İslamiyet

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Din Bilimleri kategorisinde fides tarafından oluşturulan İslamiyet başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 15,376 kez görüntülenmiş, 66 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Din Bilimleri
Konu Başlığı İslamiyet
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan

efefel

Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
202
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
39
şunu eklemeden rahat edemem.
herkim olursa olsun herhangi bir inanışa düşmanlık besliyorsa
ve o inanışa sahip olan insanları saçmalık içinde buluyorsa o insanın metabolizmasında bir zafiyet vardır derim.
ben şu an dünyanın her noktasındaki tüm her dini saçmalık olarak görmem kesinlikle.
kaldı ki İslamiyet gibi mükemmel ötesi bir yaşam tarzını öngören huzuru öngören benzersiz bir din
ve bu dinin benzersiz kitabı Kuran ı Kerim hakkında boş ve saygısız tavır içinde olmak korkulası birşeydir.
ve iğrençtir.
Dinimi yani İslamiyeti ve inanışı düşünmeye başladığımda da şimdide böyle bir tavır içinde olmadım olamam.
tek yapmak istediğim şey artık ne kadar güvenilir tartışılır ama mantığa dayalı düşünmek.
eğer mantığıma %100 güvenmiş olsaydım hem bu çelişkili bulduğum durumu paylaşmaya gerek duymazdım hemde bu tüm diğer mantıkları bir köşeye itmemi sağlamış olurdu.
Bu nedenle tüm İslamiyeti benimsemiş saygıdeğer arkadaşlarımın affına sığınarak
bu çelişkilerimi paylaştım
...
 

birebir

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Şub 2010
Mesajlar
115
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
'''''''''''Mantığımın almadığı şeylerle karşılaştım.
Örneğin;Allah en geçmişten beri şeytan ı yaratacağını ve şeytanın tutumunu biliyordu
insanları yaratacağınıda biliyordu ve yarattığı insanların birçoğunun cehennemde yanacağınıda
azap çekeceğini bildiği acı çekecek olan topluluk yarattı.
*Şeytan o kadar ilim sahibi bir cin olarak Rabbine karşı çıktı neden;Rabbinin ona vermiş olduğu yüksek kibir duygusu yüzünden.
*Yine bu ilimli İblis ki amacını çok merak ediyorum insanları yoldan çıkaracağını belirtiyor.
o neden insanların yanmasını istiyor?
*İnsanların üreme organları çirkin yer olarak tabir ediliyor.
*sağlıklı bir insan kendi merhamet duygusuyla bir insanın yanmasına sebep olmak istemez ama merhameti sonsuz olan bunu yapabiliyor.
*Şeytan karşı çıkmasaydı insan cennette kalıcaktı(Adem-Havva)''''''''

Merhaba Efefel,

yazının tamamını alıntılamadım yer işgal etmesin diye,soruların bunlar bende bildiğim kadarıyla yanıt vermeye çalışayım..

Sevgili Efefel,

Kurandaki birçok anlatım benzetme ve mecazdır,o Kuran kendisi için şöyle der;Bu ayetleri çifter anlamlı olarak indirdik.Buradan anlaşılan şudur;bir gülün en dıştaki de gül yaprağıdır en içteki de,baktığında ikiside gül yaprağıdır ama tek farkla,aynı yaprak değillerdir.Kaynağı ve özellikleri bir olan yaprak---lar,diye birbirinden ayrılır..öncelikle kuranı bu açıdan değerlendirmelisiniz..dünya ve ahret için benzetmeler,insan için olanları ve daha niceleri..bir misal vereyim..dünyada kötü olan kişi için Kuranın benzetmesi şudur;Binasını yıkılmaz şekilde inşa etti ama o binayı dere yatağının yanında inşa etti..ve su bir gün kabardığında o bina yerle bir olur...veya dünya hayatının geçiciliği için;o bir üründür ki çok bereketli görünür ama sonra bir sıcak rüzgar eserde o otları kupkuru ve dağılmış görürsün..burada kuran bize benzetmelerle teşbihlerle anlatım yapar..devam edeceğim..
 

birebir

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Şub 2010
Mesajlar
115
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Allah şeytanın isyan edeceğini bildiği halde onu niçin yarattı..?

Bu sorunun cevabını bilemiyorum,bildiğim ise onun insandan evvel yaratılmış olmasıdır.

İnsanların üreme organı niçin çirkin yerler olarak anılmış..

İşte mecaz buradadır..insanın üreme organları çirkin değildir..ayette mecaz vardır,şu ağaca yaklaşmayın yani emrimi çiğnemeyin..şeytan onları kandırdığında onlar emri çiğnemiş oldular burada açığa çıkan çirkinlik şudur;insanın doymazlığı,harisliği,bencilliği vs..açığa çıkan budur..Cennetin yaprakları arasına sığındılar yada yapıştırmaya başladılardan kasıt,kendi hatalarını anladıklarında Allah karşısında bir korku duydular..en azında cennetin otlağında gizlenmeye çalıştılar...

*Şeytan karşı çıkmasaydı insan cennette kalıcaktı(Adem-Havva)''''''''

Sevgili Efefel,yaratılan melek değildir insandır,melek tek yönlüdür ama insan çok yönlüdür..içindeki kötüye rağmen iyiyi seçebilmek onu meleklerden haliyle üstün duruma getirmektedir..Allah tek yönlü yerine içinde iyiyide kötüyüde barındıran ve özgür bırakılan bir varlık yaratmak istemiş ve yaratmıştır..

İblisin amacını merak etmişsiniz..

İblisin sorunu haklılık sorunudur..iblis haklı olduğunu düşünüyor.Çünkü insanın kof olduğundan hatta aşağılayarak çamurdan yaratıldığını söylüyor ve böyle bir varlığın kendisinden üstün olamayacağını hesap ederek ve haklılığını ispat için Alllahtan bir de süre alarak bunun sağlamasını yapmak istiyor..haklılık ile alakalı bir yazımı asıyorum..

şeytan ilim sahibi değil,eğer öyle olsaydı haklılığını ispata çalışmazdı..umarım yardımcı olabildim.Buyrunuz..
 

birebir

Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Şub 2010
Mesajlar
115
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
HAKLILIK VE ZULÜM

Zulüm fiil,işleyen fail zalim..

Şimdi dikkat edin..

Zulüm ve Haklılık...

Davosta başbakan tayyip günahsızları öldürüyorsunuz dediğinde,peres ise ''onlar sürekli bize füze atıyor ve kalabalık yerlerde bombalar patlatıyorlar,siz olsanız ne yaparsınız''demişti..

Oysa aynı kafa,bop eş başkanı olmakla övünüyor bununla da yetinmiyor inancının kitabına ters yönetim ve rejimle insanların huzursuz,umutsuz ve yoksul yaşamasına göz yumuyor ve 7 yıl evvel verdiği sözleri tutmamasıyla HAKLILIĞINI ispat ediyor,elbet konumuz onların konumları duruşları değildir,biri diğerine ALLAHINDA DESTEĞİYLE! zalim derken,diğeride bu kafayı kendi haklılığına bir haksızlık olarak görüyor.

Haklılık psikolojisi ve problem.

Düğüm nerede?

Zalim ve zulüm o kadar casus kavramlardır ki,siz asla farkına bile varmadan üzerinize yapışırlar,elbet bunun farkındalığında olmayan BÜYÜK ÇOĞUNLUK,sürekli birbirlerini zalim olarak anarlar..işin ilginç olan tarafı,insanın haklı olduğu zannı,onun üzerine yapışan zalim zulm kavramlarının ÜZERİNİ ÖRTER..

İnsan psikolojisinde otoriteye itaat öyle yoğun bulunur ki,öldürme ve katletmede bir haklılık payını hep kendinizde bulursunuz..sorumluluğu otoriteye bile tek başına yıkmak aslında yeterlidir kişi için..emir kuluyum cümleside aynen bunu ifade eder,yani ben irademle bunu yapmadım,benim iradem otoriteye teslim idi ve kabullenmeme gibi bir LÜKS'üm asla olamaz..

Otoriteye şartsız itaat,sorumluluğu kabullenmese bile gerçekte liderlere duyulan YÜKSEK SAYGI'nın altında,kişinin kendisini bir hiç olarak görmesi yatar..bu hiçlik duygusu,itaat ile aşılmaya çalışılır..ve vicdan adına zihinleri işlemez hale getirir..

Yeryüzünde insanlardan biri bile yoktur ki zihnini işlettiğinde,kendisinin zalim olduğunu,kendi benliğine haykırmasın..dünyada sadece onlar kendi benliklerini kınarlar ve zalim olarak vasıflandırırlar..bu gurubun dışında kalan insanlıktan her birey asla zalimliği kabullenmez,onlar HAKLIDIR VE MASUMDURLAR..

Masum olmak bu kör zihinlere göre, çoğunluğun yönünü takip etmek,düzenin ve işleyişin devamlılığında yanılmak,birbirinden güç almak ile mümkündür..plajda çocuk katletse bile o çocuklar masum değillerdir.
Ebu cehil lakabını taşıyan adam,kendi sistemine göre masumdu ve elçi bir ara bozucu,bir fitne ve fesattı..

İnsanlığın en ortak oldukları nokta,masumluktu..Fravunun savunmasında elçiler,fitne ve fesat çıkarmak isteyen kişiler olarak işaretlenmişti çünkü onun içinde bulunduğu yaşantı,o kişiyi insan boyutundan ilah boyutuna taşımıştı,bu büyüklenmenin artık son raddesi idi ve masum olan fravun hakkı olduğuna inandığı payı kaptırmamak için çaba sarf etti.

Cehenneme ilklerden sonra olarak sürülenler,ilklere şunu derler;biz size uymuştuk ve SİZİ DOĞRU YOLDA SANIYORDUK..gidişatın sistemin normal olduğunu,sizin tavrınıza bakarak söylüyorduk ve bu sebeple,zıt tavır gösterenleride haksız buluyor hatta onların haksız olmaları sebebiyle ölümü hak ettiklerini düşünüyorduk.

İnsan,habis fikri fısıldayan iblisi bile O GÜN suçlamak ve kendisinin masum ve mazur olduğunu ispat etmek için çabalar durur.İnsan işte bu haliyle bu formuyla gerçekten tam bir ağlak.Ben etmedim o etti.Neden?Çünkü ben suçsuzum.

Iraktan dönen askerlerin büyük çoğunluğuna psikolojik tedavi uygulanıyor,bunlardan bir kısmı ZALİMLİĞİNİN İDRAKIYLA intihar ediyor ve bir kısmı diğer insanlara yardım için çırpınıyor ve bir kısmı artık HAYVANLAR GİBİ KISMEN OTİSTİK bir moda geçiyor ve son kısım ise MASUM olduğunu düşünerek yaşamına kaldığı psikoloji ile devam ediyor.Son kısmı es geçelim,nedir bu insanlarda olan değişim?

Kendi yurduna döndüğünde ne savaşın nede kanın esamesi bile okunmuyor,kimi yerde insanlar birbirine yardım ederken DAHA NET görülüyor ve cenazelerde taziyeler bildiriliyor.Kişi,haklılık psikolojisiyle orada işlediği fiillerin,döndüğü ortamda karşılığının bulunmadığını görmesiyle ortaya yeni bir mazeret çıkıyor;kandırıldık.Kimileri bu haklılığını,meydanlara inip savaşı ve sistemi protesto ederek ispat etme gayretine KENDİ SUÇLARININ VİCDANDA AFFI için sarılıyor.Ama iş işten bir kere geçmiş oluyor ne yazık.

Dünyanın tüm geçmişine bakıldığında aslında birbirlerini zalim olarak vasıflandıran,birbirini karalayan,haklılık adına hınç duyan ve haklılığın verdiği masumluk duygusuyla ortalığı kan gölüne dönüştüren bir seyre şahit oluruz.Çünkü insan az düşünür,hamuru aceledir ve kolay etki altına alınır.Etki altına alma araçları olmasa bile bir kişinin alafıranga tabirle cool olması diğer tarafta bir itaat hissi uyandırır.

İtaat araçlarını net belirlemiş kurumlar ve kişiler,itaat istediklerinde bu araçları imkanları ölçüsünde kullanır.Yazar,aydın olmanın bile kıstası;bağırsaklarında sanki gaz varmışcasına bol eeeeli ve eövlü uzatmalarla konuşmak,uzak ve yakın diyarların fantastik film jönleriymişcesine bir görüntü ile ortaya çıkmaktır.Bu kendince,HAKLILIK payını artırma çabasıdır,haklıysa mazur ve kabul edilebilirdir söylenen her ne kadar absürt olsa bile.

Kuranda aklın önemine sürekli değinilir.Akıl işletildiğinde sorgulama devreye girer ve neticesinde VİCDAN İLE ASİ olma süreci başlar.Şuayb peygambere; ''senin salatın mı sana emrediyor''söylemi AKILSIZLIK İLE ASİ olma sürecidir.Asi çünkü haklı.Ama iş öyle değil.

İnsanlığın serüveni ne yazık akılsız asiler tarafından belirlenmiş.Tüm haklılıklarına! rağmen ve dünya,bu haklılık bağrışmalarıyla haksızlığa boğulmuş durumda hemde haklılar! eliyle.
 

aqua

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ocak 2011
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Google'dan birşey aratırken rastgeldim ,yazılanları şöyle bir taradım ve yazma gereği duydum.Tartışılan muhtelif konulara temaslarda bulunacağım.


İnsan kendisinde hazır bulduğu akıl ve iradesini, vicdanının ritmiyle kullandığı ölçüde, onu Yaratan, kendisine ulaşan yolları gösterecektir.Yaratanını tanıyabilmesinde bir mihenk olan benliğe "ene,ego" güvenip,dayanıp onun ritmiyle akıl ve iradesini kumanda ettiği ölçüde de balon gibi benliğini şişirecektir.


Kötü'nün, şer'in yaratılması şer değil kullanılması şer'dir.Ateş insanın hizmetine sunulmuş faydaları tartışılmaz(ısınma,pişirme vs..) yaratanın ,kötüye kullanılacağını bilmesi,ocaklar söndüreceğinibilmesi yaratılmasının abes olmasını gerektirmez.Şeytan ise başta kendisi imtihan olmuş(benliği onu kibirlenerek kıyasa götürmüş) ,kaybetmiş ve insanlara da imtihan aracı olarak gönderilmiştir.Şeytan ;insanın iradesini kullanmasını kamçılayan bir etkendir,kendisini geliştirmeye yarayan ve kalite farklarını ortaya koyan bir zemberektir.Şeytan insana vesvese verirken ;içinden gelen sesin vesvese olduğunu ayırt edecek seviyeye gelmişler için gafletten uyanmaya vesiledir.(Çok uzamaması için ayrıntıya girmiyorum)


Kitaplar ,peygamberler 'insan kullanım klavuzları'dır,yaşanmak için gönderilmiştir,sadece konuşma konusu-yorum yapmak için değil. "Halkın çoğu fihristte kaldı. Kitabı okuyamadı. Sen kitabı okumaya bak".(Mevlana k.s.) . Yani uzaktan seyretmekle olmuyor derya'ya yönlemek lazım. "Ayakların nişanı sahile kadardır".(Mevlana k.s.) .Akıl ayağı da insanı sahile kadar taşır ondan sonra derya'ya dalınır ,derya'ya dalmayan da 100 yıl derya'dan bahsetse ,seyredip dursa hissedeceği; varsayım ve hayalden başka birşey değildir."Tanımamaktan beter hastalık yoktur. Sevgili şahdamarından daha yakın, ama haberin yok." (Mevlana k.s.)


Doktorun verdiği reçeteyi yarım yamalak kullananlara ,zamansız kullananlara değil ,reçeteye bakmak ve kullanmak lazım.
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Aqua hoş geldiniz .., yazınızı okuyup sızinle tartışmaya başlayacağım lütfen yardımcı olunuz
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Sayın Aqua söyledikleriniz doğrudur . Fakat bunlar bilimsel bir yapıya sahip değildir inanç konusudur ve bilim inancın ispatlanmasi için yapılacak bir sey değildir . Saçmaladim. Demek istediğim bunlar akla ters değil ama akıl yoluyla bulunması kolay değil yani şeytan akıl ile ispatı yapılabilir mı . Şeytan nasıl bir sey var mıdır? Varlığını nasıl kanıtlarsınız ? Diye sorarlar adama . Ben size inanç olarak katilmaktayim söylediklerinizde yanlış göremedim . Fakat inanmayan için ne kitap bir gerçektir ne peygamber . Biz neden inandığımızı biliyor muyuz biz inançlılar için o önemli yani imanımız sağlam mı bu önemli fakat is bilime gelince Kur'an i Kerim böyle diyor peygamber böyle diyor diyemeyiz . Cevap bekliyorum benim eksiklerimi söyleyiniz
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Ah Efefel ah bı inanamadın gitti . Kardesim ben inanmayı sectim diyemem çünkü doğduğumda böyle idim. Ki bu bir lütuf Cenab i Hakk tan . Şimdi artık ben bu inancı icsellestirmeye çalışıyorum yani hakiki iman nasıl bir sey ona ulaşmaya calisiyorum . Bilim dediğimiz sey sadece objektif bir yapı değildir . Bilim hayatın manevi kısmı için bir dayanak olamaz bizi huzurlu kilamaz . Bedeni rahat ettirebilir fakat ruhu sıkıntılarından kurtaramaz . İnsan iki taraflı mont gibi farklı iki boyutu var ve ikisinin ihtiyacları farklı farklı. Biri çok yemek ister biri az , biri lüks ister digeri sadelik bu hangi mite bakarsak hangi felsefeye bakarsak bunu görebiliriz sapkin olmayanları kastediyorum . İnsan içindeki sese kulak vermeli o vicdandir ve insanı yanıltmaz . Daha sonra konuşuruz . Sabrıniza mutesekkirim
 

aqua

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
20 Ocak 2011
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
bunlar bilimsel bir yapıya sahip değildir inanç konusudur ve bilim inancın ispatlanmasi için yapılacak bir sey değildir .
Biz neden inandığımızı biliyor muyuz biz inançlılar için o önemli yani imanımız sağlam mı bu önemli fakat is bilime gelince Kur'an i Kerim böyle diyor peygamber böyle diyor diyemeyiz .


Her canlıyı tüm ayrıntılarıyla temsil eden genetik şifrelerin faaliyet emri nereden geliyor? DNA'sı, RNA'sı ile hücrelerin hayatiyetini ve atomların faaliyetini sağlayıp, düzenleyen ne? Maddî bütün sebepler hazırken, neden onca araştırmadan sonra, "Hücreye hayat-ruh verilemez" diye itirafta bulunuluyor? "

Her şeyi maddiyatta arayanların akılları gözlerindedir, göz ise maneviyatı göremez. Bilimsel ıspatlara girmedim, bilim zaten herşeyin sistemli ve aklî bir şekilde tasarım harikası olarak yaratılmış olduğunu ortaya koymaya hizmet ediyor, "görene'dir görene ,köre nedir köre ne? " demişler.Bilim tefekkür edip harekete geçirmeye yarayan bir araçtır,bilim'i putlaştırmamak lazım.Güneşin varlığına delil,yine güneştir;delil ararsan güneşten yüz çevirme." (Mevlana k.s.)

Sanat eserlerini ibretle seyreden, bir Sanatkarı olduğunu teslim eder ve eserlerini ortalıkta başıboş bırakmayacağını bilir.Sergide Kendisi görünmüyorsa en azından eserlerini tanıtacak bir rehber bir broşür bırakacağını akleder.

• Fakat senin aklın, fikrin renklere takıldı kaldı; renklerde kayboldu da, bu renkler nûru görmene perde oldu.
• Gece gelip de, renkleri örtünce, renkler görünmez olunca, rengi görmenin ışığa, nûra bağlı olduğunu anlarsın.
• Dışarda nûr, ışık olmayınca, renk görmenin imkânı olmadığı gibi, gönül âleminin, iç âlemin renkleri için de bu böyledir.
• Bu dışarda görülen renkler, güneşin ve süha yıldızının ışığı ile görünür. İç âlemin renkleri ise, ancak Allah'ın yücelik nûrlarının aks'i ile belli olur.(MESNEVÎ)

 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Sayın Aqua bilimin işlevi konusunda da haklısınız . Fakat her oyun kendi kurallarına göre oynanıyor . Bilim aklın oyun alanıdır yöntem aklın her sorusuna cevap bulabilmektir biz DNA ya verilen bir emir vardır dersek bu oyun kuralları gereği bu emri maddede aramalıyız yani emri ilahi bir güce bağlamak kural dısı olur.
Bunlar böyle..
Biz din ile bilim i birleştirmeli miyiz yani bilim Yuce Allah i daha iyi tanımaya hizmet etmek için mı yapılmalı ? Asıl bunun cevabını aramalıyız.
Zaten biz Allah in varlığına inanıyoruz ve bu inanç için bilim e ihtiyac yok . Peygamber var kitap var . Biz bırakalım bilim oyununu oynasın mı ? Ya da biz onun yöntemiyle onu oynamaya devam mı edelim ya da ona yeni Birr amac mı verelim
 

haldun

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Eki 2011
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Sayın Aqua söyledikleriniz doğrudur . Fakat bunlar bilimsel bir yapıya sahip değildir inanç konusudur ve bilim inancın ispatlanmasi için yapılacak bir sey değildir . Saçmaladim. Demek istediğim bunlar akla ters değil ama akıl yoluyla bulunması kolay değil yani şeytan akıl ile ispatı yapılabilir mı . Şeytan nasıl bir sey var mıdır? Varlığını nasıl kanıtlarsınız ? Diye sorarlar adama . Ben size inanç olarak katilmaktayim söylediklerinizde yanlış göremedim . Fakat inanmayan için ne kitap bir gerçektir ne peygamber . Biz neden inandığımızı biliyor muyuz biz inançlılar için o önemli yani imanımız sağlam mı bu önemli fakat is bilime gelince Kur'an i Kerim böyle diyor peygamber böyle diyor diyemeyiz . Cevap bekliyorum benim eksiklerimi söyleyiniz

bizde söyleriz o adama

Şeytan cin taifesindendir ve dumansız bir yalın ateşten yaratılmıştır. Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurmuştur: "Melekler nurdan yaratıldı; "cin" ise dumansız bir yalımdan yaratılmıştır." (Fahreddini Razi, Tefsir-ül Kebir)
(Allah, ona) şöyle buyurdu: “Sana emrettiğimde, secde etmekten seni men‘ eden nedir?” (İblis) dedi ki: “Ben ondan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın!” (A’râf:12)
 Şeytan ‘ın asıl adı Azazil idi. Allah’ın (cc) Hz. Adem’e (as) secde etme emrinden yüz çevirip kibirlenerek isyan etmesinden sonra iblis ve şeytan isimlerini aldı.

İblis kelime anlamı "hayırdan, pişmanlıktan ve üzüntüden kesilmiş, hayırlı olmayan" anlamına gelir.Kur’ân-ı Kerim’de de "her türlü hayırla ilişkisi kesilmiş" (Nisa, 117) olarak bildirilmiştir.”
Sonra Hz. Âdem’i Cennet'ten çıkarmaya çalıştığı andan itibaren Allah’ın rahmetinden tamamen uzaklaştığı için de “Şeytan” adını almıştır.
“Hani meleklere: “Âdeme secde edin!” demiştik; İblis hâriç, hemen secde ettiler. (O,) cinlerden idi de Rabbinin emrinden çıktı. Şimdi beni bırakıp da onu ve zürriyetini (kendinize) dostlar mı ediniyorsunuz? Hâlbuki onlar size düşmandır. Zâlimler için (bu) ne kötü bir değişmedir.” (Kehf: 50)
Şeytan, Hz. Âdem yaratılmadan önce, yaptığı ibadetle makamı yükselerek yedinci kat semaya kadar çıkmıştır. Sahip olduğu makamlara şükretmek yerine, kendi nefsine mal ettiği için zamanla kibirli bir mahluk olmuştur.
Hz. Âdem yaratılıp, meleklerle beraber İblis'in ona secde etmesi emredilince, bu İblis'in duygularına dokunmuş ve iç yüzünü ortaya çıkarmıştır. Kibrinden dolayı secde etmeyip Allah’a(cc) isyan etmiş ve kendisine verilen mühleti Âdemoğlunu azdırmak için kullanacağına and içmiştir.İblis; mühlet verildikten sonra da; şükür ve düzelme yerine gitmeyerek, ona verilen tövbe etme şanslarını da kullanmayıp hiçbir şekilde tövbe etmeyi düşünmemiştir.
Hayır ve iyilik hisleri tamamen iptal olmuş, iyiliğe kabiliyeti olmayan şeytan; yaptığı kötülüklerden, insanları saptırmaktan müthiş bir zevk ve lezzet alır. Saptırdığı insanlar ne kadar çok olursa lezzeti de o kadar artar. Bunun içindir ki şeytanın cehennemlik olması onu hiç rahatsız etmeyerek, azgınlığını daha da arttırmasına sebep olur.
• İnsandaki kuvvelerden gelen şerre sevk edici hisler ve sesler şeytanın varlığına delildir.
(Şeytan) onlara (uzun ömür, ardı arkası kesilmez dünyalık emeller) va‘d eder ve kendilerini boş temennîlere sevk eder. Hâlbuki şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey va‘d etmez.(Nisa:120)
Resulullah (sav) buyurdular ki: “Şeytan da, melek de insanoğluna sokularak onun kalbine birtakım şeyler atarlar. Şeytanın işi kötülüğe çağırmak, sonu fena ve zararlı olan şeylere teşvik etmek ve hakkı yalanlamak, haktan uzaklaştırmaktır. Meleğin işi hak ve hayra, iyiliğe çağırmak ve kötülükten uzaklaştırmaktır. Kim içinde hakka, hayıra, iyiliğe çağıran bir ses duyarsa bilsin ki bu Allah'tandır ve hemen Allahu Teala'ya hamdetsin. Kim de içinde şerr ve inkara çağıran bir fısıltı duyarsa ondan uzaklaşsın ve hemen şeytandan Allah'a sığınsın.” Resulullah (sav) bu sözlerine şu mealdeki ayeti ekledi: “Şeytan sizi fakir olacaksınız diye korkutur, size cimriliği emreder..” (Bakara 268). (Kütüb-ü sitte)
İnsan kâinatın küçültülmüş bir minyatürüdür. Bu özelliğinden dolayı kâinatdaki bütün âlemlerin numuneleri insanda da mevcuttur.
Mesela hâfıza kuvvesi, âlemdeki Levh-i Mahfûz’un bir numunesidir. Hayâl kuvvesi kainâttaki misâl âleminin numunesi olmakla varlığının birinci delili olmuştur.
Kalbin bir köşesinde bulunan ve insana şeytandan vesvese getiren lümme-i şeytâniye denilen yerin varlığı, kâinattaki ruhani varlıklardan biri olan şeytanın varlığına bir delildir.
Vesvesenin tam tersine ve hatta çoğu zaman vesvese ile aynı anda duyduğumuz iyiliğe çağıran manevi hisler ve sesler de şeytanın düşmanı olan meleklerin varlığının insani kesin bir delili olur.
 

haldun

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
21 Eki 2011
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
İslamiyete Bakış Açınız ?

olumlu ise neden olumlu olumsuz ise neden olumsuz ama öncelikle şunu söylemeliyim amacımız karalamak,iftira atmak,dogru cıkarmak olmasın amacımız dogruyu ögrenmek olsun at gözlüğü olmadan yazalım lütfen
 

alpine

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2009
Mesajlar
480
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Olumsuz. Nedeni ise bilime aykiriligi dikte etmesi, sorgusuz iman beklemesi.
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Olumsuz. Nedeni ise bilime aykiriligi dikte etmesi, sorgusuz iman beklemesi.
Dediğim gibi bana İnan alpine dostum bak hem sana dost hem bilime dost...
Yoncaevcimik geldi aklıma neyse

Ya kardesim ıslam dindir , bilim tecrübelerin bileşkesi... Yapmayın etmeyin aynı kefede tartmayın ...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Islamiyet te diger din felsefeleri gibi bir din felsefesidir. O cografi bolgeye mahsus ibrahimi dinler olan yahudilik ve hristiyanliktan sonra gelen ucuncu ibrahimi dindir.

Bilimselligi, evrenselligi ve cagdasligi yoktur. Insanogluna ve o cografya ve tarihte yasayan her turlu arap toplumuna yonelik onlara etik yonlendirim ve yaptirim temelli rehberlik eden dinlerden biridir.

Ne kurucusu Muhammed'in tarihi yasamislik karakteri ve hakkinda soylenenler kesindir, ne de bu dinin rehber kitabi olan Kuran ile ortaya konanlar kesindir. Hepsi sadece aklin inandigi dogrulara dayanir ve genelde etigin din temeli nesillerden nesillere aktarilan ve herkesten sorgusuz/sualsiz harfi harfine uyulmasi istenen yonlendirim ve yaptirimlardir. Konu ile ilgili;

http://www.felsefe.net/din-bilimleri/5311-hubal-allah-quotbagiquot.html

http://www.felsefe.net/din-bilimleri/5310-allahin-tarihcesi.html

http://www.felsefe.net/din-bilimleri/5309-allahin-etimolojik-ve-linquistik-kokeni.html
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Islamiyet te diger din felsefeleri gibi bir din felsefesidir. O cografi bolgeye mahsus ibrahimi dinler olan yahudilik ve hristiyanliktan sonra gelen ucuncu ibrahimi dindir.

Bilimselligi, evrenselligi ve cagdasligi yoktur. Insanogluna ve o cografya ve tarihte yasayan her turlu arap toplumuna yonelik onlara etik yonlendirim ve yaptirim temelli rehberlik eden dinlerden biridir.

Ne kurucusu Muhammed'in tarihi yasamislik karakteri ve hakkinda soylenenler kesindir, ne de bu dinin rehber kitabi olan Kuran ile ortaya konanlar kesindir. Hepsi sadece aklin inandigi dogrulara dayanir ve genelde etigin din temeli nesillerden nesillere aktarilan ve herkesten sorgusuz/sualsiz harfi harfine uyulmasi istenen yonlendirim ve yaptirimlardir. Konu ile ilgili;

http://www.felsefe.net/din-bilimleri/5311-hubal-allah-quotbagiquot.html

http://www.felsefe.net/din-bilimleri/5310-allahin-tarihcesi.html

http://www.felsefe.net/din-bilimleri/5309-allahin-etimolojik-ve-linquistik-kokeni.html

Yasınıza hürmetten dolayı daha sakın olmaya gayret ediyorum...ıslam din felsefesi demişsiniz..bu çağdaş felsefede yeri olmayan absurd bir tanım olmuş...felsefe bir inanç olmadıgından din de bir inanç oldugundan mümkün degil ki din bir felsefe olsun...eger din bir felsefe olsaydı doğrulanabilirlik ve ya yanlislanabilirlik gibi bir kaygıya sahip olurdu kaldı ki dının temeli kabul e dayanır ....iyi geceler
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Yasınıza hürmetten dolayı daha sakın olmaya gayret ediyorum...ıslam din felsefesi demişsiniz..bu çağdaş felsefede yeri olmayan absurd bir tanım olmuş...felsefe bir inanç olmadıgından din de bir inanç oldugundan mümkün degil ki din bir felsefe olsun...eger din bir felsefe olsaydı doğrulanabilirlik ve ya yanlislanabilirlik gibi bir kaygıya sahip olurdu kaldı ki dının temeli kabul e dayanır ....iyi geceler

Felsefe de "Philosophy of religion" diye bir alan vardir, bu alanin adi "din felsefesi" dir ve islam da bu din felsefelerinden biridir. Konunun cagdaslik ile degil, felsefi siniflandirma ile bir bagi vardir.

Ayrica "dogrulanabilirlik/yanlislanabilirlik" inancsal degil bilimseldir. Islam dahil, hic bir inancsal din uygulamasi ve degerleri dogrulanamaz da, yanlislanamazda. Cunku aklin inandigi ve kendine dogruladigi yaratimlari, sistemlestirdikleridir. Oyuzden bir seyin dogrulanmasi/yanlislanmasi, inanc, ideoloji alanlarinda mumkun degildir. Her inanc kendi aklinin ideolojik dogrusu temelinde konuya yanasir.. Iyi geceler.
 

iuflsfozkn

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
8 Ocak 2011
Mesajlar
641
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
38
Felsefe de "Philosophy of religion" diye bir alan vardir, bu alanin adi "din felsefesi" dir ve islam da bu din felsefelerinden biridir. Konunun cagdaslik ile degil, felsefi siniflandirma ile bir bagi vardir.

Ayrica "dogrulanabilirlik/yanlislanabilirlik" inancsal degil bilimseldir. Islam dahil, hic bir inancsal din uygulamasi ve degerleri dogrulanamaz da, yanlislanamazda. Cunku aklin inandigi ve kendine dogruladigi yaratimlari, sistemlestirdikleridir. Oyuzden bir seyin dogrulanmasi/yanlislanmasi, inanc, ideoloji alanlarinda mumkun degildir. Her inanc kendi aklinin ideolojik dogrusu temelinde konuya yanasir.. Iyi geceler.

Son sözlerim


din felsefesi dini inceler ne acıdan? İnsan mantığına aykırı mıdır değil mıdır? Bu da orta çağ bize bir armaganidir çünkü filozofların hemen hepsi kilise kökenliden ve inandıkları şeyi akla yakınlığı acısından ortaya koymaya çalışarak dinlerine kendilerince hizmet etmişler .. Yani dinlerin felsefesi yapılabilir olması dının felsefe oldugu anlamına gelmez bu kesin bir yanilgidir...
Zaten dediğim gibi din bir inanç sistemidir , felsefe ise inançla ilgisi bile yoktur tamamen dogmaya karşıdır.haliyle bir dine felsefe dir demek absurd olur

Olur, secde edeyimde ister misin?
Bana etmene gerek yok ben sana istersen kabeyi gosterebilrim

Olur, secde edeyimde ister misin?
Tamam tamam kızma saka yaptım ...biraz ilginç geldi yorumun ondan ukalaligima kurban gittim ..özür diliyorum
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Son sözlerim


din felsefesi dini inceler ne acıdan? İnsan mantığına aykırı mıdır değil mıdır? Bu da orta çağ bize bir armaganidir çünkü filozofların hemen hepsi kilise kökenliden ve inandıkları şeyi akla yakınlığı acısından ortaya koymaya çalışarak dinlerine kendilerince hizmet etmişler .. Yani dinlerin felsefesi yapılabilir olması dının felsefe oldugu anlamına gelmez bu kesin bir yanilgidir...
Zaten dediğim gibi din bir inanç sistemidir , felsefe ise inançla ilgisi bile yoktur tamamen dogmaya karşıdır.haliyle bir dine felsefe dir demek absurd olur

Osenin dedigin din felsefesi degil, dini felsefenin ne oldugunun incelenmesidir, yani "religious philosophy" Sen "Felsefe" deyince ne algiliyorsun?

Herseyden once felsefenin konusuna gore dallari vardir ve buradaki konuda islam olarak onun bir din felsefesi oldugudur.

Ayrica felsefenin metafizigi, teolojisi ve etigi de ideolojik inancsaldir. Sen felsefeyi degil, bilimsel felsefeyi tanimlamaya calisiyorsun.

Asagidaki linkteki 5. ve 6. mesajlara ve basligin tumune bir goz at.

http://www.felsefe.net/bilimsel-mak...stemoloji-yapilandirmaci-bilgi.html#post28333

Ayrica bak bakalim Islam neymis? Felsefe mi, degil mi?

 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst