Her Gün Bir Makale

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde NuriKara tarafından oluşturulan Her Gün Bir Makale başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 339 kez görüntülenmiş, 9 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Her Gün Bir Makale
Konbuyu başlatan NuriKara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Belki bazen iki paylaşırım.

Makale 1

1. Zamana Sahip Çık, 2. Zamana Ait Olanlar, 3. Zamana Meydan Okumak, 4. Zamanda Yolculuk.

1. Zamanına Sahip Çık: Zamanını boşa çıkartma, boşa çıkan zaman boşa gitmiş altın gibidir. Ancak bir fark vardır: altın zamanı satın alamazken, zaman hem altını hem fazlasını alabilir. Bilgisayar oynama, eğlenme, sevdiklerinle vakit geçirme, film izleme. Bunlar zamanı değerlendirmektir. Özellikle sevdiklerinle vakit geçirmek için işi bile asarsın. Ben asarım. Ancak insan herşeye zaman ayırabilir. Zamanın boşa çıkması bilinçsizliktir. Öncelikli olanı görmemekten veya görüp yapmamaktan kaynaklanır. Tembelliktir. Çok çalıştıysan daha fazla çalışmak zamanın boşa çıkmasıdır. Denge hayatın amacıdır.

2. Zamana Ait Olanlar: Zamana ait olanın bir problemi vardır, yetişmesi gereken bir zaman vardır: zamana ait olan için denge yoktur. O öncelik vermeli ve bazen gece gündüz çalışmalıdır. Ancak kendini mümkünse bu duruma sokmadan dengeyi gözeterek yaşamalıdır. Denge mahrumiyeti ortadan kaldırır. Tatminliğe yol açar.

3. Zamana Meydan Okumak: Zaman çalar. Keşke daha fazla vakit olsaydıda şunuda yapsaydım dedirtir. Ağlatır, süründürür. Herkes zamana aittir. Ölüm nihai olarak herkes için orada durur. Zaman insandan yapabileceklerini çalar, elinden zorla alır. Alacak. Zamana meydan okuyamazsınız. Ancak hayatından memnun olan gözlerini rahat kapatabilir. Geriye baktığında burukluk hissetmez. Ölürken geriye bakıp işte bu ben yaşadığım hayattan memnunum demek için çalışın.

4. Zamanda Yolculuk: Yolcular, mekanımız değişiyor. Doğduğumuzdaki dünya, doğduğumuzdaki ilişkilerimiz değiştiler. Zaman mekana benzer, zaman diliminin çeşitlikleri vardır. Bazıları iş için seyahat etmek zorundadır, bazıları ailerini takip etmek için seyahat etmek zorundadır, zorundalıklar vardır. Zaman yolcusuda zorundadır. Farklı olarak seyahatimizi kendimiz karalıyabiliriz. Böyle olunca zorunluluktan değil istediğimiz için seyahat ederiz. Zorunluluğu güzelliğe çevirin. İlla gidecekseniz çiçekli yoldan gidin.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Makale 2

1. Sormak, 2. Yaşamak, 3. Yapmak, 4. Görmek, 5. Duymak, 6. Anlatmak, 7. Soru Sormak, 8. Varmak.

1. Sormak: Nedenini sormaktır. Bir öğretmen ezberle dediğinde, ailen söylediğinde, komşu söylediğinde... kalbi tatmin eder.

2. Yaşamak: Bildiğini yapmaktır. Öldüğünde kendi yolumdan gittim, kendi hayatımı yaşadım diyebilmektir. Başkasının anlattığına soran, ondan öğrenmişse bile kendi görüp istediği için yaşamış olur.

3. Yapmak: Huzura ermektir, içinden geleni yapan mutludur. Bazı zorluklara sebep olsada değer.

4. Görmek: Kendini görüp mutlu olmaktır, ezberci kendini göremez, yaptığını neden yaptığını bilen kendini görür. Kendini görmek huzura erdirir.

5. Duymak: Duymak görmek değildir. Biri size kötü dese bile bu sizi kötü yapamaz. Ancak kendini gören bu sözlere kulak tıkacak dirayete sahip olur.

6. Anlatmak: Bildiğini anlatmaktır.

7. Soru Sormak: Sormaktan farklıdır. Sormak kendini aşmaktır. Soru sormak ise zaten kabüllendiğini sorgulamaktır, bu böyle ama neden gibi. İlki ise bu neden böyle demektir. kabüllenmek sonra gelir.

8. Varmak: Bunları yapınca insan zorluklara atılır, bir süre sonra varır. Artık kendi seçtiği hayata alışmıştır. Mutludur, tatmindir.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Makale 3

1. Kısıtlanmak Ve Özgürlüğün Uyumu, 2. Toplum Ve Özgür Birey.

1. Kısıtlanmak Ve Özgürlüğün Uyumu: İki insan iki biri insan biri hayvan olan canlı bir insan bir bitki ve canlılıkla ilişkisi olan cansızların kullanımı özgürlüğü kısıtlar. Dilediğini yapamaz hale getirir: bu sınırları yıkmak mümkündür. Sonuçları diğer canlılar tarafından çekilir: dünyadaki tek canlıymış gibi davranıp dilediğini yapar. Kısıtlama tercihendir. Ceza kanunu insanı kendisi istemediği sürece kısıtlamaz. Son kararı kendisi verir. Kendi özgürlüğünü kullanarak cezaya karşı tavır alamaz: zira o hayatını hapiste geçirmemeyi kendisi dilemiştir. Özgürlük hiçbirzamanşartları kendin oluşturmak olmamıştır: şartlar toplum tarafından oluşturulur. Sonuç olarak şartlar özgür iradeyi elimizden alamaz. Ancak karar almamızı bize göre etkiler. Kısıtlı özgür irade yoktur ancak insan şartlardan etkilenmeyebilir: etkilendiği zaman bunu kendisi seçmiştir: zira toplumun kurallarını hiçe saymak mümkündür. Bir durumda vücut için geçerlidir, kendi vücudu hormonlar salgılayarak ona engel olabilir, onu teşvik edebilir. Bu toplumdan daha büyük şartlanmadır. İnsan kötü hissettiği halde yapabilir, iyi hissettiği halde bırakabilir. Bir kısıtlama değildir: insan dilerse bunu yıkabilir. Özgürlüğü kısıtlayan hiçbirşey yoktur: şartlar dilersek kararlarımızı etkiler. Eksik anlatım. Zira psikolojik baskının çok büyüğü ölümden beterdir. Hiçkimse bunu aşamaz. Ancak küçük küçük işlerle bunun aşıldığına şahit oldum. Küçük küçük yapılınca kalp yavaş yavaş kabüllenir. Büyük işler yapılabilir hale gelebilir. Uygun yöntemle herşey ulaşılabilirdir.

2. Toplum Ve Özgür Birey: Şimdiki zamanda farklı şartlanmalar, engizisyon üyeleri vardıyken farklı şartlanmalar. Kendisi olmak isteyen birey topluma göre farklı çatışmalar içine girer. Girdiği çatışmalar kendine zarar verir: hor görülmek, zorlanmak... özgürlük toplumla çeliştiğizaman mücadeleye dönüşecektir.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Makalecik

1. Bir Sonraki Aşama: Yaptıklarınız, sırayladır: herşey birikerek ilerler. İnsan, organ, hücre, hücrealtı. İnsanı görmeden bir organı, organı görmeden hücreyi, hücreyi görmeden hücrealtındaki yapıları anlamlandırın. Yapamazsınız.

2. Ondan Bir Sonraki: Bu basit örnek, sizin görebilmeniz için. Daha önce farketmiştiniz. Bunu herkes bilir. Benimkide laf. Ondan sonraki aşamaya geçmeme gerek yok.

3. Üçüncü Aşama: Herkes sona heveslidir. Ancak üçüncü aşama son aşama değil, bizim görebildiğimiz son aşama. Siz bilgisizliğinizin altında ezilmeyesiniz. Son bu son, dörtmü hani nerede? Son bildiğim sondur. İlerde biri daha fazlasını söylerse, o sondur, sonra biri daha söylerse o. Bu böyle gider. Herkes mutlu. Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Hikayemsi Makalemsi

Şeytanın ve Meleklerin Konuşması

1. Bölüm: Şeytanla karşılaştı. Birgün kapısını çaldı. Yanında melekler vardı. Dediğinizi duysanız şaşırırdınız, dediki: Merhaba. O şaşırmıştı. Aklından geçirdi acaba yanlış bir davranışımı mı gördü? Neden bana selam veriyor. Adap gereği oda ona selam verdi, merhaba. İçeri buyur etti. Yalnızdı evde: Hep yalnızdı aslında, yalnız bir adamdı Kazım. Şeytan ve melekler içeri girdiler. Onlara nereden tanışıyorsunuz diye sordum.

Kapıyı çaldım, yanımda birkaç melek vardı. Kazım'ın kapısı. Herkes kendisi gibi olanı sever. Benim gibi olmayanı neden seveyim. Ancak sevmesemde selam verdim. Konuşmak için gelmiştim çünkü: Benim bu adamla ne işim var diye sorabilirsiniz, benim her insanla işim var. Her insana selam veririm: Ben böyle biriyim işte.

Ben ve iki arkadaşım Kazım'ı şeytandan korumak için ona refakat ediyoruz. Korunmaya ihtiyacı var: Şeytan insanları öldürmez, ancak fikirleri vardır. Bu fikirlere kapılmasın diye ona eşlik ediyoruz. Zira tekbir fikri gören onu takip eder, iki fikri gören dilediğini seçer. Kazımda dilediğini seçer. Her insan gibidir o. Bu ilk evimiz değil, birçok eve gideceğiz daha, biz hiç yalnız gitmeyiz.

Şeytan anlatmaya başladı: Kazım, dedim. Ben sana kendi yolumu anlatacağım. Ben iki yüzlü değilim, ne yapıyorsam onu öğütlerim. Sordum: Allah'a inanıyor musun?;

Kazım söyledi: Emin değilim, sorguladığım birşeyin cevabını vermeyeceğim, olabilirde olmayabilirde.

Melekler araya girerek konuştular: İlk önce kendilerini tanıttılar, tıknaz olanı, ben insanlara yardım ederim dedi, orta boylu olan, bende insanlara yardım ederim dedi, uzun boylu olan, bende insanlara yardım ederim dedi.

Kazım şeytana döndü: Sen kendini tanıtmadın.

Şeytan ona dönerek: Sen kendini tanıttığın zaman bende kendimi tanıtacağım dedi. Hadi kendini tanıt. Bekliyorum.

Kazım ona yalan söyledi: Bende insanlara yardım ederim.

Şeytanda ona dönerek, bende insanlara yardım ederim dedi. Ve ekledi, kendimide düşünürüm.

Kazım toydu daha, daha kararını vermemişti, soruyordu kendisine nasıl bir insan olmalıyım. Zaten kararını vermeye başlayınca şeytan ve melekler susardı, onlar biliyordu kararın sadece ona bağlı olacağını.

Şeytan bağardı, yalan söylüyorsun, seninle uzun süredir beraberiz, senin insanlara yardım eden biri olmadığına şahit oldum. Aslında bende kararımı vermedim, sana göre vereceğim.

Kazım öfkelendi: Neden bana göre karar veriyon, yapma. Seni hiç gözüm tutmadı.

Şeytan ona şöyle dedi, senin dostunum, sen nasıl karar verirsen ver, senin için bende aynısını yapacağım.

Kazım şöyle düşündü, beni çok önemsiyor.

Melekler araya girdiler. Biz sen insanlara yardım etmezsen etme! Yinede dediler, yinede diye tekrarladılar. Biz böyleyiz.

Kazım şöyle düşündü, bunlar beni önemsemiyorlar. Şeytana kulak vereyim o benim için konuşur.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
2. Bölüm: Birgün haksız yere darp edildiğini bildiği halde darp edilen bir adam gördü. Kazım sordu, ne yapacaksınız? Melekler koşarak adama yardıma gittiler, şeytan sen ne yaparsan arkandayım dedi, ekledi, sende yaralanırsın karışma. Kazım şeytana dönüp dedi; sen bana karşı çok iyisin, sağol. Sonra kendi başına kaldı, şeytanın söylediğini meleklerin yaptığını düşündü. Sonra o adama yardım etmeye karar verdi.

Birkaç darbe aldı ama sonunda Kazım sayesinde adamcağızı rahat bıraktılar, şeytan sonradan geldi. Kazım beni neden yalnız bıraktın hep yanımda olmayacakmıydın diye sordu. Şeytan sana tezahürat yaptığımı duymadınmı diye sordu.

Kazım kendi başına kalınca düşünmeye başladı: Şeytana güven olmaz, o kendisi için beni onaylıyor, zor işler başıma gelince beni yalnız bırakıyor. Lanet olsun ona. Yinede başka konularda haklı olabilir. Bir özelliğine bakıp onu reddetmeyeceğim.

Şeytan kendi başına kalınca, ben daha önce hiç kavga etmedimki, yapamazdım dedi. Sonra etrafına baktı: Yalnızmışım, salağa bak birde kendimi tehlikeye atacaktım. Ne hali varsa görsün. Ancak arkadaşlığı bana keyif veriyor, diğer konularda destek olup onu mutlu etmeliyim: Herşey kendim için.

Melekler Kazım'ın yanına geldiler, sen bizim dostumuzsun dediler, bundan sonra beraber takılalım: Kendimizi daha iyi tanıtacağız: Tıknaz olan dedi: Ben o adamı seviyordum. Orta boylu dedi: Ben darp edilmesine razı olamadım, ne yapmışsa yapmış onun hakkı bu değildi. Uzun boylu dedi: Darp edildiğini biliyordum.

Kazım, uzun boylu olanı anlayamadım ama diğer ikisi eğer ben haksızlığa uğrarsam beni korurlar. Ancak yarın öbürgün kendim için birine haksızlık yaparsam belki yardım etmeselerde bana ses çıkarmazlar.



Yarın öbürgün oldu. Kazım çok sevdiği birşey için haksızlık etti, tıknaz olan dedi, büyük bir kötülük yapmadı, ben onu seviyorum. Engel olacak şevki bulamadım, engel olamayacağım. Orta boylu dedi, onun hakkı bu değil ama sen iyisin iyiyi hakedersin, kendimde engel olacak şevki bulamadı. Uzun boylu, Kazım'ın ense köküne sağlam yapıştırdı, çek elini diye bağardı: Kazım ona karşı gelince, bir tane daha yapıştırdı, bırakmak zorunda kaldı. Diğer ikisi karşı gelince, onlarada vurdu.

Kazım kendi başına kaldı: Piç kurusu neden bana izin vermedi, şeytan bile izin verirdi. Diğer iki melekde uzun boyluya kızdılar: Yaptığın yanlıştı, Kazım iyi birisi. Uzun boylu onlara döndü: Kazım iyi birisiydi dedi. Tıknaz olan hak verdi, ekledi: Bu özellik onu kötü yapamaz, onca iyi yönü varken bunun üzeri örtülür. Orta boylu tıknaz olanı onayladı. Uzun boylu olan, bende Kazım'ı hala seviyorum dedi. İkisi şaşırdılar, neden diye sordular, neden ona zarar verdin?; Uzun boylu emin bir şekilde anlattı: Ben hakkı savunurum. Diğer ikisi seni anlamıyoruz dediler.

Uzun bir aradan sonra Kazım uzun boyluya döndü ve dedi, ben seni anlıyorum. Sen benim dostumsun, affedilmesi gereken benim sen değilsin, uzun boylu lafı olmaz dedi.

Kazım ve melekler beraberce yaşarlarken, şeytan geldi. Bende sizdenim. Beni aranıza alın. Kazımın onu reddettiğini gören melekler ve şeytan, biz gidiyoruz dediler. Kazım onları uğurladı.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İnsanlığa Atfedilen Günah

Bir çocuk dünyaya gelmiş, her zaman gelmiyormu. Ama bu çocuk özelmiş. Geldiği gün konuşmuş. Hayır, hayır. Herkes gibi oda 1 yaşında konuşmuş. (Lan bir yaşındamı konuşuyorlar, internetten baktım.). Bu çocuğu özel kılan neymiş. Sümüklüymüşde. Ata binince hızlı gitmezmiş at, tepesinde bir bulut yokmuş, güneşten nasibini almış: güneşsizmi kalaydı? Ulan başlarım böyle çocuğa. Ne özelliği varki. Şaşar beşer işte. Bu çocuk şeymiş, peygambermiş. Böyle peygambermi olur, peygamber denileni bulutlar takip eder, yürümeden konuşur. Bu çocuğun özelliği herkesi karşısına alabilmekmiş. Bu kadarmış ederi. Vay a.k. m yi yuttum. Laubali mi Lavbali, üşendim bakmaya internetten. Peygamberleri küçümsedi, onlara çocuk dedi, hayır onlar hiç çocuk olmadılar: yalancıyım ben.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Zenginlik

Uğrunda çalışılanı elde etmek zenginliktir. Zenginlik mutluluktur: zira her insan mutluluk uğrunda çalışır. Vesaire.

Dürüstlük

İnsanların kararlarına müdehale etmemektir.

Cömertlik

Zorda olana vermektir. Eklemesem olmazdı. Zenginliği gerektirmez.

Ne Kaldı

Ezberciler, zenginlik para; dürüstlük doğruyu söylemek; cömertlik para verirken cömert olmak ama zor durumdakine değil çevrene.

Edep

Yeri gelmedikçe küfür etmemektir. Topunuzu değil ezbercileri si...


Akıl: Sorgulamaktır.

Vicdan: Kalbine sormaktır.

Müslüman: Aklına ve kalbine bakmayana denir.

Hristiyan: Aklına bakmayana denir.

Dindar: Eksikleri olana.

Sözlük: Kelimelere verilen anlama denir.

Ateist: Aklına ve kalbine rağmen inanamayana.

NuriKara: Sallayana denir.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Ölçü nedir? Mizân nedir. Toplumdur. Yerseniz. O değil, kaç kişi yedi? Kaç kişi topluma bakarak hayatını idame ediyor. Bu doğrumu. Hmm... neden nokta koyuyorum, halbukü soru soruyom. Safım ben, yerseniz. Bu bir soru değil çünkü, (bu doğrumu.) evet doğru. Cevabını bildiğim sorular, ekstraya girer isek ölçü nedir soru işareti, öğrenilince mizân nedir nokta. Bende toplumuma göre davranıyorum, yerseniz. Toplum belirleyici olamaz. Hristiyanlık batıda doğruyken müslümanlık doğuda doğrudur. Bunu toplum belirler. Ama ikisi birden aynı anda doğru olamaz. Bence ikiside yanlış. Konudan sapmadan, günahsız olanınız ilk taşı atsın, günahsız olan dindarların sözlerini bekliyorum. Ancak dini aklını, vicdanını kısıtlamayan, bu adam. Böylesi varsa... dinleri tersiyken hem dinine bağlı hem aklına, vicdanına bağlı olan dindar değildir. Bu konular ekstra large, extra large. Sinan Canan örneği var birkere. Çok sevdiğim birisi, annem var, çok sevdiğim birisi, abim var... üçüde müslümanken üçüde farklı. Dinleri farklı. Biri bilim adamı, her soruyu sormasada dini aklı kör etmiyor. Biri risaleci, akıl düşmanı. Biri birisi birşey. Belirleyici olan akıldır. Hadi buna laf atın müslümanlar, Allah akıl sahibini sever ayetini okuyan akıl düşmanları, belirleyici olan vicdandır. Toplum değildir. Evet annesi babası müslüman olan sizlerden bahsediyorum. Toplumcusunuz. %70'iniz toplumcu. Evet ataların dinini takip etmeyin ayetini okuyanlardan bahsediyorum, birçoğu okumuyor, okuyor atalarının dinine bağlı kalıyor. Küfür etmeden, bu zihniyeti öttüreyim. Şöyle, öt: Böyle doğdum, toplumdan dışlanmak çok zor, oo öyleyse ben bir müslümanım, yok sen toplumcusun. Toplumcu toplumcu sana diyecek sözler var. Sana kimse inanmaz.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst