Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

yazar yazamaz

Yeni Üye
23 Nis 2011
57
1
6
heer sabah
yeniden doğurmalısın kendini
okumayı konuşmayı dinlemeyi yaşamayı..
yenideen öğretmelisin..
bakarsın dünden daha muhteşeem olmuşsun

(Abdülfettah Efendi)
 

iuflsfozkn

Yeni Üye
8 Ocak 2011
641
0
16
39
iç çamaşırın yaptığını bile yapamayanlar görüyorum...üzülüyor ve sakınıyorum kendimi
 

yazar yazamaz

Yeni Üye
23 Nis 2011
57
1
6
tik tak.. tik tak..
guuguk.. guuguk..
saat yirmi dört
ben ...... ...

tik tak..
tik..
tak.....ıldım..
tak ile tik arasında kaldım..
...........
tik tak.. tik tak..
saat yirmi dört sıfır altı..
tik tak.. tik tak..
geldim geldimm..
kusura bakmayın..
Tanrı'dan taktik aldım..

tak tik.. tak tik..
tak.. tik..
............

aman efenim lütfen
ne kandıra ne bandıra
sevelim sevelimm
ballandıra ballandıra

ve eheveet..

sörfüsefer

yine yeni bir yolculuk yine yeni bir mahlas
ne aşktır aradığımız ne adam elde fener
bakarız hep ilişmişmiyiiz.. gelişmişmiyiz
reenkarnasyon dedikleri bizde seyrüsefer
............
hoşluklar içinde kal ey seyrüsefersever..
 
M

monaliza

Ziyaretçi
"KARA"lamak değil, buranın amacı, içindekileri tüm doğallığınca kelimelere,cümlelere dökmek. Önceleri siyah, sivri uçlu karakalemlerle beyaz kağıtlara yazdığımız gibi. Şimdi ise kara klavyelerle gri zemine yazıyoruz burada içimizi.

AKLAMAK; Gerçek anlamda. Bugün BERAAT KANDİLİ. İçimdeki tüm kara noktaların yok olması ve tüm insanlığa hayır getirmesi dileğimle.
 

hilalgkb

Yeni Üye
6 Ocak 2011
49
0
0
29
Bana mesafelerden bahsetme
Nokta.gif
cennet ve cehennem arası bile belki de birkaç günah farkı!

OguzBaL
 

iuflsfozkn

Yeni Üye
8 Ocak 2011
641
0
16
39
Sözlerimi geri alamam
Yazdığımı yeniden yazamam
Çaldığımı bastan calamam
Bir daha geri donemem
 
22 Şub 2009
426
0
0
54
korkacaksın.

Sana çekilen her bıçağı kınında,

Cevabını bilmediğin bir başka soru gizlidir çünki.

Bu sona nasıl geldim diyle soruyorsan kendine.

Sorduğun ilk sorunun cevabını sormalısın kendine.

Her cevap bir bilinmeyene çıkar çünki bu oyunda.

Çözüme en yaklaştığın yerde aynı anda

Hepsi birden hücum ederler üstüne.

Bulmacanın sonuna geldiğinde tek bir soru çıkmaz karşına.

Tüm sorular aynı anda sararlar etrafını.

Bulmacayı sonunda bitireceksen eğer,

Öyle bir cevap bulmalısın ki bütün soruları cevaplasın.

Oyunun sonu yaklaştıkca

Karanlık çıkmaz bir sokakta bulmaz insan kendini.

Oyunun sonunda her yol ayrı bir sondur.

Artık birini seçemezsin, her yerde olmalısın.

Her şeyi bilmelisin. Çünki bir hata, gözden kaçan tek bir söz,

Herşeyi kaybetmek demek.

Oyunun sonuna geldiğinde anlarsın ancak

Artık kuralların geçerli sayılmadığını

Anlarsın çoktan tükenmiş gidecek yerleri.

Buraya daha öncede gelmiştim.

Bir daha gelmeyeceğime yemin etmiştim diyorsan eğer.

Neyi nerede yanlış yaptım diye soruyorsan

Ya çaresiz yaslanacaksın arkaya

Teslim olmanın huzuruyla olacaklara.

Yada boğuşacaksın bir anda etrafını saran dev dalgalarla.

Nerde yanlış yaptım, neyi eksik yaptım da başladığım yerde

Buldum kendimi diye soruyorsan eğer kendine.

Çekil bir süre kendi köşene, bırak su kendi çatlağını bulsun.

İzin ver de kuklalar içlerinde sen varmış gibi oynasınlar kurduğun bu oyunu.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
bütün soruları yanıtlayan çıkmış mııdır?

anlamlı, düşündüren dizelere teşekkür ediyorum
 
22 Şub 2009
426
0
0
54
her şey soruyu nasıl algıladığımız ve anladığımız ile ilgili derim. eski bir söz vardı tam hatırlamıyorum; çözümün bir parçası değisen soru-nun bir parçasısındır..

ben tşk ederim nejdet dost.
 

telrunya

Yeni Üye
18 Kas 2009
531
2
18
35
Yine sabah olacak, yine yeni bir gün başlayacak ve ben yine öleceğim.
 

kestanmis

Yeni Üye
21 Tem 2011
110
0
0
33
Odamın kapısının koluna "yaşıyorsun" yazılı bir kağıt yapıştırılmıştır. Her sabah odamdan çıkarken o kağıt yüzümde bir tebessüme neden olur. "Yaşıyorum ya" diyerek başlarım güne.

O kelimenin bana anlattıkları:

Eğer varsan, nefes alırsın. Nefes alırsan, konuşursun. Konuşursan, sorarsın. Sorarsan, düşünürsün. Düşünürsen, araştırırsın. Araştırırsan, tecrübe edersin. Tecrübe edersen, öğrenirsin. Öğrenirsen, büyürsün. Büyürsen, arzularsın. Arzularsan, bulursun. Ve eğer bulursan, şüphe edersin. Şüphe edersen, sorgularsın. Sorgularsan, anlarsın. Eğer anlarsan, bilirsin. Bilirsen daha çok bilmek istersin. Eğer daha fazla bilmek istiyorsan,

yaşıyorsun...
 

kestanmis

Yeni Üye
21 Tem 2011
110
0
0
33
Lisede matematik hocam vardı. Öyle 'ben anlatırım öğrenci anlarsa anlar anlamazsa banane' diyen veya içinde pek birşey bulunmayan kitapları anlatmayı eğitim sanan hocalardan değildi. Kutsal meslek tanımının hakkını veren bir hocaydı.

Çokca şey anlatırdı. Siyasal görüşünü, dini görüşünü, hayat felsefesini ve daha birçok şeyi. Bende defterin kenarına yazardım bazılarını. Onlardan sadece biri:

Her cümlenin sonuna mutlaka soru işareti koyun?

Sizce bundan daha değerli bir eğitim olabilir mi?
 

iuflsfozkn

Yeni Üye
8 Ocak 2011
641
0
16
39
Balyoz davasından tutuklu emekli ve muvazzaf subayların eşleri Vardiya Bizde diye bir platform oluşturmuş, Silivri yerleşkesine çadır kuracak, 5 Eylül'de oturma eylemine başlayacaklarmış.
En doğal haklarıdır! Yeni Türkiye'nin mis gibi demokrasi kokan çayırına çimenine çadır kurup dava sürecini eleştirebilirsiniz; kimse de kılınıza dokunamaz. Ama, Balyoz eğer beynimizde patlasaydı, bizler yargılanıyor olsaydık Silivri'de, acaba eşimiz, anamız çadır kurup dava sürecini eleştirebilir miydi? Ne haddine! Dipçiği yediği gibi kanlar içinde serilirdi yerlere. Sakın itiraz etmeyin! Bunları yaşadım çünkü.

Sonbahar olmasına rağmen sıcak cayır cayır yakıyordu Ankara'yı. Ayağımda kot pantolon, sırtımda gömlek, hazırolda duruyordum. Sıkıyönetimde görevli Şahap Binbaşı, çardağın altında buzlu rakısını yudumluyordu. Bana çardağın hemen önündeki süs havuzuna girmemi emretti. Girdim. Su ancak dizlerime kadar geliyordu. "Otur!" diye bağırdı. Oturdum, "Kalk!" Kot pantolon, ikinci bir deri gibi yapışmıştı bacaklarıma. "Çık havuzdan it oğlu it!" Çıktım. "Eğil!" Dizlerimi tutarak eğildim. Çam yarması gibi, bir astsubay Kırıkkale tüfeğinin harbisiyle vurmaya başladı belime, baldırlarıma, bacaklarıma. Yığılıp kaldım bilmemkaçıncı darbeden sonra. Kendime geldiğimde yıldırım merkez komutanlığının bodrumunda, küçük bir odadaydım. Mamak'a götürülünceye kadar da o odada kaldım.

Peki suçum neydi? Kemal Tahir'in Yorgun Savaşçı, Devlet Ana ve Kurt Kanunu adlı kitaplarını yayınlayan yayınevinin yöneticisi olmak! Ne sorguya çekildim, ne mahkemeye çıktım... Darbe yapmaya kalkışmadım, andıç yayınlamadım, seçim sandığını tekmelemedim, rahmetli Kemal Tahir'in kitaplarını yayınladım; o kadar! Ve bu yüzden dört kez götürüldüm Mamak'a. Ve bilmemkaç kez falakaya yatırıldım. Ama kimse çadırlar kurup ben ve benim gibi onbinlerce inim inim inleyen kişi serbest bırakılsın diye gösteri düzenlemedi, düzenleyemedi! Sizse eşleriniz için düzenliyorsunuz efendim. En doğal hakkınızdır. Biz itilip kakıldık postal cumhuriyetinde. Siz, en azından sövüp saymayın yeni, demokratik Türkiye için çaba harcayanlara! (Aziz Üstel - Star)


yorum yapmama gerek var mı???
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst