Siz de evrensel insan gibi , antik yunan dünyasında yapılmış birincil ve ikincil özellik kavramından bir haber olduğunuz için , herşeyi ikincil özellikler zannediyorsunuz. Ve herşeyi aşağıdaki gibi insanın öznelliğine atfediyorsunuz.
""""-benim karşımda güzel hışırtılı sesler çıkaran, şu kokuyu salgılayan, tatlı kırmızı elmaları olan, şu sertlikte/katı halde bir "elma ağacı var" derken karşındaki cismi mutlak bağımsız ifade edip ortaya koymuyorsundur..""""
güzellik,koku,,tatlılık,sertlik,katılık bunlar ikincil özellikler..Peki ya o ağacın belirli bir anda ve aynı şartlar altında moleküler yapısı,biyolojik yapısı, hacmi, hücre yapısı kişiden kişiye göre değişir mi ? Değişmez..Neden ? çünkü bunlar birincil özellikleridir..Google dan öğrenmeye kalkarsanız, sonuç bu olur...Adamların milattan önce yapmış olduğu isabetli ayırımdan habersiz olursunuz...
Bilinçler arası bu farkılık vardır ancak bu farklılık mutlak değildir.Anlaşamadığımız nokta bu..Her görecelik içinde mutlaklığını da barındırır..örneğin o aynalar farklı da olsa kalemi, kaleme yakın göstermekteler yani biri kalem diğeri karpuz yansıtmamakta.Yahut o aynalar kalemin maddeselliğini yansıtmakta, biri madde diğeri maddesel olmayan bir şey yansıtmıyor ikisi de madde yansıtıyor..Sizin sahip olduğunuz düşünce kişiden kişiye değişmeyen bilgiyi açıklayamıyor..Daha önce de sordum .Herhangi bir maddenin normal şartlar altında moleküler yapısı , atom sayısı kütlesi vs kişiden kişiye değişmiyor..Ancak renktir , tattır, kokudur,ağırlıktır bunlar ise kişiden kişiye değişiyor..Oysa bu iki tür bilgi de insan bilincine yansıyor , ancak bunlar aynı tür bilgi değiller...Madem aynalar mutlak anlamda farklı , ilk tür bilgi neden farklı insanlarda farklılaşmıyor?
antik yunanda sınıflandırılmış olan maddenin birincil ve ikincil özellikleri dediğiniz şey;
birincil özellik: maddeyi daha iyi, ayrıntılı, bilimsel tanımak/tanımlamak ve insanoğlunun hizmetinde kullanabilmek için günümüz pozitif biliminden faydalanarak maddenin niceliksel(ölçülebilir) özelliklerini ön plana çıkarıp insanoğlunun subjektifliğinden kurtarıp bilimin objektifliğine taşımaktır.. yani maddeyi kişisel subjektif algıdan çıkarıp evrensel objektif algıya taşımaktır.. madde hakkında gözlem veren özellikleri belli bir ortak payda altında toplamaktır.. göreceli değil sabittir.
ikincil özellik: maddenin insanoğlu 5 duyusunda subjektif algı yaratan niteliksel fonksiyonlarıdır.. kişiseldir, bir kısmı gözlem vermekle beraber çoğu gözlem vermeyen sadece duyu organlarımız tarafından algılanabilen, maddenin niceliksel özelliliğine bağlı/ilişkili niteliksel özelliklerini algılamadır.. sabit değil görecelidir..
ama ister birincil olsun ister ikincil tüm bu özellikler B dir.. yani yansıdır..
hatırlayalım..
1) maddenin/yansı verenin insan algısından mutlak bağımsız formu: A
2) insan bilinci, gözlemci, algılayıcı ve yansıtıcı
3) A' nı insan bilincine çarptıktan sonra ortaya konan algı/yansı yani bizim evren/varlık dediğimiz B
burda maddenin kökeni, orjini A formatındadır..
yansı veren olduğu halde henüz insan bilincine yansımamıştır, kendi halinde durmaktadır..
böyle bir şey varlık değildir.
daha önce bahsettiğim gibi bu yansıyı alıp ortaya koyacak bir gözlemci/bilinç olmadığı sürece ortaya koyumsuzdur, anlamsızdır, tanımsızdır..
yani bu saf halde bulunan A formatındaki şeyi bir gözlemci/bilinç ortaya koymadığı sürece varlık değildir, hiçliktir, anlamsızdır..
işte bu aşamada gözlemci/bilinç olarak insanoğlu devreye girer ve bu anlamsız, ortaya koyumsuz A formatındaki şeyi kendi sahip olduğu donanımsal duyu organları sınırları dahilinde bir filtrasyon, yapılandırma ve rafine işleminde sonra türevleyerek B olarak ortaya koyar ve anlamlandırır.. ve bu ortaya koyduğu türevi soyutlayarak kavramlaştırır ve adına varlık/evren deyip ifade eder..
işte burda insanoğlu dediğimiz canlı türünün numenal yetisini çok iyi algılamak gerekiyor.. bu numenal yeti sadece bizde var, diğer canlılarda değil.. diğer canlıalrda varsa bile onlarla ortak bir dil kullanmadığımız ve iletişim kuramadığımız için şu an adına varlık/evren dediğimiz B formatındaki türev ortaya koyum/yansı sadece ve sadece insanoğluna aittir..
o yüzdendir ki..
Ve herşeyi aşağıdaki gibi insanın öznelliğine atfediyorsunuz.
ifadesini tekrar derin bir şekilde düşünmeni isterim..
ve yeni konuşmaya başladığınız öznel materyalizm kavramını da bu temelde değerlendirmeni dilerim..
senin bahsettiğin ve antik yunanda yapılandırılmış bu sınıflama bir insanoğlu türevi olan B formatındaki ana başlığın alt başlıklarıdır sadece..