından, şu anki fizikselliğin mevcut olmadığı bir dördüncü yoğunluk kavramı elde etmeye çalışıyoruz. Dördüncü yoğunlukta bozulmadan ışık hızıyla gitmek gibi bir sorunları yok çünkü orada böyle birşey yok...
C: Yakın.

S: (T) Yani bizim için bunu üçüncü yoğunluk açısından düşünmeye çalışmak...
C: Anahtar; fizikselliğin değişkenliği.

S: (L) Fizikselliği değişken yapan şey nedir?
C: Bilinç ile madde arasındaki bağlantının farkındalığı.

S: (L) Bilinç ile madde arasındaki bağlantı nedir?
C: İlüzyon.

S: (L) İlüzyonun özelliği nedir? (T) Bilinç ile madde arasında herhangi bir bağlantı olmadığı. Bu bağlantının mevcudiyeti ilüzyon. Üçüncü yoğunluğun sınırlı algısı...
C: Hayır. İlüzyon, bağlantının olmaması.
(Ekleyenin notu: Bu şu anlamda. Madde ile bilinç arasında bir bağlantı olmadığının düşünülmesi yanılgıdır. Madde ile bilincin farklı olduğunu (aynı şeyler olmadığını/birbirinden farklı iki yapı olarak bunları) düşünmek iliüzyondur. ,İkisi birdir- yakın anlamlarında sunulmuş metin)

S: (L) Yani buradaki ilüzyon, bilinç ile madde arasında bir bağlantının olmadığının düşünülmesi.
C: Evet.

S: (T) İlüzyon, bağlantının olmadığının düşünülmesi. Üçüncü yoğunlukta... (L) Buldum! (T) Sakın bir anda yok olayım deme! [Gülüşme] (L) Aradığımız bağlantı, bilincin madde oluşu.
C: Yakın. Peki ya aynı zamanda tam tersine ne dersin?


S: (L) Ve aynı zamanda herşeyin tersi. Işık ile çekim, optik ile atomik parçalar, madde ile antimadde... Bir sonraki seviyeyi anlamak için herşeyi ters çevir... Bu kadar kolay olamaz. (J) Bir saniye, çekim eşittir ışık, atomik parçacıklar eşittir optik, anti-madde eşittir madde mi? Hepsi dengeyle ilgili. (L) Ve sonuç her zaman sıfır.
C: Ve sıfır da sonsuzluk.

S: (L) Yani diyorsunuz ki, buradaki ilüzyon, arada ayrım olduğunun sanılması. Arada fark yok, aynılar, öyle mi?
C: Evet.


S: (T) Mekan/zamanda sıçramalar yoluyla gideceğin yere hemen varabilirsin. (L) Veya bunu tersine çevirecek olursak anlayabiliriz ki, bizimle örneğin Alfa Sentauri arasında hiçbir mesafe yok. Mesafe ilüzyonunu yaratan şey, algının sapması.
C: Şimdi tüm ihtiyacınız olan şey "teknoloji."

17 Haziran 1995 oturumu alıntı

S: (L) Geçen gün tartıştığımız zaman konusuyla ilgili olarak: ışık hızında zaman olmadığından, madde olmadığından, çekim olmadığından bahsettik, ama ışık hızının en ufak derece altındaki herhangi bir birimde ise hemen çekim ve madde ortaya çıkıyor. Işık enerjisini katılaştırarak madde haline getiren şeyin ne olduğunu sorduk ve sanırım aldığımız yanıt, bunun 7'inci seviyeden gelen bilinç olduğuydu. Bizim bakış açımızdan, demateryalize olmadan ışık hızının ötesine geçmek veya sabit ışık hızında kalmak mümkün müdür? Işık hızı, zamansızlık ve çekimsizlikle doğrudan bağlantılı mı?
C: Mutlak anlamda değil, üçüncü yoğunluk anlamında öyle.

S: (L) Tamam, örneğin dördüncü yoğunlukta herşey ışık hızında mı hareket ediyor ve zaman ve çekim olmamasının nedeni bu mu?
C: Hayır. Bu yanlış bir kavram. [(T) Işık hızı yok, ışık her yerde.] Aynen öyle. Dördüncü yoğunlukta ışık hızı yok çünkü herhangi bir "hıza" ihtiyaç yok. Hızın kendisi bir üçüncü yoğunluk kavramıdır. Hatırlayın, varolan herşey birer öğrenim. Bu kadar! Başka hiçbirşey yok. Herşey algılamanız için. Algılamamız için. Tüm bilinç için. Varolan herşey / tek şey bu.

17 Haziran 1995

S: (L) Evet.
C: Artık ışık hızı olmadığında ışık hızını öğrenmen gerekecek mi?
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
"4. boyutta ışık hızı yok" demiş.
"7. seviyenin bilincinin yarattığı illüzyon" demiş.
"Eter"den bahsetmiş.


"Alemlerin asli hayaldir." diye bir söz vardır Tasavvuf'da ve bu söze göre dünyamızı 7. boyutun illüzyonu kabul edelim, 4. boyut da "gelecekteki biz" olsun.

Sorularım şunlar;

* 5. ve 6. boyutta ne var?

* Konuşan varlık "Gelecekteki biz" e bu anlattığı bilgileri nasıl bağladı?

* Hangi gelecekten bahsediyor yani zaman dünyasal bir kavramsa geçmiş ve gelecek de yok demektir. O zaman nasıl gelecekteki biz olabilir?

* Kara delikler boyut kapısı mı oluyor?

Kafa karıştıran ifadeler olmakla beraber bazı bilgiler çok ilginç, bunu kabul ediyorum. İlginç fakat her söylediği doğru olmayabilir. Bugün bu konulara dünyada cevap bulan yok bu sebeple kıyas da yapamıyoruz, bu da demek oluyor ki yaşayıp, göreceğiz...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
öncelikle metnin iddiaları (ve söylemleri) olarak sözedeceğim bunlardan -genellemeksizin

"4. boyutta ışık hızı yok" demiş.
"7. seviyenin bilincinin yarattığı illüzyon" demiş.
"Eter"den bahsetmiş.


"Alemlerin asli hayaldir." diye bir söz vardır Tasavvuf'da ve bu söze göre dünyamızı 7. boyutun illüzyonu kabul edelim,


yedinci ,seviye "bir"le birlik olarak tanımlanan, tanımsız ilginç bir durum öncelikle .Bunun yaratımı dersek bu tuhaf olur. Tam olarak nasıl tanımlanabileceğinde ise bizde kararsızız.

4. boyut da "gelecekteki biz" olsun.
altıncı boyutta ki biz-ler. Metinde, Altıncı yoğunluktan biz(ler) oluş iddiası (ve söylemi) var
dördüncü değil-
(biz derken; her yerde ve şeyde olabilen saf bilinçten bir varoluş düzlemindeki parçalı bir bütün olarak biz. Buna benzer (yakın söylem) olarak biz)

* 5. ve 6. boyutta ne var?

Metne göre beşinci boyut (ya da yoğunluk) bizdeki araf anlayışı yakını bir durumu tanımlamaktadır

(Bu arada bu metin, boyut ve yoğunluk kavramları birbirinin yerine, bazen de farklı temalar da kullanıyor. Bizim boyut dediğimize genelde yoğunluk dediği ve boyutu ise farklı kavramsallaştırdığı da oluyor.)

6. yoğunlukta zaten (bütün bir -toplaşmış bir) biz-bilinç (olarak ve) olan kendileri var onlara göre .
Bu durumda, ya "dörtte" ne var? nasıl? diye ya da "altı" nasıl diye sorulmalı belki de?
6. yoğunluk kabaca saf bilinçten oluşan bir varoluş düzlemi olarak sınıflanır
4 ise hem tensel hem tinsel varoluştur-ikisi bir aradadır (eterik ve fiziksel. Fizikselliğin değişkenliği dediği budur. Biz kabaca onu daha hafif bir beden ve gerçeklik olarak yorumluyoruz. Katılık algısının /düzeysel azaldığı bir (üst) varoluş.)

* Konuşan varlık "Gelecekteki biz" e bu anlattığı bilgileri nasıl bağladı?

bilgiler bağlanmadı. Erişim evrensel (zihinsel erişim), yanıtını verirlerdi size. (-sunarlardı )
daha başkası, erişim evrenseldir. "evrensel gerçeklik bilgisi" ve "evrensel gerçeklik bilgisi alma sistemi" gibi yanıtlar türetirlerdi

metindeki buna uygun diğer kalıplar -dahası yine

erişin.
yanıtlara erişin
yanıtlara -siz- erişin (yanıtlarınıza siz kendiniz erişin)
yanıtlara siz de erişebilirsiniz. erişim evrenseldir
yanıtlara zihinden-zihninizden, (kendi zihninizden) erişebilirsiniz.
yanıtlar zihninizde kilitli duruyor
kendi yanıtlarınıza kendiniz erişin /kendi yanıtlarınızı kendiniz türetin-verin-sunun.
vb. gibi yanıtlar olurdu.

* Kara delikler boyut kapısı mı oluyor?

Karedelikler boyut kapısı olmuyor.

(Burada bir açılım yapmak istiyorum-metni tanımlamak adına.)

(Metin bu anlamda, (karadeliğe bir yanıt sunabilme anlamında) çok karmaşık (ya da bize göre yetersiz de) olmakla birlikte, genel tema olarak sorulardan oluşur. Metnin, soru ve sorulara verilen yanıtlardan oluşması, onu, kişisel cevaplara bağımlı ve ilintili kılar.
ve bu, durumu, birazda olsa kişisel ilgilerle (anlayışlarla) sınırlı tutar/yapar. Metni sorular sınırlar. sorucu sınırlar. sorucunun düşüncesi sınırlar diyebiliriz bu anlamda.

bu metin bir evrensel bilgilendirme ya da evrensel bilgilendirme sistemi de değildir. burada bilgilendirici yok. ilgilinin sorularıdır .. ilgilinin soruşları var öncelikle...
Soruların kökenlediği bir yanıtlamada, (bunu şöyle düşünelim) yanıt sorana ve soruya bağımlı değil mi? yani kök ve ağaç gibi. Soru bir köktü cevabı o büyütebilir ve besleyebilirdi. Soru olarak ne dikildi ise o doğar ve büyür bize gelişir -geri.
Soru olarak dikiş önemlidir cevapta. büyüyen ve geri dönen cevap soru köküyle -sorunun kendisiyle bağıntılı. Neden cevap vermiyorlar diyoruz. bu bir ekin. Sorudan büyük (kökten gelişkin) cevap bulamaz bizi burda. Anlamaya zorlamazlar. Burda bir anlatma felsefesi yok. Doğurmadığınız bir sorunun henüz hiç doğmamış cevabı da burda yok-bulunamaz. İnsan aklının dikmediği bir sorunun yanıta ilişkin gelişkin ağacı burda bizi beklemez ne yazık ki. Bu metin bu anlamda ele alınmalıdır.

---

,Yanıtı isteyenin kavrayışına ve soruşuna uygun ve ne istediğine paralel yanıt gelir-türer. ya da mevcut algıya uygun yanıt belirir . Yanıt soruyu aşamaz ve türetemez- geçemezdi.. Yani bizim, mevcut-halihazırda, karadelikle ilgili gerçek bir algımız ya da bu konudaki gerçekleri kafamızda canlandırmaya uygun bir algımız, bakış açımız, yok ise? soru ne sorduğumuza bakar ve yanıt türetirdi. bu metin böyle yapar.
Yani bizim, yani soranın, karadelik soruş kökümüz de önemli burada. Bizim karadelik derken ne sorduğumuz-kastettiğimiz ve ilettiğimiz algı ve düşünce yanıtı belirler ve kökler. Bu metin bu anlamda, Bize karadelik anlatmaya, karadelik hakkında bilgi vermeye/sunmaya ve ders sunmaya kalmazdı . soruya cevabı ilintiler . Bilgi vermeyle değil - kalkmaz-tema olarak. Soru yanıtlamayla ilgili problem. soruya yönelir yanıtlar ve çekilir aradan .burdaki işlev/işleyiş budur.)

----

karedelikler (metin okumalarından edindiğim fikir üzerine anlatıyorum -aşağıda bağımsız alıntılarda geçeceğim ancak ) (bana göre kaba) bir benzetmede bize göre geri dönüşüm kutusunu temsil ediyor/çağrıştırıyor
geri dönüşümü temsil ediyor

((Geri dönüşüm kutusunu bilgisayar için düşünelim. Orada masaüstünde (masaevrenüstünde) bir simgedir sadece . Arkaplanda ise üzerine veri yazılan silenen alanlar ve veriler vardır örneğin bunun gibi düşünelim. Ordaki işlemi karadelik yapmaz-; (Bizim düşüncelerimiz bu anlamda yapay ve tuhaftır ve gerçeği kavramaya uymaz-anlayışlarımızı yenilemeliyiz bizler)
Gerçekte silme işini evren ya da bilgisayar işletim sistemi yapar ya da arkasındaki irade/parmak yapar değil mi? Tüm bunlar, dolaylıdır-bağıntılıdır ve ilintilidir değil mi? tüm bu süreçler birbirine
tek başına dönen yıldızlar görmek aptalca
Bir karadeniz diye bir bağımsız varlık (ya da alan) görüyoruz. Ne güzel karadeniz dedik karadeliğe. Karadeli bunu sevdim karadelik değil karadeli ))...
bu durumda Karedelik mutlak silinme ya da yokolmayı (geri dönüşümsüz silinmeyi-düzeltmeyi) temsil eden bir alan yüzey gibi
ama silinme güzel bir kavram yokolma değil

boyut kapısı ilginç ama değil

bir boyut kapısına ihtiyacınız yok- böyle derlerdi size. bir yerden bir yere geçmek için, çünkü yer yok derlerdi
eğer sorsaydınız onlara, size derlerdi ki; kendin, bir boyut kapısısın ve olabilirsin
bir boyut kapısına ihtiyacın yok -olmadı ve olmayacak
her yer ya da her şey bir anlamda boyut kapısıdır ya da olabilir
evrende yerler aramayın ve şeyler aramayın. bunları bırakın-bilgi herşeydir. her yer herşeydir/herşeydedir _-her şeyi temsil eder
vb...

bu konudaki alıntılar

(KH için -anlaşılmak üzere- bu tam olmasa da- hemen çok kabaca "özeçekim"_"özistenç" (kendine, yalın, bireysel ve subjektif istemenin anlatımı ya da bireysel sahip olmanınanlatımı olarak ) bunlara yakın bir kavramı/anlamı öneriyoruz...)

S: (L) Bir süre önce transkriptleri tekrar okuyordum ve bir yerde, karadeliğin mutlak yokluk olduğu ve yok olan şeylerin birinci yoğunlukta tekrar üretildiği yazıyordu. Veya birinci seviyedeki tekrar üretimin, karadeliğin bir yansıması olduğu söyleniyordu. Karadelik birinci yoğunlukla mı yoksa yedinci yoğunlukla ilgili bir fenomen mi?
C: Yalnızca 1'den 4'e kadar.

(L) KH bakımından, tabii alakalı olabilir de olmayabilir de ama, Kara Deliğin özelliğini söyleyebilir misiniz?
C: Büyük ölçekli KH.

S: (L) Yani bir varlık öylesine yüksek bir kendine hizmet seviyesine çıkıyor ki, resmen kendi içine doğru patlıyor, öyle mi?
C: Yakın bir benzetme.

S: (L) Belki de bir medeniyet bunu yapamaz çünkü medeniyet birlikte çalışmayı ima ediyor. Tek bir varlık olması gerekir.
C: Kara Delikler KH Özgür İrade bilinç yapısının doğal birer yansımasıdır. Dikkat ederseniz Kara delikler, spiral enerji güçlerinin merkezinde bulunurlar, diğer herşey dışarı doğru yayılır.

...

S: (L) Kara deliğin emdiği enerji nereye gidiyor?
C: Mutlak yokluğa.


S: (L) Peki eğer bir kara delik sürekli içine birşeyler almaya devam ederse sonunda tüm varoluşu emip bitirmesi mümkün olabilir mi?
C: Hayır.

S: (L) Neden?
C: Evren herşeyi kapsar. Kara delikler ise tüm KH enerjilerinin son durağıdır.

S: (F) Yani bu, biz veya KH olarak tanımlanan herhangi birinin, o yolda kalmaya devam etmesi durumunda en sonunda varacağı yerin bir Kara Delik olacağı anlamına mı geliyor?
C: Yakın.

S: (L) Çok hoş. Peki "mutlak yokluğa" giden enerjiye ne oluyor?
C: Mutlak yokluk, mutlak varlığı dengeliyor. Mutlak varlığın ne olduğunu tahmin edin.

S: (L) Bir tür dengeleyici güç mü?
C: "Tanrı."

S: (T) Pleiades Öğretileri'nde bahsedildiği şekliyle Baş Yaratıcı'dan mı bahsediyoruz?
C: Evet, Baş Yaratıcı.

S: (T) Baş Yaratıcı ile "Tanrı" arasındaki fark nedir?
C: Yok. Varolduğunuz sürece Baş Yaratıcı'nın bir parçasısınız.

S: (L) O halde Kara Deliklere giden şey Baş Yaratıcı'nın bir parçası olmuyor?
C: Doğru.

S: (L) Baş Yaratıcı kendisinin bir parçasını nasıl kaybedilir?
C: Baş yaratıcı bi şey kaybetmez

Ekleyenin notu:

Her ne kadar bu celsede "tanrı", "baş yaratıcı" gibi ifadeler geçse de sonraki celselerden anlıyoruz ki bu soranın düşüncesine ve sorusuna uygun bir yanıt ya da tanımlama biçimi olarak verilen bir yanıt çünkü bir başka celsede soran "baş yaratıcı" tanımını kullandığında hemen ardından "baş yaratıcı sensin (ya da baş yaratıcı -aslında- yok vb.) yanıtı gelir

yine ilerleyen celselerde soru soranlar, "tanrı" kavramına ilişkin kavrayışsal atıfta bulunduklarında gerçekten bir tanrı yok ve "tanrı bir ilüzyon" ve size göre geçerli yanıtı gelir..

Tanrı kavramının bizim için geçerliliği olan bir ilüzyon olabileceği üzerinde durulur ve celselerde tanrı kavramı, tüm varolanı temsil ederek (ve tüm varolana atıfta bulunarak bazen) yapay olarak kullanılmaktadır. Ancak bu anladığımız kadarıyla bu bizim bildiğimiz ya da sandığımız anlamda bir tanrı düşüncesini temsil ve ifade etmiyor. Kavramsal olarak kulanılıyor burda...

Ve yine celselerde her fırsatta;
tanrı-köken, kaynak (merkezi güneş-merkezi varlık, güç varlığı, merkezi otorite-mutlak varlık-mutlak güç varlığı) gibi tanımlamların ve kavramların olamayacağı, geçersizliği sıkıca belirtilmektedir.
 
Son düzenleme:
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst