Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Güzellik ve Çirkinlik Nedir?

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
bireysel yararlar/hazlar soyut bir şekilde oluşamayacakları gibi toplumsal yararlar ile çatışkı içerisinde olacaklardır. dolayısı ile hiç birine öncelik tanımadan güzel-iyi-doğru çelişkisi bireysel-toplumsal düzlemde örtüştürülemezler. birine öncelik tanımak liberal ve totaliter çizgide uç noktalarda bulunacaklardır. liberalin içinde gizli totaliter bakış ise görülemeyecektir. böyle olunca, güzel-iyi-doğru ve tersi olgular üzerinde toplumsal-bireysel-taihsel uzlaşı aramak ve bu yargıların oluşum süreçleri ile doğurdukları sonuçları ölçümlemek gerekmez mi?
 

Adramelech

Yeni Üye
2 Ocak 2011
69
0
0
30
bireysel yararlar/hazlar soyut bir şekilde oluşamayacakları gibi toplumsal yararlar ile çatışkı içerisinde olacaklardır. dolayısı ile hiç birine öncelik tanımadan güzel-iyi-doğru çelişkisi bireysel-toplumsal düzlemde örtüştürülemezler. birine öncelik tanımak liberal ve totaliter çizgide uç noktalarda bulunacaklardır. liberalin içinde gizli totaliter bakış ise görülemeyecektir. böyle olunca, güzel-iyi-doğru ve tersi olgular üzerinde toplumsal-bireysel-taihsel uzlaşı aramak ve bu yargıların oluşum süreçleri ile doğurdukları sonuçları ölçümlemek gerekmez mi?

Basit anlamda düşündüğümüzde insan anlık olarak bunları düşünmez değil mi? Sadece anlık bir algıyı ele alalım karmaşık bir düzeni değil. Mesela herhangi bir çocuk; parmağını emmekten haz alıyor. Parmağını emdiğinde iyi hissettiğini biliyor, iyi his durumu da bir yarardır, iyi hissettiren şeyin yararlı olduğunu da biliyor. Ama bunu sadece biliyor sorgulamıyor veya düşünmüyor.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
verdiğiniz örneğe bakacak olursak; "bebek" parmağını emerken gerçekten haz mı alıyor, yoksa bir gereksinimini mi karşılamaya çalışıyor? Güzel bebek -tüm bebekler güzeldir- bunu yaparken parmağını inceltiyor! belki söylediğiniz gibi yoksunluğunu bu şekilde gidermekle haz alıyordur! Öyle olduğunu kabul edip ve buna göre bir değerlendirme yapalım. Güzel bebek parmağını emerek haz alıyor ve biz bunu iyi/doğru olarak değerlendirebilecek miyiz? yoksa bunun bebeğin parmağını zayıflattığını düşünerek müdahale edecek miyiz? güzel ve doğru olanın çakışması o kadar kolay görünmemektedir. derinleştirelim biraz daha; yetişkin biri, psikotrop maddeleri almaktan haz duyuyor ve bağımlı, o kişi hakkında bir yargıya vardığımızda iyi ve doğru olduğu sonucuna varabilir miyiz? Neden ve sonuç ilişkisi zamandan, sosyal realiteden kopartılamaz. demek ki,son örnekte iyi ve doğru olmadığı sonucunu çıkartabiliyor isek, neden ve sonuçları ile birlikte ele alıp güzel-iyi-doğru denklemini çakıştırana kadar bir şekilde etkimek durumundayız. Bu üç olgu -güzel-iyi-doğru- yargısal süreçler olsalar da, örtüşmedikçe anlamlı bir bütünü oluşturamazlar.
 

derinsu

Yeni Üye
4 Ocak 2011
2
0
1
31
pardon

haz duyulan her eylem doğru değildir ancak haz duyulan her eylem ''kişiye göre güzeldir''
 

Adramelech

Yeni Üye
2 Ocak 2011
69
0
0
30
verdiğiniz örneğe bakacak olursak; "bebek" parmağını emerken gerçekten haz mı alıyor, yoksa bir gereksinimini mi karşılamaya çalışıyor? Güzel bebek -tüm bebekler güzeldir- bunu yaparken parmağını inceltiyor! belki söylediğiniz gibi yoksunluğunu bu şekilde gidermekle haz alıyordur! Öyle olduğunu kabul edip ve buna göre bir değerlendirme yapalım. Güzel bebek parmağını emerek haz alıyor ve biz bunu iyi/doğru olarak değerlendirebilecek miyiz? yoksa bunun bebeğin parmağını zayıflattığını düşünerek müdahale edecek miyiz? güzel ve doğru olanın çakışması o kadar kolay görünmemektedir. derinleştirelim biraz daha; yetişkin biri, psikotrop maddeleri almaktan haz duyuyor ve bağımlı, o kişi hakkında bir yargıya vardığımızda iyi ve doğru olduğu sonucuna varabilir miyiz? Neden ve sonuç ilişkisi zamandan, sosyal realiteden kopartılamaz. demek ki,son örnekte iyi ve doğru olmadığı sonucunu çıkartabiliyor isek, neden ve sonuçları ile birlikte ele alıp güzel-iyi-doğru denklemini çakıştırana kadar bir şekilde etkimek durumundayız. Bu üç olgu -güzel-iyi-doğru- yargısal süreçler olsalar da, örtüşmedikçe anlamlı bir bütünü oluşturamazlar.

Ahlak-toplum-sistem-düzen gibi kavramlar öznel yargıları nesnelleştirirler. Kişi hatta bebek bir eylemi yaparken düşünmediği gibi onun eylemi yapma amacını, eylemden sonra duyumsadıklarını bizim yargılarımız, ahlak vb. şeyler etkilemez. Psikotrop madde alan kişilerin neden bu tarz maddelere yöneldiğini az çok biliyoruz. Bir süre sonra hatta genellikle kişi hiçbirşeyden almadığı hazzı o maddelerden almaya başlıyor, o zaman madde kullanımı güzeldir (o kişiye göre), isterse o kişiyi öldürsün yine de güzeldir. Kişinin aradığı tek şey haz değil midir? Ne olursa olsun aradığı buysa madde kullanımı bağımlı kişi için doğrudur ve iyidir bu bağlamda.
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Haklısınız.Güzeli ararken işin içine iyi, hoş, haz veren ...sokmak büsbütün işi karıştıracaktır."Güzel çiçek" (sıfat tamlaması) dan "güzel" i çektiğimde geriye çiçek kalır.Nesnel olan yani.Çiçek solup buruşunca güzelliğinden söz etmeyiz artık.Hatta romantizm de katayım biraz...Solgun bir gül haz değil hüzün verir.Demem o ki, güzel tıpkı "sıfır" gibi , sıfır olmayan bir sayının sonuna eklerseniz değeri (sayısal) arttırır.Tek Başına "sıfır"ken bazen etkisiz, bazen yutan, bazen tanımsız bazen de sonsuz diye nitelenebilir.Bunlar yine sıfırın dahil edildiği işleme göre değişkenliğidir.Bunu güzel kavramındaki öznellikle uyuşturabiliriz belki.Güzelin öznel kategorisi tamam ama genele dönersek sıfırın/güzelin tek başına ne olduğunu bulmalıyız ve bu değişken olmamalı..Her ikisi de yokluk/hiçlik olarak genelleştirilebilir mi acaba? Herkes güzeli ve güzelliği aradığına göre sıklıkla karşılaşılan bir "şey" olmasa gerek. Bulduğunuzda ise kokular gibi uçucu...Çirkin de varlığından kurtulmak istediğimiz "şey" (çok kurgusal oldu, ciddi bir yanı yok farkındayım tanımlanamayanları ben de işin içine sokuşturdum)
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
Güzel-iyi-doğru fenomenlerini sıkı sıkıya bağlamak gerekmiyor. Fakat, her üçü arasında yok sayılamayacak bir ilişki olduğunu da kabul etmek gerektiği kanısındayım. Her üçü de olumsuzlaştırılan olguların olumsuzlamasını hedef almaktadır. Çirkinleştirilene, kötüleştirilene ve yanlışlana karşı güzel, iyi ve doğruyu arama, bulma çabasından başka bir şey değillerdir. Sıfırın onlara katlama etkisinin güzel kavramsalında geçerli olduğu konusunda endişeliyim.

Haz ve hüzün karşıt değillerdir. Hüzün sevinçle karşıtlaşabilir.

Son-bahar yaprakları hüzün vermezler. Bir çiçeğin kendi doğası gereğince solması da hüzün vermez. Ve fakat bir çiçeğin kökünden sökülerek yaşamsal bağları kopartılıp soldurulduğunda üzüntüye neden olabilir. Ne diyor ozan; “gülleri solduran, gülebilmezmiş”

Tüm haz veren eylemleri/eylemsizliklerin tümünün iyi olduğunu söylemek oldukça zor görülmektedir. Uzak değil yakın tarihlerde belki 200 yıl önce ilkel bazı kabilelerde kabile dışından insanlar hayvanlar ile eş değerde görüldüğünden öldürülmeleri ve etlerinden parçalar yenilmesi, onun ruhundan kendine katarak güç kazanılması yargısı ile kabile üyelerinin bu yöndeki aktiviteleri onlara büyük hazlar sağlamış olmalıdır. Ve hala günümüzde belki de çok yerde deniz ürünlerinin bazıları kanlı-canlı haşlanmaktadırlar. Kuzular ne kadar sevimli canlılardır ve fakat pirzolasına bayılırız. Ne büyük hazlar değil mi? Bu ve çoğaltılabilecek örnekler şunu gösterir; bireysel sanılan hazlar, güzel, iyi, doğru olguları hiç de bireysel değillerdir.
 

Adramelech

Yeni Üye
2 Ocak 2011
69
0
0
30
İşte benim fikrim de asında bireysel oldukları ancak etiğin veya ahlakın onları nesnelleştirdiği.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
"insan", "etik", "güzel", "çirkin" hepsi sosyal olgulardır; dolayısı ile bu olgularda bireysel belirlemeyi esas almak içeriğini boşaltmaktan öteye geçmeyecektir. Örneğin bir adada insan formatlı tek bir canlı olduğunu düşünelim. Bu format insan mıdır? Bu formatın etiği var mıdır? güzel,çirkin kavramlarına sahip midir? hepsine olumsuz yanıt vermek durumundayım.
 

Adramelech

Yeni Üye
2 Ocak 2011
69
0
0
30
Güzel-çirkin kavramları neden tek bir insan için olmasın ki? Ben bu olguları neden sosyal aldığınızı anlamadım. Bence bunlar (tabi ki etik hariç) tamamen insan bazlı olgular. Bir hayvana da güzel gelen şeyler olabilir ya da en basit anlamıyla cazip. Tadı güzel bir meyve yiyebilir o adadaki insan bu sosyal güzel-çirkin neye göre?
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
Elbette, bireysel güzel ve etik vardır, olmalıdır da...Ozanın tanımladığı gibi "bir ağaç gibi tek ve hür/ bir orman gibi kardeşçesine" ...toplum-birey ayrıştırılamaması ve sürekli etkileşimlerinin tüm olgularda olduğu gibi, yukarıda tartıştığımız olgularda da var olduklarına değinmeye çalışmıştım.
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Yine hepimiz kendi öznel yargılarımızı dile getiriyoruz.Hüzünle hazzı kullanırken karşıt olup olmadıklarını düşünmedim.(sonuçta bana hüzün verir solan çiçek bunun doğal süreçte olup olmadığını düşünmem.Sn.Nejdet Bey doğal süreci de dikkate almakta.Sn.Adramelech hüzünden haz alıyor...Özü, var alan suje kadar farklı algılama var) güzel-hoş-faydalı-haz veren vs. Bunları toplumsal süreçlerden soyutlayamıyorsak-ki öyle- kavramları tarihsel bir süreç içine oturtarak daha nesnel kılabiliriz.Güzel algısının ilk çağda, ortaçağda, rönesansta vb geçirdiği süreç ve algıdaki değişimlere bakarsak hem toplumsal algının dayanaklarına bakmış oluruz -O kadar da öznel olmadığını görürüz muhtemelen, üretim ilişkilerinden ne kadar etkilendiğini de-Anadoluda geçmiş yıllarda çok kilolu kadınlar hep güzel sayılırdı.Çünkü hastalığın, yoksulluğun, açlığın uğramadığı bedenlerde bolluğun ve refahın timsaliydi onlar.Güzellik algımızı biraz deşelersek üretim ilişkilerine indirgeyebiliriz nerdeyse...Ama "sıfır" kurgusu bana daha hoş geliyor.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
Güzel olandan söz ederken çirkin olana karşı bir kıyaslama/ölçümleme de yapılmış olacaktır. Ayrıca, güzelin kendi içinde derecelendirilmesi ile daha güzel olgusu ortaya çıkacaktır. Duygular ile şey-in yorumu algısal olarak estetik bir değeri ortaya çıkartır. Estetiğin görsel ve duyusal-iç boyutları güzel olanın tanımlanmasında, yorumlanmasında ve yaratılmasında etkin bir yapı kazandığında sanatsal bir öz-biçime dönüşür. Demek ki, güzel ile estetik ve sanat birlikte değerlendirilmek durumunda olan olgulardır. Algıların biçimlenişleri ve yorumlar, hazır bulunan yargılar ile kişisel yargıların çatışkısından oluşan sosyal-özne’nin etik ve estetiğini oluşturur. Sanat eserleri görsel, işitsel, sözel olanla sınırlı değildir; yaşamın/hayat denilen sürecin kendisi bir sanat eseridir; bu eseri yaratan ise sosyal-öznedir. Güzel olgu işte bu sosyal-özne içinde saklı olan töz/cevherdir.
 

Feylesof TeCe

Yeni Üye
31 Ara 2010
926
1
0
31
Güzellik, çirkinlik değildir. Çirkinlik güzellik değildir. En çirkin olan bu iki şık arasında kalmak ve en güzeli bu iki şıkka uzaktan bakmak.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
her kişinin kendince bir "en" i olabilir ve fakat bu durum "en" denilenin olduğunu göstermekyecektir. bu nedenle ölçüsü de yoktur.
 

nilüfer

Yeni Üye
29 Kas 2008
246
0
0
35
Güzel ve çirkin, iy ve kötü, doğru ve yanlış olguları insanlaşmaya başladığı günden bu güne kadar insan türünün bir gölgesi gibi ardı-sıra onunla var-ola gelmiş olgulardır. Yere ve zamana göre, kişilere ve toplumlara göre sürekli renk değiştiren bu olgular insanlık tarihinde yer edinmiş olmalarına göre tartışmaya değer görünmektedirler. Ortak bir konu paydası olabileceğini düşünerek tüm katılımcı arkadaşlarımın değerlendirmelerine, engin düşünce ve eleştirilerine açıyorum. Ortaklaşabilecek miyiz? kim bilir?

Kant’a göre; güzel-çirkin estetik bir değer, doğru-yanlış mantıksal bir değer, iyi-kötü ise ahlaksal bir değerdir.
Doğal güzellikle sanatsal güzellik arasındaki köklü ayrım Kant’la başlamıştır. Peki, doğal güzellik nedir? İnsanlar doğaya; güneşin batışına, bir çiçeğin, bir hayvanın güzelliğine duyarlı olmuşlardır. Doğaya güzel dememizin sebebi o değeri yükleyen kendimiz miyiz yani doğaya güzel olgusunu yükleyen insanlardır diyebilir miyiz?
Resimde romantizm akımının büyük ustası E.Delacroix ‘biz romantik olduktan sonra dağlar güzelleşti ‘diyor.
Kant’ta ‘doğa bir sanat eseri olarak görüldüğü zaman güzeldir. ’demektedir.
Yani, doğadan zevk almamızı öğreten sanat eserleridir.
Sanatla doğal güzelliği ilişkilendirirsek; sanatta yoktan var ediş değil de önceden var olan malzemelerin biçim kazandırılması söz konusudur. Sanat eserinin güzelliği doğayı taklit (mimesis)değildir, özel ve özgün bir güzellik değerinin yaratılmasıdır.
Kant, ’Sanat, güzel bir şeyin temsili değildir, bir şeyin güzel temsilidir. ’der.
Bir filmin konusunun savaşın vahşetini anlatımındaki eserin güzelliği o korkunçluğu güzel yansıtmasındandır.
Rodin, hayatın yıpratmış olduğu yaşlı bir kadının iğrenç çıplak vücudu olan ‘Heaulmiere Böyleydi’ adlı eserinin hayranlık yaratması da bundandır.
Peki, yaşlı bir kadının vücudunun çirkin bulunmasının sebebi nedir platonun güzellik anlayışına göre oran ve simetriden dolayıdır. Bir dönemde Anadolu’da şişman kadınlar güzel bulunurmuş savaştan çıktıkları için zayıflığı hastalık olarak nitelendirip şişmanlığı bolluk bereket olarak görürlermiş, bununla birlikte güzellik çirkinlik değer yargılarının topluma, çağa, yaşayış biçimine, kişiye göre değiştiğinden sübjektif olduğunu söyleyebiliriz.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederim sayın nilüfer,

Güzel, doğru ve iyinin zıtlarıyla beraber birer “değer” oldukları yönünde tartışma kalmamış görünmektedir. Değer, bir olgu olarak insan türünün yaratısıdır. Hiçbir canlı/cansız varlık salt kendinden bir değer sahibi değildir. Bu nedenle insanın salt insan olması da –bir tür canlı olarak- bir değeri yoktur. Değer/leri yaratan insan değer olarak tanımladığı olgu/olay/ve nesne ve insan ile sosyal/tarihsel bir etkileşim kurmak suretiyle sosyolojik olarak bu sonuca ulaşır. Doğanın devinim biçimine yüklenen değer/güzellik onun algılanması ile ilgili yine tarihsel/sosyal değerler silsilesi içerisinde insanlaşmanın bir sonucu olarak ortaya çıkar. Salt doğada güzel/iyi/doğru yoktur. Doğaya güzel olgusunu yükleyenin insan olduğunu söylemek abartı olmasa gerek.

Sanatsal yaratılar doğada kendiliğinden var-olan değerler değillerdir. Ayrıca sanat eserlerini salt biçimlendirme, bir-araya getirme olarak da değerlendirmemek gerekir. Tüm sanat biçimleri/dalları ve eserleri insanın doğal ve toplumsal tüm oluşlara karşı duruşunu simgeler ve onun maddeyi zorlamasıdır. Bu yönü ile sanat eserleri birer yaratıdırlar. Eserin güzel ya da çirkin olması bu durumdan tamamen bağsız değildir.

Güzel ve çirkin yargılarının öznel olması onun sosyal/tarihsel içeriğinden kopuk değildir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst